faşizmin oluşabilmesi için ya da bir harekete faşizm diyebilmek için belli başlı ölçütleri yerine getirmesi gerekir. örneğin pareto'nun elit teorisi bunun için bir ölçüttür. yine faşizmin oluşabilmesi büyük sermaye sahipleri tarafından bunun desteklenmesi gerekir. eğer 80 darbesini faşizmle bağdaştıranlar 'bizim çocuklar başardı' cümlesini anlamayacak kadar bağnazsa kendi davasına da sahip çıkamaz. sarı sendikacılar, tatlı su sosyalistleri bunları anlamaz tabiki.
bu kelime bana hitlerden önce stalin canisini, lenin katilini anımsatıyor. sıralama yaptığımızda hitler'i 3.sıraya ancak oturtabiliriz. 1- j.stalin 2.v.i.lenin 3- a.hitler 4- ho şi minh 5- mao zedung 6- enver hoca 7- tito .... sıralamayı uzatmak mümkündür... sosyalistlerin dünyada milyonlarca insanı eşitlik, özgürlük adı altında nasıl katlettiğini herkes biliyor... hitler senelerce iktidarda kalsa bile stalin+lenin'in katlettiği binlerce masum insanın sayısına ulaşamazdı... hitler devede kulak kalır bunların yanında siz yine de devam edin böyle sanki siz başa gelseniz türkiyede katletmeyecektiniz binlerce kişiyi milyonlarca kişinin canına girdiniz aynaya bakın biraz
komünizm yanlısı olmayan herkes bu yaftalama artık demogojik bir faşizanlığa dönüşmüştür. taliban ile aynı sıklıkta kullanılır. ama sosyalistler abd'nin 2.dünya savaşı sırasında bu kavramı mihver devletlere karşı kullandığını bilmez. bilmek istemez. çünkü bu kavram propaganda amaçlı kullanılmaktadır. kullananların çoğu anlamını bilmez. bazı yobaz-gerici sosyalistler faşizm-nazizm arasındaki farkı bile bilmez nazizmi faşizm diye nitelendirir. çünkü sosyalizmin 1922 ve 1933'ten kuyruk acısı bulunmaktadır. ilk darbeyi kara gömleklilerden yemiştir sosyalizm. bu tarihten sonra da artık her komünizm karşıtı hareket faşiszm ile nitelendirilmiştir. bunu sadece ben söylemiyorum. marksist sözlüklere baktığınızda bunu rahattlıkla görebilirsiniz. size göre yüce ATATÜRK bile faşisttir. siz yobaz olduğunuz kadar ezberci bir metolojiyi benimsemişsinizdir. kalıpçı ve şekilci olduğunuz için sizin kalıplarınıza uymayan herkesi faşistlikle suçlarsınız ve kendinizi çok zeki ve bilgili zannedersiniz. aslında size laf bile anlatılmaz çünkü anlayacak erdemliliğe erişememişsinizdir.
Kırım Kongo Kanamalı (KKK) hastalığının virüsünü taşıyan kenelerin İsrailli kadın dağcılar tarafından Türkiye'yer getirildiğini söyleyen SP lideri Kutan'ın dediği ne derece doğrudur bilemeyeceğim ancak, normal kenelerin 6 bacaklı olduğu, bu son günlerde ölümlere yol açanların ise 8 bacaklı olduğu ortaya çıktı. eskiden kene yoktu da şimdi mi ortaya çıktı yani? köylerde yaşayanların hayvanların üzerinden elleriyle kene topladıklarını ve ölmediklerini dinlemiş olabilirsiniz. senaryo yazmak mümkün. örümcek, kene, bit, pire derken gündem bulandırılıyor mu yoksa gerçekten bazı ülkeler Türkiye'ye gözdağı mı veriyor?
nazımın vatanseverlik anlayışı budur işte... belgelerle konuşuyorum... şairlerin allahı nazım hikmet in gerçek yüzü kaynak da burda....
