Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
23 Nisan dünya çocukları arasında sevgi, kardeşlik ve dostluk bağları güçlenerek, tüm insanlığın huzur ve barış içerisinde yaşayabilecekleri bir dünyanın temelidir.
Çocuk güler ise dünya güler..
Çocuk bayramımız kutlu olsun.
Sevgi ve saygılarımla
Teşekkürler Mehmet bey, güzel sözleriniz ve yazınız için
Devrimci
Düşünme yetisiyle muteber
Zekasını örer kendi eliyle Avam sözüne daim mugayir
Bizatihi mücadelen akla hizmete
Dünyanın en mavisi yüreğinde
Gözleriyle ufukları delen
-kumandan sensin,
Mevzu inkılapçılık ise duayenisin
Yurtta sulh, cihanda sulh deyince
Dünyayı bilgeliğiyle feth eden sensin
Hepimize armağan olsun Nihat bey,
Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir." M. K. Atatürk
"Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur." M. K. Atatürk
Pehlivan 8
“Hatırladığım ilk 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” o gün daha önce hiç gitmediğim bir yere gideceğimizi ve orada bana Atatürk’ü anlatacağını söyledi pehlivan. Çok heyecanlanmıştım birlikte yola koyulduk, yol çok uzundu saatlerce gittik arada molalar verip dinlendik ve sonunda çiçekli heykelli bir masal dünyasına girdiğim o çocuk gözümle adeta faklı bir aleme adım attım her şey gözüme o kadar muhteşem ve olağanüstüydü ki o duyguyu anlatmam mümkün değil. İlerledikçe daha da inanılmaz bir güzellikle seyrediyorduk. Sonra pehlivan coşkuyla anlatmaya başladı her gördüğümüz resimde neler yaşandığını anlattı. Sonra Atatürk’ün kabrine karanfil bıraktık birlikte daha sonra orada hiç tanımadığım son derece ciddi ve güzel giyimli birkaç kişiyle görüştü pehlivan ve bizi iki asker ile zeminden çok aşağıda bir yere götürdüler mezardı orası ve orada babam ile hiç kıpırdamadan duruyor sadece dua ediyorduk. İçim tıpkı bir yaprak gibi titrİyordu, ilk defa babama seslendiğimde bana cevap veremedi güzel adam. Yüzüne baktığımda gözlerinden yaşlar süzüldüğünü gördüm birlikte ağladık orada anladım ki atamın gerçek mezarına inmiştik. Dakikalar sonra oradan çıktık. O gün Anıtkabir’de kurtuluş savaşından Çanakkale zaferine kadar her şeyi ve Atatürk’ü anlatmıştı babacığım 23 Nisan Çocuk bayramını adeta masal gibi anlatmıştı.
Oradan ayrıldığımızda çok farklı bilgi donanımına sahip bir çocuktum artık. O gün çocuk tiyatrolarına, oyun parklarına, çeşitli şenliklere gittik. Tam anlamıyla Bayramı yaşamıştım.
Bugün 23 Nisan çocuk bayramı vesilesiyle sizi anmak ne güzel, sevgili pehlivan ve sevgili Atam. Ruhunuz şad mekanınız cennet olsun. Bu vatanı vatan yapan değerlerin hepsinin ruhları şad olsun ışıklar içinde uyusunlar.
Yazan: Ata kızı
Seninle hemhal olduk burada
Şu eskimiş bank’ ın dili olsa da konuşsa
Nerelerdesin gece gözlüm
Gece gözümde sessiz, ay ağlamaklı
Ata kızı
Şu benim eski püskü ama bende hiç eskimeyen bank ilham kaynağım, yine orada konuşlanmışım:) belki bir şiir dökülür bu akşam sayfaya:)
Unutulmayan aşklara gelsin:)
Ne Acı
BeğenAntolojimYorumlarPaylaşTweetle
Ne Acı Bir İnsanın Sevdiği Birini Toprağa Vermesi,
Umutların Kül Olduğu Yerde,
Ben Mutlu Değil Mutsuz Olurum ,
İnanın Bana İllaki Artık,
Tuğba Dalgıç 9
Kayıt Tarihi : 20.4.2023 16:56:00
En güzel ibadet gülmek ve en çokta gülmeyi severim yerli yerince gülmeyi, sebebi ibadet, sebebi mutlu olmak, sebebi mutlu etmek. Ama yerli yerinde.
“Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; “
Çok güzel, gözün sağır olmasından kasıt tam da buydu Mehmet bey tebrikler.
Nimet ehline afiyet olsun nimetleri,
Aşık miskine de yeter susayıp içtikleri...
Aldırış edemem kör karanlığınıza çünkü gözleriniz de kulaklarınız kadar sağır.
