Mesele Tahir veya Zühre olmak değildi Kerem aslı veya Ferhat ile şirin olmakta değildi Mesele soyut değil somuttu... Herkes hikayesini bilir ama Sevgi neydi? Sevgi emekti... Ben Cemşit olmaya hazırdım oysa Asya olmak kadınlara göre değildi Anladım ki o sadece filmlerdeydi...
Dingin bir hava var dışarıda Sağır eden bir sessizlik Tüm duyularım ayakta Bir fırtına kopacak biliyorum Ruhumda volkanlar kaynıyor Karabulutlar sarmış heryeri Bir fırtına kopacak diyorum Ya sağanak sağanak yağıp düşeceksin gözlerimden Ya da öleceğim hasretinden....
Bir fırtına kopacak hissediyorum Ruhumda sonsuz karadelikler İçimde deliren duygular Ya da tüm evreni yokedip yutacağım..... Ya bu duygu selinde boğulup öleceğim....
Bir fırtına kopacak Son bir umut dalına tutunmuş bekliyorum Ya bu dal yeşerecek Ya da kırılıp herşeyimi yokedecek.... İçimde bir his var son bir çığlık Sayfa sayha yayılmış kâinata Kulaklarını aç dinle "duy"muyorsun....
Fırtına diyorum fırtına Bizi yutmasına izin verme..... ....... ........... ................ .................... Fırtına değil boranmış Taş üstünde taş bırakmadı
Hiç kimsenin bilmediği bir yolda yürüyorum. . Her gördüğüm yüz diğerinin dejavusu... Yabancısı olduğum bu insanların beni anlamasını beklemiyorum... Benim hakkımdaki zanları olumsuz düşünceleri beni bağlamaz... Ben kendimi Kal-u beladan tanıyorum Allahü teâlâ nın içime yerleştirdiği gurbet Kişilik ve onurla çizdiği yolda yürüyorum... Arayışımın herhangi bir yüz herhangi bir insan olmadığını biliyorum...Yol elbet bitecek.. Yolun sonunda içimde keşke acaba gibi kelimelerin olmamasını yüce rabbimden diliyorum... Xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Şehirlerin mahşeri kalabalığından bunalmışım.. Hepsi bana yabancı olan bu insanların içinde benim ne işim var ? Neden kendimi onlardan farklı hissediyorum ? Cevabını bulamadığım bir çok soru var.... Neden ruhum mutmain olmuyor ? Nedir bende eksik olan parça ? Nasıl bir sima ki aradığım gördüklerim beni ilgilendirmiyor ....Aradığımın kokusu hiçbir kokuya benzemiyor.. Aradığım sesteki tıni ve ahenk hiçbir seste yok.. 12 ülke bir çok şehir de bulamadım 57 yılda Hayat yolunun son virajında ümitlerin tükendiği noktadayım.... Sen nerdesin ?
aynanın diğer yüzüyüm ben sevgi fısıldar bir yanım kulaklara dipsiz kuyular açarım Beni tanıyan yüreklerde parlak yüzüme aldanıp murat dileme her bahar zakkum tohumlarıdır yüreklere saçtığım, keremi yaktım aslı için ferhat a ben verdim o cesareti başarsada dağı delmeyi ödül olarak ölüm sundum züleyhayı tanrı kurtarmasaydı elimden aynı sonu yaşayacaktı zühre ile elele tutuşanların umuduyum bilmezler ki aslında cevapsız soruyum hani siz aşk diyorsunuz ya işte ben oyum.........
Kendimi tanımaya başladığımdan beri Hep hissettim bir şeyin eksikliğini İsim koyamadım hasretime Yüzünü bilmeden elini tutmadan Hayal ettim, sevdim seni.....
Aradım yıllarca gittiğim ülkelerde Gördüğüm şehirlerde ,köylerde Vuslat ihtimalini düşünmeden Tertemiz en koyu hislerimle Hayalimde sevdim seni......
Şimdi ömrümün sonbaharında Dua'larin tecellisi Rabbimin bana hediyesi Yıllar boyu aradığım Sevgilim Narin bir kelebek nadide bir çiçekti Dokunmaya kıyamadım ki Düşlerimde sevdim seni.....
İnsanın bazen kendisi için yapabileceği en güzel şeydir kendi kabuğuna çekilmek. Kimseye gitmemek, Birilerine yetişmeye çalışmamak, Kendisine geç kalmamak.. Başkalarını memnun etmek için çabalamamak. Anlamayana anlatmamak.. Kendine zar zor yeten enerjisini bir de değmeyecek insanlara harcamamak. Gerekirse susmak, Sadece susmak.. Yalnızca kendi sessizliğini duymak...
