bilsem ki aynı duygulardasın, bilsem ki aynı sevdalardasın,bilsem ki aynı heyecanlardasın koşarım sana, akarım benliğimle bir an tereddüt etmem. Ama ne garip hep mutsuz olduğunu sanki seninde benim gibi acı çektiğini, istemediğin bir yaşama gönülsüz katlandığını düşünüyorum. Belki kendimi kandırıyorum bilemiyorum.belkide çok mutlu olduğunu, beni hiç düşünmediğini bilsem acım daha da artacak bu sevginin bencilliğimi.
Seninle eskisi gibi yazışmak gecenin bir yarısında uyuyakalmak ve beni uyandırmanı istiyorum.Ben seni cok özlüyorum Eylül.
Sen bana tanrım, Ben sana tanrıçam derken, Ne oldu birbirimizi böyle severken, Dinmedi göz yaşlarım Ankara’ya dönerken,
Geçti sevmek zamanı Şimdi ağlamak zamanı
Keşke bunu hissedebilseydim, Aramıza kara kedinin girdiğini görseydim, Gözlerindeki kaçışı görseydim, Sözlerindeki soğukluğu dinleseydim
Geçti sevmek zamanı Şimdi ağlamak zamanı
Keşkelerle geçiyor hayatım Ahh tanrıçam bilsen nasıl yandım Sevginin bitmeyeceğine nasıl kandım Ben her şeyden çok sana inandım
Geçti sevmek zamanı Şimdi ağlamak zamanı
Seni düşündüğümde yüreğim kabarıyor Seni düşündüğümde gözlerim doluyor Seni düşündüğümde dünyam kararıyor Seni düşündüğümde bedenim sarsılıyor
Geçti sevmek zamanı Şimdi ağlamak zamanı
Bil ki artık başkası olmayacak Bil ki bu yürek artık sevgiyle dolmayacak Bil ki bundan sonra hayat zindan olacak Bil ki bu hayat Eylül adıyla son bulacak
Kıraç sana söylesin 'seven var mı benim gibi' yi Mazhar senin için söylesin 'bana şarkılar söyleten kadın'ı Yalın senin için söylesin 'zalim'i Ben söylerim senin için' bu kalp seni unutur mu' yu
selam aşkım unutmadım seni biliyorum mevsimi geldi çok seversin erikleriş manavlarda yeralmaya başladı seni aklımdan çıkarmayan binlerce şeyden biride erikleri ve yine binlerce şey gibi alamam onlar ve yiyemem
ne olacak yıllar sonra karşılaştığımızda? hata yapmışım özür dilerim mi denecek? Ya sensiz geçen ve geçecek o yıllar, o yıllarımız ne olacak geri gelmeyecek ve ben şimdiden kaybettiğimiz ve kaybedeceğimiz yılların acısını çekiyorum. Keşke duyabilsen beni, keşke ulaşabilsem sana, keşke gözyaşlarım sana aksa, keşke keşke
Bu eylül akşamında O güzel deli gözlerini Görebilmek için canımı verirdim Nerdesin nerdesin Nerdesin nerde
İçim dışım ızdırap Bir çıkış yolu bilmiyorum Bana dönmen için Canımı verirdim Nerdesin nerdesin Nerdesin nerde
Her akşam fırtına kar yağmur Gezdiğimiz yerlerde Her akşam uğruna ağlıyorum Sen hiç bilmesen bile Ruhumdan ayrılığını koparıp Unutmak istiyorum seni Unutamıyorum
O nu düşündüğümde bir akarsuyu izlerken ki gibi dalar giderim, geçerim kendimden uzaklara giderim, ben bir uçta sen diğer, ama zaman kadar uzak, düşünce kadar yakın, Önce anılarım canlanır ayrıntılarıyla, ilk etkiledikleri gözlerimdir, kızarır,kanlanır ama dökemem onları doyasıya saklarım insanlardan, içimi sıkıntı kaplar gözlerini getiririm gözlerimin önüne yine sen olursun bu kara bulutları dağıtan
Yine seninleydim, her zaman ki gibi Migrenim oldun beynimde,Düşüncelerimde kanser, Biliyorum kendime geleceğim, ne olur bir ses ver, Kefaretini ödediğimi zannediyorum hatalarımın, Yeter döktüğüm gözyaşlarım yeter
Bir kış ayı aralıkta tanışmıştık işte bu lanet klavyenin tıktıklarının arasında bulduk birbirimizi.Nedendir fazla bir zaman geşmemişti benim ona aşkım onun bana tanrım demesi için.Şöyle tarif etmiştik aşkımızı yokuş aşağı giden freni patlamış kamyon misali. Düşünemedik o hızda elbet bir yere toslayacağımızı, o sağ çıktı kazadan ben bitkisel hayattayım.
