amerikalı bilim insanı konferans için geldiği tırabzonun hamsi köyünde halk tarafından çok sevilir
dönüşte köylüler amerikalıya bir hediye vermek isterler fakat hediyenin ne olacağı konusunda anlaşamazlar
sonunda bir toplantı yapmaya karar verirler ilginç öneriler gelir
bir kasa hamsi verelum yerken bizi hatırlasın meşhur terayağımızdan bir paket yapalum .....
derken toplantıyı yapa dursun kalabalığa dönerek: arkadaşlar öyle bir iki günde yeyup bitecek bir hediye olmasun adama öyle bir hediye yapalum ki eline her alduğında bizi hatırlasun ... temel kalabalıktan seslenir: sünnet edelum o zaman.
Koca kenti kasıp kavuran azılı bir hırsız aranıyordu. Emniyet Müdürlüğü hırsızın 12 değişik pozda fotoğrafını karakollara dağıttı ve hırsızı bulmak için harekete geçmelerini istedi. Ertesi gün bir karakoldan şu haber geldi: "Gönderdiğiniz fotoğraflardaki 12 adamın 9'unu yakaladık. Ötekilerin de izi üzerindeyiz. Saygılar."
Yaşlı adamın biri yolda iki otostopçu dönmeyi arabasına almış. Bir süre gittikten sonra aralarında şöyle bir diyalog geçmiş: Dönme: Biz dönmeyiz! Yaşlı adam: Bu kadar yol geldikten sonra dönülmez zaten kızım! :)
İlkokul öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik elini kaldırmayınca merak eder ve sorar, - Sen gitmek istemiyor musun? - İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...
Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak: - Ne var sizin karnınızda...teyze, Kadın: - Çocuğum var evladım, diye cevap verir. - Sizin çocuğunuz mu? - Evet. - Onu seviyor musunuz? - Evet. - Çok mu seviyorsunuz? - Evet evladım. - Öyleyse neden yediniz? :))))
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek; 'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle,' der. Ancak adamdan ses çıkmaz. Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer. Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil? ' diye sorunca adam halsizce karşılık verir; 'Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.'
Bir Amerikalı ve bir Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de biribirlerine hava atmak için yanlarına son teknolojik silahlar almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş... Karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş: -Ne o, aslandan hızlı mı koşacaksın? -Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
25.arap emiri'nin oğlu almanya'ya eğitime gider. bir sene sonra ailesine şöyle bir mektup gönderir: 'berlin süper bir yer, insanlar da çok sempatik ve burayı çok seviyorum, ama profesörlerim okula tramwayla gelirken ben mercedesimle gelmekten biraz utanıyorum.'
birkaç gün sonra çocuk bir mektup alır, mektupta 1 milyon dolarlık bir çek ve şu kelimeler vardır: 'artık utanmana gerek yok, git sen de kendine bir tramway al'
]savcı, morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti. ]birinci ceset sırıtıyordu. savcı nedenini sordu. ] 'milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı,sevincine dayanamadı, ]kalp ] krizi geçirdi ve öldü', dediler. ] ikinci ceset de sırıtıyordu. savcı sordu; ] bu neden sırıtıyor? ] bunun da oğlu doğmuştu. sevinçten kalbine yenik düştü' diye ]açıkladılar. ] üçüncü ceset temel'in kömür halindeki cesediydi. o da sırıtıyordu. ] bu neden oldu? ' diye sordu savcı. ] 'efendim, buna yıldırım çarptı' dediler. ] -peki neden sırıtıyordu? ] fotoğrafını çekiyorlar sanmış
KISSADANHİSSEMİZ:((Ormanların kıralı Aslan bir eşeklik yapmış ve Ormana demokrasi getirmiştir? Etoburlar ve otoburlar safları sıklaştırmışlar? Bir seçim sandığı konmuş ortaya? Etoburlar aslanı,otoburlarda sarı-öküzü aday göstermişler? Ve seçim sonucu otoburlar çoğunluğu oluşturmasından Sarı-Öküzün kazanmasını sağlamışlar? Böylece EKOLOJİK denge kendiliğinden bozulu vermiş?))
