19 gibi esrarengiz adedilen bir rakamın bazılarının mucize olarak yazılar yazdığı kitaplar çizdiği o rakam......Gizi hala çözülmüş değil ama gerçek olan Önderimiz Atatürk'ün Samsun'a ayakbasışının ve Kurtuluş mucizemizin başladığı tarih olarak söyleyebiliriz. Mucizeler deyince bazıları şimdi sadece Peygamberlere hastır deyip kestirebilirler hayır Mucizeler Allah'ındır. Ve o istediği kişi ve Millete onu hediye olarak gönderebilir. O mucizelerden birini de milletimize ve Atamıza armağan etmiştir. kurtuluş savaşı Yüzyıllarca sömürmeden adaletle dünyayı yönetme fikrinin sömürücülere ve şeytana ait fikirlerle dünyaya hakim olmaya çalışan güçlerin amansız mücadelesinin adıdır. Ve zafer elbette adalet ve İman2ın olmuştur. ve olacaktır. Bu uğurda ölen şehidlerimizi ve Yüce Önderimizi Rahmetle anar. Gözyaşlarımı koyveririm. ağlatmayın adamı bea...
yüce türk ulusunun doğuşu, ergenekondan buraya doğru (kaka bizanstı galiba) dişi kurt asenanın eşliğinde, şanlı türk ordusu yürüdü., ve vatanı yunandan kurtardı, yaşa varol sen yüce türk askeri,mehmetçikler ölmez, vatan bölünmez,ne mutlu türküm diyene. hohoho yyy
Siz beni hala anlayamadiniz Ve anlamayacaksiniz caglarca da Hep tutturmus 'Yil 1919 Mayisin 19u' diyorsunuz Ve eskimis sözlerle beni övüyor, ovuyorsunuz Mustafa Kemal'i anlamak bu degil.
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil Birakin o altin yapragi artik Birakin rahat etsin anilarda sehitler Siz bana neler yaptiniz ondan haber verin Hakkindan gelebildiniz mi yoklugun, sefaletin? Mustafa kemal'i anlamak yerinde saymak degil Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
Bana mustular getirin bir daha Uygar uluslara esit yeni buluslardan Kuru söz degil is istiyorum sizden anladiniz mi? Uzaya Türk adini Atatürk kapsulleriyle yazdiniz mi? Mustafa Kemal'i anlamak avunma degil Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
Hala o acikli agitlar dudaklarinizda Hala oturmus bana On Kasimlarda agliyorsunuz Uyanin artik diyorum, uyanin, uyanin! Uluslar fethine cikiyor uzak dünyalarin Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak degil!
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz Laboratuvarlarda sabahlayin, kahvelerde degil Bilim agartsin saclarinizi, kitaplar Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar Mustafa Kemal'i anlamak aglamak degil Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil
Demokrasiyi getirmisim size özgürlügü Görüyorum ki hala ayni yerdesiniz hic ilerlememis Birbirinize düsmüssünüz halka egilmek dururken Hani köylerde isik, hani bolluk, hani kaygisiz gülen? Mustafa Kemal'i anlamak itismek degil Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varilmaz rezil dalkavuklarla Bu vatan, bu canim vatan sizden calismak ister Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter yeter Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak degil Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
ümmetten millete geçişin, sultanın kulluğundan insan olmaya yükselişin, orta çağ karanlığından kurtuluşun doğum günü. Ayrıca MUSTAFA KEMAL ' in, TÜRK milletine gönderilmiş en büyük hediyenin dünyaya gözlerini açtığı gün. (kendisi öyle kabul ediyor. mayıs doğumlu ama günü belli değil)
Doğacak yeni ve ÇAĞDAŞ türkiye'nin ilk adımının atıldığı tarih. İlk adımını sadece ATATÜRK' ün attığı bir doğuş. Atatürk Türkiyesi, ilkelerinden ve özellikle LAİKLİK ilkesinden ödün vermeden yaşayacaktır.
