Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Dinler Arası Diyalog sizce ne demek, Dinler Arası Diyalog size neyi çağrıştırıyor?

Dinler Arası Diyalog terimi Emin Şimşek tarafından tarihinde eklendi

  • Blue Send Me
    Blue Send Me

    dinler arası muhabbet...
    licnakonun yorumu süper bu arada :)

  • Sim
    Sim

    ' Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar.' (Bakara: 120)

    “Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları Dost edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğuna hidayet vermez! ”(Maide 51)

  • Elhar Yilmaz
    Elhar Yilmaz

    Mehmet Emrenin 'Dinlerarasi DIYALOG TUZAGI ve DINDE REFORM' kitapini okuyun ozaman daha iyi anlarsiniz diyalogun ne oldugunu.
    Hiristiyan ve Yahudilerin islam dinine büyük bir tuzak.

  • Licnako
    Licnako

    Bu çok komik bir şey ya...
    Üç din 'büyüğü' biraraya gelmişler, birbirlerine mütavazilik yapıyorlar.
    Halbuki üçü de birbirine göre cehennemlik :-)))

  • Gülçin Yilmaz
    Gülçin Yilmaz

    -selamunaleyküm!
    -şalom :)
    -babamın oğulları!
    -pimp! ..güm! ..

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Bazıları Dinlerarası Diyaloğu, 'Hak'dinlerarası Diyalog olarak zannederek yanılıyorlar.

    'Hak' Din İslam ile 'Batıl' Dinler arası Diyalog!

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Diyalog kurmadan tebliğ yapabilen kardeşlerimizle tanışalım...

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Diyalog, Kur'an ve Sünnetin emridir:

    http://antidiyalogmasali.gencadam.net/

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Diyalog olmadan tebliğ nasıl olurki?

  • Nicole Baras
    Nicole Baras

    Dinler arasi diyalog aslinda hayali bir olaydir, cünkü gercek bir diyalog asla olusmaz, veya olustugu görünümü altinda insanlara bu olay yutturulmaya calisilir. En güzel örneklerden biri de Hristiyanlik ile Islamiyet arasi diyaloglardir, öyle bir diyalogun mevcudiyetine bin sahit gerekir.

  • Tarhan Tekelioglu
    Tarhan Tekelioglu

    Vatikanin baslattigi, hristiyan olmayanlara hristiyanligi sevdirmek, sonra da benimsetmek icin kullandigi bir truva ati...

    Bu ati biz de kendi maksadimiza göre kullaniriz diye üstüne binmeye kalkanlar oluyor,

    ki atin sahibinin maksadina uygun düsüyor bu da...

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    -gavur evladı
    -müslüman tohumu
    .)

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    devamı....


