Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Sana dair duygularımın algoritması
Hislerimin tabusu hep sana dair
Sana dair çerçevesi okyanusumun
Fikri âsan tabula rasa renk sana dair...
Yıldırım T.
Saygılarımla
Günaydın kır çiçekleri
Açtığın yer belki bir kaya dibi
Belki boylu boyunca bir bozkır
Ya da denize kucak açtın kumsalda
Şehrin betonarme yapısını süslemen bile olası
Güzel bakımlı bir bahçede belki yerin
Günaydın yürekli kır çiçeklerim.
Aslı birer
Ve etrafımda sadece onların varlığını hissetmek istiyorum son derece dostane ve insanca.
Sevgiyle iyi akşamlar dilerim.
Sevgili Aslı,
İnsanın bir duruşu vardır,şartlara göre değişen duruş,duruş değildir. Netlik,tutarlılık,sağlam bir irade,sarsılmaz bir duruş dürüst insanlara mahsusdur. Net olmayan,tutarlı olmayan hiçbir şey güven vermez öyle değil mi ?
Sevgiyle,iyi akşamlar…))
16.11.2023 - 18:48
Sayın pehlivan elbette vakit bulduğumda yazınızı okurum.
Ve fikirlerimi de paylaşırım.
Sadece 40 dakika sonra tutumumun değişmesi de sizce tutarsızlık mı? Okuyan kişi…
----------Muhterem Kardeşim, her zaman ve her yer de meseleleri yanlış okuyor ve yanlış
algılıyorsunuz. Bahsettiğiniz Filozof bütün Dinleri reddetmiş bir Ateistti. o, yüzden ölmüş
demedim, G.......di dedim. Kaldı ki bir başka Şairin sayfasın da Dini terimlerden dolayı
Ahkâm kesmiştiniz. Sezgileriniz ön yargıya çok duyarlı gelişmiş. Tutarlı ve dengeli gidi-
şat bumudur. Bu Antoloji Yazarlarından beni en çok Ata Kızı eleştirmiştir. Haklıdır veya
değildir o, tartışılır. Amma ve lakin Şiirlerinden çok nesirlerine katılıyorum. Oldukça hızlı
düşünüyor ve olayları bir Kartal gözüyle takip ediyor. Şimdi siz bu kartal benzetmemi de
doğru bulmazsınız. Pratikte Dengeli-tutarlı ve atarlı değimini neden yazdınız bilemem.
Yabancı Zırtapozu örnekleyip- güncellemenize gerek yoktu, benzer cümleyi Zat-ı Alinizde
kurabilirdi.
------Ben Sizin Şiirlerinizin tamamına vakıfım. O, yüzdendir ki nerede neyi konuşacağınızı
iyi bilmekteyim. Son zamanlar da, özelikle Gazze olaylarından sonra her kes Barış sever
oldular. Ya-hu daha bizler bir birimizi yiyoruz ne Barışından bahsediyoruz. Demezler mi
bu ne perhiz bu ne turşudur. İngiliz Bentham'ı üç yaşına kadar tanıyorsunuz, bura da
ukalalık yapıpta isimlerini yazmayacağım. Biz deki Materyalist Felfeciler, Fizik ve Kimya-
Profesörleri ve her alanda Tarih sayfalarına geçmiş binlerce yazarımız vardır. Biraz da
onları güncelleyiniz olmaz mı kardeşim. Evet hanım kardeşim. Ata Kızı Sayın Aslı BİRER
O, İngiliz zibidilerine dört defa SOL çeker.
-------Her ne kadar kabul buyurmasanız da sevgi ve selamlarımı sunarım. ÇAKIROĞLU.
Sevgili Aslı,
Tutarlıdır derken,zaten söyleminin içinde netlikten dem vuruyor. Şartlar neyi getirirse getirsin ister zorlukta,ister kolaylıkta,ister düşüncede,isterse eylemde. İnsanın bir duruşu vardır,şartlara şurtlara göre değişen duruş,duruş değildir. Ve dürüst insanlara mahsusdur.Tutarlı,net,kararlı,güçlü bir iradeye,sarsılmaz bir duruşa sahip olmak…
Sevgiyle,iyi akşamlar .))
Yazılarınızı silmeniz hiç hoş olmadı. Benim de bu tavır karşısında cevap vermem doğru olur mu size? Yazdıklarım karşılıksız kalıyor ve sadece sabır ediyorum. Cevap vermediğimde de sakın eleştirmeyin. Bu durumda kibirli ve nahoş davranan ben değilim. Saygı da karşılıklı verilen değerse şayet doğru düşündüğümü biliyorum.
