'Can verme sakın aşka aşk afeti candır Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır Aşk içre azap olduğu bilirem kim Her kimseki aşıktır işi ahü figandır Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.'
Mehmed oğlu Süleyman, Fuzûlî (d.Kerbela, 1480 - 90? - ö.Kerbela, Bağdat, 1556) Azeri asıllı Türk divan şairidir. Asıl adı Mehmet oğlu Süleyman'dır.Öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmayıp, eserlerinden islami bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır.Peygamber asigi bir sairdir.Siirleri cok begenildigi icin diger sairler tarafindan caliniyordu bu yüzden siirlerinde 'ise yaramaz,bos' anlamina gelen Fuzuli lakabini kullanmaya basladi böylece kimse onun siirlerini calamadi.Ve Fuzuli sözlüklerde 3. bir anlam kazanarak 'erdem,erdemli' manasini aldi.
ilk kez su kasidesini okuyarak hayran kaldıgım, bana divan şiirini sevdiren şair! .su kasidesini şerhi ile birlikte okudugunuzda sadece harika bi şiir olmakla kalmayıp,cok ince bir zekanın ve müthiş bir imanın eseri oldugunu anlıyorsunuz!
Aşkı kim yazmadı ki ama kimse bu kadar güzel bir onun gibi 'Leyla vü Mecnun' yazmadı.
Hakikate Erenlerin Bahçesi'nde binlerce gül bitermiş ama o gülleri hiç deremedi. Yalnız ol kapıda geda olmakmış muradı.
Diyorlar ki hep Necef'te kalmak istedi. Yok öyle değil. Gitmek istedi, gelip görmek istedi bu düşlerin kenti İSTANBUL'u velakin nasip olmadı. Göremediler bir sefil neler söylermiş de bugün cevr içinde yakar okuyanları bu güft gu.
O gelemedi İstanbul'a ama şiirleri geldi. Onlar bugüne gelemediler ama FUZULİ geldi.
Irak ve çevresinde yaşamış olması onun için bir dezavantajdır oysa o da çağdaşı Baki gibi İstanbul'da yaşamış olsaydı hünerlerin gösterme bakımından daha şanslı olacaktı.
FUZULİ DİVAN EDEBİYATININ EN BÜYÜK ŞAİRİ OLARAK KABUL EDİLİR.BAĞDATLIDIR.ŞİİRLERİNİ AZERİ TÜKÇESİYLE YAZMIŞTIR.İLME ÇOK ÖNEM VERİR.TASAVVUF VE AŞK KONULARINDA VAZGEÇİLMEZ ŞİİRLERİ VARDIR. MESNEVİ DALINDADA LEYLA^VÜ MECNUN'U MEŞHURDUR.LEYLAYLA MECNUNUN AŞKI EN İÇLİ BU ESERDE MEYDANA GETİRİLMİŞTİR
Mehmed oğlu Süleyman, Fuzûlî (d.Kerbela, 1480 - 90? - ö.Kerbela, Bağdat, 1556) Azeri asıllı Türk divan şairidir. Asıl adı Mehmet oğlu Süleyman'dır.Öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmayıp, eserlerinden islami bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır.Peygamber asigi bir sairdir.Siirleri cok begenildigi icin diger sairler tarafindan caliniyordu bu yüzden siirlerinde 'ise yaramaz,bos' anlamina gelen Fuzuli lakabini kullanmaya basladi böylece kimse onun siirlerini calamadi.Ve Fuzuli sözlüklerde 3. bir anlam kazanarak 'erdem,erdemli' manasini aldi.
Saltanat burcuna erdin ey fuzuli, bütün bildiklerini unut. - FUZULİ, Hikmet Burcu, 16. Yüzyıl.
Türk Atası.
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar.
'Can verme sakın aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an
Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır
Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz
Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır
Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma
Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır
Aşk içre azap olduğu bilirem kim
Her kimseki aşıktır işi ahü figandır
Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin
Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır
Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var
Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.'
Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı?
Fuzuli..
Leyla ile Mecnun ve Su Kasidesi...
“ Bilimsiz şiir temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir ”
“ Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar.
Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar ”
Mehmed oğlu Süleyman, Fuzûlî (d.Kerbela, 1480 - 90? - ö.Kerbela, Bağdat, 1556) Azeri asıllı Türk divan şairidir. Asıl adı Mehmet oğlu Süleyman'dır.Öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmayıp, eserlerinden islami bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır.Peygamber asigi bir sairdir.Siirleri cok begenildigi icin diger sairler tarafindan caliniyordu bu yüzden siirlerinde 'ise yaramaz,bos' anlamina gelen Fuzuli lakabini kullanmaya basladi böylece kimse onun siirlerini calamadi.Ve Fuzuli sözlüklerde 3. bir anlam kazanarak 'erdem,erdemli' manasini aldi.
Ger derse Fuzuli ki güzellerde vefa var,
Aldanma ki şair sözü ellbette yalandır!
ne diyim başka şimdi.. o konuşsun, biz susalım..