Ne acı bilirmisin Karşıdakini ne hale soktuğunu düşünmeyip Açtığın yaranın Verdiğin hasarın ömür boyu iyi olmayacak yaraların üzerine hâlâ iyilik beklemen..."
İnsanoğlu ektiğini biçer Hakettigini yaşar Demekki haketmişiz Zalimiz ki daha zalim daha kötüyle imtihan oluyoruz...
Dost acıyı tatlı söyleyendir.. Koruğun helva olması için sabr gerekir.
Şems hazretlerinin şu sözü geldi aklıma; Sözü süz de söyle gönlü bulandırmasın. Sözü diz de söyle kulağa inci diye takılsın. Sözü yüze söyle gıybet olup utandırmasın.
Ne kadar Zulam varsa, didikledim yokladım Derdimin dermanını bulamadım bekledim Ne gülü derebildim ne goncayı kokladım Bir meçhulün peşine ,takıldım gidiyorum
Sesim, sedam silinmiş ,pas tutmuş kulaklardan Ne bir söz ne bir buse çatlayan dudaklardan Sana rastlarım diye çaldığım kapılardan Tekmelendim, itildim ,kakıldım gidiyorum
Eski kadim çamların izleri bardaklarda Atideki yiğitler tutsaktır kundaklarda Abı hayat meyiyken kuruyan dudaklarda Sel suyuna karıştım, döküldüm gidiyorum
Avuçlarım başımı duvarlara çakmakta Kader mili gözüme sürme diye çekmekte Yoksun ya her bir zerrem ayrılmakta çökmekte Bir metruk harabeyim, yıkıldım gidiyorum
Öğrendim bu işi Bilgisayar başında Nescafe mi içerek kopyala yapıştır yaparak onun bunun yazılarını hikayelerini paylaşarak sevap kazanayım... Ne gerek var elleri açıp duaya ...nasıl olsa masabasında sevap kazanıp günahlardan arınıyoruz......
Hristiyanlarin bir bölümünde kutsal su diye birşey vardır... Ne menem birseyse.. Onunla bebekler kutlanır..onunla şeytan kovulur Ona hangi uzvunuzu soksaniz onunla yaptığınız günahlar affolur....( Allah'a şükür hristiyan değilim.. o suya hangi uzvu sokmam gerektiği aklıma geldikçe gülüyorum )
Bize gelirsek İslam'da tövbe diye bir makam vardır... Allah'a verdiğiniz sözleri hatırlayıp pişman olduğunuz yanlışlar için.. Allah kendisine karşı işlenen suçları affeder veya affetmez.. Kul hakkı varsa kul seni affetmeden ve Allah'ta affetmez.... Herşeyi yap sonra git tövbe de tertemiz ol ..öyle bir dünya yok...kul hakkı madde değildir sadece...birinin kalbini kırdınsa ona iftiralar attınsa onun ceremedi vardır çekmen gereken....yazı yazmakla hikayeler paylasmakla ancak kendini kandırırsın...
" Gönülden sevmeler gerek bize,
temiz ve hesapsız..."
Rumî
.
@. Olmak veya olmamak. @
Mesele Tahir veya Zühre olmak değildi
Kerem aslı veya Ferhat ile şirin olmakta değildi
Mesele soyut değil somuttu...
Herkes hikayesini bilir ama
Sevgi neydi?
Sevgi emekti...
Ben Cemşit olmaya hazırdım oysa
Asya olmak kadınlara göre değildi
Anladım ki o sadece filmlerdeydi...
Dingin bir hava var dışarıda
Sağır eden bir sessizlik
Tüm duyularım ayakta
Bir fırtına kopacak biliyorum
Ruhumda volkanlar kaynıyor
Karabulutlar sarmış heryeri
Bir fırtına kopacak diyorum
Ya sağanak sağanak yağıp düşeceksin gözlerimden
Ya da öleceğim hasretinden....
Bir fırtına kopacak hissediyorum
Ruhumda sonsuz karadelikler
İçimde deliren duygular
Ya da tüm evreni yokedip yutacağım.....
Ya bu duygu selinde boğulup öleceğim....
Bir fırtına kopacak
Son bir umut dalına tutunmuş bekliyorum
Ya bu dal yeşerecek
Ya da kırılıp herşeyimi yokedecek....
İçimde bir his var son bir çığlık
Sayfa sayha yayılmış kâinata
Kulaklarını aç dinle "duy"muyorsun....
Fırtına diyorum fırtına
Bizi yutmasına izin verme.....
.......
...........
................
....................
Fırtına değil boranmış
Taş üstünde taş bırakmadı
@ Ben neyi arıyorum. @
Hiç kimsenin bilmediği bir yolda yürüyorum. .
Her gördüğüm yüz diğerinin dejavusu...
Yabancısı olduğum bu insanların
beni anlamasını beklemiyorum...