KISSADANHİSSEMİZ:((iyi köpek kötü kadıdan efdaldir vesselam?)) GERÇEĞE HÛ? ? ?
Karadeniz'in bir kasabasında büyük bir çukur varmış.. Kasabalılar sürekli bu çukura düşüp yaralanıyormuş.. Buna bi çare bulmak için halk çukurun etrafında toplanmış.. İçlerinden biri demiş ki;
- çukurun yanına ambulans koyalım böylece düşenleri hemen götürürüz hastaneye.. başka birisi; - hayır çukurun yanına hastane yapalım böylece düşenleri çabucak götürürüz hastaneye.. Temel kalabalığın arasından sıyrılıp bağırmış; - ulan gerizekalılar hiçbirinizin kafası çalışmıyor çukuru kapatalım gidip hastanenin yanına açalım..
ANLAMLI ANLAMLI Karadenizlinin biri hemşerisine anlatıyor: -Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı. -Sen ne yaptın? -Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.
AŞAĞISI BİR İŞ DÜŞÜNÜYOR Karadanizliye sormuşlar: -Neden baştaki saç ağarıyor da, aşağıdaki ağarmıyor? -Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda ondan, demiş Karadenizli.
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun? ' diye. - 'Kayinvalidem içeride! ' demiş adam; 'arada bir girip çeviriyorum! '.
Öğretmen sormuş: - Oğlum elini pantolonun sağ cebine attın, 10 tl çıktı, sol cebine attın 5 tl çıktı. Senin şimdi neyin var? Çocuk yanıtlamış: - Herhalde üzerimde başka birinin pantolonu var?
Adam Bektasi'ye gitmiş (Niye gittiyse artik) ve 'Yahu, hakikaten biz cennete gittiğimizde huri alacak mıyız? ' demiş. Bektasi, 'namazını kılar, orucunu tutar, zekâtını verirsen, yani kisaca dinin gereklerini yerine getirirsen, 4 tane huri alacaksın elbette' demiş. Adamın derdi başka... 'Peki benim hanım cennete gidince ne olacak? ' demiş. Bektasi cevap vermiş 'Ona da 4 Nuri düşer ' Adam şaşkın! ! ! Kös kös evine dönmüş. Bakmış karısı namaz kılıyor.. Basmış tekmeyi.... 'Ne namazı len bu..? Ha.. haaa.... ne namazı..? Dile mi duscen..? ?
Genc kiz, annesine iki aydir adet gormedigini soyler. Annesi, cok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuclar kizin hamile oldugunu gosterir. Anne cildirmistir, bagirir cagirir ve bunu yapan hangi domuz, bilmek istiyorum der. Kiz telefon acar ve yarim saat icinde bir ferrari evin onunde durur, icinden hafif kirlasmis saclari ve cok pahali bir elbisenin icinde manyak yakisikli bir adam iner ve kapidan iceri girer. Anne baba ve kizla beraber otururlar.
Adam; 'kiziniz durumu anlatti, kisisel durumumdan dolayi kizinizla evlenemem, ancak tum sorumlulugu aliyorum der. Eger bir kız cocugu dogarsa annesine; bir ev, bir yazlik villa ve 1 milyon dolarlik bir banka hesabi, eger bir erkek cocuk olursa; birkac fabrika ve bir milyon dolarlik bir hesap, eger ikiz dogarsa her ikisine de 500 bin dolarlik hesap ve bir fabrika verecegim' der ve devam eder. 'Ancak dusuk olursa....'
O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostca adamin omuzuna koyar ve 'Ne olacak, o zaman kizimla tekrar birlikte olursunuz evladım' der.
Uc arkadas tren istasyonuna gitmisler. Iclerinden biri giseye yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman oldugunu sormus.
- Bir saat on bes dakika. Arkadaslarina donmus: - Daha cok var, hadi gidip su karsiki kafede cay icelim. Oradan buradan derken laf lafi acmis. Birden tren duduguyle kendilerine gelmisler. Kosarak disari firlamislar ama, nafile. Tren kacmis.. sormuslar: - Sonraki tren ne zaman? - Bir bucuk saat sonra. Yine donmusler kafeye. Yine çay, yine laf ve derken yine duduk sesi. Kosmuslar ama bu defa da treni kacirmislar.
