Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Beattim sizce ne demek, Beattim size neyi çağrıştırıyor?

Beattim terimi Fırat Aydil tarafından tarihinde eklendi

  • beatkusagiantolojisi
    beatkusagiantolojisi

    Kahkahalar atarak düzüştüğün bir adamı unutamayabilirsin belki Salome; ama ağlaya ağlaya koşarak geldiğin ve sarıldığında yaşıyor olduğunu hissettiğin adam olmadan nefes alamazsın, unutma. Birine ait olmanın sana verdiğini sandığın özgürlüğün sınırını, kimseyi sevmediğin zaman tadacağın mükemmel özgürlüğe ulaştığında anlayacaksın yine. Birini ait olmanın lanet sorumluluğundan sonra, dağınık kalmasını isteyeceksin hayatının. Kasığında uyanan her adamdan sonra ve göğsündeki ağırlığa ait saçları her okşayışından sonra yine koşa koşa arınmaya geleceksin, bilirim.
    .
    Ben, sevemem seni. Şimdi sevemem ve bugün. Buram buram ihanet kokan bu şehirde aynı anda birkaç kadınla sevişirken bedenim, aklımın bir başkasının koynunda sabahladığını bilirim. Bu aynı anda bir ihanet hem de en az dört kişiye. Bu ellerle sevemem ben seni, çamurlu ve kirli. İhanet borcum var benim Salome, ödemem gerektiğim, sevemem seni. Çok ihanet etmeliyim Salome, tanrılara kadar! Hayallerimi çiğneyen kadınların hatırına, en ücra köşelerine kadar herkesin ihanet etmeliyim.
    .
    Sadakatsizliğin ete kemiğe bürünmüş hali benim. Ben, seni sevemem Salome. Bugün sevemem ve yarın. Üzgün değilim Salome, özür de dilemiyorum.

    Beat Kuşağı Antolojisi

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Fark ettim ki, ne yaparsanız yapın hepsi bir zaman kaybı olmaya mahkum.
    O yüzden delirseniz de olur.

    Jack Kerouac

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii;
    tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında.

    Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa... Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi.
    Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.

    Yolda, Jack Kerouac

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Artık hiç kimse karşılıksız hiçbir şey yapmıyor. Dinler bile, sanatlar bile, felsefeler bile kazanç üzerine kurulu. İnsani çalışmalar, karşılığının istinasız ödenmesi beklenilen çeklerdir.
    Tanrı bile dualar ve kurbanlar vasıtasıyla istiyor ücretini ve ödemeyenler için özel olarak hazırlanmış ebedi cehennem hapishanesi var.

    Bitik Adam, Giovanni Papini

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? Benim yerime ilgilenir misin insanlarla, yalanla, ihanetle, yalnızlıkla? Geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? Gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. Yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin?

    Zen Kaçıkları, Jack Kerouac

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Günaydın, bu terime çok yakıştı bu parça...

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Eğer kelebekleri tanımak istiyorsam iki üç tırtıla da katlanmak zorundayım"

    Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Birileri eksiklerini görmüş demek ki, anlam veremeyeceğim şekilde bazı paylaşımlar siliniyor. Bu duruma olur mu öyle şey diyenler de çıkar :)) Yine de pes etmemek lazım!

    "Sansür yok," diye gururlanıyor kültür bakanı, halkın büyük çoğunluğuna fiyatları yüzünden ya da okuma yazma bilmedikleri için kitapların yasak olduğu ülkelerde.

    Biz Hayır Diyoruz, Eduardo Galeano

  • İrem Başar
    İrem Başar


    ..... neden sildiniz paylaşımımı acaba, Hayır O yolcuların nesi eksik bi Kerouac bi Ginsberg den?

    Zaten ne zaman yaz be Başar İrem diyorum, karadelik yutuyor.Derdiniz ne sizin :)))

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Kırklareli'nden Diyarbakır'a kadar mecburiyetten bir kısmı vapur aktarmalı olsa da, "üç" günlük tren yolculuğunu denemeni tavsiye etmem :)) BeaTNiK'lere selam olsun...

  • İrem Başar
    İrem Başar


    ...."yol"sa yol"Beat kuşağı"ise Allah'ına kadar çiçek..

    Alın size yol:))


  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    :))
    Kendini mizah duygusundan yoksun bırakma, çünkü gülmek her şeye olumlu yanaşmana yardımcı olur.

