Kıyamete yakın bir zamanda kıyamet alameti olarak yerden çıkacak olan bir tür mahluk. Dabbe debb veya debib kökünden gelmekte olup debelenen yani hareket eden manasına gelmektedir.Şu halde tren, otomobil, bisiklet vb. şeylere lügate göre dâbbe denebilirse de ıstılahta daha çok hayvanlar için kullanılır. Ayette geçen "dabbe" kelimesinin elif lamsız, yani belirsiz bir şekilde kullanılmış olması, bunun bilinmeyen, tanınmayan bir varlık olduğunu ifade eder. Dâbbe kelimesinde bu takının kullanılmaması onun tam bilinmediğine, hatta tam bilinemeyeceğine bir işaret gibidir.
Dabbetül arz, -Allau alem- insanların kemiklerini eritecek bir kurt,böcek ve saire olacaktır. İnsanların haddi aşırı derecede aştıgı zamanlarda ortaya çıkacaktır.
ne alaka internetmiş dabbetül arz her dem bir günah keçisi aranır ve her dem de bulunur o günah keçisi şimdiki günah keçisi de internet öyle mi hani buyuruyor ya allah zümer suresinde herşeyi şeytandan bilmeyin siz içinizdeki kendi kötülüklerinize bakın onlar şeytandan daha tehlikelidir bilesiniz diye fikriniz neyse eşyayla tabiatle kurduğunuz ilşki de o şekilde oluyor aklınız fikriniz cinsellik falansa interneti de o amaçla kullanıyorsunuz sonr oluyor internet tu kaka
Ağaç kurdu gibi bişey olup, insanı içten içe kemirir. Ondan takvalılar kurtulur, günahkarlar ağına düşer.
Bu açıklama Üstad Bediüzzaman aittir. Dabbetül-Arz'ın ne olduğunu en iyi Allah bilir. Ama kuvvetle muhtemel, ahir zamanda insanları kasıp kavuracak bişeydir. 'O fâcirler ile takvalıları birbirinden ayıran bir çizgidir' dendiğine göre, bu tanıma en uygun şey; SANAL ALEM'dir. Bugün genç, yaşlı, kadın, erkek, evli, bekar herkesin elinde telefon, bu sanal ve soyut alemin uçsuz bucaksız derinliğinde kaybolup gidiyorlar/gidiyoruz.
İlmî yetersizlik sebebiyle Dabbeyi tanımlayamayan arkadaşlarımıza yalnız dünyevî değil uhrevî ilimleri almayada ehemmiyet göstermelerini tavsiye ederim. Dabbeyi açıklamıcam sağolsun bikaç arkadaşımız gayet yeterli bilgi vermiş.
Kesin bir şey söyleyemiyoruz. Firavuna çekirge afeti, bit belası.. Kabeyi tahrib etmeye çalışan Ebrehe Kavmine Ebabil kuşlarınn musallat olması gibi.. Süfyanın ve deccallerin insanları küfre, inkara sürüklemesi ve yecüc mecücün çıkardığı anarşistliğe karşı yerden çıkacak musallatlar olabilirmiş. Ve bu musallat hayvanlar (manevi ya da maddi olabilir) her yere göre farklı olabilirmiş.
dabbe güneş batıdan doğduktan sonra ortaya çıkacak olan 2 peygamberin bineği birleşimi şeklinde olup musa a.s asası gibi bir asası ve süleyman a.s hatemi elinde olacak kafire vurdumu simsiyah kesilir ve alnında kafir yazar mü'mine vurduğu zaman alnında mü'min yazacak, hatta o devrelerde birbirlerine hey mü'min hey kafir derlerde hiç gocunmazlar buyuruyor ALLAH RESULÜ s.a.v. bu dabbetül arz dır. AMA deccal ise son sistem bir imtihanla donatılmış (istidrac) bi güce sahiptir...önce velilik sonra peygamberlik hatta ilhlık iddiasında bulunacak ama ne çare ki ona inanan gayri müslimler olacağı gibi müslümanlardan ona tabi olanlar olacak maalesef......o devre de susuzluk kıtlık fazla olduğu bi devredir ki dikkt edin insanlardan ona uyacaklar bu sıkıntılarla pek karşılaşmazlar çünki yağmura yağ deyince yağacak vs. vs.
Şükür darımıza kavuştu ALLAH Mehdi olarak geliyor RESULULLAH İnansın önceden ümmet olmak isteyen İSA mesihide gönderiyor ALLAH Tabiki intisab edeceği Kuran RESULULLAH Resulullah diyecek garip geldim,garip gittim beni kimse anlamadı İSA ALEYHİSSELAM papaza, neden incile inanmadın Ahmede uymadın Ben ona ümmet oldum, beni seven ona uysun. ALLAH murat etti nefsine söz söyledi İSTESENDE İSTEMESENDE DÜNYAYI İSLAM YAPACAM dedi ALLAHIN muradı gerçek olacak Top yekün dünya islam olacak
Neml 82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. (Mekkî 48) 1) Cehennemde temelli kalacak olanlar: Ahiret yurdu sonsuz olarak cehennemdir. Bu katagoriye girenler; Allah’ı inkar edenler(kafirler) , ayetleri yalanlayanlar, Allah’a ortak koşanlar(müşrikler) , münafıklar, kötülük yapanlar, kibirliler, faiz yiyenler, kasten insan öldürenler bulunmaktadır. Allaha inanıp da isyan edenler de dahildir.(şeytan ifrit ve insanlar gibi) 2) İnancı olup da şüphe içinde olanlar: Şüpheleri yok olana kadar cehennemdedirler. 3) İmanları dereceli olan insanlar: İmanları ve günahları kadar cehennemdedirler. 4) İmanı olup da ibadet ve iyilik sahibi olanlar: Yaptıkları ibadet ve iyilikler kadar dereceli olarak cennettedirler. 5) İmanı olup da ibadet, iyilik ve ilim sahibi olanlar: Allah katında sonsuz olarak rızıklandırılırlar ve yaşamlarda görevlendirilirler (Hızır a.s gibi) 6) İmanı olup Allah için ölenler(şehitler) : Allah katında rızıklanırlar.
İNSANIN YOL HARİTASI (Kuran ‘a göre) Neml 82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. (Mekkî 48) 1) Cehennemde temelli kalacak olanlar: Ahiret yurdu sonsuz olarak cehennemdir. Bu katagoriye girenler; Allah’ı inkar edenler(kafirler) , ayetleri yalanlayanlar, Allah’a ortak koşanlar(müşrikler) , münafıklar, kötülük yapanlar, kibirliler, faiz yiyenler, kasten insan öldürenler bulunmaktadır. Allaha inanıp da isyan edenler de dahildir.(şeytan ifrit ve insanlar gibi) Bakara 217 Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: 'O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür'. Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler. (Medenî 87) Bakara 257 Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin ise dostları tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temelli kalacaklardır.* (Medenî 87) Bakara 275 Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, 'Zaten alışveriş de faiz gibidir' demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardır. (Medenî 87) Âl-i İmrân 116 İnkar eden kimselerin malları ve çocukları, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temellidirler. (Medenî 89) Âl-i İmrân 151 Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmalarından ötürü, inkar edenlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin durağı ne kötüdür! (Medenî 89) Nisâ 93 Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazabetmiş, lanetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır. (Medenî 92) Nisâ 140 O, size Kitap'da 'Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz' diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkları ve kafirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır. (Medenî 92) Nisâ 145 Doğrusu münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onlara yardımcı bulamayacaksın. (Medenî 92) Mâide 86 İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cehennemliklerdir.* (Medenî 112) Enfâl 36-37 Doğrusu inkar edenler mallarını Allah'ın yolundan insanları alıkoymak için sarfederler ve daha da sarfedeceklerdir; ama sonra içleri yanacak, hem de mağlup olacaklardır. Bu, Allah'ın, temizi murdardan ayırması ve murdarları üstüste koyup hepsini yığarak cehenneme yerleştirmesi içindir; inkar edenler cehenneme toplanacaklardır. İşte onlar mahvolanlardır.* (Medenî 88) Tevbe 17 Puta tapanların kendilerinin inkarcı olduklarını itiraf edip dururken Allah'ın mescidlerini onarmaları gerekmez. Onların işledikleri boşa gitmiştir, cehennemde temelli kalacaklardır. (Medenî 113) Tevbe 35 Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, 'Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın' denecek. (Medenî 113) Tevbe 63 Allah'a ve Peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedi kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik budur. (Medenî 113) Tevbe 68 Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkarcılara, ebedi kalacakları cehennem ateşini hazırlamıştır. O, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir (rahmetinden uzak kılmıştır) . Onlara devamlı azab vardır. (Medenî 113) Yûnus 27 Kötülük işleyenlere kötülükleri kadar ceza verilir; onların yüzlerini zillet bürür; Allah'a karşı onları savunacak yoktur; yüzleri, geceden kara bir parçayla örtülmüş gibidir. Bunlar cehennemliklerdir, orada temelli kalırlar. (Mekkî 51) Ra’d 25 Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, cehennem, onlaradır. (Mekkî 96) İbrahim 16 Ardından da (o inatçı zorbaya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir! (Mekkî 72) Nahl 29 Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür! (Mekkî 70) İsrâ 8 Umulur ki Rabbiniz size acır; ama siz dönerseniz Biz de döneriz. Cehennemi, inkarcılara bir zindan kılmışızdır. (Mekkî 50) Kehf 106 İşte onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık olarak, cehennemdir. (Mekkî 69) Meryem 68 Rabbine and olsun ki Biz onları mutlaka uydukları şeytanlarla beraber haşredeceğiz. Sonra cehennemin yanında diz çöktürerek hazır bulunduracağız. (Mekkî 44) Enbiyâ 29 Bunlar içinde kim 'Ben, Allah'tan başka bir tanrıyım' derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezasını böyle veririz.* (Mekkî 73) Enbiyâ 98 Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz. (Mekkî 73) Enbiyâ 99 Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi; hepsi orada temelli kalacaktır. (Mekkî 73) Fâtır 36 İnkar edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler; kendilerinden cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkarcıyı böylece cezalandırırız. (Mekkî 43) Mü’minûn 103 Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedi cehennemdedirler. (Mekkî 74) Secde 20 Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir. (Mekkî 75) Zümer 8 İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah, katından bir nimet verince önceden kime yalvarmış olduğunu unutuverir; Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: 'İnkarınla az bir müddet zevklen, şüphesiz sen cehennemliksin.' (Mekkî 59) Zümer 32 Allah'a karşı yalan uydurandan, kendisine gelmiş gerçeği yalan sayandan daha zalim olan kimdir? İnkarcılar için cehennemde dur durak olmaz olur mu? (Mekkî 59) Zümer 60 Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü, yüzlerinin simsiyah olduğunu görürsün. Böbürlenenler için cehennemde bir durak olmaz olur mu? (Mekkî 59) Zümer 72 Onlara: 'Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür! ' denir. (Mekkî 59) Mü’min 60 Rabbiniz: 'Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir' buyurmuştur.