bendeşleşmek içinden hiç bir şekilde ve hiç bir koşulda çıkması olanaksız acılar tortusu anlamında yöresel bir sözcüktür... uzun yolculuklardan usumda yer etmiş.
Bir gece yarısı fırladı yataktan, Gözleri faltaşı gibi açılmış korkudan Fısıldayarak söylendi kendi kendine Örümcekler dedi örümcekler Gülerek geziyordu üstümde
Bir an dondu kaldı salonun ortasında Ürkmüş bakışlarını gezdirdi sağda solda Kısılmış dudakları gözleri görmüyordu kimseyi Bağırdı ansızın çığlık çığlığa Örümcekler dedi örümcekler Hepimizi tek tek öldürecekler
bir alzheimer hastasının son hezeyanları bizzat yaşanmıştır Nurlarda uyu canım benim ((((((((((
bir gece yarısı fırladı yataktan, gözleri faltaşı gibi açılmış korkudan fısıldıyarak söylendi kendi kendine örümcekler dedi örümcekler gülerek geziyordu üstümde
bir an dondu kaldı salonun ortasında ürkmüş bakışlarını gezdirdi sağda solda dudakları kısılmış gözleri görmüyordu kimseyi çığlık çığlığa bağırdı ansızın örümcekler dedi örümcekler hepimizi tek tek öldürecekler
Bir alzheimerlinin son günlerinden bire bir yaşanmıştır ((((((( Nurlarda uyu canım
Unut, Unut dedi artık olanlari Dili, dilmeci tutulmuştu. Öyle anımsamıştı adımladığı sokaklarda gezinirken. Issızlığa gömülmüşçesine yüzüne baktı… kulağındaki uğuldayışın bir ezgiyle uyandığını gördü. Evet evet gördü. Piyano üzerindeki parmaklarını gördü. Ve o büyülü sesin yayıldığı evreni dinledi… o sesin ardına düşmüştü aslında. Günlerdir onu alıp gezdiren, imgeler havuzunda yüzdüren de bu sesti… Gidip bir yerde bulacakmış, görüp elleriyle dokunacakmışçasına bir duygululuk halindeydi. İç gözünü açan, bakışını değiştiren ses… Yıllar yıllar geçtikçe bununla öylesine bendeşleşeceğini düşünememişti!. Piyanodaki ellerimi kaldırmadan, usumda peşine düştüklerimle, şimdi o sesin ucunu yakalamış, yüzümü ona dönmüş, zirveye hazırlanırcasına kendini o yolun, Yani; Yalnızlığın Yolcusu kılmıştı…
Günaydın Tuba hanım, yazınızı okudum çok haklı tarafları olduğunu söylemeliyim. Maalesef Siyonizm'in esiri olmuş "kandırılmış" kitle var görmezden gelinemeyecek kadar da çoğaldılar. bu bağlamda susmamak konuşmak gerekliliği de doğuyor. bir yandan da sizin vurguladığınız gibi ayrıştırmak için özel çaba harcayan bedhahlar da var. ırk ayrımı yapmak kadar insana yakışmayan, nefret söylemleriyle de dediğiniz gibi ayrıştırıcı tutumların artık tarihin tozlu sayfalarına hiç açılmamak üzere kaldırılmasını insan olarak çok istiyorum.( ayrımcılık çift taraflı Kürt asıllı insanlarımızda da kendilerinden olmayanı dışlamak gibi davranışları çok yaşadım) zıtlıklardan doğar bütünlükler tıpkı siyah ve beyazın birbirini tamamladığı gibi. bizler dünyanın yegane neşe kaynaklarıyız ve insan olarak ayrışmak kan dökmek değil bize gülmeler yaraşır diyorum..,
Selâm olsun milletimin ve bayrağımın şerefini yüreğinde yaşayan dostlarımın gönlüne..