    Sinestezya, Jeffrey Moore

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Bu gemi kaptanın gemisi :))


    Tepedeki çimenlikte
    Yalınayak dolaşarak
    Yemyeşille masmavinin
    Ortasında uzanarak
    Hayaller kurarak
    Rüzgara savurarak
    Vazgeçmek birdenbire
    Herşeyden vazgeçmek

    Tepedeki çimenlikten
    Seyreylemek şu alemi
    Küçülmüş ufacık olmuş
    İnsanların alemi
    Bir buluta tutunup
    Bir kuşun kanadına takılmak
    Vazgeçmek birdenbire
    Herşeyden vazgeçmek

    Sadece gökyüzü
    Sadece deniz
    Sadece sen ve ben
    Sadece sevgi
    Hepsi bu

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    O anda aynı gemide olduğumuzu ve lanet şeyin fena halde su almakta olduğunu kavramıştı.

    Oğlak Dönencesi, Henry Miller

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Seni yanıma alıp yolculuğa çıkmak istiyorum, bunu gerçekten düşünüyorum..

    Oğlak Dönencesi, Henry Miller

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Doktoru kendisine sürekli olarak “sen normalsin” diyordu; “Bingo! normalim” dedi Allen, o zaman durum çok basit, “ben normal olansam dünya delirmiş durumda.

    Uluma, Allen Ginsberg

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Sal, hemen gitmemiz ve varana kadar hiç durmamamız lazım.
    + Nereye gidiyoruz ki?
    - Bilmiyorum; ama gitmemiz lazım.

    Yolda, Jack Kerouac

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Mümkün olduğunca görülebilecek birçok yer + tanınabilecek birçok insan = ?

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Vay canına, o kadar güzelsin ki
    yağmur başladı

    ah, marcia,
    uzun sarışın güzelliğin liselerde
    ders olarak okutulsun istiyorum,
    çocuklar tanrı'nın, müzik gibi, ten altında yaşadığını
    ve güneş ışığından bir klavsen gibi ses verdiğini
    öğrensinler diye.
    liselerdeki karnelerin
    şöyle olmasını istiyorum:

    kırılgan sırça şeylerle oynamak
    pekiyi

    bilgisayar sihirbazlığı
    pekiyi

    sevdiklerine mektup yazmak
    pekiyi

    balıkları öğrenmek
    pekiyi

    marcia'nın uzun sarışın güzelliği
    yıldızlı pekiyi!

    Talihsiz Kadın, Richard Brautigan

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    :))
    Anne, ben de bir gün berduş olacağım.

    Yolda, Jack Kerouac

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Halihazırda arkadaşlık ettiğim kişiler ya entelektüeldi ya da suçlu.

    Yolda, Jack Kerouac

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil 07.07.2019 - 19:16

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    bob dylan eşliğinde :))

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil 07.07.2019 - 16:05

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Bu dünya güzel bir yer
    doğmak için
    her zaman
    pek de eğlenceli bir şey olmayan
    mutluluğa meraklı değilseniz
    arada bir de
    tam her şey yolunda giderken
    az buçuk cehenneme aldırmıyorsanız eğer
    çünkü her zaman
    şarkı söylenmiyor
    cennette bile

    Bu dünya güzel bir yer
    doğmak için
    bir takım insanların durmadan ölmelerine
    ya da zaman zaman
    yalnızca aç kalmalarına
    aldırmıyorsanız eğer
    ne de olsa bu da o kadar kötü bir şey değil
    aç kalan siz olmadıkça