* (Mekkî 60) Mü’min 75-76 Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür! (Mekkî 60) Fussilet 28 İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkar etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedi kalacakları yurt (cehennem) vardır. (Mekkî 61) Zuhruf 74 Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar. (Mekkî 63) Fetih 6 (Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lanetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir! (Medenî 111) Teğâbun 10 İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası! (Medenî 108) Cin 23 (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır. (Mekkî 40) Nebe’ 22 Azgınların barınacağı yerdir (cehennem) . (Mekkî 80) Bürûc 10 Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır. (Mekkî 27) Beyyine 6 Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkarcılar, içinde ebedi olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır. (Medenî 100) Bakara 39 İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar. (Medenî 87) Bakara 81 Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar. (Medenî 87) Bakara 206 Böylesine 'Allah'tan kork! ' denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir! (Medenî 87) Hicr 44 Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır. (Mekkî 54) Nisâ 14 Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır. (Medenî 92) Bakara 88 (Yahudiler peygamberlerle alay ederek) 'Kalplerimiz perdelidir' dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar. (Medenî 87)
2) İnancı olup da şüphe içinde olanlar: Şüpheleri yok olana kadar cehennemdedirler. Kâf 24-25-26 Allah: 'Ey sürücü ve şahit! Her inatçı inkarcıyı, iyiliklere boyuna engel olan, mütecaviz, şüpheye düşüren, Allah'ın yanında başka tanrı benimseyen kişiyi cehenneme atın, onu çetin bir azaba sokun' buyurur. (Mekkî 34) Âl-i İmrân 60 Gerçek Rabb'indendir, o halde şüphelenenlerden olma. (Medenî 89) Nisâ 87 Allah'tan başka tanrı yoktur, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir? * (Medenî 92) En’âm 2 O, sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel tayin edendir. Belirli bir ecel O'nun katındadır; sonra bir de şüphe edersiniz. (Mekkî 55) En’âm 9 Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk. (Mekkî 55) En’âm 12 De ki: 'göklerde ve yerde olanlar kimindir? ', 'Allah'ındır' de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar. (Mekkî 55) En’âm 114 'Allah size Kitap'ı açık açık indirmişken O'ndan başka bir hakem mi isteyeyim? ' Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse, sen şüpheye düşenlerden olma! (Mekkî 55) Yûnus 37 Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur. (Mekkî 51) Yûnus 94 Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma. (Mekkî 51) Hûd 110 And olsun ki, Musa'ya Kitap verdik; onda ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında çoktan hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, Kitap'ın Allah katından olduğunda şüphe ve endişe içindedirler. (Mekkî 52) İbrahim 9 Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: 'Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz' dediler. (Mekkî 72) İbrahim 10 Onların peygamberleri: 'Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz? ' dediler. Onlar da: 'Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz' dediler. (Mekkî 72) Kehf 21 Böylece, Allah'ın sözünün gerçek olduğunu ve kıyametin kopmasından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladık. Nitekim halk, bunların hakkında çekişip duruyor: 'Onların mağaralarının çevresine bir bina kurun' diyorlardı. Oysa, Rableri onları çok iyi bilir. Tartışmayı kazananlar: 'Onların mağaralarının çevresinde mutlaka bir mescid kuracağız' dediler. (Mekkî 69) Meryem 30-31-32-33 Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi. (Mekkî 44) Meryem 34 İşte hakkında şüpheye düştükleri Meryem oğlu İsa gerçek söze göre budur. (Mekkî 44) Hac 6-7 Bunlar, yalnız Allah'ın gerçek olduğunu, ölüleri dirilttiğini, gücünün herşeye yettiğini, şüphe götürmeyen kıyamet saatinin geleceğini, Allah'ın kabirlerde olanı dirilteceğini gösterir. (Medenî 103) Hac 55 İnkar edenler, ceza saati kendilerine ansızın gelene veya gecesi olmayan günün azabı çatana kadar Kuran'dan şüphe etmekte devam ederler. (Medenî 103) Mü’minûn 16 Şüphesiz kıyamet günü tekrar diriltilirsiniz. (Mekkî 74) Nûr 50 Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphelenmişler midir, yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır; onlar sadece zalimdirler.* (Medenî 102) Neml 66 Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.* (Mekkî 48) Secde 2 Şüphe götürmeyen Kitap, Alemlerin Rabbi'nin indirdiğidir. (Mekkî 75) Sebe’ 21 Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede olanları, işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.* (Mekkî 58) Sâd 6-7-8 Onlardan ileri gelenler: 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi? ' dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır. (Mekkî 38) Mü’min 34 'And olsun ki, Yusuf da, daha önce, size belgelerle gelmişti. Size getirdiği şeylerden şüphelenip durmuştunuz. Sonunda Yusuf ölünce, Allah onun ardından hiçbir peygamber göndermeyecek demiştiniz. Allah, aşırı şüpheciyi işte böylece saptırır.' (Mekkî 60) Mü’min 59 Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Bunda şüphe yoktur, fakat, insanların çoğu inanmıyor. (Mekkî 60) Fussilet 45 And olsun ki Musa'ya Kitap vermiştik de onda ayrılığa düşmüşlerdi. Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, onun hakkında şüphe ve endişe içindedirler. (Mekkî 61) Fussilet 54 Dikkat edin; onlar Rablerine kavuşmaktan şüphededirler; dikkat edin; Allah şüphesiz her şeyi bilgisiyle kuşatandır.* (Mekkî 61) Şûrâ 7 Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. İnsanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer. (Mekkî 62) Şûrâ 14 Kendilerine ilim geldikten sonra ayrılığa düşmeleri, ancak, birbirini çekememekten oldu. Eğer belirli bir süre için Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hemen hükmedilirdi. Arkalarından Kitaba varis kılınanlar da ondan şüphe ve endişe içindedirler. (Mekkî 62) Zuhruf 61 Şüphesiz ki o (İsa) , kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur. (Mekkî 63) Zuhruf 62 Sakın şeytan sizi bu yoldan alıkoymasın; şüphesiz o size apaçık bir düşmandır. (Mekkî 63) Duhân 9 Ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar. (Mekkî 64) Duhân 47-48-49-50'Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün' denir, sonra ona: 'Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir' denir. (Mekkî 64) Câsiye 26 De ki: 'Sizi Allah diriltir, sonra öldürür, sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplar. Ama insanların çoğu bilmezler (Mekkî 65) Câsiye 32 'Doğrusu Allah'ın verdiği söz gerçektir, kıyamet saati şüphe götürmez' dendiği zaman: 'Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız yoktur sanıyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmiş değiliz' derdiniz. (Mekkî 65) Kâf 15 Biz ilk yaratışta yorulduk mu? Hayır; onlar yeniden yaratılmaktan şüphe etmektedirler (Mekkî 34) Hadîd 14 İkiyüzlüler, inananlara: 'Biz sizinle beraber değil miydik' diye seslenirler. Onlar: 'Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı.' (Medenî 94) 3) İmanları dereceli olan insanlar: İmanları ve günahları kadar cehennemdedirler. Âl-i İmrân 162 Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır. (Medenî 89) Âl-i İmrân 163 Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir. (Medenî 89) En’âm 132 Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir. (Mekkî 55) İsrâ 4 Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. (Mekkî 50) İsrâ 21 Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür. (Mekkî 50) Ahkâf 19 Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz. (Mekkî 66) Bakara 283 Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. Şahitliği bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkardır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir (Medenî 87) Hûd 116 Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar) . Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler. (Mekkî 52) İbrahim 49 O gün, günahkarların zincire vurulmuş olduğunu görürsün. (Mekkî 72) Meryem 86 Günahkarları da susuz olarak cehenneme süreceyiz. (Mekkî 44) Tâ-Hâ 74 Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkar olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar! (Mekkî 45) Furkân 22 (Fakat) melekleri görecekleri gün, günahkarlara o gün hiçbir sevinç haberi yoktur ve: (Size, sevinmek) yasaktır, yasak! diyeceklerdir. (Mekkî 42) Secde 12 O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, 'Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık' diyecekleri zamanı bir görsen! (Mekkî 75) Secde 22 Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkarlara, layık oldukları cezayı veririz. (Mekkî 75) Câsiye 7 Vay haline, her yalancı ve günahkar kişinin! (Mekkî 65) Nisâ 150 Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip 'Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız' diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu; (Medenî 92) Nisâ 151 İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. (Medenî 92) Mâide 90 Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) , fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. (Medenî 112) Bakara 103 Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı! (Medenî 87) Ahzâb 12 Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı. (Medenî 90)
4) İmanı olup da ibadet ve iyilik sahibi olanlar: Yaptıkları ibadet ve iyilikler kadar dereceli olarak cennettedirler.
