Kimi zaman güldüren; sevindiren... Kimi zamanda ağlatandır. Ne olduğunu bazen çözemeyecek duruma gelebiliriz. Öylesine bağlı kalıp bir daha kopmak imkansızdır. Aşkın kollarına düşen asla bir daha kurtulamaz. Acısını daima çekeriz ve aşkın izleri ömrümüz boyunca hep saklı kalır bir yerlerde. ansızın çıkıverdiğinde ise olanlar bize olur... Ne diyelim bir tarafı gül, bir tarafıda diken iştee...)
sevgilim, sen gitarınla çalarken hüzünlü parçalarını ve dalarken gözün derinlere.. ben endişelenirdim, önceki aşklarından hangisini hatırladın acaba diye...kıskanırdım sevgilim. içim içimi yerdi söyleyemezdim... sevdiğini söylerdin beni; nasıl diye sorunca...hüznünü seviyorum ve güzelsin sen, derdin.. oysa ki aşıktım ben sana, yanıp sönen neşene, kurduğun düşlere, durgun hüznüne.. dayanamadım, haklıydın adaleti öldürdüm..kaybettim seni bir saniyelik hata yüzünden. sevgilim özlüyorum seni ama çaresizim...geri dönmeye gücüm yok..gurur değil bu biliyorum ki sen başkasının oldun artık..
son dileğimi hatırla sevgilim nolur....olma çirkin kadınlarla..dayanamam sana çirkin bir kadının sahip olmasına..tek temennim bu senden..
aşk öyle bazılarıın dediği gibi bilinmez bir okyanus sırlı esrarlı bir şey değildir,suretten kurtulabilmişse aşk maşuk da fani olmaktır,eğer gerçek anlamı ile yaşanıyor ise en sefil aşıklar da bile bu sır bir nebze tecelli eder.
AŞK! ... Doyumsuzluğu zirvede yaşayabilmektir, her şeyi fazlasıyla hissetmek… O gözlerine bakarken; gözlerin dönmese de ona, kalbinle onu izleyebilmektir… AŞK! … Aynı anda güldüğün gibi, aynı anda umarsızca ağlayabilmektir, Dökülen yaşların nedensiz olmasıyla ilgilenmeden… AŞK! … Kapalı kapının ardında ağladığını hissetmek, Orda olduğunu ona hissettirmek…! ! Sıcaklığını odaya doldurabilmektir… AŞK! ... Karanlık kelimeleri maviye boyayabilmektir. Ya da yelkensiz bir gemide sapmadan ilerleyebilmek…!
AŞK! … Onu dilsiz birinden dinleyebilmek, Sağır birine anlatmak… Bazen de kör birine tarif etmektir renklerini…! ! AŞK! … Her rüzgar da onu anımsayıp tebessüm edebilmektir… Diline düşürmeden kalbinde hissetmektir…! !
AŞK bazen aptalca inanıp karşılığında güzel bir kazıkla aklını başına devşirmektir... BAZEN aptalca hayal kurmaktır BAZEN neden allahım neden diye feryat etmektir BAZEN de korkarak da olsa hayata yeniden başlamaktIR SONSUZA KADAR HEP MUTLU OLMAYA ADIM ATMAKTIR TIPKI BEN VE ÇOOOK SEVDİĞİM NİŞANLIM GİBİ....
o his öyle yüce ve bağımlılıktır ki ne onsuz ne onunla olunabilir.yaşadım yaşıyorum acısını hayır diyememektir,karşı konulamayan,karşı koymayı bile istenilmeyen birşeydir o. AŞK+KELEPÇE=BIRAKMAZ BENİ
aşkın hiç bir tarifi sıfatı ve tamamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır Aşk Ya tam ortasında dır yada merkezinde ya dışındasın dır hasretin...
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Aşk dediğin şın gibi olmalı, şeksiz, şüphesiz ve üç noktası özü, sözü, gözü anlatmalı…
Aşk dediğin kaf gibi olmalı, kaf dağı gibi ulaşılmaz erişilmez olmalı, iki zirvesi iki nokta gibi göğe uzanmalı, biri can biri canan olmalı… Hem kaf aşkın kalbidir onu çıkarınca gariye aş kalır mide kalır…
Aşk gönül işidir; gıdası cananın tebessümü, bir tatlı sözüdür…
Alemin var olma sebebi Aşk’tır, dünya Aşk ile döner, güneş her sabah Aşk’a gülümser, yıldızlar kara gecede Aşk’ı aydınlatır, yağmur bile Aşk’ı yeşertmek için yağar aleme…
Gülün nazı, bülbülün niyazı hep Aşk içindir…
Şairlerin yazdığı, ressamların çizdiği hep Aşk değil midir?
