Anadolunun bizim olmasinda emegi gecen herkesin saygi duydugu, ayak takiminin, her türlü yönelimleirnde arizali tiplerin kücümsemek icin hakkinda koftiden lakirdilar uydurdugu saygideger bir tarikat...
selcuk parsadan in kurdugu güzide bir kurulustur,insanlari cok sever,özellikle üniversitelere ac bilac gelen gariban öörencileri,yatacak yer ve gida yardimi karsiligi bünyesinde toplayip enfes bilimsel fikirleri zavallilara jerk eden bir müridland dir...
Bana dokunma bin yaşa felsefesi ancak Yahudilere mahsustur. Ben çok şükür müslümanım. Ben eğer sadece kendimi düşünecek olsam, yada örnek insan Hz.Muhammed (sav) öyle düşünseydi, şu anda yaşayacak mıydık aceba. Aceba Allahu Teala SINIRSIZ SABIRLI olmasaydı, inkarcılara hemen cezalarını verseydi. ne olurdu. NE KADAR AZ DÜŞÜNÜYORSUNUZ, OYSA HAYVANDAN İNSANIN TEK FARKI AKLI VE DÜŞÜNMESİDİR! ! ! Sen imanlı ol kardeşim varsın ben gerici olyaım. Yüce ALLAH sizlere acısın ve iman nasip etsin.
Bu tarikata göre tesadüflerin tek kaynağı mürşit olan şeyh'tir. O öyle olsun istemiş öyle olmuştur.. Benim birlikte olduğum lolitalar ve birlikte görüldüğüm medyatikler dahil? !
GAVS-I AZAM ABDÜLKADİRİ GEYLANİ'DEN TASAVVUF VE TARİKAT İNKARCILARINA HADİSLERLE CEVAPLAR;
'Bir topluluk otururda Allahu Tealayı zikrederse, muhakkak onların etrafını melekler sarar, onları ilahi rahmet kaplar, üzerilerine sekinet iner; Allahu Teala onları, huzurundaki melekleri yanında anar' (Buhari, Tevhid, 15; Müslim, Zikir, 39; Ebu Davud, Vitir,14.....) Hadis-i Kutsi
'Ümmetimin içinde benim kendileri ile birlikte olmamı emrettiği kimseleri yaratan Allah'a hamd olsun' (Taberi, Camiul beyan, İbnu Kesir, Tefsirül Kuranı Azim V, 153.....) Hadis-i Kutsi
'Salih insanlarla beraber bulunan kimse güzel koku satanla beraber olan kimseye benzer. Güzel koku satan kimse kokusundan ikram eder. O hiç koku almasa bile onun yanında durduğu sürece ondanki (mürşiddeki) güzel kokuyu teneffüs eder ve koku üzerine siner. Kötülerle bulunmakta körükçü dükkanında oturmak gibidir. Orada bulunan kimse elini hiç kömüre bulaştırmasa bile, oradaki pis havadan bir parça üzerine siner'. (Buhari, Zebiha, 31; Müslim, Birr, 146; Ebu Davud, edep, 16....) Hadis-i Kutsi
'Büyüğümüzü (hürmetle ve edeple) yüceltmeyen, küçüğümüzede merhamet göstermeyen, alimimizin hakkını bilmeyen bizden değildir'. (Ahmed, Müsned V, 323; Ebu davud, Edep, 58; Hakim, Müstedrek, I, 122) Hadis-i Kutsi
'Kim benim velilerimden birisine düşmanlık yaparsa ben ona karşı harp açarım, ondan dostumun intikamını alırım'.(Buhari, Rikak, 38; Taberani,El-Kebir 7880....) Hadis-i Kutsi
'Allah'ın (c.c.) öyle melekleri vardır ki, yollarda dolaşıp zikir ehlini ararlar, Allah'ı anan bir cemaat bulunursa birbirlerini; [istediğiniz ve arzu ettiğiniz şeye hazırlanın] diye çağırırlar. Kanatlarıyla cemaati dünya semasına kadar çevirirler(selamlarlar) . Ebu Hureyre'den(r.a) Rivayet. Hadis-i Kutsi
'Bir kavim (cemaat, topluluk) sırf Allah için, oturup Allah'ı(cc) zikrederlerse, gökten biri kendilerine şöyle seslenir; [Haydi kalkın affedildiniz, günahlarınız sevaba çevrildi]' (İmam Ahmed, Ebu Yala ve Tabarani; Enes(ra.) rivayet etmişlerdir. Hadis-i Kutsi
HADİSLER BU KADAR DEĞİL SADECE BUNLAR YETER İNKARCILARA.
bence insan olmanın ne demek olduğunu ögreten bu yola gireni yeniden dirilten ve dünyanın muhtaç oldugu şeyi insanlara vermek için çile çeken allah dostlarının oldugu ferkalada bir topluluk ne mutlu hakkını verip bu topluluga girenlere......mea
ASIL CAHİLLİK BİLMEDEN KONUŞMAKTIR. Gayrimüslümden çok münafıklardan korkulur, çünkü onlar hem müslümanım der, hemde İslama ve kurumlara dil uzatır. Duam sizinle.
