Sana sarılmak istediğimde Minicik bir satıra sığmıştı tüm hüzün Ağlamak bedavaydı ve yoktu bende pulun falan Kalbime değen her acıya ağlardım Bir tek sana sarılacaktım da Sen çok uzaktaydın Sakın yanlış anlama beni Beni üzmezdi aynı deli Kıramazdı kalbimi Uzatamazdı o pis silahı Yapamazdı inan Bende şeytan tüyü yokken bile Ben yanındaydım
Ne var, ne yok içimde... Sıyır sustuklarımı, içime batan çığlık seslerini çıkar bir bir. Tut kalbimin damarlarını. Zihnimin kıyısında, en sessiz yerinde, bir şey var... Duyulmayı bekliyor.
Kurumlarda acil durum eylem planları vardır ve bunlar standart hale getirilmiştir. Bu planlar, zaman zaman tatbikatlar şeklinde de uygulanmaktadır. Ancak, itfaiye, ambulans ve koruma güçlerinin olay yerine ulaşması 30-40 dakika sürüyorsa, burada ciddi aksaklıklar ve ihmalkarlıklar söz konusudur. Canlı ayırt etmeksizin herkes değerli ve önemlidir.
Nazım Hikmet'in şiirindeki şu sözler içimi çok acıtır, çünkü sevdiklerimi ve tanımadığım birçok kişiyi kefenlemek zorunluluğum vardı, isyan etmeden:
"Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm."
Tedbirsizlik, asla kabul edilebilir bir durum değildir. Hayatın her anında gerekli önlemleri almak ve uygulamak hayati önem taşır.
Günler ağır, Ölüm haberleriyle geliyor..... ..... Çarpışarak ölüyor insanlarımız — oysa nasıl da hak etmişlerdi yaşamayı — Ölüyorlar — ne kadar çok — Sanki şarkılar ve bayraklarla bir bayram günü nümayişe çıkmış gibi, öyle genç, öyle fütursuz... Nazım.....
Rüzgar getirse uzak kentlerden, bir nehir kıyısında umudu bekleyene… İşte o zaman, kaybolan zamanların içinde kaybolmazdım. Bir nota olsam, sevdanın melodisini rüzgarla taşırdım, Bir kalp gibi atarak her adımda, her anıda.
Bir umut olsam, sulara düşen yıldız gibi parlar, Her damlasında biraz huzur, biraz da sevda bırakırdım. Bir nota olsam, her akorunda biraz sen, biraz ben olurdu. Belki de, yıllar sonra bile hatırlanacak bir şarkı gibi.
"Ebru'mun Vedası... Nazım ve Necip Fazıl gibi bir ilişkimiz vardı. Çalışırken tatlı bir rekabet içinde olurduk, dinlenme zamanlarımızda ise birlikte güler veya ağlardık.
İki yıldır herkesten sakladığı zor mücadelesini kaybettiğini öğrendiğimde, içimi derin bir hüzün kapladı. O dönemde birlikte çalıştığımız herkes aynı duygudaydı.
,, Güçlü, disiplinli ve mükemmeliyetçi kadınların oluşturduğu bir ekip kolay kolay her yerde olmaz, Ve... Bizler bir araya özenle denk getirilmiş, yoneticilerdik."
Bir ay önce öylesine bir konuda konuşmuş olmanın mutluluğu şimdi içimi ısıtıyor. Herkesin bilmediği bu savaşı, anılarımızdaki fotoğraflarda yaşatacağım, ama paylaşmayacağım, bunu istemeyeceğin hissine kapıldım.
Seninle her zaman gurur ve onur duyacağım. Bu dünyaya kattıkların çok kıymetli Ebru'm. Seni seviyorum ve hep seveceğim.
Huzur içinde uyu, güzel ruhunla. Bugün çok üzgünüm...
,,Huri'm diye seslenirdin, duyuyor musun? Artık yoksun haaa. Sende yoksun."