19 mayıs 1919 da mustafa kemalı samsuna gonderılmesı
Yildiz Sarayi'nin ufak bir salonunda Vahdettin'le adte diz dize denecek kadar yakin oturduk. Saginda, dirsegini dayamis oldugu bir masa ve üstünde bir kitap var. Salonun Bogaziçi'ne dogru açilan pencerelerinden gördügümüz manzara su: Birbirine muvazi hatlar üzerinde düsman zirhlilari, bordalarindaki toplar sanki Yildiz Sarayi'na dogrulmustu....Manzarayi görmek için, oturdugumuz yerlerden baslarimizi saga, sola çevirmek kafi idi. Vahdettin hiç unutmuyacagim su sözlerle konusmaya basladi: - Pasa, pasa, simdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunlarin hepsi tarihe geçmistir. Bunlari unut. Asli simdi yapacagin hizmet hepsinden mühim olabilir. Pasa, pasa devleti kurtarabilirsin! dedi. - Hakkimdaki teveccüh ve itimadi arz-i tesekkür ederim, elimden gelen hizmette kusur etmiyecegime emniyet buyrunuz, dedim.
Sonra: - Merak buyurmayiniz efendimiz, dedim, nokta-i nazar-i sahanenizi anladim. Irade-i seniyye olursa hemen hareket edecegim ve bana emir buyuruklarinizi bir an unutmuyacagim. - Muvaffak ol! Hitab-i sahanesine mazhar olduktan sonra huzurundan çiktim.
Seryaver Naci Pasa koridorda elinde ufak bir mahfaza içinde bir sey tutuyordu: - Zat-i Sahane'nin ufak bir hatirasi, dedi.
Kapagin üstünde Vahdettin'in inisyalleri islenmis bir saatti. - Peki, tesekkür ederim, dedim.
Saati yaverim aldi. Sonra Yildiz Sarayi'ndan çiktigimiz ve hareket etmek üzere oldugumuzu gizlemek, saklamak ister gibi bir ihtiyatle, ayaklarimzin patirtisini isizmekten korkarak, saraydan uzakl
İstanbul Hükümeti'nin M.Kemal'i halkın işgallere boyun eğmesini sağlamak amacıyla Samsun'a gönderdiği tarih,M.Kemal'in ise tam tersi bir eylemle halkı direnmeye çağırdığı...
Şeyhlerin, dervişlerin, yunanlıların, fransızların, italyanların ve ingilizlerin misak-ı milli olarak gösterilmiş sınırlardan def edilmesine dair adımın atıldığı ilk gün.
Atatürk'ün 19 mayıs 1919 da, Samsun'da misafir kaldığı 'Mıntaka Palas Oteli' şimdi gene yerindedir ve Mustafa Kemal Müzesi'dir. Alt katını bir kitaplık işgal eder. Üst kat holünde, odalarında onu hatırlatan bir hava muhafaza edilmeye çalışılır. Duvarlarında tek veya grup resimleri, yazılar asılıdır. (Şevket Süreyya Aydemir-Tek Adam)
aslında ne yazılır ki buraya evet atatürkün bizlere verdiği ve çok sevdiğim bayramlardan biri ayrıca bana hep gençlerin iyi yetiştirilmesi ve onlara kolaylıklar sağlanması gerektirdiğini anımsatır ama devlet büyüklerimiz bunu yapmak yerine stadyumlarda sadece gösterileri alkışlar hatta kendi kurdukları okullarda yetişan gençlerin baısını ise alkışlamazlar sanki çok faydalı ülkeye ve en çok bu gençlik kutlamalarıysa stadyumlarda ordunun geçiş töreni vapmasını ve silahların stadyumlarda olmasını hiç anlamamışımdır yani sadece lafta gençlik bayramı
Türk genci, inkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunlarınn lüzumuna ve doğruluğuna herkesten çok inamıştır; rejimi ve inkılapları benimsemiştir.Bunları zayıf düşürecek en küçük ve en büyük bir kıpırtı ve bir hareket oldu mu: 'Bu memleketin polisi vardır,jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır...' demeyecektir, hemen müdehale edecektir: elle, taşla, sopa ve silahla... nesi varsa onunla, kendi eserrini koruyacaktır. Genç, 'Polis, henüz inkılap ve Cumhuriyetin polisi değildir.'diye düşünecek fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu öahkum edecektir. Yine düşünecek: 'Demek adliyeyide ıslah etmek yeniden düzenlemek lazım! ... diye düşünecektir. Onu hapse atacaklar, kanun yoluydan itirzlarını yapmakla beraber, bana, İsmat Paşa'ya meclis'e telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz oldu için tahliyesine çalışmasını istemeyecek ve diyecek ki:'Ben inancımın ve kanatimin icabını yaptım. Müdehale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olrak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebeb ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir! ...' İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği
Atatürk, doğumgününü soran insanlara 'senesi belli. günü de söylersem kutlamaya kalkarlar. padişahlara benzemek istemem' diye tarihe geçecek bir yanıt vermiştir. 19 mayıs'ın Atatürk'ün doğumgünü olarak kabul edilmesi sadece bir tahminden ibarettir.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.” (1)
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2) dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)
“-Paşa, Paşa! ... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır) ! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir...Paşa, Paşa...Devleti kurtarabilirsin! ...
