Geçtiğimiz ay, yayınladıkları yalan haberlerden ötürü kendilerine kesilen tazminatları vermemek için ismini 'Yeni Akit' olarak değiştiren, muhataplarına utanmazca hakaretler yağdıran, muarızlarına alenen küfreden, provokasyon yapmayı alışkanlık haline getiren, karşıt görüşlülere her türlü ahlaksızca saldırıyı mubah gören, ırkçılık, hedef gösterme gibi evrensel suçlar işleyen, gazete cehennemini boylamış kötü ruhlu bir gazetedir.
Bir zamanlar okuyucu köşesine mektup yazdığım ama sonradan ne kadar yanlış bir adreste olduğumu anladığım; insanları galeyana getirip hedef göstermekten geri kalmayan aydınlık ülkenin karanlık gazetesi.. Esas üzücü olansa bu yaptıklarının İslamiyetin lehine sanıp, insanları dininden soğutan yayın politikasından zerre kadar vazgeçmemeleri..
bir gazete 5 tane danıştayın resmini baş sayfadan verir.......işte vatan hainleri der.....demez de ona benzer....... şeyler..ve...ve...ve...sebep laikliği savunmuşlar.......biri çıkar......saldırır danıştaya.......birini öldürür......ve bunu vatan için yaptım der......
İrtica,Laiklik,Sol Görüş,köktendincilikAtatürkçü Düşünce gibi kavramların sürekli tartışıldığı fakat yapılan tartışmaların bilimsel temele oturtulamamasından dolayı bir türlü çözüme ulaşılamayan bir ortamda bu kavramlardan bazılarının kullanılarak üzerine hakkaniyetsizce gelinen,bazı yazılarının hiçbir yapıcı eleştiri içermeyip hakaret ve küfür dolu olmasına rağmen çizgisinden en zor zamanlarda bile hiç ayrılmamış ve ne olursa olsun kendi inandığı doğruları yazmaktan çekinmeyen,bence Türkiye'nin tek bağımsız gazetesi.
ne kadar radikal olsa da doğruları yazan ve diğer gazetelerin sürekli karalamalarına uğrayan. İnsanların çok önyargı ile yaklaştığı aslında herkes eşit olsun diyen lakin haksızlıklar hep müslümanlara olduğundan vee bunu sürekli naklettiği için radikal gözüken bir gazete. Laik geçinip demokrasiden bahsedipte sadece taksim de bardan dışarı çıkmayıp sadece magazin programları izleyen arkadaşlarımızın yargısız infaz ettiği ama aynı zamanda Türklük değerlerini öldüren başka bir yayına müsahama gösterdiği, ama kendi! ! ! dininden! ! (hoşgörü dini) korkan insanların içeriği boş saldırılarına dayanmaya çalışan, ifade özgürlüğünü savunup ermenileri savunan bir kitabın yazarının dava gitme zahmetine bile girmeyip beraatine sevinenler bir gazete kapatılsın diye sürekli davalarla uğraşan doğru ve taraflı (ki tarafsız yani kaypak olmasındar iyidir) gazete
Doğru bildiğini savunan bundan taviz vermeyen ve mazlumdan yana tavır takınan şerefli bir gazete.Yozlaşma körükleyici gazetelerle mukayese etmek zaten hata aynı zamanda sınıfın da diyebileceklerimizden de kat kat önde...
