Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada, eskiden dostluğa, sevdaya hürmet vardı... Bir merhaba'nın, eli göğsüne konularak saygıyla alınan selamı, Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı... Bir yüreği kırmaya titrerdi insanın içi... Göz süzüşler vardı, utanıp baş eğdiren. Bir köşesini yakıp gönderilen, mektuplar vardı, cevabı aylarca beklenilen... Fast food, ayaküstü yemek, hızlı tüketim gibi tüketiliyor iletişimler... Ve bu yüzden bu denli kolay vazgeçişler... Ne denir, vazgeçip gitmek isteyene... Fazla kelâm, harflere zulüm... Susarsın... Bir çocuğun yanaklarına bulaşmış çikolatasıyla, yüzünü duvara dönüp küsmesi gibi, bakmazsın yüzüne... . Vazgeçmek... Sözcük anlamı: kendi hakkı olan bir şeyi istememek veya alışık olduğu bağımlı bir şeyi bırakmak. Vazgeçmek; anlamca dil kurallarında bile, mümkün değildir sözcükten ayırmak... Vazgeçmek; kolaya kaçmak, hayat karşısında güçsüzlüğü kabul etmektir... Vazgeçmek; yaşamayı bırakıp, kendini acıya hapsetmektir... Vazgeçmek; sevmekten korkmak, terk edilme kaygısıyla firar etmektir... Vazgeçmek; mücadeleden pes edip, havlu atıp çekilmektir... Vazgeçmek; yarınlı hayallerimde yoksun diyerek yol çizmektir... Vazgeçmek; düşünceme ufuk, gönlüme neşe, günüme aydınlık katmıyorsun demektir. Vazgeçmek; duyguya vurulan ambargo, diktatörce tek taraflı emretmektir... Vazgeçmek; yüreğine giden yola, sınırlar, tel örgüler çekmektir... Vazgeçmek; kişiyi bir veda satırları içine canlı canlı gömmektir... Vazgeçmek; günü güneşsiz, yüreği gece ayazında soğuğa terk etmektir... . Dilimden ne bir ısrar, ne bir sitem dökülsün... Açtım gönül kafesimin kapısını, uç uçabildiğin kadar, Özgürsün... . https://youtube.com/shorts/ieoSAUXeNq0?feature=share
Hiç kimse, ama hiç kimse vazgeçilmez değildir. Duruşu olan her kadın, vazgeçilmesi gereken noktada vazgeçmesini bilmelidir. Tıpkı Frida'nın Diego'dan vazgeçtiği gibi...
"Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim. Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim. Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim. Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını, ve bana hala söylemediğin şeyler oldugunu hissettiğimde vazgeçtim. Her sabah benimle uyanmak istemediğini anladığımda, ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim. Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın icin vazgeçtim. Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim. Bencil olduğun için vazgeçtim!! Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, Çünkü sevgim çok büyüktü. Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım. Bu yüzden ben de senden vazgeçtim..."
'İnsanı insan yapan elde ettikleri değil, vazgeçebildikleridir' demiş bir düşünür... Bu gün vazgeçtiklerim için yarin tekrar mücadele etmek zorunda kalmam umarım ;)
bir kadın tanıdım, aşık olduğunu sanıyor. bir kaç ay sonra aşk değil, tutku olduğunu görecek ve geçecek o anlar. sonra yeniden bir duygu salımı arayacak. ta ki aradığı şey içine girene kadar.
Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.
yolumuzun sonunu bilmiyoruz nasihatlar çare olmuyor bazen yaşamak görmek gerek acıları sevinçleri..o yüzden duruma göre vazgeçilir tutumundan mevcut haili yolu yol degilse yanlışın üstüne üstüne gitmenin ne alemi var vazgeçip tecrübe ettim demeli..! !
insan kendine kötülük etmekten veya kendisine yapılmaması istedigini karşısına yapmaktan her zaman vazgeçmeli..
yaptıklarımız bumerang gibidir hayat alanında o bumerang geri dönecek kolmu keser başmı keser,veya elimizle tutada biliriz...
gerektiği durumlarda geçebilmek. birinden, alışkanlıklardan, nesnelerden ve bir çok şeyden. bazen gerekir. körü körüne inadı bırakmalı insan. yoluna gidebilmeli. bir tek kendinden geçmemeli insan.
Bazan, gerçeği bulmak adına oynadığımız zeka ve ihtiras oyunudur bu; muhayyilemizde ki tüm rûhî kuvvetleri bir meçhulün arkasına sakladığımız nâmütenahi bir zevkdir 'vazgeçmek'..
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan... Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı... Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başını dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli...
