Yatmadan önce bütün insanlar için dua etmek, okula gitmediğim sıralarda bana anlaşılmaz bir şey gibi geliyordu. Uykudan önce annem beni öpüp ayrılıyordu. Bir an geldi neden dua etmem gerektiğini anladım. Kendi içimden kopan bir arzu ile kendi öz dileğim olarak yalvarıyordum: Sevgili Allah’ım. Bütün nefes alanları koru! Onları bütün kötülüklerden uzak tut! Sükûnetle uyut!
Rabbim ilmin ve Rahmetinle beni kuşat... Azametin ve Kudretinle tut... Asla kaçacak yer bırakma bana... Öyle ki,kaçıp sığınacağım tek yer senin mümtaz ve seçkin katın olsun Rabbim...
Kanadı kırık bir kuş gibiyim. Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum. Yarım bırakılmış bir düş gibiyim. Yardan da, serden de geçemiyorum. Menzile erememe korkusu sardı benliğimi Kolum kanadım kırık, gönlüm bin pare! Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi! Yaraları saran, dağılanı toplayan Sensin! Varlığım Senin varlığının şahidi Varlığım Senin Rahmetinin şahidi! Allah'ım! Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederiz. Seni sığınak, barınak, tutamak bilir Ya Allah deriz. Şeytandan SANA sığınır e'uzu billah deriz. Her işe Seninle başlar bismillah deriz. Nimet verdiğinde gönülden şükrederiz. Versende aslanda elhamdülillah deriz. Hayran kaldığımızda maşallah, Pişman olduğumuz da estağfirullah deriz. Sevindiğimizde Allahuekber, Üzüldüğümüzde inna lillah deriz. Canımız sıkıldığında fe-subhanallah, Zafer kazandığımızda nasrun minallah, Rızık kazandığımızda er-rizku 'alallah deriz. Bir işi arzu ettiğimizde inşallah, Bir işi başardığımızda biiznillah deriz. Güçlük karşısında la-havle ve-la kuvvete illa billah, Söz verdiğimizde v'Allah ve billah deriz. Allah'ım! Benliğimin yaktığı ateşte yakma beni! Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana! Bir lahza dahi bana bırakma beni! Sen bana yetersin, yetmem ben bana. Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster! Sen bildirmezsen bilemem, göremem göstermezsen Gönlüme huzur,gözlerime nur, dizime derman ver! Sen 'OL' deyince olur, olmaz 'OL' demezsen. Canana can, cana canan, kalbe ferman ver! Al işte ellerim, uzattım sana! Ne olur, ne olur bırakma beni bana! Sen bana yetersin, yetmem ben bana! Allah'ım, ellerimi bırakma! Allah'ım! Bırakma bizi Tut elimizi!
Yeryüzünde hiç bir müslüman yoktur ki Allaha dua etsinde Allah onda o duasında ona istediği şeyi vermiş olmasın. Allah o kişiye duaettiği şey kadar günahların karşılığını ondan giderir. Bir günah için dua ediyorsa yahut sıla-i rahimi kesmek için istiyorsa, Allah günaha karşı onu korur. Topluluktan biri dediki; O halde biz çok dua ederiz. Peygamber buyurdu; Allah çok daha artırır, çoğaltır.
dua allahın birliğini ondan başka istenilecek ilah olmadığını veher şeyin sahibinin o olduğunu eksik ve noksanların kulda olduğunu sübhan olanın yanlız ve yanlızca allah olduğunun kul tarafından beyanıdır
Bir çiçeğe bakmayı, Eski bir dostla sohbet etmeyi Ya da yeni bir dost edinmeyi, Yolunu kaybetmiş bir köpeği okşamayı, Ağ yapan bir örümceği izlemeyi, Bir çocuğa gülümsemeyi, İyi bir kitaptan birkaç satır okumayı -ve- Yarışın daima daha çok hız için olmadığını Anımsat her gün bana.
Yavaşlat beni Tanrım! Bana ilham ver. Köklerimi, Yaşamın katlanılan değerler toprağının derinliğine göndermek, Kaderimdeki yıldızlara doğru -daha çok- Büyüyebilmek için... Yavaşlat beni Tanrım!
Ben, Peygamberin Muhammed'in(s.a.v.) Senden istediği bütün hayırlı şeyleri Senden isterim... O'nun(s.a.v.) Sana sığındığı bütün kötü işlerden de Sana sığınırım...
dua bir kapıdır.hem şükre hem de hamda açılan bir kapı...... en iyi halimizde açmayı ihmal ettiğimiz.nefsimizin ve şeytanımızın engel olduğu açabildiğimizde ise o gücü yakalayabildiğimizde en güzel hallere adım atma cesareti göstermişiz demektir. sıkıntı halinde ise sitemden önce hatta siteme hiç bulaşmadan önce yapabilmişsek ne mutlu bize..... dua sadece kendimiz için değil başkaları içinde kapı açma temennisidir... dua kendini bilmektir....acz içinde olduğunu hatırlamak ve kul olmaktır... dua yalnızca senden istiyorum diyebilme bilinci,bir görevdir.. bana dua edin duanıza icabet edeyim ALLAH kelamının farkında olmaktır. ben size şah damarınızdan daha yakınım,benden isteyin bende size vereyim diyen YARADAN NE KADAR MERHAMETLİDİR Kİ BÖYLE BİZE NASIL DUA EDECEĞİMİZİ DE ÖĞRETİYOR. bilmediklerimizi bize öğreten ALLAHa şükürler olsun.