Şemdin Sakık, verdiği ifadelerde, bölücü örgüte destek veren bütün kişi, kurum, dernek ve vakıflar hakkında geniş bilgiler verdi, örgütün işleyişini, zaaflarını açıkladı. Şemdin Sakık ifadesinde, PKK'yı destekleyen politikacı, işadamı ve gazetecilerin de tek tek isimlerini verdi. Sakık'ın ifadesi şöyle: POLİTİKACILAR ‘‘Örgütü destekleyen, benim bildiğim çok sayıda siyasiler bulunmaktadır. Bunlar arasında aklıma gelenler; Abdülmelik Fırat, Sebgatullah Seydaoğlu var. Salim Ensarioğlu: 1991 genel seçimlerinden önce Diyarbakır-Dicle kırsalına giderek ‘Remzi' kod isimli ‘İrfan Pervani' ile görüştü. Seçimlerde kendisine destek sağlamamızı istedi. Fethullah Erbaş: Bizimle defalarca temasa geçti. RP'nin örgütü kınamayacağı, buna karşılık da kendilerini desteklememizi istedi. Muhyettin Mutlu: Bitlis Milletvekili'ydi. Oğlunu para verip kurtarmak için Öcalan ile Bekaa'da görüştü. Turgut Atalay: Diyarbakır eski Belediye Başkanı. Bana bir tabanca hediye etti. Sırrı Sakık: Örgütle dolaylı irtibatlı. Öcalan kendisini sevmez. Leyla Zana: Öcalan ile doğrudan bağlantılı. Ancak, Mehdi Zana'nın PKK'ya tam bağlı olmamasından dolayı bu kişi için ‘‘Ajan da olabilir’’ der. Dicle ve Lice belediye başkanları da örgütten desteğini esirgememişlerdir. Mehmet Mengi: Diyarbakır eski HADEP İl Başkanı. Bize maddi destekte bulunduğu gibi adamlarımızın da belediyede işe alınmasını sağlardı. ŞİRKETLER Batman Petrolleri benden petrol arama kuyuları için izin aldı. Ben de onlardan hem para aldım, hem de işçi soktum. Hazro'dan su kanalı yapan müteahitten 1992 yılında 200 milyon lira aldık. 1993 yılında Batman baraj inşaatından 1 milyar lira peşin vergi aldık. 1 milyar da daha sonra alacaktık. Fakat, yanlışlıkla baraja eylem yapılınca geri kalanı alamadık. İŞADAMLARI Cantürkler sürekli olarak para yardımında bulunmuştur. Ali Rıza Septioğlu'ndan para istedik. Para almaya gittiğimizde korumaları ile çatıştık. Onların silahlarını aldık. Özellikle İstanbul'daki işadamları maddi destek bakımından önde gelmektedirler. Bunlar kazandıkları kara parayı bu destekle aklamaktadırlar.
GAZETELER-GAZETECİLER Basın mensupları içinde de örgütün parayla yazdırdığı ya da konuşturduğu çok ünlü kişiler bulunmaktadır. Bazılarını da parayla satın alabileceğini düşünür. Bunlara örgütte ‘eylemciler' denir. Bunun yanında ‘Ülkede Gündem, Özgürleşen Yurtseven Gençlik, Evrensel, Özgür Halk, Demokrasi, Emek' gibi, basın organları da örgütün finanse ettiği kuruluşlardır. Doğu Perinçek ve Mehmet Ali Birand'ın Öcalan ile görüşmesi ona Türk basınında kapıların açılmasına neden olmuştur. Öcalan, bana Mahir Kaynak, Mahir Sayın, Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand ve Yalçın Küçük'ün isimlerini söyledi.
Ayrıca ‘Milli Gazete' ile ‘Akit Gazetesi' (şimdiki Vakit) nin de PKK aleyhine yazmayacaklarına dair söz verdiklerini söyledi. Bunlarla bir nevi ortak düşmana karşı antlaşma yaptığını söyledi. Öcalan, para ile satın aldıkları Türk gazetecilerden söz ederken, ‘‘Kürt ve Türk tarihi hainlerle doludur. Türk'e ve Kürk'e oyun yapmaya gerek yok. Bunlar zaten oyunu kendileri oynuyor’’ dedi.
vakit gazetesi akit ismiyle yayımlandığı 95 yılında türbanlı avukatları barodan çıkaran gümüşhane barosu başkanı Ali Günday'ın fotoğrafını birinci sayfadan yayınladı ve birkaç gün içinde Ali Günday öldürüldü 99 yılında öğretim üyesi Ahmet Taner Kışlalı'nın fotoğrafını YİNE birinci sayfada üzerine çarpı işareti koyarak 'Yuh pişkin zorba' ifadeleriyle yayınladı. Ahmet Taner Kışlalı, o sene içerisinde arabasına konulan bomba sonucu öldü. 2006 yılı danıştay olayının sonucuda zaten bilinmekte.
