*****BASİRET-İ HÜLASA***** . Kimi Şeriat Der, Kimi Tarikat Kimi Hürriyete, Olur Barikat Herkes Yaradana bir aciz kuldur Her insanda yoktur, hak ve hakikat... -----OZAN ÇAKIROĞLU------ . ------SAYGILARIMLA------
“Kimi öylece bekler,kimisi sabırsızlıkla bekler.Ama çok az kişi sabrının içindeki doğru tavırla,severek bekler.Kavuşmak sancılı bir süreç,beklerken kendini.” ~ nilüfer&aksu
…çöle düştüğümüzde kendimizi kaybolmuş, verimsiz ve çorak hissederiz.Kurtulmak için şifalar,eğlenceler,hedefler,seraplar uydururuz. . “Akılsızlık etmeyin” diye yazar,Estes. “Size hangi ışıltılı şehri vadederse etsinler,kendi çölünüzü yürümekten asla vazgeçmeyin.” . Çünkü ilk beş yüz kilometrede hiçbir şey göremesek bile,beş yüz birinci kilometrede bizi bekleyen ev muhakkak orada olacaktır. . “O son zahmetli kilometreyi kat edin.” . Jung,beklemeye tahammülü kalmadığını söylediğinde ruhu,atacağı her adımın onu kendisinden uzaklaştıracağını söyler. “Sen, hedeflerle ve isteklerle dolusun.Oysa çöle düşen,önce hedeflerinden arınmalı.” . Bazen yaralarımıza, yasımıza,yükümüze bakmadan,yalnızca verimsiz bir şekilde beklemek bizi suçlulukla boğuyor diye telaşla kendimize hedefler buluruz. . Oysa tek yapmamız gereken basit bir şekilde beklemek ve derinlerimizi dinlemektir. . Çünkü,çölü güzel yapan,içerlerde bir yerlerde bizi yeniden canlı kılacak o kuyuyu gizlemesidir.
Jung “Çöl günleri” dediği,kendini çorak verimsiz ve kaybolmuş hissettiği bir dönemde yaratıcı gücü yeniden hissedebilmek için kendi ruhuna yazmaya başlar. Ama ne söyleyeceğini bilemez. . “Bir dost geldiğinde,ne almak için gelirsin.” Diye,sorar ruhu . “Yakınlık” diye yanıtlar,Jung “Ama sabrım az,kendimden umudu kestim. . “Annesine yakınan bir çocuk gibi konuşuyorsun.” Diye yanıtlar ruhu. “Ama ben senin annen değilim.” . Jung,benliğinin neden çoraklaşıp,çöle dönüştüğünü irdelemeye başlayınca,ruhu susturur onu. “Sadece bekle.” . Eski dervişler çölde şeytanlarıyla savaşırdı. Oysa Modern insan kaybolmuş hissettiğinde bekleyişle savaşmak zorundaydı. . “Sabrın nerede? Bekleyemiyor musun ? Her şey olmuş ve tamamlanmış, olarak kucağına mı düşmeli.?” Diye kızar ruhu. . “Işığın bize nereden geleceğini önceden bilmeyi isteyerek haddini aşmıyor musun.?” . “Çöl özgürlüğün nimeti ve lanetidir.”
“İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde,ne büyük bir sanatçı ne de büyük mücadele adamı vardır. Bütün mesele,büyük görünmek değil,gerçekten büyük olmaktır.” ~ Beethoven
“İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne. İşte asıl cinayet bu. Utanılacak bir cinayet.” ~ Maksim Gorki ~
En güvendiğimiz insanlara teslim ettik ruhumuzu ~ ötesi var mı ? …ötesi uçurumdu …ötesi ölüm ! ~ …candım kandım inandım inandığım yerden kanadım…! ~ çığlık çığlığa düşerken …ne bir ses …ne bir nefes duyuldu… ~ canın içinde can çekişirken ruh’umun ölümüne tanıktım…! ~ nilüfer&aksu
Bir kırılma sesi duydum... Cam kırığı değildi, CAN kırığıydı duyduğum. Bir insanın, başka birinin içine, nasıl da cam kırıkları serptiğini gördüm . Ben, bir değil, bin CAN kırığı sesi duydum...
