Ben huzurla devam etmek istiyorum. Yani huzur dediysem her şeyin mükemmel gittiği bir hayattan bahsetmiyorum. Suistimal edilmediğim, korkmadan sırtımı yaslayabildiğim insanlarla, kim daha çok çabaladı yarışı olmadan, Anladığım, anlaşıldığım taktiksiz sade bir hayat istiyorum... . (Cemal Süreya)
Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tiren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım
Adamın önce beğendiği şairlere baktım. Bir kendini beğenmiş, bir de Cemal Süreya'yı. Sonra adamın şiirlerine(!) baktım.Onun şiir zannettiği şeylerin şiir olmadığının farkına ben vardım ama adam farkına varamamış olmalı ki kimseciklerin duymadığı adını, Cemal Süreya ile yanyana yazabiliyor. Kendini Cemal Süreya seviyesine çıkarırken, Cemal Süreya'yı kendi seviyesine indirdiğinin farkında olması için bari buraya yazayım belki okur densiz herif.
Bu adamın adını herhangi bir yerde görsem şiirinden bir dize okusam sebepsizce yüzümde bir gülümseme oluşuyor ve keşke onun yaşadığı zamanlarda ona yakın olarak yaşayabilseydim
yavaşça, kalemin kulagına egilip dedim' ki: bir daha o nun adını yazarsan, senide kırar atarım...! cemal süreya
...dersim sürgünü bir ailenin 'sürgünü'hep içinde hisseden ve hissettiren,beni her dizesiyle etkileyen,bu coğrafyanın yetiştirdiği en hisli şairlerimizdendir...
Cemal Süreya (d. 1931, Tunceli - ö. 9 Ocak 1990, İstanbul) , şair ve yazar. Asıl adı Cemalettin Seber'dir. Cemal Süreya 1931'de o yıllarda Tunceliye bağlı olan Pülümür ilçesinde doğdu. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan şehrinde geçirdi. 1938'de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik'e sürgün edildi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi maliye ve iktisat bölümü'nü bitirmiştir. Maliye Bakanlığı'nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı'nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır. Ağustos 1960'tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000'e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı. İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya'nın ilk şiiri 'Şarkısı Beyaz' Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Cemal Süreya 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatıyordu: Bizi kamyona doldurdular, Tüfekli iki erin nezaretinde, Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular, Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar, Tarih öncesi köpekler havlıyordu.'
Belki de biraz geç rastladım sana Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza 1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa?
İkinci Yenicilerin en tanınmış şairlerindendir. Rakı ve şarap sever söz üstadıdır. İmge adamıdır. Aşkı harbiden de anlatabilmiş; bununla kalmamış sizi okurken ağlatabilmiştir... Aşağıdaki yorumlarda yazarlığından hiç söz edilmediği için üzüldüğüm yazardır! Ben söz edeyim öyleyse. Ciddi anlamda olaylara, insanlara, hayata farklı bir şekilde bakabilmiş ve bunu yazıya da güzelce dökebilmiş mühim edebiyat insanıdır. ' 99 Yüz ' isimli kitabı ayrı bir güzeldir.
' Mutlu musunuz? ' sorusuna ' Hayatımı başka hiçbir hayatla değiştirmek istemediğime göre demek ki mutsuz değilim.' diye cevap veren, anlata anlata bitiremeyeceğim, anlatsam da hissedemeyenler için hiçbirşey ifade edemeyecek kadar özel bir insandır Cemal Süreya...
Soyadında çift Y gördüğümde muhakkak uyarma ihtiyacı hissetmem; ona toz konduramamamdandır.
'yürütüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.'
Ben huzurla devam etmek istiyorum.
Yani huzur dediysem her şeyin mükemmel gittiği bir hayattan bahsetmiyorum.
Suistimal edilmediğim, korkmadan sırtımı yaslayabildiğim insanlarla, kim daha çok çabaladı yarışı olmadan,
Anladığım, anlaşıldığım taktiksiz sade bir hayat istiyorum...
.
(Cemal Süreya)
Bana ne kaç dil bildiğinden!.
İnsanlığın nasıl,
Yürekçen iyi mi?..
.
(Cemal Süreya)
"İyi anlarında sesin kalınlaşıyor
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni."
bir mezarın doğurduğu iştahlı bir çocuktur Anadolu şiiri
Acı çektikçe insan olgunlaşırmış… Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.
Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum
Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
İstasyonda tiren oluyor biraz
Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım
"Ben sana her şehirde biraz geç kaldım.
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni."
...der ki:
Ve aşk; bir saç teli kadar inceydi.
Üstünde yürüyebilmek için, cambaz olmak değil, yürekli olmak gerekiyordu.
gülüşüne yağmur damlası çarpsa
şiir olur
bunu bir ben bilirim
bir de gökyüzü
Cemal Süreya
Sezai karakoç'la girdiği iddiayı kaybettiği için soyadını değiştiren güzel insan...
Ne zaman bu sehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü biliyorum….
Baktım sana kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim.
Kısacası artık ben sana 'hiçbirşey' değilim.