Tehlikeli birçok insan tanıdım; onlarla oyun oynamadım, çünkü bu benim huyum değil. Eğer böyle bir tercihim olsaydı, kazanan ben olurdum; tehlikeli olduğum için değil, onlardan daha akıllı olduğum için.
İnsanın omurgasını dik tutan şey, yalnızca dilinin söyledikleri veya fiziksel gücü değildir. Bu, karakter meselesidir. Karakter, bir insanın gerçek gücüdür ve hayatta kalmak için gereken en önemli unsurdur.
Korkunç ellerinle bastırıp yaranı dudaklarını kanatarak dayanılmakta ağrıya. Şimdi çıplak ve merhametsiz bir çığlık oldu ümid... Ve zafer artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacaktır...
Günler ağır. Günler ölüm haberleriyle geliyor. Düşman haşin zalim ve kurnaz. Ölüyor çarpışarak insanlarımız - halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı - ölüyor insanlarımız - ne kadar çok - sanki şarkılar ve bayraklarla bir bayram günü nümayişe çıktılar öyle genç ve fütursuz...
Günler ağır. Günler ölüm haberleriyle geliyor. En güzel dünyaları yaktık ellerimizle ve gözümüzde kaybettik ağlamayı: bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp gözyaşlarımız gittiler ve bundan dolayı biz unuttuk bağışlamayı...
Varılacak yere kan içinde varılacaktır. Ve zafer artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar tırnakla sökülüp koparılacaktır...
Nazım Hikmet
Bilge Ruh Nilüfer; varlığın iyi gelsin kendine ve senden nasiplenen bizlere.
Uyumayacaksın Memleketin hâli Seni seslerle uyandıracak Oturup yazacaksın Çünkü sen artık o sen değilsin Sen şimdi ıssız bir telgrafhâne gibisin Durmadan sesler alacak Sesler vereceksin Uyuyamayacaksın Düzelmeden memleketin hâli Düzelmeden dünyanın hâli Gözüne uyku giremez ki… Uyumayacaksın Bir sis çanı gibi gecenin içinde Ta gün ışıyıncaya kadar Vakur metin sade Çalacaksın.
Dua ederken beddualar ve olumsuz niyet kalıplarından uzak durmanızı şiddetle öneririm. Bu benim kişisel düşüncemdir, ancak karşımdaki insanın niyeti beddualı veya olumsuzsa, onunla sohbeti kesmek ve bu negatif enerjiden uzaklaşmak benim tercihimdir. Olumsuz bir niyetin ya da rengin içinde bulunmayı sevmediğim için, bu tür bir ortamda devam etmeme kararı almak tamamen benim seçimimdir.
Ve bu sohbet nerede olursa olsun, orada olacağım. Bu, kendi topraklarımda da olabilir, Tibet’te de. Önemli olan, bulunduğum yer değil, içinde olduğum niyet ve enerji. Olumsuz sohbetlerden, beddualardan kaçınmak ve pozitif, yapıcı diyalogların içinde yer almak benim seçimimdir. Nerede olursam olayım, bu kararımdan taviz vermedim, vermeyeceğim.
avuç içi dualarımızın renkleri ve niyetleri bol olsun, sevgilerimle.
Boykot edilen ürünler ne kadar önemliyse, dini günlerde gönderilen hazır mesajlar da o derece dikkat edilmesi gereken bir meseledir. Hazır mesajlar, özellikle dini günlerde sıkça karşılaştığımız bir durum haline geldi. Ancak bu tür mesajlar, içtenlikten uzaklaşıp bir rutin haline dönüştüğünde, dini duyguların zayıflamasına ve mesajların samimiyetini yitirmesine neden olabiliyor.
