.....................çok sevdiğim bir şairdir..'Geçer' şiirini bilmeyen yoktur sanırım..
Neyzen Tevfik'in cenaze töreni,28 Ocak 1953-Beşiktaş Sinan Paşa Camisinde kılınmıştır.
Cenaze töreninin en ilginç yanı, İstanbul'un tüm berduş ve sarhoşları, devlet büyükleri ve bürokratlar ile aynı safta namaza durmasıdır… çok büyük bir gönül insanıdır..
Hayata yorum katma konusunda çelişkimi yıktı ve beni özgürleşti. Tam metni yazamayacağım ama bir radyo programında şöyle bir hikayesinden bahsetti mutlaka okunmalı. Birgün gelip kendisiş hakkında hikaye yazacaklarını söylemişler oda yazın demiş. Yazılan yazıyı beğenmemiş. Şair sen ne anladın sen hiç yazarlık yapmadın yazı yazmadın iyisini nerden bileceksin demiş. Cevap çok iyi BEN YUMURTANIN İYİSİNİ KÖTÜSÜNÜ ANLARIM AMA HİÇ TAVUK OLMADIM...
Neyzen Tevfik bir hiciv ustasıdır en yakın dostu Mehmet Akif Olmuştur diyebiliriz zira hiciv i kullanma konusunda yardımcı olmuştur..Hem öyle olmasa neden Mısır a kadar gitsin ardından değil mi?
Hakkında pek çok şey söylenir yazılır çizilir.. epilepsi rahatsızlığı sebebiyle eğitimi yarıda kalan hiciv üstadı ney e merak salmış mevlevi dergahlarında yarım kalan eğitimine yön değitirerek devam etmiştir.. bektaşi dergahlarını mesken edinmiştir mevlevi dergahından ziyade... Kılığı kıyafeti alkole düşkünlüğü.. sorun olunca kendi yolunu çizer tercümanlık yaparak hayatını kazandığı bilinir.. plaklar doldurmuş olsada hiciv sanatını kullanarak sarf ettiği sözlerle tanırız..
hayat felsefesi boynunda asılı duran arapça HİÇ tir.. hiçlikten hepliğe, heplikten hiçliğe belkide onu en iyi özeyen cümle olacaktır..
Fahreddin Kerim Gökay konferans veriyormuş. Konu, içkinin zararları. Bir ara dinleyicilere sormuş: 'iki kovadan birine rakı, birini de su doldursak ve bir eşeğin önüne koysak, hangisini içer? ' Dinleyiciler hep bir ağızdan cevap vermiş: 'Suyu...'
Gökay tekrar sormuş: 'Neden? '
Neyzen de dinleyiciler arasındaymış, cevap vermiş: 'Eşekliğinden...' :)
Yol veririm Meyhanenin tuvaletine giderken,daracik koridorda bir kabadayi ile karsilasir.Birinden birinin kenara çekilmesi gerekmektedir. Neyzen, ' Müsaade et,geçeyim ' der.Sarhos kabadayi, 'Sen kime kafa tutuyorsun babalik, ben senin gibi cigeri iki para etmezlere yol vermem ' diye aksilenir.Bizimki hemen kenara çekilir, ' Ben veririm ' der.
'sinan paşa camii, içiyle, dışıyla, anacadde karşıki barbaros meydanı, bütün kahveler, kıraathaneler tıklım tıklım. her gelen otobüs, tramvay, otomobil katarları, bu kalabalığa yeni insan yığınları döküyor. neyzenin huzurundayız. bu kalabalık, onun cemaatidir. kimler yok ki! . başta vali hasta döşeğinden kalkıp gelmiş. muavinler, daire müdürleri, kalburüstü memur sınıfı. sonra, üniversite kadrosu, profesörleri, talebesiyie, orda. edebiyat ve san'at adamları, isim yapmış büyük şahsiyetler, her biri yolunda yeni fetihlere, yeni ganimetlere ermiş meşhurlar, şairler, romancılar, münekkitler, sahne adamları. sonra musiki çevremiz, dergâh erenlerinden sokak kemancılarına varıncaya kadar hepsi orda.
bunlardan başka sarhoşlar, esrarkeşler, ayyaşlar, serseriler.. onlar da derlenmişler, toparlanmışlar, kılıklarını düzeltmişler, 'neyzen baha'nın tabutuna sarılmışlar. 'tevftk'in cenazesi altında işte bunlar yan yana, omuz omuza birleşmişlerdi.'
hakkı süha gezgin 27 ocak 1953...
