Akka'da Kasap Ahmet Paşaydık, Napolyon'a, Preveze de Barbaros Hayrettin Paşa, Yıldırım gibiydik Beyazid ile Niğbolu'da Yıkamadılar mabedini İslamın Sultan Abdülhamit ile Payiaht'ta Dar etti dünyayı, zelil etti düşmanı Çanakkale'de Mustafa Kemal Paşa İşte O ,Tek gerçek bizdik, düşmana
Çanakkaleyi gezerken rehberinizi iyi seçmelisiniz. Vatanını seven gerçekten bastığı yerlere toprak diye bakmayan insanlar rehberlik etmeli size.. Diğer türlü size vatan sevgisinden, savunmasından, bastığımız yerlerdeki şehitlerin canla başla savaşmalarını anlatması sadece ezbere söylenen anlamsız sözlerden ibaret olur.. Size bu vatanın nasıl kurtarıldığını minnet dolu sözlerle anlatan kişi, arkanızı döndüğünüzde telefondaki kişiye ‘Bana Gelibolu’yu kitlediler, bozcaadayı istiyordum ben bilmem ne şarabından içip ağzımı tatlandıracaktım.’ deyip de gözünüzde iki yüzlü bir insan olarak küçülmesin..
Feribotla Çanakkale'den Eceabat'a geçerken bir yazı ilişir gözlere...Aslında o bir şiirdir.Her defasında, milli duygularım bir kez daha coşar, neler düşünürüm neler...işte o şiirin tamamı:
DUR YOLCU
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir! .
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda İstiklal uğrunda, namus yolunda, Can veren Mehmed'in yattığı yerdir!
Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed'in düşmanı boğduğu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir! ...
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin, Bir harbin sonunda bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir! ...
Selam olsun tüm şehitlerimize..... Vatanımızın destan yazan kalelerinden..... Nice Mehmetçiklerimizin kanları hala o topraklarda.... Rahat uyuyun.... İnş gerekmeyecek ama gerekirse hiç şüpheniz olmasın biz varız....
Çanakale'de, Taş Han'da bira içiyorum. Biri keman çalışıyor üst katta, yan masadaki çift önce kavga etti sonra barıştı, karşı sandalyede bir kedi pürkeyif uyuyor, ben Murathan Mungan okuyorum, sınırsız mutluyum. Binlerce sorun var ama hiç biri umrumda değil. Bir gün herkesten kurtulduğumda burada yaşayabilirim, mutlu da olurum, seviyorum ben bu şehri, gerçekten seviyorum... İyi gelirdi bu şehir bana, hayatımı istediğim gibi yaşayabilseydim, çok iyi gelirdi...!
Güzel ülkemin en batı illerinden biri olmasına rağmen bir türlü hak ettiği ilgiyi görememiş olan güzel şirin bir vilayetimiz. Hak ettiği ilgiden kastettiğim, eksik o kadar çok şeyi varki, özellikle iş alanlarına, yeni yatırımlara çok ihtiyacı var. Çanakkale'yi yılda bir defa 18 Mart kutlamalarında hatırlamak yetmez. Buradaki gençler için acil yeni iş olanakları sağlanmalı.
Çanakkale; Kardeşimin üniversite hayatı nedeniyle,bir çok kez gidip geldiğim bir şehirdir.Çanakkale'ye ilk gittiğimde,biraz hayal kırıklığım oldu.Boğazın iki şehri arasında bu kadar fark olabileceğini hiç tahmin etmiyordum.İstanbul'la coğrafi durumu bu kadar benzer olup,kaderi bu kadar mı ayrı düşebilir.? Ama tarihi gereği bu sessizlik ve ağır başlılık ona birazda yakışıyor.Birde Çanakkale'ye gittiğimde çok hüzünlenirim. Hani 'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ' ruhuyla orada yüzbinlerce insanımızı toprağa verdiğimiz yerlerde,Dolmabahçe önünde demirlemiş İngiliz gemileri gelir gözümün önüne......Tarih bilgisi kıt olanlarda zannederler ki Çanakkale hiç geçilmedi....Bu biraz içimizdeki hüznü hafifletir, yaşadığımız acıları unutturur. Çanakkale'de savaşa dair bir çok söylence vardır. Benim en çok sevdiklerim insana dair olanlardır.Hani namaz vakitleri anzakların savaşa ara vermesi, bizim siperlerimizden düşman mevzilerine ekmek, su atılması.....Bu iki kurşunun havada çarpışmasından daha mucizevi bir şey.......
Çanakkale Seferi, Türk milletinin eski kudret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin varlığını meydana koydu.”
“ BENİM GÖZLERİM GÖRECEĞİNİ GÖRDÜ” . . O gün Boğaz tabyaları arasında en çok iş gören ve en çok hasara uğrayan Rumeli Mecidiyesi Bataryası oldu. Sabahtan beri muharebenin en şiddetli anlarında dahi iki sahil arasında gidip gelmekten çekinmemiş olan Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, tabyanın feci durumunu haber aldığı zaman yine motora atlayıp Çimenlik İskelesi’nden karşı sahile hareket etti. Cephaneliği berhava olan tabyanın durumu hazindi. İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini çekti ve yanına gidip
“ Ne var evlat? ” diye sordu. Nefer hemen yerinden fırlayıp esas duruş vaziyeti aldı. Çünkü sesi tanımıştı. Ama gözleri başka tarafa bakıyordu.
