Schiller, 1805, Alman Dahilerninden, akılla elde edilebliecek her şeyin zaten elde edilmiş olduğunu yazmıştır. Akıl, rasyonalite ve empirizm güçlü bir bilgi sağlamıştır, ancak gözden kaçırdığı şey, ahlaki davranışın tasfiyesidir. Dünyadaki bütün bilgi bir insanın doğru, yanlış anlayışını geliştiremedi, belki onlara yerçekimi kanunlarını verebilir, ya da buharlı makine icat etmelerine izin verebilir, belki özgürlük, ve eşitlik gibi evrensel hakların tanımlanması, ve beyan edilmesi için olanak da verebilir, ancak Fransız Giyotinlerinin kanlı metali, bunun yeterli olmadığını kanıtladı. Schiller - fayda, çağımızın büyük putudur - diye yazmıştı, tüm güçler ona saygı gösterir. Fayda, verimlilik, ve tüketim modern toplumların yol gösterici ışığı olmuştu.
Andrea Wulf, İlk Romantikler ve Benin Keşfinden.
Yani, Fransız Devrimiyle başlayan sen kimsine dayalı dönem, tekniği yükselterek, insanın gündelik pratiklerine yardım ederken, yeni dönemin işaretini de verir, artık şehirli endüstriyel yapıda giderek çok zor yer edinebilen insan, ihtiyaçları karşılamada iyice tökezlemeye başlayacak, ve güçleşecek, yoğun rekabet de bastırırken, asıl gövde çarpılmaya başlayacaktır, o da insanın tamamlayıcısı, ve dünyada ki amacı, ruhun yavaştan yitirilmesi, elinden alınması, nesneleşme, eşyalaşma, bu bileriek atılan çelme, fayda - zarar ikileminde, faydayı yükseltirken, zararı görüp önlem alacakların, yani eski bilgilerin hala yaşadığını ve her an burdaki amacını kaybederek, kaybedileceğini söyler acı bir tarifle, dikkatli yaşamadan ilk gördüğüne savrulan insan, yarışta devre dışı bırakılacaktır, yani ahlak ve ruh hala asıl gövdedir, ama, elinden alınarak, yerine koyabilirsen, koy, görelim denmiştir,
Çocuklar ve Eşyalar dünya süsüdür, ama, hepsinden önemlisi takvadır. - KURAN, KENDİ, yani ben diyor.
Onlar dünya hayatına kandı. - KURAN, KENDİ.
Allah güzel davranışları sever. KURAN, KENDİ, ve birçok, bunlar birer birer elinden alınırken, yerine koyabilenler, fark yaratarak, yola devam etmede, bir adım daha atacaktır. Bol Şans ve gayret, umut verici olmasa da, sana kalmış, Kierkegaardın dediği gibi artık her şey bireysel, - O birey - yanı, mezar taşına yazdırdığı gibi, nöbetçi bekliyor, ipi göğüsleyecekleri, ve durunca, düşecekleri.
Bu Hadis tekamül etmenin en kısa yolunu bildiriyor. Sevap kazanmanın, realiteyi yükseltmenin en kısa yolu insanlara faydalı olmaktır.
Hadis’te geçen bu “Fayda” deyimi üzerinde konuşmak gerekir. Nedir bu fayda?
“Fayda” nın lugat anlamı ya da devrimizdeki ekonomik terimlerle izahı kitaplarınızda fazlası ile mevcut. Ancak benim açıklamak istediğim fayda bunlardan biraz farklı. Eğer bir Hadis okuyorsak ya da bir Hadis açıklamak durumunda isek, her cümlede geçen her kelimeyi iki defa düşünmek zorunda kalırsırız. Biri zahiri yani dünyasal anlamı ile, diğeri batıni yani manevi anlamıyla o Hadis’i yorumlayamazsanız manaya inmiş olamayız.
Bu Hadis’te de zahiri anlamıyla insanlara faydalı olmak gerektiğini gösteriyor bize... Yani okul, cami yapma, yiyecek, içecek, giyim, maddi imkanlar v.s. gibi yardımlarla insanlara ulaşılabilir.
Ancak batıni anlamıyla fayda nedir? İnsanların tekamülünü etkileyecek onları manevi yönüyle yükseltebilecek fiillere fayda diyoruz biz. Örneğin bunalıma girmiş birine sıkıntılarından kurtulması için yapılan manevi telkinler ve o kişinin sıkıntılarına çözüm bulmak o kişiye faydalı olacaktır. Ne var ki herşeyde olduğu gibi bunda da önemli olan; manevi faliyetlerinizde hiç bir karşılık beklememek, yapılan bir fiilin neticesi alınır alınmaz o fiilin yapıldığını hemen unutmak, kısaca hiç bir zaman başa kakmamaktır ki ne kadar zor olsada denemekte fayda var...
''İnsanların en hayırlısı, onlara faydalı olandır.'' (Buhârî, ''Megâzî'', 35.)
