Kur'an-ı Kerim, İslam inancına göre Allah tarafından peygamberlerden biri olan Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy yoluyla gönderildiğine inanılan İslam'ın kutsal kitabıdır. İslam'a göre Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve insanlara rehberlik etmek, yaşamlarını düzenlemek, ahlaki yönergeler sağlamak ve Allah'ın iradesini bildirmek amacıyla gönderilmiştir.
Kur'an-ı Kerim, Arapça olarak yazılmıştır ve 114 sureden oluşur. Bu sureler, farklı uzunluklarda ayetlerden meydana gelir. Kur'an, birçok konuya değinir, insanların ibadet, ahlak, toplumsal ilişkiler, hukuk ve daha birçok konuda rehberlik eder. İslam inancına göre Kur'an, insanların dünya ve ahiret yaşamları için önemli bir kaynaktır ve onun öğretilerine uyulması gerekmektedir.
Kur'an-ı Kerim, Müslümanlar için kutsal ve büyük bir öneme sahiptir. İslam'ın temel metinlerinden biridir ve Müslümanlar tarafından ibadetlerde, dua etmek, öğrenmek ve yaşam tarzlarını düzenlemek için kullanılır. Kur'an'ın öğretilerine ve hükümlerine uymak, Müslümanlar için dinlerinin bir gereğidir.
Bunun sallaması, şişirmesi, çalıyı dolanmacısı, olmaz, fena can yakar, ebleh işidir, türbeyle, hocayla bu işin içinden çıkamazsın, pahalıya patlar sonra, basbayağı kelleyi koltuğa alacaksın dedelerin gibi, cahil sensin ayrıca, ağzını topla, onlar ne yaptığını çok iyi biliyordu, - her mihnetin kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden - diyor ya şair, işte onun devamı için öne atılanlardan, keyfin bilir tabii.
Aslında sosyalist emirler içeren bir kitaptır, hem eşitlikçidir, hem de paylaşımcı, sosyalizmde temel farkı, yeteneklinin önünü kapamaz, bilakis açar, ve onun herkesin faydasına hizmetini sağlar, - işi ehline verin, kendi - sınırsız imkan veriririm - yani kısıtlamaz, ama, sosyalizm gibi, olmayacak işlere izin vermez, dünyada ne bir eşitlilk vardır, ne öyle ekonomide verimlilik, ve üretim olur, ve kazanmamışsan, paylaşım da çöker, örneği yaşandı zaten, hala bir daha keşfedelim, insan doğası değişmeden, zırvadan başka birşey değlidri, peki Kuran ne der, sana hangi yetenek, sağlık, imkan, güç sağlamışsam, onu imkanların dahiiinde paylaşacaksın, bu verilen vergiden farklı bir tutum, o devlete ödenen, zaten dünyanın her yerinde var, bu kendin için, talep ediyorsan, Onun isteğine katılacaksın, ben devlette görev aldım, başkasının parasını dağıttım, öyle bir saçmalık olmaz, kendi emeğinle kazandığından verdiğin sana yarar sağlar, o başkasının emeği, sana bir katkısı yok, vey a pişmanlığını duyduğun bir şey var, devam ettirmezsin, ve telafi için imkanların dahilinde birine yardım edersin, güç birinin güçlüğünü giderirsin, maddi olması şart değli, manevi de olur, bir hastaya, yaşlıya yardım ettin mesela, - Bir hastaya vardın ise yarın anda karşı gele , Yunus, - gibi, telafisi budur, yoksa günah çıkaran papaz gibi saçmalıklar yok, bu son düzeltme ve ilk kez kendi ağzından, kimsenin öyle bir yetkisi de yok, defalarca yazdım, Peygamberim akrabasını bile kurtaramaz dediğini, ve sadece mistiklere yetki vereceğini ve kim olduğunu kendilerinin de bilmediğini, aynı şeyleri tekrar edip durmayalım, ortasından başlamayın, yani tövbe nin aslı hayıra dayanır Kuranda en iyi