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor? ...O Vahdettin ki... bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim...Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”
Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele) , Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK) , Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN) , Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI) , Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE) , Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM) , Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER) , Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY) ,Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE) , Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV) , Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY) , Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI) , İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT) , Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ) , Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS) , Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV) .
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. (5)
Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.
Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”(6) derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”(7) demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.
19 gibi esrarengiz adedilen bir rakamın bazılarının mucize olarak yazılar yazdığı kitaplar çizdiği o rakam......Gizi hala çözülmüş değil ama gerçek olan Önderimiz Atatürk'ün Samsun'a ayakbasışının ve Kurtuluş mucizemizin başladığı tarih olarak söyleyebiliriz. Mucizeler deyince bazıları şimdi sadece Peygamberlere hastır deyip kestirebilirler hayır Mucizeler Allah'ındır. Ve o istediği kişi ve Millete onu hediye olarak gönderebilir. O mucizelerden birini de milletimize ve Atamıza armağan etmiştir. kurtuluş savaşı Yüzyıllarca sömürmeden adaletle dünyayı yönetme fikrinin sömürücülere ve şeytana ait fikirlerle dünyaya hakim olmaya çalışan güçlerin amansız mücadelesinin adıdır. Ve zafer elbette adalet ve İman2ın olmuştur. ve olacaktır. Bu uğurda ölen şehidlerimizi ve Yüce Önderimizi Rahmetle anar. Gözyaşlarımı koyveririm. ağlatmayın adamı bea...
yüce türk ulusunun doğuşu, ergenekondan buraya doğru (kaka bizanstı galiba) dişi kurt asenanın eşliğinde, şanlı türk ordusu yürüdü., ve vatanı yunandan kurtardı, yaşa varol sen yüce türk askeri,mehmetçikler ölmez, vatan bölünmez,ne mutlu türküm diyene. hohoho yyy
18 mayıs tan sonrakine güne 19 mayıs denir 1918 yılından sonra gelen yıla da 1919 yılı denir
bilmeyenlere duyurulur :)))
atatürk orotoryosunu;
bir gemi yanaşta samsuna sabaha karşı....
vs vs
çok severim ;)
ATATÜRK'TEN SON MEKTUP
Siz beni hala anlayamadiniz
Ve anlamayacaksiniz caglarca da
Hep tutturmus 'Yil 1919 Mayisin 19u' diyorsunuz
Ve eskimis sözlerle beni övüyor, ovuyorsunuz
Mustafa Kemal'i anlamak bu degil.
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil
Birakin o altin yapragi artik
Birakin rahat etsin anilarda sehitler
Siz bana neler yaptiniz ondan haber verin
Hakkindan gelebildiniz mi yoklugun, sefaletin?
Mustafa kemal'i anlamak yerinde saymak degil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
Bana mustular getirin bir daha
Uygar uluslara esit yeni buluslardan
Kuru söz degil is istiyorum sizden anladiniz mi?
Uzaya Türk adini Atatürk kapsulleriyle yazdiniz mi?
Mustafa Kemal'i anlamak avunma degil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
Hala o acikli agitlar dudaklarinizda
Hala oturmus bana On Kasimlarda agliyorsunuz
Uyanin artik diyorum, uyanin, uyanin!
Uluslar fethine cikiyor uzak dünyalarin
Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak degil!
