Kültür Sanat Edebiyat Şiir

eylül sizce ne demek, eylül size neyi çağrıştırıyor?

eylül terimi Hakan Hamıs tarafından tarihinde eklendi

  • İleri-geri konuşmalar mevsimi

    Eylül ayı veya güz mevsimi birçok edebiyatçının edebi duygularını harekete geçiren önemli imgelerin kaynağı olmuştur. Ne şiirler, ne nesirler yazılmıştır Eylül üzerine. Eşlik ettiği yorgunluk, tükeniş, sona doğru hızla yol alış, ölüm, ayrılık, yaşlılık bahisleri, Eylül edebiyatını kaçınılmaz olarak melankolik-depresif bir tür kılıyor. 1980 yılından sonra bu mevsimle ilgili imgelere memleketin üzerine bir kâbus gibi çöken 12 Eylül imgesi de dâhil olmuştur.

    Bugünlerde yapılan açılış konuşmalarının bu melankolik ruh haliyle bir ilgisi var mıdır bilmiyoruz. Ama bu konuşmaların hepsinin ortak temasının “irtica” olması bir eylül konusu olarak kayda geçebilir ve hiç kuşkunuz olmasın bunun da melankolik bir boyutu vardır. Belki de tek fark bu konuşmaların hiçbir edebi boyutunun olmaması. Bırakınız edebi boyutu, hiçbir akıl boyutu olmayan bu konuşmalar yine de günlerce konuşuluyor, gündemi belirliyor insanların endişelerini artırıyor, karamsar, melankolik, kasvetli bir havayı hâkim kılabiliyor.

    Bu konuşmaların hepsinin ortak özellikleri var. Hiç birini bir lise öğrencisine bile yakıştıramayacağınız kadar edebiyat ve akıl kalitesinden yoksun. Hepsi de asık suratla ve tehditkâr bir ses tonuyla, üstelik kâğıttan ve bir sürü hatayla okunarak yapılıyor. Konuşmaların içerikleri her türlü değerlendirmeyle sınıfta kalıyor. Ne akıldan eser var ne mantıktan ne de bilgiden. Hiç biri toplumda en ufak bir yapıcılık ve birlik hedeflemiyor, aksine her biri toplumun bir kesimini öbüründen daha fazla nefret ettirmeye yarıyor. Hepsi de Eylül'e özgü depresif ruh hallerinden izler taşıyor.

    Papa'nın İslam'a saldıran konuşmasını yaptığı günün ertesinde Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, dini inançların doğmatik olduğunu ifade eden skandal bir konuşma yapıyor. Papa özür dilemese bile sözlerinin yanlış anlaşıldığını ve bundan dolayı üzüntü duyduğunu ifade ederek Müslümanların gönlünü bir şekilde alıyor. Ama Türkiye'nin Cumhurbaşkanı bir defa okuduğu metnine dönüp bir daha bakmıyor bile.

    Bir üniversite rektörü, Anadolu'nun Müslüman olmakla ne kadar çok şey kaybettiğini anlatıyor. Dinleyenler arasında tarihçiler de vardır mutlaka.

    Kara kuvvetleri komutanı laikliği korumanın yargıya değil orduya düştüğünü savunuyor,

    ODTÜ rektörü kendi öğretim üyelerini ve öğrencilerini irticaya karşı beşinci sınıf bir hamasetle dolduruşa getirmeye çalışıyor.

    Giderek bu konuşmalar üniversite rektörleri arasında bambaşka bir yarışa dönüşüyor: Hamaset yarışına. Akla davet ediyorlar, ama davet ettikleri kendi mahdut akılları. Bilime davet ediyorlar, bilimden anladıkları 19. yüzyılın artık ilkel sayılan pozitivist bilim anlayışı. Laiklik diyorlar, bundan anladıkları laiklik adına fetişleştirilmiş kutsalların yüceltilmesinden başka bir şey değil. İrtica diyorlar, düşünüyorsunuz, taşınıyorsunuz, bizzat İslam'dan ve Müslümanlardan başka bir kasıt bulamıyorsunuz. İslam'ın yaşanması, ciddiye alınması rahatsız ediyor, buna irtica diyorlar. Bizzat İslam'a ve İslam'ın en doğal tezahürlerine irtica diyerek Müslümanların kutsallarına hakaret ediyorlar.

