friedrich wilhelm nietzsche sizce ne demek, friedrich wilhelm nietzsche size neyi çağrıştırıyor?
friedrich wilhelm nietzsche terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi
friedrich wilhelm nietzsche terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi
yüce bir gökyüzünün ufkunda coşku ile parlayan bir yıldız. hissettikçe damarlarında yıldızın neşe saçan ışığını,koşarak düşüyor insan bu ışığın peşine. çılgınlık verir ruhunuzun derinliklerine,sizden yeni bir siz yaratır yaktığı ateşın küllerinde. düşünceleri savrulurken yüreğinizin derinliklerine her gece,bir yıldız yükselir yüreğinizden gök yüzüne.
Bir daha gitmek istiyorum insanlara: Onların arasında batacak bnim güneşim; ölürken vereceğim onlara en seçkin armağanımı!
Güneşten öğrendim bunu ben, tam batarken, o zenginler zengini: tükenmez zenginliğinden o dem altın boşaltır denize_
en fakir balıkçı bile altın küreklerle çeksin diye sandalını! Çünkü, gördüm de bir gün bunu ben, seyrine dalıp uzun uzun ağladım.
Güneş gibi batacak Zerdüşt de: oturup bekliyor o şimdi burda, eski kırık levhalarla yeni yarı-yazılmış levhalar etrafında.
'Güneş'
Ne diye konuşuyorum ama, bendeki kulak kimsede olmayınca!
Vaktinden bir saat evvel gelmişim ben buraya.
Bu halkın arasında ben kendimin müjdecisiyim!
' İlk doğan'
Ey irade, ey her ihtiyacın kolunu büken, benim ihtiyacım!
Bir büyük zafer için tut ayır beni!
Zerdüşt böyle diyordu...
Çalmayacaksın! Öldürmeyeceksin!
Bu gibi sözlere kutsal denirdi bir zamanlar, önünde diz çökülüp baş eğilir ve ayakkabı çıkarılırdı.
sorarım ama sizlere: neresinde görülmüştür dünyanın bu gibi kutsal sözlerden daha yavuz hırsız ve katil?
Bütün hayatın kendisinde dahi yok mudur çalma ile öldürme? Ve bu gibi sözlere kutsal demekle, öldürülmüş olmuyor mu gerçeğin kendisi?
Yoksa bütün hayatı inkar eden ve onun aksini inkar eden şeye kutsal diyen bir ölüm vaazı mıydı?
Ey kardeşlerim! Parçalayın, parçalayın benim için eski levhaları!
Nietzsche
ruhunuz ve erdeminiz yeryüzünün anlamına hizmet etsin!
her şeyin değeri sizce takdir edilsin yeniden!
Bunun için savaşçılar olmalısınız sizler!
nietzsche
Gülünçsünüz siz bence, ey bugünün insanları!
Ama hafife alacağım sizleri ben, çünkü ağır yüküm var..
Ve yükümün üstüne küçük kurtçuklarla kanatlı böcekler konsa da ne çıkar? !
'Çarmıha gerilen'
Bugünün insanı_Ben onun pis nefesinde boğuluyorum.
Bütün binyılların tımarhane dünyasında ilerliyorum.
Nietzsche
İki bin yıl geçti ve
Bir tek yeni tanrı bile yok.
Nietzsche
Günün birinde, beni azizlik mertebesine çıkartmalarından
fena halde korkuyorum.
Ben aziz falan olmak istemiyorum, soytarı olayım daha iyi.
Belki de bir soytarıyım. Ve gene de...
Doğrular çıkıyor ağzımdan.
Wilhelm Friedrich Nietzsche
Nietzsche, neyi muhafaza etmek çabasında olduğunun ve bu saçmalıklarla uğraşırken neleri muhafaza edemediğinin farkına henüz varamamış olanlara bir şey ifade etseydi, ereğinden şaşmış olurdu.
NİETZSCHE BANA NİHİLİZMDE BAŞKA BİR ŞEY ÇAĞRIŞTIRMIYOR.BİDE ZERDÜŞT BÖYLE BUYURDU VAR TABİKİ..
kitap olsaydı..onu hiç okumazdım..
NE Mİ DEMEK.BİR İSİMDEN ÖTE NE OLABİLİR....ÇAĞRIŞIM MI...PEK SAĞLIKLI OLMAZ...ÇAĞRIŞIM MI...BÖÖ BÖ...NİETZCHE BİR ALMAN FİLOZOFU:ŞÖYLE DER:'BENİ ANCAK YÜZ YIL SONRA ANLAYACAKSINIZ.'KİM ANLAYACAKMIŞ.BEN ANLARIM BELKİ.FELSEFE ÖĞRENİMİ GÖRÜYORUM.PEKİ ÇEKİRDEK ÇİTLEYEN HALK....ÇEKİRDEK ÇİTLEYECEK VE ÖLECEK...ÇİTLE VE ÖL....YAŞASIN KOMEDYA....