Rahim’dir Allah Rahman’dır Mülkün tek sahibi ve hakimler hakimi ancak O Allah’tır Attığımız her adım Geçirdiğimiz her dakika O’na yaklaştırıyor bizi Verilecek hesabımız var O’na Üzerimizdeki nimetlerinin hesabı Söylediklerimizin ve söylememiz gerekirken söylemediklerimizin Yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın hesabı Bir hayatın hesabı var Ve sonra bir sonsuz hayat Bitmek tükenmek bilmeyen Ölümün öldürüldüğü bir hayat Bir yanda bir dünya var Göz kamaştıran tahtların kurulduğu En güzel nimetlerin sunulduğu bir dünya Sözün SELAM olduğu bir dünya Ve bir yanda insanların azabın en çetin ve elem verici olanına uğratıldığı Mideleri kasıp kavuran içeceklerin sunulduğu Ateşin ve çığlığın her yanı sardığı bir dünya Keşke TOPRAK OLSAYDIM diye feryat edenlerin dünyası Sözün EYVAH olduğu dünya Ve bilerek yada bilmeyerek bu iki sonuçtan birine doğru yürüyoruz her birimiz Ekiyoruz biçeceklerimizi Ellerimiz, ayaklarımız, gözlerimiz ve gönlümüz Hepsi tanık oluyor işlediklerimize Ve saat yaklaşıyor Rabbimiz! Bize hesabı kolaylaştır Senin gazabından yine senin rahmetine sığınıyoruz Dininle yücelmeyi, Dinini yüceltmeyi bize nasip et Canımızı Müslümanlar olarak al Ve bizi SALİHLER topluluğu ile haşret
Şüphesiz ki duâ ak yüreklerden çıkıyorsa menziline ulaşır. Ya da sütteki siyah lekeler gibi içindeki pislikleri temizleme gayreti ise gerçek duâ vasfını kazanır. Beyaz yürekler pisliklere dayanamaz ama bu demek değildir ki, o beyazlık hep lekesizdir. İnsandır bir olur rahmet denizlerinde yüzer, bir olur günah bataklıklarında sürünür. İşte bu zaman beyaza leke düşmüştür ama o yürekle lekeyi taşıyamaz uzun zaman. İsyan eder. Pislik mutlaka temizlenmeli, sütteki leke tutulup atılmalıdır. Yüreği zonklatan bir arzu itiraf ihtiyacıdır, bu arzu, itiraf kime? Sığınılacakların, güvenileceklerin en büyüğüne, hudutsuz af ve bağışlama sahibine.
Duâ, bu itirafın en mükemmel vasıtasıdır. Eğer duâ sağlıklı bir iç hesaplaşmanın sıkıntılarından güç alıyorsa mutlaka müessir olur. Gözyaşı karışmış duâlar ise en samimi yakarışlardır. Çünkü gözyaşları iç hesaplaşmada inanç adına kazanılan zaferlerin muştusudur.
O halde duâ bir yeniden doğuştur.
Duâ, sessiz, iniltili, gürültüsüz feryattır.
Duâyı bir ruhi ihtiyaç ve alışkanlık edinmiş kimsede mükemmel bir karakter oluşur. Yakarışımız kendimiz için değildir. Kendimiz için duâ edeceksek, biz de bizim olmayan, gayrılara feda ettiğimiz tarafımız için duâ edelim. Ölücü yanımızda çürüyücü fani tarafımıza değil. “ Kim ki, yanında hazır bulunmayan bir inanmış kardeşi için duâ ederse, etrafındaki melekler, istediğinin bir misli de senin için olsun derler.” Duâ insanın ızdırap, çile, endişe ve merakından ibarettir. Kendi benlik varoluş zindanından bilgiye ulaşmasıdır, kişinin. Kurtuluş arzusunu ve kurtuluşa olan aşkı kanıtlanılmaz yapandır.Duâ, yalnız ruhun ve yalnızlığın tecellisidir...
'(Ey Muhammed) De ki: Yakarışınız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? ...' (Furkan Suresi: 77)
İnsandır, bir olur rahmet denizlerinde yüzer, bir olur günah bataklıklarında sürünür. İşte bu zaman beyaza leke düşmüştür. Ama o yürek bu lekeyi taşıyamaz uzun zaman. İsyan eder. Pislik mutlaka temizlenmeli, sütteki leke tutulup atılmalıdır. Yüreği zonklatan şiddetli bir arzu. İtiraf itiyacıdır bu arzu. İtiraf kime? Sığınılacakların, güvenileceklerin en büyüğüne. Hudutsuz af ve bağışlama sahibine.
Eğer dua sağlıklı bir iç hesaplaşmanın sıkıntılarından güç alıyorsa mutlaka müessir olur. Gözyaşı karışmış dualar ise en samimi yakarışlardır. Çünkü gözyaşları, iç hesaplaşmada, inanç adına kazanılan zaferlerin müjdesidir.