Benim hakkımdaki zanları
olumsuz düşünceleri beni bağlamaz...
Ben kendimi Kal-u beladan tanıyorum
Allahü teâlâ nın içime yerleştirdiği gurbet
Kişilik ve onurla çizdiği yolda yürüyorum...
Arayışımın herhangi bir yüz herhangi bir insan olmadığını biliyorum...Yol elbet bitecek..
Yolun sonunda içimde keşke acaba gibi kelimelerin olmamasını yüce rabbimden diliyorum...
Xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Şehirlerin mahşeri kalabalığından bunalmışım..
Hepsi bana yabancı olan bu insanların içinde benim ne işim var ?
Neden kendimi onlardan farklı hissediyorum ?
Cevabını bulamadığım bir çok soru var....
Neden ruhum mutmain olmuyor ?
Nedir bende eksik olan parça ?
Nasıl bir sima ki aradığım gördüklerim beni ilgilendirmiyor ....Aradığımın kokusu hiçbir kokuya benzemiyor..
Aradığım sesteki tıni ve ahenk hiçbir seste yok..
12 ülke bir çok şehir de bulamadım
57 yılda
Hayat yolunun son virajında ümitlerin tükendiği noktadayım....
Sen nerdesin ?
@ Benim adım AŞK. @
aynanın diğer yüzüyüm ben
sevgi fısıldar bir yanım kulaklara
dipsiz kuyular açarım
Beni tanıyan yüreklerde
parlak yüzüme aldanıp murat dileme
her bahar zakkum tohumlarıdır
yüreklere saçtığım,
keremi yaktım aslı için
ferhat a ben verdim o cesareti
başarsada dağı delmeyi
ödül olarak ölüm sundum
züleyhayı tanrı kurtarmasaydı elimden
aynı sonu yaşayacaktı zühre ile
elele tutuşanların umuduyum
bilmezler ki aslında cevapsız soruyum
hani siz aşk diyorsunuz ya
işte ben oyum.........
Diyor Wolfson
" Umudum yerlerde sürünür durur
Derde deva yine dert beni bulur
Dolaşır pişmanlık hep beni bulur
Bana göre değil aşk dedikleri....."
Kendimi tanımaya başladığımdan beri
Hep hissettim bir şeyin eksikliğini
İsim koyamadım hasretime
Yüzünü bilmeden elini tutmadan
Hayal ettim, sevdim seni.....
Aradım yıllarca gittiğim ülkelerde
Gördüğüm şehirlerde ,köylerde
Vuslat ihtimalini düşünmeden
Tertemiz en koyu hislerimle
Hayalimde sevdim seni......
Şimdi ömrümün sonbaharında
Dua'larin tecellisi
Rabbimin bana hediyesi
Yıllar boyu aradığım Sevgilim
Narin bir kelebek nadide bir çiçekti
Dokunmaya kıyamadım ki
Düşlerimde sevdim seni.....
". Bir insan seni sürekli üzüyorsa
Anla ki mutlu etmek istediği kişi sen değilsin.."
.
( Yaşayarak öğrendim )
İnsanın bazen kendisi için yapabileceği
en güzel şeydir kendi kabuğuna çekilmek.
Kimseye gitmemek,
Birilerine yetişmeye çalışmamak,
Kendisine geç kalmamak..
Başkalarını memnun etmek için çabalamamak.
Anlamayana anlatmamak..
Kendine zar zor yeten enerjisini bir de değmeyecek insanlara harcamamak.
Gerekirse susmak,
Sadece susmak..
Yalnızca kendi sessizliğini duymak...
"Sorarlarsa sana beni;
_Hafifçe gül..
Sevilmeden sevdi de...
Ne kadar saftı kullandım onu de....
Okadar saftı ve salaktı kikaldıramadım
Ağır geldi
Kaçtım de.....
Bir baloncuk etkisi kadar olan insanlar war
Onları Sadece
Siz Şişirirsiniz
Bir ‘bakarsınız ki yoklar
Not düŞüyorum
Siz onları şiŞirdiğiniz için warlar £min olun
" AŞK
Erkeğin en savunmasız halı
Kadının en gaddar hâli...."
Allah aşktan da kadındanda korusun ...
"Ömür .!
Bir yokluğun varlığına sarılacak kadar uzun bir yer değil.
Elleriyle koca bir hayatı ziyan etmeden farkına varmalı bunun insan.."
". Bizim gibi basit ve ölümlü insanlar
En nihayetinde kaybediyordu..."
“Öyle çok yanar ki canın, dünyadaki bütün suçları işledim sanırsın.
Oysa ki sevmisşindir sadece...