Gözüm, canım, efendim, sevdiğim, devletlü sultanım!
Dünyanın En büyük Şairidir.. Onun yolundan gitmeyi Allah bizlere nasip eyLesin..
leyle ile mecnun...
ÇEŞM-İ GİRYANIM GÖRÜP
Ol ki her sa'at gülerdi çeşm-i giryânım görüp
Ağlar oldu hâlime bî-rahm cânânım görüp
Eyleyen ta'yin-i cezâ-yi müdâvâ derdime
Terk edip cem' etmedi hâl-i perîşânım görüp
Lâle-ruhlar göğsümün çâkine kılmazlar nazar
Hiç bir rahm eylemezler dâğ-i hicrânım görüp
Tut gözün ey dûd-i dil çerhin ki devrin terk edip
Kalmasın hayrette çeşm-i gevher efşânım görüp
Pertev-i hur-şîd sanmam yerde kim devr-i felek
Yere urmuş âf-tâbın mâh-i tâbânım görüp
Suda aks-i serv sanmam kim koparıp bağ-bân
Suya salmış servini serv-i hırâmânım görüp
Ey Fuzûlî bil ki ol gül-'ârızı görmiş değil
Kim ki ayb eyler benim çâk-i girîbânım görüp
Fuzuli
Aslolan aşktır hayatta. gerisi, lâf ü güzaf
demiş üstad ne güzel söylemiş.
ilk kez su kasidesini okuyarak hayran kaldıgım, bana divan şiirini sevdiren şair! .su kasidesini şerhi ile birlikte okudugunuzda sadece harika bi şiir olmakla kalmayıp,cok ince bir zekanın ve müthiş bir imanın eseri oldugunu anlıyorsunuz!
Dest-bûsı arzûsiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su..
Aşkı kim yazmadı ki ama kimse bu kadar güzel bir onun gibi 'Leyla vü Mecnun' yazmadı.
Hakikate Erenlerin Bahçesi'nde binlerce gül bitermiş ama o gülleri hiç deremedi. Yalnız ol kapıda geda olmakmış muradı.
Diyorlar ki hep Necef'te kalmak istedi. Yok öyle değil. Gitmek istedi, gelip görmek istedi bu düşlerin kenti İSTANBUL'u velakin nasip olmadı. Göremediler bir sefil neler söylermiş de bugün cevr içinde yakar okuyanları bu güft gu.
O gelemedi İstanbul'a ama şiirleri geldi.
Onlar bugüne gelemediler ama FUZULİ geldi.
Irak ve çevresinde yaşamış olması onun için bir dezavantajdır oysa o da çağdaşı Baki gibi İstanbul'da yaşamış olsaydı hünerlerin gösterme bakımından daha şanslı olacaktı.
Bende Mecnûn'dan fuzun aşıklık istidadı var
Aşık-ı sadık benem Mecnûn'un ancak adı var
FUZULİ DİVAN EDEBİYATININ EN BÜYÜK ŞAİRİ OLARAK KABUL EDİLİR.BAĞDATLIDIR.ŞİİRLERİNİ AZERİ TÜKÇESİYLE YAZMIŞTIR.İLME ÇOK ÖNEM VERİR.TASAVVUF VE AŞK KONULARINDA VAZGEÇİLMEZ ŞİİRLERİ VARDIR.
MESNEVİ DALINDADA LEYLA^VÜ MECNUN'U MEŞHURDUR.LEYLAYLA MECNUNUN AŞKI EN İÇLİ BU ESERDE MEYDANA GETİRİLMİŞTİR
Mehmed oğlu Süleyman, Fuzûlî (d.Kerbela, 1480 - 90? - ö.Kerbela, Bağdat, 1556) Azeri asıllı Türk divan şairidir. Asıl adı Mehmet oğlu Süleyman'dır.Öğrenimi hakkında kesin bir bilgi olmayıp, eserlerinden islami bilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır.Peygamber asigi bir sairdir.Siirleri cok begenildigi icin diger sairler tarafindan caliniyordu bu yüzden siirlerinde 'ise yaramaz,bos' anlamina gelen Fuzuli lakabini kullanmaya basladi böylece kimse onun siirlerini calamadi.Ve Fuzuli sözlüklerde 3. bir anlam kazanarak 'erdem,erdemli' manasini aldi.
Ne yanar kimse bana âteşi dilden özge
Ne açar kapım bad-ı sabâdan gayrı.(Fuzuli)
'Ben böyle hoşem,el çek ilacımdan tabib! '
metafizik söylem ile aşk'ı maşuk'u ve bilmeyi sorgulayan mezarlık bekçisi...
mecnun un ancak adı var.....
Söylesem, tesiri yok...Sussam, gönlüm razı değil...
Dostum âlem senünçün ger olur düşmen mana
Gam degül zîrâ yetersen dôst ancak sen mana...
halin
derdin
tercümecisi