Atatürkten sonra kimin cenazesine böyle bir katılım gördünüz deseler kimse derdim heralde...
ulu tanrım ölü müsün diri mi isa gibi yoksa ücün biri mi?
diyerek aslında kimsenin yapamadığını yapmış tanrıyla dost olmuştur bu sıcaklığı hissettirir insana...
düseli derd-i firakın ile sevdayı meye müptelayım,deliyim,sinmisim esrar-ı neye felegin kahpe başında paralansın parası ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye...
resmen güzel olan dışında kalanlar umurumda değil demektedir...
bazı gençler seni taklid ediyormuş duydum pek fena bir çıgır açtın neyzen serserilik denilen mahbubu alamaz koynuna her boşta gezen..
hasan ali yücel ise neyzen hakkında şunları söylemektedir: daha önceleri neyzen'i görmemiş değildim. erenköy'deki talimgah'ta, henüz ondokuz yaşında bir delikanlı iken onu uzaktan dinleyerek zevk alırdım. pisliğine, perişanlığına, küfürbazlığına tahammül edecek anlayışa erememiştim. ondan iğrenirdim. fakat neyinin ve konuşmasının çekmesinden de kendimi kurtaramazdım. ona acırdım. bir gün bir toyluk ettim, kendisine para vermek istedim. aldığım cevap şu oldu: ' - haydi oğlum, git işine bak, benim mataram rakı dolu. vereceğin bu parayla git de akşama birkaç kadeh iç, keyiflen. benim paraya ihtiyacım yok.' utandım, af diledim. o zaman da böyle nasihat etti:' - utanma, utandıkça rahat yaşayamazsın. görmüyor musun, ben kimseden utanıyor muyum? başkaları benim halimden utansınlar! '
büyük hiciv üstadı..nüktedan zat.. bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde sürekli adına odası bulunurmuş..zaman zaman gelir istirahat eder kendini bulur ve tekrar istanbul hayatına dönermiş.. ;)
Kendisine nasihat eden imama verdiği cevap hala kulaklarımda... Eşeğin önüne su koy rakı koy hangisini içer tabiki suyu içer! Neden? El Cevap: EŞŞEKLİĞİNDEN!
Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne, Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne. Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne. Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne, Hak olur pir-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer
ben teyfik abe bana şele dıyolar
Kalendermeşrep
Rakı-baz,
Kelam-baz,
Aşk-baz,
Can-baz
Hiçoğlu hiç idi..
''Ben sana bok demem,
Boklar duyar ar eder.
Bir zerren düşse boka
Onu da mundar eder…''
Ah, siz yok musunuz ..beni bu denli serseri kılan.!
“Felsefemdir kitab-ı imanım//taparım kendi ruhumun sesine/secde eyler hakikatım her an/kalbimin ateş-i mukaddesine”
En baba Nihilist..
.....................çok sevdiğim bir şairdir..'Geçer' şiirini bilmeyen yoktur sanırım..
Neyzen Tevfik'in cenaze töreni,28 Ocak 1953-Beşiktaş Sinan Paşa Camisinde kılınmıştır.
Cenaze töreninin en ilginç yanı, İstanbul'un tüm berduş ve sarhoşları, devlet büyükleri ve bürokratlar ile aynı safta namaza durmasıdır…
çok büyük bir gönül insanıdır..
Fotoğrafı mutlaka görün derim..
isyankar kişilik su veren itfaiyenin hortumunu falan ;)
Hayata yorum katma konusunda çelişkimi yıktı ve beni özgürleşti. Tam metni yazamayacağım ama bir radyo programında şöyle bir hikayesinden bahsetti mutlaka okunmalı. Birgün gelip kendisiş hakkında hikaye yazacaklarını söylemişler oda yazın demiş. Yazılan yazıyı beğenmemiş. Şair sen ne anladın sen hiç yazarlık yapmadın yazı yazmadın iyisini nerden bileceksin demiş. Cevap çok iyi BEN YUMURTANIN İYİSİNİ KÖTÜSÜNÜ ANLARIM AMA HİÇ TAVUK OLMADIM...
