'Bizim kalbimiz pek acayiptir; zira (bir gün Matmazel Swann'ın bana yaptığına hükmettiğim gibi) kah bir kadının bize hakaretle bakması ve bize elde edilmesinin imkansız olduğunu hissettirmesi,kah bunun aksine olarak Madam de Guermantes gibi tatlı tebessümleriyle bize elde edilmesinin kolay olduğu zannını vermesi zavallı kalbimizde aynı aşkın ateşini körükler.' M.Proust
AŞK HEP VAR:::aşk; kişilik arayışında inanilmaz potansele sahip olmak için cabalarken ansızın cıkan aşk; iplerin ucundaki kukla tek cocuk gibi sert bir hayattır aşk; kalpteki arzulari gerçekleştirmek ve sevginin ilk rölüdür ama sürdürmeyi başaranlar içindir aşk sezgileri bir anda yıkan ruhun derinliklerinde heyacan rüyasıdır aşk; dikkati dagitan suıkatcidir aşk; asla asla asla vazgeçemem diyip acılara mutluluklara sabır vermektir KALBİNİ HERŞEYDEN KORU çünküHAYATIN EN BÜYÜK GÜCÜ oradan AKAR aşk olmalı yaaaa
Arkadaşların yorumlarını okurken bir çoğunda tebessümde bulundum bir çoğunda düşündüm bir çoğunda da üzüldüm.
Aşk nedir! ? Aşkifade edilemiyecek anlatılamayacak sözcüklere dökülemeyecek kadar ilgimç garip kutsal delice birşeydir.(kişisel düşüncem) Aşk herkesin mutlaka yaşaması gereken tadması gereken bir duygudur. Aşk o kodar korkunç bir duygu olurki zaman zaman bir insanın koca hayatını yok edebilir.Hani tüek filmlerinde mafya rolünü canlandıran aktöre mafyanın önde gelen büyüğü tavsiyede bulunur; bizde kadına yer yoktur kadın olamaz der,sonunda da başroldeki mafya rolünü oynayan aktör birine aşık olur ve sonunda yıkılır imparatorluğu biter,filmin sonunda da ölür.Gerçek hayattada aşk ın bu örnekleri var.AŞK BU KADAR BÜYÜK BİR ŞEY...
Günümüzde aşk ların yaşandığına inanmıyorum.Aşktan önce yaşananlar ve insanlarımızın bazı şeyleri çok çabuk istemeleri aşk ın yaşanmasını engelliyor. O kadar bazı değerler yok olduki yeni tanışan iki kişi 2.-3. görüşmeden sonra cinselliğe yöneliyorlar,bunun sonucunda belli bir süre sonra her iki tarafta karşı taraftan sıkılıyor.Neden; çünkü birbirlerinin tüm özelini yaşamış oluyorlar aralarında gizem kalmıyor merak kalmıyor dolayısıyla ondan sonraki süreçte sıkılma başlıyor ve aşk ı yaşamaya zaman kalmıyor ve aşk yaşanamıyor...
Son olarak Aşk dünyanın en güzel en basit en korkunç en kutsal en vb.duygusudur.
Herkesin mutlaka yaşaması lazım
Kontrolü kaybetmeden.
Birde nacizane tecrübelerimden bir kaç tavsiyede bulunayım.Erkek arkadaşlar sevdiğiniz kıza aşırı sevgi gösterisinde bulunmayın,tamam sevin ama sevginizin dozunu çok iyi ayarlamalısınız.çünkü malesef bayan arkadaşlarımız ne istediklerini bilmiyorlar,onlara aşırı sevgi gösterisinde bulunursanız ters tepki alacaksınız.açıkçası sevin ama sevginiz haykırışa dönmesin.böyle olursa üzülen siz olacaksınız. Dedimya kadınlar ne istediklerini bilmeyen varlıklar,bide kadınlar erkeklerden daha duygusaldırlar diye bir laf varya onu diyen halt etmiş,erkekler kadınlardan çok çok daha duygusaldır.
Özetle Kadınlara fazla ilgi gösterirseniz kaçıyorlar,göstermezseniz hep sizi kovalayacaklardır.