    Şiirin O İnce Küllerini Toplayanlar, Lawrence Ferlinghetti

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil 05.07.2019 - 17:39

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    ...“Beat Kuşağı” genel olarak Jack Kerouac, Allen Ginsberg ve William Burroughs merkezinde olmak üzere edebiyatla ilgilenen ve Amerika’nın dört bir yanında geniş arkadaş grupları oluşturarak sınır deneyime çok farklı araçlarla yaklaşan topluluğu tanımlamak için kullanılır. Bu süreçte özellikle bir grup oluşturma amacının olmadığı ve burada oluşan karmaşık ilişkilerin yolda, kendiliğinden oluştuğu görülür. 1940’larda, New York’taki Columbia Üniversitesi’nde bir edebi toplulukta tanışan bir grup öğrenci, Büyük Bunalım sonrası demiryollarına kendini vuran hobolar gibi amaçsızca otostopla Amerika’yı dolaşmaya başladılar. Gittikleri her eyalette yeni insanlarla tanıştılar ve adı henüz konulmasa da sisteme, geleneğe ve alışıldık yaşam biçimlerine muhalif bir kitle oluşmaya başladı. New York City merkez olmak üzere, Denver ve San Francisco‘da toplandılar.
    50’li yıllarda bu grubun edebi çalışmalarının ve yaşam tarzının gençlik üzerinde etkisi çok büyük olmuş ve 50’lerdeki bu kıvılcımdan görkemli 60’lar doğmuştur. Dolayısıyla bize “Beat Kuşağı”nı bir grup edebiyatla ilgilenen arkadaş olarak almak yerine 50’li yıllardan 60’ların sonuna dek uzanarak Woodstock’la zirve yapan ve her alanda sınır deneyime doğru ilerleyen, kültürel anlamda insanlık tarihinin “Altın Çağı” olan dönemi yaratan kuşağı almak daha doğru görünmektedir. 60’lı yıllarda yükselen underground kültürün arka planına baktığımızda hep Beat Kuşağı’nın izlerini görmekteyiz. Jim Morrison, Bob Dylan, John Lennon gibi isimlerin yaşam tarzlarında doğrudan bu anlayışı görmek mümkündür.
    Beatler, Buda’yı ve meditasyonu Amerika’ya tanıttılar. Onlar, gençliği özgürleştirdiler ve insanları kurgulanmış yaşam biçimlerinin ötesine davet ettiler. 60’ların ikinci yarısında on binlerce gencin akın akın Hindistan’a doğru yola çıkması, Batı’nın mekanik yaşam formlarından topluca kaçış anlamına geliyordu ve başkaldırının doğrudan eyleme dönüşmüş biçimiydi. Bu dönemde Jim Morrison “Dünyayı istiyoruz, hemen şimdi istiyoruz” diyerek, arayışın ne denli büyük olduğunu göstermekte ve daha fazla beklenemeyeceğini ifade etmektedir.

    Beat romanlarının ortaya çıkar çıkmaz büyük tepkiyle karşılanıp sansürlenmesi, uyandırdıkları dehşetten kaynaklanmıştır. Beat Kuşağı yazarlarının ve şairlerinin ilk eserleri, alışılmadık üsluplarından ve içeriklerinden ötürü sansürlendiler. 1950’li yıllarda bu nedenle onlarca dava açıldı, birçok eser ancak büyük oranda sansürlendikten sonra yayımlanabildi. 1960’lara girilirken Beat Hareketi, Amerika’da yeraltı gençliğinin en büyük ilham kaynağı olmuş ve müzikten sinemaya, şiirden romana her alanda etkisini göstermeye başlamıştı. 60’ların öne çıkan müzisyenleri Beat Kuşağı’ndan ciddi anlamda etkilendiler. The Doors, Bob Dylan, the Rolling Stones, the Beatles, Pink Floyd gibi gruplar yaptıkları deneysel çalışmalarla Beat Kuşağı’nın gelenek yıkıcı-muhalif karakterinin müzikteki temsilcileri oldular. Mülkiyetsizlik-aidiyetsizlik gibi değerleri merkezine koyan Hippiler doğrudan Beat Kuşağı’nın derin etkisi altındaydılar. Amerika ve Avrupa’daki 68 hareketleri de eylem pratiğinde Beat Kuşağı’nın tavrına yakın bir duruş sergilemektedir. 60’lı yılların iyimserliği, coşkusu ve deneyselliği yerini 80’lerde sanat da dahil olmak üzere her şeyin mekanikleştirilmeye çalışıldığı, gerici bir döneme bıraktı. Bu değişim, Beat Kuşağı’nın pratikte sonu olacaktı...


  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Eğer kafanı başkalarının dediklerine takarsan tüm dünya devasa bir darağacından başka bir şeye benzemeyecektir.

    Talihsiz Kadın, Richard Brautigan

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Dante Gibi Değil...

    Ben olsam
    öyle Dante gibi
    gökyüzünün yamaçlarında
    bir komedya keşfetmek yerine
    bambaşka bir Cennet resmi yapardım
    içinde insanların çıplak dolaşacağı
    her zaman oldukları gibi öyle sahnelerde
    çünkü onların ruhlarının
    bir tablosu olması gerekir bu resmin
    ama onlara cennetin
    eksiksiz bir krallık resmi olduğunu söyleyen
    pimpirikli melekler olmazdı orada
    üstelik aşağıda kazara içine düşeceğim
    cayır cayır yanan cehennem çukurları değil
    yalnızca hayal gücünün
    pınarları sunak olurdu

    Şiirin O İnce Küllerini Toplayanlar, Lawrence Ferlinghetti

  • Fırat Aydil
    Fırat Aydil

    Beni seven herhangi biri için, herhangi biri olabilirim!

    İçerdeki Kedi, William S. Burroughs