Bu genel bir yazıdır. Herkesi kapsayan lâkin herkes ile alâkası olmayan demem o ki üzerine alınan alınsın. Politik ve siyasi paylaşımlarda bulunurak insanları ayrıştırmaya çalışanlar bilsinler ki ancak havanda su dövüyorlar. Elbet VATAN hepimiz için kutsaldır. İnsan şunu iyi bilmeli ayak bastığımız bir avuç toprak dahi bizim değil ancak girebildiğimiz gönüller bizim.. Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz yol farklı olsada gidilecek yer ortaktır yani (KARA TOPRAK). İNSAN aldığı nefese dahi hükmedemezken neden bir başka insana hükmetmek ister? Bir melek tasviri düşünün beyaz olarak nitelendirilir. Bir de Azraili düşünün hep siyah olarak düşünülür hâlbuki o da bir melektir çünkü ürkütücüdür. Hayatta böyle hep zıtlık içerisinde kim iyi kim kötü ayrımı yapmadan insan ben ne durumdayım diye düşünmeli değil mi? Çevremdeki insanlara ne kadar faydam oluyor hatta zararım oluyor mu diye düşünmek yerine (AL KIZI VER PAPAZI) mantıkla insanları kışkırtıp çevresince farklı anlaşılmasına sebebiyet veriyor. Sanatın ; dili, dini, ırkı yoktur. Seni gibi düşünmeyenleri ayrıştıramazsın. Aynı düşünceye sahip değilsen sevmesende saygı duymak mecburiyetindesin. Çünkü senin dininin temeli önce AHLÂK ve HOŞGÖRÜ. Bu yüzdendir ki komşuyu komşuya mirasçı kılacak kadar yanındaki, çevrendeki insanlara zarar vermemeyi emreder. Sakarya'nın, Kurtuluş Savaşı'nın anlamını idrak edemeyenler, Atalarımızın canla başla korumaya çalıştıkları manevi değerleri şu an görmezden gelip birbirlerine saldırıyorlar.
Arkadaşım ya da her kim olursa olsun, ortada bir haksızlık varsa her daim savunurum. Bir de kendi yazı ve üsluplarını silmeseler kimin ne dediği meydana çıkacak da neyse..
Ben yanlış bir düşünce içindeysem eğer Rabbim beni hak olana yöneltsin. Şayet bu siyasi görüş üzerinden prim yapmaya çalışan kardeşlerim yanlıştaysa onlara da hidayet versin.
Güzel insanların, güzel hatıraları olsun hayatımız da. UNUTMA; BU VATAN İÇİN CAN VERENLERİ.
Vaktinizi aldım. Saygılarımı sunuyorum Selâmetle, sağlıcakla kalın
İnsan isterse dokunduğu her yeri Her şeyi güzelleştirebilir.. Bir Sözle.... Bir çiçekle.. Bir gülüşle Ya da bir davranışla... Bir Nasılsın ile Ve.. Umutla..! Öyleyse madem,,, Dün kaldığımız yerden değil, Bugün yeniden....
İBRETLİK BİR VEFA HİKAYESİ! Yaşlı bir adama sokakta yürürken bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmış.Etraftakiler hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler. Yaşlı adam huzursuzlanmış acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar. Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum demiş. Hemşire Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz deyince Yaşlı adam üzgün bir ifade ile Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiç bir şey anlamıyor,hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor demiş. Hemşireler hayretle Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?diye sormuşlar. Adam cevaplamış: Ama ben onun kim olduğunu biliyorum.
Arayışın dili, özleyişin sureti, acının rengiyle buluştular. Üç yol uğrağında gelip durdular gene.
Birine ayrılık,
ötekine yoksunluk,
diğerine de ölüm…
uzaklaştıkça yakınlaştıklarına baktılar bir bir.
Bense benden kaçan hayali izliyorum.
Anlatandın sen; gören, işiten, hissedendin. Bir gölge gibiydiniz.
Durdu dil, sustu özlem, zamanın hükmü yansıdı aynalara.
Simurgu görmek için yeni bir yolculuğa hazırlanacaklarının ışığı vardı gözlerinde.
Bir Gece Vakti.
Arayışın dili, özleyişin sureti, acının rengiyle buluştular. Üç yol uğrağında gelip durdular gene.
Birine ayrılık,
ötekine yoksunluk,
diğerine de ölüm…
uzaklaştıkça yakınlaştıklarına baktılar bir bir.
Bense benden kaçan hayali izliyorum.
Anlatandın sen; gören, işiten, hissedendin. Bir gölge gibiydiniz.
Durdu dil, sustu özlem, zamanın hükmü yansıdı aynalara.
Simurgu görmek için yeni bir yolculuğa hazırlanacaklarının ışığı vardı gözlerinde.
Bir Gece Vakti.
Hiç korkmadım sana ait duygularımdan..
Yıldırım T.
Sevgili Ay parçası yüreğini sağlık. Bil mukabele..
Saygılarımla
Umut bey ne hikmetse acının en koyusundan olan kelime dikkatimi çekmiş :)
Saygı benden teşekkür ederim.
bendeşleşmek içinden hiç bir şekilde ve hiç bir koşulda çıkması olanaksız acılar tortusu anlamında yöresel bir sözcüktür... uzun yolculuklardan usumda yer etmiş.
meraklı olmanız saygı uyandırdı...
Merhaba Tuğba hanım
Bütün yitirdiklerimiz nurlarda uyusunlar
Bu şiirin son halini sayfamda paylaştım.
Gönlünüzden geçen her şey gerçeğe dönüşsün
Selam ve sevgilerimle
Sağolun her daim bekleriz Umut bey.