Gözlerinde bakışları kırıldı, sözcüklerinde sesi kırıldı... Kırıldı elinin sıcaklığı, ayaklarının izi kırıldı... Burnunun direğindeki sızı kırıldı.. Göğsündeki nefes kesildi, soluğu kırıldı.. Durdu kalbinin atışı, yüreğindeki kanatlar kırıldı... Bir bomba kuruldu, bir hayat kırıldı...
Kimselere güvenmemeyi, en güvendiğinden öğrenince, içindeki çocuk, çocuğun avucundaki mavi boncuk kırıldı. Ağlama sesi duymadım... Ben, bir değil, bin CAN kırığı sesi duydum...
“Bir insanda yerinin kalmadığını ya da bir kalpte artık hiç yerinin olmadığını sözünün ona tesir etmeyişinden anlarsın. Ünsiyet ve muhabbetin en yüksek belirtisi sözün birbirine tesiridir. Birinden duyduğun iltifat kalbine işlemez.Ama sevdiğin insanın selâmıyla iyileşirsin.” ~ Ebrar Akbulut
Sana Bir gül bahçesi Nazlı bir göl Sana Bir kuş cenneti sunmayı çok isterdim… Oysa elimde Kala kala Kırlangıç kırıkları İsyan sığırcıkları Ve Vebal güvercinleri kaldı…
Kardır yağan üstümüze geceden Bir uzun karanlık düşünceden Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala,dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze inceden ~ Sesin nerde kaldı, her günkü sesin Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinden uzaktan yoldan Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan Sesin nerde kaldı ? Kar içindesin ! ~ Ne sabahtır bu mavilik,ne akşam ! Uyandırmayın beni, uyanamam Kaybolmuş sevdiklerimizin aşkına Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram ~ Buğulandıkça yüzü her aynanın Beyaz dokusunda bu saf rüyanın Göğe uzanır tek, tehna bir kamış Sırf unutmak için, unutmak ey kış ! Büyük yalnızlığını dünyanın. ~ Ahmet Muhip Dıranas / Kar
“İnsan yağmur kokan bir sabaha karşı Hatırlar bir gün camı açtığını Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.” ~ Ahmet Muhip Dıranas
“Hisler bize doğruyu gösterir. Duygular mantıklı olmak için gereklidir. Duygusal zekâ da önemlidir. Aslında akıl, duygusal zekâ olmadan tam verimli çalışamaz.” ~ Daniel Goleman
Gerçek sevgi,bize : “Güzellik,tazelik,sağlamlık,özgürlük ve huzur verir.” Gerçek sevgi : “Yaşadığımız için derin coşku hissi içerir.” Hürmet, Sevgimizin doğasıdır. Sevgi, Yaşayan,nefes alan bir şeydir. Belirli bir yöne doğru büyümesi için zorlamaya gerek yoktur. Ve, gerçek sevgi dört unsur içerir: ~sevecen nezaket ~şefkat ~neşe ve eşitlik
İşlediğim konunun üzerine bir anda yazdığın yazıyı okuyunca aşağıda yazılanlarla da bir bağlantı kuramayınca ne yalan söyleyim üzerime alındım. Yanlış anlaşılma varsa düzeltmek istedim. Neyse öyle olmadığına sevindim iyi akşamlar.