Bentham 3 yaşında Latince çalışmaya başlar. 12 yaşında hukuk okumaya ve 18 yaşında yüksek lisansını tamamlar. Bu mu kısır döngü Sayın,Pehlevan ?
Ve daha 21 yaşındayken bedeninin ölümünden sonra parçalara ayrılmasını tıp ve sanat adına incelenmesini vasiyet eder.
“Herkes eğitim alabilmeli” diyen, Bentham
University College London’un hem hissadarı olur hem de düşünceleri ve bedeni orada bir şekilde yaşatmaya devam eder.(mumyalanmış) olarak.
Kısır döngü dedikoduları içinde kalmamanız temennisi ile..
Sayın pehlivan elbette vakit bulduğumda yazınızı okurum.
Ve fikirlerimi de paylaşırım.
Sevgili Nilüfer her şey denge üzerine kurulu olduğuna göre;
Tutarlılık denge unsurunun dışarı yansımasıdır. İnsanın ruhsal durumunun terazisi ve dışa açılan göstergesidir. Aynı şekilde, net olmak da kişinin ruhsal durumunun, bize dengede olduğunu gösterir.
Jeremy Bentham Tespitine sadece Netliği ilave ediyorum.
Asıl mevzu tutarsızlığı tespit etmek. Çünkü bazen bilgi eksikliği ve özenmekten gelebilecek eylemlerden ayırt etmek gerekir bu yüzden, ince elekten damıtmak gerekir. :)
“İster ilkede,ister pratikte,ister işler yolunda, ister kötü giderken olsun; en nadide insan meziyeti tutarlılıktır.”
.
Jeremy Bentham
.
İki farklı şairden okuduğum yaşama dair bakış açısı, çok özel bilgi idi. teşekkürler dedikten sonra....
benim okuduğum kitabı da çiçek kabul edersek eğer; yapraklarına yazılmış kaderini görüyor okuyorsunuz.
ayrıca bir teşhis gerektirmeyecek yalınlıkta.
ne yazıyor çiçeğin yaprağında: ''marifet sanatçının'' dahiyane sözü ile ilahi yaratıcıya tam bir teslimiyetle
bağlı olduğunu, dünyevi zevklerinden ari olmaya dem vurarak, hak yolundan vaz geçmeyeceğinin madalyasını kendi boynuna astığını söylüyor.
o madalyasının üzerinde ise ''VİCDAN'' yazıyor.
Vicdan muskasını bir ömür boyu taşıyacağını ifade ediyor.
Bakan her maddeyi gözlere duyurusunu neşretmekte.
Böylesi bir insana, farklı hislerin kölesi bir bakış açısıyla yaklaşanları kınıyorum
Güzel paylaşımlar için teşekkürler
Bu şiirle Goethe Tenesson ve Basho’ dan farklı bir biçimde çözümlüyor.
Çiçeği yerinden söküp başka bir yere ekip onun yasamasını sağlıyor.
Ormanda yürüyordum
Öylesine ve kendimce
Ve hiçbir şey aramamak
İşte buydu niyetim. Sonra gölgeler arasında
Bir çiçekçik gördüm,
Yıldız gibi parıldayan,
Bir göz gibi gülümseyen. Yerinden koparmak isterken onu,
İncecikten bana:
Solup ölmemi istiyorsun.
Tutup kopararak beni? deyiverdi. Onu kökleriyle birlikte,
Hiç incitmeden çıkarıp,
Güzel evin başındaki,
Büyük bahçeye taşıdım. Büyük sakin bahçede,
Ektim onu yeniden.
Şimdi o küçük, güzel çiçek
Büyüyor durmadan, çiçek açıp, gülerek.
Goethe
Sahip olmak” ile “ olmak” arasındaki farklılığın daha iyi anlaşılması için merhum D.T Suzuki’ nin “zen Budizm üzerine konuşmaları” ndan aldığım yaklaşık aynı içeriğe sahip iki şiiri örnek vermek istiyorum. Şiirlerden birincisi, on dokuzuncu yüzyılda yaşamış olan ingiliz şairi Tenneyson’un. İkincisi ise 1644-1694 yılları arasında yaşamış japon şairi Basho’nun “ Haiku” su” her iki şairde, bir gezintileri sırasında gördükleri bir çiçek üzerine olan duygularını dile getiriyorlar.
