ABDULLAH ÇATLI devleti ve milleti için biz evlerimizde rahat rahat yatarken kendisi kelle koltukta gezip savaşan ve bahtsız bir kazada haytını kaybettikten sonra kendisine bir düzüne asılsız suç atılan büyük TÜRK devletinin yetiştirdiği büyük bir kahramandır.ben inanıyorum ki TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE vatanı ve milleti için canını tehlikeye atacak çok kahraman vardır.
Devletin önce top secret işlerinde uzun süre kullanıp, sonra ifşa olunca, hakkında kürtaj uyguladığı şahsiyet. Her devletin böyle kullandığı adamları var ve olmalıdır da.
mesele çatlı ya da bir başkası değil bence. mesele insanımızın birbirine düşürülmeye, ayrımcılık bölücülük yapmaya teşvik edilmesi, özendirilmesi bence. sağcı solcu, ülkücü bölücü vs. bu memlekette sağcısıda solcusuda müslümanı da ermenisi de bu ülkenin çıkarlarını istiyorsa ülkemizin refaha kavuşmasını istiyorsa bu kavga nedendir anlamıyorum. insan aynı hedefleri olan kişilere düşman olur mu hiç. düşüncesi ne olursa olsun. burda çatlı bir idol bir kahraman gibi gösterilmekte ve onun gibi düşünenleri ateşlendirmektedir. halbuki onun gibi düşünenlerde özeleştiri yapabilmeli kendini sorgulayabilmelidir. ayrıca bir diğer meselede herkes kendi hakkını aramak için güce silaha başvurursa anarşi doğar, bu da dış mihrakların ekmeğine yağ sürmek demektir.
Cinayetler serisine Bahçelievler katliamı ile başlayıp burada yedi genci Haluk Kırcı isimli katille birlikte vahşice katleden,daha sonra bağlı olduğu ülkü ocaklı faşistlerle birlikte sayısız katliama imza atan katil.12 Eylül faşist cuntası tarafından devletin kirli işlerini uygulamakla görevlendirildi,daha sonraki dönemde özellikle Çiller-Ağar ikilisinin işbirliği ile sahte pasaport ve kimlik sağlayarak uyuşturucu kaçakcılığı dahil bir çok kirli işe bulaşıp rant sağladı.Susurluk kazasında sevgilisi ve bir emniyet müdürü ile birlikte öldü.Kaza sırasında yanında aynı araçta bulunan korucu başı ve kirli süresince devlet tarafından kullanılan Sedat Bucak yıllarca hafızasını kaybettiği ve dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamadı.Mehmet Ağar ise halen milletvekili olduğundan yıllardır yargı önüne çıkarılmıyor.Kamuoyuna tamamı açıklanamayan uyduruk bir raporla bu olayda örtülüp gitti.Çatlı nın arkadaşı katil İdi amin kod adlı Haluk Kırcı ne hikmetse iki kez yanlışlıkla tahliye edildi.Bu katil her ne hikmetse ülkesini çok sevdiğinden olacak Ukrayna ya kaçıverdi.Şu an orada tutuklu bulunan katilin Türkiye'ye iadesi bekleniyor büyük ihtimalle ya kısa bir süre cezaevinde klır ya da gene yanlışlıkla tahliye edilip değişik bir kimlikle saygın bir iş adamı olarak ülkesine hizmet etmeye devam eder
Kökeni 1950 lere dayanan ilk İtalya'da kurulmuş olan ve geri planda her türlü kirli işi yapan ve vatan için her türlü işi mübah sayan her ülkenin kendine has olan bir teşkilat:Gladio Teşkilatı... Abdullah Çatlı'da Türk Gladiosu'nun elemanlarından biriydi.Kah namaz kılardı,kah Avrupa'da gerekli parayı sağlamak için eroin satardı. Bir paradox ve onun uzantısı.Kimine göre kahraman,kimine göre vatan haini...Ve bana göreler sana göreler bu tür teşkilatlar yeraltında olduğu müddetçe devam eder...Bence en iyisini devlet bilir.Bir sormak gerek..
İnsan var, mimikleriyle şimşek çaktırır; bir anlık aydınlığı en sevimli tarafına düşürür, görenlerin sevgisini kazanır. insan var, feryadını duyuacak kulak bulamaz. halini göstermek istediği gözlere perde iner. sonra bir yığın insan, 'gördük' der, gördükleri, görmek istedikleri, duydukları duymak istedikleridir.Çatlı'da olduğu gibi.