vakit gazetesi CUMHURİYET maskesi altında insanların inancına hakaret edebılecek kadar saygısızların tahammul edemedıgı gercekci bır yaklasım noktası.Gerci bugune kadar var olan hak yada batıl dınlerın bıle once ınsanı degerlerı on planda tutugunu dusunursek CUMHURIYETI kalkan gıbı kullanıp kapı arkasından dınlere ve ınançlara hakaret edenler aslında inançsız olmanın vermış oldukları ezıklıkle hayatlarını bos ve anlamsız surduklerını bu gazete sayesınde ogrenıyorlar.Ve vakıt gazetesi bu yuzden bu tıpler ıcın hazımsızlık gazetesı gıbı.
Vakit Gazetesi,Sözde müslümanların gazetesi lakin kazın ayağı öyle değil.Bu gazetenin yazarları tamamen Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları Laikliği bir dinsizlik veya İslam dışı başka bir din olarak lanse edip,Türkiyede Cumhuriyeti yıkmak için Cumhuriyet'ten faydalanan yobaz münafıkların gazetesi.maddi kaynakları ise yine hıristiyan sponsorlar tarafından yapılmaktadır.Türkiye Cumhuriyet ile yönetilmesi ABD ve onun gibi sömürgeci devletlerin işine gelmemektedir.Cumhuriyeti yıkıp yerine Şeriat devleti kurdurup başına geçecek şerefsizi kendi istekleri doğrultusunda yönetmek istemektedirler.Yani asla kurulmasına izin vermeyeceğimiz bir şeriat Türkiyesinin müslüman kılıklı yöneticilerini Hıristiyan ve yahudiler yönetecektir.Bu gazete ve yazarları satılık bir köpek sürüsüdür. 'TÜRKİYE LAİKDİR,LAİK KALACAK.'
Kapatılamadı gitti.Arkasında kimler varsa artık.Yazık okuyanlara......İslam gibi hoşgörü dinini ne hale getirdiler.Türkiye'yi dış tehditlerden çok bu kesimin iç tehditleri bozuyor.Bu gazetenin kapatılması için Ahmet Necdet Sezer gibi bir Başbakanımızın olması gerekiyor.O günleride görürürz inşallah.
Okumayacağım gazeteler arasında yer alıyor.Taraflı yazanları okudukça, sadece zavallılıklarına gülümsüyorum...
Geçtiğimiz ay, yayınladıkları yalan haberlerden ötürü kendilerine kesilen tazminatları vermemek için ismini 'Yeni Akit' olarak değiştiren, muhataplarına utanmazca hakaretler yağdıran, muarızlarına alenen küfreden, provokasyon yapmayı alışkanlık haline getiren, karşıt görüşlülere her türlü ahlaksızca saldırıyı mubah gören, ırkçılık, hedef gösterme gibi evrensel suçlar işleyen, gazete cehennemini boylamış kötü ruhlu bir gazetedir.
‘Gazeteler ikiye ayrılıyor’ adlı 2008 reklamlarını hiç unutamayacağım...
Gazeteler ikiye ayrılıyormuş biri okunanlar imil diğeri de kullanılanlar...
’Okunanlar’ başlığının altında Vakit Gazetesi’nin fotoğrafı kullanılmıştı...
‘Kullanılanlar’ yazısının altındaki fotoğraf ise resmen trajikomikti...
Reklamda, adı belli olmayan(muhtemelen sansürlenmiş) bir gazeteye sarılmış şarap şişesi, ‘Kullanılanlar’ a örnek verilmişti...
Özellikle Anadolu’da alkol gazeteye sarılarak satın alındığının altını çizmeyi başaran 'Vakit Gazetesi' en önemli ayrıntıyı unutmuştur bu noktada:
İnsanları kullanmaktansa, gazete kağıtlarını kullanmanın çok masum kaçtığını...