Tennyson şöyle yazıyor:
Çatlak duvarlar arasındaki güzel çiçek’
Seni o çiçeklerin arasından alacağım
Tüm köklerinle birlikte elimde tutacağım
Küçük çiçek, eğer anladığım gibiyse her şey,
Köklerin, yaprakların ve çiçeklerinle bir bütün olan sen,
Tanrı’ nın ve insanın ne olduğunu açıklıyorsun bana.”
Basho’ nun “ haiku” su da yaklaşık aynı şeyleri söylemektedir:
“ Dikkatlice bakacak olursam,
Çalılıklar arasında görüyorum onları
Çiçek açan nazuna’ ları”
Bu iki şiir arasındaki fark, hemen dikkati çekiyor. Tenneyson çiçeği görünce ona sahip olmak arzusuyla doluyor. “ Tüm kökleri ile birlikte” çiçeği yerinden koparmak istiyor. Çiçeğe olan ilgisi, onu çiçeği “öldürmeye” sürüklerken, entelektüel bir spekülasyonla, çiçeğin kendisine Tanrı’nın ve insanın doğasını anlama imkanı verdiği sonucuna varıyor. Bu şiiri ime Tenneyson gerçeği, yaşamı parçalayarak bulmaya çalışan batılı bilim insanları ile özdeşleşmektedir.
Aynı olay karşısında Basho’nun tepkisi ise bambaşka. O’ çiçeği koparmak bir yana, ona elini bile sürmek istemiyor. Çiçeği”görebilmek” için, yalnızca “ dikkatli bakmak” gerektiğini dile getiriyor.
Bu iki durumun analizi nasıl olur?
:)
Bunu anlamak için kitabı okumak gerekir elbette.
Yazarı Erich Fromm
Kitabın adı: sahip olmak ya da olmak
Şu an bu kitabı okuyorum ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Sayfayı açtığım günlerden bu güne okuduğum bazı kitapları ara ara burada paylaşıyorum. Bu kitapta çok faydalı ve bilimsel olarak yazılmış harika bir kitap.
Okuyan sayfa sakinlerine.
""Çekilip kabuğuna inci ol. Varsın derinden seni, nefesi yeten çıkarsın.”"
“Cehalet aslında bozuk bir aynadır kişi ne kadar baksa da kendisini göremez”
Aslı Birer
Herkes bir şeyler söylüyor ama ileri ama geri, şimdiye kadar hayattan edindiğim bir bilgi var ki cehalet iki ucu keskin bıçak her iki tarafı da keskin… ve hakikaten bir şeylerin farkındaysanız bu kişilerin karşısında hasta olursunuz!
İyi akşamlar sayın Pehlivan
Özellikle son dörtlüğü alıyorum
“Der Vezir, Arifler Sözümü Anlar
Mutluluk getirmez saraylar hanlar
Terör belasından, yanıyor canlar
Cehalet Beleşe Kul Olur Gider...”
Vezir Pehlivan
“Cehalet aslında bozuk bir aynadır kişi ne kadar baksa da kendisini göremez”
Aslı Birer
Bu günlerde insan olan ve vicdanı olan herkes çok yaralı. Her yanda çocuk çığlıkları var! En çokta siyasete malzeme olduklarını düşündükçe bu acı daha da katlanıyor. Ve tüm dünya bu katliamdan sorumlu maalesef dünyada bu vahşete tanık olarak bu zamanın içinden geçen hiç kimse masum değil.
2023 vahşet yılı olarak tarihe kara bir leke olarak geçiyor!
Şimdi daha net görüyorum her şeyi dünya gözümde bir top kadar!
26.09.2023 - 00:16
Bu yazıyla bir çok abukluğu önlemişim olsun!
Bir topluluğun içine girmeden amaçlarını dışardan göremezsiniz!..Bir evin dışından içini görmek mümkün değilken içine girdiğinizde içine vakıf olmakla kalmaz dışarıyı da görürsünüz!..Bir insanı dışarıdan sadece görüntüsünü görür tanımak mümkün değilken, konuşup içine girmeye başlayınca beynini düşüncelerini görürsünüz. Ve bunlar gibi bir dolu kanıt;Yani görmek için dışı değil içinde olmak gerekir. Ne mümkün anlamak; kırılmamış küpün içinde ne olduğunu! Mantığa bir bulut yüksekliği kalmış o beyinlerinizi kıvrımlarında nöronların iletileri kesilmiş!
