Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Erdem Ülkün
Erdem Ülkün

Ne mutlu insanım diyene.

  • aşk19.11.2009 - 01:17

    Ah Güler, ah! Platonik aşkımın kördüğümü,henüz yazılmamış bir öykünün son noktası,girdabında kaybolduğum siyah saçlı,kara gözlü ve varlığımdan habersiz sevgili.

  • şiir18.11.2009 - 21:48

    ÇOCUKLAR BAKIYORLAR

    Çocuklar bakıyorlar,gözlerinde mavilik,
    Bize bakıyor çocuklar,bir deri bir kemik.

    Çocuklar tutamıyorlar ellerinde oyuncakları,
    Çocuklar koşmaz olmuş bacakları.

    Benizleri sapsarı,hasta,
    Çocuklar bedbaht bu yaşta.

    Kim getirip koymuş onlarıı yanımıza,
    Bakıyorlar çizgi çizgi anlımıza.(Ziya Osman Saba 1948)

  • türk medyası18.11.2009 - 21:39

    “Acı içinde yaşayanları rahatlatmak,rahat içinde yaşayanlara acıyı tanıtmak”(Gazeteciliğin A:B:D ‘ki tanımı) Türk medya’sı Serge Halimi’nin değimiyle Düzenin bekçiliğini yapmaktadır. İdeolojik amaçlar uğruna toplumu” obje”N esne” haline getirmiştir.

  • bilgi edinmek güzel şey18.11.2009 - 21:20

    Cebelitarık Boğazı’nın güney yakası (FAS) ,Kuzey yakası (İSPANYA) ,her iki kıyıda da denizin dibinden inanılmaz tatlı sular fışkırmaktadır.Her iki yakanın dibinden birbirlerine doğru 45 derece açılarlar fışkıran bu dev su kanalları tarağın dişlileri gibi karşılıklı bir baraj yapmaktadır.Bu nedenle,Ne Akdeniz’in suyu Atlas Okyanusu’na ne da Atlas Okyanusu’nun suları Akdeniz’e karışmamaktadır.Denizlerin tuzlu suları ile,büyük nehirlerin tatlı sularının birbirine karışmaları çok rastlanan bir olaydır.Bunda herhangi bir keramet aramak bilimsel olarak doğru değildir.

  • dersim 1938 katliamı18.11.2009 - 11:59

    Resmi tarihinden bağımsız olarak her toplum er yada geç tarihinde işlemiş olduğu insanlık suçlarının (kah tazminat ödeyerek,Almanların Yahudilere yaptığı gibi,kah özür dileyerek Amerikalıların Kızılderililerden,Avustralya’nın,Aborjinler ve Geçmişte İngiltere’den zorla getirdiği çocuklardan,Fransız’ların soykırım yaptığı Cezayir’den) hesabını insanlık adına ödediler.Ve de ödemeye devam edeceklerdir.

  • seyit rıza18.11.2009 - 00:01

    Biz seyit Rıza’yı aldık.Otomobilde benimle Polis Müdürü İbrahim’in arasına oturdu.Jeep,,jandarma karakolunun yanındaki meydanda durdu.Seyit Rıza sehpaları görünce anladı.
    -Asacaksınız dedi ve bana döndü.
    Siz Ankara’dan beni asmak için mi geldiniz? ...
    Bakıştık!
    İlk defa,idam edilecek bir insan ile yüzyüze geliyordum.Bana güldü.Savcı namaz kılıp kılamayacağını sordu.İstemedi.Son sözünü sorduk.
    -Kırk liram ve saatim var,oğluma verirsiniz dedi.
    Seyit Rıza’yı çıkardık.Hava soğuk ve etrafta kimseler yoktu.Ama Seyit Rıza,meydan insan ile doluymuş gibi,sessizliğe ve boşluğa sesleniyordu.
    -Evladı kerbelayn! ...Bi hatayıh! ... Cürümdür…Zulümdür…Cinayettir...,dedi ve benim tüylerim diken diken oldu! bu yaşlı adam, rap rap yürüdü..Çingeneyi itti..İpi boynuna geçirdi…sandalyeye ayağı ile tekmeyi vurdu…infazı gerçekleştirmişti! ..O da nice canlara kıydı! ...Ama,gözünü kırpmadan ölüme yürüyüşünü taktır etmekten kendimi alamadım…

    Yazar İsmet Bozdağ’ın,İhsan Sabri Çağlayangil’den alıntısı.

  • özlü sözler17.11.2009 - 23:30

    Hiç bir zaman kabahat, tek taraflı değildir.Bir 'anlaşmazlık ve'iki taraf varsa,bir gerçek ve iki çıkar var demektir.

  • atatürkün sözleri17.11.2009 - 22:10

    Benim için diktatör diyorlar.Evet ben diktatörüm ama,kalpleri kazanarak diktatör oldum.(M.Esat Bozkurt,a.g.e,136-137)

  • tarihten sayfalar17.11.2009 - 22:03

    İnkılapların amacı devleti güçlendirip asalak sınıfların koşullarını sağlam temeller üzerine oturtmaktı.Fesin yerine şapka giyilmesi,Alman ticaret kanununun ithal edilmesi Latin harflerinin Arap harflerinin yerini alması kitlelerin yaşam koşullarında bir iyileşme sağlayabilir miydi? Yoksul köylüye toprak ve toprağı işleyecek araç gereç sağlanıp,ağaların ve tefecilerin sömürü ve baskısından kurtarılsaydı, işçilere sendikalarını kurma yolu açılsaydı emekçi kitleler için gerçek anlamda “inkılaplardan söz edilebilirdi.Fikret başkaya

  • tarihten sayfalar17.11.2009 - 12:56

    Kendi vatandaşlarını üzerine bomba atan ve Zilan Deresini cesetlerle doldurursa sorunu çözeceğini düşünen İsmet Paşa “Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir.Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur”

    Milliyet Gazetesi 31 Ağustos 1930