Kimileri deniz gibi köpürür Kimileri dalga dalga secdede Kimileri kılıç gibi savaşıyor Kimileri kanımızı içmede...Sizin düşündüklerinizi o yaptı... Kılıç gibi savaştı,Bir vatansever olarak hakka yürüdü, o sadece davasının ve inandıklarının adamıydı...O ABDULLAH ÇATLI idi.... ruhu şad mekanı cennet olsun....
MÇP eski MYK üyesi Yaşar Yıldırım: 'Bazıları Türk-Kürt çatışmasından yarar umuyor olabilir. Ama biz ülkücü gençlerin yeniden Kontrgerillanın oyuncağı olmasını istemiyoruz.'
Ülkücülerin milliyetçilik duyguları kullanılmıştır. Bundan Çatlı da nasibini almıştır.
Nevşehir'de 1956 yılında doğdu. 1977 yılında Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 1978'de Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Genel Başkan Yardımcısı oldu.25 Ağustos 1978'de Sakarya'da Nevzat Bor ve Mustafa Pehlivanlı'yla birlikte gözaltına alındı. İstanbul'a götürülen Çatlı, daha sonra serbest bırakıldı. Ankara polisi tarafından tekrar gözaltına alınan Çatlı, tekrar serbest bırakıldı.
Çatlı, ÜGD Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde, ÜGD'nin yerine Ülkü Yolu Derneği'ni Nevşehir'de kurdu. 11 Temmuz 1978'de Ankara'da işlenen Doç. Dr. Bedrettin Cömert cinayetinin faili olarak arandı. MİT'in resmi belgelerinde, 22 Ekim 1983'te Paris'te MİT'le temasa geçtiği ve ASALA'ya karşı beş ayrı eylemde yer aldığı bildirildi.Sürgünden sürgüne gönderildi; yılmadı. Yaşamak zorunda olduğunu biliyordu. Birçok yerde bulundu. Milleti için kan döktü, yaralandı, yılmadı... Tamamı yaklaşık 10 yıl olan hapis hayatının 5 yılı hücrelerde geçti. Kitaplar yardımı ve kendi kendine yabancı lisan öğrendi.
Abdullah Çatlı çağımızın yetiştirmiş olduğu idealist bir kahramandır.Kendini Türk Milleti için adamış bir insan olan Abdullah ÇATLI'yı Katil ve Mafya olarak gören insanları tarih birgün kınayacaktır.Türkiyede bunca pislik varken Türk milleti için asala örğütüyle savaşan bir insanı kötülemek bizim için elbette utanç abidesidir.Türk Milletini bölmek isteyen Leyle zana ve arkadaşlarını kahraman olarak görüp Abdullah ÇATLI kötülemek ancak vatan hainlerinin yapacakları bir iştir.Abdullah ÇATLI BİZİM REİSİMİZDİR.
1990’ın ortalarında Susurluk kazasıyla adı birdenbire başlıklara geçen Abdullah Çatlı’yı toplum Uğur Mumcu’nun yazılarından tanımıştı. “Çatlı Kim? ” diye sormuştu, daha 1985’te. Kim olduğunu belgelemeye çalışmıştı. Mumcu’nun çatlı ve ilişkilerini anlatan yazılarından seçmeler var kitapta. Susurluk ile ilgili soruların da yanıtsız kaldığı günümüzde, yapıt hep güncelliğini koruyacak.
'Bir ülkede, birbiri ardına cinayetler işlenir ve katiller yakalanmazsa, o zaman 'devlet içinde devlet' olduğu yolundaki şüpheler su yüzüne çıkar. Demek oluyor ki polisin yakalamadığı, gücünün yetmediği bazı güç dengeleri bulunmaktadır. Kimdir bunlar? ' (Cumhuriyet, 31 Mayıs 1976, Eşkıyanın Kökü Dışarda...')
'Bu köşede okurlarımı bıktırırcasına 'Ülkü Ocakları'na cinayet silahları veren jandarma yüzbaşılarını' yazdım durdum; kimse kulak asmadı. Bu silahların kayıt sayılarını bile verdim; hiçbir asker ve sivil yönetici bana mısın demedi. Ankara'da Devlet Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi öğrencilerinin üzerine Amerikan yapısı ve ordu malı bomba atıldığını yazdım; bu bombanın marka ve sayısını bildirdim, kimse tınmadı. Ne oluyor, kim yönetiyor bu devleti? ' (Cumhuriyet, 27 Kasım 1979, Kim Kaçırdı? ..)
