Şubat'tı Yer yarıldı Deprem oldu" dedi ajanslar Betondan mezar olmuş her yer Allah'ım nasıl bir kıyamet bu İçimden tarifsiz bir şeyler koptu Çaresizce bakakaldım öylece Ülkem Ah ülkem, Canlar Ah canlar,Şimdi geçmez boğazımdan aş'ım Yerle bir olmuşken Maraş'ım Susuz kalmışken ülkemin insanı, içtiğim su zehir Bir daha Gazi oldu, O güzelim Gazişehir Damarlarımdan Malatya geçiyor Kanımdan Diyarbekir Kar düştü üzerinize, biz üşüdük Yağmur düştü üzerinize, biz ıslandık Ateş düştü yüreğinize, biz de yandık. Hatay'ıma ağlarken içime aktı gözlerim Osmaniye' de yangın var Kilitleniverdi sözlerim Hani Adana idi yalnız "acılı" olan Tüm şehirler oldu şimdi, hep acıyla dolan Ne tarifsiz bir acıdır bu his Adıyaman yok artık Yok artık Kilis Hani vardı Urfa' da Nemrut' un sönen ateşi Bu ateş başka bir ateş, yok dünyada başka bir eşi Bir baba var, beton altındaki ölmüş kızının elinden tutan Biri var orada, elleri ile mezar kazan Eller var burada, size uzanıp, sizin için semaya kalkan.
Allah'ım yardim et sen O kullarına Çaresizce öldüler, cenneti ser Sen yollarına
Asla unutamayacağım bir sabaha uyanmak Uykusuz 5 gün,ağlamaktan yorulmuş gözler,kaybettiğim güzel insanlar, Herşey bir anda değişti, herşey.Varedenin yok etme gücünü yaşadık..
Bugün hala kayıplarına ulaşamayan aileler var. Dileğim bir daha aynı şekilde aynı şeyleri yaşamamak. Psikolojik problemlerden de bahsetmek istiyorum biraz. Deprem sonrası çoğu insanda ruhsal depremler gelişti. Kaybetme korkusu, ölüm korkusu, Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) gibi bunları söylememin sebebi özellikle de çocuk ruh sağlığı çok fazla etkilendi. Ve psikiyatri tedavileri maliyetlidir deprem bölgelerinde devlet tarafından ücretsiz hizmet verilmeli diye düşünüyorum. Bu söylediğim diğer problemlere nazaran son sıralarda olabilir dediğinizi duyar gibiyim. Aslında tam tersi insan psikolojisi normal sınırlarda olduğunda her şeyin üstesinden gelir. Bu yüzden de o bölgedeki insanların ilkönce ruh sağlığı korunması gerekirdi. Bunun için gerekli yerlere de önerilerde bulundum. Allah ölenlere rahmet geride kalanlara da hayatı yeniden her açıdan yaşanılır kılsın.
”Çiçeklerin narin güzelliği, gün batımının lezzetli kederi, gökyüzünde usulca kayan ak bulutlar, denizlerin menevişli kıpırtısı, toprağı yemyeşil bir buğu gibi kaplayan ağaçların sevinç veren görüntüsü yüreğinizi yumuşatmasın, onlar deprem, volkan fırtına, sel gibi büyük felaketleri gizlemek için yaratılmıştır.” (Ahmet Ümit)
Önce ışıklar karardı sonra dünyalar, bir sabahtı uyanmaya çalıştık, ya becerebildik uyanmayı yada sonsuz bir uykuya daldık, ayrı kaldık, kaybettik, yitirdik...
Yine günler boyunca sadece depremi, deprem sigortasını, nasıl adımlar atılması ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuşup, bir gün sonrasına her şeyi unutmuş olarak uyanacağımız günler geldi!!
... yaşayan bilir!.. Evladını, Annesini, babasını, Kardeşini, Yakınını, Sevdiklerini, Toprağa emanet eden bilir!..Yüreğimiz yangın yeri.. Biz yaşadık, biz biliriz, Yanımızda olan anlar ancak bizi Geride biz kaldık, Dona kaldık, Yağan kar arkadaş mı düşman mı? Anlamadık... İki gün onu eritip onu evladımızla paylaştık..Gözyaşı akmıyor, ne yapacağımızı şaşırdık. Öylece bakakaldık.. Biz bunu yaşadık, Yüreği yanan bilir!.. Diyan Tarık
Sorgu odasında kilitlenmiş şiirlerim derdest altında Vasfı bitik mısralarım yolunmuş çapraz suallerle Sürgün düştü düşlerim Heybemde ümitsizliğim…
Ecelsiz ve mecalsizim İntikam kol geziniyor her hücremde Her yanımda ayrı bir hengâme Hücrelerim ateş altında…
Susuyorum…
İniltilerim düşüyor yıldırımlara S/isli gözlerimde, kim vurdu ya gitmiş acılarım Yağmur öncesi sessizlik kaosu çöküyor bahtıma Parmak aralarımda oluşan sigara yanıklarının sızısı sızıyor ciğerlerimden Duman altı umutlarım büzülmüş dudak hatlarıma En içten beddualarım dökülüyor dilimden…
Bir kanlı şubatın öfkeli çırpınışıydı; Yaşamla aramıza ağıttan duvar ören. Bahara da el eden bir Akdeniz kışıydı; Ömrünün baharında canlarını hep veren.