    Yasin Aktay

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    ...
    Sözlerin, kelimelerin, düşlerin, umutların tükendiği yerde duruyorum; 'eylül' diyorum...
    Yıpranmış defterinin sayfalarını karıştırırken, hayatının kokusu siniyor ellerime... Ürperiyorum..Sonra hayalinin gözlerine bakıyorum ve aynı kabusun birbirine sırtı dönük iki kahramanı olduğumuzu fark ediyorum... Meğer yalnızlığımızın içinde nekadar kalabalıkmışız.. Tıpkı kalabalıkların arasında yapayalnız olduğumuz gibi...
    Olur olmaz yerlerde hayatımıza dair dipnotlar düşüyoruz elimize geçirdiğimiz küçük kağıtların üzerine.. bazen bir sigara paketine, bazen bir fişin arkasına.. Sen başka bir yerde ben başka bir yerde... Senin dip notların şiir oluyor, benimkiler garip bir günce... Bak işte seni de dip not düştüm yıpranmış bir kağıdın üzerine...
    ...

  • Nesrin Gelincik
    Nesrin Gelincik

    Ayların hüzünlüsü......

  • Zeki Üçüncü
    Zeki Üçüncü

    Mapusun içinde
    Sabahın üçünde
    Gözlerinde yangınlar vardı

    Üç duvar bir kapıya
    Sığmayan umutlardı
    Ankara'nın kalbinde
    Patlayacak volkandı

    Geldiler can almaya
    Tükendiler vurdukça
    Korktular kıydıkça
    Çoğalan hayatlardan

    Gecenin içinde
    Sabahın üçünde
    Ankara'yı ateşler sardı
    (Yüreğime kurşunlar yağdı)

    Toprağın uykudan
    Uyandığı bir andı
    Gidenlerin ardından
    Soluksuz bir sabahtı

    Sesleri soluğuydu
    Doruğuydu kavganın
    Yaşamın onuruydu
    Muştusuydu yarının

    Düştüler birer birer
    Dillerinde yeminler
    Direnerek ölümü
    Yeneceğiz dediler

    Söz - Müzik: Grup Yorum

  • Nuri Gamsız
    Nuri Gamsız

    bütün doğa,hüznün farklı tonlarına bürünür. mavi gök,kurşuni bir hal alıp yer,yer siyaha dönerken,güneş azalan gücüyle, yorgun bir şekilde yeryüzüne ulaşmaya çalışır…denizin eski debdebesi kalmamıştır,asude bir hal alıp,sürekli küçük çiçeklemeler üretir.akköpükleri taşıyan dalgalar, usulca kumsalı yalayıp,geri dönerler... ağaçlardan dökülen yapraklar,rüzgar eşliğinde yer değiştirirek,ortama garip bir sessizlik ve yalnızlık duygusu salar…

    doğadaki bu değişimler ruhuma yansır. içimi kara bir hüzün kaplar. ne kadar karşı koymaya çalışssamda,baş edemem.hüznün kollarına bırakırım kendimi.olur olmaz şeyler düşünmeye başlarım,nasıl olduğunu anlayamadığım tutku yüklü bir özlem gelip, boğazıma yapışır,neyi-kimi özlediğimi bilmeden çıldırasıya özlerim.saçmalama,deyip sakinleşirim.özlem duygusuyla baş ettiğimi düşündüğüm an, esen rüzgarla içim ürperir, ruhuma yalnızlığımı fısıldar,yarım kalan aşklarım düşer aklıma, hüznüm katmerlenir. yerimde duramayıp, amok koşucuları gibi arkamda küçük çaplı bir toz bulutu oluşturarak, dağlara doğru koşmaya başlarım. nefesim kesilir,küçük bir limon ağacının dibine uzanıp,nabız atışlarımı dinlerim. limon kokusu aklımı başımdan alır, bitmiş aşklarım düşer aklıma,taş kesilip,susarım.her şey hüzün yüklü,biraz içip kendime gelmeliyim...gevşiyorum. hiçbir şey düşünmemeye çalışıyorum,ne mümkün,bu seferde hayali aşklar kurguluyorum! kimi-neyi istiyorum? dellendim,kesin dellendim.sızıyorum,gecenin kör saatinde yataktan fırlayıp,yalnızlığımla yüzleşmeye çalışıyorum,zor oluyor.uzaktan bekçi düdüklerinin kesik kesik sesleri geliyor,güneyden bir yıldız hızla torosların zirvesine kayıp,sönüyor.eylül gecesinin hüznünü yırtacak bir mesaj olup olmadığını kontrol etmek için cep telefonuma bakıyorum…gün ağarıyor..bir boşvermişlik saplanıyor,akışına bırak,zorlama,diyor…

    eylül,edilgen,karamsar bir ruh haliyle geçiyor.usuma turgut uyar’ın nefis dizeleri geliyor:

    “tavrım bir şeyi bulup coşmaktır

    sonbahar geldi hüzün …

    sevgim acıyor

    kimi sevsem

    kim beni sevse…”

    not: içimden bir ses”ne yazıyorsun”diyor.”eylül’ü”diyorum.”kırık,dökük duygularını,klişeleşmiş kelimelerle terennüm edip durmuşsun,
    boşver,sil”diyor.”boşver”diyorum…

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    ...de denize girmek,aklımın ucundan bile geçmezdi.hele bir gün öncesin de de yağmur yağmış.su o kadar ılıktı ki,keyfini yaşadım...