'Abdullah Çatlı, İsviçre'nin Basel kenti savcılığınca uyuşturucu madde kaçakçılığı suçundan aranmaktadır. Fransız polisince aynı suçtan ötürü tutuklanmıştır. Ağca'yı cezaevinden kaçıranların başında Çatlı bulunmaktadır. Çatlı, Bahçelievler'de öldürülen TİP'li 7 gencin katillerinden biridir. Ağca'ya sahte pasaport, Çatlı ve arkadaşlarınca sağlanır. Papa suikastinde kullanılan silahı, Avusturyalı eski naziden satın alan Çatlı'dır. Avrupa'da ülkücülerle Ermeniler'in ortak olduğu uyuşturucu madde kaçakçılığının kilit adamlarından biri yine Çatlı'dır.' (Cumhuriyet, 21 Eylül 1985, Çatlı Kim? ..)
'Bu Abdullah Çatlı'nın, bu Oral Çelik'in ve Ağca'nın ilişkilerini şöyle bir araştırın; hepsinden 'istihbarat örgütü' kokusu çıkar.' (Cumhuriyet, 13 Ekim 1985, İşler Karışık...)
Abdullah Çatlı bu toprağın doğurduğu vatansever bir kahramandır.
ABDULLAH ÇATLI devleti ve milleti için biz evlerimizde rahat rahat yatarken kendisi kelle koltukta gezip savaşan ve bahtsız bir kazada haytını kaybettikten sonra kendisine bir düzüne asılsız suç atılan büyük TÜRK devletinin yetiştirdiği büyük bir kahramandır.ben inanıyorum ki TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE vatanı ve milleti için canını tehlikeye atacak çok kahraman vardır.
Devletin önce top secret işlerinde uzun süre kullanıp, sonra ifşa olunca, hakkında kürtaj uyguladığı şahsiyet. Her devletin böyle kullandığı adamları var ve olmalıdır da.
mesele çatlı ya da bir başkası değil bence. mesele insanımızın birbirine düşürülmeye, ayrımcılık bölücülük yapmaya teşvik edilmesi, özendirilmesi bence. sağcı solcu, ülkücü bölücü vs. bu memlekette sağcısıda solcusuda müslümanı da ermenisi de bu ülkenin çıkarlarını istiyorsa ülkemizin refaha kavuşmasını istiyorsa bu kavga nedendir anlamıyorum. insan aynı hedefleri olan kişilere düşman olur mu hiç. düşüncesi ne olursa olsun. burda çatlı bir idol bir kahraman gibi gösterilmekte ve onun gibi düşünenleri ateşlendirmektedir. halbuki onun gibi düşünenlerde özeleştiri yapabilmeli kendini sorgulayabilmelidir. ayrıca bir diğer meselede herkes kendi hakkını aramak için güce silaha başvurursa anarşi doğar, bu da dış mihrakların ekmeğine yağ sürmek demektir.
Cinayetler serisine Bahçelievler katliamı ile başlayıp burada yedi genci Haluk Kırcı isimli katille birlikte vahşice katleden,daha sonra bağlı olduğu ülkü ocaklı faşistlerle birlikte sayısız katliama imza atan katil.12 Eylül faşist cuntası tarafından devletin kirli işlerini uygulamakla görevlendirildi,daha sonraki dönemde özellikle Çiller-Ağar ikilisinin işbirliği ile sahte pasaport ve kimlik sağlayarak uyuşturucu kaçakcılığı dahil bir çok kirli işe bulaşıp rant sağladı.Susurluk kazasında sevgilisi ve bir emniyet müdürü ile birlikte öldü.Kaza sırasında yanında aynı araçta bulunan korucu başı ve kirli süresince devlet tarafından kullanılan Sedat Bucak yıllarca hafızasını kaybettiği ve dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamadı.Mehmet Ağar ise halen milletvekili olduğundan yıllardır yargı önüne çıkarılmıyor.Kamuoyuna tamamı açıklanamayan uyduruk bir raporla bu olayda örtülüp gitti.Çatlı nın arkadaşı katil İdi amin kod adlı Haluk Kırcı ne hikmetse iki kez yanlışlıkla tahliye edildi.Bu katil her ne hikmetse ülkesini çok sevdiğinden olacak Ukrayna ya kaçıverdi.Şu an orada tutuklu bulunan katilin Türkiye'ye iadesi bekleniyor büyük ihtimalle ya kısa bir süre cezaevinde klır ya da gene yanlışlıkla tahliye edilip değişik bir kimlikle saygın bir iş adamı olarak ülkesine hizmet etmeye devam eder
Kökeni 1950 lere dayanan ilk İtalya'da kurulmuş olan ve geri planda her türlü kirli işi yapan ve vatan için her türlü işi mübah sayan her ülkenin kendine has olan bir teşkilat:Gladio Teşkilatı...