“… Aşk sözcüğü zaten sözlükte sarmaşık demekmiş. Bir sarmaşık çınarları servileri nasıl sarmalarsa Aşk da öyle sarıp sarmalarmış çınar gibi yiğitleri, servi boylu dilberleri ve her sarmaşık sardığı ağacı kuruturmuş; sonunda dıştan yemyeşil ve güzel gösterirmiş ama içten içe kurutur, çürütür, çökertirmiş… ”
“ … sevmenin tabakaları muhabbet, Aşk ve dert olmak üzere üç derecedir;
- muhabbet odur ki; mahbubunu görürse memnundur, görmezse kaydında değildir,
- Aşk odur ki; mahbubunu görürse memnundur, görmezse mahzundur,
- dert odur ki; mahbubunu görürse de mahzundur, görmezse de mahzundur… ”
Aşk hüznün dostudur, hasretin yoldaşı… Gurbettir hep aşkın mekanı… Hep biri ister, biri gözler, birden başkası düşmanıdır aşkın…
Aşkın tek gıdası, ekmeği, aşı, aşığın gözyaşıdır. Aşkın bayramı maşuğun bir tek tebessümüdür…
Aşk; görebilmektir, binlerce kişi içinde onu görebilmek, ama bazen de görmezden gelebilmektir.
Aşk dua etmektir; “Yarabbi ona da benim sevgimi ver” gibi dualar aşığın duası değildir, çünkü aşkta karşılık beklemek yoktur. Aşığın duası her an “Yarabbi onun hakkında hep en hayrlısını nasip et, ona gelecek dertler, üzüntüler bana gelsin” diyebilmektir. Ya da “Ben öleyim o kalsın, ben ağlayayım o gülsün” …
Ama en önemlisi Hz.Ebubekir’in duası gibi dua etmektir. Hani diyor ya “Yarabbi benim vücudumu o kadar büyüt ki cehennemde benden başka kimseye yer kalmasın.” İşte Aşık en azından diyebilmeli ki “Yarabbi benim vücudumu iki kişilik yap eğer onun cezası varsa onun yerine de ben yanayım, yer kalmasın cehennemde o dışarda kalsın.”
Hatırlamak; unutanlara has bir özellktir. Aşk dediğin unutmak tükenmektir diye bilip hiç unutmamaktır…
Aşk; herşeyi, her anı, her zamanı, her mekanı O ve diğerleri diye ayırmaktır. Onsuz bir geçmişi buruşturup çöpe atabilmek, onsuz bir geleceği hayal bile etmemektir.
Aşk, Harlı yanan ateş içerisinde gözlerini sonsuzluğa kapayan bir ağaç kurdunun, seninle braber bende yanarım dercesine, anlamsız ve shipsiz kalması gibi..
İMKANSIZ OLDUĞUNDA ÇOK ACI VERİCİ. AŞIK OLDUĞUNDA KARNINDA KRAMPLAR GİRİYO ONU GÖRÜNCE ATEŞ BASIYO YÜZÜNE ELLERİNİ KOYACAK YER BULAMIYORSUN KISACA AŞK GÖNÜLE GİRDİĞİNDE AKILDA TATİLE ÇIKAR
Tek taraflısı felaket,çok taraflısı rezalet.
Bir kez tuttum elini
Ve sen çekip gittin
Alacağın olsun
Senin!
Platonik Aşkım benim.
Gözlerim
Ah! körolası gözlerim
Özlüyor
Seni
Günler,aylar geçti
Sen neredesin?
Vefasız sevgili.
GÖRÜNMEZ BİR KELEBEGİN
KANAT ÇIRPIŞLARI GİBİDİR
Ask, hayallerindeki prens ile, gercek hayatta tanismak, o masali yasamaktir.
Açık seçik de yazarım seni sayfalara..Dökerim kelimeleri bir bir ayaklarına..Çocuk sen bir bahçenin en güzel çiçeğiydin.Ama kopardım
Çok geç
hançer, zehir, acı, sevinç, üzüntü
Kimi zaman güldüren; sevindiren... Kimi zamanda ağlatandır. Ne olduğunu bazen çözemeyecek duruma gelebiliriz. Öylesine bağlı kalıp bir daha kopmak imkansızdır. Aşkın kollarına düşen asla bir daha kurtulamaz. Acısını daima çekeriz ve aşkın izleri ömrümüz boyunca hep saklı kalır bir yerlerde. ansızın çıkıverdiğinde ise olanlar bize olur... Ne diyelim bir tarafı gül, bir tarafıda diken iştee...)