Nisâ 95 Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır. (Medenî 92) Nisâ 96 Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. (Medenî 92) En’âm 83 İşte bu, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir. (Mekkî 55) Enfâl 4 İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. (Medenî 88) Tâ-Hâ 75 Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir. (Mekkî 45) Hadîd 10 Ne oluyor size ki, Allah yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara eşit değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. Allah'ın yaptıklarınızdan haberi vardır. (Medenî 94) Rûm 56 Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz. (Mekkî 84) Bakara 177 İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır! (Medenî 87) Âl-i İmrân 172 Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takva sahibi olanlar için pek büyük bir mükafat vardır. (Medenî 89) Nisâ 114 Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz. (Medenî 92) Zümer 34 Onlar için Rableri yanında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik edenlerin mükafatıdır. (Mekkî 59) 5) İmanı olup da ibadet, iyilik ve ilim sahibi olanlar: Allah katında sonsuz olarak rızıklandırılırlar ve yaşamlarda görevlendirilirler (Hızır a.s gibi) Nisâ 162 Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekatı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükafat vereceğiz. (Medenî 92) Bakara 247 Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Talut'u size hükümdar olarak gönderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha layık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkanlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler. 'Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir' dedi. (Medenî 87) Bakara 251 Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Calut'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. Lakin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir. (Medenî 87) Âl-i İmrân 18 Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilah yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir. Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. (Medenî 89) Yûsuf 22 (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız. (Mekkî 53) Kehf 65 Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. (Mekkî 69) Meryem 12 'Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl! ' (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik. (Mekkî 44)
6) İmanı olup Allah için ölenler(şehitler) : Allah katında rızıklanırlar. Âl-i İmrân 169 Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. (Medenî 89) Bakara 154 Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler'' demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız. (Medenî 87) Tevbe 111 Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kuran'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin; bu büyük başarıdır. (Medenî 113) Hadîd 19 Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır. (Medenî 94) Âl-i İmrân 170 Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. (Medenî 89) Hac 58 Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Medenî 103)
Dabbetül-Arz:Aids-mikrobu hiç değildir? Dabbetül-Arz:Ağaç-kurdu hiç değildir? Dabbetül-Arz:Ejder-canavar hiç değildir? Dabbetül-Arz:Mehdi'nin fitnetül-fesat sıfatıdır?
formda yorum yapan arkadaşların şöle yazılarına bir baktım da genel manada yeterli bilgisi olmayan arkadaşlar kıyamet alemetlerini birbirne karşıtırmışlar DABBE TÜL ARZ süratli bir mahluk görevi insanlari mümin kafir diye ayırt etmek alınlarına yazmak.yoksa yok insanları öldürüyo azap ediyor şeklinde bir görevi yok.dabbe bu işlemi tamamladıktan sonra insanlar birbirine kafir mümin diye hitap edecek.gerek filmler de gerek insanlar kafalarında deccal,Muhammed il Mehdi,cinler arasında bir karışım oluşturmuşlar
Dabbe Tül Arz:ismini hatılayamıyorum ama bir peygamberin nakası(binegi) atı-devesi gibi bir şey kıyamet koptuktan güneş batıdan batıdan doğduktan sonra insanlar bekleyişirken kafir ve mümin i birbirinden ayıracak insanların alınlarına kafir,mümin diye yazacak olan bir mahluk..
Dabbe tul Arz, Ahret zamaninda yerin altindan cikarilacak bir Adem ogludur,. Ve sizlerin dikkatini cekmek istedidigim 2 nokta ise. Su,…. (SIZLERE BIR DABBE TUL ARZ CIKARIRIZ,.) BURDA BIR TANE DEGIL bir kac tan DAHA COK VAR OLDUGUNU YANI. BUNUN BIR MEHDI OLMASI IMKANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR.
Simdi Arkadaslar sizlere bir kac tio verecegim,. Eger ki sizzler bunlarin bir cin yada bir hayvan yada goz ile gorumeyen farkli varkliklar oldugunu dusunecek olursanuz,. Hemen dikkatinizi cekiyorum.
Allah istese idi Peygamberleri melekler ilan ederdi. Ama bu seferde biz insanlar kibirimizden bizlerden degildir o diye isyan ederdi,. Bunun icin allah bizlere peygamberi insane halinde yolladi, Onu yani sira bu haliniz ile de melek gorme immkaniz yok sa.. neden bizlere bir konusan esek yada Bir bocek mahlukat yollasin ki.
Hatirlarsaniz 1600 yillarinda insanlarin dunyayi duz dusunmesinin nedenlerinden biri bu idi.. Ve daha sonar bu teori degistir cunku insane uzaya cikinci onu gordu. Eger inanmiyorsaniz.. ozaman Antarticanin ortasida bulunan yerin resimini bulun. Eger bir insane Antarticanin ortasinda geze biliyorsa,. Harika bir sey cunku oralari -100 lere kadar cikiyor kac saat dayanacak..
Neyse arastirin sonar sizlerin yorumlairnizi inceleri hep beraberce….
