Neymiş, ATATÜRK de eleştirilirmiş. Eleştirilir tabii... Ama ATATURK'e yapılanlar eleştiri değil, yalanlardan, hakaretlerden, sahte belgelerden oluşan alçakça saldırılardır.
Eleştiri, uzmanlık isteyen iştir; eleştirdiğiniz konuda derinlemesine bilgi sahibi olmanız, eleştirdiğiniz kişi veya konuya yakın bir zeka ve birikimde olmanız gerekir.
GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi çok okuyan, derin düşünen, adanmış bir insanı ve yaşadığı ortamın koşullarını anlamadan eleştirmeye kalkmak en hafif ifadesiyle demagogluktur.
Kurtuluş Savaşı'mızın başkahramanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri ve Aydınlanma Devrimi'nin öncüsü Başkomutan GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ e yalanlarla, iftiralarla, inkarlarla açıktan veya sinsice saldıran nankörleri, hainleri, namussuzları lanetliyorum.
"Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır." (GAZİ MUSTAFA KEMAL, 30 Ağustos 1925)
ŞARLATANLAR HAKKINDA Gösteriş (riya ), İslam dininin hoş görmediği ve yasakladığı bir durumdur. Bir iyiliği veya bir ibadeti Allah'ın rızasını kazanmak için değil, insanların beğenisini kazanmak için yapmaya gösteriş (riya) denir. İbadetlerin en makbulü gösterişten uzak olanıdır.
Riya yapan kişiye riyakâr veya mürai denir. Riyakâr bir kimse, din bilgisi varsa münafık, yoksa yobaz olarak adlandırılır. Riyanın zıddı olan İslam dinî kavramı ihlastır (samimiyet).
İnsanların beğenisini, Allah'ın beğenisinden üstün tutmak, Allah'a ortak koşmak (şirk) olur, bu da en büyük günahlardan biridir.
Aklının erdiği ermediği konularda sabah akşam vaaz(!) vererek göz boyamak için debelenen gösterişçi (riyakar) şarlatanlar unutmasınlar ki, Allah'ı kandıramazlar.
ADAMIN BİRİ... - Adamın biri varmış, ikisi yokmuş. - Adamın biri yolda yürürken senet bulmuş, hemen gidip ödemiş. - Adamın biri varmış, biri varamamış. - Adamın biri yolda gelene geçene su atıyormuş, çünkü adamın adı Suat'mış. - Adamın biri adamın birine "kardan adam olur, senden adam olmaz" demiş. - Adamın yaşı altmış, kurusu üst... - Adamın birinin sakalı çıkmış, bıyığı inmiş. - Adamın biri yorgunluktan bitmiş, karısı pire... - Adamın biri kitap okurken ağır yaralanmış,çünkü satır başı'na gelmiş.
YORUMSUZ "Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı’na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar.
Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.
Damat Ferit Paşa ‘nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
..............
Eğer maksat, bugünkü Halife ve Padişah’a bağlılık ve sadakattan ayrılmadığını söylemek ve belirtmekse, bu zat haindir. Düşmanların vatan ve millet aleyhinde kullandıkları bir maşadır."
(Nutuk'tan alıntı / Gazi Mustafa Kemal Paşa, 15-20 Ekim 1927)
İTİNALI İLANLAR (Fena Döverim İnş. Tic. Turizm Taahhüt Makina Tekstil Gıda Sağlık Otomotiv Mobilya İmalat İthalat ve İhracat Ltd. Şti.)
İtinayla kız kaçırılır. İtinayla "karı" dövülür. İtinayla adam harcanır. İtinayla düğün dağıtılır. İtinayla dünür evi basılır. İtinayla acil servis camları indirilir. İtinayla yolsuzluk yapılır. İtinayla rüşvet alınır. İtinayla haram yenir. İtinayla köşe dönülür. İtinayla dolandırılır. İtinayla hile yapılır.
Taşlama ustası olduğu kadar ney ustası da olan şair Neyzen Tevfik'e sorarlar: "Üstadım, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?"
Zamanın maliye bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemdir.
Neyzen Tevfik yanıtlar: "Maliye vekili değilim ki, çalarken zevk alayım..."
Cumhuriyetimizin değerleri ve kazanımlarının peşkeş yolunu açan, laikliğe darbenin ilk adımını oluşturan 12 Eylül 1980 karanlığını ve başta eli kanlı Kenan Evren ile avenesi 4 general olmak üzere bu insanlık suçuna maşalık yapan tüm güruhu LANETLİYORUM .
İzmir’in kurtuluşunun 100. yılında, “Şehirlerin kurtuluş günleri kutlanmaz. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki” diyen Gazi Meclis’e başkanlık etmiş AKP’li İsmail Kahraman...
Cuma hutbesinde Mustafa Kemal ve İzmir’in kurtuluşu ile ilgili bir tek sözcük bile etmeyen Diyanet’in fetvacı başkanı Ali Erbaş...