Sevgili,Aslı Yazdığın paylaşımı hayretler içinde okudum. Seninle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir paylaşımı üstüne alınman. Tamamen yanlış anlamışsın…
Sevgili Nilüfer sayfanı okuyorum biliyorsun, aşağıdaki yazı benim paylaşımlarımla alakalı olmadığını düşünmek istiyorum. Zira benim paylaştığım yazılar sen de farkındasın kendime ait düşüncelerimden ve genele hitaben yazdığım yazılardan oluşuyor. Haddi hududunu aşacak kişisel paylaşımlar olmadığı da zaten ehil kişilerin anlayacağı gibidir. Ben mi yanlış anladım? Bağışla beni ama bu tutumunuzu anlayamadım. Herhangi bir şey varsa lütfen benimle açıkça paylaşmanı rica ediyorum.
Daha önce belirtmiştim,bir kez daha altını çizmek isterim. İnsanların ne dediğiyle değil,nasıl söyledikleriyle,bilgilerini karşı tarafa nasıl aktardıklarıyla ilgileniyorum. Saygı duyulması zorunludur! Hiç kimse bir başkasının değerlerini ve inancını ayaklar altına alıp çiğneyemez.! Herkes kendi uslubüyle nefes almakta özgürdür. Sınırlar ve saygı çerçevesi dahilinde…! Sorumluluk bilincine sahip ,Haddini ve kendini bilen insan konuşacağı,susacağı,duracağı yeri de bilir..
İçsel huzurumuz önceliğimiz,farkı farklı kılan farkındalıklarımızın ışığı altında…
Tüm bu gerçeklerin yanında aslında gökyüzü bir o kadar da mecazdır. Her insan kendi hakimiyetini kurmuştur bu boşlukta. Şehirden uzak geçen gecelerde göğe bakıldığında görülen her yıldızı kendisine mâl eder. Onlar arasında bir yolculuk yapar. Bu hem kendisi için bir uğraş hem de rahatlama vesilesidir. Derince atılan her bakış insanın düşünce yapısının temelini oluşturur. Ruha verdiği dinginlik sayesinde içi huzurla dolar ve olaylara bakış açısında bir değişim olur. Gece veya gündüz fark etmez insanı yalnız bırakmayan nadir şeylerdendir gökyüzü. Her an üstünde seninle birlikte hareket eden bir mekanizma. Nereye gitsen yanında, kimden kaçmaya çalışıyorsan hâlâ yanında. Bırakmaz peşini hiç senin.
Bir mavi tutturmuş gidiyorlar Her şeyde o var ne maviymiş arkadaş Denize, gökyüzüne, özleme, sonsuzluğa eyvallah Aşklar, sevdalar mavi, dağlar, ovalar, kuşlar mavi Yağan yağmurlar, umutlar, kurdukları hayaller mavi Mutluluk mavi, barış mavi, başkaldırı isyan bile mavi Yeter gına geldi, güzelim renkten Her şeye mavi manalar verip mavileştirmekten Toprak kahverengi çimenler yeşil, bulutlar beyaz Benim için aşkın rengi yeşildir, yeşil yeşermektir Umut hep beyazdır, lekesiz tertemiz beklemektir Hayallerimin sınırı yok ki içindeki renklerin olsun Her rengin her tonu Süsler hayalimde çizdiğim tabloyu Mavinin bende en çok hissettirdiği sonsuzluk Mavi en çok sonsuzluğa ve özleme yakışır Ne zaman gökyüzüne ya da sahilde denize baksam Sonsuzluk hissi, içimde özlemleri çağrıştırır Ve arkasından gözyaşlarım, engel olamadığım Mavi anlamını sonsuzluğun içinde Özlenende bulur, aslında Her hayatın kendine has rengi kendi içinde Maviye bu kadar yüklenmek haksızlık bence Duyguları renkleri anlamak için halkı dinle önce Özgün ve özgür şiirler yazacağım diye Kaleminden anlamsız kelimeler dökme orta yere Ne kendine nede bize Şair burada ne demek istemiş diye etme işkence