NAKŞİBENDİ TARİKATI hakkinda cok bir bilgim oldugunu söyleyemem... Bilgili olan arkadaslarimiz uzun uzun yazmislar...Benim genel olarak Tarikatlar hakkinda yazabilecegim Tarikatlar yolsa bu yol Islamsa, Islamda yol birdir... O yüzden bu yolu idrak etmeye calisalim Tarikatlara ayrilmayalim...
Sevgi ve Saygilarimla...
SeKiLLReiS xVatanx
********************************************* Hersey Vatan Icin!
ben imam hatipliyim ben öğretmen liseliyim ben anadolu liseliyim ne fark eder inkarcının okulu olmaz. cehennemi zaten sahte hacılar hafızlar ve hocalar dolduracak. ben tc liyim ben türküm ben islamım.
Benim de girdiğim bu tarikatta en çok gördüğüm tasavvufun yaşatılmaya çalışılması idi. Tarikat Şeyhi elinde nesilden nesile geçmiş bir (aristotales döneminden kalma bilgilerin olduğu) öğreti kitabından birşeyler okur, arada bir toplu translara girilir, şeyh tek tek müritlerine yapması gereken meditasyonik dersleri(rabıta) verir. Müritlerin çoğu aşırı çay ve sigara sarhoşluğu ile derviş olma isteği ruh halinde yaşar. Herkes isteğini bir çeşit telepati ile şeyhe aktarır ve olmasını bekler. Plan yapmak gelecek için kararlar vermek yasaktır. Teslimiyetci bir temel üzerinde yaşam vardır. İslamiyete göre sapıklık taşır. Laikliğe göre rejime etkisi olmayacağı kesinleştikten sonra ancak tartışılabilir.
Kuldan bela gelmez hak yazmadıkça hak bela yazmaz kul azmadıkça. insanların saygı duyduğu okulların ismini kullananlara. tarikat elbette dinimizde vardır.
* Nefs ejderhası ancak rabıtanın gölgesinde ölür. * Zikir kalbi arındırır, rabıta ile yükselinir, kamil velinin sohbeti ise hayat iksiridir. .. .. * 'Alem iyi de; bir ben kötüyüm' demeyi benimse. * Aman yarabbi! .. yi dilden düşürme. * Her işinde şeriat terazisini elinden bırakma. * Bir işe başlarken yiyip-içerken hep şöyle de: - Bismillahi destur ya hazreti pirim. - Yarabbi! Elimi mürşidimin eteğinden kesme. - Yarabbi! Noksanıyla kabul buyur. - Yarabbi! Fazlı tevfikini üstümüzden eksik etme.
Hayali Rabıta ve Hafızikir
1- Tevbe guslü: El tutup ders tarifi alınca, ilk gece sanki bütün vücudumuz bir günah çamuruna bulanmış da çamur ve kir akıp, kaybolarak vücudumuzdan ayrılıyor diye düşünüp itikat ederek ve adabına uygun gusül yapılacak.
2- Tevbe namazı: Gusülden sonra 2 rekat tevbe maksatlı namaz kılınır.
3- Fatiha hibesi: Tevbe namazından sonra kıbleye karşı oturulur, gözler yumulur, 25 defa kalben ve sonları uzatılarak estağfirullah denilir. 5 defa Fatiha okunur. 'Yarabbi bu okuduğum Fatihaları kabul buyur. Abdurrahim Efendim (tarikatın o andaki şeyhi) nası hibe etti ise öylece hibe ettim vasıl eyle, amin' denir.
