. ... ..... XXXIII çöpe atan dost olsun tek, ona yazılmış çileli dizeleri…,
ki çilem; çilemizdi bilirsin, ve kürtajına kıyılamamış bir bebeğin, cami avlusuna bırakılması anında, anasının son bakışıyla başlayan çilesi gibiydi…, çilemiz;
üç gün üç gece bilinci kovan, çaresiz acılar gibi, bir mevsim boyu çekilen sekerât gibi, yatağa düşüren bir dermansız dert gibi, ve pençesine düşülen, bir ortaçağ vebası gibi,
kaç kez; kaynar sular indi tepemizden, vedalarda kaç kez…,
ve son vedamızla kavruldu yıldızlar gökte, ki süreyya da kaybolunca gözden, kulağımıza fısıldanan, (artık yine kendinlesin) oldu…,
ve madem gittiğin yere beni de götürmüyorsun, ötelerdeki menzilinde madem, yüzüm gelmiyorsa gözlerinin önüne daha, anmaz oldunsa adımı ve, ve bakaranın iki yüz elli beşinci ayetini, okuyup üflemiyorsan artık içine, iç sesinle…,
içinden geçen cankurtaranın sirenini de duymuyorsun demektir, ki bak kanıyorum, kan kaybediyorum…;
ben; ötelere gelemem çağrılı olsam bile kendiliğimden, sen; gittiğin yere yeniden gelemez misin…, ..... ... .
İnci'nin ışıltısı değil mi vuran Ay'ın yüzüne.. Ve onu kavuşturan Dolunay güzelliğine.. Derya dediğin ne ki içimizde bir umman.. Dosta verilen en güzel hediye istiridye de saklı olan..
Sen her şeye cevabı olan sen Şövalye Senin gibi zeki ve hazır cevap Nasrettin Hoca'yı mı bilmezsin E bunu da benden öğren, verdiğim ödevlere çalış biraz çalış 😊
'Ben senin için kendisinden vazgeçen, hayatta herkesi, herşeyi karşısına alan, senin için gecelere dost gündüzlere düşman olan, kendi akıttığı gözyaşında boğulan, hiç bir karşılık beklemeden seven, onca acıya üzüntüye rağmen asla pes etmeden bekleyen, tek bir gözyaşına dünyayı karşısına alan, bir tarafa saçının tek bir telini diğer tarafa dünyayı koyacak olsalar.. O tek saç telini seçecek kadar çok seven...' kişiyim ben.. Ya sen,
Gökyüzü kara bir levhadan ibaretti... Yörüngesini arayan iki parlak nokta gitgide büyüyerek yaklasıyorlardı birbirlerine... Herkes çarpışacaklar sandı ama iki nokta karşılaştıklarında kıvılcımlar çıkararak durdular üst üste... İki nokta üst üste gelir gelmez herkes sustu, onlar konuşmaya başladılar, kıyamete kadar susmayacaklar... Kollarından saatlerini çıkarıp attılar, vakti hiç saydılar harflerle...
Sen ve ben Cennet bahçesi bahşettiğinde Allahım seni. Şarap acısı ızdıraplara aldanmayıp günahlar ayırmıştı kader ikimizin payına. Şimdi hayalini içmeye kıyamadığım yarım kalmış kadehlerde olsa bile. Bil ki dayanamam sana. Bir tek yarım kalsa bile seni sevmek. Bu kez ne olur azad et Allah'ım, Biz ayrıldık diye yarım kalan gühanımı dökme gözlerime. Yarım kalan günahımı ne olur sayma. Yaşanmış hüzünlere....
Hani ağlamak isteyıp da ağlamadığın zamanlarda, hani dertlerin içinde fırtınalar kopardığı anlarda, hani bir damla gülümsemeye muhtaç olduğun günlerde içinden bir ses sana “ gül ” der ya, işte o benim... ;))))
Hani düşlerden taşıp gerçekle sevişen, hani şiirlerden anlamın atlarına binip dört nala gelen, hani sevgi için hep birisini arasında aslında o aradığın kişi sakladığın güzelliklerin içinden sana yakamoz sevdalarıyla gelir ya.. işte o sensin erkeğim....