Bir mavi tutturmuş gidiyorlar Her şeyde o var ne maviymiş arkadaş Denize, gökyüzüne, özleme, sonsuzluğa eyvallah Aşklar, sevdalar mavi, dağlar, ovalar, kuşlar mavi Yağan yağmurlar, umutlar, kurdukları hayaller mavi Mutluluk mavi, barış mavi, başkaldırı isyan bile mavi Yeter gına geldi, güzelim renkten Her şeye mavi manalar verip mavileştirmekten Toprak kahverengi çimenler yeşil, bulutlar beyaz Benim için aşkın rengi yeşildir, yeşil yeşermektir Umut hep beyazdır, lekesiz tertemiz beklemektir Hayallerimin sınırı yok ki içindeki renklerin olsun Her rengin her tonu Süsler hayalimde çizdiğim tabloyu Mavinin bende en çok hissettirdiği sonsuzluk Mavi en çok sonsuzluğa ve özleme yakışır Ne zaman gökyüzüne ya da sahilde denize baksam Sonsuzluk hissi, içimde özlemleri çağrıştırır Ve arkasından gözyaşlarım, engel olamadığım Mavi anlamını sonsuzluğun içinde Özlenende bulur, aslında Her hayatın kendine has rengi kendi içinde Maviye bu kadar yüklenmek haksızlık bence Duyguları renkleri anlamak için halkı dinle önce Özgün ve özgür şiirler yazacağım diye Kaleminden anlamsız kelimeler dökme orta yere Ne kendine nede bize Şair burada ne demek istemiş diye etme işkence
Tanıdım Kendimden bildim Bizâtihi gelişinden… ~ Senle ben Kökleri sağlam İçiyle barışık dalları mavi göğe bakan İki ağaç gövdesiyiz… ~ Senle ben Kalın duvarlar ardında Sesleri duyulmayan çocuklara Yolun aydınlığı Umudun türküsüyüz… ~ Senle ben Kelimelerden evvel Anlamlarını yüreğine nakşeden İki gönül dostuyuz… ~ Senle ben İki ayrı bedende Akıl ve kalp birlikteliği Ruhun bilinciyiz… ~ Senle ben Saf sevginin Aşk’ın nefesiyiz Biz’iz Bir’iz… ~ Yalan yaşamın içinde Ölüm kadar gerçeğiz Mutlu son yoktur Sonsuzluğun mutluluğu vardır Bilirim Bilirsin Bilir’iz… ~ nilüfer&aksu /ÖyleBirTarihKi22.02.2022RuhaKazınır
Soru : ‘O’na inanıyor musun ? Değil. ‘O’ bize inanıyor mu ? Asıl soru bu… ~ “Tanrı,yarattığı ve yüreğine yaşam sevgisini derin bir şekilde kazıdığı insanın bazen çok kederli ama daima çok değerli varlığını koruması için elinden geleni yapmasını ister.” ~ A.Dumas
Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...
Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...
Ahmet Haşim
*****BASİRET-İ HÜLASA*****
.
Kimi Şeriat Der, Kimi Tarikat
Kimi Hürriyete, Olur Barikat
Herkes Yaradana bir aciz kuldur
Her insanda yoktur, hak ve hakikat...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------
.
------SAYGILARIMLA------
“Kimi öylece bekler,kimisi sabırsızlıkla bekler.Ama çok az kişi sabrının içindeki doğru tavırla,severek bekler.Kavuşmak sancılı bir süreç,beklerken kendini.”
~
nilüfer&aksu
…çöle düştüğümüzde kendimizi kaybolmuş, verimsiz ve çorak hissederiz.Kurtulmak için şifalar,eğlenceler,hedefler,seraplar uydururuz.
.
“Akılsızlık etmeyin” diye yazar,Estes. “Size hangi ışıltılı şehri vadederse etsinler,kendi çölünüzü yürümekten asla vazgeçmeyin.”
.
Çünkü ilk beş yüz kilometrede hiçbir şey göremesek bile,beş yüz birinci kilometrede bizi bekleyen ev muhakkak orada olacaktır.