'Gerçi Swann görmüş geçirmiş bir adamdı ve çoktan kanıksama çağına yaklaşmış sayılırdı.Bu yaşta,insan,aşkı yalnız aşık olmak zevki için ister ve karşılığını beklemek pek de aklından geçmez.Fakat,ilk gençlik devirlerine mahsus bir gönül kaynaşması,-ki takibettiğimiz,ulaşmak dilediğimiz başlıca hedeftir- bütün hayat boyunca daima sevginin esaslı vasıflarından biri gibi kalır ve bazan,-onunla aşık olmazdan evvel karşılaştığımız takdirde- bizim için gene aşkın temelini teşkil etmekte devam eder.Eskiden,-yani gençliğimizde kadını sevmeden önce onun kalbine malik olmayı hayal ederdik..Sonraları bir kadının bize gönül vermesi sevmemize kafi gelecektir.Gene o çağdaki insan,aşkta yalnız subjektif bir haz aradığı için,kadının güzelliği sevdanın en esaslı bir sebebini teşkil eder ve aşk -hatta aşkın en fiziki olanı bile- bizde,önceden hiçbir arzu duymaksızın peydah olabillir.Hayatın bu safhasında,aşk,bize,birçok defa çarpmıştır; bundan böyle,artık,pasif ve şaşkın kalbimiz içinde,ilk zamanlarda olduğu gibi tek başına,kendi mukadder ve meçhul kanunlarına göre tekamül edemez.Biz,daima onunu işlerine karışır,onun imdadına erişir ve hafızamızın telkinleriyle onun safiyetini bozar,cevherini bulandırırız.Alametlerinden birini sezince hemen eskiden bildiğimiz öbür alametleri de hatırlar ve yeniden canlandırıp yaşatmaya başlarız.Ve aşk türküsü,baştan başa bizim ezberimizde olduğu için herhangi bir kadının,gelip de,güzelliğinin ilhamiyle o şarkıyı bize hatırlatmasına veyahut başlangıcını söylemek suretiyle sonunu getirmemize yardım etmesine hiçbir ihtiyacımız yoktur.Böylece,kadın,o şarkıya,gönüllerin birbirine yaklaştığı ve 'sensiz ölürüm' yeminlerinin verildiği bir anda -ki,aşkın tam ortasıdır-başlıyacak olursa,biz,bu besteye çoktan alışmış bulunduğumuzdan müzik arkadaşımız bizi beklediği fasılda,nasıl iltihak edeceğimizi pek iyi biliriz.' M.Proust
aşk bir reflekstir.rutinin dışında yer bulamayan bulunduğu yerden memnun kalmayanların refleksidir. anlam bulmada zorlanan bireyin içine düştüğü boşlukta sağa sola çarpmasıdır aşk. aşk bir gereksizliktir.gerekliliği mantık dahilinde olsaydı ne incir yaprağı ne de elma anlam kazanırdı. aşk bir ezberdir.bütün hal ve tavırları artık kültürün bir parçası olmuş bir ilişki tarzıdır.babadan oğula dosttan dosta filimlerden izleyiciye kitaptan okuyucuya geçen gayrı resmi mirastır..her aşık kişi aşkı yaşarken beraberinde bir çırak yetiştirir. ondandır bütün aşklar benzerdir. aşk psikolojik bir rahatsızlıktır.duygu ve duyumların işlevlerini abartmasıdır. bir rüya yanılmasıdır.bir yanılmadır. yanlı bir tercihtir. aşk boşluğa doğru konuşmaktır. aşk konuşmak gerektikçe susmaktır.aşk konuşmak ile susmak arasında bir yerde ama yanlış yerde durmaktır. aşk bütün duyguları barındırır kendinde.. duyguları en üst seviyeye çıkarıp orda boğar kendinde.. başkalarından öğrendiklerimizin dışında bildiklerimizin sırtımıza yükledikleri aşkı oluşturur bizde.. ola ki başkalarından öğrendiğimiz herhangi bir şeyimiz yoksa aşkı başkaları gibi başkalarınca yaşarız..insan doğarken ağlar.. bunu aşkı kaybetmeye başlamasıyla açıklasak yoruma açık bir cümle söylemiş olur muyuz.. her sabah günaydın diyorsanız ve günaydın haricinde farklı bir şey söyleme endişesi taşımıyorsanız aşık değilseniz sorun yok yok eğer aşık olduğunuzu sanıyorsanız lütfen aşkınızı tartışmaya ve de aşksal davranışlarınızın nedenlerini araştırma endişesine sahip olun.. karanlıkta yaşayan bir kadın; aydınlıkta yaşayan kör bir erkektir aşk. .