NOT:((Dabbetül-Arz 12.imam Muhammed Mehdi'nin ikinci gelişindeki bir sıfatıdır? Bu gerçek ancak Mehdi'nin 313 seçkin taraftarının bilebileceği bir sırrı hakikattir? Zafer mutlaka @llahın ve Resullerinin olacaktır ayetinin ehlibeyttefsirine göre şöyledir? Zafer mutlaka Allah'ın gölgesi olan Mehdi'nin ve 313 resulün velayetinde olan seçkin 313 kişilik ashabül-mehdinin olacaktır vesselam?)) ALEVİBEKTAŞŞİİ FAKİH
EBU'L-HASAN ALİ İBN-İ EBU TALİP EMİREL-MÜ'MİNİN ALEYHİSSELAM DİYOR Kİ: **O DABBE (MEHDİ DABBETÜ'L-ARZ) KUYRUKLU DEĞİL SAKALLI BİR DABBE'DİR? **
Dabbetü'l-Arz'ın kim olduğunu söyleyecek olursak kıyamet kopar...Ama ben yinede söyleyeyim ister kopsun ister kopmasın...Dabbetü'l-Arz Mehdi'nin ta kendisidir...Niye diyeceksiniz...Mehdi hakkında yaklaşık olarak üçyüz hadis vardır...Ve ne enterasandır ki; bu üçyüz hadis'de Mehdi kıyametin alameti kabul edilen her faktörle alakalandırılmış fakat dabbetü'l-arz'a gelince hiçbir alakalandırma söz konusu değildir...Yani örneğin Mehdi ve Deccal...Mehdi ve İsa...Mehdi ve Ümmet...Mehdi ve Kıyamet...Mehdi ve Mekke...Mehdi ve Medine...Mehdi ve Kudüs...Vesaire gidiyor...Ama hiçbir alim fark edemiyor ki; Mehdi hiç Dabbetü'l-Arz ile alakalandırılmamıştır...Peki bunun sırrı nedir öyleyse...Bu bir eksiklikmi yoksa bağdaştırmada veya dolaylı mantık ilminden yoksunluk mu? O zaman nedir bunun aslı...Bu kadar tesadüf olamaz...Sanki Mehdi'nin bulunduğu sahnede üstelik ayet-i kerime ile haber verilen Dabbetü'l-Arz olmasın...Hayır bu bir eksiklik veya yanlışlık değil...Aslını söylüyoruz...Mehdi'nin bulunduğu sahnede Dabbetü'l-Arz yok çünki Mehdi Dabbetü'l-Arz'ın ta kendiside o yüzden...Bakın Kur'an'da nasıl bahsediliyor...Neml Suresi 82.ayet:'O söz başlarına geldiğinde biz yerden bir Dabbe çıkarırız...Ve o bütün insanlara bizim ayetlerimize tam iman etmediklerini söyler...' Yorum: Şimdi birincisi *O söz* deniyor...Nedir o sözden kasdedilen...Tabiki kıyamet öylemi...Bazıları o sözden kasdedilenin İsa Mesih olduğunu söylüyor...Ve bu durumda'da Dabbe'nin Deccal olduğu kanatine varılıyor...Peki bu doğrumu! .. Hayır çünki bu olamaz kıyametin on alametlerinden bahsedilirken Dabbetü'l-Arz ile Deccal ayrı ayrı zikrediliyor...Yani ikisi ayrı bir mahluk...Ve ayrı bir alamet...*Ve o bütün insanlara bizim ayetlerimize tam iman etmediklerini söyler...* Birincisi o bütün insanlara deniyor...Önce burdaki hikmeti anlayalım...Diyelim ki; zamanımız bunca teknolojinin hakim olduğu değilde hala televizyon büyüklüğünde bölgesel yayın frekansı olan radyolar olsaydı...Ve Dabbe'de hiç bilmediğimiz ve haberini dahi alamıyacağımız bir yerde çıksaydı...Peki burdan bütün insanlara nasıl ulaşacaktı...İşte burda bir hikmet var...Demek ki çağımız bugün bütün insanlara bu haberi ulaştıracak konumda...Örneğin Mehdi istanbulda zuhur etti kabul edelim...Hemen televizyonlar son dakka haberi verecek,veya canlı yayın aracı ile olay mahallini gösterecek...Sağırıda,dilsizide,körüde haberdar olacaktır...Ve gelelim insanların ayetlere tam iman getirmemiş olmalarına...Zaten İmanda kıyametin bir alametidir...Hani derler ki; Allah ismi hiç anılmadığı bir zamanda kıyamet kopacak...Hayır bu doğru değil...Çünki Cami minarelerinin şerefelerinden ezan okunurken gürül gürül Allah-u Ekber diye yeri göğü inletiyor...Bunu susturmayada hiç kimsenin gücü yetmez evelallah...Peki haber verilen nedir öyleyse...Haber verilen dilde Allah denilmesi değil kalbde Allah'ın zikredilmemesidir vesselam...Zira şeytanın hakim olduğu bir ahir-i zaman'da Allah'ı kalbde zikretmek ve bunu zahirine tecelli ettirmek her babayiğidin işi olmasa gerektir...Ve ne anlamalıyız o zaman burda...Dabbetü'l-Arz bunu bize söyleyeceğine göre bizzat kendisi çok kuvvetli bir imana sahip olacak demektir...İşte tezimizin can alıcı noktası ve kırılma aşaması burasıdır...Çünki Mehdi Hadi kökünden gelir...Allah'ın Hadi sıfatının anlamı şudur...*Karanlıktan aydınlığa çıkaran ve dalaletten hidayete erdiren...* Ve zaten bu Mehdi için tasarlanmış ve yalnız ona nasip olacak bir iştir...Nitekim Resulullah (savs) onun için şöyle demiştir...*O hiç kimsenin bilmediği bir duruma kılavuzlandığı için ona Mehdi denmiştir...* veya *Mehdi bizden Ehl-i Beyt'imiz'dendir...Allah onun hallerini bir gecede yoluna sokacaktır...* buyurulmaktadır...Yani ayetin neresini incelerseniz inceleyin Dabbetü'l-Arzın ve Mehdi'nin aynı kişi olduğuna delalet sunar...Son olarak Muhyiddin İbnü'l Arabi'nin şu haberiyle sizleri başbaşa bırakıyorum...
*Bilin ki, Mehdi mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça; çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adalet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin.* 'Futuhat-El Mekkiye'
Ve Mehdi diyor ki:
Sağımda Cebrail Solumda Mikail Önümde İsrafil Ardımda Azrail Üstümde Kırklar Üstünde Sekizler Üstünde Arş Üstünde Rahman Ey Yüceler Yücesi Yüce Rahman Ey Güzeller Güzeli Güzel Sultan Sen Halıksın Ben Mahlukum Sen Hadisin Ben Mehdiyim...
Zikr-i Hakikatimizdir... ________________________ Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
Ortaya çıkışı kıyametin büyük alametlerinden biri olarak kabul edilir.kimilerine göre hz.isa'nın aslında dabbetül arz olduğu söylenir.kıyamet günü yeri ve göğü ters çevireceğine inanılır,ayrıca gezegenleri bir taş parçası gibi fırlatacağıda belirtilir.
havini süper açıklamış..o yaratıklar burda aramızda insanların gözünü çıkarıyor...ölülelerine bile saygı duymuyor işkence yapıyor..yakıyor o benim büyük yaradanın elleriyle işlediği Bedeni o ALLAH'ın biricik kulunu..
Kıyamete yakın bir zamanda kıyamet alameti olarak yerden çıkacak olan bir tür mahluk. Dabbe debb veya debib kökünden gelmekte olup debelenen yani hareket eden manasına gelmektedir.Şu halde tren, otomobil, bisiklet vb. şeylere lügate göre dâbbe denebilirse de ıstılahta daha çok hayvanlar için kullanılır.
Ayette geçen "dabbe" kelimesinin elif lamsız, yani belirsiz bir şekilde kullanılmış olması, bunun bilinmeyen, tanınmayan bir varlık olduğunu ifade eder. Dâbbe kelimesinde bu takının kullanılmaması onun tam bilinmediğine, hatta tam bilinemeyeceğine bir işaret gibidir.
Algısızlara masallar...
Günümüz Radyo ve Televizyondur.
Çok korkutucu
Dabbe'tül arzdan korkmayan ben tir tir titriyorum senden. ( ömer lütfü mete)
Dabbetül arz, -Allau alem- insanların kemiklerini eritecek bir kurt,böcek ve saire olacaktır. İnsanların haddi aşırı derecede aştıgı zamanlarda ortaya çıkacaktır.
ne alaka internetmiş dabbetül arz
her dem bir günah keçisi aranır ve her dem de bulunur o günah keçisi
şimdiki günah keçisi de internet öyle mi
hani buyuruyor ya allah zümer suresinde herşeyi şeytandan bilmeyin siz içinizdeki kendi kötülüklerinize bakın onlar şeytandan daha tehlikelidir bilesiniz diye
fikriniz neyse eşyayla tabiatle kurduğunuz ilşki de o şekilde oluyor
aklınız fikriniz cinsellik falansa interneti de o amaçla kullanıyorsunuz sonr oluyor internet tu kaka
hiç yorulmuyor
hep aynı şey
heryerde
sen isa mesihi bırak ta kendine bak
bu adamın dinle alakası var, şu grup kurucusunun yani, provakatör ün
Malayani.
geçen beraber içtik. çok panayır muhabbet yapan çok salça biri..masraflı ibnelerin alayına verilen genel isim ad soy ad aa avrad silad...
Ağaç kurdu gibi bişey olup, insanı içten içe kemirir. Ondan takvalılar kurtulur, günahkarlar ağına düşer.
Bu açıklama Üstad Bediüzzaman aittir. Dabbetül-Arz'ın ne olduğunu en iyi Allah bilir. Ama kuvvetle muhtemel, ahir zamanda insanları kasıp kavuracak bişeydir. 'O fâcirler ile takvalıları birbirinden ayıran bir çizgidir' dendiğine göre, bu tanıma en uygun şey; SANAL ALEM'dir. Bugün genç, yaşlı, kadın, erkek, evli, bekar herkesin elinde telefon, bu sanal ve soyut alemin uçsuz bucaksız derinliğinde kaybolup gidiyorlar/gidiyoruz.
günümüzdeki dabbenin internet olduğu söyleniyor. katılanlar?
İlmî yetersizlik sebebiyle Dabbeyi tanımlayamayan arkadaşlarımıza yalnız dünyevî değil uhrevî ilimleri almayada ehemmiyet göstermelerini tavsiye ederim. Dabbeyi açıklamıcam sağolsun bikaç arkadaşımız gayet yeterli bilgi vermiş.
