Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Godot'yu Beklerken sizce ne demek, Godot'yu Beklerken size neyi çağrıştırıyor?

Godot'yu Beklerken terimi Ultimate tarafından tarihinde eklendi

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Cumhuriyet salt monark yokluğu değil, kamusal alanın yurttaşlarca paylaşılması, denetim mekanizmasının kurulması, yargı ve hukuk güvencesinin sağlanması şeklinde anlam kazanmıştır.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Cumhuriyet denince akla öncelikle; ''Hep birlikte başarılmış bir iş, ortak bir ruh.'' gelmelidir. Zihinlerin bunu bir an önce özümsemesi gereklidir. İdeal yaşam aktif bir vatandaşlık deneyimi ile olur. Vatandaş cumhuriyette idarenin içinde yer alır. Kurumlara katılmak, kurumların denetlenmesini sağlamak, kurumların işleyişini kontrol etmek önemlidir. Böylece belli bir zümrenin egemenliğine meydan verilmez.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Felsefe gerçek bilgiye ulaşmak için çok inatçı bir çabadan doğar. Günlük hayatta bilgi olarak kabul edilen şeyin üç kusuru vardır. Kendinden emindir, belirsizdir ve kendisiyle çelişir. Felsefeye doğru giden yolda ilk adım, bu kusurların farkına varmaktır. Amaç tembel bir kuşkuculukla huzur içinde oturmak değil, deneme türünden, kesin ve kendi içinde tutarlı olan düzeltilmiş bir tür bilgiyi getirmektir. (Bertrand Russell-Felsefe sorunları)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Sanat ne tam olarak akla ne de tam olarak duygulara dayanır. Bu yüzden Kant imgelem (hayal gücü) diye yeni bir kavram geliştirir. İmgelem akılla duygu arasında köprüdür. İmgelem ikisinden de faydalanır. Sanat eseri fikirle duygunun sentezi olmalıdır. Sanat bir fikrin duygular yoluyla açığa vurulmasıdır. Sanatta duygu düşünce dengesi sağlanmalıdır.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Eğer bir toplumda para kazanmak herşeyin ölçütü haline gelmişse bazı insanlar hayatta kalabilmek için bazı değerlerinden tavizler verirler. Bazıları ise tüm değerlerini hiçe sayar hale gelir. (Theodor Adorno-Minima moralia)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Dilek ile isteğin farkı, dileğin sadece temenniden ibaret olmasıdır. Bir şeyin olmasını dilersiniz. Bunun ötesine insan geçemez. İnisiyatifi yoktur insanın dilerken. Dilek harekete geçirici değildir. İstekte ise irade devrededir. Dileyen tek hayvan insandır çünkü kendisini harekete geçirmeyecek bir temennide bulunabilir.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    İnsan herşeyin ölçüsüdür. Var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının ölçüsüdür. Rüzgar, üşüyen için soğuk eser. Üşümeyen için soğuk esmez. İkisi de haklıdır. (Platon-Protagoras)

  • Ponçik Kabadayı
    Ponçik Kabadayı

    BİR NEHİRDE İKİ KEZ YIKANDIM

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Az gelişmiş topluluklarda gruplar ya da kişiler arası ilişkiler sevgi ya da nefretle kurulur. Çizgiler bu tür duygusallıklarla şekillenir. Sanatla, felsefeyle, bilimin incelikleri ile yani yüksek yetilerle ilişki tesis etmek böyle yerlerde hayalden ibarettir.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Canlı ya da cansız bir nesne ile karşılaştığınızda ve de onunla bağ kurduğunuzda onun sadece eylemi çağrıştıran yönünü görürsünüz. O nesnenin derinliği ile bağ kuramazsınız. şişe gören insan su ya da şarap içmeyi getirir aklına. Ağlayan birini görense onu sakinleştirmeyi düşünür. Tıpkı ot gören bir koyunun sadece o otu yemeyi düşünmesi gibi. Hayatı belirsiz, zor ve karmaşık kılan tam da budur. (Gilles Deleuze-Anlamın mantığı)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Kabul etmeliyiz ki hepimiz az ya da çok kusurluyuz. Hayatın yapısında vardır bu. Tekamül kusurların kapatılması üzerine kuruludur ama tam bir kusursuzluk hali devinimi gereksiz kılacağından varlık, kusurlarıyla yola devam eder. Bazı insanlar ise kusurlarını görmezden gelir ya da onların varlığından bihaberdir. İşte buna gölge denir. Gölge, kişiliğin ego ideali uğruna bastırılan kısmına denir.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Kriz, kritik ve kriter Yunanca aynı kökten gelir. Kriter eleme aleti, kritik eleme işlemi, kriz ise aletin kırılıp eleme işlemi yapamama durumudur.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Kötülüğün sıradanlığı, düşünme beceriksizliğinden ileri gelir. Kişi yaptıklarının gerçek anlamda iyi mi yoksa kötü mü olduğunu anlayamaz. Kötülük yapan şahıs yaptığı eylemin canavarca olduğunun farkında değildir. İyiyle kötüyü ayırt edemeyen düşünme yoksunu insanlar yeni tip suçlulardır. (Hannah Arendt-İnsanlık durumu)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    İnsanlar midye gibidir. Dürüst davranırsanız kendilerini açarlar.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Romantik ekolün ortaya çıkışını doğrudan olmasa da dolaylı olarak hazırlayan Kant’tır. Düşünürün öznenin nesneyi doğrudan bilemeyeceğine dair görüşleri etkendir. Kant transandantal bir alandan bahseder. Yani aklın aşıldığı, artık aklın yetmediği, kendinde hakikatlerin bulunduğu bir sırlar düzlemi mevcuttur. Bu da pek çok şair-düşünürün bakış açısını etkilemiştir.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Paylaşım ve katkınız için teşekkür ederim sayın Sergül.