Schiller, 1805, Alman Dahilerninden, akılla elde edilebliecek her şeyin zaten elde edilmiş olduğunu yazmıştır. Akıl,
rasyonalite ve empirizm güçlü bir bilgi sağlamıştır, ancak gözden kaçırdığı şey, ahlaki davranışın tasfiyesidir. Dünyadaki bütün bilgi bir insanın doğru, yanlış anlayışını geliştiremedi, belki onlara yerçekimi kanunlarını verebilir, ya da buharlı makine icat etmelerine izin verebilir, belki özgürlük, ve eşitlik gibi evrensel hakların tanımlanması, ve beyan edilmesi için olanak da verebilir, ancak Fransız Giyotinlerinin kanlı metali, bunun yeterli olmadığını kanıtladı. Schiller - fayda, çağımızın büyük putudur - diye yazmıştı, tüm güçler ona saygı gösterir. Fayda, verimlilik, ve tüketim modern toplumların yol gösterici ışığı olmuştu.
Andrea Wulf, İlk Romantikler ve Benin Keşfinden.
Yani, Fransız Devrimiyle başlayan sen kimsine dayalı dönem, tekniği yükselterek, insanın gündelik pratiklerine
yardım ederken, yeni dönemin işaretini de verir, artık şehirli endüstriyel yapıda giderek çok zor yer edinebilen insan, ihtiyaçları karşılamada iyice tökezlemeye başlayacak, ve güçleşecek, yoğun rekabet de bastırırken, asıl
gövde çarpılmaya başlayacaktır, o da insanın tamamlayıcısı, ve dünyada ki amacı, ruhun yavaştan yitirilmesi, elinden alınması, nesneleşme, eşyalaşma, bu bileriek atılan çelme, fayda - zarar ikileminde, faydayı yükseltirken, zararı görüp önlem alacakların, yani eski bilgilerin hala yaşadığını ve her an burdaki amacını kaybederek, kaybedileceğini söyler acı bir tarifle, dikkatli yaşamadan ilk gördüğüne savrulan insan, yarışta devre dışı bırakılacaktır, yani ahlak ve ruh hala asıl gövdedir, ama, elinden alınarak, yerine koyabilirsen, koy,
görelim denmiştir,
Kaderlerini gayretlerine bıraktık. - KURAN, KENDİ.
Çocuklar ve Eşyalar dünya süsüdür, ama, hepsinden önemlisi takvadır. - KURAN, KENDİ, yani ben diyor.
Onlar dünya hayatına kandı. - KURAN, KENDİ.
Allah güzel davranışları sever. KURAN, KENDİ, ve birçok, bunlar birer birer elinden alınırken, yerine koyabilenler, fark yaratarak, yola devam etmede, bir adım daha atacaktır. Bol Şans ve gayret, umut verici olmasa da, sana kalmış, Kierkegaardın dediği gibi artık her şey bireysel, - O birey - yanı, mezar taşına yazdırdığı gibi, nöbetçi bekliyor, ipi göğüsleyecekleri, ve durunca, düşecekleri.
Güzel olmus
Fayda:
İnsanların normal bir şekilde yaşamlarını sürdüre bilmeileri için ihtiyaçlarını mal ve hizmet biçiminde tatmin etme özelliğine fayda denir.
bana Veyselin aşkı gerek
gün görmüşüm şu dünyada
ne fayda
seni kendime yakın buldum
uzaklarda turna olsan
ne fayda
.......
öznel olarak beklenen yararlılık...hedefin algılanan değeri...
utility
yarar..
Faydadan çok zararın var olum,bi elleme lan şunu.
ölçü birimi zarar olan olgu.
Cihan bağında ey akıl, odur makbul-i ins ü cin:
Ne kimse senden incinsin, ne sen bir kimseden incin......
İnsanların en hayrlısı insanlara en faydalı olandır.
Tanım: Hadis-i Şerif
Kaynak: Buhari
____________________________________________
Bu Hadis tekamül etmenin en kısa yolunu bildiriyor. Sevap kazanmanın, realiteyi yükseltmenin en kısa yolu insanlara faydalı olmaktır.
Hadis’te geçen bu “Fayda” deyimi üzerinde konuşmak gerekir. Nedir bu fayda?
“Fayda” nın lugat anlamı ya da devrimizdeki ekonomik terimlerle izahı kitaplarınızda fazlası ile mevcut. Ancak benim açıklamak istediğim fayda bunlardan biraz farklı. Eğer bir Hadis okuyorsak ya da bir Hadis açıklamak durumunda isek, her cümlede geçen her kelimeyi iki defa düşünmek zorunda kalırsırız. Biri zahiri yani dünyasal anlamı ile, diğeri batıni yani manevi anlamıyla o Hadis’i yorumlayamazsanız manaya inmiş olamayız.
Bu Hadis’te de zahiri anlamıyla insanlara faydalı olmak gerektiğini gösteriyor bize... Yani okul, cami yapma, yiyecek, içecek, giyim, maddi imkanlar v.s. gibi yardımlarla insanlara ulaşılabilir.
Ancak batıni anlamıyla fayda nedir? İnsanların tekamülünü etkileyecek onları manevi yönüyle yükseltebilecek fiillere fayda diyoruz biz. Örneğin bunalıma girmiş birine sıkıntılarından kurtulması için yapılan manevi telkinler ve o kişinin sıkıntılarına çözüm bulmak o kişiye faydalı olacaktır. Ne var ki herşeyde olduğu gibi bunda da önemli olan; manevi faliyetlerinizde hiç bir karşılık beklememek, yapılan bir fiilin neticesi alınır alınmaz o fiilin yapıldığını hemen unutmak, kısaca hiç bir zaman başa kakmamaktır ki ne kadar zor olsada denemekte fayda var...