Kesin bir şey söyleyemiyoruz. Firavuna çekirge afeti, bit belası.. Kabeyi tahrib etmeye çalışan Ebrehe Kavmine Ebabil kuşlarınn musallat olması gibi.. Süfyanın ve deccallerin insanları küfre, inkara sürüklemesi ve yecüc mecücün çıkardığı anarşistliğe karşı yerden çıkacak musallatlar olabilirmiş. Ve bu musallat hayvanlar (manevi ya da maddi olabilir) her yere göre farklı olabilirmiş.
Dabbet ül arz İNTERNETİ ima ediyor..İnteretin olmadığı ulaşıp fitne fesat yaratmadığı KAFALAR mı kaldı.
dabbe güneş batıdan doğduktan sonra ortaya çıkacak olan 2 peygamberin bineği birleşimi şeklinde olup musa a.s asası gibi bir asası ve süleyman a.s hatemi elinde olacak kafire vurdumu simsiyah kesilir ve alnında kafir yazar mü'mine vurduğu zaman alnında mü'min yazacak, hatta o devrelerde birbirlerine hey mü'min hey kafir derlerde hiç gocunmazlar buyuruyor ALLAH RESULÜ s.a.v. bu dabbetül arz dır. AMA deccal ise son sistem bir imtihanla donatılmış (istidrac) bi güce sahiptir...önce velilik sonra peygamberlik hatta ilhlık iddiasında bulunacak ama ne çare ki ona inanan gayri müslimler olacağı gibi müslümanlardan ona tabi olanlar olacak maalesef......o devre de susuzluk kıtlık fazla olduğu bi devredir ki dikkt edin insanlardan ona uyacaklar bu sıkıntılarla pek karşılaşmazlar çünki yağmura yağ deyince yağacak vs. vs.
Hakkında yapılan filmler komik ötesi
Şükür darımıza kavuştu ALLAH
Mehdi olarak geliyor RESULULLAH
İnansın önceden ümmet olmak isteyen
İSA mesihide gönderiyor ALLAH
Tabiki intisab edeceği Kuran RESULULLAH
Resulullah diyecek garip geldim,garip gittim beni kimse anlamadı
İSA ALEYHİSSELAM papaza, neden incile inanmadın
Ahmede uymadın
Ben ona ümmet oldum, beni seven ona uysun.
ALLAH murat etti nefsine söz söyledi
İSTESENDE İSTEMESENDE DÜNYAYI İSLAM YAPACAM dedi
ALLAHIN muradı gerçek olacak
Top yekün dünya islam olacak
DABBE TÜL ARZ Bu sözcük kuranda geçer fakat manasında çelişkiler vardır.
Bana göre bunlarla uğraşmanın bir anlamı yoktur nedir ne değildir diyemem
İNSANIN YOL HARİTASI (Kuran ‘a göre)
Neml 82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
(Mekkî 48)
1) Cehennemde temelli kalacak olanlar:
Ahiret yurdu sonsuz olarak cehennemdir. Bu katagoriye girenler; Allah’ı inkar edenler(kafirler) , ayetleri yalanlayanlar, Allah’a ortak koşanlar(müşrikler) , münafıklar, kötülük yapanlar, kibirliler, faiz yiyenler, kasten insan öldürenler bulunmaktadır. Allaha inanıp da isyan edenler de dahildir.(şeytan ifrit ve insanlar gibi)
2) İnancı olup da şüphe içinde olanlar:
Şüpheleri yok olana kadar cehennemdedirler.
3) İmanları dereceli olan insanlar:
İmanları ve günahları kadar cehennemdedirler.
4) İmanı olup da ibadet ve iyilik sahibi olanlar:
Yaptıkları ibadet ve iyilikler kadar dereceli olarak cennettedirler.
5) İmanı olup da ibadet, iyilik ve ilim sahibi olanlar:
Allah katında sonsuz olarak rızıklandırılırlar ve yaşamlarda görevlendirilirler (Hızır a.s gibi)
6) İmanı olup Allah için ölenler(şehitler) :
Allah katında rızıklanırlar.
İNSANIN YOL HARİTASI (Kuran ‘a göre)
Neml 82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dabbe (mahluk) çıkarırız da, bu onlara insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
(Mekkî 48)
1) Cehennemde temelli kalacak olanlar:
Ahiret yurdu sonsuz olarak cehennemdir. Bu katagoriye girenler; Allah’ı inkar edenler(kafirler) , ayetleri yalanlayanlar, Allah’a ortak koşanlar(müşrikler) , münafıklar, kötülük yapanlar, kibirliler, faiz yiyenler, kasten insan öldürenler bulunmaktadır. Allaha inanıp da isyan edenler de dahildir.(şeytan ifrit ve insanlar gibi)
Bakara 217 Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: 'O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür'. Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler.
(Medenî 87)
Bakara 257 Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlerin ise dostları tağuttur. Onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temelli kalacaklardır.*
(Medenî 87)
Bakara 275 Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, 'Zaten alışveriş de faiz gibidir' demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah'a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardır.
(Medenî 87)
Âl-i İmrân 116 İnkar eden kimselerin malları ve çocukları, Allah'tan yana, onlara bir fayda vermeyecektir. İşte onlar cehennemliklerdir, onlar orada temellidirler.
(Medenî 89)
Âl-i İmrân 151 Hakkında hiçbir delil indirmediği şeyi Allah'a ortak koşmalarından ötürü, inkar edenlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer cehennemdir. Zalimlerin durağı ne kötüdür!
(Medenî 89)
Nisâ 93 Kim bir mümini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazabetmiş, lanetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır.
(Medenî 92)
Nisâ 140 O, size Kitap'da 'Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe, onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz' diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkları ve kafirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.
(Medenî 92)
Nisâ 145 Doğrusu münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onlara yardımcı bulamayacaksın.
(Medenî 92)
Mâide 86 İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cehennemliklerdir.*
(Medenî 112)
Enfâl 36-37 Doğrusu inkar edenler mallarını Allah'ın yolundan insanları alıkoymak için sarfederler ve daha da sarfedeceklerdir; ama sonra içleri yanacak, hem de mağlup olacaklardır. Bu, Allah'ın, temizi murdardan ayırması ve murdarları üstüste koyup hepsini yığarak cehenneme yerleştirmesi içindir; inkar edenler cehenneme toplanacaklardır. İşte onlar mahvolanlardır.*
(Medenî 88)
Tevbe 17 Puta tapanların kendilerinin inkarcı olduklarını itiraf edip dururken Allah'ın mescidlerini onarmaları gerekmez. Onların işledikleri boşa gitmiştir, cehennemde temelli kalacaklardır.
(Medenî 113)
Tevbe 35 Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, 'Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın' denecek.
(Medenî 113)
Tevbe 63 Allah'a ve Peygamberine karşı koymağa kalkışana, ebedi kalacağı cehennem ateşi bulunduğunu bilmezler mi? Büyük rezillik budur.
(Medenî 113)
Tevbe 68 Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara ve inkarcılara, ebedi kalacakları cehennem ateşini hazırlamıştır. O, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir (rahmetinden uzak kılmıştır) . Onlara devamlı azab vardır.
(Medenî 113)
Yûnus 27 Kötülük işleyenlere kötülükleri kadar ceza verilir; onların yüzlerini zillet bürür; Allah'a karşı onları savunacak yoktur; yüzleri, geceden kara bir parçayla örtülmüş gibidir. Bunlar cehennemliklerdir, orada temelli kalırlar.
(Mekkî 51)
Ra’d 25 Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlar, işte lanet onlara ve kötü yurt, cehennem, onlaradır.
(Mekkî 96)
İbrahim 16 Ardından da (o inatçı zorbaya) cehennem vardır; kendisine irinli su içirilecektir!
(Mekkî 72)
Nahl 29 Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
(Mekkî 70)
İsrâ 8 Umulur ki Rabbiniz size acır; ama siz dönerseniz Biz de döneriz. Cehennemi, inkarcılara bir zindan kılmışızdır.
(Mekkî 50)
Kehf 106 İşte onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık olarak, cehennemdir.
(Mekkî 69)
Meryem 68 Rabbine and olsun ki Biz onları mutlaka uydukları şeytanlarla beraber haşredeceğiz. Sonra cehennemin yanında diz çöktürerek hazır bulunduracağız.
(Mekkî 44)
Enbiyâ 29 Bunlar içinde kim 'Ben, Allah'tan başka bir tanrıyım' derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezasını böyle veririz.*
(Mekkî 73)
Enbiyâ 98 Siz ve Allah'tan başka taptıklarınız, cehennemin yakıtısınız; oraya gireceksiniz.
(Mekkî 73)
Enbiyâ 99 Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi; hepsi orada temelli kalacaktır.
(Mekkî 73)
Fâtır 36 İnkar edenlere cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler; kendilerinden cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkarcıyı böylece cezalandırırız.
