Deniz eğildi kulağına martının, 'Yapma' dedi ve ekledi; 'Maviliğime aldanıp, dalma sularıma balık yaşamıyor içimde artık.' ... Tebessüm etti Martı... 'Sadece balık için mi dalıyorum sanıyorsun maviliğine? ' ’‘Ya neden..? ' diye sordu deniz...
Sen ve ben dedi martı, Birçok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz. Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de… Balık yok diye seni terketsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım?
'Ben açlığa ayıp olmasın diye değil, Aşk' a ayıp olmasın diye hâlâ sendeyim'…
Buluta benzet kendini git Şehire benzet kendini seyret Ağaca benzet kendini kal Geceye benzet kendini ağla Yağmura benzet kendini sus Gölgeye benzet kendini dans et
Ama sakın martıya benzetme.. Martıya benzetme kendini sakın Kendini sakın..
'En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir.' 'Burada ve şimdi, kendin olmakta kendi gerçek kişiliğine sahip çıkmakta özgürsün ve hiçbir şey seni yolundan alıkoyamaz.' 'En doğru yasa bizi özgürlüğe götürecek olandır' 'Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını daha iyi öğreneceksin.' 'Bilmeniz gereken, bir martının sınırsız bir özgürlük düşüncesine ve Yüce Martı düşüne sahip olduğu, bir kanat ucunuzdan diğerine tüm bedeninizin onun hakkında düşündüklerinizden başka bir şey olmadığıdır.'
ürkünç... çocukken çatıdan kabuk almaya çıkmıştım galiba.....işte o gün kötü bir anımız oldu kendileriyle...meğersem o da balasını korumaya çalışıormuş =) et obur ya, beni yer diye korkuyorum...=))) bi de sağolsunlar denizin dalgalı olup-olmadığını anlarım sayelerınde =))
ötüşü bana çocuk ağlaması gibi geliyo. kuş gribi çıktıktan sonra martıların olduğu yerlerde başıma artık şemsiye tutuyom. malum hayat memat meselesi ne olur ne olmaz yani.
mezesiz kaldığımızda rakımıza meze yaptığımız, balık tavşan karışımı bir lezzeti olan, dalgalarla birlikte şiirlere çok sık konuk olan deniz kuşu.....bi de deniz kartalı var ama onun konumuzla bi alakası yok!
bir martıyım ben.................... yok.....değil......................... aktristim! .............................. hatırlıyor musunuz bir gün bir martı vurmuştunuz.bir adam geliyor, yapacak işi olmnadığından kıyıyor ona.küçük bir hikaye konusu.................................
sahilde oturmuş denizi seyretmek vardı şimdi,hafifçe yüzünü okşayan rüzgar eşliğinde denizin üstünde dans edercesine süzülen martıları seyretmek. suya atılan kırıntıları kapmak için yarışmaları yokmuuu helee....
sizede kızmıyorum artık canıma okuduğunuz için.ekmek attım yine çatıya, hadi gelin yiyin ama çiçeklerime dokunmayın emi..bi de kargalarla paylaşın ekmekleri onlarda aç çünkü, üstelik eksik akıllı insanoğlu sırf renginiz beyaz diye size iltimas geçiyor siz bakmayın bize ..sevgilerimizde çoğu yanılırız biz..
yok kıyamadım .. yine ekmek attım..ama bakın bunu bana karşı kullanmayın sakın..uslu uslu yiyin gidin ben de size kızınca kırmızı biber atmıycam bi daha çatıya .söz..
Onlar uçmuyordu.....
Taa ki seni öpene kadar....
Deniz eğildi kulağına martının,
'Yapma' dedi ve ekledi;
'Maviliğime aldanıp, dalma sularıma balık yaşamıyor içimde artık.'
...
Tebessüm etti Martı...
'Sadece balık için mi dalıyorum sanıyorsun maviliğine? '
’‘Ya neden..? ' diye sordu deniz...
Sen ve ben dedi martı,
Birçok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz.
Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de…
Balık yok diye seni terketsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım?
'Ben açlığa ayıp olmasın diye değil, Aşk' a ayıp olmasın diye hâlâ sendeyim'…
OLcay Derecik
Buluta benzet kendini git
Şehire benzet kendini seyret
Ağaca benzet kendini kal
Geceye benzet kendini ağla
Yağmura benzet kendini sus
Gölgeye benzet kendini dans et
Ama sakın martıya benzetme..
Martıya benzetme kendini sakın
Kendini sakın..
'En yüksekten uçan martı, en uzağı görendir.'
'Burada ve şimdi, kendin olmakta kendi gerçek kişiliğine sahip çıkmakta özgürsün ve hiçbir şey seni yolundan alıkoyamaz.'
'En doğru yasa bizi özgürlüğe götürecek olandır'
'Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, bildiklerinin ötesine geçmeye çalış. O zaman uçmanın anlamını daha iyi öğreneceksin.'