İŞTE BELGE İŞTE NAZIM
Kaynak: Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi arşivi..... Yayınlayan: Cenk Başlamış - Vladimir Jarov - Milliyet Gazetesi 21 Aralık 1992 tarihli “SBKP Belgelerinde Türkiye” başlıklı yazı dizisi...
10. BELGE
25. Dönem (çok gizli)
SBKP MK dairelerinin..........
31 Ocak 1980
562C30.1.1980
Durumu incelemek ve röpertajlar hazırlamak üzere Afganistan'a giden 'Politika' gazetesi (türkiye) Yazişleri müdürü A.Engin'in İstanbul-Moskova-İstanbul ve dönüş masraflannın karşılanması.
3. Sektörün numarası 03020. 4S
“Nazım'ın Sovyet vatandaşlığına geçmek için o dönemdeki Sovyet lideri Nikita Jcrusçev'e yazdığı mektup”
Saygıdeğer Nikita Sergeyeviç
19 yaşından beri, yalnızca kalbim ve kafamla değil, geçmişimle de Sovyetler Birliği’ne bağlıyım.
Bolşevik Partisi’ne, ilk olarak 1923 yılında üye oldum. Ardından, 1924 yılında, yine Moskova'da I925 yılı başında Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi oldum. Doğu emekçileri Komünist Üniversitesi’ni bitirdim ve parti işleri için Türkiye'ye gittim. 1925 yılı sonunda, Ankara'da yeraltı çalışmaları gösterdiğim için gıyaben 15 yıl hapis cezasına çarptırıldım.
Sonra, yine Moskova'ya döndüm. 1928 yılında Türkiye'de parti işleriyle uğraştım. O zamandan 1950 yılına kadar toplam 56 yıl hapis cezasına çarptırılmama karşın, toplam 17 yıl cezaevinde kaldım. Başta Sovyet halkı olmak üzere, ilerici insanların mücadelesi sonucu cezaevinden çıkarıldım.
Ben, sayılı Komünist şairlerdenim. Çok mutluyum, çünkü Büyük Ekim Devrimi'nin beşinci yıldönümünü Moskova'da kutladım. Bu nedenle de şiir yazdım. SBKP'nin 22'nci kongresini kutladım. Bu nedenle de şiir yazdım.
Artık 10 yıldır Moskova’da yaşıyorum. Ailem de yanımda. Bütün Sovyet halkı gibi, buradaki yaşama alıştım.
Saygıdeğer Nikita Sergeyeviç, yardım edin, ben Sovyet Vatandaşı olmak istiyorum.
Atatürk' e nazımın yaptığı hakaret işte bu şiirde olmuştur... Atatürk'le arasında herhangi bir diyalog bile kuramamıştır.. çünkü idelojiler çakışır....
28 KANUNI SANI
-Ta ata aa ta ta Ha ta tta ta Tarih
sınıf-ların mücadelesidir 1921
Kanunisani 28 Karadeniz Burjuvazi Biz
On beş kassap çengelinde sallanan On beş kesik baş Yoldaş
Bunların sen
isimlerini aklında tutma fakat
28 kanunisaniyi unutma! 'Siyah gece 'Beyaz kar 'Rüzgar 'Rüzgar'.
Trabzondan bir motor açılıyor Sa-hil-de-ka-la-ba-lık! Motoru taşlıyorlar Son perdeye başlıyorlar! Burjuva Kemal'in omuzuna binmiş Kemal kumandanın kordonuna Kumandan kahyanın cebine inmiş Kahya adamlarının donuna Uluyorlar
Hav... hav... hak... tü Yoldaş unutma bunu Burjuvazi
sadece kalbim ve ruhumla değil geçmişimle de sovyetlere bağlıyım diyor nazım hikmet. tabu haline getirilmiş bir şair olarak nazım abartılan, şişirilen ve pohpohlanan şairlerden biridir. onun sscb ye bağlılığı su götürmez bir gerçektir. yalçın küçük sırlar adlı kitabında nazım hikmetin yazdığı kurtuluş savaşı destanı 'nı af umuduyla yazmıştır diyor ve zekeriya sertel den kemal sülkere kadar birçok kişi nazımın tiyatro ve roman yönünün eksik olduğunu vurguluyor.