Hayat kısa, kuşlar uçuyor...
Aşka tarif ekleyen devrim ruhlu Şair...
Adamın önce beğendiği şairlere baktım. Bir kendini beğenmiş, bir de Cemal Süreya'yı. Sonra adamın şiirlerine(!) baktım.Onun şiir zannettiği şeylerin şiir olmadığının farkına ben vardım ama adam farkına varamamış olmalı ki kimseciklerin duymadığı adını, Cemal Süreya ile yanyana yazabiliyor. Kendini Cemal Süreya seviyesine çıkarırken, Cemal Süreya'yı kendi seviyesine indirdiğinin farkında olması için bari buraya yazayım belki okur densiz herif.
Bu adamın adını herhangi bir yerde görsem şiirinden bir dize okusam sebepsizce yüzümde bir gülümseme oluşuyor ve keşke onun yaşadığı zamanlarda ona yakın olarak yaşayabilseydim
Yavaşça kalemimin kulağına eğilip dedim ki,
bir daha onun adını yazarsan,
seni de kırarım...
-Cemal Süreya
'Yavaşça kalemimin kulağına eğilip dedim ki;
bir daha onun adını yazarsan,
seni de kırarım...'
Cemal SÜREYA
Sevgilim olsun istemiyorum..
Sevdiğim olsun istiyorum..
Hergün 'görmek' değil..
Benim olduğunu bilmek istiyorum!
Elini tutmak değil..
Kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum!
İki gün değil ebediyen sürsün istiyorum!
Uğruna ölmek değil...
O'nun için yaşamak istiyorum!
Cemal SÜREYA
yavaşça, kalemin kulagına egilip dedim' ki: bir daha o nun adını yazarsan,
senide kırar atarım...!
cemal süreya
...dersim sürgünü bir ailenin 'sürgünü'hep içinde hisseden ve hissettiren,beni her dizesiyle etkileyen,bu coğrafyanın yetiştirdiği en hisli şairlerimizdendir...
Bir söz sanatı ustası resmen bu kadar mı güzel bu kadar mı içten olur bir adam... Onu bu kadar ağlatan kadın hangi gözyaşlarına kalmıştır bilinmez...
Okyanusta ölmez de insan,
gider bir kaşık sevdada boğulur...
C.süreya..
Cemal Süreya (d. 1931, Tunceli - ö. 9 Ocak 1990, İstanbul) , şair ve yazar. Asıl adı Cemalettin Seber'dir.
Cemal Süreya 1931'de o yıllarda Tunceliye bağlı olan Pülümür ilçesinde doğdu. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan şehrinde geçirdi. 1938'de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik'e sürgün edildi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi maliye ve iktisat bölümü'nü bitirmiştir. Maliye Bakanlığı'nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı'nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır.
Ağustos 1960'tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000'e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya'nın ilk şiiri 'Şarkısı Beyaz' Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır.
Cemal Süreya 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatıyordu:
Bizi kamyona doldurdular,
Tüfekli iki erin nezaretinde,
Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,
Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,
Tarih öncesi köpekler havlıyordu.'
Eylül’dü…
di’li geçmiş bir zamandı yaşadığımız..
Adımlarımızın kısalığı bundandı,
Bundandı gözlerimin durgunluğu…
C.Süreyya
Cevap veriyorum 'Zamanla herşey geçer' diyen akıllılara; 'Geçen tek şey zamandır' anlayan, anlatsın anlamayanlara...
Cemal Süreya
Belki de biraz geç rastladım sana
Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza
1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi
Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa?
Çocuk olsam yeniden.. Bir tek düştüğüm için acısa içim, ve kalbim; çok koştuğum zaman çarpsa sadece...
Cemal Süreya
İkinci Yenicilerin en tanınmış şairlerindendir. Rakı ve şarap sever söz üstadıdır. İmge adamıdır. Aşkı harbiden de anlatabilmiş; bununla kalmamış sizi okurken ağlatabilmiştir...
Aşağıdaki yorumlarda yazarlığından hiç söz edilmediği için üzüldüğüm yazardır!
Ben söz edeyim öyleyse. Ciddi anlamda olaylara, insanlara, hayata farklı bir şekilde bakabilmiş ve bunu yazıya da güzelce dökebilmiş mühim edebiyat insanıdır. ' 99 Yüz ' isimli kitabı ayrı bir güzeldir.
' Mutlu musunuz? ' sorusuna ' Hayatımı başka hiçbir hayatla değiştirmek istemediğime göre demek ki mutsuz değilim.' diye cevap veren, anlata anlata bitiremeyeceğim, anlatsam da hissedemeyenler için hiçbirşey ifade edemeyecek kadar özel bir insandır Cemal Süreya...
Soyadında çift Y gördüğümde muhakkak uyarma ihtiyacı hissetmem; ona toz konduramamamdandır.
Yıldız yağsın üstüne üstad...
'bir gün tolstoy okudum o gün bu gündür huzursuzum' diyen şair ve yazar...
Bir kadın döktüre döktüre susuyordu...' dizelerin sahibi çok şey ifade ediyor