    6-) (Ey Muhammed!) İman edenlere söyle: Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. Çünkü Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır.(Casiye,14)
    Yine Elmalı Hamdi merhum özetle şmyle demektedir: “İmân edenlere söyle: Allah'ın (kâfirleri cezalandırıp müminlere zafer vereceği) günlerinin geleceğini ummayanları bağışlasınlar. Âyette kastedilen, gerektiğinde savaşmayı yasaklamak değil, kişisel olarak bayağı kavgaları yasaklamaktır. Bundan dolayı savaşı emreden ayetlerle bu âyetin nesh edilmesi (hükümsüz kılınması) gerekmez.
    Dolaysıyla, bağışlamak herzaman bir esastır!
    7-) Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: 'Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim'. (Ali İmran,61)
    Bu Ayet-i Kerimeye Mübahele Ayeti denir. Mübahele:”Hangi taraf yalancı ise Allah’ın ona lanet etmesini bütün kalbiyle istemek” demektir. Hicri 9.yılda Necran Hristiyanlarını temsil eden 70 kişilik heyet, başlarında dini ve dünyevi liderleri Âkıb Abdu'l-Mesih ile beraber Medineye gelip tartışmışlardı. Medine’de var olan bir İslam site devletine rağmen, Efendimiz (SAV) onları muhatab kabul ediyor ve Tebliğ yapıyordu. Delilden anlamamaları karşısında Efendimiz (SAV) mubaheleyi teklif edince, düşünek için mühlet istediler. Bunu kendileri için tehlikeli bulup kabul etmediklerini bildirmek üzere Efendimiz (SAV) yanına geldiklerinde baktılarki, O (SAV) Hz.Hüseyin’i kucağına almış, Hz.Hasan’ın elinden tutmuş, Hz.Fatıma ve Hz.Ali’yi arkasına almış ve “Ben dua edince sizde Amin dersiniz” diyordu. Heyet Başkanı mubaheleyi kabul etmeyip cizye vererek İslam hakimiyeti alştında yaşamayı benimsediklerini bildirmişler, Allah Resulu de onlara, kendilerine verilen hakları ve yükümlülüklerini bildiren bir emanname yazılması emretmiştir. Yani, Efendimiz (SAV) Kur’anın bu emrini yerine getiriken yine Diyalog diyor ve bir Tebliğ aracı olarak önce insan kazanmayı yeğliyordu!
    8-) Bir zamanlar Rabb'in meleklere: 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti. (Melekler) : 'A! .. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz' dediler. (Rabb'in) : 'Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.' dedi. Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: 'Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin.' dedi. Dediler ki: 'Yücesin sen (ya Rab!) . Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur. Şüphesiz sen bilensin, hakîmsin'. (Bakara 30-32)
    Bu Ayeti Kerimeler, Allah ile Melekler arasında geçen bir Diyaloğu bahsediyor ve insanın yaratılışından önce Diyaloğun başladığını bildiriyor!
    9-) “Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder. Fakat öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez.” (Ali İmran,75)
    ve
    Ehl-i Kitabın hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.(Ali İmran,113)
    Allah, bu Ayeti Kerime ile Ehl-i Kitabın bir olmadığını, aralarında güvenilir ve samimi olanların varlığından bahsederek, bu zümrenin Allah katında bir değer kesbettiğini beyan ederek, yukarıdaki diğer Ayeti Kerimeleri teyit etmektedir.
    10-) Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni Tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. (Maide,67)
    Ey Muhammed! Eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen açık bir Tebliğden ibarettir (Nahl,82)
    Peygamberin üzerine düşen ancak Tebliğdir. Allah sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir. (Maide,99)

    gibi 20’yi aşkın Ayeti Kerimelerde, Kur’an-ı Kerim, İslamı bilmeyen veya düşman olan kitlelere Peygamberlerin yegane görevlerininin İslamı anlatmak olduğunu, bunu yaparkende yine yukarıda bahse konuı Ayetlerdede beyan edildiği üzere, davet ederek, yumuşak bir uslub ile yapılması gerektiğini teyit etmektedir.

    11-) Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın. (Tevbe,29)

    Kur’anı Kerim kendi mesajını kabul etmeyenlere musamahalı davranmış ve cizye karşılığı kendi dini yaşantılarına Hayat Hakkı verilmiştir. Cizye, sadece Ehl-i Kitabtan alınan bir nevi başvergisidir. Bu vergi müşriklerden alınmaz, ve Kitab ehlinden bir kişi iman edip mümin olunca, ondan bu vergi muaf olur idi. (13)

    12-) Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir.(Maide,5)
    İslam Uleması, hernekadar kesim konusunda temkinli davranılması gerektiğini, (Bakara,173) göre Allah’tan başkasının adına kesilirse, mesela Hz.İsa’nın adına, yenmiyeceği konusunda hemfikirsede, bu şartlar dışında müşrikin kesilen eti yenmezken, Ehl-i Kitabınkinin yenmesi, Ehl-i Kitab’a Kur’anın bir musamahasıdır.
    13-) Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu ve hür kadınlar, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir.(Maide,5)
    Kitap Ehline gösterilen bir başka musamaha da onların kadınları ile Müslüman erkeklerin evlenebilecekleri konusudur! Bu konuda yine müşrik kadınlar ile evlenilmesi haramdır. (Bakara,221) . Bu konuda Efendimiz (SAV) ‘in: “ Ehl-i Kitabın kadınları ile evlenmenizde bir sakınca yoktur, ancak Hristiyan arablarınki ile evlenmeyiniz” (14) Burda, Efendimiz (SAV) aslen putpereset oldukları halde, Ehl-i Kitaba tanına ayrıcalıklardan faydalanmak için bu şemsiyenin altında görünen kişileri kastetmiş ve onların nikahını haram saymıştır.