Dua sırsında, kalbimizin yücelere arzuhal göndermenin sıkıntısı ile açılıp yumulduğunu hissetmyorsak dua ediyor sayılmayız. Duada, ısrar öğütlenmiştir. Bu haşa, dua edilenin duymazlığından değildir. Bu öğüt, tamamen dua eden bakımından anlam taşımaktadır. Duada ısrar, duaya verilecek karşılık için bir hazırlanmadır.
Duanın etkileri, bireyi etkilediği, süreklilik kazandığı, arzuyla yapıldığı zaman daha belirgin bir biçimde ortaya çıkar. Dua ortamında insan, kendini olduğu gibi görür, kendine gelir. Hırsını, hatalarını, eğri düşüncelerini, kibir ve gururunu belirleyerek ahlaki görevlerini yerine getirmeye hazır bir duruma ulaşır. Düşünsel ve zihinsel alçak gönüllülüğü olgunluk kazanmaya başlarken, önünde o en iyi, celal sahibi sultana giden yollar açılır.
Dua edildiği zaman, gönül, dünyanın olağanüstü yasalarının yaratıcısına yönelmeli, bağlanmalı ve dua edn bu bağışlanış ve yönelişin etkisini tüm günlük yaşantısında, durum ve ilişkilerinde, toplumla kendisi ve ailesiyle olan irtibatında korumalıdır. Ta ki dua, bir eylem gibi tüm iç dünyasında ve ruhunda ışıklar yaksın, sofrasını yaysın ve tüm varlık ve benliğini baştan başa kuşatabilsin.
Kimler dua eder? Kim şiddet, aşk, ızdırap ve korkuyla ister? 'Var olan' ile 'olması gereken' arasındaki ayırımı fazlasıyla bilen bir kimse... Izdırap duyan, sürekli isteyen, aşık olan, susuz kalan bir kimse... İşte böyle kimseler dua eder.
Fakat, her iki hali birbirine denk olanın, yani iyi bilmeyen birinin, bir mevki, makam, ya da geleceğe yönelik bir hesap düşüncesiyle yürüyenin duası, basit ve çıkarcı bir düzeyde kalır.
Dua, bazen Allah'tan bir 'şey' istemektir. Fakat bu 'şey' düşünme, bilim, sorumluluk, irade, zahmet, iş, emek ve eziyetin yerini alan bir 'şey' olmamalıdır.
Elbette ki, bir şey isteyenin, bu isteğiyle ilgili değişik koşullara başvurmuş olması; çalışmış, sorumluluğunu yerine getirmiş; isteme tür ve şartlarını tamamlamış, çağrısını, görevlerini, yani onu elde edebilmek için gerekli olan her şeyi yapmış olması gerekir.
Biz amel etmiyor ve dua ediyoruz: 'Allah'ım! Bize başarı ver. Dünya ve ahirette mutluluk ver! Dünya nimeti bağışla! Nimet ve afiyet ver' diyoruz. Oysa biz bunların hiç birini yapmıyor ve fakat sadece söylüyoruz. Peki bu ne biçim duadır? Bazılarını da görüyoruz; bu özelliklerin çoğuna sahiptirler; fakat dua etmiyorlar. İşte düşünenin kafasında duanın değerine ilişkin sarsıntıları oluşturan da budur.
Ey dünyamın sahibi! Sensiz bir hayat boş; sensiz bir düşünce yalan... Ey rahmeti göremediklerime ve bilemediklerime ulaşan! Sensiz olanlar benden beri olsun. Seni bilmeyenlerin tüm hüznü bende olsun. Ey şefkat bakışlım! Benden rahmetini esirgeme. Göz pınarlarımdaki yaşlar sensiz kalmasın. Sana olan özlemimi dindirme. Ey beni terbiye eden! Titrek dudaklarımı isminin nuruyla okşa Hamd edişlerimi hüzünsüz bırakma. Ey üstümde hiçbir şey olmadan topraktan kalktığım o acı günün sahibi! Beni tebessüm ederek kalkanlardan eyle; ne olur! Rasulünün sancağında dinlenmeme izin ver. Sıramı beklerken hüzne boğma beni. Ey secdemin muhatabı! Ey gerçek yardım edenim! Eğilişlerimdeki ürkekliği bağışla Yere sürten yüzümü süründürme. Ey yolumu belirleyenim! Senin yardımına muhtacım, Sana muhtacım, Sana açım. Yoluna al beni Yolunda al beni Ellerim üşüyor işte Titriyorum... Senden istiyorum. Ey başucu kitabımın sahibi! Ne olur ilet beni Yüzleri parlayanların yoluna, Hüsrana uğrayanların değil...