Ata kızı
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt
Rainer Maria Rilke
Haykırsaydım, kim duyardı beni, melekler
Katından? Ve ansızın bassaydı bile
İçlerinden biri beni bağrına: Yok olurdum onun
Daha güçlü varlığı karşısında. Çünkü güzel olan değil başka bir şey
Korkuncun başlangıcından, ancak katlanabildiğimiz ona;
Hayranız ona, kayıtsızca küçümsediğinden
Bizi yok etmeyi. Her melek korkunçtur.
Ve tutar kendini, yutkunurum çağrışını
Karanlık ağlayışımız. Ah, kime gereksinim
Duyabiliriz ki? Meleklere değil, insanlara değil;
Ve farkına vardılar bile hayvanlar, kendi sezgileriyle
Hiç de güvenlik içinde olmadığımızın
Anlamlarla oluşturduğumuz bu dünyada. Bize kalan belki de
Bir ağaç, yokuşun başındaki her gün yeniden
Görebileceğimiz; belki de biz kalan, geçmişin sokakları;
Ve çeke çeke uzattığımız bağlılığı bir alışkanlığın,
Bize yapışıp kalmış; öylesine yapışmış ki, kopmak bilmiyor.
Bir de gece, gece, evrenle dolu rüzgar
Yüzümüzü kemirdiğinde-, kime kalmaz ki, o özlenen,
Yumuşakça hayal kırıklığına uğratan, bir kalbi
Alt etmeyi bekleyip de. Yoksa gece, sevenlere daha kolay midir?
Ah, ne çare, örttüler yazgılarını birbirleriyle.
Bunu bilemez misin hala? Fırlat kollarından boşluğu
Karışsın soluğumuz evrene; belki de kuşlar içlerinde
Hissedecekler zenginleşen havayı uçarlarken.Evet, baharların gereksinimi vardı sana. Beklemişlerdi bazı
Yıldızlar senden, onları hissetmeni. Yükselmişti
Bir dalga geçmişten, ya da
Geçerken açık bir pencerenin önünden
Verivermişti kendini sana bir keman sesi işte tüm bunlar görevindi
Ama başarabildin mi? Değil miydin hala
Beklentilerin dağınıklığında, müjdelerken her şey
Sana bir sevgiliyi? (Nerede alıkoymak istiyorsun onu,
Kapından büyük, yabancı düşünceler
Girip çıkarlarken ve sende gecelerken sik sik.)
Ama özlüyorsan, şarkında sevenleri anlat.
Ölümsüz değildir yeterince onların bu ünlü duygusu.
Onları anlat şarkında, neredeyse kıskandığın; o terkedilmişleri,
Daha fazla sevebildiklerini sandığın tatmin edilmişlerden. Başla
Yeniden, hiç erişilmez o övgüye
Düşün: o kahramanları, yok olmayı her zaman
Bir bahane sayan varolmaya ve onlarin son doğuşlarını,
Ama alır sevgilileri yorgun doğa
İçine yeniden, sanki bir ikinci sevgi yaratma gücü
Yokmuşcasına. Düşündün mü Gaspara Stampa’yı (1)
Yeterince? Öyle ki, bir genç kız da
Sevgilisini yitirmiş, örnek alarak
Bu seven kadını: ben de onun gibi olsaydım diyebilsin.
Zamanı gelmedi mi, bu en eski acıların bize
Daha faydalı olmalarının? Zamanı gelmedi mi, seven bizlerin
Sevgiliden ayrılmasının ve bunu heyecandan titreyerek başarmasının:
Titrek kirişi yenen bir ok gibi, fırlarken tüm hızıyla
Olduğundan daha fazlasına erişmek için. Çünkü yok kalmak diye bir şey.Sesler, sesler. Dinle, kalbim, tıpkı yalnızca
Ermişlerin dinlediği gibi. Öyle ki, o dev çağrı
Kaldırdı onları yerden. Ama onlar
O doğaüstü kişiler, sürdürürlerdi diz çökmeyi aldırmadan:
İşte böylesine kulak vermişlerdi. Sanma ki, dayanabilirdin
Wayne W.Dyer kitabından
Büyük bir kedi, kendi kuyruğunu kovalayan küçük kediye sorar; neden kuyruğunu kovalıyorsun? Yavru kedi cevaplar. Mutlu olmak istiyorum ve mutluluğun kuyruğum olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda mutluluğu da yakalayacağım. Bunun ardından yaşlı kedi gülümser ve “ gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. Ama sonra şunu farkettim ki, ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam hep peşimden geliyor.
Dünya güzel çocuk dünya yaşanılası bir yer, düzlük değil sadece inişleri yokuşları var. İnişlerde ne olacağım, çıkışlarda ne oldum derdine düşme; unutma hayat tek kişiliktir mezarda öyle.
Ata kızı
"Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Şema-i Tebrizi
İlk denemeler hemen hemen herkeste başarısızlıkla sonuçlanır hani kırklı yaşlar diyoruz ya döktüklerimizi toplayıp kırdıklarımızı tamir etmek vakti gelince kendi değerimizi daha çok anladığımız zaman ancak bunu başarabiliyoruz. :)
Sıradan bir gündü pılımı pırtımı toplayıp gittim uzaklara gittiğim sokaklar, ev, iş, hayat işte başımla birlikte bastı bağrına gidiş o gidiş.