Çığlıklarla uyandı memleket hep sabaha. Karanlık o gecenin buz tutan ayazında… Doymadı hiç günlerdir, felaket daha aha. Çığ düşen bir hayatın can yakan enkazında.
Ölüm başladı artık dikta bir saltanata. Umut son noktasını koyarken bu hayata. Karıştı anaların çığlıkları feryada; Döndü bu kanlı şubat sanki bir kıyamete.
*(MESAM Vizyon/Sy:31/Haziran 2023) Cumali Karataş Kayıt Tarihi : 25.6.2023 23:41:00
Şubat'tı
Yer yarıldı
Deprem oldu" dedi ajanslar
Betondan mezar olmuş her yer
Allah'ım nasıl bir kıyamet bu
İçimden tarifsiz bir şeyler koptu
Çaresizce bakakaldım öylece
Ülkem
Ah ülkem,
Canlar
Ah canlar,Şimdi geçmez boğazımdan aş'ım
Yerle bir olmuşken Maraş'ım
Susuz kalmışken ülkemin insanı, içtiğim su zehir
Bir daha Gazi oldu, O güzelim Gazişehir
Damarlarımdan Malatya geçiyor
Kanımdan Diyarbekir
Kar düştü üzerinize, biz üşüdük
Yağmur düştü üzerinize, biz ıslandık
Ateş düştü yüreğinize, biz de yandık.
Hatay'ıma ağlarken içime aktı gözlerim
Osmaniye' de yangın var
Kilitleniverdi sözlerim
Hani Adana idi yalnız "acılı" olan
Tüm şehirler oldu şimdi, hep acıyla dolan
Ne tarifsiz bir acıdır bu his
Adıyaman yok artık
Yok artık Kilis
Hani vardı Urfa' da Nemrut' un sönen ateşi
Bu ateş başka bir ateş, yok dünyada başka bir eşi
Bir baba var, beton altındaki ölmüş kızının elinden tutan
Biri var orada, elleri ile mezar kazan
Eller var burada, size uzanıp, sizin için semaya kalkan.
Allah'ım yardim et sen O kullarına
Çaresizce öldüler, cenneti ser Sen yollarına
Ercan yazıcı
Asla unutamayacağım bir sabaha uyanmak
Uykusuz 5 gün,ağlamaktan yorulmuş gözler,kaybettiğim güzel insanlar, Herşey bir anda değişti, herşey.Varedenin yok etme gücünü yaşadık..
Teşekkür ederim yürekli paylaşımlarınız için..
?si=qtSWJQKo_rgd7QOd
Bugün hala kayıplarına ulaşamayan aileler var. Dileğim bir daha aynı şekilde aynı şeyleri yaşamamak. Psikolojik problemlerden de bahsetmek istiyorum biraz. Deprem sonrası çoğu insanda ruhsal depremler gelişti. Kaybetme korkusu, ölüm korkusu, Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) gibi bunları söylememin sebebi özellikle de çocuk ruh sağlığı çok fazla etkilendi. Ve psikiyatri tedavileri maliyetlidir deprem bölgelerinde devlet tarafından ücretsiz hizmet verilmeli diye düşünüyorum. Bu söylediğim diğer problemlere nazaran son sıralarda olabilir dediğinizi duyar gibiyim. Aslında tam tersi insan psikolojisi normal sınırlarda olduğunda her şeyin üstesinden gelir. Bu yüzden de o bölgedeki insanların ilkönce ruh sağlığı korunması gerekirdi. Bunun için gerekli yerlere de önerilerde bulundum.
Allah ölenlere rahmet geride kalanlara da hayatı yeniden her açıdan yaşanılır kılsın.
Öyle bir geçmedi ki vakit
Saniyeler gün, gün ise yıl gibi..
Ey Rahim
Dün sana sığındım,
Bugünde sana sığınıyorum,
Yarın yine sana sığınacağım.
Bazı yollar hüzne çıkar..
Ölümle burun buruna gelen her beden değişir. Ziyadesiyle değiştik. Kimimiz kırılarak kimimiz kırarak..
İşte o gün; umutlar enkaz altında kaldı..
İyileşeceğiz ama unutmayacağız.
Yine geldi 6 Şubat biz daha ısınamadık!!
N/Asıl acı bu ; geride kalmak, yaşadığına sevinememek...!