Bir saat sonra bir tren daha varmis. Donmusler kafeye. Ama bu kez uyanik duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya baslamislar. Iclerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor yetismis. Ucuncu ise geride kalmis ve yetisememis. Bir sure dovundukten sonra baslamis katila katila gulmeye. Durumu goren istasyon memuru dayanamayip sormus: - Hem treni kacirdin hem guluyorsun! - Nasil gulmeyeyim! . Onlar beni ugurlamaya gelmisti.
Temel doktor olmus. Hastayi muayene etmis ve ona receteyi yazip vermis: “Gunde bes sigara, gelecek ay gel! ” Bir ay sonra doktor, sigarayi dorde dusurmus, bir ay sonra da uce, ikiye, bire... Ve en sonunda kesin yasak koymus. “Yok olmuyor, gunde bir sigara bile icmeyeceksin! ” Adam boynunu bukmus: “Ben hic icmezdim, bes sigarayla siz baslattiniz! ”
Bizim Temel bir gün çok büyük bir suç işlemiş ve mahkeme idam kararı vermiş. Gardiyanlar Temel'i almış götürmüşler idam edecekleri yere. Cıkarmışlar dar ağacına ve sormuşlar;
-Temel son bir isteğin var mı?
Temel, demiş;
-Yok bir isteğim sağolun.
Adamlar vurmuşlar iskemleye, Temel düşmüş ölmek üzere. Eliyle koluyla işaret etmeye başlamış. Adamlar da son bir isteği var heralde deyip acımışlar ve Temel'i almislar ipten.
Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanıma giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu: - Sorun nedir Ali? - Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum. İstek konusunda bilgi verilen Müdü,r Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu. Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı. -Söyle bakalım Ali: 3X4 -Oniki -Peki 6X6 -Otuzaltı Müdür bey -Japonya'nın başkenti -Tokyo
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler.
Ayse oğretmen sorulara başladı: -İneklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir? -Bacaklar öğretmenim! -Doğru! Peki; senin pantalonunun içinde olup, benim pantalonumun içinde olmayan nedir? Müdür bu soruya çok şaşırır. - Cepler öğretmenim. -Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir. Velet tereddütsüz yanıt verdi: -Afrika'dır öğretmenim. -Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir? Müdür gözleri faltaşı gibi açılmış tam konuşacakken Ali yanıtladı: -Tırnak cilası. -Peki. Bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir? Müdür kulaklarına inanamıyordu. -Yatak öğretmenim. - Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir? -Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan Müdür test'i bitirmeye karar verdi ve: - Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben, bütün sorulara yanlış cevap verdim!
Bizim Bektasi'yi tanirsiniz.. Oyle namazla niyazla ilgisi olmayan bir aksamci, ama din hizmetlisi o kadar azalmis ya da isler oylesine cigirindan cikmis ki, bir zaman Bektasi'yi İstanbul Sultan Ahmet Camii'ne imam yapmislar.
Neyse, Bektasi baslamis imamlik yapmaya. Ancak, her cenaze namazindan sonra, tabutun kapagini bir kosesinden hafif aralayarak fisilti halinde bir seyler soylerrmiş...
Tabii, cemaat merakta, 'Yahu hocam ne konusuyorsun cenazeyle? ' Hoca her defasinda 'O, merhumla benim aramdadir' der, sir vermezmis. Cemaat bakmis olmuyor, birini ayarlamislar, oldu diye koymuslar tabuta.
