biseyi tamm yapmaya kalktıgımda o an ki vazgecis anıma bayılıyorum.sanki baska bi boyuta geciveriyorum bi sartlanmadan.for ekzampıl tam kırmızı keçeli elma:S.. kırmızı keçeli kalem.and yahut keçeli kırmızı kalemi tam bööle tırnaama surecem.vay ne hos durur deyerekten aklıma bin turlu sey geliyor,etrafı batırır.sweetim yeni alınmıs oram buram kırmızı olur falan diye.bi nanosaniyelik fikirle degisiyor.nanosaniye? ımm cevap veriyorum.yesil keçeli ısıgın yanmasıyla arkada ki aracın kornaya basması arasında gecen sure..vay anasını sayın seyirciler.
kendini bırakmak karanlık ve silik anılarında ve kendini bırakmak akan suyun aklına... dün derken bugüne kalan ve yarınlara taşıyamadığın umutların elinde kalan ve kaçma isteği ama en çok kendinden... küçükken en sevdiğim oyundu hayal denen şeyin adını bilmezken ve beklentilerim yokken gözlerimi kapatıp olamısını istediklerimi gözlerim açıkmışcasına görüvermek.şimdi gözlerimi kapatmaktan bile korkarken nasıl güvenebilirim hayallerime ve vazgeçmekten kim vazgeçirebilir beni? kim inandırabilir gerçek olmasını istediğin yalanlara bir daha ve en önemlisi inanmak isteyen beni kim bulabilir derinlerinde saflığımın... vazgeçmek belki en kolay kullanılan kelime hemen ağzından çıkıveriyor sanki hep orada hazır duruyormuş gibi. yapabilmesi söylemesi kadar kolay mı aşk denen kimyasal bozukluğun kalbinden damarlarına yayılırken attığı zafer çığlıkları yankılanırken kulaklarında...aşk işte en en büyük düşmanı vazgeçmelerin ama vazgeçmek kendinden daha kolaylaştırır kangren olmuş kalbini göğsünden kendi ellerinle çekip çıkartmayı...çaresiz bedenini acıdan temizlemenin sihirli anahtarıdır vazgeçmek ve bazen eksildikçe güçlenir insan...
Her tercih bir vazgeçiştir çünkü... Sabah işe gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat binbir seçeneği dayar burnunuzun ucuna... 'Ne giysem' telaşından, öğle yemeğinde 'Ne alırdınız' diye başucunuzda biten garsona, 'hangi kanaldaki filmi izlesem' kararsızlığından, 'bize oy verin' diye bağrışan partilere kadar herşey, herkes, her an sizi ısrarla bir tercihe zorlar. Yastığınıza teslim olmuşsanız, belki dışarda ışıl ışıl bir günden vazgeçmiş olursunuz. Bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o gün yaşamınızı ışıldatabilecekken, ağırbaşlı bir sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tanışıklığı tepersiniz. Belki yemediğiniz musakka, ısmarladığınız İzmir köfteden daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur. Ama yaşam, vazgeçtiğiniz şeye ilişkin ipucu vermez. Geri dönüp, o günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle yeniden yaşama şansınız yoktur. Bu seçim oyununda vazgeçtiğimiz şey, seçtiğinizden daha değerliyse pişmanlık kaçınılmazdır. Ama neyin değerli olduğunun kararı da yine size aittir. Ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen şöhret sahnesinin parıltılı neonları da olsa, çoğu zaman gözünüz hiç arkada kalmaz. Çünkü duvarlarına sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev ya da sevdiğiniz kadınla paylaşamadığınız bir saray sizin borsada kolay feda edilebilir değerlerdendir. Hayata bir başka gözle bakmayı öğrendiyseniz, bu seçimde kazandıklarını sananlara yalnızca acıyarak gülümsersiniz. Herşeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek en doğru seçimdir. ...ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir... (Can Dündar)
(siz bana aldırmayın.. korkularınız var biliyorum.. çünkü hiç bu kadar sevilmediniz; haklısınız, ürkütür bu sizi; alışkın değilsiniz, üstelik çok yalnızsınız.. sığamadım yüreğinize, size sunulan sevgileri; rujunuz, rimeliniz gibi çantanızda taşımıştınız hep, bu yüzden daralmıştı yüreğiniz.. zor iştir bir yüreği büyütmek.. vazgeçin; değmez, değmem.. ama siz; sevgi nedir öğrenmelisiniz.. birini olmasa bile bir şeyleri sevmelisiniz, vazgeçin yalnızca kendinizi sevmekten.. kendinizi, benim kadar sevemezsiniz)
Yaşam süresi içerisinde,nelerden vazgeçtiklerimizi düşündükten sonra,bunun pek bi anlam ifade edeceğini sanmıyorum.En azından kendi adıma...Bir çok şeyi isteriz,insan olmanın getirdikleriyle hayattan.sağlık,sıhhat,sevgi,şans,bolluk,bereket,güzel bir yaşam....vs.vs.vs...elde ettiklerimiz için şükür ediyorsak,elde edemediklerimiz için de etmeliyiz..Bunun anlamı Vazgeçmek olsa bile...
Hayatta VazGeçemeyeCeğim hiçßirŞey yOk,ßir Saniyede MAnyAk KaRaRLaR aLaßiLirim,Gidenede NEDEN diye Sormam,GiTme KaRaRı verDiySem KAL iÇin çOk geÇtiR.YaşamakLa-yaŞamamak araSında Duramam Ya yaŞaRım ya YaŞamam.İçinde AMA ve FAKAT geÇen cümLeLerden NefRet edeRim.Seni Seviyorum...AMA derSen ßu ßana kuRduğun sOn cümLediR,ßir SonRaki cümLeyi KurMa ŞanSın oLaCığını Sanmam..!
ıstanbulu cagıstırıyor neden bılmıyorum kacmak ıstıyorum cunku burda yasadıkalrım benı mahwedıyor ask hayatım ıs hayatımda aılede cok sıkıntılr cektım we gıdıyorum artık wazgecıyorum asktan sewgıden yardan anadan wazgecıyorum
hani demiştim ya vazgeçilmezim oldun diye bir zamanlar....şimdi ise vazgeçmek istediğimsn...her günün sabahı hatırlamamk unutmak istediğim oldun...senden vazgeçmekkk ne zordurrr bilir misinnn:((((
vazgeçtikten hemen sonrasıdır asıl tuhaf olan. ki, çoğu zaman geriye dönüşü yoktur vazgeçişlerin. verilen onca emek bir yana, kursakta kalan hevestir, en çok can acıtan. bir rüzgara kapıldım, geçti gitti, denir ve eskiye dönülür. eski, eskiyse hala daha.
bugünlerde üzerinde çok düşündüğüm bir konu. Ailemden arkadaşlarımdan ve burada sahip olduğum herşeyden vazgeçip başka bir okula geçiş yapmak ve herşeye sıfırdan başlamak istiyorum. hatta okulu bırakmak bile geliyor aklıma.. çok karışığım çoook
biseyi tamm yapmaya kalktıgımda o an ki vazgecis anıma bayılıyorum.sanki baska bi boyuta geciveriyorum bi sartlanmadan.for ekzampıl tam kırmızı keçeli elma:S.. kırmızı keçeli kalem.and yahut keçeli kırmızı kalemi tam bööle tırnaama surecem.vay ne hos durur deyerekten aklıma bin turlu sey geliyor,etrafı batırır.sweetim yeni alınmıs oram buram kırmızı olur falan diye.bi nanosaniyelik fikirle degisiyor.nanosaniye? ımm cevap veriyorum.yesil keçeli ısıgın yanmasıyla arkada ki aracın kornaya basması arasında gecen sure..vay anasını sayın seyirciler.
Biraksam herseyi dönsem birtürlü
Vazgecsem hayattan ölsem bir türlü...
rumuzum dan asla vazgeçmem...birgün silinip gitsede kalbimde yaşıcak o.......
Vazgecmek gecilmemesi gerekenlerden
Ama gecememek asil gecilesilerden
kendini bırakmak karanlık ve silik anılarında ve kendini bırakmak akan suyun aklına...
dün derken bugüne kalan ve yarınlara taşıyamadığın umutların elinde kalan ve kaçma isteği ama en çok kendinden...
küçükken en sevdiğim oyundu hayal denen şeyin adını bilmezken ve beklentilerim yokken gözlerimi kapatıp olamısını istediklerimi gözlerim açıkmışcasına görüvermek.şimdi gözlerimi kapatmaktan bile korkarken nasıl güvenebilirim hayallerime ve vazgeçmekten kim vazgeçirebilir beni? kim inandırabilir gerçek olmasını istediğin yalanlara bir daha ve en önemlisi inanmak isteyen beni kim bulabilir derinlerinde saflığımın...
vazgeçmek belki en kolay kullanılan kelime hemen ağzından çıkıveriyor sanki hep orada hazır duruyormuş gibi.
yapabilmesi söylemesi kadar kolay mı aşk denen kimyasal bozukluğun kalbinden damarlarına yayılırken attığı zafer çığlıkları yankılanırken kulaklarında...aşk işte en en büyük düşmanı vazgeçmelerin ama vazgeçmek kendinden daha kolaylaştırır kangren olmuş kalbini göğsünden kendi ellerinle çekip çıkartmayı...çaresiz bedenini acıdan temizlemenin sihirli anahtarıdır vazgeçmek ve bazen eksildikçe güçlenir insan...
vazgeçtiğin topraklar senindir.....demiş hz. isa
bütün ağırlıkları, olmazsa olmazları bırakmak
geçemedim takılı kaldım hatta
seçemedim aydınlığı hürriyetimi çaldın
herkese bu son dedim
kendime...
yenil, yenil yine yenil...
yeniden başlamak sanırım.
işin ilginci morartılmışsındır. vazgeçmesen ölürsün vazgeçsen ölürsün...
ölmenin bir çeşidi...
artık ben vazgeçtim,
yalnızlığı seçtim..........
Her tercih bir vazgeçiştir çünkü...
Sabah işe gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından vazgeçmiş olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat binbir seçeneği dayar burnunuzun ucuna... 'Ne giysem' telaşından, öğle yemeğinde 'Ne alırdınız' diye başucunuzda biten garsona, 'hangi kanaldaki filmi izlesem' kararsızlığından, 'bize oy verin' diye bağrışan partilere kadar herşey, herkes, her an sizi ısrarla bir tercihe zorlar.
Yastığınıza teslim olmuşsanız, belki dışarda ışıl ışıl bir günden vazgeçmiş olursunuz. Bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o gün yaşamınızı ışıldatabilecekken, ağırbaşlı bir sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tanışıklığı tepersiniz. Belki yemediğiniz musakka, ısmarladığınız İzmir köfteden daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki film, o anki ruh halinize daha uygundur.
Ama yaşam, vazgeçtiğiniz şeye ilişkin ipucu vermez. Geri dönüp, o günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle yeniden yaşama şansınız yoktur.
Bu seçim oyununda vazgeçtiğimiz şey, seçtiğinizden daha değerliyse pişmanlık kaçınılmazdır.
Ama neyin değerli olduğunun kararı da yine size aittir.
Ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen şöhret sahnesinin parıltılı neonları da olsa, çoğu zaman gözünüz hiç arkada kalmaz.
Çünkü duvarlarına sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev ya da sevdiğiniz kadınla paylaşamadığınız bir saray sizin borsada kolay feda edilebilir değerlerdendir.
Hayata bir başka gözle bakmayı öğrendiyseniz, bu seçimde kazandıklarını sananlara yalnızca acıyarak gülümsersiniz.
Herşeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek en doğru seçimdir.
...ve o dünyada en yerinde tercih; vazgeçiştir...
(Can Dündar)
(siz bana aldırmayın.. korkularınız var biliyorum.. çünkü hiç bu kadar sevilmediniz; haklısınız, ürkütür bu sizi; alışkın değilsiniz, üstelik çok yalnızsınız.. sığamadım yüreğinize, size sunulan sevgileri; rujunuz, rimeliniz gibi çantanızda taşımıştınız hep, bu yüzden daralmıştı yüreğiniz.. zor iştir bir yüreği büyütmek.. vazgeçin; değmez, değmem.. ama siz; sevgi nedir öğrenmelisiniz.. birini olmasa bile bir şeyleri sevmelisiniz, vazgeçin yalnızca kendinizi sevmekten.. kendinizi, benim kadar sevemezsiniz)
(orhun basat)
Atlattım ilk ölümleri / gidişinizden kalan
Son – ölüm – yokuşun dibinde
Bu yüzden giderek hızlanıyor hayat
Takılıp kendime / size düştüğümde
(orhun basat)
Yaşam süresi içerisinde,nelerden vazgeçtiklerimizi düşündükten sonra,bunun pek bi anlam ifade edeceğini sanmıyorum.En azından kendi adıma...Bir çok şeyi isteriz,insan olmanın getirdikleriyle hayattan.sağlık,sıhhat,sevgi,şans,bolluk,bereket,güzel bir yaşam....vs.vs.vs...elde ettiklerimiz için şükür ediyorsak,elde edemediklerimiz için de etmeliyiz..Bunun anlamı Vazgeçmek olsa bile...
NEDEN VAZGEÇİLMİŞ İSE ASLINDA ONUN İÇİN O ANA KADAR BOŞA UĞRAŞTIĞINI ONUIN OANDA BİR HİÇ OLDUĞUNU ANLAMAKTIR
zirveye bir adım kala...
sebepsiz
öylesine...
Ne zaman sağır bir ressam kristal bir zemin üzerine düşen gülün çıkardığı sesin resmini yaparsa işte o zaman ben senden vazgeçerim...
Hayatta VazGeçemeyeCeğim hiçßirŞey yOk,ßir Saniyede MAnyAk KaRaRLaR aLaßiLirim,Gidenede NEDEN diye Sormam,GiTme KaRaRı verDiySem KAL iÇin çOk geÇtiR.YaşamakLa-yaŞamamak araSında Duramam Ya yaŞaRım ya YaŞamam.İçinde AMA ve FAKAT geÇen cümLeLerden NefRet edeRim.Seni Seviyorum...AMA derSen ßu ßana kuRduğun sOn cümLediR,ßir SonRaki cümLeyi KurMa ŞanSın oLaCığını Sanmam..!
ıstanbulu cagıstırıyor neden bılmıyorum kacmak ıstıyorum cunku burda yasadıkalrım benı mahwedıyor ask hayatım ıs hayatımda aılede cok sıkıntılr cektım we gıdıyorum artık wazgecıyorum asktan sewgıden yardan anadan wazgecıyorum
hani demiştim ya vazgeçilmezim oldun diye bir zamanlar....şimdi ise vazgeçmek istediğimsn...her günün sabahı hatırlamamk unutmak istediğim oldun...senden vazgeçmekkk ne zordurrr bilir misinnn:((((
beynim basmıyor bugun..düşünmekten vazgeçmiş gibi
tercihinden vazgeçmek...
vazgeçtikten hemen sonrasıdır asıl tuhaf olan. ki, çoğu zaman geriye dönüşü yoktur vazgeçişlerin. verilen onca emek bir yana, kursakta kalan hevestir, en çok can acıtan. bir rüzgara kapıldım, geçti gitti, denir ve eskiye dönülür. eski, eskiyse hala daha.
'yapacağın bir şey yoksa* duracağın yeri bil'* durumunda yapılan
türkiyeyi parçalamak isteyen avrupa birliği hayalinden vazgeçmek
bugünlerde üzerinde çok düşündüğüm bir konu.
Ailemden arkadaşlarımdan ve burada sahip olduğum herşeyden vazgeçip başka bir okula geçiş yapmak ve herşeye sıfırdan başlamak istiyorum. hatta okulu bırakmak bile geliyor aklıma.. çok karışığım çoook
hiç kimse vazgeçilmez degildir
vazgéçméyi bilmeyén vazgéçilmez olamaz
Pes etmek gibi bir şey ama benim niyetim yok...
Vazgeçtim.
Artık senin için mücadele etmeyeceğim..
İnceldiği yerden kopsun