....
Bir zamanlar okuyucu köşesine mektup yazdığım ama sonradan ne kadar yanlış bir adreste olduğumu anladığım; insanları galeyana getirip hedef göstermekten geri kalmayan aydınlık ülkenin karanlık gazetesi.. Esas üzücü olansa bu yaptıklarının İslamiyetin lehine sanıp, insanları dininden soğutan yayın politikasından zerre kadar vazgeçmemeleri..
Hüseyin Üzmez' e yeniden açılan dava ile sevinçlendiler gene...
haber ve makale
dobra gazete.iyi ki vakitimiz var.
dinime, diyanetime saldırmayan,hakkıyla hukukuyla, şerefli yazarlarıyla,türkiyenin büyük bir kısmı, aldığımda vicdan azabı duymadığım gazete
vakit gazetesi satılmış yani amerikadan maaş alan gazetelerin cirit attığı bi ortamda tek tam bağımsız gazete..
vakit
okudugumda kendimi buldugum gazete...
bir gazete 5 tane danıştayın resmini baş sayfadan verir.......işte vatan hainleri der.....demez de ona benzer....... şeyler..ve...ve...ve...sebep laikliği savunmuşlar.......biri çıkar......saldırır danıştaya.......birini öldürür......ve bunu vatan için yaptım der......
soru..............bu gazetenin adı nedir....?
aydın, çağdaş insanlar için, modern matematikte boş küme......
İrtica,Laiklik,Sol Görüş,köktendincilikAtatürkçü Düşünce gibi kavramların sürekli tartışıldığı fakat yapılan tartışmaların bilimsel temele oturtulamamasından dolayı bir türlü çözüme ulaşılamayan bir ortamda bu kavramlardan bazılarının kullanılarak üzerine hakkaniyetsizce gelinen,bazı yazılarının hiçbir yapıcı eleştiri içermeyip hakaret ve küfür dolu olmasına rağmen çizgisinden en zor zamanlarda bile hiç ayrılmamış ve ne olursa olsun kendi inandığı doğruları yazmaktan çekinmeyen,bence Türkiye'nin tek bağımsız gazetesi.
ne kadar radikal olsa da doğruları yazan ve diğer gazetelerin sürekli karalamalarına uğrayan. İnsanların çok önyargı ile yaklaştığı aslında herkes eşit olsun diyen lakin haksızlıklar hep müslümanlara olduğundan vee bunu sürekli naklettiği için radikal gözüken bir gazete. Laik geçinip demokrasiden bahsedipte sadece taksim de bardan dışarı çıkmayıp sadece magazin programları izleyen arkadaşlarımızın yargısız infaz ettiği ama aynı zamanda Türklük değerlerini öldüren başka bir yayına müsahama gösterdiği, ama kendi! ! ! dininden! ! (hoşgörü dini) korkan insanların içeriği boş saldırılarına dayanmaya çalışan, ifade özgürlüğünü savunup ermenileri savunan bir kitabın yazarının dava gitme zahmetine bile girmeyip beraatine sevinenler bir gazete kapatılsın diye sürekli davalarla uğraşan doğru ve taraflı (ki tarafsız yani kaypak olmasındar iyidir) gazete
bisikletli sakallı abiler dağıtio
hamam böceği yuvası..
bu gazete ölen danıştayımızın katilidir..........
Doğru bildiğini savunan bundan taviz vermeyen ve mazlumdan yana tavır takınan şerefli bir gazete.Yozlaşma körükleyici gazetelerle mukayese etmek zaten hata aynı zamanda sınıfın da diyebileceklerimizden de kat kat önde...
Şemdin Sakık, verdiği ifadelerde, bölücü örgüte destek veren bütün kişi, kurum, dernek ve vakıflar hakkında geniş bilgiler verdi, örgütün işleyişini, zaaflarını açıkladı.