telafi odur, ama, hiçbir şey beklemeden, kimseye bildirmeden, gözüne sokmadan, sadece O bilsin yeter diye, emir odur, bunu yaşı yetmişi aşmış geçmiş kuşaklar gayet iyi bilirler, öyle yaşadılar zaten, çoğu, bugün değişen o işte kırk yıllık medya bombardımanı, yani modern yerleştirme, orda, herkes kendine çalışır, bu bitiş düdüğüdür kişi için, bu kitaptan yararlanamaz, yazdım, modern akış değil,tam tersi akış diye, geleneksel akış değil, tam tersi diye onlar güncel ve kolayına kaçma, takva zor ve onun için sadece öyle istediği için, tek onun talebi başkası yok orda, sana talimat verene çıkarın için koşarak yapıyorsan, o modern çengel, Onun için beklemeden başka bir şey yapıyorsan, o takva, bundan başka yarar da yok, ve kimseye herhangi bir nedenle maddi veya manevi zarar vermemek, ama, haklıyken de haksız durumuna düşürme kendini o da hakkın, eğer varsa böyle bir zararın telafisi falanca okusun, üflesin bu alay etmek, bir yolu var o da hep hayır, güzel, iyi iş yapmak, Ondan bir beklentin, ebediyete bir inanç besliyor, ve gerçekleşmesini istiyorsan,Kolay gelsin, hiçkimse yok, O var, ve ben herşeyi önce Onun için yaparım diyenlerdensen, işte kazanç orda, gerisi, teferruat ve zırva.
Başında neyse sonunda odur, ağzından çıkanların tek bir kelimesini değiştiremez, kimsenin korumasına ihtiyacı yoktur, kendi işini kendi görür, bir daha çıkmamacasına, beşer orda ancak sinektir, ama, gözde olmak isteyen de, her çilesini çeker, asla ve tavizsiz vazgeçmez, gerçek ışık da öyle gelir, dünya karanlık bir yerdir, sınav da ışığa koşmaktır, bu karanlıktan çıkmak için, dedelerin bunu çok iyi biliyordu, bilginleri sayesinde ondan ön saftaydılar, bugün sen kimsinle beraber, yeni değer ve tanrı, rekabet şehir tuzağında, çıkar, ve zorlanmadan, o da sınavın esası zaten, ya zorluğu çekersin ya öteki işkenceyi, yani ebedisini.
Yoksa siz sizden önceki milletlerin çektiği acıları, sıktıntıları çekmeden, hemen cennete gireceğinizi mi zanettiniz. - KURAN, KENDİ. Kolay gelsin, eskilerin yani dervişlerin çile kavramına bir daha bakın, bu işin beleşi yok, ne olursa olsun, taviz vermemek. var.
Tamamiyle fiiliyat üzerine kuruludur, yapmadığın hiçbir şeyden pay alamazsın, eskiler buna Allah rızası için yapıyorum derdi, artık onlar bitti, ama, sen de bitmemişse de şansın olur.
Gerçek Kuran Ehlinin eziklikle, ya da devşirmeler gibi ne oldum delisi komiklikle işi olmaz, çünkü ihtiyaç duymaz yolu başkadır, onların hırsları ya da zavallı şişinmeleri konusu değildir, ondan anlayarak okumak hayati, kendine yardım etmek istiyorsan önce rehberi anla, yoksa kötü niyetlisi başka yere sürükler anlamazsın bile. Kolay gelsin.
Kuran da kavimlerin kendi içinde oluşundan bahseder, net ayete isteyen bakar, kabaca söyledim, bu, 1950 lerde başlayan Sosyal Psikoloji deneylerinde ispatlandı da - çoğunluk - , deneklere birer resim verilir farklı kavimlerden hangisi beğendiniz, diye nerdeyse ezici bir çoğunlukla, herkes, kendi kavminin kızlarını beğeniyor, onun için Türk kızlarının yeri her zaman bambaşka, daha bebekken ilk gördüğün annenin yüzünü bebeğin beyin nöronları kopyalıyor, bir daha da onu terketmiyor, o görüntü, bilinçdışında, onun için o yüzü dünyanın öbür ucunda görsem tanırım.