aşk aşk aşk belkide çogu insanın ihtiyacıdır aşk ama o kadar kötü o kadar irenç o kadar rezil bir şeydir aşk tabi bu şaka bağlı olarak değişir... buna söyle örnek vereyim isterseniz.. iki sevgili birbirlerini deliler gibi seviyo ve hergün buluşuyorlar kavga yok gürültü yok ses seda yok varsa eğlence yoksa eğlence böyle bir aşkı kim istemez değil mi ama bir de tam tersini düşünün... karar sizin artık aşk nasıl bir şeydir sizce saygılarımla FATİH DEMİR
dedim ki:du bi bakayım şu aşk'a garanti yazan kişi sayısı binleri buluyordur..sahiden de öyle..yanılmamışım..görüyorum ki aşk; insanın hayatına,yaşamına,duygu ve düşüncelerine en çok,çabuk ve tesirli işleyen bir zehir..ya da panzehir kim bilir..? ?
Bu aşk iki ruhtan kopan isyanci günaylarin sığındığı ıssız bir adaydi, hayat denen azgin denizde, bu aşk bir devrimdi herşeyi red-eden, ve her devrim ilk kendi cocuklarini tüketir, seninle ben bu öykünün kaybeden iki kahramaniyiz, seninle ben dünya denen cehennemde iki garip yabaciyiz.
Her nedendir bilemem de...ilk tanıdığım şeyler bana ya iyi ya kötü görünürler..sonra da aynen öyle çıkar çoğunlukla...Bunun için de heiçbir şey yapmam gerekmez..Elektrik dedikleri mi ne? ..İşte aynen Mevlâna da böyle...anlayamadım gitti...Dünyanın 4 bir yanından gelirler de benim burnumun dibinde olduğu halde çözemedim...Ne yapmış? ne demiş? ..İşte aşk denen şeyde bile bunu demişse...eşek falan...pes yani!
Sevgi Nedir! Sevgi... Sevmek inanmaktır. Sevmek yaşamaktır. Sevdiğini kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır. Sevmek sevdiği olmaktır. Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur. Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek. Ki tek kalp olunsun. Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar. Biten sevgiler yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de yoktur sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi zaman sevgili için kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar. Vazgeçiş yoktur, vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden. Sevmekte istemek yoktur. Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler. Bir şey varsa istediğin bu senin için değil, sevgili için istediğindir. Ondan O'nun adına istersin. O'nu daha sonsuz sevebilmek için istersin. Sevme özgürlüğünü istersin, kabul edilmesini istersin. İstersin ama bir gün gelir bu istekler de son bulur. Kendinden istersin artık. Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden. Sonsuz kılmak istersin. Bu yolda sevgili olur mu, olmaz mı bunu sevgilinin isteği belirler. Sevmek sevgiliyi istememeyi öğrenmektir. Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir. Sevmek; sevmek istemektir. Sevmek, beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm gerçekler, tüm dünya silinir gider. Ne O'ndan anlasılmayı beklersin, ne onu anlamayı. Ne onun gelmesini beklersin, ne onun Leyla, Mecnun olmasını. Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında. Sevmek, gücenmemektir. Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi ögrenmek demektir. Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek. Onun vuruşuna, onun tokadına alınmamaktır, sevgiliden gelen her hareketi ve her sözü kabullenmektir. İhanetlere, hainliklere bile üzülmemektir. Sevgiliden gelen öl emrine bile ölürüm diyebilmektir. Kendi elleriyle kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek. Sevmek ölmektir. Sevmek, ölmesini bilmektir. Sevgili için yaşamaktır. Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır. Ama artık onun bir şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir! Sevmek, vermektir. Sevmek sevdiği için almasını bilmektir. Almamaya yemin ederek vermektir. Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını bilmektir sevmek! Sevmek, tükenmektir. Sevmekten ölürken tekrar varolmaktır o sevgiden. Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır demektir. Sevgilinin aşkıyla boğuşurken, yüzerken o aşk denizinde sevgilinin uzanan eline hayır demektir. Sevgilinin bakan gözüne bakmamaktır sevmek. Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt verebilmektir. Sevmek, sevgili olmaktır. Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır. Sevmek sevgilinin limanı olmaktır. Sevmek sevdiğinin canı olmaktır. Onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır. Sevmek yangın olmaktır. Yanmaktır, kor olmaktır. Dağ olmaktır, evren olmaktır. Her şey olmaktır, hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere. Sevmek yürümektir gönüllerde. Sevmek güvenmektir. Sevmek onaylanmaktır. Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye. Yakınlılıktır, doğallıktır, özdenliktir sevmek. Yalansızlık, içtenlilik, ölümsüzlülüktür sevmek. İlk insanın, Havva'nın Adem'in saflığını ve temizliğini, çocuk masumluğunu taşımaktır sevmek. Gözyaşı olmaktır, yağan yağmur olmaktır. Bir sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek. Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir. Sevmek üşümektir. Sevgilinin yokluğuna üşümektir. Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek. Ki sevgilinin olduğu cehenneme yürümektir. Sevgilinin olmadığı Cennete de gitmemektir sevmek. Sevmek, sevgiliyi cennet etmektir. Sevmek bir olmaktır. Sevmek yaşamaktır. Ve sevmek inanmaktır. Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır. Sevmek sevmesini haketmektir. Sevmek sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır. Sevmek sevgilisiz geçen gecelerin sabahına varmaktır. Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır sevgiliyi. Sevmek sevmesini bilmektir. Sevmek ölmesini bilmektir. Sevmek SEVMEK olmaktır. AŞK olmaktır. Aşk bir kere sevmektir. Sevmek aşkın kendisi olmaktır. Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz...
Bence AŞK illa karşılıklı yaşanması gereken bi duygu deildir.Çünkü karşıdaki değildir aşk; karşıdakine hissettiğin duygu yogunlugudur yani bi bakıma insanın kendisidir aşk.Ki zaten her aşkın karşılıklı olması beklenemez,karşılıksız yaşanan aşklarda vardırrrrrrrrrr dimiiiiiiiiii.
yalnızlık aşklarda gezer çoğu kez, aşklar ki; yüzyıllardır vazgeçemediğimiz bir ölün türüdür. ve yasaların, geleneklerin ve törelerin, ve sakız sakız alışkanlıklarla yasakların hüküm sürdüğü yerlerde doğarlar. bu yüzden her aşkın gerisinde bir kuraklık vardır, ve her aşk büyüler kendini kendi başkaldırısıyla. sonra, aşkın çıplak kalan ya da kendini öyle hisseden bir ben'i biz'le örtmek gibi gizli bir görevi vardır. aşklar ki ah şu aşklar, yalnızlığımız kadardır.
Güzellerden biri dedi ki;
'Aşk, kanatların kırılsa dahî uçabilmektir.'
Bilmem? Belki de aşk, kanatlarının kırıldığını kabul edebilip, acziyetini samimiyetle ifade edebilmek ve yaşayabilmektir ha?
Öyle midir?
Nokta..
'Bizim kalbimiz pek acayiptir; zira (bir gün Matmazel Swann'ın bana yaptığına hükmettiğim gibi) kah bir kadının bize hakaretle bakması ve bize elde edilmesinin imkansız olduğunu hissettirmesi,kah bunun aksine olarak Madam de Guermantes gibi tatlı tebessümleriyle bize elde edilmesinin kolay olduğu zannını vermesi zavallı kalbimizde aynı aşkın ateşini körükler.' M.Proust
AŞK HEP VAR:::aşk; kişilik arayışında inanilmaz potansele sahip olmak için cabalarken ansızın cıkan aşk; iplerin ucundaki kukla tek cocuk gibi sert bir hayattır aşk; kalpteki arzulari gerçekleştirmek ve sevginin ilk rölüdür ama sürdürmeyi başaranlar içindir aşk sezgileri bir anda yıkan ruhun derinliklerinde heyacan rüyasıdır aşk; dikkati dagitan suıkatcidir aşk; asla asla asla vazgeçemem diyip acılara mutluluklara sabır vermektir KALBİNİ HERŞEYDEN KORU çünküHAYATIN EN BÜYÜK GÜCÜ oradan AKAR aşk olmalı yaaaa
Arkadaşların yorumlarını okurken bir çoğunda tebessümde bulundum bir çoğunda düşündüm bir çoğunda da üzüldüm.