4 yıl geçti ben hala komadayım. Eylül; isimlerin en sihirlisi, damarlarımda dolaşan kan, aldığım nefes. Biliyorum ki onu unuttuğum zaman bitkisel hayatım bile sona erecek, o yüzden unutmam unutamam bir an.Gözleri gözlerimin önünde gündüz gece, sesi kulaklarımda.
illa hazan ve hüzün.. beni içinde doğuran en şiirsel ay...eylül bir ay ismi değil de sanki çok güzel bir sesten dinlenen bir ezgi gibi...ezginin günlüğü'nün nefis şarksının en güzel yeri: 'kaç kara eylül geçti dönmedin geri / utanıyor şimdi bak rüzgarlar bile...' ben ölürsem akşamüstü ölürüm, demiş ya edip cansever üstad; ben de ölürsem eylülde ölürüm...
bilsem ki aynı duygulardasın, bilsem ki aynı sevdalardasın,bilsem ki aynı heyecanlardasın koşarım sana, akarım benliğimle bir an tereddüt etmem. Ama ne garip hep mutsuz olduğunu sanki seninde benim gibi acı çektiğini, istemediğin bir yaşama gönülsüz katlandığını düşünüyorum. Belki kendimi kandırıyorum bilemiyorum.belkide çok mutlu olduğunu, beni hiç düşünmediğini bilsem acım daha da artacak bu sevginin bencilliğimi.
Seninle eskisi gibi yazışmak gecenin bir yarısında uyuyakalmak ve beni uyandırmanı istiyorum.Ben seni cok özlüyorum Eylül.
Sen bana tanrım,
Ben sana tanrıçam derken,
Ne oldu birbirimizi böyle severken,
Dinmedi göz yaşlarım Ankara’ya dönerken,
Geçti sevmek zamanı
Şimdi ağlamak zamanı
Keşke bunu hissedebilseydim,
Aramıza kara kedinin girdiğini görseydim,
Gözlerindeki kaçışı görseydim,
Sözlerindeki soğukluğu dinleseydim
Geçti sevmek zamanı
Şimdi ağlamak zamanı
Keşkelerle geçiyor hayatım
Ahh tanrıçam bilsen nasıl yandım
Sevginin bitmeyeceğine nasıl kandım
Ben her şeyden çok sana inandım
Geçti sevmek zamanı
Şimdi ağlamak zamanı
Seni düşündüğümde yüreğim kabarıyor
Seni düşündüğümde gözlerim doluyor
Seni düşündüğümde dünyam kararıyor
Seni düşündüğümde bedenim sarsılıyor
Geçti sevmek zamanı
Şimdi ağlamak zamanı
Bil ki artık başkası olmayacak
Bil ki bu yürek artık sevgiyle dolmayacak
Bil ki bundan sonra hayat zindan olacak
Bil ki bu hayat Eylül adıyla son bulacak
Geçti sevmek zamanı
Şimdi ağlamak zamanı
GAYDIRIGUBBAKCEMİL (10.05.2004)
Korkarım İstanbul’ a gelmekten
Korkarım sensizlikten
Tek bir şeyden korkmam
Seni düşünmekten
Ben hala seni hissediyorum
Ben hala seni istiyorum,
Ben hala seni özlüyorum
Ben hala seni seviyorum
İrin oldu düşüncelerim artık beynimde
Kronikleştin benliğimde, bedenimde
Yalan külli yalan
Kim demiş aşkın ömrü 3 yıl diye
Ben hala seni hissediyorum
Ben hala seni istiyorum,
Ben hala seni özlüyorum
Ben hala seni seviyorum
Dört yıl oldu bir tanem ayrılalı
Senden ve İstanbul’dan ayrı kalalı
Sor bakalım sevgim azaldı mı?