Her kim ki, benimle mücadeleye girişir, bahşetmediğimi de geri alırım, pişmanlık duyarsa, yeni bir örtü çekerim üstüne, pişman olmayana rahmet kapıları kapanır, göz atmadığım bir mekana yerleştiririm, benim aktardığımı bana geri veren kimse için saf sevgimi, ve mülkümü veririm, yok olmanın yolları ona kapanır. - KURAN,
Ikna olacaklar, akleden kalbini kullananlar için, Yeryüzünde Allah'ın ayetleri vardır. Bizzat kendinizde de ayetler vardır. Hâlâ görmeyecek misiniz? . (Zâriyât süresi 20- 21.ayet) . (Kainatın parçaları da ayettir. Güneş, ay, gökyüzü, toprak, su, hayvan ve insan hepsi birer ayettir.)
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." . (Bakara süresi 216.ayet )
Vicdan ve insanlık rehberi, hakkıyla riayet edersen, ki modern evrede en düşük seviyededir, doğal olarak, dökme çağı bu, ama, bu 30 çaresiz insanı taşlayanların anlayışı artık doruktur, zaten işe ne vicdanı, insanlığı deyip başlamışlardı, istismar var diye, bu aşamada, çaresiz bir avuç insanı taşlamak istismar değil, denizlerde batırıp öldürmek de, anlayışlarında, bakış açıları bu, ama, irtifa kaybetmiş halinle bile misafir ediyorsun, onun için seni harcama malzemesi yapmak, çocuk oyuncağı, onun için şeker de yiyebilsinler diyorlar, göz boyayıp, şekeri elinden almak için, oyuna gelmeyin gençler, hayatın topun ağzında. Bilim falan dedikleri zırvaları, zaten bugünün dünyasında yapmayan yok, herkes enayi mi, işine geleni neden yapmasın, fayda görüyorsa, bunu sakız yapmalarının nedeni, istismarlarına zemin oluşturmak, yoksa, dertleri ne bilim, ne insaniyet, ne değer, onun içinde göz boyayıp, güç sahibi olursa, zaten hasta kafasıyla böcek gibi gördüğü insanları, kolayca harcar, daha iktidar olmadan başladılar, durduk yerde, komşuna çatmak neyin nesi, bildiğin tetikçilik.
Kur'an-ı Kerim, İslam inancına göre Allah tarafından peygamberlerden biri olan Muhammed'e (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy yoluyla gönderildiğine inanılan İslam'ın kutsal kitabıdır. İslam'a göre Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve insanlara rehberlik etmek, yaşamlarını düzenlemek, ahlaki yönergeler sağlamak ve Allah'ın iradesini bildirmek amacıyla gönderilmiştir.
Kur'an-ı Kerim, Arapça olarak yazılmıştır ve 114 sureden oluşur. Bu sureler, farklı uzunluklarda ayetlerden meydana gelir. Kur'an, birçok konuya değinir, insanların ibadet, ahlak, toplumsal ilişkiler, hukuk ve daha birçok konuda rehberlik eder. İslam inancına göre Kur'an, insanların dünya ve ahiret yaşamları için önemli bir kaynaktır ve onun öğretilerine uyulması gerekmektedir.
Kur'an-ı Kerim, Müslümanlar için kutsal ve büyük bir öneme sahiptir. İslam'ın temel metinlerinden biridir ve Müslümanlar tarafından ibadetlerde, dua etmek, öğrenmek ve yaşam tarzlarını düzenlemek için kullanılır. Kur'an'ın öğretilerine ve hükümlerine uymak, Müslümanlar için dinlerinin bir gereğidir.
Allahın emri mutlaka yerini bulur. - KURAN, KENDİ.
Bekleyip göreceksiniz, ideali bu.
Bunun sallaması, şişirmesi, çalıyı dolanmacısı, olmaz, fena can yakar, ebleh işidir, türbeyle, hocayla bu işin içinden çıkamazsın, pahalıya patlar sonra, basbayağı kelleyi koltuğa alacaksın dedelerin gibi, cahil sensin ayrıca,
ağzını topla, onlar ne yaptığını çok iyi biliyordu, - her mihnetin kabulüm, yeter ki gün eksilmesin penceremden -
diyor ya şair, işte onun devamı için öne atılanlardan, keyfin bilir tabii.
Anlayasınız diye gönderdik. - KURAN, KENDİ,
Rehber ve Rahmandır. - KURAN, KENDİ,
Yaşam Rehberi.
Özellikle İslam Felsefesine bir dalın çocuklar, deryadır, başka şeyleri bilmenize engel değil, bilakis, zenginleştirir.
Allah yaptıklarınızdan haberdardır. - KURAN, KENDİ.
Benimle mücadele edenlerden bahşettiklerimi de geri alırım, hiç bakmadığım bir yere yerleştiririm. - KENDİ.
Özgür İrade ve Sonuçları, elenmek isteyenin önü açık, derisine de güveniyorsa, sorun yok.
Keşke ölsek diyecekler, ama, ölmezler ki. - KENDİ.
Kendinden başkasına hayrı olmayanın, en önemli konularda bile ben, ben diyenin, her zaman çalıyı dolanın, işine bakanın Kuran da yeri yoktur.
https://sessizolacakmis.blogspot.com/
https://sessizolacakmis.blogspot.com/2023/08/hukumle-ilgili-ayetler.html
Aslında sosyalist emirler içeren bir kitaptır, hem eşitlikçidir, hem de paylaşımcı, sosyalizmde temel farkı, yeteneklinin önünü kapamaz, bilakis açar, ve onun herkesin faydasına hizmetini sağlar, - işi ehline verin, kendi - sınırsız imkan veriririm - yani kısıtlamaz, ama, sosyalizm gibi, olmayacak işlere izin vermez, dünyada ne bir eşitlilk vardır, ne öyle ekonomide verimlilik, ve üretim olur, ve kazanmamışsan, paylaşım da çöker, örneği yaşandı zaten, hala bir daha keşfedelim, insan doğası değişmeden, zırvadan başka birşey değlidri, peki Kuran ne der, sana hangi yetenek, sağlık, imkan, güç sağlamışsam, onu imkanların dahiiinde paylaşacaksın, bu verilen vergiden farklı bir tutum, o devlete ödenen, zaten dünyanın her yerinde var, bu kendin için, talep ediyorsan, Onun isteğine katılacaksın, ben devlette görev aldım, başkasının parasını dağıttım, öyle bir saçmalık olmaz, kendi emeğinle kazandığından verdiğin sana yarar sağlar, o başkasının emeği, sana bir katkısı yok, vey a pişmanlığını duyduğun bir şey var, devam ettirmezsin, ve telafi için imkanların dahilinde birine yardım edersin, güç birinin güçlüğünü giderirsin, maddi olması şart değli, manevi de olur, bir hastaya, yaşlıya yardım ettin mesela, - Bir hastaya vardın ise yarın anda karşı gele , Yunus, - gibi, telafisi budur, yoksa günah çıkaran papaz gibi saçmalıklar yok, bu son düzeltme ve ilk kez kendi ağzından, kimsenin öyle bir yetkisi de yok, defalarca yazdım, Peygamberim akrabasını bile kurtaramaz dediğini, ve sadece mistiklere yetki vereceğini ve kim olduğunu kendilerinin de bilmediğini, aynı şeyleri tekrar edip durmayalım, ortasından başlamayın, yani tövbe nin aslı hayıra dayanır Kuranda en iyi telafi odur, ama, hiçbir şey beklemeden, kimseye bildirmeden, gözüne sokmadan, sadece O bilsin