Bendeşleşmek ne demek? Araştırdım bulamadım. Söz size ait olduğuna göre yorumu da sizde olmalı
Saygılarımla
Merhaba Tuğba Hanım, sayfanızı ziyaret edip zevkle paylaştım...
Güneşli meleğim sevgi yoldaşın olsun.
Umut bey paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
Sevgili Ay parçası okurken boğazım düğümlendi:(
Ruhu şad olsun kıymetlinizin.
Herşey gönlünüzce olsun.
Bir gece yarısı fırladı yataktan,
Gözleri faltaşı gibi açılmış korkudan
Fısıldayarak söylendi kendi kendine
Örümcekler dedi örümcekler
Gülerek geziyordu üstümde
Bir an dondu kaldı salonun ortasında
Ürkmüş bakışlarını gezdirdi sağda solda
Kısılmış dudakları gözleri görmüyordu kimseyi
Bağırdı ansızın çığlık çığlığa
Örümcekler dedi örümcekler
Hepimizi tek tek öldürecekler
bir alzheimer hastasının son hezeyanları bizzat yaşanmıştır
Nurlarda uyu canım benim ((((((((((
bir gece yarısı fırladı yataktan,
gözleri faltaşı gibi açılmış korkudan
fısıldıyarak söylendi kendi kendine
örümcekler dedi örümcekler
gülerek geziyordu üstümde
bir an dondu kaldı salonun ortasında
ürkmüş bakışlarını gezdirdi sağda solda
dudakları kısılmış gözleri görmüyordu kimseyi
çığlık çığlığa bağırdı ansızın
örümcekler dedi örümcekler
hepimizi tek tek öldürecekler
Bir alzheimerlinin son günlerinden
bire bir yaşanmıştır ((((((( Nurlarda uyu canım
Unut,
Unut dedi artık olanlari
Dili, dilmeci tutulmuştu.
Öyle anımsamıştı adımladığı sokaklarda gezinirken.
Issızlığa gömülmüşçesine yüzüne baktı… kulağındaki uğuldayışın bir ezgiyle uyandığını gördü.
Evet evet gördü. Piyano üzerindeki parmaklarını gördü. Ve o büyülü sesin yayıldığı evreni dinledi… o sesin ardına düşmüştü aslında. Günlerdir onu alıp gezdiren, imgeler havuzunda yüzdüren de bu sesti…
Gidip bir yerde bulacakmış, görüp elleriyle dokunacakmışçasına bir duygululuk halindeydi.
İç gözünü açan, bakışını değiştiren ses…
Yıllar yıllar geçtikçe bununla öylesine bendeşleşeceğini düşünememişti!.
Piyanodaki ellerimi kaldırmadan, usumda peşine düştüklerimle, şimdi o sesin ucunu yakalamış, yüzümü ona dönmüş, zirveye hazırlanırcasına kendini o yolun,
Yani;
Yalnızlığın
Yolcusu kılmıştı…
Bir Gece Vakti
Geçtin bütün acılardan.
Buluşma,
Sevinç çağları geride kaldı. Yollar anlatıyor yüzündeki hüznün, ellerindeki sevincin dilsizliğini.
Suskundunuz.
Suskundu dil, suskundu kent, suskundu gökyüzü.
Kar engah engah yağıyordu düşlerine,
Karabasanlarına,
Ve
Yalnızlığına…
Bir Gece Vakti…
Bir insan, birini, yalnızken hatırlıyorsa sevmemiştir. Ansızın aklına getirip, yalnızlaşıyorsa, işte o zaman sevmiştir.
-Turgut Uyar
En büyük zulüm kendin olamamaktır!
Desem ki unuttum, gözlerim yalancı çıkaracak dilimi.
Terlikler kaybolsaydı; bulunsaydı kaybolan depremzedeler.
İnsanlık kaybolurken terliklere ihtiyacı yoktu.
Alzheimer; hergün yabancı bir dünyaya uyanmak gibi.
Yıldırım T.
Günaydın sevgili Ata kızı
Katkılarından dolayı teşekkür ederim.
"İnsan olarak ayrışmak kan dökmek değil bize gülmeler yaraşır diyorum..,"
Sevgilerimle
Günaydın Tuba hanım,
yazınızı okudum çok haklı tarafları olduğunu söylemeliyim. Maalesef Siyonizm'in esiri olmuş "kandırılmış" kitle var görmezden gelinemeyecek kadar da çoğaldılar. bu bağlamda susmamak konuşmak gerekliliği de doğuyor. bir yandan da sizin vurguladığınız gibi ayrıştırmak için özel çaba harcayan bedhahlar da var. ırk ayrımı yapmak kadar insana yakışmayan, nefret söylemleriyle de dediğiniz gibi ayrıştırıcı tutumların artık tarihin tozlu sayfalarına hiç açılmamak üzere kaldırılmasını insan olarak çok istiyorum.( ayrımcılık çift taraflı Kürt asıllı insanlarımızda da kendilerinden olmayanı dışlamak gibi davranışları çok yaşadım) zıtlıklardan doğar bütünlükler tıpkı siyah ve beyazın birbirini tamamladığı gibi. bizler dünyanın yegane neşe kaynaklarıyız ve insan olarak ayrışmak kan dökmek değil bize gülmeler yaraşır diyorum..,
Selâm olsun milletimin ve bayrağımın şerefini yüreğinde yaşayan dostlarımın gönlüne..