.
“O son zahmetli kilometreyi kat edin.”
.
Jung,beklemeye tahammülü kalmadığını söylediğinde ruhu,atacağı her adımın onu kendisinden uzaklaştıracağını söyler. “Sen, hedeflerle ve isteklerle dolusun.Oysa çöle düşen,önce hedeflerinden arınmalı.”
.
Bazen yaralarımıza, yasımıza,yükümüze bakmadan,yalnızca verimsiz bir şekilde beklemek bizi suçlulukla boğuyor diye telaşla kendimize hedefler buluruz.
.
Oysa tek yapmamız gereken basit bir şekilde beklemek ve derinlerimizi dinlemektir.
.
Çünkü,çölü güzel yapan,içerlerde bir yerlerde bizi yeniden canlı kılacak o kuyuyu gizlemesidir.
~
Huzursuzbeyin/BekleyeninÖdülü
Jung “Çöl günleri” dediği,kendini çorak verimsiz ve kaybolmuş hissettiği bir dönemde yaratıcı gücü yeniden hissedebilmek için kendi ruhuna yazmaya başlar. Ama ne söyleyeceğini bilemez.
.
“Bir dost geldiğinde,ne almak için gelirsin.” Diye,sorar ruhu
.
“Yakınlık” diye yanıtlar,Jung “Ama sabrım az,kendimden umudu kestim.
.
“Annesine yakınan bir çocuk gibi konuşuyorsun.” Diye yanıtlar ruhu. “Ama ben senin annen değilim.”
.
Jung,benliğinin neden çoraklaşıp,çöle dönüştüğünü irdelemeye başlayınca,ruhu susturur onu. “Sadece bekle.”
.
Eski dervişler çölde şeytanlarıyla savaşırdı. Oysa Modern insan kaybolmuş hissettiğinde bekleyişle savaşmak zorundaydı.
.
“Sabrın nerede? Bekleyemiyor musun ? Her şey olmuş ve tamamlanmış, olarak kucağına mı düşmeli.?” Diye kızar ruhu.
.
“Işığın bize nereden geleceğini önceden bilmeyi isteyerek haddini aşmıyor musun.?”
.
“Çöl özgürlüğün nimeti ve lanetidir.”
“İnsanlar arasında iyilikten başka hiçbir üstünlük
kabul etmem. Karakterin olmadığı yerde,ne büyük bir sanatçı ne de büyük mücadele adamı vardır.
Bütün mesele,büyük görünmek değil,gerçekten büyük olmaktır.”
~
Beethoven
“İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne.
İşte asıl cinayet bu.
Utanılacak bir cinayet.”
~
Maksim Gorki
~
En güvendiğimiz insanlara
teslim ettik ruhumuzu
~
ötesi var mı ?
…ötesi uçurumdu
…ötesi ölüm !
~
…candım
kandım
inandım
inandığım yerden kanadım…!
~
çığlık çığlığa düşerken
…ne bir ses
…ne bir nefes
duyuldu…
~
canın içinde can çekişirken
ruh’umun ölümüne tanıktım…!
~
nilüfer&aksu
Bir kırılma sesi duydum...
Cam kırığı değildi, CAN kırığıydı duyduğum.
Bir insanın, başka birinin içine, nasıl da cam kırıkları serptiğini gördüm . Ben, bir değil, bin CAN kırığı sesi duydum...
Gözlerinde bakışları kırıldı, sözcüklerinde sesi kırıldı... Kırıldı elinin sıcaklığı, ayaklarının izi kırıldı... Burnunun direğindeki sızı kırıldı..
Göğsündeki nefes kesildi, soluğu kırıldı.. Durdu kalbinin atışı, yüreğindeki kanatlar kırıldı...
Bir bomba kuruldu, bir hayat kırıldı...
Kimselere güvenmemeyi, en güvendiğinden öğrenince, içindeki çocuk, çocuğun avucundaki mavi boncuk kırıldı.