  • Canan Sergül
    Canan Sergül

    Oradaki cehalet seçimi güvenlik sorununu unutmayı seçmeye dayalıdır oysa hakiki güvenlik bilerek kaynaklarına inip kişinin alanını genişletmesidir! Bilgi güveni hayata mandallar , aydın bakabilmeyi becerenler için..

    Canan SERGÜL

    Kapı Duvar'a sevgilerimle bu notum muhaliflik içermez cümlenizin genişletilmiş halidir :))

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Cehalet sadece bilgi değil aynı zamanda güvenlik meselesidir.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    İnsanlar inandıkları şekilde yaşamadıklarına inanmazlar. (Sigmund Freud- Günlük yaşamın psikopatolojisi)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Artık sonsuz hiçlikte yolumuzu yitirmedik mi? Gündüzler daha erken karanlığa kavuşmuyor mu? (Friedrich Nietzsche- Şen bilim)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Korku filmlerine giderler insanlar sinemaya. Korkmak için para verilir mi? Bu mantıklı mı diye düşünmüş kimileri. Bunun sebebi haz olasılığı. Korkudan gelen değişik bir haz. Nerede bir haz kaynağı, hatta hazzın kırıntısı varsa oraya gidebilir insanoğlu.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Sevgili Anna. En güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne devrilirsin. Bunun güçsüzlükle alakası yoktur. (Sigmund Freud)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Proto-philosophia yani ilk felsefe etik olmalıdır. Çünkü felsefe aslında ‘’Başka’’ ile aramızdaki sorumluluk ilişkisini araştırır. Felsefe, hayata tutunmayan konuları ilk plana almamalıdır. Ontoloji ve epistemoloji daha soyut, daha kavramsal meselelerdir. Etik ise doğrudan hayata temas eden bir yapıdadır. (Emmanuel Levinas-Zaman ve başka)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Ezilenlerin bazısı ezilmeyi önemsememekte, bazısı ezilmeyi hak ettiğini düşünmekte, bazısı ise ezildiğinin farkında bile değil! Eğitim kurumları ezilenlere ezmeyi ve ezilenler kervanından çıkmayı değil, ezmekten de ezilmekten de uzak nesiller yetiştirmeyi ilke edinmelidir. Bu mücadeleye eğitimciler kadar ezilenler de destek vermelidir ve dünyayı yeniden yaşanılır, yeniden dengeli hale getirmelidir. (Paulo Freire-Ezilenlerin pedagojisi)

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Helenistik felsefede, Aristoteles ve Platon’da olduğu gibi sistemli bir felsefe söz konusu değildir. Bunun sebebi, ahlak felsefesini nihai ürün üreten felsefe olarak görmeleridir. Ahlak felsefelerinde toplumla ilişkilendirilmiş bir ahlak kuramı yerine daha çok kişinin içsel mutluluğuna odaklanan bir ahlak kuramıyla karşılaşırız. Ekolleri ahlak kuramları bakımından ayrı ayrı değerlendirmek gerekirse Epikurosçuluk ile stoa arasında farklar olduğunu görürüz.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Yaşam kaliteniz hayatın içine, onun derinliklerine ne kadar girdiğinize bağlıdır. Bu derinliği belirleyen de kendinize karşı ne kadar dürüst olduğunuzdur. Başkalarına karşı dürüst olmayanlar yalnız kalır ya da bir sahtelik havuzunda yüzerler. Kendilerine karşı dürüst olmayanlar ise hiç olurlar.

  • Esrik Dir
    Esrik Dir

    Kitabı okuduğumda hissettigim acıyı ve yoksunluğu hatırlıyorum, o gün anladım beklediğin hiçliktir ve o gün bugündür kalbim hep derinlerde...

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Büyük yönetmen Lars Von Trier’in ‘’Antichrist’’ filminde tevazu ve merhamet konularına değinilir aslında. (Dogville’de de kurcalanır mevzu) Bu Filmlerde olduğu gibi fazla tevazunun kibir olduğu yönünde pek çok düşünür de görüş belirtmiştir tarih boyunca. Oradan akla hemen itidal ve Aristoteles gelir. Aristoteles orta yolcudur bilindiği üzere. Orta yolcuların en eskilerindendir. Mesele şu ki haklı olarak bazı düşünürler ortaya, fazlaya ya da aza kimin neye göre karar verdiğini sorgularlar. Kararında ya da ideal olarak nitelenenin evrensel olup olmadığı düşünülmelidir. Fazla tevazuya nasıl kibir, az tevazuya nasıl kibir değil deriz. Neye göre? Miktarı kim belirliyor? Bir ile beşin ortası üçtür ama tevazu, vicdan, merhamet, arzu, öfke gibi kavramlar matematik değildir ki! Çağlar geçmiş ama belli ki bu pilav daha çok su kaldırır.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Büyük resmi görmediği durumlarda değerlendirme yapmamalıdır insan. Aksi takdirde doğruyu bildiğini iddia eden kurnazların tuzağına düşer. İnsanı etkileyen küçük görüntü, resmin bütününü temsil etmeyebilir. Küçük görüntüleri gözlerin içine sokmaya çalışanlar, insanları bilinçlendirmek değil sadece kullanmak isterler.

  • Kapı Duvar
    Kapı Duvar

    Entelektüel her şeyi bilen değil nerede neyi bulacağını bilendir. (Umberto Eco-Neredeyse aynı şeyi söylemek)