    (9) Elmalı Hamdi Yazır, Ankebut,46 Tefsiri
    (10) İbn-i Kesir, Tefsir-ul Kuranil Azim, bahse konu Ayetin tefsiri.; Buhari,Hibe 29, Ebu Davut, Zekat 34.
    (11) Mevdudi, Tefhimul Kur’an, VI,221
    (12) El-Münazi, et-Teysir, I,492; Kenzü’l-Ummal, IX, 51 (No:24891)
    (13) Schact, Prof.Dr.Josep: İslam Hukuku’na Giriş, Ankara 1977, s.139
    (14) Abdurrezzak, Musannaf, h.no. 10056, IV,78

    Kaynak: antoloji.com Fethullah Gülen Grubu

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Kur’an- Kerimde Diyalog:

    İslam dininin Ana Kaynağı olan Kur’an-ı Kerime göre, Allah insanları ancak ve ancak kendisine kul olsunlar diye yaratmıştır.(Zariyat,56) . İbn-i Abbas (R.A.) bu Ayetin Tefsirinde derki, Allah’a “kulluktan” kast edilen, Allah’ın “bilinmesi”,“tanınması” yani “iman edilmesidir”.Peki, Diyalog olmadan, karşılıklı fikir alış-verişleri olmadan, konuşmadan bahse konu Allah’ın tanıtılması nasıl olacakki?

    Kur’an-ı Kerimi aslında bir Diyalog Kitabı desek, herhalde yanlış bir tesbitte bulunmuş olmayız. Bazı hususi haller müstesna, Kur’an hep barışı, musamahayı ve yumuşak davranmayı bir mümin vasfı olarak zikreder.

    - Efendimiz (SAV) için:“ Sen yalnızca Allah'ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer katı yürekli biri olsaydın kesinlikle etrafından dağılıp gitmişlerdi.(Ali İmran, 159)

    - Hz.İbrahim (AS) için: Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi (Tevbe,114)

    - Hz.Şuayb (AS) için: “Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın. (Hud,87)

    - Hz.Musa (AS) ’mı, Firavuna gönderirken: “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.” (Taha, 44)

    Diyaloğun mümkün olmadığı durumlarda, mukatele (Savaş) devreye girmekle beraber, mukatele esnasında bile düşmanınız size barış teklif ediyorsa, barışın esas olduğunu yine Kur’anı Kerim emretmektedir:

    - Eğer onlar sizden uzak durur, sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse; Allah, onlara saldırmak için size bir yol (yetki) vermemiştir.(Nisa,90)
    - Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah’a tevekkül et (Enfal,61)

    Tüm bu hakikatler Kur’an tarafından dile getirilirken, İslamı barış ve müsamahadan yoksun muş gibi göstermek, en hafif deyim ile kur’anı bilmemenin göstergesidir.

    Diyaloğu emreden Ayeti Kerimeler:

    1-) De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: 'Şahit olun biz müslümanlarız'. (Ali İmran,64)

    Bu Ayeti Kerime açık bir şekilde: “gelin” diyor! Neye gelinmesini istiyor Kur’an? “ “Ey Ehl-i Kitab! Sizi çağırdığım, davet ettiğim şeyler, sizin bilmediğiniz şeyler değil. Tam tersine bildiğiniz, ünsiyet ettiğiniz ve bizden çok önce karşılaşıpta, şimdi unutmuş olabiliceğiniz veya yanlış hatırladığınız şeyler” olabilir. Kur’anın şu ince uslubuna bir bakınki, Ayeti Kerimede geçen “Sevaün” (sizinle bizim aramızda aynı olan kelimeye) kelimesinde bu Diyaloğu görmemek, hissetmemek mümkün mü? Kur’anın şu Tebliğ stratejisine hayran kalmamak mümkünmü?

    2-) “İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak, en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: 'Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.' (Ankebut,46)
    Yine, uslub ve tebliğ stratejisi bakımından ciltlerle eser yazılsa seza bir yaklaşıma bakınki, en güzel yol ile münazara tavsiye edilirken, “ bize indirilene de, size indirilene de iman ettik” diyor! Yani Ehl-i Kitabı rencide etmeden, mümine yakışır bir uslub ile bir Köprü kurulmasını istiyor! Ancak, kibirlilik taslayan zalimler müstesna, zira o zaman hallerine uygun şekilde müdafaa yapmak vacip olur.”Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir -Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” (9)

    3-) “Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz.” (Mümtehine, 8)