Bu genel bir yazıdır. Herkesi kapsayan lâkin herkes ile alâkası olmayan demem o ki üzerine alınan alınsın.
Politik ve siyasi paylaşımlarda bulunurak insanları ayrıştırmaya çalışanlar bilsinler ki ancak havanda su dövüyorlar.
Elbet VATAN hepimiz için kutsaldır.
İnsan şunu iyi bilmeli ayak bastığımız bir avuç toprak dahi bizim değil ancak girebildiğimiz gönüller bizim..
Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz yol farklı olsada gidilecek yer ortaktır yani (KARA TOPRAK).
İNSAN aldığı nefese dahi hükmedemezken neden bir başka insana hükmetmek ister?
Bir melek tasviri düşünün beyaz olarak nitelendirilir. Bir de Azraili düşünün hep siyah olarak düşünülür hâlbuki o da bir melektir çünkü ürkütücüdür.
Hayatta böyle hep zıtlık içerisinde kim iyi kim kötü ayrımı yapmadan insan ben ne durumdayım diye düşünmeli değil mi?
Çevremdeki insanlara ne kadar faydam oluyor hatta zararım oluyor mu diye düşünmek yerine (AL KIZI VER PAPAZI) mantıkla insanları kışkırtıp çevresince farklı anlaşılmasına sebebiyet veriyor.
Sanatın ; dili, dini, ırkı yoktur.
Seni gibi düşünmeyenleri ayrıştıramazsın. Aynı düşünceye sahip değilsen sevmesende saygı duymak mecburiyetindesin. Çünkü senin dininin temeli önce AHLÂK ve HOŞGÖRÜ.
Bu yüzdendir ki komşuyu komşuya mirasçı kılacak kadar yanındaki, çevrendeki insanlara zarar vermemeyi emreder.
Sakarya'nın, Kurtuluş Savaşı'nın anlamını idrak edemeyenler, Atalarımızın canla başla korumaya çalıştıkları manevi değerleri şu an görmezden gelip birbirlerine saldırıyorlar.
Arkadaşım ya da her kim olursa olsun, ortada bir haksızlık varsa her daim savunurum.
Bir de kendi yazı ve üsluplarını silmeseler kimin ne dediği meydana çıkacak da neyse..
Ben yanlış bir düşünce içindeysem eğer Rabbim beni hak olana yöneltsin. Şayet bu siyasi görüş üzerinden prim yapmaya çalışan kardeşlerim yanlıştaysa onlara da hidayet versin.
Güzel insanların, güzel hatıraları olsun hayatımız da.
UNUTMA; BU VATAN İÇİN CAN VERENLERİ.
Vaktinizi aldım.
Saygılarımı sunuyorum
Selâmetle, sağlıcakla kalın
Birbirinden güzel paylaşımlar için hepinize teşekkür ederim gül yürekli kadınlar:)
İnsan isterse dokunduğu her yeri
Her şeyi güzelleştirebilir..
Bir Sözle....
Bir çiçekle..
Bir gülüşle
Ya da bir davranışla...
Bir Nasılsın ile
Ve.. Umutla..!
Öyleyse madem,,,
Dün kaldığımız yerden değil,
Bugün yeniden....
Huzurlu akşamlar Tuba can
"Unutma beni !" demiş, mektubunu bitirirken...
Bana "unutmamayı" öğrettiğini bilmeden...!
Teşekkür ederim Yasemin güzel paylaşımın için..
İBRETLİK BİR VEFA HİKAYESİ!
Yaşlı bir adama sokakta yürürken bisikletli çarpmış ve hafif yaralanmış.Etraftakiler hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler. Yaşlı adam huzursuzlanmış acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar. Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum demiş. Hemşire Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz deyince Yaşlı adam üzgün bir ifade ile Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiç bir şey anlamıyor,hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor demiş. Hemşireler hayretle Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?diye sormuşlar.
Adam cevaplamış: Ama ben onun kim olduğunu biliyorum.
sevgilerimle Tuba Can
Kimler gelmiş kimler geçmiş bu diyarlardan
Unutmamak lazım vesselam..
Sevgili Ata kızı ve Mehmet bey güzel paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
Sevgilerimle
Belki de devayı derdin menbaında aramak gerekiyordu.
Ata kızı