insan her sıkıştığı zaman değil iyi gününde kötü gününde bile dua etmelidir bence mesela şöyle bişey.. insan daralınca dua etmeye başlar başlar ama darallığı geçince amman boşveer der geçer onee yaaa
Şu anda huzurunda toplanmış el açmış sana yalvarıyoruz! ...Burada bulunan cümlemizin,bilmeyerek işlenmiş kusurlarımız varsa tüm kusurlarımızı,Muham-med Mustafa hürmeti için bağışla.Aliyyel Murteza hürmeti için bağışla. Hatice'tül-Kübra,Fatıma-tül Zehra hürmeti için bağışla.İmam Hasan'ül Müçteba hürmeti için bağışla.İmam Hüseyin Deşt-i Kerbela hürmeti için bağışla.İmam Zeynel Abi-din hürmeti için bağışla. İmam Muhammed Bakır hürmeti için bağışla.İmam Cafer-i Sadık hürmeti için bağışla.İmam Musa-i Kazım hürmeti için bağışla.İmam Rıza hürmeti için bağışla.İmam Muhammed Taki hürmeti için bağışla.İmam Aliy-yül Naki hürmeti için bağışla. İmam Hasan'ül Askeri hürmeti için bağışla. İmam Muhammed Mehdi sahib-i zaman hürmeti için bağışla.Gelmiş geçmiş nebilerin,velilerin hürmeti için bağışla. Pirimiz Hünkarımız Hacı Bektaş-ı Veli hürmeti için bağışla.Hızır Aleyhisselam hürmeti için bağışla.Kur'an hürmeti için bağışla.Baki gerçekler demine hu dost Allah eyvallah hu!
çağırmak demektir.insanın,kendisinin kul ve aciz,Allah'ın Rab ve kadir olduğunu hal diliyle bilip itiraf etmesidir.'evet sen benim Rabbimsin,kabul ettim' demenin en dolaysız,apaçık şeklidir.alemlerin Rabbinin kullarında en çok sevdiği hallerdendir.
Ey yüce Rabbim aklımı ve imanımı artır,cesaretimi ve basiretimi artır,üzerimdeki ilmini ve rahmetini artır,sana olan sadakatimi ve bağlılığımıda artır sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim elimi kolaylaştır,yazımı güzelleştir,dilimi kolaylaştır sözümü güzelleştir,artır imanımı yok et gümanımı,öldür nefsimi dirilt ruhumu sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim ! beni,annemi,babamı,kardeşlerimi,evimize iman etmiş olarak girenleri,mümin erkek ve kadınları bağışla,sen bağışlaması bol olan gaffar,rahmeti sonsuz olan rahman'sın sadakkallahülazim.
Allah'ın ilmi ve rahmeti ezilen,horlanan,hakir görülen,aciz ve çaresiz Rabbine muhtaç kullarının üzerine olsun sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim ! elimi kolaylaştır yazımı güzelleştir,dilimi kolaylaştır sözümü güzelleştir,artır imanımı yok et gümanımı,öldür nefsimi dirilt ruhumu Ey yüce Rabbim ! Sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim ! şeytan'ın dilek ve düşünceme bir şey katmasından ve o dilek ve düşünceyi bilmeden yorumlayıp eyleme dönüştürmekten sonsuzluğuna ve yüceliğine sığınırım.Sadakallahülazim.
Ey yüceler yücesi yüce Rabbim ! ! ! Her sabah ve her akşam seni yüceltirim.Sen yüceltilmeye layık olansın, sen Rahman ve Rahim'sin, din gününün Malik'i ve Sultan'ı'sın ! ! ! Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dilerim,beni dosdoğru yoluna ilet ! ! ! Karanlığa ve şaşgınlığa düşmemişlerin,kendilerine nimet verilmişlerin ve üzerlerine gazap dökülmemişlerin yoluna ilet Rabbim ! ! ! sadakallahülazim.
Rabbim cahil ve zalim nefsimden ve onun başında üşüşüp dürtükleyen şeytan'dan ve her ikisinin birlik olup benlik ve zan kazandırmasından sana sığınırım.
yaratana sığınma.
ey kafir ehli, en büyük duam hidayete ermeniz doğru yolu bulmanız...
ikinci duam ise,,,,eğer ki olmazsa,,,,,, bu söylediklerinize karşılık son nefeste yanınızda olmam ve halinizi görmem....
Allaam sen herkese böyle yumuşak yastık ve kalın ama hafif yorgan nasip et, amin.
gülmeyin.
Yatmadan önce bütün insanlar için dua etmek, okula gitmediğim sıralarda bana anlaşılmaz bir şey gibi geliyordu. Uykudan önce annem beni öpüp ayrılıyordu. Bir an geldi neden dua etmem gerektiğini anladım. Kendi içimden kopan bir arzu ile kendi öz dileğim olarak yalvarıyordum: Sevgili Allah’ım. Bütün nefes alanları koru! Onları bütün kötülüklerden uzak tut! Sükûnetle uyut!
— Dr. Albert Schweitzer, Uygarlık ve Barış
Rabbim ilmin ve Rahmetinle beni kuşat...
Azametin ve Kudretinle tut...
Asla kaçacak yer bırakma bana...
Öyle ki,kaçıp sığınacağım tek yer senin mümtaz ve seçkin katın olsun Rabbim...
Amin...Sadakallahulazim...
faruk el furkan...
Allah'ım!
Kanadı kırık bir kuş gibiyim.
Uçsam uçamıyor, göçsem göçemiyorum.