Aslında başımızı almadan gideriz desem:)
Geçmişte başımızı bırakmasak keşke bedenimiz gibi gittiğimiz yere başımızı da alıp gidebilsek:)
Günaydın Tuba hanım
Teşekkür ederim iyi bayramlar olsun bilmukabele.
Günaydın Ata kızı ve sayfaya sakinlerine..
Her ilkbaharda gelinciklerin en güzel başlangıçları müjdelemesi gibi, bu bayramın da size, ailenize ve sevdiklerinize mutluluk, neşe ve güzellikler getirmesi dileğimle ..
Sevgilerimle
Rilke şiirleri geldi aklıma
Zeytinlik
Rainer Maria Rilke
Kurşunî yapraklar altında çıktı yukarlara
kurşunî hep ve zeytinliklere karışırcasına;
toza belenmiş alnını gömdü sonra
kızgın elinin tozluluğuna. Hepsinden sonra bu. İşte buydu sonu.
Gözlerim körleşirken gitmeliyim ben;
neden istiyorsun bunu, var olduğunu
neden söyliyeyim, seni artık bulamazken. Artık bulamıyorum seni bende, hayır.
Başkalarında da. Bu taşta da yoksun sen.
Artık bulamıyorum seni. Yalnızım ben. Bütün insanlığın acısıyla yalnızım,
onu seninle hafifletmek için omuzlamıştım;
oysa yoksun, adsız utanç, sen... Sonradan anlatıldı: “Bir melek geldi derken...” Ne meleği? Ah geceydi gelen
ağaçlarda yaprakları ilgisizce kımıldatarak.
Havarilerse düşlerinde sıçradılar ancak.
Ne meleği? Ah geceydi gelen. Görülmemiş bir gece değildi gelen gece;
onun gibi yüzlercesi geçip gider.
Sonra köpekler uyur, taşlar durur öylece.
Ah yaslı bir gece, ah herhangi bir gece
tekrar sabahın olmasını bekleyen. Melekler böyle yakaranlara gelmez çünkü,
geceler genişlemez bunların çevresinde.
Kendini kaybedenleri her şey bırakır yüzüstü;
babalar onları terkederler,
kapanır onlara analar rahmi de. (Çev: A.Turan Oflazoğlu)
Günaydınlar olsun herkese
Rodin’in heykellerindeki ustalığa bakarsak zaman zaman insan anatomisini reddeden sıra dışılığı görürüz usta şiire gönül verse herhalde yine heykelleriyle aynı derecede sıra dışı ve bir o kadar da muhteşem eserler katardı sanat dünyasına.
Belki de :)
Ben teşekkür ederim Mehmet bey
Gönül bahçesine mihman olmuş bir garip bülbül,
Aşkla ağlamaklı şarkılar söyler, poyraz tarumar etti gülşeni bülbül bilmedi gülün derdini...
Ata kızı
Bir Gece Vakti,
Hayat yolunu engebeli araziye benzetirim inişli çıkışlı. Acılar kaçınılmaz. Ama dediğiniz gibi bu yolu yürümek inişleriyle ve çıkışlarıyla güzel. Ateş ise hayatımız boyunca herkesin hanesine uğrar bu da kaçınılmaz. Empati de burada uğramalı herbirimizin dimağına acılar paylaştıkça azalır, kimilerimiz bu inişleri henüz çocukken yaşarlar... mutlu olmak için bahaneler yaratmalıyız.
“Dehlizlerin sonundaki ışığa kavuşmak gibiydi şiir dökülmese sayfalara, satır satır ölürdü şair “
Ata kızı
Mehmet bey özellikle bu sözü almak istedim. Yüksek bilinç düzeyine eğitimle ulaşılabilir.
“duygular yaşanmalı ama dizginler insanın elinde olmalıdır.”
Bir Gece Vakti
20.04.2023 - 17:47
Her ne hikmetse varlığımızın değerini hep ikinci planda tutar kendimize vermemiz geren değerleri başkalarına atıf ederiz. Ta ki karşımızdakilerin gözünde eksilene kadar. Ve bunlar her ne hikmetse kırklı yaşlarımızda
“dank eder” ( tabiri caizse) o saatten sonra kendimiz için yaşamaya başlarız. Geçmişte bununla ilgili yazı yazmıştım. Kırktan sonra insanın kırıklarını toplayıp onarması ve onarılan herbir parçanında bilgi açısından ( tecrübe) insanın olgunlaşıp pişmesi olarak çok anlamlı ve değerli olduğunu düşünüyorum.
Yalnızlık konusuna gelince tercih olup olmaması konusunda kesin bir şey söyleyemem bazen de istem dışı olabilir.