  • Can Akta
    Can Akta

    BENİMLE EYLÜL
    Yaraşır bilirim sonbahara gam:
    Geçerim bir hayel gibi kenardan
    Sahilde sorarım böyle bir akşam
    Rüzgarı sulardan, seni rüzgardan

    Ey siyah saçlı kız, mevsimin kızı
    Unutmuş kayalar maceramızı...
    Ruhuna yayılır derin bir sızı
    Sahilde gezen her bahtiyardan.

    ...Karanlık, neşesiz bir sonbahardı,
    Dalgalar kenardan seni sorardıarardı
    Duydumki ağlıyan bir seda vardı:
    Geçmişsin, anladım, sen bu yoldan!

  • Garbi Yeli
    Garbi Yeli

    Bir yaprak daha düştü hayat ağacımdan... Bir yıl daha gitti ömrümden... 3 Eylül 2006 Pazar...

  • Ahmet Burtaşkıray
    Ahmet Burtaşkıray

    hüzün, son, ayrılık

  • Atakan Kartaltepe
    Atakan Kartaltepe

    EYLÜL'ün duası...

    Yazılmış şiirlerin pek çoğu, yazılmışsa Nisan’a...
    Bir o kadarı da yazılmıştır...yazılmıştır bil sana...

    Eylül! sen ne hoş, ne güzel, ne tatlı, ne ılık bir ay’sın! ..
    Tanrı emretmiş, demiş sanki, “insanın içini baysın! ”

    Yumuşak, güneşli, dingin! bir Sonbahar ki pırıl-pırıl...
    Gel de sevme Eylül’ü...hadi sevmede, beğenme darıl...

    Ben doğmuşum, ben! 26’sında, Eylül benim ay’ım...
    Her ay Eylül olsa...12 ay! hep Eylül’le olayım...

    Nisan’da sevdiğimin ay’ı! Dünya’ya geldiği aydır...
    Benliğim O’na kuldur, köledir! .. gönlüm ise saraydır! ..

    Ne mutlu ki O Bahar! ..İlkbahar, çiçek çiçek bahardır...
    Bende Eylül’le gelen serinlik, sonra yağmur ve kar’dır...

    Yeşeren yapraktır O! ..bir dal’dır! O açan bir çiçektir! ..
    O’nda can bulur canlı...ya insan ya da börtü – böcektir...

    O 4 bense 9’um! hayattır O! ..can’dır! ..bense ölüm...
    Bilirsin! öyle olmasa gülüm, ben ki çoktan ölürüm

    Eylül’ün duasıdır var olman Nisan! ..cıvıltılarla...
    Sen sağol! dileğim bu, sen yaşa! yetinirim bu kâr’la...

  • Yıldız Demirel
    Yıldız Demirel

    EYLÜL RÜBAİ

    eylüle girdim eylüle girdim
    her ömrün bir eylülü vardır
    onca yaşadım
    şimdi bildim

    MURATHAN MUNGAN

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    eylül! daha çocukluğumdan
    beri size bakardım ben
    bir yazın azalmakta olan
    sözcüklerinden nasıl da
    ansızın sökülürdünüz
    bahçelerle ve kül
    dolardı içim... eylül!

    eylül! kırılgan mevsim!
    cam hançeri güzün
    dağılırdı kalbimde
    birden gecenin ve gündüzün
    perdesiyle örtülürdünüz
    tenhâyla ve tül
    dolardı içim... eylül!

    eylül! unuttum sizi
    dağ kızarır yol sararırdı
    ve ben dönüşlere bakardım
    o aman vermez belleğin
    paramparça güldüğüydünüz
    aynalarla ve gül
    dolardı içim... eylül!

    Hilmi Yavuz

  • Meral Dağkıran
    Meral Dağkıran

    hisseder gibiyim gelişini,balkonda uyumak için uzandım ve üşüdüm...umarım yüreğim de üşümez...