en gerçekçi yorumlar şevket süreyya aydemirin... nazımın eski arkadaşlarından ve kadro hareketinin öncülerinden aydemir nazımın bilgi birikiminin sığ olduğunu belirtmektedir.
gerçekten de öyledir. KUTVda gördüğü eğitim dışında nazımın teorik bilgisdi neredeyse yoktur.. eğer bu kişi abartıldığı kadar mükemmel bir şairse ıslarlama sonucunda yazdığı kurtuluş savaşı destanında akıl almaz yanlışlar yaparmıydı...tarih ve coğrafya bilgisinden yoksun nazım hikmet ten ancak bu beklenirdi..
zaten kurtuluş savaşı gibi emperyalizme karşı verilmiş en haklı mücadelede türkiyeden kaçan nazım eline birçok fırsat geçtiği halde türkiyeden kaçmış ve hakettiği yerde gerçek vatanı SSCB'de ölmüştür...
nazımın rusyada zaten geçimin sağlamak için şiir, tiyatro parçaları yazdığı mehmet kaplan, yalçın küçük tarafından da belirtilmektedir..
nazım hikmet stalinci leninci kruşçevci bir şair olrak ve Borjenski soyadının gerektirdiği gibi ve gerçek vatanında vefat etmiştir...
o vatansever bir şairdir...gerçekten doğru
O SSCB' ye ihanet etmedi....
ATATÜRKE BURJUVA KEMAL DİYEN BİRİ BİZİM DEĞERİMİZ OLAMAZ....
bu kişinin mezarının türkiyeye getirilkmesini istemek bile anlamsızdır...
nazımkolikler, nazımistler, bağnaz marksist arkadaşlar,nazım iyi bir şairdir ama bu kadar abartmaya gerek yok...Mayakovskinin, yeseninin taklitçisi ve ideolojisini ön plana koyan bir şairden sanat beklemek mantıklı bir iş midir... zaten kendisi de diyor benim komunistliğim şairliğimden önce gelir... sırf kitleleri etkileme adına yazdığı propaganda şiirleri çok sevdiği stalinin politikaları gereği işine yarıyordu... tamam stalini yeren açıklamalr yapmıştır ama ne zaman öldükten sonra... onu herkes yapar... üstelik kruşçevin 20. kongresinde stalin dönemi inkar edilmiştir...nazım resmi ideolojinin izlediği siyasetin dışına çıkabilir mi....
çünkü onun sanat adamı olduğunu herkes kabul eder... vatan anlayışının olmadığı bir ideloojide vatan unsuru arama ve vatansever göstermeye çalışmak da beyhude çabalardır...
içinde meşhur aydıncıklarımızın yer aldığı ve milli değerlerimizi aşağılayan bir gazete. Osmanlı zihniyetinden ziyade savunduğu esaslar şeriatçılığın ve ılımlı islamın küresel dünya içindeki rolünü vurgular niteliktedir. Diğer gazeteler içinde en radikalidir. Siyasal islamın en katı savunucularından biri olan vakit gazetesinin kalemşörleri arasında iyiniyetli yazarların da bulunduğunu söylemek lazım ama bu onun savunulacağı anlamına gelmez. Kapatılması demokrasinin gereklerinden biridir. Düşünce özgürlüğü adına düşünce katliamını tetikleyenlerin affedilebilir ve mazur görülebilir hiçbir yanı yoktur.
iktidarın pohpohlayıcısı gazetelerden biridir. Danıştay saldırısından sonra da yine aynı hikaye gibisinden suçlamaları örtbas etmeye çalışmaları samimi olmadıklarını gösteriyor. Akit 95 yılında da Gümüşhane barosu başkanını açık hedef göstererek öldürülmesini sağlamıştı.
faşizmin oluşabilmesi için ya da bir harekete faşizm diyebilmek için belli başlı ölçütleri yerine getirmesi gerekir. örneğin pareto'nun elit teorisi bunun için bir ölçüttür. yine faşizmin oluşabilmesi büyük sermaye sahipleri tarafından bunun desteklenmesi gerekir. eğer 80 darbesini faşizmle bağdaştıranlar 'bizim çocuklar başardı' cümlesini anlamayacak kadar bağnazsa kendi davasına da sahip çıkamaz. sarı sendikacılar, tatlı su sosyalistleri bunları anlamaz tabiki.
bu kelime bana hitlerden önce stalin canisini, lenin katilini anımsatıyor. sıralama yaptığımızda hitler'i 3.sıraya ancak oturtabiliriz.