Şemdin Sakık ifadesinde, PKK'yı destekleyen politikacı, işadamı ve gazetecilerin de tek tek isimlerini verdi. Sakık'ın ifadesi şöyle:
POLİTİKACILAR
‘‘Örgütü destekleyen, benim bildiğim çok sayıda siyasiler bulunmaktadır. Bunlar arasında aklıma gelenler;
Abdülmelik Fırat, Sebgatullah Seydaoğlu var.
Salim Ensarioğlu: 1991 genel seçimlerinden önce Diyarbakır-Dicle kırsalına giderek ‘Remzi' kod isimli ‘İrfan Pervani' ile görüştü. Seçimlerde kendisine destek sağlamamızı istedi.
Fethullah Erbaş: Bizimle defalarca temasa geçti. RP'nin örgütü kınamayacağı, buna karşılık da kendilerini desteklememizi istedi.
Muhyettin Mutlu: Bitlis Milletvekili'ydi. Oğlunu para verip kurtarmak için Öcalan ile Bekaa'da görüştü.
Turgut Atalay: Diyarbakır eski Belediye Başkanı. Bana bir tabanca hediye etti.
Sırrı Sakık: Örgütle dolaylı irtibatlı. Öcalan kendisini sevmez.
Leyla Zana: Öcalan ile doğrudan bağlantılı. Ancak, Mehdi Zana'nın PKK'ya tam bağlı olmamasından dolayı bu kişi için ‘‘Ajan da olabilir’’ der. Dicle ve Lice belediye başkanları da örgütten desteğini esirgememişlerdir.
Mehmet Mengi: Diyarbakır eski HADEP İl Başkanı. Bize maddi destekte bulunduğu gibi adamlarımızın da belediyede işe alınmasını sağlardı.
ŞİRKETLER
Batman Petrolleri benden petrol arama kuyuları için izin aldı. Ben de onlardan hem para aldım, hem de işçi soktum. Hazro'dan su kanalı yapan müteahitten 1992 yılında 200 milyon lira aldık. 1993 yılında Batman baraj inşaatından 1 milyar lira peşin vergi aldık. 1 milyar da daha sonra alacaktık. Fakat, yanlışlıkla baraja eylem yapılınca geri kalanı alamadık.
İŞADAMLARI
Cantürkler sürekli olarak para yardımında bulunmuştur.
Ali Rıza Septioğlu'ndan para istedik. Para almaya gittiğimizde korumaları ile çatıştık. Onların silahlarını aldık. Özellikle İstanbul'daki işadamları maddi destek bakımından önde gelmektedirler. Bunlar kazandıkları kara parayı bu destekle aklamaktadırlar.
GAZETELER-GAZETECİLER
Basın mensupları içinde de örgütün parayla yazdırdığı ya da konuşturduğu çok ünlü kişiler bulunmaktadır. Bazılarını da parayla satın alabileceğini düşünür. Bunlara örgütte ‘eylemciler' denir. Bunun yanında ‘Ülkede Gündem, Özgürleşen Yurtseven Gençlik, Evrensel, Özgür Halk, Demokrasi, Emek' gibi, basın organları da örgütün finanse ettiği kuruluşlardır. Doğu Perinçek ve Mehmet Ali Birand'ın Öcalan ile görüşmesi ona Türk basınında kapıların açılmasına neden olmuştur. Öcalan, bana Mahir Kaynak, Mahir Sayın, Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand ve Yalçın Küçük'ün isimlerini söyledi.
Ayrıca ‘Milli Gazete' ile ‘Akit Gazetesi' (şimdiki Vakit) nin de PKK aleyhine yazmayacaklarına dair söz verdiklerini söyledi. Bunlarla bir nevi ortak düşmana karşı antlaşma yaptığını söyledi. Öcalan, para ile satın aldıkları Türk gazetecilerden söz ederken, ‘‘Kürt ve Türk tarihi hainlerle doludur. Türk'e ve Kürk'e oyun yapmaya gerek yok. Bunlar zaten oyunu kendileri oynuyor’’ dedi.
vakit gazetesi akit ismiyle yayımlandığı 95 yılında türbanlı avukatları barodan çıkaran gümüşhane barosu başkanı Ali Günday'ın fotoğrafını birinci sayfadan yayınladı ve birkaç gün içinde Ali Günday öldürüldü
99 yılında öğretim üyesi Ahmet Taner Kışlalı'nın fotoğrafını YİNE birinci sayfada üzerine çarpı işareti koyarak 'Yuh pişkin zorba' ifadeleriyle yayınladı. Ahmet Taner Kışlalı, o sene içerisinde arabasına konulan bomba sonucu öldü.
