Kalıcı olup olmaması önemli değildir. Herkesle paylaşabileceğin ya da herkesten öğrenebileceğin şeyler vardır o yüzden, insan ayırmaksızın, herkesle bir iletişimin olmalı. Çocuklardan masumiyeti, koşulsuz sevgiyi öğrenebilirsin mesela. Gururu mutluluğundan önemli değildir onların. En kafan almayan insandan bile birkaç şey kapabilirsin. Hiç olmazsa ona bakıp "Yaa ben böyle olmamalıyım," deyip kendine çekidüzen verirsin. Arkadaş saydığın kişi seni yarı yolda bıraksa bile kin besleme ona karşı. Sen de başkasını yarı yolda bırakırsan ondan bir farkın kalmaz.
Arkadaşlıklar 2'ye ayrılır; Kalıcı arkadaşlıklar ve Salyangoz Arkadaşlığı. Salyangoz Arkadaşlığı: Günümüzde sıkça rastladığımız; birinin diğerine karşı daha ilk hatasında yok olup giden arkadaşlıklara vurgu yapmak için Şair Oransay tarafından oluşturulmuş bir kavramdır. Bazı arkadaşlıklar üstüne tuz dökülmüş salyangoz gibidir. Size değer verdiğini sandığınız birisine karşı ilk hatanızda arkadaşlığınızın kolayca eriyip gittiğini görürsünüz. İşte, bir hata nedeniyle yok olup giden bu tarz arkadaşlıklara "Salyangoz Arkadaşlığı" denir.
Gözlerin arasındaki ilişkiyi biliyor musun? Onlar birlikte göz kırparlar, birlikte ağlarlar, her şeyi birlikte görürler ve birlikte uyurlar. Buna rağmen asla birbirlerini görmezler. Arkadaşlık bunun gibi olmalı.
ortak olmak her sevince,her derde, kedere ve yürümek ömür boyu, beraberce, elele olmasın hiç o ta içten gülen gözlerinde yaş bir gün gelip seninle ayrılsak bile arkadaş...........arkadaşlık böyle bişiydir işte
ARKADAŞLIK HAFTASI Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak' demiş. Genç, birinci gün tahta perdeye 37 çivi çakmış Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence 'Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdeden bir çivi çıkart, sök' demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona 'Aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak' demiş. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak (kapanmayacak) . Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür yüreklendirir. Sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar' demiş. Bu hafta arkadaşlık haftasıdır. Sen de arkadaşlarına bu maili gönder, sana gönderene bile gönder. E-Mail sana döndüğü zaman ne kadar arkadaşın var öğreneceksin. Sana iyi bir arkadaşlık haftası diliyorum. Senin tahta perdene koyduğum çivi için beni affet (eğer varsa)
Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve - Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim? Delirdin mi? der gibi baktı teğmen -Gitmeye değer mi? . Arkadaşın delik deşik olmuş... Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın -Asker ısrar etti ve teğmen 'Peki' dedi. 'Git o zaman.' İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü.. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü: - Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş. - Değdi teğmenim. dedi asker -Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun? . -Gene de değdi komutanım.. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı.. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı: Geleceğini biliyordum! .. demişti arkadaşı... Geleceğini biliyordum! .. Kalbimizde 'Arkadaşlık' adında bir mucize var. Nasıl olduğunu veya nasıl başladığını anlamazsınız. Ama bu özel armağanı bilirsiniz ve arkadaşlığın Allah’ın en büyük armağanı olduğunu anlarsınız. Gerçekten de arkadaşlar çok nadide mücevherlerdir. Sizi gülümsetip başarmanız için cesaret verirler. Sizi dinlerler ve kalplerini size açmak isterler...
Bir toplantıda ayrı ayrı oturan erkek ve kadınları gören Mustafa Kemal demişki; -Efendiler.. Siz bu milletin ya erkeklerine ya da kadınlarına güvenmiyorsunuz..... :))
farklı renklerde de olsanız, evrensel doğrulara bakışındaki ortak yanlarınızdan dolayı, gördüğünüzde sizi sevindiren biridir arkadaş...uyarsa da, kulağınızı minicik çekse de.. o arkadaşınızdır, hep öyle kalacaktır......- ;)) ....Pp
bazı konular 'saygı ' ve türevi kelimeleri zorlasa da, heyecanlara, zaaflara verile....ardından affola entrysi.......
Birgün aşk ve arkadaşlık yolda karşilaşırlar. aşk arkadaşlığa 'Ben senden daha yakın ve daha candanım sen neden varsın ki bu dünyada' der. Arkadaşlık şöyle karşılık verir: 'Gittiğinde arkanda bıraktığın gözyaşını silmek için...'
insana anneden sonraki en yakın kişi bazen anneden bile önce geliyor. günümüzde arkadaş iki kişinin tanışıp 1-2 hafta konuşması sonucu olan birşey gibi görünüyor ama bukadar basit degil. olmaması gerekir. bir insanla hertürlü sorununu paylaşabiliyorsan ona güveniyorsan ve bunlara karşılık buluyorsan oda gerçekten senin onun hakkında düşündüklerini düşünüyorsa ozaman o gerçekten arkadaşındır. vee yapman gereken en son şey arkadaşını güvenini sarsmaktır. bir bina gibi yapması zor ama yıkması çok basit bir arkadaşınızın güvenini kaybetmeniz çok basit fakat kazanmanız çok zordur. bu sadece arkadaş için geçerli degil. insanların hepsinde aynı sevgili arkadaş vs... güven kazanması zor ama kaybetmesi kolay. sakin bir arkadaşınızın kalbini kırmayın güvenini sarsnmayınız. yoksa parçalanmış bir bardak gibi olur nekadar ugraşırsanız ugraşın aslaa eskisi gibi olmazzzz! ! ! !
Sayıca çok olan ihtiyacım olduğunda hepsi birden ortalıktan kaybolan kişilerin yapmış olduğu duruma arkadaşlık! denir .Ya işte öyle!
Kalıcı olup olmaması önemli değildir. Herkesle paylaşabileceğin ya da herkesten öğrenebileceğin şeyler vardır o yüzden, insan ayırmaksızın, herkesle bir iletişimin olmalı. Çocuklardan masumiyeti, koşulsuz sevgiyi öğrenebilirsin mesela. Gururu mutluluğundan önemli değildir onların. En kafan almayan insandan bile birkaç şey kapabilirsin. Hiç olmazsa ona bakıp "Yaa ben böyle olmamalıyım," deyip kendine çekidüzen verirsin. Arkadaş saydığın kişi seni yarı yolda bıraksa bile kin besleme ona karşı. Sen de başkasını yarı yolda bırakırsan ondan bir farkın kalmaz.
Arkadaşlıklar 2'ye ayrılır; Kalıcı arkadaşlıklar ve Salyangoz Arkadaşlığı.
Salyangoz Arkadaşlığı:
Günümüzde sıkça rastladığımız; birinin diğerine karşı daha ilk hatasında yok olup giden arkadaşlıklara vurgu yapmak için Şair Oransay tarafından oluşturulmuş bir kavramdır.
Bazı arkadaşlıklar üstüne tuz dökülmüş salyangoz gibidir. Size değer verdiğini sandığınız birisine karşı ilk hatanızda arkadaşlığınızın kolayca eriyip gittiğini görürsünüz.
İşte, bir hata nedeniyle yok olup giden bu tarz arkadaşlıklara "Salyangoz Arkadaşlığı" denir.
Saygı ve ahlakta dengin olmayanları arkadaş edinme. -Konfüçyüs
...diye bir şey yoktur. Sırtına saplanmış bıçaklar vardır.
SLM BENİMDE ADIM NİHAN VE İSMİMİN GETİRDİĞİ ÖZELLİK BENİ ÇOK MUTLU EDİYOR :) :
Gözlerin arasındaki ilişkiyi biliyor musun?
Onlar birlikte göz kırparlar, birlikte ağlarlar, her şeyi birlikte görürler ve birlikte uyurlar. Buna rağmen asla birbirlerini görmezler. Arkadaşlık bunun gibi olmalı.
ortak olmak her sevince,her derde, kedere
ve yürümek ömür boyu, beraberce, elele
olmasın hiç o ta içten gülen gözlerinde yaş
bir gün gelip seninle ayrılsak bile arkadaş...........arkadaşlık böyle bişiydir işte
Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir.
O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır...
ARKADAŞLIK HAFTASI
Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş. Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak' demiş. Genç, birinci gün tahta perdeye 37 çivi çakmış Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün
gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence 'Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdeden bir çivi çıkart, sök' demiş. Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki her çivi çıkarılmış. Babası ona 'Aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak. Artık çok delik var. Artık geçmişteki gibi güzel olmayacak' demiş.
Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara (delik) bırakır. Arkadaşına bin defa kendisini affettiğini söyleyebilirsin ama bu delik aynen kalacak (kapanmayacak) . Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür yüreklendirir. Sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar' demiş. Bu hafta arkadaşlık haftasıdır. Sen de arkadaşlarına bu maili gönder, sana gönderene bile gönder. E-Mail sana döndüğü zaman ne kadar arkadaşın var öğreneceksin. Sana iyi bir arkadaşlık haftası diliyorum. Senin tahta perdene koyduğum çivi için beni affet (eğer varsa)
ARKADAŞLIK BU İŞTE
Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve
- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?
Delirdin mi? der gibi baktı teğmen
-Gitmeye değer mi? . Arkadaşın delik deşik olmuş... Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın
-Asker ısrar etti ve teğmen 'Peki' dedi. 'Git o zaman.'
İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü.. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
- Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş.
- Değdi teğmenim. dedi asker
-Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun? .
-Gene de değdi komutanım.. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı.. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için.. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
Geleceğini biliyordum! .. demişti arkadaşı... Geleceğini biliyordum! ..
Kalbimizde 'Arkadaşlık' adında bir mucize var. Nasıl olduğunu veya nasıl başladığını anlamazsınız. Ama bu özel armağanı bilirsiniz ve arkadaşlığın Allah’ın en büyük armağanı olduğunu anlarsınız. Gerçekten de arkadaşlar çok nadide mücevherlerdir. Sizi gülümsetip başarmanız için cesaret verirler. Sizi dinlerler ve kalplerini size açmak isterler...
salak yerine konulduğum biyer, biline bile.
arka
oldum olası beceremediğim.
güven
Öncelikli olması gereken...
Bir toplantıda ayrı ayrı oturan erkek ve kadınları gören Mustafa Kemal demişki;
-Efendiler.. Siz bu milletin ya erkeklerine ya da kadınlarına güvenmiyorsunuz..... :))
arkadaşlık dünyadaki en yüce değerlerden biridir.
Arkadaş; kırmayan, kırılmayan, kırılsada yıkılmayandır...!
İki bedeni mesken tutan tek bir ruh
farklı renklerde de olsanız, evrensel doğrulara bakışındaki ortak yanlarınızdan dolayı, gördüğünüzde sizi sevindiren biridir arkadaş...uyarsa da, kulağınızı minicik çekse de.. o arkadaşınızdır, hep öyle kalacaktır......- ;)) ....Pp
bazı konular 'saygı ' ve türevi kelimeleri zorlasa da, heyecanlara, zaaflara verile....ardından affola entrysi.......
Birgün aşk ve arkadaşlık yolda karşilaşırlar. aşk arkadaşlığa 'Ben senden daha yakın ve daha candanım sen neden varsın ki bu dünyada' der. Arkadaşlık şöyle karşılık verir: 'Gittiğinde arkanda bıraktığın gözyaşını silmek için...'
insana anneden sonraki en yakın kişi bazen anneden bile önce geliyor. günümüzde arkadaş iki kişinin tanışıp 1-2 hafta konuşması sonucu olan birşey gibi görünüyor ama bukadar basit degil. olmaması gerekir. bir insanla hertürlü sorununu paylaşabiliyorsan ona güveniyorsan ve bunlara karşılık buluyorsan oda gerçekten senin onun hakkında düşündüklerini düşünüyorsa ozaman o gerçekten arkadaşındır. vee yapman gereken en son şey arkadaşını güvenini sarsmaktır. bir bina gibi yapması zor ama yıkması çok basit bir arkadaşınızın güvenini kaybetmeniz çok basit fakat kazanmanız çok zordur. bu sadece arkadaş için geçerli degil. insanların hepsinde aynı sevgili arkadaş vs... güven kazanması zor ama kaybetmesi kolay. sakin bir arkadaşınızın kalbini kırmayın güvenini sarsnmayınız. yoksa parçalanmış bir bardak gibi olur nekadar ugraşırsanız ugraşın aslaa eskisi gibi olmazzzz! ! ! !
ne çok değer verirdim bir zamanlar bide bununla övünürdüm ne safmışım arkadaşım mı varmış ki değmezmiş hep yanılmışım diyorum ya ne safmışım...
Hiç özlemedim seni..... Özlemek ARKADAŞlıktandır...... Arkadaştan öte bulmalıyım seni.....