  • Funda Keskinoğlu
    Funda Keskinoğlu

    Sarılar giyindin neye bu davet
    Ayrılık getirme, ölüme evet
    Ya da bu sevdayı başımdan def et
    Aşıyor haddini; sevdiğim Eylül

    Eylüller bahdıma kara düşüyor
    Menekşe titriyor lale üşüyor
    Gün vakitsiz doğup erken aşıyor
    O buruk tadını sevdiğim Eylül.........

  • Güneş Seninle Doğacak
    Güneş Seninle Doğacak

    eylül

    eylül ve
    bitmeyen yağmurlar
    alnım açık
    yüzüm ak
    hep güneşler altında tutsak
    yanarak geçen bir ömrün
    elbet hakkıdır da
    ıslanmak...

    y. e.

  • Atakan Kartaltepe
    Atakan Kartaltepe

    26'sı 1- Türk Dil Bayramı...
    2- Doğum günüm...
    3- Dikkat ederseniz Sonbaharın en sakin, limonata gibi günüdür...

  • Sevgi Polat
    Sevgi Polat

    eylül akşamı.. bülent ortaçgil..

  • Sss Sssssenaa
    Sss Sssssenaa

    ayrılık eylülü ilkbaharımın
    güllerim kaçkere ekim'e kaldı.
    bitmez seranadı yare yarımın
    yarım umutlarda yıkıma kaldı...

  • Selma Doğan
    Selma Doğan

    BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

    Bir eylüldü başlayan içimde
    Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
    Çimenler sararmıştı
    Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
    Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
    Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
    Deli deli esiyordu rüzgar
    Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
    Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

    Neydi o bir zamanlar
    Sevmişliğim, sevilmişliğim
    O heyheyler, o delişmenlikler neydi
    Ne bu kadere boyun eğmişliğim
    Ne bu acıdan korlaşan yürek
    Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
    Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
    Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

    Beni kötü yakaladın haziran
    Gamlı, yıkık eylül sonuma
    Bir ilk yaz tazeliği getirdin
    Masmavi göğünle
    Cana can katan güneşinle
    Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
    Çiçekler açtı dokunduğun
    Çimler büyüdü yürüdüğün
    Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

    Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
    Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
    Dallarım yere değiyor
    Güneşi batmadan saçlarının
    Bir dolunay doğuyor bakışlarından
    Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
    Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
    Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
    Ölebilirim artık

    Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
    Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
    Baksana; parmak uçlarım ateş
    Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
    Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
    Benimle meydan oku her çaresizliğe
    Benimle uyu, benimle uyan
    Birlikte varalım on üçüncü aylara

    ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

  • Fatma Sena Gündüz
    Fatma Sena Gündüz

    eylül dersem hüzün anla demiş şair

  • Sener Kahraman
    Sener Kahraman

    nisan ne ise eylül de o hayatımda
    tıpkı doğum ve ölüm gibi

  • Nevi Gazel
    Nevi Gazel

    eylül şarkısını söyleyen alpay ve lise yılları
    eylülde gel..

  • Gül Solmaz
    Gül Solmaz

    yağmurdan sonra toprağın kokusu...

  • Elif Alpaslan
    Elif Alpaslan

    Sonbaharın en güzel zamanı.Dökülen yapraklar,yağmurun o huşu sesi.Toprak kokusu ve hüzün.İçindeki hüzünle, huzura doğru yürümektir özgürce.

  • Aylin Ay
    Aylin Ay

    Ayrılık ve hüzünle birlikte kullanılır.bütün o cıvıltının bittiği; herkesin,her şeyin bir yere dağıldığı ay..ben yine de seviyorum bu ayı huzur veriyor..

    ...Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi
    Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık... - ahmet telli -

  • Ormia Falan
    Ormia Falan

    yalancı mutluluklar dağıtan peri..esince rüzgar, yaprakların altından çıkan yaşanmışlıklar bana kalan...doğumumun şahidi tek ay..yine de sevemiyorum senii

  • Sim
    Sim

    Hüzün...

  • Alper Yalcin
    Alper Yalcin

    Yegenimin ismi eylül yeni dogdu göremedim daha..Belki daha da göremem. Eylül acilarin ayidir, acilarin üniformali ayidir. Ülkem boynu bükük bir hünüyusuf benim....

  • Serkan Turna
    Serkan Turna

    Dokunma bana eylül
    rüzgarınla kopacak yaprak gibiyim
    şimdi dostum ismini bile bilmediğim diyarlarda...

    dokunma bana eylül
    yağdırma bana yalnızlığımı hatırlatan yağmurlarını...

    şimdi dostum çok uzaklarda
    yolunu bile bilmediğim isimsiz diyarlarda...

    o yanımda yokken dokunma bana eylül...

    ona dokunma.........

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    sonbaharın en güzel çocuğu.