2006 yılı danıştay olayının sonucuda zaten bilinmekte.
BAŞKA SÖZE NE HACET
kimilerine ağır gelse de doğruluğu temsil eden gazete...OKUMAK İÇİN VAKİT YETER...
vakit gazetesi CUMHURİYET maskesi altında insanların inancına hakaret edebılecek kadar saygısızların tahammul edemedıgı gercekci bır yaklasım noktası.Gerci bugune kadar var olan hak yada batıl dınlerın bıle once ınsanı degerlerı on planda tutugunu dusunursek CUMHURIYETI kalkan gıbı kullanıp kapı arkasından dınlere ve ınançlara hakaret edenler aslında inançsız olmanın vermış oldukları ezıklıkle hayatlarını bos ve anlamsız surduklerını bu gazete sayesınde ogrenıyorlar.Ve vakıt gazetesi bu yuzden bu tıpler ıcın hazımsızlık gazetesı gıbı.
Vakit Gazetesi,Sözde müslümanların gazetesi lakin kazın ayağı öyle değil.Bu gazetenin yazarları tamamen Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları
Laikliği bir dinsizlik veya İslam dışı başka bir din olarak lanse edip,Türkiyede Cumhuriyeti yıkmak için Cumhuriyet'ten faydalanan
yobaz münafıkların gazetesi.maddi kaynakları ise yine hıristiyan sponsorlar tarafından yapılmaktadır.Türkiye Cumhuriyet ile yönetilmesi
ABD ve onun gibi sömürgeci devletlerin işine gelmemektedir.Cumhuriyeti yıkıp yerine Şeriat devleti kurdurup başına geçecek şerefsizi kendi istekleri doğrultusunda yönetmek istemektedirler.Yani asla kurulmasına izin vermeyeceğimiz bir şeriat Türkiyesinin müslüman kılıklı yöneticilerini Hıristiyan ve yahudiler yönetecektir.Bu gazete ve yazarları satılık bir köpek sürüsüdür.
'TÜRKİYE LAİKDİR,LAİK KALACAK.'
dini bir gazete olmakla birlikte..... şeriatçı hükümetin destegiyle cumhuriyet düşmanlığı yapmaktadır...
vakit gazetesi tam islamı yansıtmamasına rağmen islamı her zaman savunmuştur herzaman nazlumdan yana olmuştur
Okumadım şimdiye kadar. Provokatörlükle suçlanır eskiden beri. Ama 'neyin doğruları çekinmeden söylemek, neyin provoke etmek' demek olduğunun hayli karışık olduğu cennet vatanımızda iyice incelemeden yorum yapmak zor...
İyi Bir Gazete.Gerçekleri Aktarıyor.
Gerçeklerin sesi.Gerçeklerden korkanlar,yarasaların ışıktan korktuğu gibi vakit gazetesinden korkuyorlar.
Bazılarının korkulu rûyası...
Bilhassa Osmanlının mirâsı üzerine çöreklenip, bu milletin kanını emenlere çok güzel tokatlar atıyor...
Kapatılamadı gitti.Arkasında kimler varsa artık.Yazık okuyanlara......İslam gibi hoşgörü dinini ne hale getirdiler.Türkiye'yi dış tehditlerden çok bu kesimin iç tehditleri bozuyor.Bu gazetenin kapatılması için Ahmet Necdet Sezer gibi bir Başbakanımızın olması gerekiyor.O günleride görürürz inşallah.