1- j.stalin
2.v.i.lenin
3- a.hitler
4- ho şi minh
5- mao zedung
6- enver hoca
7- tito
....
sıralamayı uzatmak mümkündür...
sosyalistlerin dünyada milyonlarca insanı eşitlik, özgürlük adı altında nasıl katlettiğini herkes biliyor...
hitler senelerce iktidarda kalsa bile stalin+lenin'in katlettiği binlerce masum insanın sayısına ulaşamazdı...
hitler devede kulak kalır bunların yanında
siz yine de devam edin böyle
sanki siz başa gelseniz türkiyede katletmeyecektiniz binlerce kişiyi
milyonlarca kişinin canına girdiniz aynaya bakın biraz
komünizm yanlısı olmayan herkes
bu yaftalama artık demogojik bir faşizanlığa dönüşmüştür.
taliban ile aynı sıklıkta kullanılır.
ama sosyalistler abd'nin 2.dünya savaşı sırasında bu kavramı mihver devletlere karşı kullandığını bilmez. bilmek istemez. çünkü bu kavram propaganda amaçlı kullanılmaktadır. kullananların çoğu anlamını bilmez. bazı yobaz-gerici sosyalistler faşizm-nazizm arasındaki farkı bile bilmez nazizmi faşizm diye nitelendirir.
çünkü sosyalizmin 1922 ve 1933'ten kuyruk acısı bulunmaktadır.
ilk darbeyi kara gömleklilerden yemiştir sosyalizm. bu tarihten sonra da artık her komünizm karşıtı hareket faşiszm ile nitelendirilmiştir. bunu sadece ben söylemiyorum.
marksist sözlüklere baktığınızda bunu rahattlıkla görebilirsiniz.
size göre yüce ATATÜRK bile faşisttir. siz yobaz olduğunuz kadar ezberci bir metolojiyi benimsemişsinizdir. kalıpçı ve şekilci olduğunuz için sizin kalıplarınıza uymayan herkesi faşistlikle suçlarsınız ve kendinizi çok zeki ve bilgili zannedersiniz.
aslında size laf bile anlatılmaz çünkü anlayacak erdemliliğe erişememişsinizdir.
dadaş kelimesi bana hep mertlik, yiğitlik, vatanseverlik sözcüklerini çağrıştırır. tanıdığım kadarıyla dadaşlar özü sözü bir ve doğru insanlardır.
Kırım Kongo Kanamalı (KKK) hastalığının virüsünü taşıyan kenelerin İsrailli kadın dağcılar tarafından Türkiye'yer getirildiğini söyleyen SP lideri Kutan'ın dediği ne derece doğrudur bilemeyeceğim ancak, normal kenelerin 6 bacaklı olduğu, bu son günlerde ölümlere yol açanların ise 8 bacaklı olduğu ortaya çıktı. eskiden kene yoktu da şimdi mi ortaya çıktı yani? köylerde yaşayanların hayvanların üzerinden elleriyle kene topladıklarını ve ölmediklerini dinlemiş olabilirsiniz. senaryo yazmak mümkün.
örümcek, kene, bit, pire derken gündem bulandırılıyor mu yoksa gerçekten bazı ülkeler Türkiye'ye gözdağı mı veriyor?
nazımın vatanseverlik anlayışı budur işte...
belgelerle konuşuyorum...
şairlerin allahı nazım hikmet in gerçek yüzü
kaynak da burda....
İŞTE BELGE İŞTE NAZIM
Kaynak: Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi arşivi.....