'Bir uçurumun içine baktığınızda, uçurum da sizin içinize bakar.'
ARIADNE'NIN YAKINMASI
Kim ısıtır, kim sever beni daha?
Sıcak eller uzatın bana!
Yürek mangalları uzatın bana!
Vurulup düşürülmüş çırpına çırpına,
can çekişenler gibi, ayakları ovuşturulan,
sarsılmışım, ah! Bilinmeyen ateşlerle yana yana,
sen peşimdesin, ey Düşünce!
Adlandırılamaz! Açıklanamaz! İğrenç!
Sen, ey bulutların ardındaki avcı!
Yerle bir olmuşum senin şimşeklerinle,
sen alaycı göz, dikmişin gözünü bana karanlıklardan!
Yatıyorum öyle,
kıvrılarak, çırpınarak, işkencesiyle
bütün sonsuz ezaların,
vurdun beni
sen ey zalim avcı,
sen ey tanınmaz - T a n r ı...
Vur, daha derine vur!
Bir kez daha, haydi vur!
Kopar, parçala bu yüreği!
Niye bu işkence
körelmiş oklarla?
Neye göz koydun böyle,
usanmadın mı bu insan işkencesinden,
acı vermekten haz duyan Tanrı şimşeği gözlerle?
Öldürmek değil istediğin,
yalnızca eziyet, eziyet etmek mi?
Bana - niye eziyet ediyorsun,
sen, ey acı vermekten haz duyan tanınmaz Tanrı?
Ha ha!
Usul usul sokuluyorsun
böylesi gece yarısında? ...
Ne istiyorsun?
Konuş!
Üstüme geliyorsun, sıkıştırıyorsun beni,
Ha! Çok yaklaştın yanıma!
Soluğumu duyuyorsun,
yüreğimi dinliyorsun,
kıskanç seni!
- neden kıskanıyorsun beni?
Git! Defol!
O merdiven de niye?
İçeri mi girmek istiyorsun,
yüreğime tırmanmak,
en mahrem
düşüncelerime tırmanmak?
Utanmaz! Tanınmaz! Hırsız!
Ne çalmak istiyorsun?
Ne gözetlemek istiyorsun?
Ne işkencesi etmek istiyorsun?
Sen ey işkenceci!
sen - Cellat - Tanrı!
Yoksa köpek gibi,
taklalar mı ataydım karşında?
teslim mi olaydım, kendimden geçerek
sevginle - sırnaşarak?
Boşuna!
Sürdür batırmanı!
Zalim diken!
köpek değilim - avınım yalnızca senin,
zalim avcı!
en gururlu esirinim,
en ey bulutların ardındaki haydut...
Konuş artık!
Ey şimşeklerin ardına gizlenen! Tanınmaz! konuş!
Ne istiyorsun, ey Eşkiya... b e n d e n?
Nasıl?
Fidye mi?
Ne istiyorsun fidye diye?
Çok iste - böylesi yaraşır gururuma!
ve az konuş - böylesi yaraşır öteki gururuma!
Ha ha!
Beni - istiyorsun ha? beni?
herşeyimle beni? ...
Ha ha!
Ve işkence ediyorsun bana, delisin ya işte,
gururumu kırıyorsun işkencenle?
S e v g i ver bana - kim ısıtır ki beni daha?
kim sever ki beni daha?
sıcak eller uzat bana,
yürek mangalları uzat bana,
bana, yalnızların en yalnızına,
buzunu ver ah! yedi kat donmuş buz,
düşmanları bile
düşmanları özlemeyi öğreten,
ver, evet, teslim et,
ey zalim düşman
bana - k e n d i n i!
Kaçıyor!
Bu kez o kaçıyor,
tek yoldaşım,
en büyük düşmanım, tanınmazım benim,
Cellat-Tanrım benim! ...
Hayır!
gel geri!
bütün işkencelerinle birlikte geri gel!
Bütün gözyaşlarım
sana akıyor,
yüreğimin son alevi
seni aydınlatıyor.
Gel, geri gel,
tanınmaz Tanrım! A c ı m benim!
son mutluluğum benim! ...
Sadece 'hiç' diyor ve acıyorsunuz, öyle mi?
