insanlara güzeli allah aşkını ifade eden allaha tam anlamıyla bağalanan insanları doğruyasevk edici güzelliklerde blunan allah dostudur allahın izniyle mucizelerde göSTEREN ÖLÜYü dirilten vs güzel mütevazi bir zattır
insanlara güzeli allah aşkını ifade eden allaha tam anlamıyla bağalanan insanları doğruyasevk edici güzelliklerde blunan allah dostudur allahın izniyle mucizelerde göSTEREN ÖLÜYü dirilten vs güzel mütevazi bir zattır
'Dilinde olanı kalbin desteklemedikçe hakka doğru bir adım atamazsın' Gavs'ul azam Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî
Ben tasavvufa Sultan Geylânî(K.S.) hazretleriy le girdim.Makamı İnanın bambaşka ben övecek bir kelime bulamıyorum... Bir büyük zat buyuruyorki(Menkıbeleri kitabından) : 'Bütün denizler mürekkep bütün ağaç ve otlar kalem.kağıt olsa yinede Abdülkâdir-i Geylânî(K.S.) hazretleri'nin makamını anlatamaz.
allah Cümlemizi şefaatlerine nail eylesin inşaallah...
Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir. Yüce vasıflarını dile getirmede kelimelerin güçsüz kaldığı o yüce veli kamil insan, Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani gibi yüce sıfatlarla anılır.
VELİLERİN SULTANI SEYYİD SULTAN ABDÜLKADİR-İ GEYLANİ (kaddesallahu sırrahul aziz ve hakim):
Abdülkadir Geylani Hazretleri bir gün Bağdat’ta sohbet ediyordu. Meclisinde pek çok alim ve veli vardı. Bir ara;
- “İşte şu ayağım her velinin boynu üzerindedir” buyurdu. Orada bulunanların hepsi bu sözü tasdik ettiler.
Abdülkadir Geylani Hazretleri bu sözü söylediğinde, yeryüzündeki bütün veliler boyunlarını ona doğru uzattı. O anda boynunu uzatanlardan biri de Ahmed er-Rufai Hazretleriydi. Ona niçin böyle yaptığını sorduklarında şöyle dedi:
- “Şu anda Abdülkadir Bağdad’da, ‘Ayağım her velinin boynundadır’ diyor.” Ahmed er-Rufai Hazretleri; “O bu sözü manevi emirle söyledi” dedi.
Hayat bin Kays Hazretleri buyurur ki;
- “Abdülkadir Geylani bu sözü söyleyince bütün velilerin kalblerindeki nurlar arttı. İlimlerinde bereket, hallerinde yükseklik görüldü. Çünkü onlar istisnasız, başlarını onun ayağına doğru uzatmışlardı.”
Ebu Medyen Mağribi de;
- “Evet, ben Mağrib’de ona boynunu uzatanlardan biriyim” buyurdu.
Hazreti Muhammed (sav) 'in torunu, EVLİYALARIN SULTANI, onu tanımak sevmek ne büyük nimettir. Saçının teline başlar feda ya Resulullah(sav) , Saçının teline başlar feda ya Sultanül Evliya,
Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir. Yüce vasıflarını dile getirmede kelimelerin güçsüz kaldığı o yüce veli kamil insan, Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani gibi yüce sıfatlarla anılır. Hazreti Abdülkadir Geylani, 1077 (hicri 470) yılında, Peygamberimizin vefatından 445 yıl sonra, Hazar denizinin güneyinde Geylan kasabasında doğmuş, 1165 (hicri 562) yılında 91 yıllık muhteşem bir ömürden sonra, yani 833 yıl önce bu aleme veda etmiştir. Soy itibariyle hem Seyyid, hem de Şerif idi. Yani soyu, babası Seyyid Musa tarafından İmam-ı Hasan Efendimiz’e, annesi Fatma Hatun tarafından da İmam-ı Hüseyin Efendimiz’e dayanıyordu. Onun için şu ibare meşhur olmuştur: “Veliler Sultanı Abdülkadir Geylani, aşk ile doğdu, kemal ile ömür sürdü ve kemal-i aşk ile Rabb’ine vasıl oldu.” Doğacağı Ramazan ayının ilk gecesi babası Seyyid Musa Cengi bir rüya görmüştü: Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) , ashab ve bütün evliyayı kiram bir yere toplanmışlardı. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: “Ya Musa, Oğlum! Gücü herşeye yeten ve herşeyin sahibi olan Cenab-ı Allah, bu gece sana insanların üstünde müstesna bir erkek evlat hediye etti. Bu evlat benim evladımdır. Ne mutlu sana..” Abdülkadir hiçbir çocuğa benzemiyordu. Ramazan günleri annesinden süt emmiyor, yöre halkı ramazanın giriş çıkışını onun bu durumuna göre tayin ediyordu. 18 yaşında çobanlık yaparken bir ineğin, hikmeti ilahiye ile “Sen bunun için yaratılmadın,” demesi üzerine annesinden izin alıp ilim tahsili için Bağdat’a geldi. Yolda kervanın yolunu kesen eşkiyalara annesine doğruluktan ayrılmayacağına dair verdiği söz için parasını saklamadan vermesinden dolayı eşkiyalar utanıp tövbekar oldular. Hammad-ı Debbas Hazretleri Bağdat’ta ilk mürşidi olmuş, uzun yıllar ilim tahsili ve vazu nasihatla meşgul olduktan sonra, Bağdat’tan uzaklaşıp 25 yıl çöllerde uzlete çekilmiş ve kimseyle görüşmemiştir. Bu süre içerisinde kendini ayakta tutacak kadar çöldeki bitkilerle beslenmiş, Peygamber Efendimiz’in ruhaniyyetinde terbiye görmüş ve Hızır (A.S.) ile arkadaşlık yapmıştır. 25 yıl sonra Bağdat’a dönmüş ve tüm insanlık alemine bir hakikat güneşi olarak doğmuştur. Bağdat’a gelince tüm halk onun nasihatlarını dinlemek için toplanmış, konuşmaya başlayamaması üzerine, Fahr-i Kainat Efendimiz’in ruhaniyyeti teşerrüf etmiş, ağzına yedi defa üflemiş ve O’na “Konuş, ya oğlum Abdülkadir; insanlara vaaz ve nasihatta bulun,” diye buyurmuşlardır. Bundan sonra Hz. Pir Efendimiz, durmaksızın kaynayıp coşan bir rahmet, hikmet ve ilim pınarı gibi tüm insanlara, susamış gönüllere hayat vermiştir ve hala da hayat vermeye devam etmektedir. Evet, Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri, ölümünden sonra bile tasarrufu ve himayesi devam eden velayet burcunun şahıdır. Birgün İbrahim bin Ethem’den bahsederlerken tesadüf ettiği talabelerine “Yazık, ona çok üzülüyorsunuz değil mi? Eğer zamanımızda olsaydı onu sarayında, tahtından ayırmadan irşad ederdik,” diye buyurmuşlardır. Bugün dahi aynı o gün ve o dakika gibi, O’nun himmet ve tasarruf eli, eskilerin katlandığı sıkıntı, zahmet ve belalara maruz bırakmadan Hakk’ı arayan Hak yolcularının üzerindedir. Biraz gayretle tefekkür edip anlayabilenlere ne mutlu!
4 kutuptan en büyüğü ZAMANININ ve TÜM ZAMANLARIN en büyük evliyası, EVLİYALARIN SULTANI. 'Benim bu ayaklarım tüm evliyaların omuzlarının üstündedir' demiş ve GAVSLIĞINI açıklamıştır. ALLAH-Ü TEALA BİLE KENDİSİNE 'GAVSÜL AZAM' yani BATMAYAN GÜNEŞ demiştir.Hal böyleyken, bazı dinden bihaber ve ayetleri parça parça yazarak aklınca insanların kafalarını karıştırmaya çalışanları ALLAH C.C. ıslah etsin. Ne mutlu onu sevenlere.
tasavvufta gelmiş ve gelecek bütün allah dostlarının en büyüğü kabul ediilen bir allah dostu...12 hak tarikatın hepsine de mensuptur ve bütün tarikat silsilelerinde de övgüyle yad edilir.ayrıca soyu peygamber efendimize dayanmaktadır. yani seyyittir...kadri tarikatının kurucusudur. keramet konusunda cömert davranan bir alimdir öyle ki biiznillah ölüyü dahi dirilttiği meşhurdur...allah hepimizi onunla birlikte resulü ekremin yanında yer almayı nasip etsin...amin....