Ne acı bilirmisin
Karşıdakini ne hale soktuğunu düşünmeyip
Açtığın yaranın
Verdiğin hasarın ömür boyu iyi olmayacak yaraların üzerine hâlâ iyilik beklemen..."
İnsanoğlu ektiğini biçer
Hakettigini yaşar
Demekki haketmişiz
Zalimiz ki daha zalim daha kötüyle imtihan oluyoruz...
''' Bir şey var, adını koyamadığım..
Kırılmaktan öte,parçalanmak gibi..
Toplamaya çalıştıkça dağılıyor..
Dağılıyorum..
Bir şey var, halledemiyorum..."
" Geçici insanlar kalıcı ders verir "
Açtığı Yara bir ömür kanar içinde
" Hiç kimse, başka birinin sırtında ki,
Yükün ağırlığını bilemez..."
Yaradan'ın nazargâhı kalptir.
Ameller niyetlere göredir..
Kimin niyeti ne ise, eline geçecek o dur.
Dost acıyı tatlı söyleyendir..
Koruğun helva olması için sabr gerekir.
Şems hazretlerinin şu sözü geldi aklıma;
Sözü süz de söyle gönlü bulandırmasın.
Sözü diz de söyle kulağa inci diye takılsın.
Sözü yüze söyle gıybet olup utandırmasın.
Tabi ki yüze söylenmeli kırmadan..
Anneannemin bir sözü vardı efendim.. Gırtlak kırk boğum kırk düşün bir söyle derdi rahmetli..
Gönülden her geçeni akıl süzgecinden geçirmeliyiz.
Çünkü bazı insanların nefes almaya bile gereksiz olduğunu düşünüyorum.
". Tükürülecek binlerce surat varken
Lütfen yerlere tükürmeyin...."
Sustuklarınızı bile gözlerinizden anlayan insanlar olsun yanınızda…
Çünkü sevginize “sağır“ insanlar,
Ömrünüze de “ağır“ gelir...."
Ne kadar Zulam varsa, didikledim yokladım
Derdimin dermanını bulamadım bekledim
Ne gülü derebildim ne goncayı kokladım
Bir meçhulün peşine ,takıldım gidiyorum
Sesim, sedam silinmiş ,pas tutmuş kulaklardan
Ne bir söz ne bir buse çatlayan dudaklardan
Sana rastlarım diye çaldığım kapılardan
Tekmelendim, itildim ,kakıldım gidiyorum
Eski kadim çamların izleri bardaklarda
Atideki yiğitler tutsaktır kundaklarda
Abı hayat meyiyken kuruyan dudaklarda
Sel suyuna karıştım, döküldüm gidiyorum
Avuçlarım başımı duvarlara çakmakta
Kader mili gözüme sürme diye çekmekte
Yoksun ya her bir zerrem ayrılmakta çökmekte
Bir metruk harabeyim, yıkıldım gidiyorum
sahipsizim, sensizim gidince kaldım yetim
Kaybolan yıllarıma hayıflanmak diyetim
Cananın sinesinde gül olmakken niyetim
Muhannetin bağına, dikildim gidiyorum
Ruhumu lime lime kesiyor didiyorum
Uçuruma getirip meçhule itiyorum
Buzdan bir heykel gibi eriyor bitiyorum
Bu riyakar dünyadan ,sıkıldım gidiyorum
G.bozkuş
Öğrendim bu işi
Bilgisayar başında Nescafe mi içerek kopyala yapıştır yaparak onun bunun yazılarını hikayelerini paylaşarak sevap kazanayım...
Ne gerek var elleri açıp duaya ...nasıl olsa masabasında sevap kazanıp günahlardan arınıyoruz......
Seveceksen, namaza durur gibi sev...
Ne nefsin baksın başka yöne,
Ne de gözlerin.....
Hristiyanlarin bir bölümünde kutsal su diye birşey vardır... Ne menem birseyse..
Onunla bebekler kutlanır..onunla şeytan kovulur
Ona hangi uzvunuzu soksaniz onunla yaptığınız günahlar affolur....( Allah'a şükür hristiyan değilim.. o suya hangi uzvu sokmam gerektiği aklıma geldikçe gülüyorum )
Bize gelirsek İslam'da tövbe diye bir makam vardır... Allah'a verdiğiniz sözleri hatırlayıp pişman olduğunuz yanlışlar için..
Allah kendisine karşı işlenen suçları affeder veya affetmez..
Kul hakkı varsa kul seni affetmeden ve Allah'ta affetmez.... Herşeyi yap sonra git tövbe de tertemiz ol ..öyle bir dünya yok...kul hakkı madde değildir sadece...birinin kalbini kırdınsa ona iftiralar attınsa onun ceremedi vardır çekmen gereken....yazı yazmakla hikayeler paylasmakla ancak kendini kandırırsın...