Bende benlik hal kaldı mı?
Ben hala seni hissediyorum
Ben hala seni istiyorum,
Ben hala seni özlüyorum
Ben hala seni seviyorum
GAYDIRIGUBBAKCEMİL (10.05.2004)
Kıraç sana söylesin 'seven var mı benim gibi' yi
Mazhar senin için söylesin 'bana şarkılar söyleten kadın'ı
Yalın senin için söylesin 'zalim'i
Ben söylerim senin için' bu kalp seni unutur mu' yu
bütün güzel müzikler senin olsun
dido tüm güzel şarkılarını sana söylesin
kuşlar senin için ötsün
ve ben senin için ağlayayım
selam aşkım unutmadım seni biliyorum mevsimi geldi çok seversin erikleriş manavlarda yeralmaya başladı seni aklımdan çıkarmayan binlerce şeyden biride erikleri ve yine binlerce şey gibi alamam onlar ve yiyemem
Sarı rengini......
Neyi özledim biliyormusun? avcunun içini öpmeyi
ne olacak yıllar sonra karşılaştığımızda? hata yapmışım özür dilerim mi denecek? Ya sensiz geçen ve geçecek o yıllar, o yıllarımız ne olacak geri gelmeyecek ve ben şimdiden kaybettiğimiz ve kaybedeceğimiz yılların acısını çekiyorum. Keşke duyabilsen beni, keşke ulaşabilsem sana, keşke gözyaşlarım sana aksa, keşke keşke
Eylül Akşamı
Bu eylül akşamında
O güzel deli gözlerini
Görebilmek için canımı verirdim
Nerdesin nerdesin
Nerdesin nerde
İçim dışım ızdırap
Bir çıkış yolu bilmiyorum
Bana dönmen için
Canımı verirdim
Nerdesin nerdesin
Nerdesin nerde
Her akşam fırtına kar yağmur
Gezdiğimiz yerlerde
Her akşam uğruna ağlıyorum
Sen hiç bilmesen bile
Ruhumdan ayrılığını koparıp
Unutmak istiyorum seni
Unutamıyorum
Söz-Müzik: ERHAN GÜLERYÜZ
Aşkımın fizyolojisi
O nu düşündüğümde bir akarsuyu izlerken ki gibi dalar giderim,
geçerim kendimden uzaklara giderim,
ben bir uçta sen diğer,
ama zaman kadar uzak, düşünce kadar yakın,
Önce anılarım canlanır ayrıntılarıyla, ilk etkiledikleri gözlerimdir, kızarır,kanlanır ama dökemem onları doyasıya saklarım insanlardan, içimi sıkıntı kaplar gözlerini getiririm gözlerimin önüne
yine sen olursun bu kara bulutları dağıtan
Yine seninleydim, her zaman ki gibi
Migrenim oldun beynimde,Düşüncelerimde kanser,
Biliyorum kendime geleceğim, ne olur bir ses ver,
Kefaretini ödediğimi zannediyorum hatalarımın,
Yeter döktüğüm gözyaşlarım yeter
O benim GAYDİRİGUBBAKCEMİLE 'm di
Bir kış ayı aralıkta tanışmıştık işte bu lanet klavyenin tıktıklarının arasında bulduk birbirimizi.Nedendir fazla bir zaman geşmemişti benim ona aşkım onun bana tanrım demesi için.Şöyle tarif etmiştik aşkımızı yokuş aşağı giden freni patlamış kamyon misali. Düşünemedik o hızda elbet bir yere toslayacağımızı, o sağ çıktı kazadan ben bitkisel hayattayım.