oda herkes gibi bir insan hataları ve doğruları olan insanların onu yüceltmeli çok yanlış kanımca o meşhur sözüde onun söylediğine inanmıyorum mümin bir insan böyle lafızler etmez
ve sahabelerden üstün görmüyorum onlar ki kur-anda övülen şahıslar hiç duydunuzmu bir takım kerametlere (bence mucize demek) imza attıklarını allahualem vesselam
insanlara güzeli allah aşkını ifade eden allaha tam anlamıyla bağalanan insanları doğruyasevk edici güzelliklerde blunan allah dostudur allahın izniyle mucizelerde göSTEREN ÖLÜYü dirilten vs güzel mütevazi bir zattır
insanlara güzeli allah aşkını ifade eden allaha tam anlamıyla bağalanan insanları doğruyasevk edici güzelliklerde blunan allah dostudur allahın izniyle mucizelerde göSTEREN ÖLÜYü dirilten vs güzel mütevazi bir zattır
'Dilinde olanı kalbin desteklemedikçe hakka doğru bir adım atamazsın'
Gavs'ul azam Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî
Ben tasavvufa Sultan Geylânî(K.S.) hazretleriy le girdim.Makamı İnanın bambaşka ben övecek bir kelime bulamıyorum...
Bir büyük zat buyuruyorki(Menkıbeleri kitabından) :
'Bütün denizler mürekkep bütün ağaç ve otlar kalem.kağıt olsa yinede Abdülkâdir-i Geylânî(K.S.) hazretleri'nin makamını anlatamaz.
allah Cümlemizi şefaatlerine nail eylesin inşaallah...
Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani
Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir.
Yüce vasıflarını dile getirmede kelimelerin güçsüz kaldığı o yüce veli kamil insan, Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani gibi yüce sıfatlarla anılır.
VELİLERİN SULTANI SEYYİD SULTAN ABDÜLKADİR-İ GEYLANİ (kaddesallahu sırrahul aziz ve hakim):
Abdülkadir Geylani Hazretleri bir gün Bağdat’ta sohbet ediyordu. Meclisinde pek çok alim ve veli vardı. Bir ara;
- “İşte şu ayağım her velinin boynu üzerindedir” buyurdu. Orada bulunanların hepsi bu sözü tasdik ettiler.
Abdülkadir Geylani Hazretleri bu sözü söylediğinde, yeryüzündeki bütün veliler boyunlarını ona doğru uzattı. O anda boynunu uzatanlardan biri de Ahmed er-Rufai Hazretleriydi. Ona niçin böyle yaptığını sorduklarında şöyle dedi:
- “Şu anda Abdülkadir Bağdad’da, ‘Ayağım her velinin boynundadır’ diyor.” Ahmed er-Rufai Hazretleri; “O bu sözü manevi emirle söyledi” dedi.
Hayat bin Kays Hazretleri buyurur ki;
- “Abdülkadir Geylani bu sözü söyleyince bütün velilerin kalblerindeki nurlar arttı. İlimlerinde bereket, hallerinde yükseklik görüldü. Çünkü onlar istisnasız, başlarını onun ayağına doğru uzatmışlardı.”
Ebu Medyen Mağribi de;
- “Evet, ben Mağrib’de ona boynunu uzatanlardan biriyim” buyurdu.
Ya ALLAH(C.C) ya MUHAMMED (SAV)
Başına başlar feda ya Resulullah...
Naçiz ve sana aşık ümmetine şefaat et.
Allah dostu
ağızda sakız...forumda satır...
Anam babam feda olsun ya Resulullah(SAV) ,
Anam babam feda olsun ya Sultan Abdülkadir(r.a) ,
4 büyük kutuptan birisi. Makamı İbrahim'e ulaşan büyük İslam velisi ve alimi.
'Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sadık kullarımla beraber olun'
Tevbe Suresi 119. Ayet
'Ey iman edenler! Allah'tan korkun O'na yaklaşmaya vesile (sebep, aracı, araç) arayın. Onun yolunda mücahede edin ki kurtuluşa eresiniz'.
Maide suresi 35. Ayet
Gönül Sultanı.
Batmayan Güneş....Kıyamete kadarda batmayacak...