“ Gözlerine bir şey mi oldu oğlum? ” O zaman nefer tok sesiyle “ Üzülmeyin efendim” diye cevap verdi. “ benim gözlerim göreceğini gördü” (Evet düşman gemilerine tam isabet kaydedilmiş ve “Ocean” destroyeri hareket edemez hale getirilmişti.)
Kahramanca savunduk tepeyi,dağı,bayırı Destanın adı Anafartalar,Seddülbahir; Conkbayırı Bayrakları bayrak yapan kandı,Çanakkale'de döktük kanı, Satmadık hiçbir zaman bu cennet vatanı
Tarihin akışını değiştiren, Türk'ün şan ve şerefini zirveye eriştiren, Vatana sevgi duygusunu geliştiren, İman gücünü bayraklaştıran, Ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran, Görkemli bir destandır Çanakkale
Mayın gemimiz Nusred'ti Yüce Rabbim'e bin şükür bize yardım etti Şehid oldu binlerce er, Çanakkale ebedileşen zafer...
Çanakkale 250Bin şehidin kefensiz yattığı, Türk'ün şanına şan kattığı, Ve bir devrin battığı yerdir...
Şuheda yetmez sana abide,anıt, İşte Çanakkale en büyük kanıt...
Çanakkale kuzenlerimin bulunduğu il.Walla hepsi süperler özledim şimdi onları güzel bir şehir sahil kenarları olmaza incin top oynayacak ama o sahil kenarları bırakmıoki onları(in cin) oynasın HEHE
Ya benim herşeyim burası üstüne milyar verseler başka yerde yaşamak istemem biraz ayrı kalınca özlüyosun:(Heryer tarih heryer deniz kendi memleketim diye demiyorum :) harika bir şehir...Allah yokluğun göstermesin...
çanakkale denince aklıma ilk gelenler....vatanımın bölünmezliğini ispatladığımız, tüm dünyaya insanlık nasıl olur gösterdiğimiz,büyük bir zafer kazandığımız,nice koç yiğitleri toprağa verdiğimiz,milli birlik ve beraberliğimizi kanla ispatladığımız, her metrekaresini kan ve gözyaşıyla sulamış olduğumuz toprak parçası geliyor... sanırım bu kadarı yeterli...
var olan tüm alemlerin hayran olduğu bir mücadele sahası milli ve dini değerlerin yeniden ayaklandığı kan deryası demir eriten,sineleri yakan hasretin yürek yarası ve manaların kifayetsiz kaldığı Şehitlerimizin Sedası
çanakkale doğduğum,büyüdüğüm yer. Yüzyılın savaşını vermiş geriye sadece sert rüzgarı kalmış. İstanbulun gölgesinde kalmış bir cennet keŞke hep öyle kalabilse HİÇ BÜYÜME ÇOCUK...
tüylerimi ürperten şehir...hayran olduğum.vazgeçemediğim.aramda bişey var onunla sanki.gelibolu bi başkadır.tutkudur hatta.piri reise gidersin ziyarete önce.kıyıdaki o eski şarap fabrikası seni selamlar.roma'dan dondurma yersin.en tepede eski adliye sarayı.bayraklı dedede dilek dilersin herkes gibi.olursa eğer dileğin gelip bayrak asarsın.hamzakoy plajı da seni büyüler herşeyiyle.
Ağustos günü Gelibolu gezisi Gezdikce gezmek isteği Gelibolu Ege'ye süzülüyor. Memleketimin haritası ağlıyor Gözyaşları deniz olup çağlıyor Boğazın serin suları eşlik ediyor Kelimeler havalanıyor yüreğimden 'Hey koca Gelibolu onca yiğit Hakk'a Yürümüşken senden'. Neden sakinsin Neden şahlanmıyorsun Neden kanatlanmıyorsun
İkiyüzellibin can ikiyüzellibin can Yankılanıyor Gelibolu Haykırıyor Gelibolu Ağlıyor Gelibolu ağlıyor Yaşlı Dede anlatıyor Dalgın ve üzgün Anlattıkça açılıyor Coşuyor coştukca anlatıyor
'Zaman fırtınalara tutulduğumuz zaman Rüzgarların yelelerimizi dağıttığı zaman
Kara ağızlar ferman keser Kefen biçer Kara eller Mezar kazar Çanakkale'den Istanbul'a varalım Hançerimizi tam göğsünden vuralım Ve korkunç zırhlılarla hareket edilir Havalar iyi giderse İKİ hafta içinde Boğaz'a demirleyecekler.
Kara haber tez yayılır Azınlıklar muzaffer haçlıları Karşılama telaşında: Ana ağlar Yar ağlar Yol ağlar Bel ağlar Gelibolu ağlar. Yemen Kafkasya Çanakkale Galiçya Her yuvadan bir yiğit Yetmez İki Dört,beş Ne kadar varsa o kadar Yiğit yağız Git sen de git Vatan için Bayrak İçin Ezan için Namus için Can için Kimse kalmasın eli silah tutan Gitsin gitsin Kınalı kuzular
Kınalı Murat'lar gitsin Son yongalar uğurlanır Analar ağlar Bacılar ağlar Yavuklular ağlar Körpe yavrular koklanır Saçlarından bir tutam kesilir Hatıra olarak saklanır Makaslar ağlar Mendiller ağlar
Nice genç kızların muradı Dizilir Çanakkale yollarına Nişanlılar veda eder Kınalar ağlar Çeyizler ağlar Destanlar ağlar Şiirler ağlar Gelibolu ağlar Ve yurdun Dört bir yanından Gazi şehit adayları Düşmanın alnına değecek yalın pala Göğsüne inecek bir süngü gibi Ev bark çoluk çocuk ana yar Hepsinin hayali dökülür Oluk oluk kan olur Ya şehit ya gazi 'Çanakkale geçilmez Geçilmez Çanakkale...