Her zamanki gibi namazdan sonra Bektasi amca, tabutu hafif aralayip; 'Ey fani, yalanci dunyadan sahici dunyaya gidiyorsun, Oraya varınca, soracaklar sana, yalanci dunyada ne var ne yok' diye, Onlara uzun uzadiya bir seyler anlatmaya gerek yok, sadece Bektasi Sultan Ahmet'e imam oldu dersin onlar gerisini anlarlar'
Yeni evli çift balayi zamaninda golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasina inip golf oynamaya baslarlar. Adam topa bir vurur top direk çaliliklarin arasinda kaybolup beraberinde bir seylerin kirildigina dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camini kirdigini anlarlar. Içeri girdiklerinde iri kiyim bir adam koltukta oturmaktadir. Çift üzgün bir vaziyette,
-Kusura bakmayin beyefendi bilerek olmadi çok özür dileriz zararinizi ödemeye de raziyiz, diyerek af dilerler. Bunu gören adam:
-Hayir, hayir esas ben size çok tesekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yildir bu lambadaydim.. Topunuz lambayi kirarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacagim ikinizinde birer hakki var, der. Kadin:
-Benim içinde hizmetçileri olan kapisinda son model arabalar duran bir villam olsun, der. Cin:
-isteginiz yerine getirildi bayan, der. Adam, düsünür. 'Ev var, araba var, ben de 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girisir:
-Cin ben de hesabimda 1 milyon dolar istiyorum.
-Beyefendi sizin de isteginiz yerine getirildi. Fakat benim de sizden bir istegim olacak. Biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapaliydim ve canim acaip kadin çekiyor. Bu isteklerinizin karsisinda ben de haniminizla beraber olmak istiyorum, der.
Adam bu istek karsisinda sinirlense de cinin yaptiklarindan dolayi biraz yumusar (Nasil bir erkekse artik) ve cin oldugunu düsünüp bir daha karsilarina çikmayacagini goz onune alarak, karisina bakar. Karisi da yakisikli cinle bir beraberligin zararli olmayacagini düsünüp kabul eder.
-Kadın balıkçıya "Bunlar taze mi?", diye sormuş.
Balıkçı:
- Yok abla, pil takıp oynatıyoruz, demiş.
Yazdığım her yazı her hikaye komik ve neşelidir fakat herne ayaksa bildiğim bütün fıkraların hepsi erotiktir :)) Namık kemal sağolsun HAHAHAY
amerikalı bilim insanı konferans için geldiği tırabzonun hamsi köyünde halk tarafından çok sevilir
dönüşte köylüler amerikalıya bir hediye vermek isterler fakat hediyenin ne olacağı konusunda anlaşamazlar
sonunda bir toplantı yapmaya karar verirler ilginç öneriler gelir
bir kasa hamsi verelum yerken bizi hatırlasın
meşhur terayağımızdan bir paket yapalum .....
derken toplantıyı yapa dursun kalabalığa dönerek:
arkadaşlar öyle bir iki günde yeyup bitecek bir hediye olmasun
adama öyle bir hediye yapalum ki eline her alduğında bizi hatırlasun ...
temel kalabalıktan seslenir:
sünnet edelum o zaman.
Koca kenti kasıp kavuran azılı bir hırsız aranıyordu.
Emniyet Müdürlüğü hırsızın 12 değişik pozda fotoğrafını karakollara dağıttı
ve hırsızı bulmak için harekete geçmelerini istedi.
Ertesi gün bir karakoldan şu haber geldi:
"Gönderdiğiniz fotoğraflardaki 12 adamın 9'unu yakaladık.
Ötekilerin de izi üzerindeyiz. Saygılar."
Adamın biri tuvalete atlamış, niye?
Çünkü kendini bir bok zannediyormuş.. :)
Yaşlı adamın biri yolda iki otostopçu dönmeyi arabasına almış.
Bir süre gittikten sonra aralarında şöyle bir diyalog geçmiş:
Dönme: Biz dönmeyiz!
Yaşlı adam: Bu kadar yol geldikten sonra dönülmez zaten kızım! :)
TEMEL AKLI
Temel'e kaç dua biliyorsun diye sormuşlar:
Temel:
Dört demiş.
Hangileri diye sormuşlar...Temel cevap vermiş:
Üç kulhuvallah bir elham! :)
İlkokul öğretmeni sınıfta Cennet'e gitmek isteyenlerin ellerini kaldırmalarını ister. Yalnız Temel'cik elini kaldırmayınca merak eder ve sorar,
- Sen gitmek istemiyor musun?