Devrinin en büyük alimi...
'Her kim bir Allah dostunu ziyaret etmek için bulunduğu yerden bir başka yere giderse, hicret etmiş gibidir'
Hadis-i Şerif
'Ümmetimin alimlerine hürmet ediniz, onlar yeryüzünün yıldızlarıdır'
Hadis-i Şerif
'Alimlere hürmet eden bana hürmet etmiş gibidir; bana hürmet edenler ise ALLAH'A (azze ve celle) hürmet etmiş gibidir'
Hadis-i Şerif
Hazreti Muhammed (sav) 'in torunu, EVLİYALARIN SULTANI, onu tanımak sevmek ne büyük nimettir.
Saçının teline başlar feda ya Resulullah(sav) ,
Saçının teline başlar feda ya Sultanül Evliya,
Batmayan Güneş....
Bağdatta bir gül doğdu,
Nuru cihanı boğdu,
Resule evlat oldu,
Abdülkadir Geylani...
Hazreti Pîr Seyyid Sultan Abdülkadir Geylani Kaddesallahü Sırrahül Azîz ve Hakîm, velayet burcunun batmayan güneşi, bütün velilerin piri, intisab edenlerin mutluluğa erdiği hidayet sancağı, ebedi saadetleri kendinde toplayan, maddi ve manevi tertemiz bir yolun mensubu ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) soyundan gelen torunudur. Tüm tarikatlar, hikmet ve ilim yolları, kaynağı Hz. Muhammed (s.a.v.) ummanı olan O yüce pınardan beslenmişlerdir.
Yüce vasıflarını dile getirmede kelimelerin güçsüz kaldığı o yüce veli kamil insan, Gavsül Azam, Velayetin Sultanı, Sultanü’l Evliya, Sertacü’l Evliya, Kutbu’r Rabbani, Gavsü’s Samedani gibi yüce sıfatlarla anılır.
Hazreti Abdülkadir Geylani, 1077 (hicri 470) yılında, Peygamberimizin vefatından 445 yıl sonra, Hazar denizinin güneyinde Geylan kasabasında doğmuş, 1165 (hicri 562) yılında 91 yıllık muhteşem bir ömürden sonra, yani 833 yıl önce bu aleme veda etmiştir. Soy itibariyle hem Seyyid, hem de Şerif idi. Yani soyu, babası Seyyid Musa tarafından İmam-ı Hasan Efendimiz’e, annesi Fatma Hatun tarafından da İmam-ı Hüseyin Efendimiz’e dayanıyordu. Onun için şu ibare meşhur olmuştur: “Veliler Sultanı Abdülkadir Geylani, aşk ile doğdu, kemal ile ömür sürdü ve kemal-i aşk ile Rabb’ine vasıl oldu.”
Doğacağı Ramazan ayının ilk gecesi babası Seyyid Musa Cengi bir rüya görmüştü: Peygamberler peygamberi Hz. Muhammed (A.S.) , ashab ve bütün evliyayı kiram bir yere toplanmışlardı. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: “Ya Musa, Oğlum! Gücü herşeye yeten ve herşeyin sahibi olan Cenab-ı Allah, bu gece sana insanların üstünde müstesna bir erkek evlat hediye etti. Bu evlat benim evladımdır. Ne mutlu sana..”
Abdülkadir hiçbir çocuğa benzemiyordu. Ramazan günleri annesinden süt emmiyor, yöre halkı ramazanın giriş çıkışını onun bu durumuna göre tayin ediyordu. 18 yaşında çobanlık yaparken bir ineğin, hikmeti ilahiye ile “Sen bunun için yaratılmadın,” demesi üzerine annesinden izin alıp ilim tahsili için Bağdat’a geldi. Yolda kervanın yolunu kesen eşkiyalara annesine doğruluktan ayrılmayacağına dair verdiği söz için parasını saklamadan vermesinden dolayı eşkiyalar utanıp tövbekar oldular.