Boykot edilen ürünlere karşı gösterdiğimiz hassasiyet gibi, bu hazır mesajlar konusunda da bir farkındalık yaratmak önemli. Herkesin kendi içinden gelerek, özenecek iki cümle bile olsa, kişisel bir mesaj göndermesi daha anlamlı ve etkili olur. Böylece, mesajlar bir oyunun parçası gibi görünmeye başladığında, artık ,, SOBE " diyerek bu döngüyü kırabiliriz.
Samimiyet ve bireysel katkı, dinle olan bağı güçlendirirken, tıpkı boykotlarda olduğu gibi bu tür alışkanlıkların da yeniden sorgulanması ve daha içten bir yaklaşım benimsenmesi gereklidir.
,, Yaradan Hepimizi Çok Sevsin, En Ücra Yerlere Dahil Bereket, Huzur, Sevgi ve Barış Ulaşsın "
özellikle şiirlerin ya da herhangi bir sosyal medya paylaşım yorumlarında dikkatimi çeken bir durum var. bu yorumlarda, şiirin veya paylaşımın derinliği ve duygusu göz ardı edilerek, dini inançlarla bağlantı kurma çabası, üslupsuz yazılan yazılar öne çıkıyor. ancak, bu yaklaşım, genellikle üsluptan ve samimiyetten uzak bir şekilde gerçekleşiyor.
Dini inançlarımız önemli ve kıymetli; fakat bir eseri yorumlarken, saygılı bir dil ve yapıcı bir yaklaşım benimsemek de anlamlı.
negatif ve yıkıcı bir dil, hem sanat eserine hem de yazarına zarar verir. bu tür yorumlar, çoğu zaman SAMİMİ olmaktan uzak, yalnızca bir eleştiri veya hüküm verme çabası olarak algılanıyor.
velhâsıl düşüncelerin ve bakış açılarının paylaşılmasında sakınca yoktur. ÜSLUP ise önemli.
,, ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya " şairimizin de dediği gibi.
özellikle şiirlerin ya da herhangi bir sosyal medya paylaşım yorumlarında dikkatimi çeken bir durum var. bu yorumlarda, şiirin veya paylaşımın derinliği ve duygusu göz ardı edilerek, dini inançlarla bağlantı kurma çabası, üslupsuz yazılan yazılar öne çıkıyor. ancak, bu yaklaşım, genellikle üsluptan ve samimiyetten uzak bir şekilde gerçekleşiyor.
Dini inançlarımız önemli ve kıymetli; fakat bir eseri yorumlarken, saygılı bir dil ve yapıcı bir yaklaşım benimsemek de anlamlı.
negatif ve yıkıcı bir dil, hem sanat eserine hem de yazarına zarar verir. bu tür yorumlar, çoğu zaman SAMİMİ olmaktan uzak, yalnızca bir eleştiri veya hüküm verme çabası olarak algılanıyor.
velhâsıl düşüncelerin ve bakış açılarının paylaşılmasında sakınca yoktur. ÜSLUP ise önemli.
,, ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya " şairimizin de dediği gibi.
Mustafa Kemal Atatürk: Bir Milletin Onuru ve Bağımsızlığı
Mustafa Kemal Atatürk, "Ya istiklal ya ölüm" diyerek milletine yalnızca bir bağımsızlık savaşı değil, aynı zamanda onur mücadelesi verdi. Pek çok ülkenin işgallerle, zorla göçlerle ve tecavüz gibi insanlık dışı olaylarla yüzleştiği bir dönemde, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında pek çok ülke işgallerle, zorla göçlerle ve ne yazık ki tecavüz gibi insanlık dışı şiddet olaylarıyla yüzleşti. Ancak Atatürk’ün liderliğinde, Türk milleti bu tür acı olaylarla değil, kendi topraklarını koruma kararlılığıyla tarih yazdı.