(Mekkî 43)
Mü’minûn 103 Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedi cehennemdedirler.
(Mekkî 74)
Secde 20 Yoldan çıkanlar ise, onların varacakları yer ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabını tadın! denir.
(Mekkî 75)
Zümer 8 İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah, katından bir nimet verince önceden kime yalvarmış olduğunu unutuverir; Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: 'İnkarınla az bir müddet zevklen, şüphesiz sen cehennemliksin.'
(Mekkî 59)
Zümer 32 Allah'a karşı yalan uydurandan, kendisine gelmiş gerçeği yalan sayandan daha zalim olan kimdir? İnkarcılar için cehennemde dur durak olmaz olur mu?
(Mekkî 59)
Zümer 60 Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü, yüzlerinin simsiyah olduğunu görürsün. Böbürlenenler için cehennemde bir durak olmaz olur mu?
(Mekkî 59)
Zümer 72 Onlara: 'Temelli kalacağınız cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür! ' denir.
(Mekkî 59)
Mü’min 60 Rabbiniz: 'Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir' buyurmuştur.*
(Mekkî 60)
Mü’min 75-76 Onlara: 'İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve böbürlenmenizden ötürüdür. Temelli kalacağınız cehennem kapılarından girin' denir. Büyüklenenlerin durağı ne kötüdür!
(Mekkî 60)
Fussilet 28 İşte bu, Allah düşmanlarının cezası, ateştir. Ayetlerimizi inkar etmelerinden dolayı, orada onlara ceza olarak ebedi kalacakları yurt (cehennem) vardır.
(Mekkî 61)
Zuhruf 74 Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar.
(Mekkî 63)
Fetih 6 (Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lanetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!
(Medenî 111)
Teğâbun 10 İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedi kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası!
(Medenî 108)
Cin 23 (Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.
(Mekkî 40)
Nebe’ 22 Azgınların barınacağı yerdir (cehennem) .
(Mekkî 80)
Bürûc 10 Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.
(Mekkî 27)
Beyyine 6 Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkarcılar, içinde ebedi olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.
(Medenî 100)
Bakara 39 İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar.
(Medenî 87)
Bakara 81 Hayır! Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.
(Medenî 87)
Bakara 206 Böylesine 'Allah'tan kork! ' denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!
(Medenî 87)
Hicr 44 Cehennemin yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için birer gurup ayrılmıştır.
(Mekkî 54)
Nisâ 14 Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.
(Medenî 92)
Bakara 88 (Yahudiler peygamberlerle alay ederek) 'Kalplerimiz perdelidir' dediler. Hayır; küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.
(Medenî 87)
2) İnancı olup da şüphe içinde olanlar:
Şüpheleri yok olana kadar cehennemdedirler.
Kâf 24-25-26 Allah: 'Ey sürücü ve şahit! Her inatçı inkarcıyı, iyiliklere boyuna engel olan, mütecaviz, şüpheye düşüren, Allah'ın yanında başka tanrı benimseyen kişiyi cehenneme atın, onu çetin bir azaba sokun' buyurur.
(Mekkî 34)
Âl-i İmrân 60 Gerçek Rabb'indendir, o halde şüphelenenlerden olma.
(Medenî 89)
Nisâ 87 Allah'tan başka tanrı yoktur, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir? *
(Medenî 92)
En’âm 2 O, sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel tayin edendir. Belirli bir ecel O'nun katındadır; sonra bir de şüphe edersiniz.
(Mekkî 55)
En’âm 9 Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.
(Mekkî 55)
En’âm 12 De ki: 'göklerde ve yerde olanlar kimindir? ', 'Allah'ındır' de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar.
(Mekkî 55)
En’âm 114 'Allah size Kitap'ı açık açık indirmişken O'ndan başka bir hakem mi isteyeyim? ' Kendilerine Kitap verdiklerimiz, onun gerçekten Rableri katından indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse, sen şüpheye düşenlerden olma!
(Mekkî 55)
Yûnus 37 Bu Kuran, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir. Ancak kendinden öncekini doğrular ve O Kitap'ı açıklar. Alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe yoktur.
(Mekkî 51)
Yûnus 94 Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma.
(Mekkî 51)
Hûd 110 And olsun ki, Musa'ya Kitap verdik; onda ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında çoktan hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, Kitap'ın Allah katından olduğunda şüphe ve endişe içindedirler.
(Mekkî 52)
İbrahim 9 Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: 'Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz' dediler.
(Mekkî 72)
İbrahim 10 Onların peygamberleri: 'Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz? ' dediler. Onlar da: 'Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz' dediler.
(Mekkî 72)
Kehf 21 Böylece, Allah'ın sözünün gerçek olduğunu ve kıyametin kopmasından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladık. Nitekim halk, bunların hakkında çekişip duruyor: 'Onların mağaralarının çevresine bir bina kurun' diyorlardı. Oysa, Rableri onları çok iyi bilir. Tartışmayı kazananlar: 'Onların mağaralarının çevresinde mutlaka bir mescid kuracağız' dediler.
(Mekkî 69)
Meryem 30-31-32-33 Çocuk: 'Ben şüphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı, nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Yaşadığım müddetçe namaz kılmamı, zekat vermemi ve anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum günde, öleceğim günde, dirileceğim günde bana selam olsun' dedi.
(Mekkî 44)
Meryem 34 İşte hakkında şüpheye düştükleri Meryem oğlu İsa gerçek söze göre budur.
(Mekkî 44)
Hac 6-7 Bunlar, yalnız Allah'ın gerçek olduğunu, ölüleri dirilttiğini, gücünün herşeye yettiğini, şüphe götürmeyen kıyamet saatinin geleceğini, Allah'ın kabirlerde olanı dirilteceğini gösterir.
(Medenî 103)
Hac 55 İnkar edenler, ceza saati kendilerine ansızın gelene veya gecesi olmayan günün azabı çatana kadar Kuran'dan şüphe etmekte devam ederler.
(Medenî 103)
Mü’minûn 16 Şüphesiz kıyamet günü tekrar diriltilirsiniz.
(Mekkî 74)
Nûr 50 Kalplerinde hastalık mı var, yoksa şüphelenmişler midir, yahut Allah'ın ve Peygamberinin onlara haksızlık yapacağından mı korkmaktadırlar? Hayır; onlar sadece zalimdirler.*
(Medenî 102)
Neml 66 Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.*
(Mekkî 48)
Secde 2 Şüphe götürmeyen Kitap, Alemlerin Rabbi'nin indirdiğidir.
(Mekkî 75)
Sebe’ 21 Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede olanları, işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.*
(Mekkî 58)
Sâd 6-7-8 Onlardan ileri gelenler: 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi? ' dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
(Mekkî 38)
Mü’min 34 'And olsun ki, Yusuf da, daha önce, size belgelerle gelmişti. Size getirdiği şeylerden şüphelenip durmuştunuz. Sonunda Yusuf ölünce, Allah onun ardından hiçbir peygamber göndermeyecek demiştiniz. Allah, aşırı şüpheciyi işte böylece saptırır.'
(Mekkî 60)
Mü’min 59 Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Bunda şüphe yoktur, fakat, insanların çoğu inanmıyor.
(Mekkî 60)
Fussilet 45 And olsun ki Musa'ya Kitap vermiştik de onda ayrılığa düşmüşlerdi. Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hükmedilmiş olurdu. Doğrusu onlar, onun hakkında şüphe ve endişe içindedirler.
(Mekkî 61)
Fussilet 54 Dikkat edin; onlar Rablerine kavuşmaktan şüphededirler; dikkat edin; Allah şüphesiz her şeyi bilgisiyle kuşatandır.*
(Mekkî 61)
Şûrâ 7 Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. İnsanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer.
(Mekkî 62)
Şûrâ 14 Kendilerine ilim geldikten sonra ayrılığa düşmeleri, ancak, birbirini çekememekten oldu. Eğer belirli bir süre için Rabbinin verilmiş bir sözü olmasaydı, aralarında hemen hükmedilirdi. Arkalarından Kitaba varis kılınanlar da ondan şüphe ve endişe içindedirler.
(Mekkî 62)
Zuhruf 61 Şüphesiz ki o (İsa) , kıyametin (ne zaman kopacağının) bilgisidir. Ondan hiç şüphe etmeyin ve bana uyun; çünkü bu, dosdoğru yoldur. (Mekkî 63)
Zuhruf 62 Sakın şeytan sizi bu yoldan alıkoymasın; şüphesiz o size apaçık bir düşmandır.
(Mekkî 63)
Duhân 9 Ama inkarcılar, dirilmekten şüphededirler, bunu eğlenceye alırlar.
(Mekkî 64)
Duhân 47-48-49-50'Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün' denir, sonra ona: 'Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir' denir.