'Bilmeniz gereken, bir martının sınırsız bir özgürlük düşüncesine ve Yüce Martı düşüne sahip olduğu, bir kanat ucunuzdan diğerine tüm bedeninizin onun hakkında düşündüklerinizden başka bir şey olmadığıdır.'
(MARTI Jonathan Livingston) -Richard Bach-
Martılar ki, sokak çocuklarıdır denizin...
Martılar için en güzel benzetmeyi Can Yücel yapmış.
Martılar; Denizin sokak çocukları :)
ürkünç...
çocukken çatıdan kabuk almaya çıkmıştım galiba.....işte o gün kötü bir anımız oldu kendileriyle...meğersem o da balasını korumaya çalışıormuş =)
et obur ya, beni yer diye korkuyorum...=)))
bi de sağolsunlar denizin dalgalı olup-olmadığını anlarım sayelerınde =))
Her kanat çırpısında usulca
uzaklasıyor,
uzaklasıyorsun sevdiklerinden
süzülerek.
Sen süzülüyorsun,
gözlerimden yaslar süzülüyor
denizlerin maviligine,
gözlerimden yaslar süzülüyor
A.A.
açgözlü hırsız ruhlu, izmir semalarına çok yakışan bi hayvan
ötüşü bana çocuk ağlaması gibi geliyo. kuş gribi çıktıktan sonra martıların olduğu yerlerde başıma artık şemsiye tutuyom. malum hayat memat meselesi ne olur ne olmaz yani.
ucarken estetik bir guzelligi olan, izlenilesi..
ottugunde de cenesini kapamasi gereken kus turu..
eminönünde..
balık ekmek niyetine yediğimiz..
zavallı hayvan..
tadıda fena değildir..
bir keresinde
ankarada oturan bir arkadaşıma
istanbuldayken
martının kargagillerden olduğunu
ve beyaz kargada dendiğini yutturmuştum.. :)
Çehov'un aydınları ince ince alaya aldığı oyunu. İşte ironi budur.
denizdeki balıkçıların............balık hırsızları............... :))))
Geçen gün sosisli simit attığım vazgeçilmez keretalar. İstanbul'un simgelerinden olmalılar.
martılar;
yanlızlığımı paylaştığım güzel şeyler........
--------
martılar ismini gelir fısıldar,
sahilde sessizlik benimle ağlar,
her tarafta senden bir hatıra var,
baktığım, gördüğüm, duyduğum sensin....
mezesiz kaldığımızda rakımıza meze yaptığımız, balık tavşan karışımı bir lezzeti olan, dalgalarla birlikte şiirlere çok sık konuk olan deniz kuşu.....bi de deniz kartalı var ama onun konumuzla bi alakası yok!
hah yaz geldi ve benim martılarla kavgam başladı:(
terastaki faraşı çalan hırsız hayvan! ne işine yarayacak o faraş,getirsene faraşımı! ! ! ! ! ! ! ! !
bir martıyım ben....................
yok.....değil.........................
aktristim! ..............................
hatırlıyor musunuz bir gün bir martı vurmuştunuz.bir adam geliyor, yapacak işi olmnadığından kıyıyor ona.küçük bir hikaye konusu.................................
martı
jonathan
herkesin bir martıdan öğreneceği çok şey varmış
yıldız kayıyor sandım.pis kandırıkçı :)
sahilde oturmuş denizi seyretmek vardı şimdi,hafifçe yüzünü okşayan rüzgar eşliğinde denizin üstünde dans edercesine süzülen martıları seyretmek. suya atılan kırıntıları kapmak için yarışmaları yokmuuu helee....
vapurun ardından süzüyorum gözlerini amaç karın tokluğu denizin üstünde ve susam tanesi kalan elimde senden..
Şiirlerimim en vazgeçilmez yaradılmışı..çığlık çığlığa martıların sesi var yüreğimde kimbilir sana dair bir yerlerden uçup gelen...
isim, zooloji İtalyanca martin
Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus) .
Bugün Üsküdar'da ne kadar da kalabalıktınız....
Neyimizle sesinize ses vermeyi çok diledik ama....
Siz aç bizse yalnız değildik!
sizede kızmıyorum artık canıma okuduğunuz için.ekmek attım yine çatıya, hadi gelin yiyin ama çiçeklerime dokunmayın emi..bi de kargalarla paylaşın ekmekleri onlarda aç çünkü, üstelik eksik akıllı insanoğlu sırf renginiz beyaz diye size iltimas geçiyor siz bakmayın bize ..sevgilerimizde çoğu yanılırız biz..
beyaz fırının kurabiyesini ben de havada kaparım :) ekmek nelerine yetmiyo..çok bile beni sabahın 5 inde uyandıran hayvanlara...
yok kıyamadım .. yine ekmek attım..ama bakın bunu bana karşı kullanmayın sakın..uslu uslu yiyin gidin ben de size kızınca kırmızı biber atmıycam bi daha çatıya .söz..