4 yıl geçti ben hala komadayım. Eylül; isimlerin en sihirlisi, damarlarımda dolaşan kan, aldığım nefes. Biliyorum ki onu unuttuğum zaman bitkisel hayatım bile sona erecek, o yüzden unutmam unutamam bir an.Gözleri gözlerimin önünde gündüz gece, sesi kulaklarımda.
illa hazan ve hüzün.. beni içinde doğuran en şiirsel ay...eylül bir ay ismi değil de sanki çok güzel bir sesten dinlenen bir ezgi gibi...ezginin günlüğü'nün nefis şarksının en güzel yeri: 'kaç kara eylül geçti dönmedin geri / utanıyor şimdi bak rüzgarlar bile...'
ben ölürsem akşamüstü ölürüm, demiş ya edip cansever üstad; ben de ölürsem eylülde ölürüm...
Yıllar geçsede üstünden bu kalp seni unuturmu?
Basak burcu
Hazan nikli bir arkadasim
Serseri dizisinin Eylulu.
Turkiyedeki ilk psikolojik roman (Ahmet Rauf tu degil mi? yanilmiyorum umarim) .
Okullarin acilisi.
Gunlerin kisalmasi. Bazen sicak bazen soguk geceler. Terasta oturmak.
Ayrilik sonbahar huzun
12 Eylul ihtilali ve sonrasinda Turkiyenin gerilemesi.
en sevdiğim mevsimin bir ayı...
Mevsimlerin en sulu gözü...Dönüşü olmayan gidişlerin mevsimi....Dönüşü olmayan gidişlerin mevsimi...gidişlerin...bitişlerin...
Ben iki yakınımın kızına Eylül adını verdim. Şimdi onlarda yaşıyor
Eylül Neslihan Z' yi hatırlatıyor. Ne çok sevmiştim onu
Allah allah bana sadece bir sonbahar ayını çağrıştırıyor ama bazılarının hayal gücü maşallah. :)
Çektiğim acıları,
çekmekte olduğum acıları,
çekeceğim acıları ve
yine keşkeleri çağrıştırıyor
Söylediği yalanları
Meşgul cep telefonlarını
Aradığımda ulaşamamalarımı ve
yine keşkeleri çağrıştırıyor
İlk kez Ankara ya gelişini,
Yağmurun altında sırılsıklam ıslanarak,
Sarmaşık oluşumuzu ve
Yine keşkeleri çağrıştırıyor.
Taksimde etrafımda zıpzıp zıplamasını,
Ayrıldığımızda zırzır zırlamasını,
Gözlerindeki ışığın parıltısını ve
yine keşkeleri çağrıştırıyor.
Doğum gününde Taksim'de attığı çığlığı
Habersiz çektiğim fotoğrafları,
İşveli işveli gülüşünü, ve
yine keşkeleri çağrıştırıyor
Bana sevgiyle sarılmasını,
Bana 'Sen benim tanrımsın ' demesini,
Beni ölesiye sevmesini,ve
yine keşkeleri çağrıştırıyor.
İstanbul'da ilk buluşmamızı
Bakırköy sahillerinde oturmamızı,
Yıldız Parkında Öpüşmemizi ve
yine keşkeleri çağrıştırıyor.
Cakkıdı cakkıdı sakız çıınamasını,
O sakızı ağzından ağzımla alışımı,
Dudaklarının dudaklarımı yakışını ve
yine Keşkeleri çağrıştırıyor