Yarım bırakılmış bir düş gibiyim.
Yardan da, serden de geçemiyorum.
Menzile erememe korkusu sardı benliğimi
Kolum kanadım kırık, gönlüm bin pare!
Ey kalpleri evirip çeviren, ey gönüller sahibi!
Yaraları saran, dağılanı toplayan Sensin!
Varlığım Senin varlığının şahidi
Varlığım Senin Rahmetinin şahidi!
Allah'ım!
Yalnız Senden yardım diler yalnız Sana kulluk ederiz.
Seni sığınak, barınak, tutamak bilir Ya Allah deriz.
Şeytandan SANA sığınır e'uzu billah deriz.
Her işe Seninle başlar bismillah deriz.
Nimet verdiğinde gönülden şükrederiz.
Versende aslanda elhamdülillah deriz.
Hayran kaldığımızda maşallah,
Pişman olduğumuz da estağfirullah deriz.
Sevindiğimizde Allahuekber,
Üzüldüğümüzde inna lillah deriz.
Canımız sıkıldığında fe-subhanallah,
Zafer kazandığımızda nasrun minallah,
Rızık kazandığımızda er-rizku 'alallah deriz.
Bir işi arzu ettiğimizde inşallah,
Bir işi başardığımızda biiznillah deriz.
Güçlük karşısında la-havle ve-la kuvvete illa billah,
Söz verdiğimizde v'Allah ve billah deriz.
Allah'ım!
Benliğimin yaktığı ateşte yakma beni!
Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana!
Bir lahza dahi bana bırakma beni!
Sen bana yetersin, yetmem ben bana.
Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster!
Sen bildirmezsen bilemem, göremem göstermezsen
Gönlüme huzur,gözlerime nur, dizime derman ver!
Sen 'OL' deyince olur, olmaz 'OL' demezsen.
Canana can, cana canan, kalbe ferman ver!
Al işte ellerim, uzattım sana!
Ne olur, ne olur bırakma beni bana!
Sen bana yetersin, yetmem ben bana!
Allah'ım, ellerimi bırakma!
Allah'ım!
Bırakma bizi
Tut elimizi!
Yeryüzünde hiç bir müslüman yoktur ki Allaha dua etsinde Allah onda o duasında ona istediği şeyi vermiş olmasın.
Allah o kişiye duaettiği şey kadar günahların karşılığını ondan giderir.
Bir günah için dua ediyorsa yahut sıla-i rahimi kesmek için istiyorsa, Allah günaha karşı onu korur.
Topluluktan biri dediki; O halde biz çok dua ederiz. Peygamber buyurdu; Allah çok daha artırır, çoğaltır.
dua allahın birliğini ondan başka istenilecek ilah olmadığını veher şeyin sahibinin o olduğunu eksik ve noksanların kulda olduğunu sübhan olanın yanlız ve yanlızca allah olduğunun kul tarafından beyanıdır
istemek
Beni yavaşlat Tanrım!
Yüreğimin atışlarını düşüncemin sakinliğiyle rahatlat.
Zamanın sonsuz görüntüsüyle hızımı azalt!
Bana güncel kargaşanın ortasında,
Tepelerin ölümsüz sakinliğini ver.
Bir çiçeğe bakmayı,
Eski bir dostla sohbet etmeyi
Ya da yeni bir dost edinmeyi,
Yolunu kaybetmiş bir köpeği okşamayı,
Ağ yapan bir örümceği izlemeyi,
Bir çocuğa gülümsemeyi,
İyi bir kitaptan birkaç satır okumayı -ve-
Yarışın daima daha çok hız için olmadığını
Anımsat her gün bana.
Yavaşlat beni Tanrım!
Bana ilham ver.
Köklerimi,
Yaşamın katlanılan değerler toprağının
derinliğine göndermek,
Kaderimdeki yıldızlara doğru -daha çok-
Büyüyebilmek için...
Yavaşlat beni Tanrım!
Wilfred A. Peterson
bulut yağarsa... çim yeşerir...
bebek ağlarsa... anadan süt gelir...
eller yukarı çevrilirse...Rahmet kapıları elbet açılır...
bu gece bol bol dua edeceğim........
İlahî!
Ben, Peygamberin Muhammed'in(s.a.v.) Senden istediği bütün hayırlı şeyleri Senden isterim... O'nun(s.a.v.) Sana sığındığı bütün kötü işlerden de Sana sığınırım...
amin
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin....
(Sezen Aksu)
hadi bizi sallamiyon,bari su filistinli,irakli günahsiz bebelerin elinden tut bari.......
dua bir kapıdır.hem şükre hem de hamda açılan bir kapı......
en iyi halimizde açmayı ihmal ettiğimiz.nefsimizin ve şeytanımızın engel olduğu açabildiğimizde ise o gücü yakalayabildiğimizde en güzel hallere adım atma cesareti göstermişiz demektir.
sıkıntı halinde ise sitemden önce hatta siteme hiç bulaşmadan önce yapabilmişsek ne mutlu bize.....
dua sadece kendimiz için değil başkaları içinde kapı açma temennisidir...
dua kendini bilmektir....acz içinde olduğunu hatırlamak ve kul olmaktır...
dua yalnızca senden istiyorum diyebilme bilinci,bir görevdir..
bana dua edin duanıza icabet edeyim ALLAH kelamının farkında olmaktır.
ben size şah damarınızdan daha yakınım,benden isteyin bende size vereyim diyen YARADAN NE KADAR MERHAMETLİDİR Kİ BÖYLE BİZE NASIL DUA EDECEĞİMİZİ DE ÖĞRETİYOR.
bilmediklerimizi bize öğreten ALLAHa şükürler olsun.