(Mekkî 64)
Câsiye 26 De ki: 'Sizi Allah diriltir, sonra öldürür, sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplar. Ama insanların çoğu bilmezler
(Mekkî 65)
Câsiye 32 'Doğrusu Allah'ın verdiği söz gerçektir, kıyamet saati şüphe götürmez' dendiği zaman: 'Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, yalnız yoktur sanıyoruz, buna dair kesin bir bilgi elde etmiş değiliz' derdiniz.
(Mekkî 65)
Kâf 15 Biz ilk yaratışta yorulduk mu? Hayır; onlar yeniden yaratılmaktan şüphe etmektedirler
(Mekkî 34)
Hadîd 14 İkiyüzlüler, inananlara: 'Biz sizinle beraber değil miydik' diye seslenirler. Onlar: 'Evet öyle; fakat sizler kendinizi aldattınız, bize pusu kurdunuz, Allah'ın buyruğu gelene kadar dinde şüpheye düştünüz; sizi kuruntular aldattı; sizi şeytanlar Allah'a karşı da ayarttı.'
(Medenî 94)
3) İmanları dereceli olan insanlar:
İmanları ve günahları kadar cehennemdedirler.
Âl-i İmrân 162 Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir. Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır.
(Medenî 89)
Âl-i İmrân 163 Onlar Allah katında derece derecedirler. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
(Medenî 89)
En’âm 132 Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.
(Mekkî 55)
İsrâ 4 Biz, Kitap'ta İsrailoğullarına: Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız, diye bildirdik. (Mekkî 50)
İsrâ 21 Baksana, biz insanların kimini kiminden nasıl üstün kılmışızdır! Elbette ki ahiret, derece ve üstünlük farkları bakımından daha büyüktür.
(Mekkî 50)
Ahkâf 19 Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
(Mekkî 66)
Bakara 283 Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah'tan korksun. Şahitliği bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkardır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir
(Medenî 87)
Hûd 116 Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar) . Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler.
(Mekkî 52)
İbrahim 49 O gün, günahkarların zincire vurulmuş olduğunu görürsün.
(Mekkî 72)
Meryem 86 Günahkarları da susuz olarak cehenneme süreceyiz.
(Mekkî 44)
Tâ-Hâ 74 Şurası muhakkak ki, kim Rabbine günahkar olarak varırsa, cehennem sırf onun içindir. O ise orada ne ölür ne de yaşar!
(Mekkî 45)
Furkân 22 (Fakat) melekleri görecekleri gün, günahkarlara o gün hiçbir sevinç haberi yoktur ve: (Size, sevinmek) yasaktır, yasak! diyeceklerdir.
(Mekkî 42)
Secde 12 O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, 'Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık' diyecekleri zamanı bir görsen!
(Mekkî 75)
Secde 22 Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkarlara, layık oldukları cezayı veririz.
(Mekkî 75)
Câsiye 7 Vay haline, her yalancı ve günahkar kişinin!
(Mekkî 65)
Nisâ 150 Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip 'Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız' diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;
(Medenî 92)
Nisâ 151 İşte gerçekten kafirler bunlardır. Ve biz kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
(Medenî 92)
Mâide 90 Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) , fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
(Medenî 112)
Bakara 103 Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, şüphesiz, Allah tarafından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlasalardı!
(Medenî 87)
Ahzâb 12 Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resulü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.
(Medenî 90)
4) İmanı olup da ibadet ve iyilik sahibi olanlar:
Yaptıkları ibadet ve iyilikler kadar dereceli olarak cennettedirler.
Nisâ 95 Müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.
(Medenî 92)
Nisâ 96 Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
(Medenî 92)
En’âm 83 İşte bu, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir.
(Mekkî 55)
Enfâl 4 İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır.
(Medenî 88)
Tâ-Hâ 75 Kim de iyi davranışlarda bulunmuş bir mümin olarak O'na varırsa, üstün dereceler işte sırf bunlar içindir.
(Mekkî 45)
Hadîd 10 Ne oluyor size ki, Allah yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara eşit değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. Allah'ın yaptıklarınızdan haberi vardır.
(Medenî 94)
Rûm 56 Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.
(Mekkî 84)
Bakara 177 İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır!
(Medenî 87)
Âl-i İmrân 172 Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takva sahibi olanlar için pek büyük bir mükafat vardır.
(Medenî 89)
Nisâ 114 Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka yahut bir iyilik yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen (in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah'ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, biz ona yakında büyük bir mükafat vereceğiz.
(Medenî 92)
Zümer 34 Onlar için Rableri yanında diledikleri her şey vardır. İşte bu, iyilik edenlerin mükafatıdır.
(Mekkî 59)
5) İmanı olup da ibadet, iyilik ve ilim sahibi olanlar:
Allah katında sonsuz olarak rızıklandırılırlar ve yaşamlarda görevlendirilirler (Hızır a.s gibi)
Nisâ 162 Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekatı verenler; Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükafat vereceğiz.
(Medenî 92)
Bakara 247 Peygamberleri onlara: Bilin ki Allah, Talut'u size hükümdar olarak gönderdi dedi. Bunun üzerine: Biz, hükümdarlığa daha layık olduğumuz halde, kendisine servet ve zenginlik yönünden geniş imkanlar verilmemişken o bize nasıl hükümdar olur? dediler. 'Allah sizin üzerinize onu seçti, ilimde ve bedende ona üstünlük verdi. Allah mülkünü dilediğine verir. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir' dedi.
(Medenî 87)
Bakara 251 Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Calut'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmının kötülüğünü diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü alt üst olurdu. Lakin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.
(Medenî 87)
Âl-i İmrân 18 Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilah yoktur. Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir. Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilah yoktur.
(Medenî 89)
Yûsuf 22 (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükafatlandırırız.
(Mekkî 53)
Kehf 65 Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki, ona katımızdan bir rahmet (vahiy ve peygamberlik) vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.
(Mekkî 69)
Meryem 12 'Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) vargücünle sarıl! ' (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
(Mekkî 44)
6) İmanı olup Allah için ölenler(şehitler) :
Allah katında rızıklanırlar.
Âl-i İmrân 169 Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.
(Medenî 89)
Bakara 154 Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler'' demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız.
(Medenî 87)
Tevbe 111 Allah şüphesiz, Allah yolunda savaşıp, öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını Tevrat, İncil ve Kuran'da söz verilmiş bir hak olarak cennete karşılık satın almıştır. Verdiği sözü Allah'tan daha çok tutan kim vardır? Öyleyse, yaptığınız alışverişe sevinin; bu büyük başarıdır.
(Medenî 113)
Hadîd 19 Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.
(Medenî 94)
Âl-i İmrân 170 Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.
(Medenî 89)
Hac 58 Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
(Medenî 103)
Pir Gerçek Veli Dörtlükleri:
Dabbetül-Arz:Aids-mikrobu hiç değildir?
Dabbetül-Arz:Ağaç-kurdu hiç değildir?
Dabbetül-Arz:Ejder-canavar hiç değildir?
Dabbetül-Arz:Mehdi'nin fitnetül-fesat sıfatıdır?
formda yorum yapan arkadaşların şöle yazılarına bir baktım da genel manada yeterli bilgisi olmayan arkadaşlar kıyamet alemetlerini birbirne karşıtırmışlar DABBE TÜL ARZ süratli bir mahluk görevi insanlari mümin kafir diye ayırt etmek alınlarına yazmak.yoksa yok insanları öldürüyo azap ediyor şeklinde bir görevi yok.dabbe bu işlemi tamamladıktan sonra insanlar birbirine kafir mümin diye hitap edecek.gerek filmler de gerek insanlar kafalarında deccal,Muhammed il Mehdi,cinler arasında bir karışım oluşturmuşlar
Dabbe Tül Arz:ismini hatılayamıyorum ama bir peygamberin nakası(binegi) atı-devesi gibi bir şey kıyamet koptuktan güneş batıdan batıdan doğduktan sonra insanlar bekleyişirken kafir ve mümin i birbirinden ayıracak insanların alınlarına kafir,mümin diye yazacak olan bir mahluk..
Dabbe tul arz,
Yaradan allahin ismi ile,
Dabbe tul Arz, Ahret zamaninda yerin altindan cikarilacak bir Adem ogludur,. Ve sizlerin dikkatini cekmek istedidigim 2 nokta ise. Su,…. (SIZLERE BIR DABBE TUL ARZ CIKARIRIZ,.) BURDA BIR TANE DEGIL bir kac tan DAHA COK VAR OLDUGUNU YANI. BUNUN BIR MEHDI OLMASI IMKANSIZ OLDUGUNU ACIKLIYOR.
Simdi Arkadaslar sizlere bir kac tio verecegim,. Eger ki sizzler bunlarin bir cin yada bir hayvan yada goz ile gorumeyen farkli varkliklar oldugunu dusunecek olursanuz,. Hemen dikkatinizi cekiyorum.