Birisi geldi; bir dostun,bir sevgilinin kapisini caldi Sevgilisi; kimsin a guvenilir er,dedi. Adam,BENIM deyince, git dedi; simdi cagi degil Boylesine sofrada ham kisinin yeri yok Ham kisiyi ayrilik atesinden baska ne pisirebilir, ikiyuzlulukten ne kurtarabilir? O yoksul gitti; tam bir yil yollara dustu Sevgilinin ayriligiyla kivilcimlar sacarak cayir cayir yandi O yanmis yakilmis kisi pisti; olgunlasti Geri geldi gene sevgilinin evinin cevresine dustu Yuzlerce korkuyla yuzlerce defa edebi gozeterek Kapinin halkasini caldi; agzindan edebe aykiri bir soz Cikacak diye de korkup duruyordu. Sevgilisi „kapidaki kim? “ diye bagirdi Adam,a gonuller alan,dedi,kapidaki “SENSIN” Sevgilisi,madem ki “BEN’sin gel iceriye gir,dedi Ev dar iki kisi sigmiyor
birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş.. aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe... hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu... birer tomurcuktuk hayatın kollarında birer çiğ damlasıydık bahar sabahında...gül yaprağında....
.
...
.....
XXXIII
çöpe atan dost olsun tek,
ona yazılmış çileli dizeleri…,
ki çilem; çilemizdi bilirsin,
ve kürtajına kıyılamamış bir bebeğin,
cami avlusuna bırakılması anında,
anasının son bakışıyla başlayan çilesi gibiydi…,
çilemiz;
üç gün üç gece bilinci kovan,
çaresiz acılar gibi,
bir mevsim boyu çekilen sekerât gibi,
yatağa düşüren bir dermansız dert gibi,
ve pençesine düşülen,
bir ortaçağ vebası gibi,
kaç kez;
kaynar sular indi tepemizden,
vedalarda kaç kez…,
ve son vedamızla kavruldu yıldızlar gökte,
ki süreyya da kaybolunca gözden,
kulağımıza fısıldanan,
(artık yine kendinlesin) oldu…,
ve madem gittiğin yere beni de götürmüyorsun,
ötelerdeki menzilinde madem,
yüzüm gelmiyorsa gözlerinin önüne daha,
anmaz oldunsa adımı ve,
ve bakaranın iki yüz elli beşinci ayetini,
okuyup üflemiyorsan artık içine,
iç sesinle…,
içinden geçen cankurtaranın sirenini de
duymuyorsun demektir,
ki bak kanıyorum,
kan kaybediyorum…;
ben;
ötelere gelemem çağrılı olsam bile kendiliğimden,
sen;
gittiğin yere yeniden gelemez misin…,
.....
...
.
kız bana diyor sen karar vereceksen sen ve ben hakında ne anlama geliyor
(Yani biz)
Biz demeyi öğrendiğin gün tekrar gel.Müsait olursam konuşabiliriz Leo.))
Birbirimiz için yanlış kişiler olduğumuzu söyleme. Biz başka hiç kimse için doğru kişiler değiliz.
Yaşam kadar sahte....
Yaşamak kadar gercek...
İnci'nin ışıltısı değil mi vuran Ay'ın yüzüne..
Ve onu kavuşturan Dolunay güzelliğine..
Derya dediğin ne ki içimizde bir umman..
Dosta verilen en güzel hediye istiridye de saklı olan..
ben sahibim sen köle ve ben seni sevmeye sahibim sen korkularına köle...
Sen her şeye cevabı olan sen Şövalye
Senin gibi zeki ve hazır cevap Nasrettin Hoca'yı mı bilmezsin
E bunu da benden öğren, verdiğim ödevlere çalış biraz çalış 😊
Aşk bir noktaydı onu c..... çoğalttı...
Sen karanlık gök yüzünün
Aydınlık umudu😊
Ben bembeyaz istiridyenin
Karamsar iç yüzü 😢 😢
Ben bulutlarla kaplı
Ay’dım karanlık gökyüzünde
Sen istiridyede paralayan inciydin
Derya’nın ‘orta yerinde’.. :)
'Ben senin için kendisinden vazgeçen, hayatta herkesi, herşeyi karşısına alan, senin için gecelere dost gündüzlere düşman olan, kendi akıttığı gözyaşında boğulan, hiç bir karşılık beklemeden seven, onca acıya üzüntüye rağmen asla pes etmeden bekleyen, tek bir gözyaşına dünyayı karşısına alan, bir tarafa saçının tek bir telini diğer tarafa dünyayı koyacak olsalar.. O tek saç telini seçecek kadar çok seven...' kişiyim ben..
Ya sen,
Bir zaman oldu.
Hayat durdu, çağ durdu..