bile bile tutsaklıktır...
aşk bir annenin cocugunu dövmesidir
aglarsın acısından ama ona kırlmasın
aşkta öle
aldatılırsın kalbin yanar ama yinede seversin
aşk işte böyle
Aşk, bizi hayata bağlayan her şey.
sevgilim, sen gitarınla çalarken hüzünlü parçalarını ve dalarken gözün derinlere..
ben endişelenirdim, önceki aşklarından hangisini hatırladın acaba diye...kıskanırdım sevgilim.
içim içimi yerdi söyleyemezdim...
sevdiğini söylerdin beni; nasıl diye sorunca...hüznünü seviyorum ve güzelsin sen, derdin..
oysa ki aşıktım ben sana, yanıp sönen neşene, kurduğun düşlere, durgun hüznüne..
dayanamadım, haklıydın adaleti öldürdüm..kaybettim seni bir saniyelik hata yüzünden.
sevgilim özlüyorum seni ama çaresizim...geri dönmeye gücüm yok..gurur değil bu biliyorum ki sen başkasının oldun artık..
son dileğimi hatırla sevgilim nolur....olma çirkin kadınlarla..dayanamam sana çirkin bir kadının sahip olmasına..tek temennim bu senden..
aşk öyle bazılarıın dediği gibi bilinmez bir okyanus sırlı esrarlı bir şey değildir,suretten kurtulabilmişse aşk maşuk da fani olmaktır,eğer gerçek anlamı ile yaşanıyor ise en sefil aşıklar da bile bu sır bir nebze tecelli eder.
Bilinmez bir okyanus.
EEEY AŞK SENİ BİR OLAN PİŞMAN BİRDE OLMAYAN..
Olanı yakıp kavuransın olmayanıda hasretinden merakından yakıp kavuransın...
Aşk
İşidin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk
Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk
Kime kim vurdu ok
Gussa ile kaygu yok
Feryad ile âhı çok
Firkatli nesnedir aşk
Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk
Miskin Yunus neylesin
Derdin kime söylesin
Varsın dostu toylasın
Lezzetli nesnedir aşk
Yunus Emre
Aklımın iplerini saldım..ys
Aşkı sorarlar; -nedir ki- diye!
Kendisidir derim, kendisinden hediye…
- dilediğine -
AŞK! ...
Doyumsuzluğu zirvede yaşayabilmektir, her şeyi fazlasıyla hissetmek…
O gözlerine bakarken; gözlerin dönmese de ona, kalbinle onu izleyebilmektir…
AŞK! …
Aynı anda güldüğün gibi, aynı anda umarsızca ağlayabilmektir,
Dökülen yaşların nedensiz olmasıyla ilgilenmeden…
AŞK! …
Kapalı kapının ardında ağladığını hissetmek,
Orda olduğunu ona hissettirmek…! !
Sıcaklığını odaya doldurabilmektir…
AŞK! ...
Karanlık kelimeleri maviye boyayabilmektir.
Ya da yelkensiz bir gemide sapmadan ilerleyebilmek…!
AŞK! …
Onu dilsiz birinden dinleyebilmek,
Sağır birine anlatmak…
Bazen de kör birine tarif etmektir renklerini…! !
AŞK! …
Her rüzgar da onu anımsayıp tebessüm edebilmektir…
Diline düşürmeden kalbinde hissetmektir…! !
ANLATAMADIKLARINLA GURUR DUYABİLMEKTİR;
AŞK…! !
(aşka sinemce bir yorum)
AŞK bazen aptalca inanıp karşılığında güzel bir kazıkla aklını başına devşirmektir...
BAZEN aptalca hayal kurmaktır
BAZEN neden allahım neden diye feryat etmektir
BAZEN de korkarak da olsa hayata yeniden başlamaktIR
SONSUZA KADAR HEP MUTLU OLMAYA ADIM ATMAKTIR TIPKI BEN VE ÇOOOK SEVDİĞİM NİŞANLIM GİBİ....
Aşk; ateştir hem kendini yakar hem maşuğunu, yakarken de zilleti ziyalandırır.
aşk ne tandir netende can
aşk ne hevestir ne heyecan
aşk dediğin yüce Mevla...
Bazen saçlarına ak düşene kadar arayıp da bulamadığın en güzel hayal, en büyük armağan,
En büyük düş, bazen de bolca bulup insafsızca harcadığın, laçkalaşmış, anlamı kaybolmuş,
Bir yok oluş bir düşüş.
o his öyle yüce ve bağımlılıktır ki ne onsuz ne onunla olunabilir.yaşadım yaşıyorum acısını hayır diyememektir,karşı konulamayan,karşı koymayı bile istenilmeyen birşeydir o. AŞK+KELEPÇE=BIRAKMAZ BENİ
aşkın hiç bir tarifi sıfatı ve tamamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı başına bir dünyadır Aşk Ya tam ortasında dır
yada merkezinde ya dışındasın dır hasretin...