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil
Beni seviyorsaniz eger ve anliyorsaniz
Laboratuvarlarda sabahlayin, kahvelerde degil
Bilim agartsin saclarinizi, kitaplar
Ancak boyle aydinlanir o sonsuz karanliklar
Mustafa Kemal'i anlamak aglamak degil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil
Demokrasiyi getirmisim size özgürlügü
Görüyorum ki hala ayni yerdesiniz hic ilerlememis
Birbirinize düsmüssünüz halka egilmek dururken
Hani köylerde isik, hani bolluk, hani kaygisiz gülen?
Mustafa Kemal'i anlamak itismek degil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
Arayi kapatmanizi istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varilmaz rezil dalkavuklarla
Bu vatan, bu canim vatan sizden calismak ister
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter yeter
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak degil
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz degil.
alıntıdır...
ümmetten millete geçişin, sultanın kulluğundan insan olmaya yükselişin, orta çağ karanlığından kurtuluşun doğum günü. Ayrıca MUSTAFA KEMAL ' in, TÜRK milletine gönderilmiş en büyük hediyenin dünyaya gözlerini açtığı gün. (kendisi öyle kabul ediyor. mayıs doğumlu ama günü belli değil)
gençlik v espor bayramı...
kurtuluşu
Doğacak yeni ve ÇAĞDAŞ türkiye'nin ilk adımının atıldığı tarih. İlk adımını sadece ATATÜRK' ün attığı bir doğuş. Atatürk Türkiyesi, ilkelerinden ve özellikle LAİKLİK ilkesinden ödün vermeden yaşayacaktır.
Bazılarının kutsal rakamı normalde ise bir tarih M.Kemalin Osmanlı padişahı tarafından Anadoluya gönderildiği tarih. 9. ordu müfettişliği görevi ile
doğduğumuz gün hepimizin doğum günü
Bugün burada sağ isek bunu bu tarih,Atatürk ve bu vatan için canlarını veren şehitlerimize borçluyuz
Atatürkün Samsuna gidişidir.Ve gençlik bayramıdır.
devrilen bir iktidarın son çarelerini, bilmediğim değiştirilerek tadlılastırılan acı tarihimizi ifade ediyor
atatürkün gençlere ver digi önemi ve gençligin vatav için öneminı anlatıtor
samsuna çıkışı falan artık tarih kitaplarında herkese anlatılıyo
19 mayıs 1919 da mustafa kemalı samsuna gonderılmesı
Yildiz Sarayi'nin ufak bir salonunda Vahdettin'le adte diz dize denecek kadar yakin oturduk. Saginda, dirsegini dayamis oldugu bir masa ve üstünde bir kitap var. Salonun Bogaziçi'ne dogru açilan pencerelerinden gördügümüz manzara su: Birbirine muvazi hatlar üzerinde düsman zirhlilari, bordalarindaki toplar sanki Yildiz Sarayi'na dogrulmustu....Manzarayi görmek için, oturdugumuz yerlerden baslarimizi saga, sola çevirmek kafi idi.
Vahdettin hiç unutmuyacagim su sözlerle konusmaya basladi:
- Pasa, pasa, simdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunlarin hepsi tarihe geçmistir. Bunlari unut. Asli simdi yapacagin hizmet hepsinden mühim olabilir. Pasa, pasa devleti kurtarabilirsin! dedi.
- Hakkimdaki teveccüh ve itimadi arz-i tesekkür ederim, elimden gelen hizmette kusur etmiyecegime emniyet buyrunuz, dedim.
Sonra:
- Merak buyurmayiniz efendimiz, dedim, nokta-i nazar-i sahanenizi anladim. Irade-i seniyye olursa hemen hareket edecegim ve bana emir buyuruklarinizi bir an unutmuyacagim.
- Muvaffak ol! Hitab-i sahanesine mazhar olduktan sonra huzurundan çiktim.
Seryaver Naci Pasa koridorda elinde ufak bir mahfaza içinde bir sey tutuyordu:
- Zat-i Sahane'nin ufak bir hatirasi, dedi.
Kapagin üstünde Vahdettin'in inisyalleri islenmis bir saatti.
- Peki, tesekkür ederim, dedim.