Zemininde afili beyaz
Sinesinde kah bahar var, kah ayaz
Zembereği özlemlere ayarlı,
Günlere aymaz, gönlüme ahraz…
Aslı Birer
Saatte bir gençlik telaşı
Akrep ile yelkovan yarış halinde
Kadranında dönüyor nazenin beste
Neredeyse akşam olmak üzere
Aslı Birer
Her şeye cevap verilmez, her şeye susulmayacağı gibi. Haksızlık karşısında hiçbir zaman susulmaz. Eğer bir yerlerde haksızlık varsa … ister kendi adımıza, isterse diğerleri adına olsun…
O halde,sevgili Aslı neden? Özgüveni yüksek diğer insanlar haksızlık karşısında susar. Özellikle de bir başkasının başına geldiği zaman.Özgüvenin tek başına yeterli olduğunu düşünmüyorum açıkcası..:) Düştüğün anekdot da yapılan sınav bireysel değil..
Sorular üşüşüverdi,okuyunca paylaşımını.Sen beni düşündürüyorsan, ben seni düşündürebiliyorsam,ve birbirimizi anlamaktan geçiyorsa yolumuz,ne mutlu…
Sevgiyle…))
Güzel bir güne…
İnsanı, kendinden başka biri olmaya çalışmak ve zihninde ve bedeninde var olan kişiyi reddetmek kadar üzen bir şey yoktur.
Dale Carnegie
Haklı olduğunda kendini savunmak, hakkını aramak, hakkından kendini mahrum etme!
Bugün bununla ilgili bir anekdot anlatacağım.
Yıllar evvel girdiğim bir sınavda terslik oldu ve kitapçıklarımız 5 dakika geç dağıtıldı olmayacak bir şeydi herkes, olmaz ama falan dedi beş dakika sonra sınav başladı. Sınav süresinin bittiği uyarısı geldi ve kalemleri bıraktırdılar. Ben devam ettim görevli geldi süreniz bitti bu kural dışı bırakın dedi.
-Siz de beş dakika geç başladınız bu da kural dışı hakkım olan süre dolmadı!
Dedim ve kalan üç soruyu yaptım hiçbir şey diyemediler.
Benim haricimde sınıfta bulunan onlarca kişi bıraktı ve boyun eğdikleri için belki de hayattaki yegane şansları kaçtı.
Eğer haklıysanız sesinizi yükseltmekten çekinmeyin… hayatta bir çok fırsatı gelişememiş kişiliğimizin sonucunda istenmeyen durumlar karşısında sessiz kaldığımızda kaybederiz.
Aslı Birer
Özgüven:)
Herbir insan aslında eşsiz bir sanat eseri gibidir. Ne yazık ki gelişimini tamamlayamadan yok olur. Aslında varoluşunun yolculuk hedefi içinde saklı, cennet de cehennem de kendi içinde. Gelişimini gerektiği gibi tamamlayan insanlar dünyayı da hem kendileri hem de etrafındakiler için cennet yapacaktır. Her şey çözülmesi gereken bir muamma bizim için. Ölüm sonrası da öyle belki de dünya ahiretin tarlası deyişindeki gizem de öldükten sonra bir şekilde hücresel akıl ölmemesi ve dünyada ne yaşadıysan onun uzantısı. Simülatör sayesinde yaşamadığın ortamın gerçek olduğunu sanıp ortama adapte olan bir beynimiz olduğunu düşünüyorum da böyle bir şey olması da bana mantıklı geliyor. Sonuç olarak sürü psikolojisi yaratılıp insanlara dünyada cehennem ve fakirlik yaşayanın öldükten sonra kral hayatı yaşayacağı dinci öğretilerinin de aslı astarı olmayan sömürgecilik sisteminin bir parçası olduğu açıkça belli oluyor. Bence tam tersi dünyada bedenine ne yaşatırsan öldükten sonra aynılarını tıpkı simülasyon gibi orada yaşayacağız.
Aslı Birer
"Ne mutlu, ne kadar yalnız olsa da
Bugünü kendisinin kabul edene.
Ve güvenerek kendine,
'Yarın ne kadar kötü olursa olsun,
Bugünü yaşadım ya !' diyebilene."
Günaydın sevgili Tuba :)
Rica ederim güzel bir gün olsun hepimize:)
Çoğu zaman insanların (bir konuda bilgili değilse eğitimini almadıysa)Aktardıkları öğreti altındaki yazıların iç dünyalarındaki duygularının yansıması olduğunu görüyoruz.
Aslı Birer
Günaydın sevgili Atakızı
Teşekkür ederiz tavsiye için.
Keyifli okumalar
https://images.app.goo.gl/iPsSvQMxj23Zm5u49