Herşey son buldu...
Bir tek biz kaldık; Sen ve Ben...
Gökyüzü kara bir levhadan ibaretti...
Yörüngesini arayan iki parlak nokta gitgide büyüyerek
yaklasıyorlardı birbirlerine... Herkes çarpışacaklar sandı ama iki nokta
karşılaştıklarında kıvılcımlar çıkararak durdular üst üste...
İki nokta üst üste gelir gelmez herkes sustu, onlar konuşmaya başladılar,
kıyamete kadar susmayacaklar...
Kollarından saatlerini çıkarıp attılar,
vakti hiç saydılar harflerle...
Sen ve ben
Cennet bahçesi bahşettiğinde Allahım seni.
Şarap acısı ızdıraplara aldanmayıp günahlar ayırmıştı kader ikimizin payına.
Şimdi hayalini içmeye kıyamadığım yarım kalmış kadehlerde olsa bile.
Bil ki dayanamam sana.
Bir tek yarım kalsa bile seni sevmek.
Bu kez ne olur azad et Allah'ım,
Biz ayrıldık diye yarım kalan gühanımı dökme gözlerime.
Yarım kalan günahımı ne olur sayma.
Yaşanmış hüzünlere....
Hani ağlamak isteyıp da ağlamadığın zamanlarda, hani dertlerin içinde fırtınalar kopardığı anlarda, hani bir damla gülümsemeye muhtaç olduğun günlerde içinden bir ses sana “ gül ” der ya, işte o benim... ;))))
Hani düşlerden taşıp gerçekle sevişen, hani şiirlerden anlamın atlarına binip dört nala gelen, hani sevgi için hep birisini arasında aslında o aradığın kişi sakladığın güzelliklerin içinden sana yakamoz sevdalarıyla gelir ya.. işte o sensin erkeğim....
ve bağlacının gücü yeter mi ki bizi 'biz' yapmaya...? ? ?
Birisi geldi; bir dostun,bir sevgilinin kapisini caldi
Sevgilisi; kimsin a guvenilir er,dedi.
Adam,BENIM deyince, git dedi; simdi cagi degil
Boylesine sofrada ham kisinin yeri yok
Ham kisiyi ayrilik atesinden baska ne pisirebilir,
ikiyuzlulukten ne kurtarabilir?
O yoksul gitti; tam bir yil yollara dustu
Sevgilinin ayriligiyla kivilcimlar sacarak cayir cayir yandi
O yanmis yakilmis kisi pisti; olgunlasti
Geri geldi gene sevgilinin evinin cevresine dustu
Yuzlerce korkuyla yuzlerce defa edebi gozeterek
Kapinin halkasini caldi; agzindan edebe aykiri bir soz
Cikacak diye de korkup duruyordu.
Sevgilisi „kapidaki kim? “ diye bagirdi
Adam,a gonuller alan,dedi,kapidaki “SENSIN”
Sevgilisi,madem ki “BEN’sin gel iceriye gir,dedi
Ev dar iki kisi sigmiyor
Duygu(suz)
Hasretler büyüten bendim
..............................sen yanımdan
.......................geçerken sessizce
Oysa
...............................her defasında
..............gölgene sarılan gölgemdi
.....................duygusuz bir şekilde
İbrahim Balic
bence iki kişiyi bir.birine bağlayan siğirli sözcük
Sen ve ben...iki ayrı dünya...iki farklı kişilik...iki zıt kutup...
Uyuşamaz...birleşemez...
Ancak masal olur...
'biz' diye kurduğumuz eski cümlelerde kaldık...
birlikte setretmiştik o filmi.. senaryo güzel ama karakter zayıftı... en iyisi herkes kendini oynasın.. özenti mide bulandırıyor..
en derin dondurucular bile
soğutamaz seni benden...
sen ve ben
bir aşk edermiyiz?
biz olamadıysak sen sensin ben de ben..ama: 'sen bana sen desen de demesen de farketmez/ ben sana hep sen diyeceğim/ düşün bul.(Ö.Asaf)
birer yolcuyduk
aynı ormanda kaybolmuş..
aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe...
hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu...
birer tomurcuktuk hayatın kollarında
birer çiğ damlasıydık bahar sabahında...gül yaprağında....
sadece ikimiz demekle birlikte aynı zamanda aşkı çağrıştırıyor
sen ve ben gerizekalı bir filmin başrol oyuncularıydık.ben romantik aptal sarışını oynuyordum.sende bencil jönü.