Rahim’dir Allah
Rahman’dır
Mülkün tek sahibi ve hakimler hakimi ancak O Allah’tır
Attığımız her adım
Geçirdiğimiz her dakika O’na yaklaştırıyor bizi
Verilecek hesabımız var O’na
Üzerimizdeki nimetlerinin hesabı
Söylediklerimizin ve söylememiz gerekirken söylemediklerimizin
Yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın hesabı
Bir hayatın hesabı var
Ve sonra bir sonsuz hayat
Bitmek tükenmek bilmeyen
Ölümün öldürüldüğü bir hayat
Bir yanda bir dünya var
Göz kamaştıran tahtların kurulduğu
En güzel nimetlerin sunulduğu bir dünya
Sözün SELAM olduğu bir dünya
Ve bir yanda insanların azabın en çetin ve elem verici olanına uğratıldığı
Mideleri kasıp kavuran içeceklerin sunulduğu
Ateşin ve çığlığın her yanı sardığı bir dünya
Keşke TOPRAK OLSAYDIM diye feryat edenlerin dünyası
Sözün EYVAH olduğu dünya
Ve bilerek yada bilmeyerek bu iki sonuçtan birine doğru yürüyoruz her birimiz
Ekiyoruz biçeceklerimizi
Ellerimiz, ayaklarımız, gözlerimiz ve gönlümüz
Hepsi tanık oluyor işlediklerimize
Ve saat yaklaşıyor
Rabbimiz!
Bize hesabı kolaylaştır
Senin gazabından yine senin rahmetine sığınıyoruz
Dininle yücelmeyi,
Dinini yüceltmeyi bize nasip et
Canımızı Müslümanlar olarak al
Ve bizi SALİHLER topluluğu ile haşret
AMİN
Şüphesiz ki duâ ak yüreklerden çıkıyorsa menziline ulaşır. Ya da sütteki siyah lekeler gibi içindeki pislikleri temizleme gayreti ise gerçek duâ vasfını kazanır. Beyaz yürekler pisliklere dayanamaz ama bu demek değildir ki, o beyazlık hep lekesizdir. İnsandır bir olur rahmet denizlerinde yüzer, bir olur günah bataklıklarında sürünür. İşte bu zaman beyaza leke düşmüştür ama o yürekle lekeyi taşıyamaz uzun zaman. İsyan eder. Pislik mutlaka temizlenmeli, sütteki leke tutulup atılmalıdır. Yüreği zonklatan bir arzu itiraf ihtiyacıdır, bu arzu, itiraf kime? Sığınılacakların, güvenileceklerin en büyüğüne, hudutsuz af ve bağışlama sahibine.
Duâ, bu itirafın en mükemmel vasıtasıdır. Eğer duâ sağlıklı bir iç hesaplaşmanın sıkıntılarından güç alıyorsa mutlaka müessir olur. Gözyaşı karışmış duâlar ise en samimi yakarışlardır. Çünkü gözyaşları iç hesaplaşmada inanç adına kazanılan zaferlerin muştusudur.
O halde duâ bir yeniden doğuştur.
Duâ, sessiz, iniltili, gürültüsüz feryattır.
Duâyı bir ruhi ihtiyaç ve alışkanlık edinmiş kimsede mükemmel bir karakter oluşur. Yakarışımız kendimiz için değildir. Kendimiz için duâ edeceksek, biz de bizim olmayan, gayrılara feda ettiğimiz tarafımız için duâ edelim. Ölücü yanımızda çürüyücü fani tarafımıza değil. “ Kim ki, yanında hazır bulunmayan bir inanmış kardeşi için duâ ederse, etrafındaki melekler, istediğinin bir misli de senin için olsun derler.”
Duâ insanın ızdırap, çile, endişe ve merakından ibarettir. Kendi benlik varoluş zindanından bilgiye ulaşmasıdır, kişinin. Kurtuluş arzusunu ve kurtuluşa olan aşkı kanıtlanılmaz yapandır.Duâ, yalnız ruhun ve yalnızlığın tecellisidir...
Dua
Dua isteme, yalvarma. Bir kimsenin kendisi veya başkası hakkında bir dileğine bir arzusuna kavuşması için Allahü teâlâya yalvarmasıdır.