    Bu Ayetin nazil olduğu dönem, Müslümanlarla Mekke müşriklerinin ilişkilerinin son derece gergin olduğu bir dönemdir. Buna rağmen, inanmayanlara iyiliği, insaf ve adaleti emretmesi dikkate değerdir. Bu Ayetin inmesi ile alakalı olarak, Hz.Ebubekir (R.A.) kızı, Hz.Esma’nın müşrike (Allah’a şirk koşan) olan analığı, Mekke’den Medine’ye gelip kendisiyle görüşmek istemesi sonucu, Efendimiz (SAV) ’ den bu konuda görüş isteyince, bahse konu Ayet-i Kerime nazil olur ve görüşmenin ötesinde, ona iyilikte bile bulunmasının herhangi bir mahzurunun olmadığı ifade edilmiştir. (10)
    Müslümanlara düşmanlık yapmayan, inançlarına saygılı olan gayrimüslimlerekarşı, onlara iyilik yapılmasa bile düşmanlık yapmamak ve adaletli davranmak, adaletin gereğidir. Fakat müslümanlara karşı düşmanlıklarını sürdürenler ile düşmanlık yapmayanları aynı kefeye koymak da adaletsizliktir. (11)

    4-) Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez. (Nisa,36)
    Ayeti Kerimede geçen Allah’a hiçbirşeyi ortak koşmayıp samimiyet ile ibadet etmek sonra, anne-babaya, akrabalara, yetimlere, yoksullara iyilik etmek sonra akraba olan komşuya ve sonrada uzak olan –akraba olmayan komşuyu kast etmektedir. İşte burda, merhum Elmalı Hamdi Yazır bo kuya açıkoık getirirken bir Hadis-i Şerife hatırlatıyor:
    Komşu üç kısma ayrılır. Birisinin üç hakkı vardır; komşuluk hakkı, yakınlık hakkı ve İslâmiyet hakkı. İkincisinin iki hakkı vardır; komşuluk hakkı ve İslâmiyet hakkı. Üçüncüsünün bir hakkı vardır; komşuluk hakkı ki bu kitap ehlinden ve Allah'a şirk koşan komşudur.' (12) Demekki, komşu Hristiyan ya da yahudide olsa, ona da iyilik yapmak bir komuşuluk hakkıdır. Müslüman olmamaları onları düşman görmemizi gerektirmez. Yeterki, alenen İslama düşmanlık etmemiş olsun!

    5-) Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir. (Teğabün,14)

    Yine merhum Elmalı Hanmdi Yazır bu Ayet-i Kerimenin tefsirinde Tirmizi, Hakim, İbn-ü Cerir ve daha başkalarından İbnü Abbas'tan şöyle rivayet ettklerini bildiriyor: 'Bu âyeti bazı Mekkeliler hakkında nazil olmuştur ki, onlar müslüman olmuşlar ve Medine'ye Peygamber (s.a.v) 'in yanına gitmek istemişlerdi. Hanımları ve çocukları da onları bırakmaya razı olmadılar. Sonra kalkıp Resulullah'a geldiklerinde insanların dinî bilgileri kavramış olduklarını görünce zevcelerine ve çocuklarına ceza vermeyi düşündüler. Bunun üzerine Allah Teâlâ bu âyeti indirdi. Elmalı özetle şöyle devam ediyor: “Ezvacınızdan, yani eşlerinizden ve çocuklarınızdan size bir düşman vardır. Kadın ve çocuklardan oluşan ailelerinizin tamamı değilse de içlerinden bazıları; yani bazı kadın, bazı çocuk veya bazı kadınla çocuklardan teşekkül eden bir takımı, size bilerek veya bilmeyerek bir nevi düşmandır. Bununla beraber sakınacağız diye tazyik edip de sıkmamalı, her kusurlarına aldırmamalıdır. Ve eğer affederseniz yani affetmek hakkınız olup tarafınızdan affı mümkün olan suçlarını bağışlarsanız -ki bunlar, size karşı yapılan ve başkalarını ilgilendirmeyen dünya işleriyle alakalı yahut da dinî konularda olup da tevbe ettikleri suçlardır affeder yüzlerine vurmaz, başlarına kakmaz ve ayıblarını, eksikliklerini örter, müsamaha gösterirseniz, şüphesiz Allah da gafurdur rahîmdir. O da sizin günahlarınızı rahmetiyle bağışlar.”
    Diyebilirizki, müslüman olmamasına rağmen kendi eşiniz ve çocuklarınızdan size düşman olanlara bile,onları kazanma adına affetmeniz, onlara bu noktadan musamaha ile bakmanız, sizin içi daha hayırlıdır!