4- Rabıta: Hibenin hemen ardından 5 dakika süren rabıta şu şekildedir: Brahmanizmdeki yoga felsefesi Abdurrahim Efendim, iki kaşımın hizasında bir altın koltuk üzerinde oturmuş sohbet ediyor. Ayın onüç, ondördü gibi ışıklı olan yüzünden hasıl olan bir nur beni çadır gibi ihata etmiş (her yanımı kaplayıp kuşatmış) her nefes alışta o nur kalbime doluyor, nefesimi dışarı verdikçe de içimden siyah bir zulmet çıkıp benden ayrılıyor. Nefsimi de siyah ve uyuz bir it şeklinde (düşünerek) şeyhimin ayakları dibine atmışım, başımdan aşağıya şeriat kamçısı ile vurarak O nefsimi terbiye ediyor. Sağ elimde bir altın tabak içinde tuttuğum kalbime, şeyhimin iki kaşı arasından baş parmağımın kalınlığında bir çeşme gibi feyiz akıp kalbimi temiz, tahir ve safi ediyor, ben de şeyh efendimin mübarek yüzünü, cemalini seyrediyorum...
Her gün yapılacak ders tarifi: Üç dakikadan az beş dakikadan fazla olmamak kaydıyla rabıta yapıldıktan sonra namazda oturulan halde veya bağdaş hangisi kolayınıza geliyorsa, o biçimde oturmaya devam ederek, başımız da ya sola ya da sağa eğik olarak, sol el sol diz üzerinde, sağ el de sol memenin 4 parmak aşağısında, işaret parmak ile ortak parmak arasında tespihimizi diğer parmakların müdahalesi olmadan ve 2-3 veya daha fazla tespih tanesi alacak şekilde, kalben, asla ses çıkarmadan, dil damağa yapışmış vaziyette, gönül zikri olarak 'Allah, Allah' diye çekilir. Tesbih başlarında 'ilahi ente maksudi ve rızake matlubi' denilir. Sol elin parmakları açılıp kapatılarak tesbih tur sayısı belirlenir ve asla fazla tesbih çekilmez.
İlk ders alanlar kalben yapılan Allah zikrinde bin ile beşbin adet arasında serbest bırakılmıştır. Beşbinin üstüne ancak ve ancak emirle çıkılır. Dersin kazası olmaz. Kızan küsen payını keser.
Yıllar önce siyasal kavramlarda vardı fraksiyonlar, sağda ya da solda bu ülkeye kan getirdi, zulüm getirdi, ölüm getirdi.Şimdide tarikatlar var çeşit çeşit, renk renk hiç anlamıyorum inancın tarikatımı olurmuş. İşte bu da bir çeşit aldatmaca yani dinin siyasallaşması düpedüz ben bundan başka hiçbirşey anlamıyorum.
insandır, yaşadığı korkuları sığındığı bir büyüğün yol göstericiliğiyle aşmaya çalışan insanlar. yolda kalmış pek çok insan bu kapıda kendilerini toparlar ve emniyette olduklarını hissederler. baheaddin nakşibend ve onun yolundan gidenler allah rızası için yaşamış önder insanlardır. nakşi olmak pür iyi olmak demek değildir. hatalı olan, yanlış davranan, bir yürüyüşe şeklen katılan insanlar kusurlarıyla ayıplanmamalı. iyi insanlar olmak için tasavvufa yönelen insanların değişme çabası az şey değildir. mürşitlerine saf bir kalple bağlı insanlar kötü de, fanatik futbol tarafları iyi ve güzel midir? nakşilik yollardan sadece biridir. güzel bir çiçeğin kokusuna meftun bülbüllerin, serçelerin, türlü sesteki kuşun aşkını dile getirdiği bahçelerden bir bahçedir nakşilik. ve bir karganın sesine bakıp güle küfreden bahçeyi nerden görsün. aşk aşıkların nasibidir. sapık olansa et görür birbirini sevenlerin ocağında. söz ehli dil olana.
bizim töremizde gelenek ve göreneğimizde urumeli gazilerinin ayrı bir yeri vardır. ve bunların mevcud kıldığı (bu topraklarda) tarikatler içinde ayrı bir yeri vardır nakşibendiliğin. ve bu tarikat mensupları öyle uçuk kaçık kimseler değillerdir. biz bilmediğimiz için bu anlamı yükleriz. ama onlar yine onlara tarikatın kattığı anlamla ve hoşgörüyle yaşamak peşinde olan insanlardan başka bir şey değildirler. temelinde itaaat ve hoşgörü vardır nakşilerin. ve bir de dinin temel esaslarını yaşama telaşları.. kimseye bir zarar vermeden..
Nakşibendi Tarikatı Muhammed Nakşibendi Hz.'lerinin adı ile anılan İslamın tasavvuf yönünü devam ettiren bir tarikattır.Aynı zamanda İslam, tarikat ve tasavvufun ne olduğunu bilmeyenlerin aklının ermeyeceği bir gönül yoludur.