'Bana (hâlis kalb ile) duâ ediniz. Duânızı kabûl ederim.' (Mü'min Suresi: 60)
'(Ey Muhammed) De ki: Yakarışınız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? ...' (Furkan Suresi: 77)
İnsandır, bir olur rahmet denizlerinde yüzer, bir olur günah bataklıklarında sürünür. İşte bu zaman beyaza leke düşmüştür. Ama o yürek bu lekeyi taşıyamaz uzun zaman. İsyan eder. Pislik mutlaka temizlenmeli, sütteki leke tutulup atılmalıdır. Yüreği zonklatan şiddetli bir arzu. İtiraf itiyacıdır bu arzu. İtiraf kime? Sığınılacakların, güvenileceklerin en büyüğüne. Hudutsuz af ve bağışlama sahibine.
Eğer dua sağlıklı bir iç hesaplaşmanın sıkıntılarından güç alıyorsa mutlaka müessir olur. Gözyaşı karışmış dualar ise en samimi yakarışlardır. Çünkü gözyaşları, iç hesaplaşmada, inanç adına kazanılan zaferlerin müjdesidir.
Dua sırsında, kalbimizin yücelere arzuhal göndermenin sıkıntısı ile açılıp yumulduğunu hissetmyorsak dua ediyor sayılmayız. Duada, ısrar öğütlenmiştir. Bu haşa, dua edilenin duymazlığından değildir. Bu öğüt, tamamen dua eden bakımından anlam taşımaktadır. Duada ısrar, duaya verilecek karşılık için bir hazırlanmadır.
Duanın etkileri, bireyi etkilediği, süreklilik kazandığı, arzuyla yapıldığı zaman daha belirgin bir biçimde ortaya çıkar. Dua ortamında insan, kendini olduğu gibi görür, kendine gelir. Hırsını, hatalarını, eğri düşüncelerini, kibir ve gururunu belirleyerek ahlaki görevlerini yerine getirmeye hazır bir duruma ulaşır. Düşünsel ve zihinsel alçak gönüllülüğü olgunluk kazanmaya başlarken, önünde o en iyi, celal sahibi sultana giden yollar açılır.
Dua edildiği zaman, gönül, dünyanın olağanüstü yasalarının yaratıcısına yönelmeli, bağlanmalı ve dua edn bu bağışlanış ve yönelişin etkisini tüm günlük yaşantısında, durum ve ilişkilerinde, toplumla kendisi ve ailesiyle olan irtibatında korumalıdır. Ta ki dua, bir eylem gibi tüm iç dünyasında ve ruhunda ışıklar yaksın, sofrasını yaysın ve tüm varlık ve benliğini baştan başa kuşatabilsin.
Kimler dua eder? Kim şiddet, aşk, ızdırap ve korkuyla ister? 'Var olan' ile 'olması gereken' arasındaki ayırımı fazlasıyla bilen bir kimse... Izdırap duyan, sürekli isteyen, aşık olan, susuz kalan bir kimse... İşte böyle kimseler dua eder.
Fakat, her iki hali birbirine denk olanın, yani iyi bilmeyen birinin, bir mevki, makam, ya da geleceğe yönelik bir hesap düşüncesiyle yürüyenin duası, basit ve çıkarcı bir düzeyde kalır.
Dua, bazen Allah'tan bir 'şey' istemektir. Fakat bu 'şey' düşünme, bilim, sorumluluk, irade, zahmet, iş, emek ve eziyetin yerini alan bir 'şey' olmamalıdır.
Elbette ki, bir şey isteyenin, bu isteğiyle ilgili değişik koşullara başvurmuş olması; çalışmış, sorumluluğunu yerine getirmiş; isteme tür ve şartlarını tamamlamış, çağrısını, görevlerini, yani onu elde edebilmek için gerekli olan her şeyi yapmış olması gerekir.
Biz amel etmiyor ve dua ediyoruz: 'Allah'ım! Bize başarı ver. Dünya ve ahirette mutluluk ver! Dünya nimeti bağışla! Nimet ve afiyet ver' diyoruz. Oysa biz bunların hiç birini yapmıyor ve fakat sadece söylüyoruz. Peki bu ne biçim duadır? Bazılarını da görüyoruz; bu özelliklerin çoğuna sahiptirler; fakat dua etmiyorlar. İşte düşünenin kafasında duanın değerine ilişkin sarsıntıları oluşturan da budur.
Fatiha Bir Duadır
Ey dünyamın sahibi!
Sensiz bir hayat boş; sensiz bir düşünce yalan...
Ey rahmeti göremediklerime ve bilemediklerime ulaşan!
Sensiz olanlar benden beri olsun.
Seni bilmeyenlerin tüm hüznü bende olsun.
Ey şefkat bakışlım!
Benden rahmetini esirgeme.
Göz pınarlarımdaki yaşlar sensiz kalmasın.
Sana olan özlemimi dindirme.
Ey beni terbiye eden!
Titrek dudaklarımı isminin nuruyla okşa
Hamd edişlerimi hüzünsüz bırakma.
Ey üstümde hiçbir şey olmadan topraktan kalktığım o acı günün sahibi!
Beni tebessüm ederek kalkanlardan eyle; ne olur!
Rasulünün sancağında dinlenmeme izin ver.
Sıramı beklerken hüzne boğma beni.
Ey secdemin muhatabı!
Ey gerçek yardım edenim!
Eğilişlerimdeki ürkekliği bağışla
Yere sürten yüzümü süründürme.