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    diyalog

  • Kursat Degirmenci
    Kursat Degirmenci

    Bence Dinler arası Diyalog Büyük büyük misyoner gizli kardinal olduğu her halinden belli olan Amerika'da mukim zatın başlattığı Türk Milletinin Hristiyanlaştırılması operasyonudur.

    Gerçekler http://fethullahgulen.belgeleri.com adresinde

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Asr-ı Sadetten günümüze Diyalog (1.Bölüm)



    - Diyalog nedir, ne değildir?
    - Diyanet İşleri Başkanlığının bu konuya bakışı


    Birinci Bölüm:

    1-) Diyalog nedir?

    Dilimize Fransızcadan geçen Diyalog, “anlaşma”,”uyum sağlama” ve” bu yolda yapılan çalışmalar” demektir (4) .Geniş manada Diyalog, iki insanın, grubun, zümrenin, milletin, devletin veya herhangi bir topluluğun birbirleri ile tanışmasına; sözlü, yazılı, fikri, ticari vb şekillerde alış-verişde bulunmaları demektir.

    Diyaloğun gerçekleşebilmesi için tarfaların birbirini “anlaması”, anlaması için “tanıması”, tanıması içinde “bilmesi” gerekir!

    2-) Dinler arası Diyalog nedir?

    Farklı dinlere mensub insanların inançlarını ve düşüncelerin birbirlerine zorla kabul ettirmeden eşitlik, hoşgörü, doğruluk, samimiyet, sevgi, saygı ve iyi niyet çerçevesinde, ortak olan veya olmayan bir meselede barış ve hürriyet atmosferinde, muhatabını öğrenmek, bilmek, tanımak, dinlemek ve anlamak maksadıyla karşılılı konuşabilmelerini, işbirliğine gidebilmelerini, birlikte yaşayabilmelerini, hatta uzlaşabilmelerini sağlayan bir karşılaşmadır (5)

    Değişik bir ifade ile, Dinlerarası Diyalog, dinleri temsil eden cemaatlerin, aralarındaki sorunları temsilcileri vasıtası ile karşılıklı görüşme sonucunda, çözüme kavuştarma eğilim ve gayretleridir.

    Biz müminler açısından, Dinlerarası Diyalog muhterem M.Fethullah Gülen Hocaefendinin Papaya gönderdiği mektubta beyan ettiği üzere, “Yanlış tanıtılan, teröristlerin dini diye tanıtılan İslamın, doğru tanıtılmasına (6) ve bu vesile ile İslam’ın temsil noktasında tebliğ edilmesidir.


    3-) Dinlerarası Diyalog ne değildir?

    Dinlerarası Diyaloğa karşı çıkan zümrelerin bazıları, bundan tam olarak neyin kastedildiğini bilmediklerinden, bilmedikleri bir konu hakkında yorum yapıyor ve “Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardınca gitme; çünkü kulak, göz, gönül; bunların herbiri ondan sorumludur.”(7) Ayeti Kerimenin mesuliyetine muhatab oluyor!

    Dinlerarası Diyalog

    a) Dinlerin birleştirilmesi veya bir potada eritilip yeni bir “din “ üretme teşebbüsü değildir.
    b) Bir taviz verme veya taviz koparma hareketi değildir.
    c) Bir münazara veya polemik oluşturma ortamıda değildir.
    d) Bir misyonerlik faaliyeti olmamakla beraber, bir mümin muhatabının hidayetini ümit etme teşebbüsü olabilir.


    4-) Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun Dinlerarası Diyalog ile ilgili Görüşü:
    Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bulunan Din İşleri Yüksek Kurulu, halk tarafından yoğun bir şekilde sorulan Dini endeksli sorulara cevaplama merci’ olarak., bir din dörevlisinin sormuş olduğu sorya verdiği cevabta, Dinlerarası Diyaloğun gerekli olduğunu, Kuran ve Sünnet perspektifinde bir sakıncasının olmamasının yanısıra, İslam’ın temsil edilmesi noktasında bir zaruret olduğunu belirterek,özetle şöyle tamamlamaktadır:

    'Sonuç olarak:Dünya barışı ve insanlığın problemlerinin çözümü için diğer din mesublarıyla dialog, dinimizin öngördüğü bir faaliyet olup, İslamın temel ilkeleri ve tevhit inancından taviz verilmesi anlamına gelmez! '(8)



    ---
    (4) Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, Ankara 1998, I,605, Örnekleriyle Türkçe Sözlük, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara 1995,I,680.