Yayınlayan: Cenk Başlamış - Vladimir Jarov - Milliyet Gazetesi 21 Aralık 1992 tarihli “SBKP Belgelerinde Türkiye” başlıklı yazı dizisi...
10. BELGE
25. Dönem (çok gizli)
SBKP MK dairelerinin..........
31 Ocak 1980
562C30.1.1980
Durumu incelemek ve röpertajlar hazırlamak üzere Afganistan'a giden 'Politika' gazetesi (türkiye) Yazişleri müdürü A.Engin'in İstanbul-Moskova-İstanbul ve dönüş masraflannın karşılanması.
3. Sektörün numarası 03020. 4S
“Nazım'ın Sovyet vatandaşlığına geçmek için o dönemdeki Sovyet lideri Nikita Jcrusçev'e yazdığı mektup”
Saygıdeğer Nikita Sergeyeviç
19 yaşından beri, yalnızca kalbim ve kafamla değil, geçmişimle de Sovyetler Birliği’ne bağlıyım.
Bolşevik Partisi’ne, ilk olarak 1923 yılında üye oldum. Ardından, 1924 yılında, yine Moskova'da I925 yılı başında Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi oldum. Doğu emekçileri Komünist Üniversitesi’ni bitirdim ve parti işleri için Türkiye'ye gittim. 1925 yılı sonunda, Ankara'da yeraltı çalışmaları gösterdiğim için gıyaben 15 yıl hapis cezasına çarptırıldım.
Sonra, yine Moskova'ya döndüm. 1928 yılında Türkiye'de parti işleriyle uğraştım. O zamandan 1950 yılına kadar toplam 56 yıl hapis cezasına çarptırılmama karşın, toplam 17 yıl cezaevinde kaldım. Başta Sovyet halkı olmak üzere, ilerici insanların mücadelesi sonucu cezaevinden çıkarıldım.
Ben, sayılı Komünist şairlerdenim. Çok mutluyum, çünkü Büyük Ekim Devrimi'nin beşinci yıldönümünü Moskova'da kutladım. Bu nedenle de şiir yazdım. SBKP'nin 22'nci kongresini kutladım. Bu nedenle de şiir yazdım.
Artık 10 yıldır Moskova’da yaşıyorum. Ailem de yanımda. Bütün Sovyet halkı gibi, buradaki yaşama alıştım.
Saygıdeğer Nikita Sergeyeviç, yardım edin, ben Sovyet Vatandaşı olmak istiyorum.
En iyi dileklerimle
Saygılarımla
Nâzım HİKMET
7 Aralık 1961
Muzaffer ÖZDAĞ
Atatürk' e nazımın yaptığı hakaret işte bu şiirde olmuştur...
Atatürk'le arasında herhangi bir diyalog bile kuramamıştır..
çünkü idelojiler çakışır....
28 KANUNI SANI
-Ta ata aa ta ta Ha ta tta ta
Tarih
sınıf-ların
mücadelesidir
1921
Kanunisani 28
Karadeniz
Burjuvazi
Biz
On beş kassap çengelinde sallanan
On beş kesik baş
Yoldaş
Bunların sen
isimlerini aklında tutma
fakat
28 kanunisaniyi unutma!
'Siyah gece
'Beyaz kar
'Rüzgar
'Rüzgar'.
Trabzondan bir motor açılıyor
Sa-hil-de-ka-la-ba-lık!
Motoru taşlıyorlar
Son perdeye başlıyorlar!
Burjuva Kemal'in omuzuna binmiş
Kemal kumandanın kordonuna
Kumandan kahyanın cebine inmiş
Kahya adamlarının donuna
Uluyorlar
Hav... hav... hak... tü
Yoldaş unutma bunu Burjuvazi
sadece kalbim ve ruhumla değil geçmişimle de sovyetlere bağlıyım diyor nazım hikmet. tabu haline getirilmiş bir şair olarak nazım abartılan, şişirilen ve pohpohlanan şairlerden biridir. onun sscb ye bağlılığı su götürmez bir gerçektir. yalçın küçük sırlar adlı kitabında nazım hikmetin yazdığı kurtuluş savaşı destanı 'nı af umuduyla yazmıştır diyor ve zekeriya sertel den kemal sülkere kadar birçok kişi nazımın tiyatro ve roman yönünün eksik olduğunu vurguluyor.