Ey yolumu belirleyenim!
Senin yardımına muhtacım,
Sana muhtacım,
Sana açım.
Yoluna al beni
Yolunda al beni
Ellerim üşüyor işte
Titriyorum...
Senden istiyorum.
Ey başucu kitabımın sahibi!
Ne olur ilet beni
Yüzleri parlayanların yoluna,
Hüsrana uğrayanların değil...
Gerçek Hürriyetin olduğu tek yer...Ne şekli şemali olur...ne dil'i...nerede nasıl ve ne dersen de...duyulur...hattâ içinden geçirsen bile...Dua bu! ..
insan her sıkıştığı zaman değil iyi gününde kötü gününde bile dua etmelidir bence mesela şöyle bişey.. insan daralınca dua etmeye başlar başlar ama darallığı geçince amman boşveer der geçer onee yaaa
İLAHİ YA RABBİ!
Şu anda huzurunda toplanmış el açmış sana yalvarıyoruz! ...Burada bulunan cümlemizin,bilmeyerek işlenmiş kusurlarımız varsa tüm kusurlarımızı,Muham-med Mustafa hürmeti için bağışla.Aliyyel Murteza hürmeti için bağışla.
Hatice'tül-Kübra,Fatıma-tül Zehra hürmeti için bağışla.İmam Hasan'ül Müçteba hürmeti için bağışla.İmam Hüseyin Deşt-i Kerbela hürmeti için bağışla.İmam Zeynel Abi-din hürmeti için bağışla.
İmam Muhammed Bakır hürmeti için bağışla.İmam Cafer-i Sadık hürmeti için bağışla.İmam Musa-i Kazım hürmeti için bağışla.İmam Rıza hürmeti için bağışla.İmam Muhammed Taki hürmeti için bağışla.İmam Aliy-yül Naki hürmeti için bağışla.
İmam Hasan'ül Askeri hürmeti için bağışla.
İmam Muhammed Mehdi sahib-i zaman hürmeti için bağışla.Gelmiş geçmiş nebilerin,velilerin hürmeti için bağışla.
Pirimiz Hünkarımız Hacı Bektaş-ı Veli hürmeti için bağışla.Hızır Aleyhisselam hürmeti için bağışla.Kur'an hürmeti için bağışla.Baki gerçekler demine hu dost Allah eyvallah hu!
çağırmak demektir.insanın,kendisinin kul ve aciz,Allah'ın Rab ve kadir olduğunu hal diliyle bilip itiraf etmesidir.'evet sen benim Rabbimsin,kabul ettim' demenin en dolaysız,apaçık şeklidir.alemlerin Rabbinin kullarında en çok sevdiği hallerdendir.
Dua Allah'a siginmaktir, ona yalvarmaktir, onun yüceligine güvenmek, ona inanmaktir...
Ey yüce Rabbim aklımı ve imanımı artır,cesaretimi ve basiretimi artır,üzerimdeki ilmini ve rahmetini artır,sana olan sadakatimi ve bağlılığımıda artır sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim elimi kolaylaştır,yazımı güzelleştir,dilimi kolaylaştır sözümü güzelleştir,artır imanımı yok et gümanımı,öldür nefsimi dirilt ruhumu sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim ! beni,annemi,babamı,kardeşlerimi,evimize iman etmiş olarak girenleri,mümin erkek ve kadınları bağışla,sen bağışlaması bol olan gaffar,rahmeti sonsuz olan rahman'sın sadakkallahülazim.
Allah'ın ilmi ve rahmeti ezilen,horlanan,hakir görülen,aciz ve çaresiz Rabbine muhtaç kullarının üzerine olsun sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim ! elimi kolaylaştır yazımı güzelleştir,dilimi kolaylaştır sözümü güzelleştir,artır imanımı yok et gümanımı,öldür nefsimi dirilt ruhumu Ey yüce Rabbim ! Sadakallahülazim.
Ey yüce Rabbim ! şeytan'ın dilek ve düşünceme bir şey katmasından ve o dilek ve düşünceyi bilmeden yorumlayıp eyleme dönüştürmekten sonsuzluğuna ve yüceliğine sığınırım.Sadakallahülazim.
Ey yüceler yücesi yüce Rabbim ! ! ! Her sabah ve her akşam seni yüceltirim.Sen yüceltilmeye layık olansın, sen Rahman ve Rahim'sin, din gününün Malik'i ve Sultan'ı'sın ! ! ! Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dilerim,beni dosdoğru yoluna ilet ! ! ! Karanlığa ve şaşgınlığa düşmemişlerin,kendilerine nimet verilmişlerin ve üzerlerine gazap dökülmemişlerin yoluna ilet Rabbim ! ! ! sadakallahülazim.
Rabbim cahil ve zalim nefsimden ve onun başında üşüşüp dürtükleyen şeytan'dan ve her ikisinin birlik olup benlik ve zan kazandırmasından sana sığınırım.
Ey yüceler yücesi yüce Rabbim! Gazabından korkar Rahmetine! Adaletinden korkar lütfuna sığınırım.Şüphesiz senin Rahmetin Gazabını geçmiştir Rabbim Sadakallahulazim.