Ağlama sesi duymadım...
Ben, bir değil, bin CAN kırığı sesi duydum...
Duydum...
Ben bugün...
Ben o gün..
Ben bi gün...
“Bir insanda yerinin kalmadığını ya da bir kalpte
artık hiç yerinin olmadığını sözünün ona tesir etmeyişinden anlarsın. Ünsiyet ve muhabbetin
en yüksek belirtisi sözün birbirine tesiridir. Birinden duyduğun iltifat kalbine işlemez.Ama sevdiğin insanın selâmıyla iyileşirsin.”
~
Ebrar Akbulut
Kirpiğin mi ıslak, elin mi şaşkın
Esiri mi oldun yoksa bir aşkın ?
Sana
Bir gül bahçesi
Nazlı bir göl
Sana
Bir kuş cenneti sunmayı çok isterdim…
Oysa elimde
Kala kala
Kırlangıç kırıkları
İsyan sığırcıkları
Ve
Vebal güvercinleri kaldı…
İstersen uğra çorak topraklarıma…
Kardır yağan üstümüze geceden
Bir uzun karanlık düşünceden
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala,dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze inceden
~
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinden uzaktan yoldan
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan
Sesin nerde kaldı ? Kar içindesin !
~
Ne sabahtır bu mavilik,ne akşam !
Uyandırmayın beni, uyanamam
Kaybolmuş sevdiklerimizin aşkına
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram
~
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır tek, tehna bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış !
Büyük yalnızlığını dünyanın.
~
Ahmet Muhip Dıranas / Kar
“İnsan yağmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar bir gün camı açtığını
Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu
Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.”
~
Ahmet Muhip Dıranas
“Hisler bize doğruyu gösterir. Duygular mantıklı olmak için gereklidir. Duygusal zekâ da önemlidir. Aslında akıl, duygusal zekâ olmadan tam verimli çalışamaz.”
~
Daniel Goleman
Gerçek sevgi,bize :
“Güzellik,tazelik,sağlamlık,özgürlük ve huzur verir.”
Gerçek sevgi :
“Yaşadığımız için derin coşku hissi içerir.”
Hürmet,
Sevgimizin doğasıdır.
Sevgi,
Yaşayan,nefes alan bir şeydir. Belirli bir yöne doğru büyümesi için zorlamaya gerek yoktur.
Ve, gerçek sevgi dört unsur içerir:
~sevecen nezaket
~şefkat
~neşe ve eşitlik
~
Nhat Hanh / nehirgibikalp
İşlediğim konunun üzerine bir anda yazdığın yazıyı okuyunca aşağıda yazılanlarla da bir bağlantı kuramayınca ne yalan söyleyim üzerime alındım. Yanlış anlaşılma varsa düzeltmek istedim. Neyse öyle olmadığına sevindim iyi akşamlar.
Sevgilerimle…
Sevgili,Aslı
Yazdığın paylaşımı hayretler içinde okudum. Seninle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir paylaşımı üstüne alınman. Tamamen yanlış anlamışsın…
İyi akşamların,olsun..
Sevgiyle,kal…
Sevgili Nilüfer sayfanı okuyorum biliyorsun, aşağıdaki yazı benim paylaşımlarımla alakalı olmadığını düşünmek istiyorum. Zira benim paylaştığım yazılar sen de farkındasın kendime ait düşüncelerimden ve genele hitaben yazdığım yazılardan oluşuyor.
Haddi hududunu aşacak kişisel paylaşımlar olmadığı da zaten ehil kişilerin anlayacağı gibidir.
Ben mi yanlış anladım? Bağışla beni ama bu tutumunuzu anlayamadım. Herhangi bir şey varsa lütfen benimle açıkça paylaşmanı rica ediyorum.