yeter diye, emir odur, bunu yaşı yetmişi aşmış geçmiş kuşaklar gayet iyi bilirler, öyle yaşadılar zaten, çoğu, bugün değişen o işte kırk yıllık medya bombardımanı, yani modern yerleştirme, orda, herkes kendine çalışır, bu bitiş düdüğüdür kişi için, bu kitaptan yararlanamaz, yazdım, modern akış değil,tam tersi akış diye, geleneksel akış değil, tam tersi diye onlar güncel ve kolayına kaçma, takva zor ve onun için sadece öyle istediği için, tek onun talebi başkası yok orda, sana talimat verene çıkarın için koşarak yapıyorsan, o modern çengel, Onun için beklemeden başka bir şey yapıyorsan, o takva, bundan başka yarar da yok, ve kimseye herhangi bir nedenle maddi veya manevi zarar vermemek, ama, haklıyken de haksız durumuna düşürme kendini o da hakkın, eğer varsa böyle bir zararın telafisi falanca okusun, üflesin bu alay etmek, bir yolu var o da hep hayır, güzel, iyi iş yapmak, Ondan bir beklentin, ebediyete bir inanç besliyor, ve gerçekleşmesini istiyorsan,Kolay gelsin, hiçkimse yok, O var, ve ben herşeyi önce Onun için yaparım diyenlerdensen, işte kazanç orda, gerisi, teferruat ve zırva.
Başında neyse sonunda odur, ağzından çıkanların tek bir kelimesini değiştiremez, kimsenin korumasına ihtiyacı yoktur, kendi işini kendi görür, bir daha çıkmamacasına, beşer orda ancak sinektir, ama, gözde olmak isteyen de, her çilesini çeker, asla ve tavizsiz vazgeçmez, gerçek ışık da öyle gelir, dünya karanlık bir yerdir, sınav da ışığa koşmaktır, bu karanlıktan çıkmak için, dedelerin bunu çok iyi biliyordu, bilginleri sayesinde ondan ön saftaydılar, bugün sen kimsinle beraber, yeni değer ve tanrı, rekabet şehir tuzağında, çıkar, ve zorlanmadan, o da sınavın esası zaten, ya zorluğu çekersin ya öteki işkenceyi, yani ebedisini.
Yoksa siz sizden önceki milletlerin çektiği acıları, sıktıntıları çekmeden, hemen cennete gireceğinizi mi zanettiniz. - KURAN, KENDİ. Kolay gelsin, eskilerin yani dervişlerin çile kavramına bir daha bakın, bu işin beleşi yok, ne olursa olsun, taviz vermemek. var.
Hesaba kitaba gelmez, kitapsızla hiç ilgilenmez, onunla fırını ilgilenir, nasılsa avuçta sonunda.
Dirilten ve öldüren odur. - KURAN, KENDİ,
Herkes için iyilik düşünenlerin, kötülük yapanlara sırtını dönenlerin dinidir,
Dirilten ve öldüren Odur. - KENDİ.
Tamamiyle fiiliyat üzerine kuruludur, yapmadığın hiçbir şeyden pay alamazsın, eskiler buna Allah rızası için yapıyorum derdi, artık onlar bitti, ama, sen de bitmemişse de şansın olur.
Gerçek Kuran Ehlinin eziklikle, ya da devşirmeler gibi ne oldum delisi komiklikle işi olmaz, çünkü ihtiyaç duymaz yolu başkadır, onların hırsları ya da zavallı şişinmeleri konusu değildir, ondan anlayarak okumak hayati, kendine yardım etmek istiyorsan önce rehberi anla, yoksa kötü niyetlisi başka yere sürükler anlamazsın bile. Kolay gelsin.
https://sessizolacakmis.blogspot.com/?m=1
https://www.blogger.com/blog/posts/4619886981320782757
Budur;))
hakikatin kitap bulmuş halii
Moda rehberi değildir, lokanta menüsü de değildir, ama, has insanın rehberidir, hile kaldırmaz, pahalıya mal eder. Kolay gelsin.