Saati yaverim aldi. Sonra Yildiz Sarayi'ndan çiktigimiz ve hareket etmek üzere oldugumuzu gizlemek, saklamak ister gibi bir ihtiyatle, ayaklarimzin patirtisini isizmekten korkarak, saraydan uzakl
İstanbul Hükümeti'nin M.Kemal'i halkın işgallere boyun eğmesini sağlamak amacıyla Samsun'a gönderdiği tarih,M.Kemal'in ise tam tersi bir eylemle halkı direnmeye çağırdığı...
Beden eğitimi öğretmeni olarka ilk yılımda (2005) Tören komutanı olarak koreografi hazırlamam aklıma geliyor :)
'19 Mayıs 1919.İşte benim doğumgünüm.'Atatürk
86 yıl önce bugün
Şeyhlerin, dervişlerin, yunanlıların, fransızların, italyanların ve ingilizlerin misak-ı milli olarak gösterilmiş sınırlardan def edilmesine dair adımın atıldığı ilk gün.
Türk ulusunun milli uyanışının kıvılcımının yakıldığı Atatürk'ün Bandırma vapuruyla Samsun'a çıkış tarihi.
Atatürk'ün 19 mayıs 1919 da, Samsun'da misafir kaldığı 'Mıntaka Palas Oteli' şimdi gene yerindedir ve Mustafa Kemal Müzesi'dir. Alt katını bir kitaplık işgal eder. Üst kat holünde, odalarında onu hatırlatan bir hava muhafaza edilmeye çalışılır. Duvarlarında tek veya grup resimleri, yazılar asılıdır. (Şevket Süreyya Aydemir-Tek Adam)
aslında ne yazılır ki buraya evet atatürkün bizlere verdiği ve çok sevdiğim bayramlardan biri ayrıca bana hep gençlerin iyi yetiştirilmesi ve onlara kolaylıklar sağlanması gerektirdiğini anımsatır ama devlet büyüklerimiz bunu yapmak yerine stadyumlarda sadece gösterileri alkışlar hatta kendi kurdukları okullarda yetişan gençlerin baısını ise alkışlamazlar sanki çok faydalı ülkeye ve en çok bu gençlik kutlamalarıysa stadyumlarda ordunun geçiş töreni vapmasını ve silahların stadyumlarda olmasını hiç anlamamışımdır yani sadece lafta gençlik bayramı
Türk genci, inkılapların ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunlarınn lüzumuna ve doğruluğuna herkesten çok inamıştır; rejimi ve inkılapları benimsemiştir.Bunları zayıf düşürecek en küçük ve en büyük bir kıpırtı ve bir hareket oldu mu: 'Bu memleketin polisi vardır,jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır...' demeyecektir, hemen müdehale edecektir: elle, taşla, sopa ve silahla... nesi varsa onunla, kendi eserrini koruyacaktır. Genç, 'Polis, henüz inkılap ve Cumhuriyetin polisi değildir.'diye düşünecek fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu öahkum edecektir. Yine düşünecek: 'Demek adliyeyide ıslah etmek yeniden düzenlemek lazım! ... diye düşünecektir. Onu hapse atacaklar, kanun yoluydan itirzlarını yapmakla beraber, bana, İsmat Paşa'ya meclis'e telgraflar yağdırıp haklı ve suçsuz oldu için tahliyesine çalışmasını istemeyecek ve diyecek ki:'Ben inancımın ve kanatimin icabını yaptım. Müdehale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız olrak gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebeb ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir! ...'
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği
Bugün...
büyük önder ATATÜRKÜN biz gençlere armagan ettigi yüce bayramkardan biri
Mustafa Kemal Atatürk'ün 'NUTUK'u, 19 Mayıs 1919'la başlar.
Atatürk, doğumgününü soran insanlara 'senesi belli. günü de söylersem kutlamaya kalkarlar. padişahlara benzemek istemem' diye tarihe geçecek bir yanıt vermiştir. 19 mayıs'ın Atatürk'ün doğumgünü olarak kabul edilmesi sadece bir tahminden ibarettir.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımaktadır. Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmiştir. O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.” (1)
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği ve “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul-Samsun yolculuğunu bir kez daha hatırlamamız gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. TürkMilleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı. Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler. Samsun’a ayak basışının taşıdığı önem Atatürk’ün Büyük Nutku’nu 19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışı ile başlatmasından anlaşılmaktadır ki şimdi bu yolculuğu kısaca anlatmaya çalışalım.
Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük öneme sahipti ve Karadeniz’den Orta Anadolu’ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun’a askerî birlik çıkarmışlardı. Buna tepki olarak Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adındaki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması (2) dikkatleri bu bölgeye çekti ve İngiliz Yüksek Komiserliği’nin de Türk halkının silâhlandığı konusundaki şikayetleri üzerine bu bölgeye güvenilir bir kumandanın olağanüstü yetkilerle gönderilmesine karar verildi. Bu kumandan Mustafa Kemal Atatürk’tü ve Atatürk uzun zamandan beri ülkenin içinde bulunduğu bu umutsuz duruma üzülüyor ve birşeyler yapmak içinAnadolu’ya geçmek istiyordu. Bu O’nun için bulunmaz fırsattır. İstanbul-Samsun yolculuğu öncesinde Atatürk’le Padişah Vahdettin arasında geçen konuşmayı Atatürk şöyle anlatır:(3)
“-Paşa, Paşa! ... Şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin! Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir (bu bir tarih kitabıdır) ! Bunları unutun, dedi, asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden daha önemli olabilir...Paşa, Paşa...Devleti kurtarabilirsin! ...
Bu sözlerden hayrete düştüm. Acaba Vahdettin benimle içtenlikle mi konuşuyor? ...O Vahdettin ki... bütün yaptıklarından pişman mı olmuştur? Aldatıldığını mı anlamıştı? Fakat, böyle bir yorum ile başka konulara girişmeyi ürkütücü saydım, kendine karşılık verdim:
-Kişiliğe güveninize ve bana bunca yüz verişinize teşekkür ederim...Elimden gelen hizmeti esirgemeyeceğime lütfen güveniniz...”
Atatürk bu konuşmada plânlarının sezilmiş olabileceği duygusuna kapılmıştı ama, O’nu bekleyen ve O’na güvenen bir“Türk Milleti” vardı.
Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi:(4) III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele) , Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK) , Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN) , Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI) , Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE) , Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM) , Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER) , Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY) ,Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE) , Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV) , Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY) , Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI) , İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT) , Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ) , Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS) , Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV) .
Atatürk beraberindeki kişilerle beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü öğleden sonra “Bandırma” adındaki eski bir vapurla Galata rıhtımından ayrılır. 17Mayıs 1919 Cumartesi günü Bandırma Vapuru saat 21.40 sıralarında İnebolu’ya varır. 18Mayıs 1919 Pazartesi günü beklenen yolculuğun sonuna gelinir. Yolcular Kalyon Burnu denilen yerden sandallarla Merkez iskelesine çıkarılırlar. Bu sandallardan birinin sahibi olan İsmail Yurtsever, o zaman için Atatürk’ü tanımadığını söyler,Atatürk’ü sandalda ve Samsun’da iken geniş yakalı lejyon kaputu ve başında kalpakla gördüğünü anlatır. (5)
Atatürk, İstanbul’dan başlayan ve Samsun’da sona eren yolculuk esnasında görevli bir askerdi ve giyimi de buna uygundu ancak Samsun’a ayak bastığı günden birkaç gün sonra asker değil, sivil olarak hareket edecekti.
Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardı. Pontusçular sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. Atatürk bugün müze haline getirilen Hıntıka Palas’ta kaldıkları süre içinde hep bu sorunları düşündü, yolculukta geçirdiği uykusuz geceler sona ermemişti; şimdi de burada uykusuz geceler başlıyordu. Ama, O’nda ve O’nun gibi düşünenlerde bu azim oldukça hiçbir engel aşılmaz değildi.
Kısaca vermeye çalıştığımız bu yolculuk Türk Milleti için bir dönüm noktası oldu ve kurtuluşun başlangıcıydı. Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da Anadolu topraklarına bastığı 19 Mayıs 1919 tarihinin önemi nedeniyle de 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti. Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.
Atatürk“Gençler! Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler! Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”(6) derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.
Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”(7) demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkündür. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları her zaman göz önünde tutarak, 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine daima sahip çıkarak kutlamalıyız.