Ege farklı tonda artık Dalgalar kıyıları döver hazin hazin Gri renkli ölüm makinaları görünür Ufuklar ağlar Afaklar ağlar Göz ağlar Gönül ağlar Seherler ağlar Mehmetcik hayıflanır Mehmetcik kederlenir Mehmetcik şahlanır Mehmetcik kanatlanır Gömülür boğazın sularına birer birer Gelibolu Sarpkayalarına çarpmayan gemiler Mehmetciğin gögsüne çarpar paralanır Bogazın azgın sularından kurtulanlar Boğulur şehitlerin al kanlarında üçer beşer
Ve bir bahar sabahı Mecidiye tabyası darmadağın edilir Onaltı yiğit şehit olur Koca Seyit Ağa ağlar 'La Havle Ve La Kuvvete'deyip Mermileri sırtlar Okkalar ağlar hasedinden Tarihler Onsekiz Martı yazarken Çanakkale'nin geçit vermeyeceği anlaşılır Aylar ağlar
Çıkarma yapmaya karar verilir İlk çıkarma Ertuğrul Koyuna Ezineli Yahya Çavuş gürler 'Vatanımın toprakları namusun kadar kutsaldır Düşman ayak basmamalıdır Altmışüç neferle akşama kadar Üçbin düşman öldürülür
Mehtap deresinden bir orduya bedel Teğmen Mehmet Selim geçer Talihsiz bir kurşun benzin bidonuna isabet eder Selim Teğmen tutuşur Cesedini karartamaz ateşler Işıl ışıl ışıldar Gün ağlar Güneş ağlar Yğitler birer birer değil Bölük bölük alay alay Şehit düşer
Üçün'cü taburda kınalı er, Sabri Beyin dikkatini çeker Yozgatlı Murat mahcup olur Boyun büker Hemen annesine yazar 'Kardeşlerimin başına kına yakmayasın Mahcup oldum Zabit Efendi sorduğunda Cevap bekler 'Ey oğlum gözümün nuru Murad'ım Selam söyle Zabit Efendiye Koçları kınalar kurban ederiz. Kınalı Murat anne mektubunu alamadan Kurban olur Bıçaklar ağlar
Bir savaş ki Çanakkale içinde Herşey ağlar Şehitler sevinçten Gaziler teessürden Seddü'l bahir düşman ayağı değdi diye Boğaz ağlar Mehmet Çavuş Yahya Çavuş Koca Seyit Mülazım Mehmet Selim Kınalı Murat ağlar
Ağla Çanakkalem ağla Ağla Gelibolum ağla En çok ağlamayı sen hakettin Geçilmez Çanakkale asla Dede sözünü tamamlar Ağlar,ak sakallarından akar yaşlar Yorgun bitkin,ağlamaklı Yolculuğa ara verilir
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli araştırmacı,yazar ve şair Sayın Ekrem Şamanın bir şiirini aşağıya alıyorum.
Necmiye Sarpkaya
Çanakkale'de Merhamet Dersi
Çanakkale’de savaşan Fransız bir general, Hatırasında ne yazıyor, bak da ibret al. Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim, İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim. Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken, Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden. Bana tuhaf görünen hareketleri vardı, Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı. Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın. Kendi elbisesini kesip, yaralı ere, Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere. Durdurmuştu can düşmanının akan kanını, O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı. Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak, Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak. Rüyadaydım sanki olanları görüyordum, Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum: -O sana düşman değil mi, yarasını sardın, Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın? O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi; -Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi, Anladım ki anasına gitmek arzusudur, Belki anasının bir tanecik kuzusudur. Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum, O anasına kavuşsun, budur benim arzum. Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken, Son nefeslerini vermişti ikisi birden. Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara, Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”
(istanbul:13.08.2004)
Ekrem Şama
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çanakkele ile ilgili değerli araştırmaları ve gerçeklerin gün ışığına çıkmasına sebep olacak değerli bir şair ve yazarımızı tanıtmak istiyorum. Ekrem Şama Kitap isimleri: 'Hilelerle Çanakkale' 'Şu Boğaz Harbi Dedikleri' Ben okudun çok beğendim arkadaşlarıma tavsiye ederim. Saygılarımla Necmiye Sarpkaya
'Söyle Arkadasim' dedi Anadolulu Mehmet yanibasindaki Anzak erine 'nereden kopup gelmissin, neden çökmüs bu mahsunluk üzerine? ' 'DUNYANIN ÖBÜR UCUNDAN' dedi gencecik Anzak 'Öyle yazmislar mezar tasima. dogdugum yerler öylesine uzak, örtündügüm topraksa gurbet bana.' 'Dert edinme arkadasim'dedi Mehmet 'degil mi ki bizlerle birlesti kaderin, degil mi ki yurdumuzun koynundasin ilelebet, sende artik bizdensin, sende bencileyin bir Mehmet' Çanakkale'de topraginin üstü cennet alti mezar kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar. 'ya sen dedi Mehmet oyun çagindaki Ingiliz erine, 'yasin ne senin kardes böylesine erken buralarda isin ne? ' 'yasim sonsuza dek onbes' dedi ufak tefek Ingiliz eri. 'köyümde askercilik oynar costururdum trampetimle bizimkileri derken kendimi cephede buldum oyun muydu, gerçek miydi anlamadan, bir sahici kursunla vuruldum. Sustu boynumdaki trampet, son verildi böylece oyundan bozma isime Gelibolu'da bana da bir mezar kazildi mezar tasima ON BESINDE TRAMPETÇI' yazildi. Öyküm de künyem de bundan ibaret.' Yagmur yagiyordu usul usul topraga gozyaslari düserek üstüne sanki damla damla agliyordu uzaktan uzaga sahibini yitiren bir trampet 'ya sizler' dedi Mehmet dünyanin dört kitasindan mezarlar dolusu erlere, 'hangi rüzgar savurdu sizleri bu bilmediginiz yerlere' kimi Ingilizdi, kimi Iskoç kimi Fransizdi, kimi Senegalli kimi Hintli kimi Nepalli kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak gemiler dolusu asker her biri niye geldiginden habersiz Gelibolu'nun oya gibi koylarindan sizarak tirmanmislardi daga bayira siper siper yara gibi yarilan toprak mezar olmustu savas ardindan onlara. Kiminin BURADA YATTIGI SANILIR Kiminin ADI BILINSE DE MEZARI BILINMEZ kiminin de mezar tasinda on alti on yedi on sekiz yasinda EBEDI ISTIRAHATE ÇEKILDIGI yazili. Çanakkale topraklarinda, her birinin erken biten yasam öyküsü eski yazitlar gibi taslara böyle kazili. Anlamaz miyim' dedi 'halinizden kardesler' adina yazili tasi bile olmayan asker Anadolulu Mehmet ben de yuzyillarca yaban ellerde neyin ugruna bilmeden can vermisim kendi yurdum ugruna can vermenin tadina ilk kez Çanakkale'de ermisim. Ugrunda can verdikce vatandi ancak ekip biçtigim padisah mülkü toprak degil mi ki sizler alamasaniz bile bu topraklar almis sizi sizleri basmis bagrina sizlere de vatan sayilir artik Çanakkale. Çanakkale'de topraginin üstü cennet alti mezar kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar. Bir garip savasti Çanakkale savasi kizistikça kizginligi dindiren ara verildikçe atese düsmani kardese döndüren bir savasti. Kiyasiya bir savasti ama saygi üreten bir savas yaklastikça birbirine karsilikli siperler gönüller de yakinlasti düstükçe vurusanlar topraga dostlar gibi kaynasti. Savas bitti.Ölenler kaldi saglar gitti köylü köyune döndü evli evine kir çiçekleri geldiler akin akin çekilen askerlerin yerine yaban gülleri, dag laleleri, papatyalar, kilim kilim yayildilar topraga. Siper siper topragin savas yaralarini örttüler koyunlar koruganlari yuva yapti kendine kuslar döndü gökyüzüne kursunlarin yerine. Çiçegiyle yemisiyle yesiliyle silah yerine saban tutan elleriyle geri aldi savas alanlarini doga can geldi topraga silindikçe kan izleri. Yeryüzünde cennet oldu öylece o cehennem savas yeri simdi Çanakkale Gelibolu bahçe bahce, ülke ülke mezar dolu. Üstü cennet alti mezar Çanakkale topraginin kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar. Huzur içinde uyusun vurustuklari toprakta kavgadan kinden uzakta yanyan dostça yatanlar.
Akka'da Kasap Ahmet Paşaydık, Napolyon'a,
Preveze de Barbaros Hayrettin Paşa,
Yıldırım gibiydik Beyazid ile Niğbolu'da
Yıkamadılar mabedini İslamın
Sultan Abdülhamit ile Payiaht'ta
Dar etti dünyayı, zelil etti düşmanı
Çanakkale'de Mustafa Kemal Paşa
İşte O ,Tek gerçek bizdik, düşmana
Çanakkaleyi gezerken rehberinizi iyi seçmelisiniz. Vatanını seven gerçekten bastığı yerlere toprak diye bakmayan insanlar rehberlik etmeli size.. Diğer türlü size vatan sevgisinden, savunmasından, bastığımız yerlerdeki şehitlerin canla başla savaşmalarını anlatması sadece ezbere söylenen anlamsız sözlerden ibaret olur..
Size bu vatanın nasıl kurtarıldığını minnet dolu sözlerle anlatan kişi, arkanızı döndüğünüzde telefondaki kişiye ‘Bana Gelibolu’yu kitlediler, bozcaadayı istiyordum ben bilmem ne şarabından içip ağzımı tatlandıracaktım.’ deyip de gözünüzde iki yüzlü bir insan olarak küçülmesin..
Feribotla Çanakkale'den Eceabat'a geçerken bir yazı ilişir gözlere...Aslında o bir şiirdir.Her defasında, milli duygularım bir kez daha coşar, neler düşünürüm neler...işte o şiirin tamamı:
DUR YOLCU
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir! .
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed'in yattığı yerdir!
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed'in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir! ...
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir! ...
NECMETTİN HALİL ONAN
türklüğün ikinci defa doğduğu şehir...
Selam olsun tüm şehitlerimize.....
Vatanımızın destan yazan kalelerinden.....
Nice Mehmetçiklerimizin kanları hala o topraklarda....
Rahat uyuyun....
İnş gerekmeyecek ama gerekirse hiç şüpheniz olmasın biz varız....
Son delikanlilar Canakkalede Sehit oldu!
G.E.Ç.İ.L.M.E.Z
ben de çanakkaleliyim ve bu şehri cok rahatlatıcı buluyorum
Çanakale'de, Taş Han'da bira içiyorum.
Biri keman çalışıyor üst katta, yan masadaki çift önce kavga etti sonra barıştı, karşı sandalyede bir kedi pürkeyif uyuyor, ben Murathan Mungan okuyorum, sınırsız mutluyum. Binlerce sorun var ama hiç biri umrumda değil.
Bir gün herkesten kurtulduğumda burada yaşayabilirim, mutlu da olurum, seviyorum ben bu şehri, gerçekten seviyorum...
İyi gelirdi bu şehir bana, hayatımı istediğim gibi yaşayabilseydim, çok iyi gelirdi...!
Güzel ülkemin en batı illerinden biri olmasına rağmen bir türlü hak ettiği ilgiyi görememiş olan güzel şirin bir vilayetimiz. Hak ettiği ilgiden kastettiğim, eksik o kadar çok şeyi varki, özellikle iş alanlarına, yeni yatırımlara çok ihtiyacı var. Çanakkale'yi yılda bir defa 18 Mart kutlamalarında hatırlamak yetmez. Buradaki gençler için acil yeni iş olanakları sağlanmalı.
Çanakkale; Kardeşimin üniversite hayatı nedeniyle,bir çok kez gidip geldiğim bir şehirdir.Çanakkale'ye ilk gittiğimde,biraz hayal kırıklığım oldu.Boğazın iki şehri arasında bu kadar fark olabileceğini hiç tahmin etmiyordum.İstanbul'la coğrafi durumu bu kadar benzer olup,kaderi bu kadar mı ayrı düşebilir.? Ama tarihi gereği bu sessizlik ve ağır başlılık ona birazda yakışıyor.Birde Çanakkale'ye gittiğimde çok hüzünlenirim. Hani 'ÇANAKKALE GEÇİLMEZ' ruhuyla orada yüzbinlerce insanımızı toprağa verdiğimiz yerlerde,Dolmabahçe önünde demirlemiş İngiliz gemileri gelir gözümün önüne......Tarih bilgisi kıt olanlarda zannederler ki Çanakkale hiç geçilmedi....Bu biraz içimizdeki hüznü hafifletir, yaşadığımız acıları unutturur.
Çanakkale'de savaşa dair bir çok söylence vardır. Benim en çok sevdiklerim insana dair olanlardır.Hani namaz vakitleri anzakların savaşa ara vermesi, bizim siperlerimizden düşman mevzilerine ekmek, su atılması.....Bu iki kurşunun havada çarpışmasından daha mucizevi bir şey.......
Çanakkale Seferi, Türk milletinin eski kudret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin varlığını meydana koydu.”
General Fahri BELEN.
“Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
Churchill.
“ BENİM GÖZLERİM GÖRECEĞİNİ GÖRDÜ”
.
.
O gün Boğaz tabyaları arasında en çok iş gören ve en çok hasara uğrayan Rumeli Mecidiyesi Bataryası oldu. Sabahtan beri muharebenin en şiddetli anlarında dahi iki sahil arasında gidip gelmekten çekinmemiş olan Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, tabyanın feci durumunu haber aldığı zaman yine motora atlayıp Çimenlik İskelesi’nden karşı sahile hareket etti. Cephaneliği berhava olan tabyanın durumu hazindi. İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini çekti ve yanına gidip
“ Ne var evlat? ” diye sordu.
Nefer hemen yerinden fırlayıp esas duruş vaziyeti aldı. Çünkü sesi tanımıştı. Ama gözleri başka tarafa bakıyordu.
“ Gözlerine bir şey mi oldu oğlum? ”
O zaman nefer tok sesiyle “ Üzülmeyin efendim” diye cevap verdi. “ benim gözlerim göreceğini gördü” (Evet düşman gemilerine tam isabet kaydedilmiş ve “Ocean” destroyeri hareket edemez hale getirilmişti.)
Cevat Paşa sessiz sessiz ağlıyordu.
Neredesin diye haykırsam duyarmısın...
Vedakarlık inanç kahramanlık yurt sevgisi yani asil olan herşey.
Manevi duyguların yoğun olarak hissedildiği bir yer...Tarihteki yerini her daim en temiz sayfalarda sürdürecektir...Kalbimdeki yeri ise bambaşka...
Çanakkale
Bir efsanedir Çanakkale Savaşı,
Kalktı binlerce şehidin naaşı,
Destanlaştı Mehmet oğlu Koca Seyit Onbaşı
Vurdu kardaş,kardaşı...
İnglizler kurdu tuzakları,
Siper ettiler zavallı Anzakları
Düşmanlar Türk'ün gücünden ürktü,
Baş mimarımız Atatürktü
Kahramanca savunduk tepeyi,dağı,bayırı
Destanın adı Anafartalar,Seddülbahir; Conkbayırı
Bayrakları bayrak yapan kandı,Çanakkale'de döktük kanı,
Satmadık hiçbir zaman bu cennet vatanı
Tarihin akışını değiştiren,
Türk'ün şan ve şerefini zirveye eriştiren,
Vatana sevgi duygusunu geliştiren,
İman gücünü bayraklaştıran,
Ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran,
Görkemli bir destandır Çanakkale
Mayın gemimiz Nusred'ti
Yüce Rabbim'e bin şükür bize yardım etti
Şehid oldu binlerce er,
Çanakkale ebedileşen zafer...
Çanakkale 250Bin şehidin kefensiz yattığı,
Türk'ün şanına şan kattığı,
Ve bir devrin battığı yerdir...
Şuheda yetmez sana abide,anıt,
İşte Çanakkale en büyük kanıt...
Çanakkale kuzenlerimin bulunduğu il.Walla hepsi süperler özledim şimdi onları güzel bir şehir sahil kenarları olmaza incin top oynayacak ama o sahil kenarları bırakmıoki onları(in cin) oynasın HEHE
Kalbimin ve aklımın kaldığı yer... :)
Ya benim herşeyim burası üstüne milyar verseler başka yerde yaşamak istemem biraz ayrı kalınca özlüyosun:(Heryer tarih heryer deniz kendi memleketim diye demiyorum :) harika bir şehir...Allah yokluğun göstermesin...
Dünyanın görmüş olduğu en büyük direniş. İmanın çeliğe, teknolojiye galip geldiği bir efsane. Dünyanın yediği en büyük tokat.
Yaşayan mahşer...
farklı bir iklim...
her yaz gider her yaz benzer hislerle geri dönerim...
gecenin sessiz derinliğinde kulak verdiğinizde adeta konuşur toprak,çimen,güller,sarmaşıklar ve hatta şeftali ağaçları...
namaza tekbir alırsınız 'Allahü ekber! ' sanki binlercesinizdir o an tekbir alan...
yalnız olmadığınızı hissedersiniz ta derinden...
çocukluğum, evim, ailem...
ama artık beni tanımayan yer... ama şimdi ordayım...
aynalı çarşısı olan bir devrin battığı yer
Dardanel..
kordon, kordonda hasanı görüşüm :) , kıraç konserii, tuğbaaa...
istanbula dönerken, gemide denizin üzerindeki güneş parıltılarını izleyişim...
bir neslin şehit verildiği yer
Rüzgar...rüzgar..rüzgar..
Bir de Hildan...
doğduğum yer...
çanakkale denince aklıma ilk gelenler....vatanımın bölünmezliğini ispatladığımız, tüm dünyaya insanlık nasıl olur gösterdiğimiz,büyük bir zafer kazandığımız,nice koç yiğitleri toprağa verdiğimiz,milli birlik ve beraberliğimizi kanla ispatladığımız, her metrekaresini kan ve gözyaşıyla sulamış olduğumuz toprak parçası geliyor... sanırım bu kadarı yeterli...
canım memleketim
var olan tüm alemlerin hayran olduğu bir mücadele sahası
milli ve dini değerlerin yeniden ayaklandığı kan deryası
demir eriten,sineleri yakan hasretin yürek yarası
ve manaların kifayetsiz kaldığı Şehitlerimizin Sedası
yiğitler aslanlar burda yatıyor
çanakkale doğduğum,büyüdüğüm yer. Yüzyılın savaşını vermiş geriye sadece sert rüzgarı kalmış. İstanbulun gölgesinde kalmış bir cennet keŞke hep öyle kalabilse HİÇ BÜYÜME ÇOCUK...
tüylerimi ürperten şehir...hayran olduğum.vazgeçemediğim.aramda bişey var onunla sanki.gelibolu bi başkadır.tutkudur hatta.piri reise gidersin ziyarete önce.kıyıdaki o eski şarap fabrikası seni selamlar.roma'dan dondurma yersin.en tepede eski adliye sarayı.bayraklı dedede dilek dilersin herkes gibi.olursa eğer dileğin gelip bayrak asarsın.hamzakoy plajı da seni büyüler herşeyiyle.
Ağla Gelibolu Ağla! ! !
Ağustos günü Gelibolu gezisi
Gezdikce gezmek isteği
Gelibolu Ege'ye süzülüyor.
Memleketimin haritası ağlıyor
Gözyaşları deniz olup çağlıyor
Boğazın serin suları eşlik ediyor
Kelimeler havalanıyor yüreğimden
'Hey koca Gelibolu onca yiğit Hakk'a
Yürümüşken senden'.
Neden sakinsin
Neden şahlanmıyorsun
Neden kanatlanmıyorsun
İkiyüzellibin can ikiyüzellibin can
Yankılanıyor Gelibolu
Haykırıyor Gelibolu
Ağlıyor Gelibolu ağlıyor
Yaşlı Dede anlatıyor
Dalgın ve üzgün
Anlattıkça açılıyor
Coşuyor coştukca anlatıyor
'Zaman fırtınalara tutulduğumuz zaman
Rüzgarların yelelerimizi dağıttığı zaman
Kara ağızlar ferman keser
Kefen biçer
Kara eller
Mezar kazar
Çanakkale'den Istanbul'a varalım
Hançerimizi tam göğsünden vuralım
Ve korkunç zırhlılarla hareket edilir
Havalar iyi giderse İKİ hafta içinde
Boğaz'a demirleyecekler.
Kara haber tez yayılır
Azınlıklar muzaffer haçlıları
Karşılama telaşında:
Ana ağlar
Yar ağlar
Yol ağlar
Bel ağlar
Gelibolu ağlar.