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Aşk dediğin elif gibi olmalı, dümdüz, dosdoğru…
Aşk dediğin şın gibi olmalı, şeksiz, şüphesiz ve üç noktası özü, sözü, gözü anlatmalı…
Aşk dediğin kaf gibi olmalı, kaf dağı gibi ulaşılmaz erişilmez olmalı, iki zirvesi iki nokta gibi göğe uzanmalı, biri can biri canan olmalı… Hem kaf aşkın kalbidir onu çıkarınca gariye aş kalır mide kalır…
Aşk gönül işidir; gıdası cananın tebessümü, bir tatlı sözüdür…
Alemin var olma sebebi Aşk’tır, dünya Aşk ile döner, güneş her sabah Aşk’a gülümser, yıldızlar kara gecede Aşk’ı aydınlatır, yağmur bile Aşk’ı yeşertmek için yağar aleme…
Gülün nazı, bülbülün niyazı hep Aşk içindir…
Şairlerin yazdığı, ressamların çizdiği hep Aşk değil midir?
“… Aşk sözcüğü zaten sözlükte sarmaşık demekmiş. Bir sarmaşık çınarları servileri nasıl sarmalarsa Aşk da öyle sarıp sarmalarmış çınar gibi yiğitleri, servi boylu dilberleri ve her sarmaşık sardığı ağacı kuruturmuş; sonunda dıştan yemyeşil ve güzel gösterirmiş ama içten içe kurutur, çürütür, çökertirmiş… ”
“ … sevmenin tabakaları muhabbet, Aşk ve dert olmak üzere üç derecedir;
- muhabbet odur ki; mahbubunu görürse memnundur, görmezse kaydında değildir,
- Aşk odur ki; mahbubunu görürse memnundur, görmezse mahzundur,
- dert odur ki; mahbubunu görürse de mahzundur, görmezse de mahzundur… ”
Aşk hüznün dostudur, hasretin yoldaşı… Gurbettir hep aşkın mekanı… Hep biri ister, biri gözler, birden başkası düşmanıdır aşkın…
Aşkın tek gıdası, ekmeği, aşı, aşığın gözyaşıdır. Aşkın bayramı maşuğun bir tek tebessümüdür…
Aşk; görebilmektir, binlerce kişi içinde onu görebilmek, ama bazen de görmezden gelebilmektir.
Aşk dua etmektir; “Yarabbi ona da benim sevgimi ver” gibi dualar aşığın duası değildir, çünkü aşkta karşılık beklemek yoktur. Aşığın duası her an “Yarabbi onun hakkında hep en hayrlısını nasip et, ona gelecek dertler, üzüntüler bana gelsin” diyebilmektir. Ya da “Ben öleyim o kalsın, ben ağlayayım o gülsün” …
Ama en önemlisi Hz.Ebubekir’in duası gibi dua etmektir. Hani diyor ya “Yarabbi benim vücudumu o kadar büyüt ki cehennemde benden başka kimseye yer kalmasın.” İşte Aşık en azından diyebilmeli ki “Yarabbi benim vücudumu iki kişilik yap eğer onun cezası varsa onun yerine de ben yanayım, yer kalmasın cehennemde o dışarda kalsın.”
Hatırlamak; unutanlara has bir özellktir. Aşk dediğin unutmak tükenmektir diye bilip hiç unutmamaktır…
Aşk; herşeyi, her anı, her zamanı, her mekanı O ve diğerleri diye ayırmaktır. Onsuz bir geçmişi buruşturup çöpe atabilmek, onsuz bir geleceği hayal bile etmemektir.
Aşk en çok da haddini bilmektir…
Ve aşk susmayı bilmektir, susabilmektir…
Aşk dediğin…
Neyse…
Mustafa Türkarslan
kandığım yalan
içtiğim su
yediğim ekmek
herşeyim ve herşeyim....
Aşk, Harlı yanan ateş içerisinde gözlerini sonsuzluğa kapayan bir ağaç kurdunun, seninle braber bende yanarım dercesine, anlamsız ve shipsiz kalması gibi..
zamansız ve sürekli...
Hastalıktır,kesinlikle ve mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.(Tabi insanlar için bu dediğim) İşinize aşık olun olummm
Aşk benim hiç tatmadığım,nezaman geleceğini bilmeden yolunu beklediğim bir yolcu.