Aşk nedir! ?
Aşkifade edilemiyecek anlatılamayacak sözcüklere dökülemeyecek kadar ilgimç garip kutsal delice birşeydir.(kişisel düşüncem)
Aşk herkesin mutlaka yaşaması gereken tadması gereken bir duygudur.
Aşk o kodar korkunç bir duygu olurki zaman zaman bir insanın koca hayatını yok edebilir.Hani tüek filmlerinde mafya rolünü canlandıran aktöre mafyanın önde gelen büyüğü tavsiyede bulunur; bizde kadına yer yoktur kadın olamaz der,sonunda da başroldeki mafya rolünü oynayan aktör birine aşık olur ve sonunda yıkılır imparatorluğu biter,filmin sonunda da ölür.Gerçek hayattada aşk ın bu örnekleri var.AŞK BU KADAR BÜYÜK BİR ŞEY...
Günümüzde aşk ların yaşandığına inanmıyorum.Aşktan önce yaşananlar ve insanlarımızın bazı şeyleri çok çabuk istemeleri aşk ın yaşanmasını engelliyor.
O kadar bazı değerler yok olduki yeni tanışan iki kişi 2.-3. görüşmeden sonra cinselliğe yöneliyorlar,bunun sonucunda belli bir süre sonra her iki tarafta karşı taraftan sıkılıyor.Neden; çünkü birbirlerinin tüm özelini yaşamış oluyorlar aralarında gizem kalmıyor merak kalmıyor dolayısıyla ondan sonraki süreçte sıkılma başlıyor ve aşk ı yaşamaya zaman kalmıyor ve aşk yaşanamıyor...
Son olarak Aşk dünyanın en güzel en basit en korkunç en kutsal en vb.duygusudur.
Herkesin mutlaka yaşaması lazım
Kontrolü kaybetmeden.
Birde nacizane tecrübelerimden bir kaç tavsiyede bulunayım.Erkek arkadaşlar sevdiğiniz kıza aşırı sevgi gösterisinde bulunmayın,tamam sevin ama sevginizin dozunu çok iyi ayarlamalısınız.çünkü malesef bayan arkadaşlarımız ne istediklerini bilmiyorlar,onlara aşırı sevgi gösterisinde bulunursanız ters tepki alacaksınız.açıkçası sevin ama sevginiz haykırışa dönmesin.böyle olursa üzülen siz olacaksınız.
Dedimya kadınlar ne istediklerini bilmeyen varlıklar,bide kadınlar erkeklerden daha duygusaldırlar diye bir laf varya onu diyen halt etmiş,erkekler kadınlardan çok çok daha duygusaldır.
Özetle Kadınlara fazla ilgi gösterirseniz kaçıyorlar,göstermezseniz hep sizi kovalayacaklardır.
AŞK YAŞANILMASI GEREKEN BİR DUYGU...
Kontrollü aşk dolu günler...
aşkların en soylusu birken bir çok olandır..
(kızılırmak, sevgi)
Geçti Bor'un pazarı..
......Sür eşeğini Niğde'ye...