Abdullah Çatlı'da Türk Gladiosu'nun elemanlarından biriydi.Kah namaz kılardı,kah Avrupa'da gerekli parayı sağlamak için eroin satardı.
Bir paradox ve onun uzantısı.Kimine göre kahraman,kimine göre vatan haini...Ve bana göreler sana göreler bu tür teşkilatlar yeraltında olduğu müddetçe devam eder...Bence en iyisini devlet bilir.Bir sormak gerek..
İnsan var, mimikleriyle şimşek çaktırır; bir anlık aydınlığı en sevimli tarafına düşürür, görenlerin sevgisini kazanır. insan var, feryadını duyuacak kulak bulamaz. halini göstermek istediği gözlere perde iner. sonra bir yığın insan, 'gördük' der, gördükleri, görmek istedikleri, duydukları duymak istedikleridir.Çatlı'da olduğu gibi.
Kimileri deniz gibi köpürür Kimileri dalga dalga secdede Kimileri kılıç gibi savaşıyor Kimileri kanımızı içmede...Sizin düşündüklerinizi o yaptı...
Kılıç gibi savaştı,Bir vatansever olarak hakka yürüdü, o sadece davasının ve inandıklarının adamıydı...O ABDULLAH ÇATLI idi.... ruhu şad mekanı cennet olsun....
MÇP eski MYK üyesi Yaşar Yıldırım: 'Bazıları Türk-Kürt çatışmasından yarar umuyor olabilir. Ama biz ülkücü gençlerin yeniden Kontrgerillanın oyuncağı olmasını istemiyoruz.'
Ülkücülerin milliyetçilik duyguları kullanılmıştır. Bundan Çatlı da nasibini almıştır.
abdullah çatlı: türkiyeyi asala sorunundan kurtaran bir mit ajanı! ! !
bence güçlü bir kişilik öyle olmasa mit neden çatlıya başvursun ki! ! ! ! !
O bir devlet adamı öyle yada böyle devletin emrinde idi.
Ölümü bile devlet için oldu.
ALLAH RAHMET EYLESİN.
efsane öldü
Ha abdullah çatlı
ha abdullah öcalan
İkisi de bi amaç için çalışıyo
ABDullah..
Devletin zamanında legal olarak halledemediği işleri haletmek için yarattığı mafya babası...
bana göre devlet adına calışan adamdır şimdikinin polat alemdardır.
kahramanlar vardır ebediyen var olacaktır
O tam anlamıyla bir şarlatan.Paçayı fena kaptırdı bu sefer çok iyi oldu!
Nevşehir'de 1956 yılında doğdu. 1977 yılında Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 1978'de Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Genel Başkan Yardımcısı oldu.25 Ağustos 1978'de Sakarya'da Nevzat Bor ve Mustafa Pehlivanlı'yla birlikte gözaltına alındı. İstanbul'a götürülen Çatlı, daha sonra serbest bırakıldı. Ankara polisi tarafından tekrar gözaltına alınan Çatlı, tekrar serbest bırakıldı.
Çatlı, ÜGD Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde, ÜGD'nin yerine Ülkü Yolu Derneği'ni Nevşehir'de kurdu. 11 Temmuz 1978'de Ankara'da işlenen Doç. Dr. Bedrettin Cömert cinayetinin faili olarak arandı.
MİT'in resmi belgelerinde, 22 Ekim 1983'te Paris'te MİT'le temasa geçtiği ve ASALA'ya karşı beş ayrı eylemde yer aldığı bildirildi.Sürgünden sürgüne gönderildi; yılmadı. Yaşamak zorunda olduğunu biliyordu. Birçok yerde bulundu. Milleti için kan döktü, yaralandı, yılmadı... Tamamı yaklaşık 10 yıl olan hapis hayatının 5 yılı hücrelerde geçti. Kitaplar yardımı ve kendi kendine yabancı lisan öğrendi.