Bırakıldığı gibi bekliyor
?si=G2xlt8KCbqpbGzMk
”Çiçeklerin narin güzelliği, gün batımının lezzetli kederi, gökyüzünde usulca kayan ak bulutlar, denizlerin menevişli kıpırtısı, toprağı yemyeşil bir buğu gibi kaplayan ağaçların sevinç veren görüntüsü yüreğinizi yumuşatmasın, onlar deprem, volkan fırtına, sel gibi büyük felaketleri gizlemek için yaratılmıştır.” (Ahmet Ümit)
Kırılmış ruhlar..
?si=yXAoLlea3ptVOLDd
Önce ışıklar karardı sonra dünyalar, bir sabahtı uyanmaya çalıştık, ya becerebildik uyanmayı yada sonsuz bir uykuya daldık, ayrı kaldık, kaybettik, yitirdik...
Unutulmamış unutkanlığımızdır deprem!
?si=Y-y00zXxrNKWFx1a
Yüreğine sağlık sevgili Nilüfer..
Duyarsız insanlar,hiç beklemedikleri bir anda çökse,yerle bir olup izleri dahi kalmasa,..!!
Yine günler boyunca sadece depremi, deprem sigortasını, nasıl adımlar atılması ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini konuşup, bir gün sonrasına her şeyi unutmuş olarak uyanacağımız günler geldi!!
?si=opauQ_5I9K6eIIrW
Benim servetim, yüreğinde huzur bulduklarımda saklı.
?si=3wef8pqDOwTntKbG
6 Şubat 2023
... yaşayan bilir!..
Evladını,
Annesini, babasını,
Kardeşini,
Yakınını,
Sevdiklerini,
Toprağa emanet eden bilir!..Yüreğimiz yangın yeri..
Biz yaşadık, biz biliriz,
Yanımızda olan anlar ancak bizi
Geride biz kaldık,
Dona kaldık,
Yağan kar arkadaş mı düşman mı?
Anlamadık...
İki gün onu eritip onu evladımızla paylaştık..Gözyaşı akmıyor, ne yapacağımızı şaşırdık.
Öylece bakakaldık..
Biz bunu yaşadık,
Yüreği yanan bilir!..
Diyan Tarık
Geceden kalma hüzün düştü suya
Toprak badireler altında
Ağaçlar koru dal
Yapraklar mahzun...
Makbule geçmeyen sitemlerim
Cefa makamı kapısında garip bir hamal
Taşıyorum sırtımda u/mutsuzluğumu…
Sorgu odasında kilitlenmiş şiirlerim derdest altında
Vasfı bitik mısralarım yolunmuş çapraz suallerle
Sürgün düştü düşlerim
Heybemde ümitsizliğim…
Ecelsiz ve mecalsizim
İntikam kol geziniyor her hücremde
Her yanımda ayrı bir hengâme
Hücrelerim ateş altında…
Susuyorum…
İniltilerim düşüyor yıldırımlara
S/isli gözlerimde,
kim vurdu ya gitmiş acılarım
Yağmur öncesi sessizlik kaosu çöküyor bahtıma
Parmak aralarımda oluşan sigara yanıklarının sızısı sızıyor ciğerlerimden
Duman altı umutlarım büzülmüş dudak hatlarıma
En içten beddualarım dökülüyor dilimden…
Sonsuz selâm ve sevgilerimle
Madenciler iyi ki varsınız.
?si=e-QQgUBOMd5KVGUZ
Şubat Ağıdı (*)
Bir kanlı şubatın öfkeli çırpınışıydı;
Yaşamla aramıza ağıttan duvar ören.
Bahara da el eden bir Akdeniz kışıydı;
Ömrünün baharında canlarını hep veren.
Çığlıklarla uyandı memleket hep sabaha.
Karanlık o gecenin buz tutan ayazında…
Doymadı hiç günlerdir, felaket daha aha.
Çığ düşen bir hayatın can yakan enkazında.
Ölüm başladı artık dikta bir saltanata.
Umut son noktasını koyarken bu hayata.
Karıştı anaların çığlıkları feryada;
Döndü bu kanlı şubat sanki bir kıyamete.
*(MESAM Vizyon/Sy:31/Haziran 2023)
Cumali Karataş
Kayıt Tarihi : 25.6.2023 23:41:00
Dediğiniz gibi bir özet sadece Sayın Şövalye teşekkür ederim.
Ziyaretin için teşekkür ederim Elif'im.
Yüreğine sağlık.
DEPREMİN ÖZETİ :(((
(İNSANLIĞIN DURDUĞU AN)
"Bir tır çadır istedik
İki tır kefen gönderdiler
Unutma!"
Tuba YILDIRIM
(Forumdaki 01 12 2023, 11:03 mesajı)
asrın felaketi hangi söze sığabilir ki...
Dil ile kalp milyon kez geçmeyen acılarımız geçsin...
Eksik anlatmışlar fazlasını yaşadık.