- İster idum ama anacığım okuldan sonra hemen eve gel dedü...
Küçük bir çocuk, hamile bir kadının karnına dokunarak:
- Ne var sizin karnınızda...teyze,
Kadın:
- Çocuğum var evladım, diye cevap verir.
- Sizin çocuğunuz mu?
- Evet.
- Onu seviyor musunuz?
- Evet.
- Çok mu seviyorsunuz?
- Evet evladım.
- Öyleyse neden yediniz?
:))))
Futbol Var Mı?
Bir futbol fanatiği adam bir gün ölüm döşeğindeki arkadaşının yanına gider.
'Bana bir iyilik yap ve öbür tarafa gittiğinde orda da futbol var mı yok mu diye haber ver.'
Arkadaşı, 'Tamam,' der. Adam öldükten iki hafta sonra fanatik arkadaşını odasında ziyaret eder.
'Sana bir iyi, bir de kötü haberim var. İlk önce hangisini söyleyim? '
Arkadasi:'İyi haberden başla.'
'İyi haber; her çarsamba arkadaşlarla maç yapıyoruz. Kötü haber; bu çarsamba kalecimiz sensin! '
14.01.2011
Kötü Konuşmak İstemem
Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;
'Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle,' der.
Ancak adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer.
Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle; 'Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil? ' diye sorunca adam halsizce karşılık verir; 'Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.'
Amerikalı ve Japon
Bir Amerikalı ve bir Japon safariye çıkmışlar. Her ikisi de biribirlerine hava atmak için yanlarına son teknolojik silahlar almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş... Karavana.
Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş:
-Ne o, aslandan hızlı mı koşacaksın?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
25.arap emiri'nin oğlu almanya'ya eğitime gider.
bir sene sonra ailesine şöyle bir mektup gönderir:
'berlin süper bir yer, insanlar da çok sempatik ve burayı çok seviyorum, ama profesörlerim okula tramwayla
gelirken ben mercedesimle gelmekten biraz utanıyorum.'
birkaç gün sonra çocuk bir mektup alır, mektupta 1 milyon dolarlık bir çek ve şu kelimeler vardır:
'artık utanmana gerek yok, git sen de kendine bir tramway al'
çekiyorum gülümse
]savcı, morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti.
]birinci ceset sırıtıyordu. savcı nedenini sordu.
] 'milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı,sevincine dayanamadı,
]kalp
] krizi geçirdi ve öldü', dediler.
] ikinci ceset de sırıtıyordu. savcı sordu;
] bu neden sırıtıyor?
] bunun da oğlu doğmuştu. sevinçten kalbine yenik düştü' diye
]açıkladılar.
] üçüncü ceset temel'in kömür halindeki cesediydi. o da sırıtıyordu.
] bu neden oldu? ' diye sordu savcı.
] 'efendim, buna yıldırım çarptı' dediler.
] -peki neden sırıtıyordu?
] fotoğrafını çekiyorlar sanmış
KISSADANHİSSEMİZ:((Ormanların kıralı Aslan bir eşeklik yapmış ve
Ormana demokrasi getirmiştir? Etoburlar ve otoburlar safları sıklaştırmışlar? Bir seçim sandığı konmuş ortaya? Etoburlar aslanı,otoburlarda sarı-öküzü aday göstermişler? Ve seçim sonucu otoburlar çoğunluğu oluşturmasından Sarı-Öküzün kazanmasını sağlamışlar? Böylece EKOLOJİK denge kendiliğinden bozulu vermiş?))
KISSADANHİSSEMİZ:((iyi köpek kötü kadıdan efdaldir vesselam?)) GERÇEĞE HÛ? ? ?
Karadeniz'in bir kasabasında büyük bir çukur varmış.. Kasabalılar sürekli bu çukura düşüp yaralanıyormuş.. Buna bi çare bulmak için halk çukurun etrafında toplanmış.. İçlerinden biri demiş ki;
- çukurun yanına ambulans koyalım böylece düşenleri hemen götürürüz hastaneye..
başka birisi;
- hayır çukurun yanına hastane yapalım böylece düşenleri çabucak götürürüz hastaneye..
Temel kalabalığın arasından sıyrılıp bağırmış;
- ulan gerizekalılar hiçbirinizin kafası çalışmıyor çukuru kapatalım gidip hastanenin yanına açalım..
:))
Bomba imha ekibinden 2 görevli titiz bir çalışma içindedir.
1. Görevli: Kırmızı kablo olduğuna eminmisin?
2. Görevli: Tabi olum hep böyle olur.
20 saniye sonra...
Azrail: Vay kimleri görüyorum,
beyler hoşgeldizzzzz
ANLAMLI ANLAMLI
Karadenizlinin biri hemşerisine anlatıyor:
-Dün belediye otobüsüne bindim; yan koltuktaki adam bilet almamışım gibi bana anlamlı anlamlı baktı.
-Sen ne yaptın?
-Bende bilet almışım gibi anlamlı anlamlı ona baktım.
AŞAĞISI BİR İŞ DÜŞÜNÜYOR
Karadanizliye sormuşlar:
-Neden baştaki saç ağarıyor da, aşağıdaki ağarmıyor?
-Aşağısı bir iş düşünüyor, yukarısı bin iş düşünüyorda ondan, demiş Karadenizli.
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun? ' diye. - 'Kayinvalidem içeride! ' demiş adam; 'arada bir girip çeviriyorum! '.
Öğretmen sormuş:
- Oğlum elini pantolonun sağ cebine attın, 10 tl çıktı, sol cebine attın 5 tl çıktı. Senin şimdi neyin var?
Çocuk yanıtlamış:
- Herhalde üzerimde başka birinin pantolonu var?
Adam Bektasi'ye gitmiş (Niye gittiyse artik) ve 'Yahu, hakikaten biz cennete gittiğimizde huri alacak mıyız? ' demiş.
Bektasi, 'namazını kılar, orucunu tutar, zekâtını verirsen, yani kisaca dinin gereklerini yerine getirirsen, 4 tane huri alacaksın elbette' demiş.
Adamın derdi başka...
'Peki benim hanım cennete gidince ne olacak? ' demiş.
Bektasi cevap vermiş
'Ona da 4 Nuri düşer '
Adam şaşkın! ! ! Kös kös evine dönmüş. Bakmış karısı namaz kılıyor..
Basmış tekmeyi....
'Ne namazı len bu..? Ha.. haaa.... ne namazı..? Dile mi duscen..? ?
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
Genc kiz, annesine iki aydir adet gormedigini soyler. Annesi, cok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuclar kizin hamile oldugunu gosterir. Anne cildirmistir, bagirir cagirir ve bunu yapan hangi domuz, bilmek istiyorum der. Kiz telefon acar ve yarim saat icinde bir ferrari evin onunde durur, icinden hafif kirlasmis saclari ve cok pahali bir elbisenin icinde manyak yakisikli bir adam iner ve kapidan iceri girer. Anne baba ve kizla beraber otururlar.
Adam; 'kiziniz durumu anlatti, kisisel durumumdan dolayi kizinizla evlenemem, ancak tum sorumlulugu aliyorum der. Eger bir kız cocugu dogarsa annesine; bir ev, bir yazlik villa ve 1 milyon dolarlik bir banka hesabi, eger bir erkek cocuk olursa; birkac fabrika ve bir milyon dolarlik bir hesap, eger ikiz dogarsa her ikisine de 500 bin dolarlik hesap ve bir fabrika verecegim' der ve devam eder. 'Ancak dusuk olursa....'
O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostca adamin omuzuna koyar ve 'Ne olacak, o zaman kizimla tekrar birlikte olursunuz evladım' der.
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
Uc arkadas tren istasyonuna gitmisler. Iclerinden biri giseye yaklasip bilet almis ve trenin kalkmasina ne kadar zaman oldugunu sormus.
- Bir saat on bes dakika. Arkadaslarina donmus:
- Daha cok var, hadi gidip su karsiki kafede cay icelim. Oradan buradan derken laf lafi acmis. Birden tren duduguyle kendilerine gelmisler. Kosarak disari firlamislar ama, nafile. Tren kacmis..
sormuslar:
- Sonraki tren ne zaman?
- Bir bucuk saat sonra. Yine donmusler kafeye. Yine çay, yine laf ve derken yine duduk sesi. Kosmuslar ama bu defa da treni kacirmislar.
Bir saat sonra bir tren daha varmis. Donmusler kafeye. Ama bu kez uyanik duruyorlar. Trenin sesini duyar duymaz kalkmislar ve kosmaya baslamislar. Iclerinden ikisi; biri bir vagona, digeri baska vagona zar zor yetismis. Ucuncu ise geride kalmis ve yetisememis. Bir sure dovundukten sonra baslamis katila katila gulmeye. Durumu goren istasyon memuru dayanamayip sormus:
- Hem treni kacirdin hem guluyorsun!
- Nasil gulmeyeyim! . Onlar beni ugurlamaya gelmisti.
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
Temel doktor olmus. Hastayi muayene etmis ve ona receteyi yazip vermis:
“Gunde bes sigara, gelecek ay gel! ”
Bir ay sonra doktor, sigarayi dorde dusurmus, bir ay sonra da uce, ikiye, bire...
Ve en sonunda kesin yasak koymus.
“Yok olmuyor, gunde bir sigara bile icmeyeceksin! ”
Adam boynunu bukmus:
“Ben hic icmezdim, bes sigarayla siz baslattiniz! ”
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
Bizim Temel bir gün çok büyük bir suç işlemiş ve mahkeme idam kararı vermiş. Gardiyanlar Temel'i almış götürmüşler idam edecekleri yere. Cıkarmışlar dar ağacına ve sormuşlar;
-Temel son bir isteğin var mı?
Temel, demiş;
-Yok bir isteğim sağolun.
Adamlar vurmuşlar iskemleye, Temel düşmüş ölmek üzere. Eliyle koluyla işaret etmeye başlamış. Adamlar da son bir isteği var heralde deyip acımışlar ve Temel'i almislar ipten.
Suratı kıpkırmızı olan Temel hışımla;
-Ne ediyisunuz la? Az daha boğuliyidum ha! ! !
Bir gün Ali, öğretmeni Ayşe Hanıma giderek dersten sonra kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Öğretmen kabul etti ve sordu:
- Sorun nedir Ali?
- Ben bu sınıfın düzeyine göre fazla zekiyim. Bir üst sınıfa geçmek istiyorum.
İstek konusunda bilgi verilen Müdü,r Ali'ye bunun için bir testten geçmeyi isteyip istemediğini sordu.
Ali tereddütsüz kabul etti ve test başladı.
-Söyle bakalım Ali: 3X4
-Oniki
-Peki 6X6
-Otuzaltı Müdür bey
-Japonya'nın başkenti
-Tokyo
Ve test bir saat sürdü, Ali hiç hata yapmadı. Test sonunda Ali'nin öğretmeni de soru sormak istedi. Ali ve Müdür bu isteği kabul ettiler.
Ayse oğretmen sorulara başladı:
-İneklerde dört tane, ben de iki tane olan nedir?
-Bacaklar öğretmenim!
-Doğru! Peki; senin pantalonunun içinde olup, benim pantalonumun içinde olmayan nedir?
Müdür bu soruya çok şaşırır.
- Cepler öğretmenim.
-Kadınların tüylerinin en kıvırcık olduğu yer neresidir.
Velet tereddütsüz yanıt verdi:
-Afrika'dır öğretmenim.
-Yumuşak olup, kadınların ellerinde sertleşen nedir?
Müdür gözleri faltaşı gibi açılmış tam konuşacakken Ali yanıtladı:
-Tırnak cilası.
-Peki. Bekâr bir kadına göre evli kadında daha geniş olan nedir?
Müdür kulaklarına inanamıyordu.
-Yatak öğretmenim.
- Kadın vücudunda en nemli organ hangisidir?
-Dil öğretmenim.
Nefes nefese kalan Müdür test'i bitirmeye karar verdi ve:
- Değil bir üst sınıfa, ben bunu doğrudan Üniversiteye göndereceğim. Çünkü ben, bütün sorulara yanlış cevap verdim!
Yuzunuzden gulumseme hic eksilmesin efendim...
Fıkra tadında günler, KARADENİZ'lilerin olsun.
Onların fıkra ve hogörüleri olmasa,
Türkiye'de fıkralar öksüz kalırfdı herhalde.
Bizim Bektasi'yi tanirsiniz.. Oyle namazla niyazla ilgisi olmayan bir aksamci, ama din hizmetlisi o kadar azalmis ya da isler oylesine cigirindan cikmis ki, bir zaman Bektasi'yi İstanbul Sultan Ahmet Camii'ne imam yapmislar.
Neyse, Bektasi baslamis imamlik yapmaya. Ancak, her cenaze namazindan sonra, tabutun kapagini bir kosesinden hafif aralayarak fisilti halinde bir seyler soylerrmiş...
Tabii, cemaat merakta, 'Yahu hocam ne konusuyorsun cenazeyle? ' Hoca her defasinda 'O, merhumla benim aramdadir' der, sir vermezmis. Cemaat bakmis olmuyor, birini ayarlamislar, oldu diye koymuslar tabuta.
Her zamanki gibi namazdan sonra Bektasi amca, tabutu hafif aralayip; 'Ey fani, yalanci dunyadan sahici dunyaya gidiyorsun, Oraya varınca, soracaklar sana, yalanci dunyada ne var ne yok' diye, Onlara uzun uzadiya bir seyler anlatmaya gerek yok, sadece Bektasi Sultan Ahmet'e imam oldu dersin onlar gerisini anlarlar'
Yuzunuzden gulucukler hic eksilmesin efendim...
Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.
'Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz? '
Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus:
Isveçli: Neyimi begenmedigini sorarim.
Rus: Evi terk ederim.
Fransiz: Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.
Italyan: Kadini vururum.
Ispanyol: Kocami vururum.
Yunanli: Her ikisini de vururum.
Türk: Benim kocam yapmaz!
Yuzunuzden gulucukler hic eksilmesin efendim...
Yeni evli çift balayi zamaninda golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasina inip golf oynamaya baslarlar. Adam topa bir vurur top direk çaliliklarin arasinda kaybolup beraberinde bir seylerin kirildigina dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camini kirdigini anlarlar. Içeri girdiklerinde iri kiyim bir adam koltukta oturmaktadir. Çift üzgün bir vaziyette,
-Kusura bakmayin beyefendi bilerek olmadi çok özür dileriz zararinizi ödemeye de raziyiz, diyerek af dilerler. Bunu gören adam:
-Hayir, hayir esas ben size çok tesekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yildir bu lambadaydim.. Topunuz lambayi kirarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacagim ikinizinde birer hakki var, der. Kadin:
-Benim içinde hizmetçileri olan kapisinda son model arabalar duran bir villam olsun, der. Cin:
-isteginiz yerine getirildi bayan, der. Adam, düsünür. 'Ev var, araba var, ben de 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girisir:
-Cin ben de hesabimda 1 milyon dolar istiyorum.
-Beyefendi sizin de isteginiz yerine getirildi. Fakat benim de sizden bir istegim olacak. Biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapaliydim ve canim acaip kadin çekiyor. Bu isteklerinizin karsisinda ben de haniminizla beraber olmak istiyorum, der.
Adam bu istek karsisinda sinirlense de cinin yaptiklarindan dolayi biraz yumusar (Nasil bir erkekse artik) ve cin oldugunu düsünüp bir daha karsilarina çikmayacagini goz onune alarak, karisina bakar. Karisi da yakisikli cinle bir beraberligin zararli olmayacagini düsünüp kabul eder.
Kadinla cin arka odada islerini bitirmisler kadin giyinmektedir. Cin yatakta uzanirken kadina:
-Hanimfendi kocaniz kaç yasinda?
-35, nolduki?
-Hiiç bu yasa gelmis hala cinlere inaniyor.