Nakşibend, Farsça 'nakış yapan'anlamına gelir. 'Kalbi işlediği, kalbin üzerine süsler yaptığı için' bu adı alarak kurucusu Buhara'lı (şimdi Kar-ı Ârifan) Muhammed Bahaüddün (1318-1389) isminin başına bu Nakşibend kelimesi eklenmiştir. Abdülhalik Gücdivani tarafından yetiştirildiği kabul edilir.
Prof. Tahsin Yazıcı, hakkında şunları söyler: 'Çok mütavazi bir hayat süren Bahaûddin Nakşibend, haramdan son derece sakınır, hediye getirenlere hediye ile mukabele eder, fakat bu hususlarda Peygamber gibi harekette bulunmanın küstahlık olacağını da söylerdi. Misafire çok saygı gösterir, ona uymak maksadı ile gerekirse orucu (sanırsam bahsedilen nafile oruç) bozmanın bile caiz olacağını söyler, hayvanlara karşı da büyük bir sevgi beslerdi.'
Nakşibend'e izafe edilen veya hiç olmazsa ondan sonra bu ad ile şöhret bulan bu tarikatın izlerine ise, daha önce Gazneliler devrinde (962 - 1183) rastlanmaktadır. Ancak başlangıçta sadece bazı esasları belli olan bu tarikat, gerçek hüviyetini Hoca Yusuf el-Hamidani (ölm 1140) 'dan sonra aldı. Elh-i sünnet akidelerine sıkı sıkıya bağlı olduğu için, halkın, hilafet hususunda icmaı desteklediği için de, Sünni hükümdarların rağbetine ve yardıma mazhar oldu. Yusuf el-Hamadani'nin halifelerinden Ahmed Yesevi tarikatının Maveraünnehir'de, Abdülhalik el-Gücdivani de Harizm ve Horasan'da yayılmasına yardım etti. El-Gücdivani'nin zikr-i hafiyi, Ahmed Yesevi'nin ise zikr-i cebriyi tercih etmesi sebebi ile, tarikat iki kol halinde geliştiği mühitin örf ve inançların tesiri ile de, bir birinden oldukça farklı bir mahşyet aldı. Ancak bir ara zayıflamış olan Gücdivan esasları Bahaüddin Nakşibend tarafından tekrar canladırıldı.
Daha çok Bahaüddin Nakşibend ile büyük bir küvvet kazanan bu tarikatın Orta Asya'nın, Horosan'ın ve havalisinin Sünnileşmesine büyük tesiri oldu.Çok geçmeden de, Ubeydullah Ahrar (1403-1490) 'ın halifesi olup, daha çok Molla İlahi Simavi unvanı ile tanınan Şeyh Abdulllah İlahi Simavi (ölüm 1491) vasıtası ileAnadolu'da, Baki Bil'llah Kabuli (ölüm 1605) tarafından da Hindistan'da geniş ölçüde yayılma imkanı buldu. Hindistan'da müceddiye adı altında gelişerek Hicaz, Irak ve Suriye'ye yayıldı ve son olarak da, Surriye'de Halidiye kolu teşekkül etti. Onlarca kollara ve başka tarkatlara ayırlan nakşilk, Asya'dan Amerika'ya kadar da hala yayılmaktadır...
Nalşibendi Tarikatı'nın saydığın şahıslarla ne kadar ilgisi olabilir diye düşünüyorum ve yazdıklarının bir bilgi eksikliği taşıdığını söylüyorum... Nakşibendi Tarikatı'nın başı o kişiler değil ki onlar yaygınlaştırdın. 1982'den sonra Sultan Muhammed Raşit zamanında yaygınlaşmıştır.
Türkiye'de İskender Paşa Dergahı ile yaygınlaştıran Mehmet Zaid Kotku dur.1980 de ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mahmut Esat COŞAN, Turgut ÖZAL la yakınlığıyla tanınır.1992 de AK RADYO yu kurmuştur. 2001 de ölünce yerine oğlu M.Nuredin Coşan geçmiştir.2002 Eylül ayında SAĞ DUYU partisi isimli bir parti kurmuştur. www.iskederpasa.com, www.sagduyu.org
Anadolunun bizim olmasinda emegi gecen herkesin saygi duydugu, ayak takiminin, her türlü yönelimleirnde arizali tiplerin kücümsemek icin hakkinda koftiden lakirdilar uydurdugu saygideger bir tarikat...
selcuk parsadan in kurdugu güzide bir kurulustur,insanlari cok sever,özellikle üniversitelere ac bilac gelen gariban öörencileri,yatacak yer ve gida yardimi karsiligi bünyesinde toplayip enfes bilimsel fikirleri zavallilara jerk eden bir müridland dir...
TESADÜF, zaten inkarcılar herşeyi tesadüf yada yalanla açıklar.