Fakat bakın o nasıl cevap veriyor size;
Gülünçsünüz siz bence, ey bugünün insanları! Ama sizleri hafife alacağım ben, çünkü ağır yüküm var; Ruhum. Ve yükümün üstüne kanatlı böcekler konsa da ne çıkar?
Ama ne diye konuşuyorum ki bendeki kulak kimsede olmayınca! Vaktinden bir saat evvel gelmişim ben buraya. Bu ayaktakımının arasında, ben, kendimin müjdecisiyim...
Düşüncelerimle ben başları üzerinde dolaşıyorum onların. Ve ben kendi yanlışlarımın üzerinde dolaşsam bile, yine de onların başlarının üzerinde olurum. Çünkü insanlar eşit değildirler; böyle der adalet. Ve benim istediğimi isteyemezler onlar!
hitler,musollini gibi faşistlerin ilham kaynağı
kendi kullerinde yanmadan nasil yenilenebilirsin mantigiyla beni depresyondan cikaran belki kendime guvenimde biraz etkisi olan Alman bir filozof amcamiz...
lakin mükemmel bir ağız...müthiş bir anlatım ve ifade gücü..(bunu ben mi yazdım.ölecek miiym ne.)
ne demişler yiğidi öldür hakkını ver...öldürülecek lakin hakkı verilmesi gereken yiğitlerden...
kulağımıza göre ağız değil...
saygı duyarım, çünkü başkalarının fikirleriyle yaşamamış, başkalarının çizdiği yoldan gitmemiştir... 'kendi' olmayı başarabilen nadir insanlardan...
Nasıl Nietzsche'yi 'hiççi' diye nitelendirirler anlamıyorum! O olsa olsa 'herşeyci'dir! Her şey, evrenin tamamı onun ruh taşkınlığında mevcuttur. 'Hiç' deyip kendisine acıyarak işin kolayına kaçmak ancak yüzeysel bir vicdanın kabul edebileceği bir iş olur...
Hafifim artık, uçarım artık
Bir tanrı rakseder artık içimde_
Kendimi artık ben, kendi altımda görürüm....
Zerdüşt böyle diyordu...
yüreğim sızlıyor şu rahiplere_esirdirler bence onlar, damgalıdırlar. Kurtarıcı dedikleri onları zincire vurmuş_sahte değerler ve aldatıcı sözler zincirine.
Ah biri onları kurtarıcılarından kurtarsa!
Önünde senin küçük hissederler kendilerini ve görülmez bir hınçla parıl parıl yanar ana karşı bayağılıkları...
Evet dostum, komşunun tedirgin vicdanısın sen; çünkü sana layık değillerdir onlar. Onun için nefret ederler senden ve seve seve emmek isterler kanını. Komşuların senin zehirli sineklerin olacaklardır hep.
Kaç dostum, yalnızlığına_rüzgarın sert ve yaman estiği oraya_
SİNEKLİK OLMAK DEĞİLDİR SENİN NASİBİN! ! !
Ey yalnız kişi, kendine varan yolda yürürsün sen!
Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini_önce kül olmadan nasıl 'yeni' olabilirsin ki?
Ey yalnız kişi, yaratıcının yolunda yürürsün sen!
Sevginle git yalnızlığına kardeşim, yaratmanla git. Kendinde öte yaratmak isteyeni severim ben ve yok olanı böylece...
Zerdüşt böyle diyordu
'Yalnız için dost daima nir üçüncü kişidir.
Kardeşlerim, komnşu sevgisini salık vermem size ben_ sizlere ben en uzaktakileri sevmeyi salık veririm.'
Nietzche bende KENDIN OL! cagrisimi yapan bir dusunur.gelmis gecmis en iyi dusunur ama ne yazikki özel yasaminda hak ettigi kadar mutlu olamamis, sevdigi tek kadinin ona red cevabi vermesi ölumune kadar onun mutsuz olmasina neden olmustur.Ve onun inanci olduguna inaniyorum sadece onun inanmadigi din tuccarlariydi. dosteyevskinin inancina olan hayranligi ilgincdir bence.Ah bu kadinlar diyorum kiz kardesi annesi ve sevdigi bayan Salomen, sanirim Nietzschenin mutsuzlugunun buyuk suclulari.Hayrani oldugum dusunurlerden...
ne dinlere, yerlesik degerlere saldirmak ne de kadinlara(bu kucuk mesele ne kadar muhimmis meger) ...hic biri bence bu adamin yonu degilmis....o sanki baska bir limana bakiyor, kor olduguna bakmadan...