Bu ülkenin yurtsever halkının nezdinde en ufak bir değeriniz de anlamınız da yoktur. Bu ülke için kanını canını veren kahramanlarımızın, mazlum halklara örnek olmuş Kurtuluş Savaşımızı hiçe sayanların ne duasına ne hutbesine de hiç ihtiyacı yoktur…
Ulusun/halkın duaları, minnet duyguları ve sevgileri onlara yeter!
Cübbeli Ahmet denen -biraz da komik- hocaya göre, Türkiye’deki yoksulluk, pahalılık, ekonomideki sorunlar, toplumun az namaz kılmasından kaynaklanıyormuş.
Hoca efendi, bilgi dağarcığının ederine bakmadan her konuda sallıyor... Ama haberi var mı ki, dünyanın en fakir 50 ülkesinin 32’si, günde 5 vakit namaz kılınan Müslüman ülkeler...
Ve Lüksemburg, Norveç, İsviçre, Avustralya, Danimarka gibi ülkelerde, Müslüman ülkelerden çok mu namaz kılınıyor ki, bu ülkeler dünyanın en yüksek gelire sahip ülkeleri oluyor?
Pazarlık yapıyoruz, öylemi :)
Kabul Elif hanım , yarı yarıya :))
Ama vay şöyle olduydu, böyle olmadıydı.diye dövünüp üzülerek de hayat geçmez ki Elif hanım :)
"Sararan çimenlerin yeşilliğini,
solan çiçeklerin güzelliğini
hiçbir şey geri getiremez...
Fakat
her şeye rağmen
hayat üzülmeye değmez."
WILLIAM WORDSWORTH
Neymiş, ATATÜRK de eleştirilirmiş.
Eleştirilir tabii...
Ama ATATURK'e yapılanlar eleştiri değil, yalanlardan, hakaretlerden, sahte belgelerden oluşan alçakça saldırılardır.
Eleştiri, uzmanlık isteyen iştir; eleştirdiğiniz konuda derinlemesine bilgi sahibi olmanız, eleştirdiğiniz kişi veya konuya yakın bir zeka ve birikimde olmanız gerekir.
GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi çok okuyan, derin düşünen, adanmış bir insanı ve yaşadığı ortamın koşullarını anlamadan eleştirmeye kalkmak en hafif ifadesiyle demagogluktur.
Hepsi bu.
Kurtuluş Savaşı'mızın başkahramanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri ve Aydınlanma Devrimi'nin öncüsü Başkomutan GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ e yalanlarla, iftiralarla, inkarlarla açıktan veya sinsice saldıran nankörleri, hainleri, namussuzları lanetliyorum.
USTA'dan ÖĞÜTLER
"..........
Kararmasın yeter ki
Sol memenin altındaki cevahir!"
(NAZIM HİKMET RAN, Mayıs 1949)
Gerçekten "heeyyttt!" çekilecek bir parçaymış :)
şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz.
derken aslında tüm medeniyetlerin varolduğu sınırları içinde , böyle bir çoğrafya 'ya sahip ve medeniyetler birbirinden etkilenmezlemi ?
yalnızca bir soru bu :)
"Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır." (GAZİ MUSTAFA KEMAL, 30 Ağustos 1925)
ŞARLATANLAR HAKKINDA
Gösteriş (riya ), İslam dininin hoş görmediği ve yasakladığı bir durumdur. Bir iyiliği veya bir ibadeti Allah'ın rızasını kazanmak için değil, insanların beğenisini kazanmak için yapmaya gösteriş (riya) denir. İbadetlerin en makbulü gösterişten uzak olanıdır.
Riya yapan kişiye riyakâr veya mürai denir. Riyakâr bir kimse, din bilgisi varsa münafık, yoksa yobaz olarak adlandırılır. Riyanın zıddı olan İslam dinî kavramı ihlastır (samimiyet).
İnsanların beğenisini, Allah'ın beğenisinden üstün tutmak, Allah'a ortak koşmak (şirk) olur, bu da en büyük günahlardan biridir.
Aklının erdiği ermediği konularda
sabah akşam vaaz(!) vererek göz boyamak için debelenen gösterişçi (riyakar) şarlatanlar unutmasınlar ki, Allah'ı kandıramazlar.
Evet, Elif hanım.
Aşure gibi :)
"Provası yok hayatın; ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek." (OĞUZ ATAY)
ADAMIN BİRİ...
- Adamın biri varmış, ikisi yokmuş.
- Adamın biri yolda yürürken senet bulmuş, hemen gidip ödemiş.
- Adamın biri varmış, biri varamamış.
- Adamın biri yolda gelene geçene su atıyormuş, çünkü adamın adı Suat'mış.
- Adamın biri adamın birine "kardan adam olur, senden adam olmaz" demiş.
- Adamın yaşı altmış, kurusu üst...
- Adamın birinin sakalı çıkmış, bıyığı inmiş.
- Adamın biri yorgunluktan bitmiş, karısı pire...
- Adamın biri kitap okurken ağır yaralanmış,çünkü satır başı'na gelmiş.
O ayrı dünyaların karşılıklı iyi niyeti olmazsa, ki olacağa benzemiyor, sarılmak hayal.
BİRAZ UTANMA YA HU!!
Hemen hemen her kanalda, hemen hemen her gün (sabaha karşı, sabah, öğle, akşam, gece, gece yarısı) bir Kemal Sunal filmi...
Ardından, hayatlarında mutfağa girmemiş manken(!) eskilerinin sunduğu(!) yemek programları...
Ve sırada, çoğu tanıtım ihtiyacı olan, Hipokrat yeminini rafa kaldırmış tıpçılarla yapılan biraz "ha ha"lı, biraz da "hihi"li söyleşi...
Bunun adı da televizyonculuk oluyor, öyle mi?
Yukarıda saydığım akış olmasa ne boq yiyecekler, programları nasıl dolduracaklar çok merak ediyorum.
Ve elimden,
"BİRAZ UTANMA YA HU!"
demekten başka bir şey gelmiyor.
YORUMSUZ
"Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı’na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar.
Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta.
Damat Ferit Paşa ‘nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.
..............
Eğer maksat, bugünkü Halife ve Padişah’a bağlılık ve sadakattan ayrılmadığını söylemek ve belirtmekse, bu zat haindir. Düşmanların vatan ve millet aleyhinde kullandıkları bir maşadır."
(Nutuk'tan alıntı / Gazi Mustafa Kemal Paşa, 15-20 Ekim 1927)
İTİNALI İLANLAR
(Fena Döverim İnş. Tic. Turizm Taahhüt Makina Tekstil Gıda Sağlık Otomotiv Mobilya İmalat İthalat ve İhracat Ltd. Şti.)
İtinayla kız kaçırılır.
İtinayla "karı" dövülür.
İtinayla adam harcanır.
İtinayla düğün dağıtılır.
İtinayla dünür evi basılır.
İtinayla acil servis camları indirilir.
İtinayla yolsuzluk yapılır.
İtinayla rüşvet alınır.
İtinayla haram yenir.
İtinayla köşe dönülür.
İtinayla dolandırılır.
İtinayla hile yapılır.
Aynen Elif hanım :))
Yılların Ötesinden
"Hayat üç buçukla dört arasındadır; ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın." (Neyzen Tevfik)
Taşlama ustası olduğu kadar ney ustası da olan şair Neyzen Tevfik'e sorarlar: "Üstadım, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?"
Zamanın maliye bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemdir.
Neyzen Tevfik yanıtlar:
"Maliye vekili değilim ki, çalarken zevk alayım..."
Türk.Müziği ile Batı Müziğinin harmanlandığı keyifli bir yorum.
Katılıyorum size...
Cumhuriyetimizin değerleri ve kazanımlarının peşkeş yolunu açan, laikliğe darbenin ilk adımını oluşturan 12 Eylül 1980 karanlığını ve başta eli kanlı Kenan Evren ile avenesi 4 general olmak üzere bu insanlık suçuna maşalık yapan tüm güruhu LANETLİYORUM .
Aynen Elif Key.
İzmir’in kurtuluşunun 100. yılında,
“Şehirlerin kurtuluş günleri kutlanmaz. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki” diyen Gazi Meclis’e başkanlık etmiş AKP’li İsmail Kahraman...
Cuma hutbesinde Mustafa Kemal ve İzmir’in kurtuluşu ile ilgili bir tek sözcük bile etmeyen Diyanet’in fetvacı başkanı Ali Erbaş...
Bu ülkenin yurtsever halkının nezdinde
en ufak bir değeriniz de anlamınız da yoktur. Bu ülke için kanını canını veren kahramanlarımızın, mazlum halklara örnek olmuş Kurtuluş Savaşımızı hiçe sayanların ne duasına ne hutbesine de hiç ihtiyacı yoktur…
Ulusun/halkın duaları, minnet duyguları ve sevgileri onlara yeter!
(Ümit ZİLELİ'den)
Cübbeli Ahmet denen -biraz da komik-
hocaya göre, Türkiye’deki yoksulluk, pahalılık, ekonomideki sorunlar, toplumun az namaz kılmasından kaynaklanıyormuş.
Hoca efendi, bilgi dağarcığının ederine bakmadan her konuda sallıyor... Ama haberi var mı ki, dünyanın en fakir 50 ülkesinin 32’si, günde 5 vakit namaz kılınan Müslüman ülkeler...
Ve Lüksemburg, Norveç, İsviçre, Avustralya, Danimarka gibi ülkelerde, Müslüman ülkelerden çok mu namaz kılınıyor ki, bu ülkeler dünyanın en yüksek gelire sahip ülkeleri oluyor?
Buyur?