    (5) Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ankara 1993, s.396; Abdurrahman Küçük, “Dinlerarası Diyaloğa niçin ihtiyaç vardır? ”, Dini araştırmalar, c.1.sy.1 (1998) , s.31

    (6) Papa II. John Paul'e Verdiği Mesaj, Zaman gazetesi 10.02.1998

    (7) (İsra Suresi, 36)

    (8) D.İ.B. Dış İlişikiler Dairesi Başkanı adına Doç.Dr.Ali Dere imzasıyla 21/04/2004 tarihli yazısı.
    ~~~~~~~~~~~~~~~~~~
    Fethullah Gülen Grubu

    http://gruplar.antoloji.com/fethullah-gulen
    http://groups.yahoo.com/group/fethullah_gulen/

  • Adem Koç
    Adem Koç

    Peygamber efendimiz asl. ı tanımayan kafirlerle bir olup misyonerlik yapmak. kilise, havra açmak geliyor aklıma ve müslümanlık adına utanıyorum. çünkü müslüman filistinlilere halkının 2/3 si asker olan israile intihar saldırısı düzenlediği için demediğini bırakmıyor.. gidip bir de, şarona 'Ey şaron sen filistinlilere merhametli davranıyorsun' demekten çekinmeyen vahşi din adamları hahamlarla el sıkışıyorsun.. bu diyalog miyalog değil bire bir kafirlerle işbirliğidir..

  • Eda Yıldırımtürk
    Eda Yıldırımtürk

    Köle ile aynı masaya oturduğunda kazanan efendi olmayacaktır!

  • Diyalog Masalı
    Diyalog Masalı

    Dinler arası Diyalog hakkında tafsilatlı bilgi http://www.diyalogmasali.com sitesinde

    ayrıca dinler arası diyalog belgesellerini izlemek için
    http://www.belgeleri.com/include.php? path=start.php
    adresini ziyaret ediniz.

    Diyalog özetle '-Günahını papaza itiraf eden ve bağış dileyen, insanî değerleri politik ve ekonomik stratejisinin parçası sayan, çıkar uğruna bin bir çeşit yalan uydurup toprak işgal eden ve mâsum insanları öldüren bir güç ne dinler arası ne de kültürler arası diyalogdan yanadır. Bunun adı İslâm coğrafyasına yönelik olarak oluşturulan politik stratejiyi gerçekleştirmek için zihinleri ayartma çabasıdır. Bunun kanıtı Bush’un yaptığı konuşma ve üstü örtük biçimde kutsal kitaba yaptığı atıflardır.'
    Prof. Dr. Nadim MACİT

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Kuran-ı Kerim bolca diyalog demiştir. Ama dine çağrılması için. Sonunda da eğer gelmiyorlarsa yüz çevirin demiştir.

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Dünya nufüsunun beşte birinin Çinlilerin oluşturması, Rusya'nın ve İngiltere'nin yayıldığı alan, Amerika'nın tek nükleer güç olması dışarıyı görmeyen gözler için hiç sorun değildir. İçeri bakınca da eşitlik musalla taşında herkesin yatacağıdır. Oysa dışardakiler o kadar fazladır ki, bu musalla taşının bir takı olduğunu bile sanabilir.

    Dolayısıyla ilahi dinlerin hoş görü penceresinde birleşip, toplumu yönlendirici tesiri ile insanlara birlikte yaşamayı ve birbirlerine pozitif bakmayı öğretmesi açısından umulan birşeydir.

    Fakat diğer dinler hakkında sıfır bilgiye sahip İslam dinin öğretisinde hiçbirine karşı müsamaha yoktur. Mevlana'da ve Yunus Emre'de bu tür şeylerin olması Asıl kitap tahrip edilmediği sürece göz boyamadır. Asıl kitabın da tahribi söz konusu değildir.

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Kur'an-ı Kerim Diyalog diyorsa, başka söze ne hacet...

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    (bakınız: peygamber, amber)
    Bu mesajımı sil
    nesl-i cedid
    6.6.2005 04:41

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Peygamberimiz yapmışmı?

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    Kur'anda mı?

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    faydalımı?

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    gereklimi?

  • Emin Şimşek
    Emin Şimşek

    neden diyalog?

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    Şintoister, hindular ve budistler arası bir uzlaşma platformu kurulmaya çalışılıyor sanırım.
    Beni zerre ilgilendirmiyor. İsteyen istediğine inanmakta özgürdür. Zaten anlaşma demekte budur.