Hammad-ı Debbas Hazretleri Bağdat’ta ilk mürşidi olmuş, uzun yıllar ilim tahsili ve vazu nasihatla meşgul olduktan sonra, Bağdat’tan uzaklaşıp 25 yıl çöllerde uzlete çekilmiş ve kimseyle görüşmemiştir. Bu süre içerisinde kendini ayakta tutacak kadar çöldeki bitkilerle beslenmiş, Peygamber Efendimiz’in ruhaniyyetinde terbiye görmüş ve Hızır (A.S.) ile arkadaşlık yapmıştır. 25 yıl sonra Bağdat’a dönmüş ve tüm insanlık alemine bir hakikat güneşi olarak doğmuştur.
Bağdat’a gelince tüm halk onun nasihatlarını dinlemek için toplanmış, konuşmaya başlayamaması üzerine, Fahr-i Kainat Efendimiz’in ruhaniyyeti teşerrüf etmiş, ağzına yedi defa üflemiş ve O’na “Konuş, ya oğlum Abdülkadir; insanlara vaaz ve nasihatta bulun,” diye buyurmuşlardır. Bundan sonra Hz. Pir Efendimiz, durmaksızın kaynayıp coşan bir rahmet, hikmet ve ilim pınarı gibi tüm insanlara, susamış gönüllere hayat vermiştir ve hala da hayat vermeye devam etmektedir.
Evet, Seyyid Abdülkadir Geylani Hazretleri, ölümünden sonra bile tasarrufu ve himayesi devam eden velayet burcunun şahıdır. Birgün İbrahim bin Ethem’den bahsederlerken tesadüf ettiği talabelerine “Yazık, ona çok üzülüyorsunuz değil mi? Eğer zamanımızda olsaydı onu sarayında, tahtından ayırmadan irşad ederdik,” diye buyurmuşlardır. Bugün dahi aynı o gün ve o dakika gibi, O’nun himmet ve tasarruf eli, eskilerin katlandığı sıkıntı, zahmet ve belalara maruz bırakmadan Hakk’ı arayan Hak yolcularının üzerindedir. Biraz gayretle tefekkür edip anlayabilenlere ne mutlu!
onun akla ne getirecegi buraya yazsak bitmez allahın lutuflandırmış oldugu bi insan
mükemmelik azgeliyo
allahın nasip etmediği kimse. feyz alamaz peygamberide görse.o peygamberler ve sahabiden sonra enbüyük insan. lütfen olumsuz düşünmeyiniz.
Geylani yatar Bağdat'ta
Ruhu gezer Arafatta
Sordum bir küheylan ata
Nerdesin canım Geylani
Yetiş ya hazreti Pir..
AŞK ile geldi, KEMAL ile gitti...
o cok büyük bir evliyadir
4 kutuptan en büyüğü ZAMANININ ve TÜM ZAMANLARIN en büyük evliyası, EVLİYALARIN SULTANI. 'Benim bu ayaklarım tüm evliyaların omuzlarının üstündedir' demiş ve GAVSLIĞINI açıklamıştır. ALLAH-Ü TEALA BİLE KENDİSİNE 'GAVSÜL AZAM' yani BATMAYAN GÜNEŞ demiştir.Hal böyleyken, bazı dinden bihaber ve ayetleri parça parça yazarak aklınca insanların kafalarını karıştırmaya çalışanları ALLAH C.C. ıslah etsin. Ne mutlu onu sevenlere.
tasavvufta gelmiş ve gelecek bütün allah dostlarının en büyüğü kabul ediilen bir allah dostu...12 hak tarikatın hepsine de mensuptur ve bütün tarikat silsilelerinde de övgüyle yad edilir.ayrıca soyu peygamber efendimize dayanmaktadır. yani seyyittir...kadri tarikatının kurucusudur.
keramet konusunda cömert davranan bir alimdir öyle ki biiznillah ölüyü dahi dirilttiği meşhurdur...allah hepimizi onunla birlikte resulü ekremin yanında yer almayı nasip etsin...amin....
oda herkes gibi bir insan hataları ve doğruları olan
insanların onu yüceltmeli çok yanlış kanımca o meşhur sözüde onun söylediğine inanmıyorum mümin bir insan böyle lafızler etmez
ve sahabelerden üstün görmüyorum onlar ki kur-anda övülen şahıslar
hiç duydunuzmu bir takım kerametlere (bence mucize demek) imza attıklarını allahualem vesselam
kadiri seyhi
gavs ı azam kutbul evliya 11inci asrın müceddidi büyük evliya peygamberimizin manevi oğlu büyük evliya