Bana dokunma bin yaşa felsefesi ancak Yahudilere mahsustur. Ben çok şükür müslümanım.
Ben eğer sadece kendimi düşünecek olsam, yada örnek insan Hz.Muhammed (sav) öyle düşünseydi, şu anda yaşayacak mıydık aceba.
Aceba Allahu Teala SINIRSIZ SABIRLI olmasaydı, inkarcılara hemen cezalarını verseydi. ne olurdu.
NE KADAR AZ DÜŞÜNÜYORSUNUZ, OYSA HAYVANDAN İNSANIN TEK FARKI AKLI VE DÜŞÜNMESİDİR! ! !
Sen imanlı ol kardeşim varsın ben gerici olyaım. Yüce ALLAH sizlere acısın ve iman nasip etsin.
Bu tarikata göre tesadüflerin tek kaynağı mürşit olan şeyh'tir. O öyle olsun istemiş öyle olmuştur.. Benim birlikte olduğum lolitalar ve birlikte görüldüğüm medyatikler dahil? !
:)
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler,
dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz....KEMAL ATATÜRK
GAVS-I AZAM ABDÜLKADİRİ GEYLANİ'DEN TASAVVUF VE TARİKAT İNKARCILARINA HADİSLERLE CEVAPLAR;
'Bir topluluk otururda Allahu Tealayı zikrederse, muhakkak onların etrafını melekler sarar, onları ilahi rahmet kaplar, üzerilerine sekinet iner; Allahu Teala onları, huzurundaki melekleri yanında anar' (Buhari, Tevhid, 15; Müslim, Zikir, 39; Ebu Davud, Vitir,14.....)
Hadis-i Kutsi
'Ümmetimin içinde benim kendileri ile birlikte olmamı emrettiği kimseleri yaratan Allah'a hamd olsun' (Taberi, Camiul beyan, İbnu Kesir, Tefsirül Kuranı Azim V, 153.....)
Hadis-i Kutsi
'Salih insanlarla beraber bulunan kimse güzel koku satanla beraber olan kimseye benzer. Güzel koku satan kimse kokusundan ikram eder. O hiç koku almasa bile onun yanında durduğu sürece ondanki (mürşiddeki) güzel kokuyu teneffüs eder ve koku üzerine siner. Kötülerle bulunmakta körükçü dükkanında oturmak gibidir. Orada bulunan kimse elini hiç kömüre bulaştırmasa bile, oradaki pis havadan bir parça üzerine siner'. (Buhari, Zebiha, 31; Müslim, Birr, 146; Ebu Davud, edep, 16....)
Hadis-i Kutsi
'Büyüğümüzü (hürmetle ve edeple) yüceltmeyen, küçüğümüzede merhamet göstermeyen, alimimizin hakkını bilmeyen bizden değildir'.
(Ahmed, Müsned V, 323; Ebu davud, Edep, 58; Hakim, Müstedrek, I, 122)
Hadis-i Kutsi
'Kim benim velilerimden birisine düşmanlık yaparsa ben ona karşı harp açarım, ondan dostumun intikamını alırım'.(Buhari, Rikak, 38; Taberani,El-Kebir 7880....)
Hadis-i Kutsi
'Allah'ın (c.c.) öyle melekleri vardır ki, yollarda dolaşıp zikir ehlini ararlar, Allah'ı anan bir cemaat bulunursa birbirlerini; [istediğiniz ve arzu ettiğiniz şeye hazırlanın] diye çağırırlar. Kanatlarıyla cemaati dünya semasına kadar çevirirler(selamlarlar) . Ebu Hureyre'den(r.a) Rivayet.
Hadis-i Kutsi
'Bir kavim (cemaat, topluluk) sırf Allah için, oturup Allah'ı(cc) zikrederlerse, gökten biri kendilerine şöyle seslenir; [Haydi kalkın affedildiniz, günahlarınız sevaba çevrildi]' (İmam Ahmed, Ebu Yala ve Tabarani; Enes(ra.) rivayet etmişlerdir.
Hadis-i Kutsi
HADİSLER BU KADAR DEĞİL SADECE BUNLAR YETER İNKARCILARA.
bence insan olmanın ne demek olduğunu ögreten bu yola gireni yeniden dirilten ve dünyanın muhtaç oldugu şeyi insanlara vermek için çile çeken allah dostlarının oldugu ferkalada bir topluluk ne mutlu hakkını verip bu topluluga girenlere......mea
ASIL CAHİLLİK BİLMEDEN KONUŞMAKTIR.