en gerçekçi yorumlar şevket süreyya aydemirin... nazımın eski arkadaşlarından ve kadro hareketinin öncülerinden aydemir nazımın bilgi birikiminin sığ olduğunu belirtmektedir.
gerçekten de öyledir. KUTVda gördüğü eğitim dışında nazımın teorik bilgisdi neredeyse yoktur.. eğer bu kişi abartıldığı kadar mükemmel bir şairse ıslarlama sonucunda yazdığı kurtuluş savaşı destanında akıl almaz yanlışlar yaparmıydı...tarih ve coğrafya bilgisinden yoksun nazım hikmet ten ancak bu beklenirdi..
zaten kurtuluş savaşı gibi emperyalizme karşı verilmiş en haklı mücadelede türkiyeden kaçan nazım eline birçok fırsat geçtiği halde türkiyeden kaçmış ve hakettiği yerde gerçek vatanı SSCB'de ölmüştür...
nazımın rusyada zaten geçimin sağlamak için şiir, tiyatro parçaları yazdığı mehmet kaplan, yalçın küçük tarafından da belirtilmektedir..
nazım hikmet stalinci leninci kruşçevci bir şair olrak ve Borjenski soyadının gerektirdiği gibi ve gerçek vatanında vefat etmiştir...
o vatansever bir şairdir...gerçekten doğru
O SSCB' ye ihanet etmedi....
ATATÜRKE BURJUVA KEMAL DİYEN BİRİ BİZİM DEĞERİMİZ OLAMAZ....
bu kişinin mezarının türkiyeye getirilkmesini istemek bile anlamsızdır...
nazımkolikler, nazımistler, bağnaz marksist arkadaşlar,nazım iyi bir şairdir ama bu kadar abartmaya gerek yok...Mayakovskinin, yeseninin taklitçisi ve ideolojisini ön plana koyan bir şairden sanat beklemek mantıklı bir iş midir...
zaten kendisi de diyor benim komunistliğim şairliğimden önce gelir...
sırf kitleleri etkileme adına yazdığı propaganda şiirleri çok sevdiği stalinin politikaları gereği işine yarıyordu... tamam stalini yeren açıklamalr yapmıştır ama ne zaman öldükten sonra...
onu herkes yapar...
üstelik kruşçevin 20. kongresinde stalin dönemi inkar edilmiştir...nazım resmi ideolojinin izlediği siyasetin dışına çıkabilir mi....
gerçekçi olalım
tabulaştırmayalım
ilahlaştırmayalım
çünkü onun sanat adamı olduğunu herkes kabul eder...
vatan anlayışının olmadığı bir ideloojide vatan unsuru arama ve vatansever göstermeye çalışmak da beyhude çabalardır...
içinde meşhur aydıncıklarımızın yer aldığı ve milli değerlerimizi aşağılayan bir gazete. Osmanlı zihniyetinden ziyade savunduğu esaslar şeriatçılığın ve ılımlı islamın küresel dünya içindeki rolünü vurgular niteliktedir. Diğer gazeteler içinde en radikalidir. Siyasal islamın en katı savunucularından biri olan vakit gazetesinin kalemşörleri arasında iyiniyetli yazarların da bulunduğunu söylemek lazım ama bu onun savunulacağı anlamına gelmez. Kapatılması demokrasinin gereklerinden biridir. Düşünce özgürlüğü adına düşünce katliamını tetikleyenlerin affedilebilir ve mazur görülebilir hiçbir yanı yoktur.
iktidarın pohpohlayıcısı gazetelerden biridir. Danıştay saldırısından sonra da yine aynı hikaye gibisinden suçlamaları örtbas etmeye çalışmaları samimi olmadıklarını gösteriyor. Akit 95 yılında da Gümüşhane barosu başkanını açık hedef göstererek öldürülmesini sağlamıştı.