Atatürk, savaşın tüm zorluklarına rağmen, halkını şiddet ve aşağılanmadan koruyarak özgür bir gelecek sundu. Bu, sadece askeri bir zafer değil, insan haklarının ve onurun korunmasıydı. Türk milleti, onun vizyonu sayesinde işgal altında ezilmedi, zorla göç ettirilmedi, tecavüz gibi trajedilerle yüzleşmedi. Atatürk’ün cesareti ve kararlılığı sayesinde, halk kendi topraklarında kalabildi ve özgür bir geleceğe adım attı.
Bu başarıların arkasında, ülkemiz için canını feda eden gazilerimiz ve şehitlerimiz bulunmaktadır.
,, Atatürk’e, silah arkadaşlarına, gazilere ve şehitlerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Onların bıraktığı mirasla, her alanda daha ileriye gitme kararlılığı içindeyiz.''
Sana sarılmak istediğimde
Minicik bir satıra sığmıştı tüm hüzün
Ağlamak bedavaydı ve yoktu bende pulun
falan
Kalbime değen her acıya ağlardım
Bir tek sana sarılacaktım da
Sen çok uzaktaydın
Sakın yanlış anlama beni
Beni üzmezdi aynı deli
Kıramazdı kalbimi
Uzatamazdı o pis silahı
Yapamazdı inan
Bende şeytan tüyü yokken bile
Ben yanındaydım
KALEMİM
Ne var, ne yok içimde...
Sıyır sustuklarımı,
içime batan çığlık seslerini çıkar bir bir.
Tut kalbimin damarlarını.
Zihnimin kıyısında,
en sessiz yerinde,
bir şey var...
Duyulmayı bekliyor.
— Huri Çalışkan
Unutma diyorum ama sen anla
Anlat bizim de yaşamak istediğimizi onlara.....
Erdem Bayazıt
Kurumlarda acil durum eylem planları vardır ve bunlar standart hale getirilmiştir. Bu planlar, zaman zaman tatbikatlar şeklinde de uygulanmaktadır. Ancak, itfaiye, ambulans ve koruma güçlerinin olay yerine ulaşması 30-40 dakika sürüyorsa, burada ciddi aksaklıklar ve ihmalkarlıklar söz konusudur. Canlı ayırt etmeksizin herkes değerli ve önemlidir.
Nazım Hikmet'in şiirindeki şu sözler içimi çok acıtır, çünkü sevdiklerimi ve tanımadığım birçok kişiyi kefenlemek zorunluluğum vardı, isyan etmeden:
"Ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
Bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm."
Tedbirsizlik, asla kabul edilebilir bir durum değildir. Hayatın her anında gerekli önlemleri almak ve uygulamak hayati önem taşır.
Günler ağır,
Ölüm haberleriyle geliyor.....
.....
Çarpışarak ölüyor insanlarımız
— oysa nasıl da hak etmişlerdi yaşamayı —
Ölüyorlar
— ne kadar çok —
Sanki şarkılar ve bayraklarla
bir bayram günü nümayişe çıkmış gibi,
öyle genç,
öyle fütursuz... Nazım.....
Gün üzgün, gün hüzünlü.....
Bir Nota Olsam
Rüzgar getirse uzak kentlerden, bir nehir kıyısında umudu bekleyene…
İşte o zaman, kaybolan zamanların içinde kaybolmazdım.
Bir nota olsam, sevdanın melodisini rüzgarla taşırdım,
Bir kalp gibi atarak her adımda, her anıda.
Bir umut olsam, sulara düşen yıldız gibi parlar,
Her damlasında biraz huzur, biraz da sevda bırakırdım.
Bir nota olsam, her akorunda biraz sen, biraz ben olurdu.
Belki de, yıllar sonra bile hatırlanacak bir şarkı gibi.
Huri Çalışkan
?si=F-XfvDYzUiUaAyx4
sen ve benim ruhumu anlatan, severdin eminim.
mekânın cennet, ruhun şad olsun...güzel kalpli ruh.
,, bazı ruhların isimleri gökyüzünde meşhurdur..''
Rabbim seni çok sevsin.
"Ebru'mun Vedası... Nazım ve Necip Fazıl gibi bir ilişkimiz vardı. Çalışırken tatlı bir rekabet içinde olurduk, dinlenme zamanlarımızda ise birlikte güler veya ağlardık.
İki yıldır herkesten sakladığı zor mücadelesini kaybettiğini öğrendiğimde, içimi derin bir hüzün kapladı. O dönemde birlikte çalıştığımız herkes aynı duygudaydı.
,, Güçlü, disiplinli ve mükemmeliyetçi kadınların oluşturduğu bir ekip kolay kolay her yerde olmaz,
Ve...
Bizler bir araya özenle denk getirilmiş, yoneticilerdik."
Bir ay önce öylesine bir konuda konuşmuş olmanın mutluluğu şimdi içimi ısıtıyor. Herkesin bilmediği bu savaşı, anılarımızdaki fotoğraflarda yaşatacağım, ama paylaşmayacağım, bunu istemeyeceğin hissine kapıldım.
Seninle her zaman gurur ve onur duyacağım. Bu dünyaya kattıkların çok kıymetli Ebru'm. Seni seviyorum ve hep seveceğim.
Huzur içinde uyu, güzel ruhunla. Bugün çok üzgünüm...
,,Huri'm diye seslenirdin, duyuyor musun? Artık yoksun haaa. Sende yoksun."
Karakter ve Güç
Tehlikeli birçok insan tanıdım; onlarla oyun oynamadım, çünkü bu benim huyum değil. Eğer böyle bir tercihim olsaydı, kazanan ben olurdum; tehlikeli olduğum için değil, onlardan daha akıllı olduğum için.
İnsanın omurgasını dik tutan şey, yalnızca dilinin söyledikleri veya fiziksel gücü değildir. Bu, karakter meselesidir. Karakter, bir insanın gerçek gücüdür ve hayatta kalmak için gereken en önemli unsurdur.
Sevgi Gölgemiz Olsun.
Ve...
uyandım, rengi çürümeye durmuş, kara boşluklarda dönen bir toplulukta.
?si=O71fDINWLhGy-8AM
Korkunç ellerinle bastırıp yaranı
dudaklarını kanatarak
dayanılmakta ağrıya.
Şimdi çıplak ve merhametsiz
bir çığlık oldu ümid...
Ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp koparılacaktır...
Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
Düşman haşin
zalim
ve kurnaz.
Ölüyor çarpışarak insanlarımız
- halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı -
ölüyor insanlarımız
- ne kadar çok -
sanki şarkılar ve bayraklarla
bir bayram günü nümayişe çıktılar
öyle genç
ve fütursuz...
Günler ağır.
Günler ölüm haberleriyle geliyor.
En güzel dünyaları
yaktık ellerimizle
ve gözümüzde kaybettik ağlamayı:
bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
gözyaşlarımız gittiler
ve bundan dolayı
biz unuttuk bağışlamayı...
Varılacak yere
kan içinde varılacaktır.
Ve zafer
artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
tırnakla sökülüp
koparılacaktır...
Nazım Hikmet
Bilge Ruh Nilüfer; varlığın iyi gelsin kendine ve senden nasiplenen bizlere.
Uyumayacaksın
Memleketin hâli
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o sen değilsin
Sen şimdi ıssız bir telgrafhâne gibisin
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamayacaksın
Düzelmeden memleketin hâli
Düzelmeden dünyanın hâli
Gözüne uyku giremez ki…
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın.
~Melih Cevdet Anday
.
Sevgili,Huri
Yürek dolusu amin…!
uzun sessizliklerin iç yakan acılarını duymak nasıl çetin bir sınav bazı çatıların altında...Yaradan kalplerine sakinlik ve dayanma gücü versin.
Aziz Vatanımızı Rabbim korusun.
Dua ederken beddualar ve olumsuz niyet kalıplarından uzak durmanızı şiddetle öneririm. Bu benim kişisel düşüncemdir, ancak karşımdaki insanın niyeti beddualı veya olumsuzsa, onunla sohbeti kesmek ve bu negatif enerjiden uzaklaşmak benim tercihimdir. Olumsuz bir niyetin ya da rengin içinde bulunmayı sevmediğim için, bu tür bir ortamda devam etmeme kararı almak tamamen benim seçimimdir.
Ve bu sohbet nerede olursa olsun, orada olacağım. Bu, kendi topraklarımda da olabilir, Tibet’te de. Önemli olan, bulunduğum yer değil, içinde olduğum niyet ve enerji. Olumsuz sohbetlerden, beddualardan kaçınmak ve pozitif, yapıcı diyalogların içinde yer almak benim seçimimdir. Nerede olursam olayım, bu kararımdan taviz vermedim, vermeyeceğim.
avuç içi dualarımızın renkleri ve niyetleri bol olsun,
sevgilerimle.
Boykot edilen ürünler ne kadar önemliyse, dini günlerde gönderilen hazır mesajlar da o derece dikkat edilmesi gereken bir meseledir. Hazır mesajlar, özellikle dini günlerde sıkça karşılaştığımız bir durum haline geldi. Ancak bu tür mesajlar, içtenlikten uzaklaşıp bir rutin haline dönüştüğünde, dini duyguların zayıflamasına ve mesajların samimiyetini yitirmesine neden olabiliyor.
Boykot edilen ürünlere karşı gösterdiğimiz hassasiyet gibi, bu hazır mesajlar konusunda da bir farkındalık yaratmak önemli. Herkesin kendi içinden gelerek, özenecek iki cümle bile olsa, kişisel bir mesaj göndermesi daha anlamlı ve etkili olur. Böylece, mesajlar bir oyunun parçası gibi görünmeye başladığında, artık
,, SOBE " diyerek bu döngüyü kırabiliriz.
Samimiyet ve bireysel katkı, dinle olan bağı güçlendirirken, tıpkı boykotlarda olduğu gibi bu tür alışkanlıkların da yeniden sorgulanması ve daha içten bir yaklaşım benimsenmesi gereklidir.
,, Yaradan Hepimizi Çok Sevsin, En Ücra Yerlere Dahil Bereket, Huzur, Sevgi ve Barış Ulaşsın "
sevgilerimle,
özellikle şiirlerin ya da herhangi bir sosyal medya paylaşım yorumlarında dikkatimi çeken bir durum var. bu yorumlarda, şiirin veya paylaşımın derinliği ve duygusu göz ardı edilerek, dini inançlarla bağlantı kurma çabası, üslupsuz yazılan yazılar öne çıkıyor.
ancak, bu yaklaşım, genellikle üsluptan ve samimiyetten uzak bir şekilde gerçekleşiyor.
Dini inançlarımız önemli ve kıymetli; fakat bir eseri yorumlarken, saygılı bir dil ve yapıcı bir yaklaşım benimsemek de anlamlı.
negatif ve yıkıcı bir dil, hem sanat eserine hem de yazarına zarar verir. bu tür yorumlar, çoğu zaman SAMİMİ olmaktan uzak, yalnızca bir eleştiri veya hüküm verme çabası olarak algılanıyor.
velhâsıl düşüncelerin ve bakış açılarının paylaşılmasında sakınca yoktur. ÜSLUP ise önemli.
,, ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya " şairimizin de dediği gibi.
İyi BiR DüNyA MüMkÜN
özellikle şiirlerin ya da herhangi bir sosyal medya paylaşım yorumlarında dikkatimi çeken bir durum var. bu yorumlarda, şiirin veya paylaşımın derinliği ve duygusu göz ardı edilerek, dini inançlarla bağlantı kurma çabası, üslupsuz yazılan yazılar öne çıkıyor.
ancak, bu yaklaşım, genellikle üsluptan ve samimiyetten uzak bir şekilde gerçekleşiyor.
Dini inançlarımız önemli ve kıymetli; fakat bir eseri yorumlarken, saygılı bir dil ve yapıcı bir yaklaşım benimsemek de anlamlı.
negatif ve yıkıcı bir dil, hem sanat eserine hem de yazarına zarar verir. bu tür yorumlar, çoğu zaman SAMİMİ olmaktan uzak, yalnızca bir eleştiri veya hüküm verme çabası olarak algılanıyor.
velhâsıl düşüncelerin ve bakış açılarının paylaşılmasında sakınca yoktur. ÜSLUP ise önemli.
,, ah kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya " şairimizin de dediği gibi.
İyi BiR DüNyA MüMkÜN
Mustafa Kemal Atatürk: Bir Milletin Onuru ve Bağımsızlığı
Mustafa Kemal Atatürk, "Ya istiklal ya ölüm" diyerek milletine yalnızca bir bağımsızlık savaşı değil, aynı zamanda onur mücadelesi verdi. Pek çok ülkenin işgallerle, zorla göçlerle ve tecavüz gibi insanlık dışı olaylarla yüzleştiği bir dönemde,
1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında pek çok ülke işgallerle, zorla göçlerle ve ne yazık ki tecavüz gibi insanlık dışı şiddet olaylarıyla yüzleşti. Ancak Atatürk’ün liderliğinde, Türk milleti bu tür acı olaylarla değil, kendi topraklarını koruma kararlılığıyla tarih yazdı.
Atatürk, savaşın tüm zorluklarına rağmen, halkını şiddet ve aşağılanmadan koruyarak özgür bir gelecek sundu. Bu, sadece askeri bir zafer değil, insan haklarının ve onurun korunmasıydı.
Türk milleti, onun vizyonu sayesinde işgal altında ezilmedi, zorla göç ettirilmedi, tecavüz gibi trajedilerle yüzleşmedi.
Atatürk’ün cesareti ve kararlılığı sayesinde, halk kendi topraklarında kalabildi ve özgür bir geleceğe adım attı.
Bu başarıların arkasında, ülkemiz için canını feda eden gazilerimiz ve şehitlerimiz bulunmaktadır.
,, Atatürk’e, silah arkadaşlarına, gazilere ve şehitlerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Onların bıraktığı mirasla, her alanda daha ileriye gitme kararlılığı içindeyiz.''
YAŞASIN TÜRK MİLLETİ, ŞÜKÜRLER OLSUN.
Sporcularımız gittikleri milli maçlarda şöyle bir AYAK İZİ BIRAKIRLAR. “TÜRKLER BURADAYDI.”
Gururumuz baki olsun.
kafamı kaldırdığım da üzerimde gri bulutlar dolaşsada gökyüzünün maviliğinden asla şüphe duymam....
Sevgili Dostlarım,
Algıda seçicilik diye bir şey var... Bu tür söylemlere dikkat etmek en doğrusu.
İnsan doğası gereği hem eril hem dişil özellikler taşır ve bu iki yön, bir denge içinde var olur.
,, Güç veya Zayıflık gibi kavramlar, toplumsal kodlarla dayatılmamalı."
Hepimizin insan olarak içimizdeki bu dengeyi kabul etmemiz ve birbirimize saygıyla, sevgiyle yaklaşmayı öğrenmemiz gerekir.
Sadece kadın ya da erkek değil, hepimiz bu dünyada bir bütünün parçalarıyız ve bu bütünlük içinde uyumla yaşamak en önemli meseledir.
Aklında Kalsın!
,, Hayat, gücü kanıtlamak değil, içindeki dengeyi ve sevgiyi bulmakla ilgilidir."
Kalben Sevgi, Huri