Yemen
Kafkasya
Çanakkale
Galiçya
Her yuvadan bir yiğit
Yetmez İki
Dört,beş
Ne kadar varsa o kadar
Yiğit yağız
Git sen de git
Vatan için
Bayrak İçin
Ezan için
Namus için
Can için
Kimse kalmasın eli silah tutan
Gitsin gitsin
Kınalı kuzular
Kınalı Murat'lar gitsin
Son yongalar uğurlanır
Analar ağlar
Bacılar ağlar
Yavuklular ağlar
Körpe yavrular koklanır
Saçlarından bir tutam kesilir
Hatıra olarak saklanır
Makaslar ağlar
Mendiller ağlar
Nice genç kızların muradı
Dizilir Çanakkale yollarına
Nişanlılar veda eder
Kınalar ağlar
Çeyizler ağlar
Destanlar ağlar
Şiirler ağlar
Gelibolu ağlar
Ve yurdun Dört bir yanından
Gazi şehit adayları
Düşmanın alnına değecek yalın pala
Göğsüne inecek bir süngü gibi
Ev bark çoluk çocuk ana yar
Hepsinin hayali dökülür
Oluk oluk kan olur
Ya şehit ya gazi
'Çanakkale geçilmez
Geçilmez Çanakkale...
Ege farklı tonda artık
Dalgalar kıyıları döver hazin hazin
Gri renkli ölüm makinaları görünür
Ufuklar ağlar
Afaklar ağlar
Göz ağlar
Gönül ağlar
Seherler ağlar
Mehmetcik hayıflanır
Mehmetcik kederlenir
Mehmetcik şahlanır
Mehmetcik kanatlanır
Gömülür boğazın sularına birer birer
Gelibolu Sarpkayalarına çarpmayan gemiler
Mehmetciğin gögsüne çarpar paralanır
Bogazın azgın sularından kurtulanlar
Boğulur şehitlerin al kanlarında üçer beşer
Ve bir bahar sabahı
Mecidiye tabyası darmadağın edilir
Onaltı yiğit şehit olur
Koca Seyit Ağa ağlar
'La Havle Ve La Kuvvete'deyip
Mermileri sırtlar
Okkalar ağlar hasedinden
Tarihler Onsekiz Martı yazarken
Çanakkale'nin geçit vermeyeceği anlaşılır
Aylar ağlar
Çıkarma yapmaya karar verilir
İlk çıkarma Ertuğrul Koyuna
Ezineli Yahya Çavuş gürler
'Vatanımın toprakları namusun kadar kutsaldır
Düşman ayak basmamalıdır
Altmışüç neferle akşama kadar
Üçbin düşman öldürülür
Mehtap deresinden bir orduya bedel
Teğmen Mehmet Selim geçer
Talihsiz bir kurşun benzin bidonuna isabet eder
Selim Teğmen tutuşur
Cesedini karartamaz ateşler
Işıl ışıl ışıldar
Gün ağlar
Güneş ağlar
Yğitler birer birer değil
Bölük bölük alay alay
Şehit düşer
Üçün'cü taburda kınalı er,
Sabri Beyin dikkatini çeker
Yozgatlı Murat mahcup olur
Boyun büker
Hemen annesine yazar
'Kardeşlerimin başına kına yakmayasın
Mahcup oldum Zabit Efendi sorduğunda
Cevap bekler
'Ey oğlum gözümün nuru Murad'ım
Selam söyle Zabit Efendiye
Koçları kınalar kurban ederiz.
Kınalı Murat anne mektubunu alamadan
Kurban olur
Bıçaklar ağlar
Bir savaş ki Çanakkale içinde
Herşey ağlar
Şehitler sevinçten
Gaziler teessürden
Seddü'l bahir düşman ayağı değdi diye
Boğaz ağlar
Mehmet Çavuş
Yahya Çavuş
Koca Seyit
Mülazım Mehmet Selim
Kınalı Murat ağlar
Ağla Çanakkalem ağla
Ağla Gelibolum ağla
En çok ağlamayı sen hakettin
Geçilmez Çanakkale asla
Dede sözünü tamamlar
Ağlar,ak sakallarından akar yaşlar
Yorgun bitkin,ağlamaklı
Yolculuğa ara verilir
Necmiye Sarpkaya
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli araştırmacı,yazar ve şair Sayın Ekrem Şamanın bir şiirini aşağıya alıyorum.
Necmiye Sarpkaya
Çanakkale'de Merhamet Dersi
Çanakkale’de savaşan Fransız bir general,
Hatırasında ne yazıyor, bak da ibret al.
Soranlara der ki: “Yaşlıdır hala gözlerim,
İnsanlık dersi için okunmalı sözlerim.
Çok kanlı bir boğuşmadan sonra dolaşırken,
Bir Türk askerine gözüm takıldı aniden.
Bana tuhaf görünen hareketleri vardı,
Ona doğru yöneldim, beni bir merak sardı.
Bir de baktım ki, ağır yaralı bir Fransız’ın
Yarasını sarıyordu, hiç aldırmaksızın.
Kendi elbisesini kesip, yaralı ere,
Tampon yapıyordu, kanın fışkırdığı yere.
Durdurmuştu can düşmanının akan kanını,
O da ağır yaralıydı, akıyordu kanı.
Kendi yarasına basmıştı bir avuç toprak,
Düşmanına bakıyordu, merhamet duyarak.
Rüyadaydım sanki olanları görüyordum,
Koşarak yanına kadar gidip şunu sordum:
-O sana düşman değil mi, yarasını sardın,
Ne yapmak istiyorsun, söyle nedir maksadın?
O Türk askeri yarı baygın zor cevap verdi;
-Bu asker yaşlıca bir kadın resmi gösterdi,
Anladım ki anasına gitmek arzusudur,
Belki anasının bir tanecik kuzusudur.
Kendim şehit olacağım, bunu biliyorum,
O anasına kavuşsun, budur benim arzum.
Akan gözyaşlarımı silmeye çalışırken,
Son nefeslerini vermişti ikisi birden.