Daha önce belirtmiştim,bir kez daha altını çizmek isterim. İnsanların ne dediğiyle değil,nasıl söyledikleriyle,bilgilerini karşı tarafa nasıl aktardıklarıyla ilgileniyorum. Saygı duyulması zorunludur! Hiç kimse bir başkasının değerlerini ve inancını ayaklar altına alıp çiğneyemez.! Herkes kendi uslubüyle nefes almakta özgürdür. Sınırlar ve saygı çerçevesi dahilinde…! Sorumluluk bilincine sahip ,Haddini ve kendini bilen insan konuşacağı,susacağı,duracağı yeri de bilir..
İçsel huzurumuz önceliğimiz,farkı farklı kılan farkındalıklarımızın ışığı altında…
Sevgiyle…
Tüm bu gerçeklerin yanında aslında gökyüzü bir o kadar da mecazdır. Her insan kendi hakimiyetini kurmuştur bu boşlukta. Şehirden uzak geçen gecelerde göğe bakıldığında görülen her yıldızı kendisine mâl eder. Onlar arasında bir yolculuk yapar. Bu hem kendisi için bir uğraş hem de rahatlama vesilesidir. Derince atılan her bakış insanın düşünce yapısının temelini oluşturur. Ruha verdiği dinginlik sayesinde içi huzurla dolar ve olaylara bakış açısında bir değişim olur. Gece veya gündüz fark etmez insanı yalnız bırakmayan nadir şeylerdendir gökyüzü. Her an üstünde seninle birlikte hareket eden bir mekanizma. Nereye gitsen yanında, kimden kaçmaya çalışıyorsan hâlâ yanında. Bırakmaz peşini hiç senin.
Tarihte çekilmiş bir film olarak kalacağım zihninde
Atsan atılmayacak
Satsan satılmayacak
Başa sarıp oynayacak
Oynayacak
Oynayacak...
Ve bir ölüm gerçekleşiyor haberin var mı?
Çok az aldı
Koptu
Kopuyor
Kopacak...
Hiçbir zaman dikiş tutmayacak çiziğin
Kanayacak
Kanayacak
Kanayacak...
MAVİ MANALAR
Bir mavi tutturmuş gidiyorlar
Her şeyde o var ne maviymiş arkadaş
Denize, gökyüzüne, özleme, sonsuzluğa eyvallah
Aşklar, sevdalar mavi, dağlar, ovalar, kuşlar mavi
Yağan yağmurlar, umutlar, kurdukları hayaller mavi
Mutluluk mavi, barış mavi, başkaldırı isyan bile mavi
Yeter gına geldi, güzelim renkten
Her şeye mavi manalar verip mavileştirmekten
Toprak kahverengi çimenler yeşil, bulutlar beyaz
Benim için aşkın rengi yeşildir, yeşil yeşermektir
Umut hep beyazdır, lekesiz tertemiz beklemektir
Hayallerimin sınırı yok ki içindeki renklerin olsun
Her rengin her tonu
Süsler hayalimde çizdiğim tabloyu
Mavinin bende en çok hissettirdiği sonsuzluk
Mavi en çok sonsuzluğa ve özleme yakışır
Ne zaman gökyüzüne ya da sahilde denize baksam
Sonsuzluk hissi, içimde özlemleri çağrıştırır
Ve arkasından gözyaşlarım, engel olamadığım
Mavi anlamını sonsuzluğun içinde
Özlenende bulur, aslında
Her hayatın kendine has rengi kendi içinde
Maviye bu kadar yüklenmek haksızlık bence
Duyguları renkleri anlamak için halkı dinle önce
Özgün ve özgür şiirler yazacağım diye
Kaleminden anlamsız kelimeler dökme orta yere
Ne kendine nede bize
Şair burada ne demek istemiş diye etme işkence