'Gerçi Swann görmüş geçirmiş bir adamdı ve çoktan kanıksama çağına yaklaşmış sayılırdı.Bu yaşta,insan,aşkı yalnız aşık olmak zevki için ister ve karşılığını beklemek pek de aklından geçmez.Fakat,ilk gençlik devirlerine mahsus bir gönül kaynaşması,-ki takibettiğimiz,ulaşmak dilediğimiz başlıca hedeftir- bütün hayat boyunca daima sevginin esaslı vasıflarından biri gibi kalır ve bazan,-onunla aşık olmazdan evvel karşılaştığımız takdirde- bizim için gene aşkın temelini teşkil etmekte devam eder.Eskiden,-yani gençliğimizde kadını sevmeden önce onun kalbine malik olmayı hayal ederdik..Sonraları bir kadının bize gönül vermesi sevmemize kafi gelecektir.Gene o çağdaki insan,aşkta yalnız subjektif bir haz aradığı için,kadının güzelliği sevdanın en esaslı bir sebebini teşkil eder ve aşk -hatta aşkın en fiziki olanı bile- bizde,önceden hiçbir arzu duymaksızın peydah olabillir.Hayatın bu safhasında,aşk,bize,birçok defa çarpmıştır; bundan böyle,artık,pasif ve şaşkın kalbimiz içinde,ilk zamanlarda olduğu gibi tek başına,kendi mukadder ve meçhul kanunlarına göre tekamül edemez.Biz,daima onunu işlerine karışır,onun imdadına erişir ve hafızamızın telkinleriyle onun safiyetini bozar,cevherini bulandırırız.Alametlerinden birini sezince hemen eskiden bildiğimiz öbür alametleri de hatırlar ve yeniden canlandırıp yaşatmaya başlarız.Ve aşk türküsü,baştan başa bizim ezberimizde olduğu için herhangi bir kadının,gelip de,güzelliğinin ilhamiyle o şarkıyı bize hatırlatmasına veyahut başlangıcını söylemek suretiyle sonunu getirmemize yardım etmesine hiçbir ihtiyacımız yoktur.Böylece,kadın,o şarkıya,gönüllerin birbirine yaklaştığı ve 'sensiz ölürüm' yeminlerinin verildiği bir anda -ki,aşkın tam ortasıdır-başlıyacak olursa,biz,bu besteye çoktan alışmış bulunduğumuzdan müzik arkadaşımız bizi beklediği fasılda,nasıl iltihak edeceğimizi pek iyi biliriz.'
M.Proust
dünyadaki tüm kötülüklerin anası ;)
anlamazsın açılır kanatların, bilinmez bir ışıltıya.. tutuldunmu dönmek zordur, aşk denen kasırgaya.. es, es, es rüzgar es..
bence aşk dünyada bilim admlarının bulamadığı ilaçların deve olmadığı tek hastalık
beyaz at
Mevlana: Siz ŞEHVET'in adını aşk koymuşsunuz, öyle olsaydı eşekler aşkın şahı olurdu...
YORUM: -
aşk için ölmeli, aşk o zaman aşk...
İnsanların IQ'sünü düşürüp aptallaştıran garip bir hastalıktır.
aşk bir reflekstir.rutinin dışında yer bulamayan bulunduğu yerden memnun kalmayanların refleksidir. anlam bulmada zorlanan bireyin içine düştüğü boşlukta sağa sola çarpmasıdır aşk.
aşk bir gereksizliktir.gerekliliği mantık dahilinde olsaydı ne incir yaprağı ne de elma anlam kazanırdı.
aşk bir ezberdir.bütün hal ve tavırları artık kültürün bir parçası olmuş bir ilişki tarzıdır.babadan oğula dosttan dosta filimlerden izleyiciye kitaptan okuyucuya geçen gayrı resmi mirastır..her aşık kişi aşkı yaşarken beraberinde bir çırak yetiştirir. ondandır bütün aşklar benzerdir.
aşk psikolojik bir rahatsızlıktır.duygu ve duyumların işlevlerini abartmasıdır. bir rüya yanılmasıdır.bir yanılmadır. yanlı bir tercihtir.
aşk boşluğa doğru konuşmaktır. aşk konuşmak gerektikçe susmaktır.aşk konuşmak ile susmak arasında bir yerde ama yanlış yerde durmaktır.
aşk bütün duyguları barındırır kendinde.. duyguları en üst seviyeye çıkarıp orda boğar kendinde..
başkalarından öğrendiklerimizin dışında bildiklerimizin sırtımıza yükledikleri aşkı oluşturur bizde.. ola ki başkalarından öğrendiğimiz herhangi bir şeyimiz yoksa aşkı başkaları gibi başkalarınca yaşarız..insan doğarken ağlar.. bunu aşkı kaybetmeye başlamasıyla açıklasak yoruma açık bir cümle söylemiş olur muyuz..
her sabah günaydın diyorsanız ve günaydın haricinde farklı bir şey söyleme endişesi taşımıyorsanız aşık değilseniz sorun yok yok eğer aşık olduğunuzu sanıyorsanız lütfen aşkınızı tartışmaya ve de aşksal davranışlarınızın nedenlerini araştırma endişesine sahip olun..
karanlıkta yaşayan bir kadın; aydınlıkta yaşayan kör bir erkektir aşk.