Allah istese idi Peygamberleri melekler ilan ederdi. Ama bu seferde biz insanlar kibirimizden bizlerden degildir o diye isyan ederdi,. Bunun icin allah bizlere peygamberi insane halinde yolladi,
Onu yani sira bu haliniz ile de melek gorme immkaniz yok sa.. neden bizlere bir konusan esek yada
Bir bocek mahlukat yollasin ki.
Simdi sizzler gercekten merak ediyorsaniz.. ozaman tafsiyem su olacak..
AGARTA. Inner earth , Hallow earth
Bunlarin biraz inceleyin,.
Hatirlarsaniz 1600 yillarinda insanlarin dunyayi duz dusunmesinin nedenlerinden biri bu idi..
Ve daha sonar bu teori degistir cunku insane uzaya cikinci onu gordu.
Eger inanmiyorsaniz.. ozaman Antarticanin ortasida bulunan yerin resimini bulun.
Eger bir insane Antarticanin ortasinda geze biliyorsa,. Harika bir sey cunku oralari -100 lere kadar cikiyor kac saat dayanacak..
Neyse arastirin sonar sizlerin yorumlairnizi inceleri hep beraberce….
saygilar..
NOT:((Dabbetül-Arz 12.imam Muhammed Mehdi'nin ikinci gelişindeki bir sıfatıdır? Bu gerçek ancak Mehdi'nin 313 seçkin taraftarının bilebileceği bir sırrı hakikattir? Zafer mutlaka @llahın ve Resullerinin olacaktır ayetinin ehlibeyttefsirine göre şöyledir? Zafer mutlaka Allah'ın gölgesi olan Mehdi'nin ve 313 resulün velayetinde olan seçkin 313 kişilik ashabül-mehdinin olacaktır vesselam?)) ALEVİBEKTAŞŞİİ FAKİH
Dabbet-ü'l-Arz Kimdir?
EBU'L-HASAN ALİ İBN-İ EBU TALİP
EMİREL-MÜ'MİNİN ALEYHİSSELAM DİYOR Kİ:
**O DABBE (MEHDİ DABBETÜ'L-ARZ)
KUYRUKLU DEĞİL SAKALLI BİR DABBE'DİR? **
Dabbetü'l-Arz'ın kim olduğunu söyleyecek olursak kıyamet kopar...Ama ben yinede söyleyeyim ister kopsun ister kopmasın...Dabbetü'l-Arz Mehdi'nin ta kendisidir...Niye diyeceksiniz...Mehdi hakkında yaklaşık olarak üçyüz hadis vardır...Ve ne enterasandır ki; bu üçyüz hadis'de Mehdi kıyametin alameti kabul edilen her faktörle alakalandırılmış fakat dabbetü'l-arz'a gelince hiçbir alakalandırma söz konusu değildir...Yani örneğin Mehdi ve Deccal...Mehdi ve İsa...Mehdi ve Ümmet...Mehdi ve Kıyamet...Mehdi ve Mekke...Mehdi ve Medine...Mehdi ve Kudüs...Vesaire gidiyor...Ama hiçbir alim fark edemiyor ki; Mehdi hiç Dabbetü'l-Arz ile alakalandırılmamıştır...Peki bunun sırrı nedir öyleyse...Bu bir eksiklikmi yoksa bağdaştırmada veya dolaylı mantık ilminden yoksunluk mu? O zaman nedir bunun aslı...Bu kadar tesadüf olamaz...Sanki Mehdi'nin bulunduğu sahnede üstelik ayet-i kerime ile haber verilen Dabbetü'l-Arz olmasın...Hayır bu bir eksiklik veya yanlışlık değil...Aslını söylüyoruz...Mehdi'nin bulunduğu sahnede Dabbetü'l-Arz yok çünki Mehdi Dabbetü'l-Arz'ın ta kendiside o yüzden...Bakın Kur'an'da nasıl bahsediliyor...Neml Suresi 82.ayet:'O söz başlarına geldiğinde biz yerden bir Dabbe çıkarırız...Ve o bütün insanlara bizim ayetlerimize tam iman etmediklerini söyler...' Yorum: Şimdi birincisi *O söz* deniyor...Nedir o sözden kasdedilen...Tabiki kıyamet öylemi...Bazıları o sözden kasdedilenin İsa Mesih olduğunu söylüyor...Ve bu durumda'da Dabbe'nin Deccal olduğu kanatine varılıyor...Peki bu doğrumu! .. Hayır çünki bu olamaz kıyametin on alametlerinden bahsedilirken Dabbetü'l-Arz ile Deccal ayrı ayrı zikrediliyor...Yani ikisi ayrı bir mahluk...Ve ayrı bir alamet...*Ve o bütün insanlara bizim ayetlerimize tam iman etmediklerini söyler...* Birincisi o bütün insanlara deniyor...Önce burdaki hikmeti anlayalım...Diyelim ki; zamanımız bunca teknolojinin hakim olduğu değilde hala televizyon büyüklüğünde bölgesel yayın frekansı olan radyolar olsaydı...Ve Dabbe'de hiç bilmediğimiz ve haberini dahi alamıyacağımız bir yerde çıksaydı...Peki burdan bütün insanlara nasıl ulaşacaktı...İşte burda bir hikmet var...Demek ki çağımız bugün bütün insanlara bu haberi ulaştıracak konumda...Örneğin Mehdi istanbulda zuhur etti kabul edelim...Hemen televizyonlar son dakka haberi verecek,veya canlı yayın aracı ile olay mahallini gösterecek...Sağırıda,dilsizide,körüde haberdar olacaktır...Ve gelelim insanların ayetlere tam iman getirmemiş olmalarına...Zaten İmanda kıyametin bir alametidir...Hani derler ki; Allah ismi hiç anılmadığı bir zamanda kıyamet kopacak...Hayır bu doğru değil...Çünki Cami minarelerinin şerefelerinden ezan okunurken gürül gürül Allah-u Ekber diye yeri göğü inletiyor...Bunu susturmayada hiç kimsenin gücü yetmez evelallah...Peki haber verilen nedir öyleyse...Haber verilen dilde Allah denilmesi değil kalbde Allah'ın zikredilmemesidir vesselam...Zira şeytanın hakim olduğu bir ahir-i zaman'da Allah'ı kalbde zikretmek ve bunu zahirine tecelli ettirmek her babayiğidin işi olmasa gerektir...Ve ne anlamalıyız o zaman burda...Dabbetü'l-Arz bunu bize söyleyeceğine göre bizzat kendisi çok kuvvetli bir imana sahip olacak demektir...İşte tezimizin can alıcı noktası ve kırılma aşaması burasıdır...Çünki Mehdi Hadi kökünden gelir...Allah'ın Hadi sıfatının anlamı şudur...*Karanlıktan aydınlığa çıkaran ve dalaletten hidayete erdiren...* Ve zaten bu Mehdi için tasarlanmış ve yalnız ona nasip olacak bir iştir...Nitekim Resulullah (savs) onun için şöyle demiştir...*O hiç kimsenin bilmediği bir duruma kılavuzlandığı için ona Mehdi denmiştir...* veya *Mehdi bizden Ehl-i Beyt'imiz'dendir...Allah onun hallerini bir gecede yoluna sokacaktır...* buyurulmaktadır...Yani ayetin neresini incelerseniz inceleyin Dabbetü'l-Arzın ve Mehdi'nin aynı kişi olduğuna delalet sunar...Son olarak Muhyiddin İbnü'l Arabi'nin şu haberiyle sizleri başbaşa bırakıyorum...
*Bilin ki, Mehdi mutlaka çıkacaktır. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça; çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adalet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin.* 'Futuhat-El Mekkiye'
Ve Mehdi diyor ki:
Sağımda Cebrail
Solumda Mikail
Önümde İsrafil
Ardımda Azrail
Üstümde Kırklar
Üstünde Sekizler
Üstünde Arş
Üstünde Rahman
Ey Yüceler Yücesi Yüce Rahman
Ey Güzeller Güzeli Güzel Sultan
Sen Halıksın Ben Mahlukum
Sen Hadisin Ben Mehdiyim...
Zikr-i Hakikatimizdir...
________________________
Baki Gerçekler Demine Hu Dost Allah Eyvallah...
Gerçeğe Hu Mü'mine Ya Ali Ya Mehdi Sahib-i zaman...
Ortaya çıkışı kıyametin büyük alametlerinden biri olarak kabul edilir.kimilerine göre hz.isa'nın aslında dabbetül arz olduğu söylenir.kıyamet günü yeri ve göğü ters çevireceğine inanılır,ayrıca gezegenleri bir taş parçası gibi fırlatacağıda belirtilir.
havini süper açıklamış..o yaratıklar burda aramızda insanların gözünü çıkarıyor...ölülelerine bile saygı duymuyor işkence yapıyor..yakıyor o benim büyük yaradanın elleriyle işlediği Bedeni o ALLAH'ın biricik kulunu..