Gayrimüslümden çok münafıklardan korkulur, çünkü onlar hem müslümanım der, hemde İslama ve kurumlara dil uzatır. Duam sizinle.
cahil insanlar topluluğu...bir çeşit morfin...
NAKŞİBENDİ TARİKATI hakkinda cok bir bilgim oldugunu söyleyemem... Bilgili olan arkadaslarimiz uzun uzun yazmislar...Benim genel olarak Tarikatlar hakkinda yazabilecegim Tarikatlar yolsa bu yol Islamsa, Islamda yol birdir... O yüzden bu yolu idrak etmeye calisalim Tarikatlara ayrilmayalim...
Sevgi ve Saygilarimla...
SeKiLLReiS xVatanx
*********************************************
Hersey Vatan Icin!
ben imam hatipliyim ben öğretmen liseliyim ben anadolu liseliyim
ne fark eder inkarcının okulu olmaz.
cehennemi zaten sahte hacılar hafızlar ve hocalar dolduracak.
ben tc liyim ben türküm ben islamım.
Benim de girdiğim bu tarikatta en çok gördüğüm tasavvufun yaşatılmaya çalışılması idi.
Tarikat Şeyhi elinde nesilden nesile geçmiş bir (aristotales döneminden kalma bilgilerin olduğu) öğreti kitabından birşeyler okur, arada bir toplu translara girilir, şeyh tek tek müritlerine yapması gereken meditasyonik dersleri(rabıta) verir.
Müritlerin çoğu aşırı çay ve sigara sarhoşluğu ile derviş olma isteği ruh halinde yaşar. Herkes isteğini bir çeşit telepati ile şeyhe aktarır ve olmasını bekler.
Plan yapmak gelecek için kararlar vermek yasaktır.
Teslimiyetci bir temel üzerinde yaşam vardır.
İslamiyete göre sapıklık taşır.
Laikliğe göre rejime etkisi olmayacağı kesinleştikten sonra ancak tartışılabilir.
'Her kim bir Allah dostunu ziyaret etmek için bulunduğu yerden bir başka yere giderse, hicret etmiş gibidir'
Hadis-i Şerif
'Ümmetimin alimlerine hürmet ediniz, onalar yeryüzünün yıldızlarıdır'
Hadis-i Şerif
'Alimlere hürmet eden bana hürmet etmiş gibidir; bana hürmet edenler ise ALLAH'A (azze ve celle) hürmet etmiş gibidir'
Hadis-i Şerif
Kuldan bela gelmez hak yazmadıkça hak bela yazmaz kul azmadıkça.
insanların saygı duyduğu okulların ismini kullananlara.
tarikat elbette dinimizde vardır.
surda bir gedik açtık mukaddesmi mukaddes ey kahpe rüzgar artık ne yönden esersen es.
n.f.kısakürek
NAKŞİBENDİ TARİKATINDA RABITA ŞEKLİ
* Nefs ejderhası ancak rabıtanın gölgesinde ölür.
* Zikir kalbi arındırır, rabıta ile yükselinir, kamil velinin sohbeti ise
hayat iksiridir.
..
..
* 'Alem iyi de; bir ben kötüyüm' demeyi benimse.
* Aman yarabbi! .. yi dilden düşürme.
* Her işinde şeriat terazisini elinden bırakma.
* Bir işe başlarken yiyip-içerken hep şöyle de:
- Bismillahi destur ya hazreti pirim.
- Yarabbi! Elimi mürşidimin eteğinden kesme.
- Yarabbi! Noksanıyla kabul buyur.
- Yarabbi! Fazlı tevfikini üstümüzden eksik etme.
Hayali Rabıta ve Hafızikir
1- Tevbe guslü: El tutup ders tarifi alınca, ilk gece sanki bütün vücudumuz bir günah çamuruna bulanmış da çamur ve kir akıp, kaybolarak vücudumuzdan ayrılıyor diye düşünüp itikat ederek ve adabına uygun gusül yapılacak.
2- Tevbe namazı: Gusülden sonra 2 rekat tevbe maksatlı namaz kılınır.
3- Fatiha hibesi: Tevbe namazından sonra kıbleye karşı oturulur, gözler yumulur, 25 defa kalben ve sonları uzatılarak estağfirullah denilir. 5 defa Fatiha okunur. 'Yarabbi bu okuduğum Fatihaları kabul buyur. Abdurrahim Efendim (tarikatın o andaki şeyhi) nası hibe etti ise öylece hibe ettim vasıl eyle, amin' denir.