Neyzen Tevfik bir hiciv ustasıdır en yakın dostu Mehmet Akif Olmuştur diyebiliriz zira hiciv i kullanma konusunda yardımcı olmuştur..Hem öyle olmasa neden Mısır a kadar gitsin ardından değil mi?
Hakkında pek çok şey söylenir yazılır çizilir.. epilepsi rahatsızlığı sebebiyle eğitimi yarıda kalan hiciv üstadı ney e merak salmış mevlevi dergahlarında yarım kalan eğitimine yön değitirerek devam etmiştir.. bektaşi dergahlarını mesken edinmiştir mevlevi dergahından ziyade... Kılığı kıyafeti alkole düşkünlüğü.. sorun olunca kendi yolunu çizer tercümanlık yaparak hayatını kazandığı bilinir.. plaklar doldurmuş olsada hiciv sanatını kullanarak sarf ettiği sözlerle tanırız..
hayat felsefesi boynunda asılı duran arapça HİÇ tir.. hiçlikten hepliğe, heplikten hiçliğe belkide onu en iyi özeyen cümle olacaktır..
avaze-i alemde hoş bir seda'dır Ney-Zen, üflediğinde ney? sinizdir başka diyarlarda...
gördüğü ' ney üfleyen kesikbaşlar ' yüzünden bir daha iflah olamamış derler..
BE HEY NEYZEN TEVFİK
Hey gidi Neyzen Tevfik şimdi gör bak nerdesin,
Dürzü yaptıklarının dedikleri yerdesin.
Sarhoşken geçecektin sıratın köprüsünü,
Göreceksin ateşin seni yakan közünü.
Gerici, dinci deyip, hep geçerdin alayı
Dediklerin yüzünden yiyeceksin kalayı
Ölene kadar içtin, içip kendinden geçtin
Ey neyzen sen bu yolu hep isteyerek seçtin
Gittiğin yerde var mıdır meze, rakı, şarap
Yine diyor musundur ulan şerefsiz Arap
Sen kimsin demiştin ya dinini savunana
Bak şimdi hesap günü inlersin yana yana
Orda da böbürlenip atıp tutuyor musun?
Yoksa pişman oldun da tövbe mi ediyorsun
İş işten geçti Tevfik şimdi çaban boşuna
Bakalım öbür taraf gidecek mi hoşuna
Hassan Alp Arslan
Fahreddin Kerim Gökay konferans veriyormuş. Konu, içkinin zararları. Bir ara dinleyicilere sormuş: 'iki kovadan birine rakı, birini de su doldursak ve bir eşeğin önüne koysak, hangisini içer? ' Dinleyiciler hep bir ağızdan cevap vermiş: 'Suyu...'
Gökay tekrar sormuş: 'Neden? '
Neyzen de dinleyiciler arasındaymış, cevap vermiş: 'Eşekliğinden...' :)
feleğin başında paralansın parası
güzel sevmeye geldik, ekmek yemeye değil
gerçekçi bünyelerde deprem etkisi yapar sözleri herkese gelmez öyle söyledikleri ;)
Kâbe'den maksat varmaktır yâra,
Kör gibi tapınma kuru duvara..
`yaklaşan bi acı önce güneşi korkuttu
ay tutuldu diyemem
gökyüzü matem tuttu! ' n.tEVFIK
Yol veririm
Meyhanenin tuvaletine giderken,daracik koridorda bir kabadayi ile karsilasir.Birinden birinin kenara çekilmesi gerekmektedir.
Neyzen, ' Müsaade et,geçeyim ' der.Sarhos kabadayi, 'Sen kime kafa tutuyorsun babalik, ben senin gibi cigeri iki para etmezlere yol vermem ' diye aksilenir.Bizimki hemen kenara çekilir, ' Ben veririm ' der.