Vazgeçtim bu dünyadan Tek ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri Avuç açmaya değmez Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz Değil mi ki ayaklar altında insan onuru O kızoğlankız erdem dağlara kaldırılmış Ezilmiş, hor görülmüş elemeği, göznuru Ödlekler geçmiş başa derken mertlik bozulmuş Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın Değil mi ki kötüler kadı olmuş yemene Vazgeçtim bu dünyadan Dünyamdan geçtim ama Seni yalnız komak var ya o koyuyor adama.
boşverip çekilmek ve oluşan boşluğu doldurmak için yürüyüşe çıkmak demek...
vazgeçen türleri iki ana grupta incelenebilir:
__vazgeçersen vazgeçerim (keşke herkes vazgeçse benden) diyenler...
__vazgeçtim senden... git benden... diyenler...
birincisi kolay kolay vazgeçemeyenlere göre daha az sorumluluk taşıyor gibi görünür ya da daha az bön oldukları düşünülebilir... ikinci tip vazgeçenlerde ise elimi sallasam ellisi başımı sallasam tellisi havası hakimdir... sorumluluk ne arar, yüzüstü bırakır bu tipler adamı... önemli değillerdir de bunu muhatapları geç anlar... kendilerine bulunmaz hint kumaşı izlenimi vermekte ustadırlar... yeterli yeterli bu kadar açıklama. rica ederim
Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada, eskiden dostluğa, sevdaya hürmet vardı...
Bir merhaba'nın, eli göğsüne konularak saygıyla alınan selamı,
Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı...
Bir yüreği kırmaya titrerdi insanın içi...
Göz süzüşler vardı, utanıp baş eğdiren.
Bir köşesini yakıp gönderilen, mektuplar vardı, cevabı aylarca beklenilen...
Fast food, ayaküstü yemek, hızlı tüketim gibi tüketiliyor iletişimler...
Ve bu yüzden bu denli kolay vazgeçişler...
Ne denir, vazgeçip gitmek isteyene...
Fazla kelâm, harflere zulüm... Susarsın...
Bir çocuğun yanaklarına bulaşmış çikolatasıyla, yüzünü duvara dönüp küsmesi gibi, bakmazsın yüzüne...
.
Vazgeçmek...
Sözcük anlamı: kendi hakkı olan bir şeyi istememek veya alışık olduğu bağımlı bir şeyi bırakmak.
Vazgeçmek; anlamca dil kurallarında bile, mümkün değildir sözcükten ayırmak...
Vazgeçmek; kolaya kaçmak, hayat karşısında güçsüzlüğü kabul etmektir...
Vazgeçmek; yaşamayı bırakıp, kendini acıya hapsetmektir...
Vazgeçmek; sevmekten korkmak, terk edilme kaygısıyla firar etmektir...
Vazgeçmek; mücadeleden pes edip, havlu atıp çekilmektir...
Vazgeçmek; yarınlı hayallerimde yoksun diyerek yol çizmektir...
Vazgeçmek; düşünceme ufuk, gönlüme neşe, günüme aydınlık katmıyorsun demektir.
Vazgeçmek; duyguya vurulan ambargo, diktatörce tek taraflı emretmektir...
Vazgeçmek; yüreğine giden yola, sınırlar, tel örgüler çekmektir...
Vazgeçmek; kişiyi bir veda satırları içine canlı canlı gömmektir...
Vazgeçmek; günü güneşsiz, yüreği gece ayazında soğuğa terk etmektir...
.
Dilimden ne bir ısrar, ne bir sitem dökülsün...
Açtım gönül kafesimin kapısını, uç uçabildiğin kadar,
Özgürsün...
.
https://youtube.com/shorts/ieoSAUXeNq0?feature=share
Dilimin altında zikirmatik
Çelişiyorum kendimle
..
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir..
..
Hiç kimse, ama hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Duruşu olan her kadın, vazgeçilmesi gereken noktada vazgeçmesini bilmelidir.
Tıpkı Frida'nın Diego'dan vazgeçtiği gibi...
"Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını,
kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile
düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını,
ve bana hala söylemediğin şeyler oldugunu hissettiğimde vazgeçtim.
Her sabah benimle uyanmak istemediğini anladığımda,
ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın
icin vazgeçtim.
Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim
ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
Bencil olduğun için vazgeçtim!!
Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi,
Çünkü sevgim çok büyüktü.
Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
Bu yüzden ben de senden vazgeçtim..."
'ten vazgeçtim...
'İnsanı insan yapan elde ettikleri değil,
vazgeçebildikleridir' demiş bir düşünür...
Bu gün vazgeçtiklerim için
yarin tekrar mücadele etmek zorunda kalmam umarım ;)
bir kadın tanıdım, aşık olduğunu sanıyor. bir kaç ay sonra aşk değil, tutku olduğunu görecek ve geçecek o anlar. sonra yeniden bir duygu salımı arayacak. ta ki aradığı şey içine girene kadar.
çoktan...
Göz göze konuşmayi
Özledim kavuşmayi
Yüreğum alışmayi da
Oyyy
..
zorlamamak değil de, bi de normal bi şeyden vazgeçmek var, o sorun. ben de anlamadım!
Şu hayatta
yaşadığımız sorunların çoğunu
vazgeçemediğimiz için yaşıyoruz aslında...
Vazgeçmek de mümkündü;
Ama vazgeçmek ne mümkündü...
Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen, tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere, seni beynimde, içimde bitirerek yazıyorum, yada bitirmek isteyerek... Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden, sevginden vazgeçmek istiyorum.
Sen bir evet deseydin
Ben nelerden geçmezdim! ...
Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili!
Mecnun gibi aklından,
Kerem gibi bedeninden vazgeçmek.
Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek.
Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan
......Ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince..
(Hz. Mevlânâ)
vazgeçmek kolay olsaydı; bu çığlık bu kadar iç acıtmazdı.....
Başaramamak..
Kaybetmek..
inancını yitirmek..
Uğruna mücadele ettiğin şeyin zannettiğin şey olmadığını farketmek..
Zamanla inatlaşamamak..
İnsan olduğunu; insanın yapabilirliklerinin sınırlı olduğunu; dünyaya dönmek gerektiğini...
gibi gibi... anlamak.
Hayallerle yaşanamayacağı, gerçekleri kabullenip büyümek gerektini görmek...
Vazgeçmek, (ol) mak yolundaki ilk adım....
Her tercih, bir vazgeçiştir aynı zamanda.
Yaptığımız her tercih bir yerde bir başka tercihten vazgeçmemiz demektir.
koley değil elbet ama gerekliyse
geçmediğimizde yaşayaşağımız acı
vaz geçtiğimizdeki göz yaşarmasından daha kıyıcı
yolumuzun sonunu bilmiyoruz nasihatlar çare olmuyor bazen yaşamak görmek gerek acıları sevinçleri..o yüzden duruma göre vazgeçilir tutumundan mevcut haili yolu yol degilse yanlışın üstüne üstüne gitmenin ne alemi var vazgeçip tecrübe ettim demeli..! !
insan kendine kötülük etmekten veya kendisine yapılmaması istedigini karşısına yapmaktan her zaman vazgeçmeli..
yaptıklarımız bumerang gibidir hayat alanında o bumerang geri dönecek kolmu keser başmı keser,veya elimizle tutada biliriz...
gerektiği durumlarda geçebilmek.
birinden, alışkanlıklardan, nesnelerden ve bir çok şeyden.
bazen gerekir.
körü körüne inadı bırakmalı insan.
yoluna gidebilmeli.
bir tek kendinden geçmemeli insan.
Bazan, gerçeği bulmak adına oynadığımız zeka ve ihtiras oyunudur bu; muhayyilemizde ki tüm rûhî kuvvetleri bir meçhulün arkasına sakladığımız nâmütenahi bir zevkdir 'vazgeçmek'..
Sokaklar dolusu ıssızlıkla başbaşa yaşamayı göze almalı insan...
Güvendiği dağlardaki karlara bakıp ders çıkarmalı...
Hüzünlü bir şarkıyla paylaşılan gecelerde başını dayayacak bir omuz arama huylarından vazgeçmeli...
hazır olana kadar hiçbir şeyden vazgeçmek zorunda değilsin..böyle birşeye hazır olduğunda da kaybettiklerinin yerine koyabileceğin bir şeylar olacak..
Vazgeçtim bu dünyadan
Tek ölüm paklar beni
Değmez bu yangın yeri
Avuç açmaya değmez
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru
O kızoğlankız erdem dağlara kaldırılmış
Ezilmiş, hor görülmüş elemeği, göznuru
Ödlekler geçmiş başa derken mertlik bozulmuş
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın
Değil mi ki kötüler kadı olmuş yemene
Vazgeçtim bu dünyadan
Dünyamdan geçtim ama
Seni yalnız komak var ya o koyuyor adama.
..Sheakespear - Çeviri:Can YÜCEL
sabrının sınırını keşfetmek..
Dogasi kazanmak, yapismak, sahiplenmek, oyalanmak olan insan nasil vazgecebilir. Sahtenin sahteligi idrak edilmeden zor dostum!
sahip olduklarından, olduğunu sandıklarından ve olmaya çalıştıklarından...ezbere yaşanan bir hayattan...
güzel olana ulaşmak için
verdiğin savaşı bırakmaktır
içine kazıdığın gerçekleri
bir kenara atmaktır
boşverip çekilmek ve oluşan boşluğu doldurmak için yürüyüşe çıkmak demek...
vazgeçen türleri iki ana grupta incelenebilir:
__vazgeçersen vazgeçerim (keşke herkes vazgeçse benden) diyenler...
__vazgeçtim senden... git benden... diyenler...
birincisi kolay kolay vazgeçemeyenlere göre daha az sorumluluk taşıyor gibi görünür ya da daha az bön oldukları düşünülebilir... ikinci tip vazgeçenlerde ise elimi sallasam ellisi başımı sallasam tellisi havası hakimdir... sorumluluk ne arar, yüzüstü bırakır bu tipler adamı... önemli değillerdir de bunu muhatapları geç anlar... kendilerine bulunmaz hint kumaşı izlenimi vermekte ustadırlar... yeterli yeterli bu kadar açıklama. rica ederim