Sebati Manav 07 Aralık 2022
MAVİ MANALAR
Bir mavi tutturmuş gidiyorlar
Her şeyde o var ne maviymiş arkadaş
Denize, gökyüzüne, özleme, sonsuzluğa eyvallah
Aşklar, sevdalar mavi, dağlar, ovalar, kuşlar mavi
Yağan yağmurlar, umutlar, kurdukları hayaller mavi
Mutluluk mavi, barış mavi, başkaldırı isyan bile mavi
Yeter gına geldi, güzelim renkten
Her şeye mavi manalar verip mavileştirmekten
Toprak kahverengi çimenler yeşil, bulutlar beyaz
Benim için aşkın rengi yeşildir, yeşil yeşermektir
Umut hep beyazdır, lekesiz tertemiz beklemektir
Hayallerimin sınırı yok ki içindeki renklerin olsun
Her rengin her tonu
Süsler hayalimde çizdiğim tabloyu
Mavinin bende en çok hissettirdiği sonsuzluk
Mavi en çok sonsuzluğa ve özleme yakışır
Ne zaman gökyüzüne ya da sahilde denize baksam
Sonsuzluk hissi, içimde özlemleri çağrıştırır
Ve arkasından gözyaşlarım, engel olamadığım
Mavi anlamını sonsuzluğun içinde
Özlenende bulur, aslında
Her hayatın kendine has rengi kendi içinde
Maviye bu kadar yüklenmek haksızlık bence
Duyguları renkleri anlamak için halkı dinle önce
Özgün ve özgür şiirler yazacağım diye
Kaleminden anlamsız kelimeler dökme orta yere
Ne kendine nede bize
Şair burada ne demek istemiş diye etme işkence
Sebati Manav 07 Aralık 2022
Seninle kahvaltı yapmayı çok isterdim rüzgarlı bir deniz kenarında...
Gitme yâr,
İstanbul gözlerinde sonbahar...
Tanıdım
Kendimden bildim
Bizâtihi gelişinden…
~
Senle ben
Kökleri sağlam
İçiyle barışık dalları mavi göğe bakan
İki ağaç gövdesiyiz…
~
Senle ben
Kalın duvarlar ardında
Sesleri duyulmayan çocuklara
Yolun aydınlığı
Umudun türküsüyüz…
~
Senle ben
Kelimelerden evvel
Anlamlarını yüreğine nakşeden
İki gönül dostuyuz…
~
Senle ben
İki ayrı bedende
Akıl ve kalp birlikteliği
Ruhun bilinciyiz…
~
Senle ben
Saf sevginin
Aşk’ın nefesiyiz
Biz’iz
Bir’iz…
~
Yalan yaşamın içinde
Ölüm kadar gerçeğiz
Mutlu son yoktur
Sonsuzluğun mutluluğu vardır
Bilirim
Bilirsin
Bilir’iz…
~
nilüfer&aksu /ÖyleBirTarihKi22.02.2022RuhaKazınır
“Gün olur bir şiirin inceliğinde buluşulur. Kim bilir o zaman nasıl da durulur,güzelleşir insan.”
~
Gülten Akın
“Kalbinde biraz zekâ olmayanlar hiç çekilmiyor.
Ve, zekâsında biraz kalp olmayanlar hiç sevilmiyor.”
~
Abdülhak Şinasi Hisar
Yetmez mi gönül bir aşk uğruna yıllarca süründüğün…
Ne oldu sana böyle, günlerce yanan ateşe döndün…
Soru : ‘O’na inanıyor musun ? Değil.
‘O’ bize inanıyor mu ? Asıl soru bu…
~
“Tanrı,yarattığı ve yüreğine yaşam sevgisini derin bir şekilde kazıdığı insanın bazen çok kederli ama daima çok değerli varlığını koruması için elinden geleni yapmasını ister.”
~
A.Dumas
Kimi insanı çevresi yaratır, kimi insansa çevresini yaratır…
~
“İnsanlar ikiye ayrılır :
Tanıdıkça büyüyenler.
Tanıdıkça küçülenler.”
~
Diderot