Hiciv üstadıdır ve rakı içme rekorıyla da meşhurdur.
güzel insandır...insan olmayanlar düsmandır.... :))
'sinan paşa camii, içiyle, dışıyla, anacadde karşıki barbaros meydanı, bütün kahveler, kıraathaneler tıklım tıklım. her gelen otobüs, tramvay, otomobil katarları, bu kalabalığa yeni insan yığınları döküyor.
neyzenin huzurundayız. bu kalabalık, onun cemaatidir. kimler yok ki! . başta vali hasta döşeğinden kalkıp gelmiş. muavinler, daire müdürleri, kalburüstü memur sınıfı. sonra, üniversite kadrosu, profesörleri, talebesiyie, orda. edebiyat ve san'at adamları, isim yapmış büyük şahsiyetler, her biri yolunda yeni fetihlere, yeni ganimetlere ermiş meşhurlar, şairler, romancılar, münekkitler, sahne adamları. sonra musiki çevremiz, dergâh erenlerinden sokak kemancılarına varıncaya kadar hepsi orda.
bunlardan başka sarhoşlar, esrarkeşler, ayyaşlar, serseriler.. onlar da derlenmişler, toparlanmışlar, kılıklarını düzeltmişler, 'neyzen baha'nın tabutuna sarılmışlar. 'tevftk'in cenazesi altında işte bunlar yan yana, omuz omuza birleşmişlerdi.'
hakkı süha gezgin 27 ocak 1953...
Atatürkten sonra kimin cenazesine böyle bir katılım gördünüz deseler kimse derdim heralde...
ulu tanrım ölü müsün diri mi
isa gibi yoksa ücün biri mi?
diyerek aslında kimsenin yapamadığını yapmış tanrıyla dost olmuştur bu sıcaklığı hissettirir insana...
düseli derd-i firakın ile sevdayı meye
müptelayım,deliyim,sinmisim esrar-ı neye
felegin kahpe başında paralansın parası
ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye...
resmen güzel olan dışında kalanlar umurumda değil demektedir...
bazı gençler seni taklid ediyormuş duydum
pek fena bir çıgır açtın neyzen
serserilik denilen mahbubu
alamaz koynuna her boşta gezen..
kendine özenen insanlar için söylemiştir bunuda.
hep hiç kalmayı seçebilenlerdendi...
hasan ali yücel ise neyzen hakkında şunları söylemektedir: daha önceleri neyzen'i görmemiş değildim. erenköy'deki talimgah'ta, henüz ondokuz yaşında bir delikanlı iken onu uzaktan dinleyerek zevk alırdım. pisliğine, perişanlığına, küfürbazlığına tahammül edecek anlayışa erememiştim. ondan iğrenirdim. fakat neyinin ve konuşmasının çekmesinden de kendimi kurtaramazdım. ona acırdım. bir gün bir toyluk ettim, kendisine para vermek istedim. aldığım cevap şu oldu: ' - haydi oğlum, git işine bak, benim mataram rakı dolu. vereceğin bu parayla git de akşama birkaç kadeh iç, keyiflen. benim paraya ihtiyacım yok.' utandım, af diledim. o zaman da böyle nasihat etti:' - utanma, utandıkça rahat yaşayamazsın. görmüyor musun, ben kimseden utanıyor muyum? başkaları benim halimden utansınlar! '
Ne ararsın Tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın..
Hakikaten gözün yoksa haramda..
Başı açığa neden türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne
Yoksa sana bir zararım içerim
İkimizde gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esirken mümkünmüdür ibadet?
Yatıp kalkıp ATATÜRK'e dua et
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet
İşgaldeki hali sakın unutma
ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz
Sen anandan gene çıkardın amma
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz
Neyzen Tevfik
büyük hiciv üstadı..nüktedan zat..
bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde sürekli adına odası bulunurmuş..zaman zaman gelir istirahat eder kendini bulur ve tekrar istanbul hayatına dönermiş.. ;)
Kendisine nasihat eden imama verdiği cevap hala kulaklarımda... Eşeğin önüne su koy rakı koy hangisini içer tabiki suyu içer! Neden? El Cevap: EŞŞEKLİĞİNDEN!
Vefasız talihim bir kara kaya,yalvardım söylettim bu sırrı naya..
serserinim aşkınla düşütüm meye
nasıl girdin elimdeki şu neye?
hem seversin beni neyzenim diye,
hemde sarhoşum diye destan edersin..
Serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne,
Girmemiştir bu avalim, bu bedyi' gözüne.
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne.
Pir olur sakiy-i gül çehre bakılmaz yüzüne,
Hak olur pir-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer