© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Ahmet ,
Allah bazıları için sadece bir isim dostum o kadar. Hz.Muhammed(sav) onların mahalleden değil. Kur'an-ı Kerim dedin mi kaçarlar zaten kurşun yemiş domuz gibi.
Güzel olan kısmı şu, iyi ki ölüm var iyi ki ahiret var . Orda hersey ayan beyan olacak. Burada isteyen istediği gibi kıvırsın:-)
Son tango orda
Buradaki tanrıları kurtarabilecek mi bakalım onları?
Kenan Aydın, o zihniyet hep lgbt zaten dostum;-)))
Onlardan başka bir şey çıkmaz ki :-D
Hahahahhahaha
Ramazan mübarek gün top tu tüfek ti uğraştırma bizi.
:-)))
Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine
Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
Bir tufan olurum sustuğun her yerde
İçten dışa Allah ile çepeçevre cevrelenmissin, onun varliginin, ve dahi isim ve sifatlarinin olusturdugu varlik alemi havuzunda, onun nimetleriyle nimetlenerek onu inkar etmek...
Bu Akıllı olmaksa birakin ben alabildigine dalirmek istiyorum.
BİRİN yarattigi birer bireyiz. Okadar birbirimizizki oysa, okadar çok ortak yanimiz var. O kadar cok birligimiz var. Durupduruken biz çıkartıyoruz, ayrismayi, gayrilasmayi. Yasadigimiz toplumda, diger hucrelerden ayrisan kanser hucreleri gibi ayrisip kanser hucresine donusmeyi...
Hepimiz O hakimi subhaninin birleriyiz. Yetmezmi kaynaşmaya... O birde bir iken beden olarak, ruh olarak... soylemde eylemde de birlesip bir olmaya....
Her gun soludugun, cigerlerine aldigin Oksijeni, ictigin sudaki hidrojen, yedigin karbonu, azot, kalsiyum, ve daha nice elemenler, seni olusturan... Atomlarinin icine dal. Gec elektrondur, notrondur, protondur, atom alti parcaciklaridir... git icine dogru iyice Git, git, git, buyut buyut buyut mercek altinda, bir noktaya geleceksin orada Allahin zatinin sonsuz siniri var. Artik orada hersey birsey. Herkes BIR. Her element her madde her hatom BIR...
Çık oradan, zoom out, çık atomdan çık bedenden, çık dunyadan çık güneş sisteminden, çık galaksiden çık galaksi sisteminden çık diger var olan, kuranda bahsedilen galaksi sistemlerinin sisteminden, oyleki dunya semasj birinci gökyüzü, gunes sistemi ikinci gökyüzü, samanyolu galaksisi ucuncu gokyuzu, ve milyarlarca galaksinin olustudugu bugünki bilimin oynadığı vara bildigi belki en fazla 4 uncu gökyüzü, ( Allah bilir, belikide birinci gok yuzu de olabilir. ve bunun yedi katı var Her biri biribinden kıyamet goturmez buyuklukte.) Çık 7 Kat semayi çık. Varidgin o sınır, Allahin mekanın, o sonsuz uçsuz bucaksız mekaninin basladigi sınır.
İçinde disina Allahin mekaninin cevreledigi bir hayatta yaşıyorsun, Allahtan habersiz. Ona rağmen, o na nankör. Onu inkar ederek..Allah muhafaza...
Icindeki her atomun nihai siniri, disinda yasadigin uzayin nihai siniri BIR. ALLAHIN MEKANIN BASLADIGI VE HERSEYIN "BIR"LENDIGI mekanlar. Allah ilahlik mekanlari..
Allah dostunu gördüm, bundan altı ay evvel,
Bir akşamdı ki, zaman donacak kadar güzel.
Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız,
Rûhuma büyük temel çivisini çaktınız.
Otuzüç yıl saatim işlemiş ben durmuşum,
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum.
Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış,
Mârifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış.
Zonklayan başım benim, kan hokkası cerahat,
Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat.
Yandı kitap dağlarım, ne garip bir hâl oldu,
Sonunda bana kalan, yalnız ilmihâl oldu.
Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden,
Soruversem: “Haberin var mı öleceğinden?”
Büyük randevu. Bilsem nerede, saat kaçta?
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta!
Dostlarım, ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum.
Artık boş odalarda, ölümü bekliyorum.
Farkı yok, mantarlaşmış bir kayadan derimin,
Yüzümde çizgi çizgi, imzası kaderimin.
Sultan olmak dilersen, tâcı, sorgucu unut,
Zafer araban senin, gıcırtılı bir tabut.
Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam,
Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam.
Necip Fazıl Kısakürek
Torontoda sahur vaktinin dusundurdukleri..
affınıza sığınarak birşey soylim malum bir zihniyet vardı İstanbul'da
ve oy uğruna bu eşcinsel lerin yürüyüşüne arka çıkan eş cinseliz demesin ler ancak şimdi İstanbul'da yurusunler İstanbul'da ibneyiz topuz diye halk da onları seyretsin evet ey zihniyet siz eşcinsel değilsiniz ibnesiniz topsunuz tukcesu budur o yürüyüşe arkacikanlara da aynı tarifeden sesleniyorum. bagirinlan şimdi ibne ler toplar ibneyiz topuz diye de ..sözüm o yuruyuse arka çıkan zihniyete dir.
ne kadar naif ne kadar sevgi dolu
Allah :arapçadır,Muhammed arapçadır bu dile düşmanlık eden arzu semayı yaratan Allahın yarattıgı mekandan kendisine bir mekan arasın.varsa.
can can
kenan
şehadet yolu
CANCAN
Abdullah Artaç Arslan,
GÜLÜNÇ oluyorsun.Sayende epey gülüyor millet. Ben de tabii :)))))
Ama ben senin düzeysizliğine düşmeyeceğim. Tartışmayı burada kesiyorum. Çünkü eş dost arkadaş beni kınıyor böyle bir adamı(!) nasıl muhatap alırsın diye...
Neyse, sen bir yerlerini yırtmaya devam et.
Mekan sana açık, çünkü nasıl olsa "atış serbest" orada...Ayrıca, sayemde araştırıp İslam'ı öğreniyorsun. :)))))
Aklımdayken sorayım:
Eylül'de yeğenimin sünneti var. Davet etsem gelip KOMİKLİK yapar mısın? :)))))
kenan kusura bakma birazcık araya girmiş bulunuyorum
bu da günün şiiri olsun
şarkıyı yüklemiştik
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde,
dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşcesine,
bu hasret bizim…
NAZIM HİKMET RAN
bundan kim rahatsız olur ki
senin yaptığın
camii avlusuna hacet yapıp sonra saygı beklemek gibi bir şey
turhan sıradağlar
konuyu burada açıp
işidi de getirip konunun orta yerine yerleştiren sensin.
sonraki duyduklarından rahatsız olup beni kutuplaştırmakla suçlamaya kalkan da sensin.
insanların depremzedeleri enkaz altından günlerce saatlerce uğraş verilip sağ olarak çıkarılması üzerine duygulanıp allahın büyüklüğünü haykırması ile işidin iğrenç katliamlarını yaparken tekbir getirme garabetlerini aynı paragrafta zikretmekle büyük bir fikri ziyandasın.
bence sen bir silkelen kendine gel.
Abdullah Artaç Arslan,
Mesajından anladığıma göre "burada ahkam kesmek" sadece sana düşer, öyle mi?
Fena halde yanılıyorsun, çünkü nerede, ne zaman, ne yazacağıma ben karar veririm... Sana da okuyup bir şeyler öğrenmek düşer.
İşim gücüm var, gittim ben.
Kiraz Karslı...
Önce ağzını yıka.
Çünkü çok kötü kokuyor.
Konuya gelirsek:
Haklısın, İslam'la işıd ı yan yana getirmek alçaklıktır. Ama böyle bir kıyas olmadığı halde varmış gibi bir algı yaratıp insanlara alçaklık imasında bulunmak da ALÇAK OĞLU ALÇAKLIKTIR! Kabul mü?
Son bir not: Işid bile senin gibi kutuplaştırıcı anti-unsurların yanında zemzem suyuyla yıkanmışcasına masum kalır.
Güle güle.
asıl kutuplaşmayı yapanlar bin beş yüz yıllık kadim islami ritüellerden rahatsız olup bir şekilde fırsatını bulunca bunu açığa vuranlar yapmaktadır
ışidi islamla yan yana getirmek hafızalara islamı öcü olarak kaydetmek isteyen amerikan formülüdür ve alçaklıktır.
günaydın kürsü
allah büyüktür
manasına gelen tekbiri getirmenin belli bir yeri zamanı sınırlaması olduğuna islami hiçbir kaynakta
rastlanmaz.
işidin kelle keserken tekbir getirmesine bakacak olursak
işid bir terör örgütüdür ve amerikan yapımıdır
yani islam ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır, sözüm ona islami ritüelleri kullanarak iğrenç eylemler yapanlar
o yaptıkları iğrenç eylemlerin zaten islamda büyük günahlardan olduğunu iyi bilirler de işlerine öyle gelir
Abdullah Artaç Arslan,
Neden gocunduğunu anlayamadım.
Çünkü mesajımda tekbirden veya dinden rahatsız olduğuma dair bir tek sözcük bile yoktur. Ama senin bilinç altında neler var da ortaya atıldın, bilemem tabii.
Devam edeyim:
Sadece gocunmakla kalmamış,
aynı zamanda konuyu saptırmışsın da...
Ve ne yazık ki toplum bu tür saptırmalarla
her alanda kutuplaştırılıyor.
Bu gereksiz tepkinden anlaşıldı ki sen de
her sözümü saptırabilirsin. Bu nedenle seni muhatap almayacağım. Böylece prim yapma fırsatı vermeyeceğim sana.
Gir google'a, araştır gerçek din bilginlerinin yorumlarını... kendin öğren tekbiri, dini !
Söz konusu mesajımın finalindeki bir cümlelik mini paragrafı yineleyerek bitiriyorum:
"İSLAM DİNİ, duaları canlarının istediği yerde keyfi kullanan ve kullandırtmaya kalkışan hadsiz, edepsiz, saldırgan, cahil cühelanın dini değildir."
TEKBİR, ne zaman, nerede?..
Tekbir, arapça "Allahu ekber" şeklinde ifade edilen İslami kavramdır. Allah’ın her şeyden üstün, yüce ve ulu olduğunu ifade eder.
Olur olmaz yerde ve zamanda tekbir getirilmez.
Tekbir getirilen yerler:
Ezan, kamet*, namaz,
bayram hutbesi esnası,
kurban keserken,
mehter marşlarında,
tasavvuf, sünnet töreni, nikâh, savaş...
İslami tören, işler ve işlemler dışında
tekbir kesinlikle kullanılmaz, getirilmez.
Yani
maçlarda,
tabut taşırken,
siyasal lider karşılarken,
depremzede kurtarırken ve
IŞİD gibi kelle keserek yapılan
vahşi idamlarda kullanamazsınız.
İSLAM DİNİ, duaları canlarının istediği yerde keyfi kullanan ve kullandırtmaya kalkışan hadsiz, edepsiz, saldırgan, cahil cühelanın dini değildir.
Öğrenelim.
*kamet: camide, cemaatin namaza kalkması için okunan ezan.