Abdullah Çatlı çağımızın yetiştirmiş olduğu idealist bir kahramandır.Kendini Türk Milleti için adamış bir insan olan Abdullah ÇATLI'yı Katil ve Mafya olarak gören insanları tarih birgün kınayacaktır.Türkiyede bunca pislik varken Türk milleti için asala örğütüyle savaşan bir insanı kötülemek bizim için elbette utanç abidesidir.Türk Milletini bölmek isteyen Leyle zana ve arkadaşlarını kahraman olarak görüp Abdullah ÇATLI kötülemek ancak vatan hainlerinin yapacakları bir iştir.Abdullah ÇATLI BİZİM REİSİMİZDİR.
ölü olduğu için 'yakalanma' durumu olamayacak mefta.
Ermeni mafyasıyla ortak uyuşturucu madde kaçakçılığı yapan zat.
ulkenin ve halkın aydınlık gelecegini namlusuyla erteleyen orgutlu sahıslardan birisi...arkasından gelenler de cabası...
İlk önce mit e daha ssonra polise çalışmış
O yüzden polis ile mit kavgalıymış
yetenekliymiş devlet vur demiş vurmuş işi bitince harcadılar
adamın tartışılacak neyi varki mahkemece kanıtlanmış olan 7 kişinin öldürülmesi,uyuşturucu kaçakçılığı,cinayetler,sahte hüviyet daha ne olsun
devletin tetikçisi,katil,uyuşturucu kaçakcısı
o bir kahraman
bence o liderlerin lideri REİS DİR.o vatanseverdir.o tektir.o bir meşaledir.o mesale söndü ama bizim gibi mesaleleri yakarak.allah rahmet eylesin.....
devlet tarafından kullanılan ve bundan dolayı adam da öldüren kişi ne diyelim allah rahmet eylesin
Katiller, uyuşturucu kaçakçıları ve diğer karanlık insanların oluşturduğu çetenin mümtaz(!) bir üyesi...
Saklı Devletin Güncesi 'Çatlı vs.'
1990’ın ortalarında Susurluk kazasıyla adı birdenbire başlıklara geçen Abdullah Çatlı’yı toplum Uğur Mumcu’nun yazılarından tanımıştı. “Çatlı Kim? ” diye sormuştu, daha 1985’te. Kim olduğunu belgelemeye çalışmıştı. Mumcu’nun çatlı ve ilişkilerini anlatan yazılarından seçmeler var kitapta. Susurluk ile ilgili soruların da yanıtsız kaldığı günümüzde, yapıt hep güncelliğini koruyacak.
'Bir ülkede, birbiri ardına cinayetler işlenir ve katiller yakalanmazsa, o zaman 'devlet içinde devlet' olduğu yolundaki şüpheler su yüzüne çıkar. Demek oluyor ki polisin yakalamadığı, gücünün yetmediği bazı güç dengeleri bulunmaktadır. Kimdir bunlar? ' (Cumhuriyet, 31 Mayıs 1976, Eşkıyanın Kökü Dışarda...')
'Bu köşede okurlarımı bıktırırcasına 'Ülkü Ocakları'na cinayet silahları veren jandarma yüzbaşılarını' yazdım durdum; kimse kulak asmadı. Bu silahların kayıt sayılarını bile verdim; hiçbir asker ve sivil yönetici bana mısın demedi. Ankara'da Devlet Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi öğrencilerinin üzerine Amerikan yapısı ve ordu malı bomba atıldığını yazdım; bu bombanın marka ve sayısını bildirdim, kimse tınmadı. Ne oluyor, kim yönetiyor bu devleti? ' (Cumhuriyet, 27 Kasım 1979, Kim Kaçırdı? ..)
'Abdullah Çatlı, İsviçre'nin Basel kenti savcılığınca uyuşturucu madde kaçakçılığı suçundan aranmaktadır. Fransız polisince aynı suçtan ötürü tutuklanmıştır. Ağca'yı cezaevinden kaçıranların başında Çatlı bulunmaktadır. Çatlı, Bahçelievler'de öldürülen TİP'li 7 gencin katillerinden biridir. Ağca'ya sahte pasaport, Çatlı ve arkadaşlarınca sağlanır. Papa suikastinde kullanılan silahı, Avusturyalı eski naziden satın alan Çatlı'dır. Avrupa'da ülkücülerle Ermeniler'in ortak olduğu uyuşturucu madde kaçakçılığının kilit adamlarından biri yine Çatlı'dır.' (Cumhuriyet, 21 Eylül 1985, Çatlı Kim? ..)
'Bu Abdullah Çatlı'nın, bu Oral Çelik'in ve Ağca'nın ilişkilerini şöyle bir araştırın; hepsinden 'istihbarat örgütü' kokusu çıkar.' (Cumhuriyet, 13 Ekim 1985, İşler Karışık...)