4- Rabıta: Hibenin hemen ardından 5 dakika süren rabıta şu şekildedir:
Brahmanizmdeki yoga felsefesi
Abdurrahim Efendim, iki kaşımın hizasında bir altın koltuk üzerinde oturmuş sohbet ediyor. Ayın onüç, ondördü gibi ışıklı olan yüzünden hasıl olan bir nur beni çadır gibi ihata etmiş (her yanımı kaplayıp kuşatmış) her nefes alışta o nur kalbime doluyor, nefesimi dışarı verdikçe de içimden siyah bir zulmet çıkıp benden ayrılıyor. Nefsimi de siyah ve uyuz bir it şeklinde (düşünerek) şeyhimin ayakları dibine atmışım, başımdan aşağıya şeriat kamçısı ile vurarak O nefsimi terbiye ediyor. Sağ elimde bir altın tabak içinde tuttuğum kalbime, şeyhimin iki kaşı arasından baş parmağımın kalınlığında bir çeşme gibi feyiz akıp kalbimi temiz, tahir ve safi ediyor, ben de şeyh efendimin mübarek yüzünü, cemalini seyrediyorum...
Her gün yapılacak ders tarifi:
Üç dakikadan az beş dakikadan fazla olmamak kaydıyla rabıta yapıldıktan sonra namazda oturulan halde veya bağdaş hangisi kolayınıza geliyorsa, o biçimde oturmaya devam ederek, başımız da ya sola ya da sağa eğik olarak, sol el sol diz üzerinde, sağ el de sol memenin 4 parmak aşağısında, işaret parmak ile ortak parmak arasında tespihimizi diğer parmakların müdahalesi olmadan ve 2-3 veya daha fazla tespih tanesi alacak şekilde, kalben, asla ses çıkarmadan, dil damağa yapışmış vaziyette, gönül zikri olarak 'Allah, Allah' diye çekilir. Tesbih başlarında 'ilahi ente maksudi ve rızake matlubi' denilir. Sol elin parmakları açılıp kapatılarak tesbih tur sayısı belirlenir ve asla fazla tesbih çekilmez.
İlk ders alanlar kalben yapılan Allah zikrinde bin ile beşbin adet arasında serbest bırakılmıştır. Beşbinin üstüne ancak ve ancak emirle çıkılır. Dersin kazası olmaz. Kızan küsen payını keser.
insan olmayı
Yıllar önce siyasal kavramlarda vardı fraksiyonlar, sağda ya da solda bu ülkeye kan getirdi, zulüm getirdi, ölüm getirdi.Şimdide tarikatlar var çeşit çeşit, renk renk hiç anlamıyorum inancın tarikatımı olurmuş. İşte bu da bir çeşit aldatmaca yani dinin siyasallaşması düpedüz ben bundan başka hiçbirşey anlamıyorum.
insandır, yaşadığı korkuları sığındığı bir büyüğün yol göstericiliğiyle aşmaya çalışan insanlar. yolda kalmış pek çok insan bu kapıda kendilerini toparlar ve emniyette olduklarını hissederler. baheaddin nakşibend ve onun yolundan gidenler allah rızası için yaşamış önder insanlardır. nakşi olmak pür iyi olmak demek değildir. hatalı olan, yanlış davranan, bir yürüyüşe şeklen katılan insanlar kusurlarıyla ayıplanmamalı. iyi insanlar olmak için tasavvufa yönelen insanların değişme çabası az şey değildir. mürşitlerine saf bir kalple bağlı insanlar kötü de, fanatik futbol tarafları iyi ve güzel midir? nakşilik yollardan sadece biridir. güzel bir çiçeğin kokusuna meftun bülbüllerin, serçelerin, türlü sesteki kuşun aşkını dile getirdiği bahçelerden bir bahçedir nakşilik. ve bir karganın sesine bakıp güle küfreden bahçeyi nerden görsün. aşk aşıkların nasibidir. sapık olansa et görür birbirini sevenlerin ocağında. söz ehli dil olana.
bizim töremizde gelenek ve göreneğimizde urumeli gazilerinin ayrı bir yeri vardır. ve bunların mevcud kıldığı (bu topraklarda) tarikatler içinde ayrı bir yeri vardır nakşibendiliğin. ve bu tarikat mensupları öyle uçuk kaçık kimseler değillerdir. biz bilmediğimiz için bu anlamı yükleriz. ama onlar yine onlara tarikatın kattığı anlamla ve hoşgörüyle yaşamak peşinde olan insanlardan başka bir şey değildirler. temelinde itaaat ve hoşgörü vardır nakşilerin. ve bir de dinin temel esaslarını yaşama telaşları.. kimseye bir zarar vermeden..