Gözlerimin önünden hiç gitmez bu manzara,
Türk’e hayran olarak gideceğim mezara.”
(istanbul:13.08.2004)
Ekrem Şama
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çanakkele ile ilgili değerli araştırmaları ve gerçeklerin gün ışığına çıkmasına sebep olacak değerli bir şair ve yazarımızı tanıtmak istiyorum.
Ekrem Şama
Kitap isimleri: 'Hilelerle Çanakkale'
'Şu Boğaz Harbi Dedikleri'
Ben okudun çok beğendim arkadaşlarıma tavsiye ederim.
Saygılarımla
Necmiye Sarpkaya
Çanakkale bir milletin dirilişi,kurtuluşu yeniden hayat buluşu,mücadele,
zafer azim ve şanlı bir tarih
Necmiye Sarpkaya
Geçilmez!
http://www.canakkale.gen.tr/
www.akman.de/canakkale/Turizm.htm
ÇANAKKALE
'Söyle Arkadasim' dedi Anadolulu Mehmet yanibasindaki Anzak erine
'nereden kopup gelmissin, neden çökmüs bu mahsunluk üzerine? '
'DUNYANIN ÖBÜR UCUNDAN' dedi gencecik Anzak 'Öyle yazmislar mezar tasima.
dogdugum yerler öylesine uzak, örtündügüm topraksa gurbet bana.'
'Dert edinme arkadasim'dedi Mehmet 'degil mi ki bizlerle birlesti kaderin,
degil mi ki yurdumuzun koynundasin ilelebet, sende artik bizdensin,
sende bencileyin bir Mehmet'
Çanakkale'de topraginin üstü cennet alti mezar
kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar.
'ya sen dedi Mehmet oyun çagindaki Ingiliz erine,
'yasin ne senin kardes böylesine erken buralarda isin ne? '
'yasim sonsuza dek onbes' dedi ufak tefek Ingiliz eri.
'köyümde askercilik oynar costururdum trampetimle bizimkileri
derken kendimi cephede buldum oyun muydu, gerçek miydi anlamadan,
bir sahici kursunla vuruldum. Sustu boynumdaki trampet,
son verildi böylece oyundan bozma isime Gelibolu'da bana da bir mezar kazildi
mezar tasima ON BESINDE TRAMPETÇI' yazildi.
Öyküm de künyem de bundan ibaret.'
Yagmur yagiyordu usul usul topraga gozyaslari düserek üstüne sanki
damla damla agliyordu uzaktan uzaga sahibini yitiren bir trampet
'ya sizler' dedi Mehmet dünyanin dört kitasindan mezarlar dolusu erlere,
'hangi rüzgar savurdu sizleri bu bilmediginiz yerlere'
kimi Ingilizdi, kimi Iskoç kimi Fransizdi, kimi Senegalli kimi Hintli kimi Nepalli
kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak gemiler dolusu asker
her biri niye geldiginden habersiz Gelibolu'nun oya gibi koylarindan sizarak
tirmanmislardi daga bayira siper siper yara gibi yarilan toprak
mezar olmustu savas ardindan onlara.
Kiminin BURADA YATTIGI SANILIR Kiminin ADI BILINSE DE MEZARI BILINMEZ
kiminin de mezar tasinda on alti on yedi on sekiz yasinda
EBEDI ISTIRAHATE ÇEKILDIGI yazili.
Çanakkale topraklarinda, her birinin erken biten yasam öyküsü
eski yazitlar gibi taslara böyle kazili.
Anlamaz miyim' dedi 'halinizden kardesler'
adina yazili tasi bile olmayan asker Anadolulu Mehmet
ben de yuzyillarca yaban ellerde neyin ugruna bilmeden can vermisim
kendi yurdum ugruna can vermenin tadina ilk kez Çanakkale'de ermisim.
Ugrunda can verdikce vatandi ancak ekip biçtigim padisah mülkü toprak
degil mi ki sizler alamasaniz bile bu topraklar almis sizi sizleri basmis bagrina
sizlere de vatan sayilir artik Çanakkale.
Çanakkale'de topraginin üstü cennet alti mezar
kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar.
Bir garip savasti Çanakkale savasi kizistikça kizginligi dindiren
ara verildikçe atese düsmani kardese döndüren bir savasti.
Kiyasiya bir savasti ama saygi üreten bir savas yaklastikça birbirine
karsilikli siperler gönüller de yakinlasti düstükçe vurusanlar topraga
dostlar gibi kaynasti.
Savas bitti.Ölenler kaldi saglar gitti köylü köyune döndü evli evine
kir çiçekleri geldiler akin akin çekilen askerlerin yerine
yaban gülleri, dag laleleri, papatyalar, kilim kilim yayildilar topraga.
Siper siper topragin savas yaralarini örttüler
koyunlar koruganlari yuva yapti kendine kuslar döndü gökyüzüne kursunlarin yerine.
Çiçegiyle yemisiyle yesiliyle silah yerine saban tutan elleriyle
geri aldi savas alanlarini doga can geldi topraga silindikçe kan izleri.
Yeryüzünde cennet oldu öylece o cehennem savas yeri
simdi Çanakkale Gelibolu bahçe bahce, ülke ülke mezar dolu.
Üstü cennet alti mezar Çanakkale topraginin
kavga bitmis mezarlarda kaynas olmus yiten canlar.
Huzur içinde uyusun vurustuklari toprakta
kavgadan kinden uzakta yanyan dostça yatanlar.
Bülent Ecevit
www.canakkale.org/