Biz istiyoruz ki;
Güçsüz ve ezilenleri yeryüzüne önderler yapalım...
.
(Kasas süresi 5. ayet)
Kuran da kavimlerin kendi içinde oluşundan bahseder, net ayete isteyen bakar, kabaca söyledim, bu, 1950 lerde başlayan Sosyal Psikoloji deneylerinde ispatlandı da - çoğunluk - , deneklere birer resim verilir farklı kavimlerden hangisi beğendiniz, diye nerdeyse ezici bir çoğunlukla, herkes, kendi kavminin kızlarını beğeniyor, onun için Türk kızlarının yeri her zaman bambaşka, daha bebekken ilk gördüğün annenin yüzünü bebeğin beyin nöronları kopyalıyor, bir daha da onu terketmiyor, o görüntü, bilinçdışında, onun için o yüzü dünyanın öbür ucunda görsem tanırım.
Her kim ki, benimle mücadeleye girişir, bahşetmediğimi de geri alırım,
pişmanlık duyarsa, yeni bir örtü çekerim üstüne, pişman olmayana
rahmet kapıları kapanır, göz atmadığım bir mekana yerleştiririm, benim
aktardığımı bana geri veren kimse için saf sevgimi, ve mülkümü veririm,
yok olmanın yolları ona kapanır. - KURAN,
Gönlünü kazanmak, herkese açık, uzaktan kumandası yok.
Ikna olacaklar, akleden kalbini kullananlar için,
Yeryüzünde Allah'ın ayetleri vardır.
Bizzat kendinizde de ayetler vardır.
Hâlâ görmeyecek misiniz?
.
(Zâriyât süresi 20- 21.ayet)
.
(Kainatın parçaları da ayettir.
Güneş, ay, gökyüzü, toprak, su, hayvan ve insan hepsi birer ayettir.)
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir.
Allah bilir de siz bilmezsiniz."
.
(Bakara süresi 216.ayet )
Vicdan ve insanlık rehberi, hakkıyla riayet edersen, ki modern evrede en düşük seviyededir, doğal olarak, dökme çağı bu, ama, bu 30 çaresiz insanı taşlayanların anlayışı artık doruktur, zaten işe ne vicdanı, insanlığı deyip başlamışlardı, istismar var diye, bu aşamada, çaresiz bir avuç insanı taşlamak istismar değil, denizlerde batırıp öldürmek de, anlayışlarında, bakış açıları bu, ama, irtifa kaybetmiş halinle bile misafir ediyorsun, onun için seni harcama malzemesi yapmak, çocuk oyuncağı, onun için şeker de yiyebilsinler diyorlar, göz boyayıp, şekeri elinden almak için, oyuna gelmeyin gençler, hayatın topun ağzında. Bilim falan dedikleri zırvaları, zaten bugünün dünyasında yapmayan yok, herkes enayi mi, işine geleni neden yapmasın, fayda görüyorsa, bunu sakız yapmalarının nedeni, istismarlarına zemin oluşturmak, yoksa, dertleri ne bilim, ne insaniyet, ne değer, onun içinde göz boyayıp, güç sahibi olursa, zaten hasta kafasıyla böcek gibi gördüğü insanları, kolayca harcar, daha iktidar olmadan başladılar, durduk yerde, komşuna çatmak neyin nesi, bildiğin tetikçilik.
Hesap sorar, muğlaklığı ondandır, oltaya gelsinler diye, temiz kalan da hakkını alsın, kim sahici kim değil, hayat oyunu. Kolay gelsin.
Düşünmez misiniz.?
.
(Saffat süresi 138. ayet)
Kendi kitabını oku!
Bugün hesap sorucu olarak, sen, sana yetersin...
.
(İsra süredi 14.ayet)