Nakşibendi Tarikatı Muhammed Nakşibendi Hz.'lerinin adı ile anılan İslamın tasavvuf yönünü devam ettiren bir tarikattır.Aynı zamanda İslam, tarikat ve tasavvufun ne olduğunu bilmeyenlerin aklının ermeyeceği bir gönül yoludur.
Der tarik-i nakşibendi lazım-amed çar-i terk. Terk-i dünya, terk-i ukba, terk-i hesti, terk-i terk.
Nakşibend, Farsça 'nakış yapan'anlamına gelir. 'Kalbi işlediği, kalbin üzerine süsler yaptığı için' bu adı alarak kurucusu Buhara'lı (şimdi Kar-ı Ârifan) Muhammed Bahaüddün (1318-1389) isminin başına bu Nakşibend kelimesi eklenmiştir. Abdülhalik Gücdivani tarafından yetiştirildiği kabul edilir.
Prof. Tahsin Yazıcı, hakkında şunları söyler:
'Çok mütavazi bir hayat süren Bahaûddin Nakşibend, haramdan son derece sakınır, hediye getirenlere hediye ile mukabele eder, fakat bu hususlarda Peygamber gibi harekette bulunmanın küstahlık olacağını da söylerdi. Misafire çok saygı gösterir, ona uymak maksadı ile gerekirse orucu (sanırsam bahsedilen nafile oruç) bozmanın bile caiz olacağını söyler, hayvanlara karşı da büyük bir sevgi beslerdi.'
Nakşibend'e izafe edilen veya hiç olmazsa ondan sonra bu ad ile şöhret bulan bu tarikatın izlerine ise, daha önce Gazneliler devrinde (962 - 1183) rastlanmaktadır. Ancak başlangıçta sadece bazı esasları belli olan bu tarikat, gerçek hüviyetini Hoca Yusuf el-Hamidani (ölm 1140) 'dan sonra aldı. Elh-i sünnet akidelerine sıkı sıkıya bağlı olduğu için, halkın, hilafet hususunda icmaı desteklediği için de, Sünni hükümdarların rağbetine ve yardıma mazhar oldu. Yusuf el-Hamadani'nin halifelerinden Ahmed Yesevi tarikatının Maveraünnehir'de, Abdülhalik el-Gücdivani de Harizm ve Horasan'da yayılmasına yardım etti. El-Gücdivani'nin zikr-i hafiyi, Ahmed Yesevi'nin ise zikr-i cebriyi tercih etmesi sebebi ile, tarikat iki kol halinde geliştiği mühitin örf ve inançların tesiri ile de, bir birinden oldukça farklı bir mahşyet aldı. Ancak bir ara zayıflamış olan Gücdivan esasları Bahaüddin Nakşibend tarafından tekrar canladırıldı.
Daha çok Bahaüddin Nakşibend ile büyük bir küvvet kazanan bu tarikatın Orta Asya'nın, Horosan'ın ve havalisinin Sünnileşmesine büyük tesiri oldu.Çok geçmeden de, Ubeydullah Ahrar (1403-1490) 'ın halifesi olup, daha çok Molla İlahi Simavi unvanı ile tanınan Şeyh Abdulllah İlahi Simavi (ölüm 1491) vasıtası ileAnadolu'da, Baki Bil'llah Kabuli (ölüm 1605) tarafından da Hindistan'da geniş ölçüde yayılma imkanı buldu. Hindistan'da müceddiye adı altında gelişerek Hicaz, Irak ve Suriye'ye yayıldı ve son olarak da, Surriye'de Halidiye kolu teşekkül etti. Onlarca kollara ve başka tarkatlara ayırlan nakşilk, Asya'dan Amerika'ya kadar da hala yayılmaktadır...
Nalşibendi Tarikatı'nın saydığın şahıslarla ne kadar ilgisi olabilir diye düşünüyorum ve yazdıklarının bir bilgi eksikliği taşıdığını söylüyorum... Nakşibendi Tarikatı'nın başı o kişiler değil ki onlar yaygınlaştırdın. 1982'den sonra Sultan Muhammed Raşit zamanında yaygınlaşmıştır.
Türkiye'de İskender Paşa Dergahı ile yaygınlaştıran Mehmet Zaid Kotku dur.1980 de ölümünden sonra yerine geçen oğlu Mahmut Esat COŞAN, Turgut ÖZAL la yakınlığıyla tanınır.1992 de AK RADYO yu kurmuştur. 2001 de ölünce yerine oğlu M.Nuredin Coşan geçmiştir.2002 Eylül ayında SAĞ DUYU partisi isimli bir parti kurmuştur.
www.iskederpasa.com, www.sagduyu.org