.
aşk;
karşılıklı geçip birbirinin gözüne bakmak değil,
el ele verip,ileriye aynı noktaya bakmak ve gene el ele o noktaya doğru ilerlemektir.
aşk aşk aşk belkide çogu insanın ihtiyacıdır aşk ama o kadar kötü o kadar irenç o kadar rezil bir şeydir aşk tabi bu şaka bağlı olarak değişir... buna söyle örnek vereyim isterseniz.. iki sevgili birbirlerini deliler gibi seviyo ve hergün buluşuyorlar kavga yok gürültü yok ses seda yok varsa eğlence yoksa eğlence böyle bir aşkı kim istemez değil mi ama bir de tam tersini düşünün... karar sizin artık aşk nasıl bir şeydir sizce saygılarımla FATİH DEMİR
aşkı tarikatçı kardeşim varsa o cevaplasın o bunun uzmanıdır gerisi tırı vırı
dedim ki:du bi bakayım şu aşk'a garanti yazan kişi sayısı binleri buluyordur..sahiden de öyle..yanılmamışım..görüyorum ki aşk; insanın hayatına,yaşamına,duygu ve düşüncelerine en çok,çabuk ve tesirli işleyen bir zehir..ya da panzehir kim bilir..? ?
Gerçektende çok ilginç bir şey
Bu aşk iki ruhtan kopan isyanci günaylarin sığındığı ıssız bir adaydi, hayat denen azgin denizde,
bu aşk bir devrimdi herşeyi red-eden,
ve her devrim ilk kendi cocuklarini tüketir,
seninle ben bu öykünün kaybeden iki kahramaniyiz,
seninle ben dünya denen cehennemde iki garip yabaciyiz.
S.erhan GÜLERYÜZ.
yüreğimin her noktasını kaplayan duygu.
eski türk filmlerinde kaldı:D aaahhhh aahhhh
Hiç unutamamaktır...
Ah minel aşk...
Her nedendir bilemem de...ilk tanıdığım şeyler bana ya iyi ya kötü görünürler..sonra da aynen öyle çıkar çoğunlukla...Bunun için de heiçbir şey yapmam gerekmez..Elektrik dedikleri mi ne? ..İşte aynen Mevlâna da böyle...anlayamadım gitti...Dünyanın 4 bir yanından gelirler de benim burnumun dibinde olduğu halde çözemedim...Ne yapmış? ne demiş? ..İşte aşk denen şeyde bile bunu demişse...eşek falan...pes yani!
Sevgi Nedir!
Sevgi...
Sevmek inanmaktır.
Sevmek yaşamaktır.
Sevdiğini kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır.
Sevmek sevdiği olmaktır.
Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur.
Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevdiğini paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek. Ki tek kalp olunsun.
Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar. Biten sevgiler yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de yoktur sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi zaman sevgili için kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar. Vazgeçiş yoktur, vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden.
Sevmekte istemek yoktur. Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler. Bir şey varsa istediğin bu senin için değil, sevgili için istediğindir. Ondan O'nun adına istersin. O'nu daha sonsuz sevebilmek için istersin. Sevme özgürlüğünü istersin, kabul edilmesini istersin. İstersin ama bir gün gelir bu istekler de son bulur. Kendinden istersin artık. Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden. Sonsuz kılmak istersin. Bu yolda sevgili olur mu, olmaz mı bunu sevgilinin isteği belirler.
Sevmek sevgiliyi istememeyi öğrenmektir. Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir.
Sevmek; sevmek istemektir.
Sevmek, beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm gerçekler, tüm dünya silinir gider. Ne O'ndan anlasılmayı beklersin, ne onu anlamayı. Ne onun gelmesini beklersin, ne onun Leyla, Mecnun olmasını. Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında.
Sevmek, gücenmemektir.
Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi ögrenmek demektir.
Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir sevmek. Onun vuruşuna, onun tokadına alınmamaktır, sevgiliden gelen her hareketi ve her sözü kabullenmektir. İhanetlere, hainliklere bile üzülmemektir. Sevgiliden gelen öl emrine bile ölürüm diyebilmektir. Kendi elleriyle kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek.
Sevmek ölmektir.
Sevmek, ölmesini bilmektir.
Sevgili için yaşamaktır. Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır. Ama artık onun bir şeyi olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir! Sevmek, vermektir. Sevmek sevdiği için almasını bilmektir. Almamaya yemin ederek vermektir. Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını bilmektir sevmek!
Sevmek, tükenmektir. Sevmekten ölürken tekrar varolmaktır o sevgiden.
Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır demektir. Sevgilinin aşkıyla boğuşurken, yüzerken o aşk denizinde sevgilinin uzanan eline hayır demektir.
Sevgilinin bakan gözüne bakmamaktır sevmek. Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt verebilmektir.
Sevmek, sevgili olmaktır. Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir damla su olmaktır. Sevmek sevgilinin limanı olmaktır. Sevmek sevdiğinin canı olmaktır. Onun ölümü isteyebileceği canı olmaktır. Sevmek yangın olmaktır. Yanmaktır, kor olmaktır. Dağ olmaktır, evren olmaktır. Her şey olmaktır, hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere.
Sevmek yürümektir gönüllerde.
Sevmek güvenmektir.
Sevmek onaylanmaktır.
Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye. Yakınlılıktır, doğallıktır, özdenliktir sevmek.
Yalansızlık, içtenlilik, ölümsüzlülüktür sevmek. İlk insanın, Havva'nın Adem'in saflığını ve temizliğini, çocuk masumluğunu taşımaktır sevmek.
Gözyaşı olmaktır, yağan yağmur olmaktır. Bir sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız olmaktır sevmek. Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir.
Sevmek üşümektir. Sevgilinin yokluğuna üşümektir.
Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek. Ki sevgilinin olduğu cehenneme yürümektir. Sevgilinin olmadığı Cennete de gitmemektir sevmek.
Sevmek, sevgiliyi cennet etmektir.
Sevmek bir olmaktır.
Sevmek yaşamaktır.
Ve sevmek inanmaktır.
Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Sevmek sevmesini haketmektir.
Sevmek sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır.
Sevmek sevgilisiz geçen gecelerin sabahına varmaktır.
Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır sevgiliyi.
Sevmek sevmesini bilmektir.
Sevmek ölmesini bilmektir.
Sevmek SEVMEK olmaktır.
AŞK olmaktır.
Aşk bir kere sevmektir.
Sevmek aşkın kendisi olmaktır.
Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz...
Mevlana: Siz ŞEHVET'in adını aşk koymuşsunuz, öyle olsaydı eşekler aşkın şahı olurdu...
YORUM: enteresan, cidden enteresan! ! !
sevişmeye giydirilen kirli bir kılıf, saçma bir sözcük, kandırmaca, düzmece bunlar, asıl olan sevgi, saygı, gerisi koca bir YALAN,AYNI SEN GİBİ.
Bence AŞK illa karşılıklı yaşanması gereken bi duygu deildir.Çünkü karşıdaki değildir aşk; karşıdakine hissettiğin duygu yogunlugudur yani bi bakıma insanın kendisidir aşk.Ki zaten her aşkın karşılıklı olması beklenemez,karşılıksız yaşanan aşklarda vardırrrrrrrrrr dimiiiiiiiiii.
yalnızlık aşklarda gezer çoğu kez,
aşklar ki;
yüzyıllardır vazgeçemediğimiz bir ölün türüdür.
ve yasaların,
geleneklerin ve törelerin,
ve sakız sakız alışkanlıklarla
yasakların hüküm sürdüğü yerlerde doğarlar.
bu yüzden her aşkın gerisinde bir kuraklık vardır,
ve her aşk büyüler kendini kendi başkaldırısıyla.
sonra, aşkın çıplak kalan
ya da kendini öyle hisseden bir ben'i biz'le örtmek gibi gizli bir görevi vardır.
aşklar ki ah şu aşklar,
yalnızlığımız kadardır.