Buket Uzuner'in Kumral Ada-Mavi Tuna adlı romanındaki ana bayan karakter.Kendini inanılmaz derecede seven,herkesin de kendisine hayran olduğu 'bal rengi' kız.Gerçi sonunda elde edebildiği de bir demet hüsran.
ADA bence yanlızlığı temsil ediyor.Koskoca devasa ama bir o kadar tek başına, yalnız, tutunmasız..Biz bile öyle değilmiyizdir? Sosyolojide aidiyet diye geçer.Hemen bir yerlerin bir parçası olma durumu, gerek iş,gerek ev,gerek yaşamın ta kendisi...Tutunmaya çalışıyoruz işte...
Eskiden çok büyük bir kara parçası varmış, büyüklüğüne bakar bakar diğer küçük toprak parçacıklarına 'Görüyor musunuz, vücudum ne kadar da heybetli, ben ne kadar büyüğüm sizden, bana saygı gösterin, yoksa sizi de vücuduma katarım' dermiş, gel zaman git zaman, bir gun yğmurlar boşanmış, hem delicesine, yağmış yağmış yağmış ve bizim kocaman kara parçası sular altında kayboluvermiş, kala kala bir tumsek kalmış geriye... bu tumseği görenler' orda orda' derken değişmi ve ada olmuş... bu da benim ada masalım :))))
İstanbul şehrine bağlı Burgaz ada, kınalı ada, büyük ada, küçük ada olmak üzre dört tane adamız vardır. Bunlar her ne kadar 'bağımsızız kardeşim biz' imajı yaratsalar da bal gibi istanbulun toprağıdır işte. Bunun yanısıra sivri ve yassı adalar da sahilden görülebilir.
İlginçtir deniz yoktur ama şehrin adı Denizli'dir, bir de üstüne (hatırladığım kadarıyla) bu şehrimiz de Ada (çorap) tekstil, Hasan Tekin Ada Lisesi, Ada mağzaları, Ada köyü, Grup Ada protest muzik grubu, Ada Fuarcılık, vb. vardır.
ada deyince benim de aklıma Kuşadası gelse de çok daha değişik anlamları da vardır.
Dil bilgisinde Harf-i Cerre denir: kendinden sonra gelen ismi cerreder (kendine doğru çekmek) yani ''den başka, den gayrı'' manasına gelir. Mââdâ da ada gibi ''dan-den gayrı'' anlamına gelir.
A'da diye yazılırsa çoğul olarak düşmanlar ya da en zalim, en çok düşmanlık eden olarak da kullanılır.
ahhhhh ah benim aklıma ada denince bi tek kuşadası gelir. ne güzeldir şimdi. yazı da başka güzel kışı da. canın sıkılınca git sahile otur bi cafede. bundan güzel huzur rahatlık olur mu ya. tabi ben hep sevgilimle yapardım bunları ama o şimdi yok öldü. bu yüzden tek başıma yaparım artık. ben çok özlemişim yaaaa. buraya tıkıldık e.şehirmişmiş. iğrenç. evimi özledim. az kaldı adam geliyorum yanına.
Eskiden Denizli'de Candoğan Parkı'nın arkasında bir kumpirci vardı bu isimde. Ada Kumpir. Sonra kapandı, yerine eczane açıldı. Şimdi İstiklal Caddesi'ndeki bir müzik ve kitap mağazasını hatırladım. Tünel'e giderken sağda.
benim balkondan görülen 4-5 tane etrafı su ile çevrili toprak parçası...
ama hala gitmedim nedense...
Buket Uzuner'in Kumral Ada-Mavi Tuna adlı romanındaki ana bayan karakter.Kendini inanılmaz derecede seven,herkesin de kendisine hayran olduğu 'bal rengi' kız.Gerçi sonunda elde edebildiği de bir demet hüsran.
Aksit Göktürk: İngiliz yazının da ada kavramı'nı, ütopyaları hatırlatıyor bana bir de, ve de tek tek her bir insanı ve tekliğini...
ADA bence yanlızlığı temsil ediyor.Koskoca devasa ama bir o kadar tek başına, yalnız, tutunmasız..Biz bile öyle değilmiyizdir? Sosyolojide aidiyet diye geçer.Hemen bir yerlerin bir parçası olma durumu, gerek iş,gerek ev,gerek yaşamın ta kendisi...Tutunmaya çalışıyoruz işte...
o kadar çok yağmur yağmış ki bazı dağların sadece tepeleri su üstünde kalmış
Eskiden çok büyük bir kara parçası varmış, büyüklüğüne bakar bakar diğer küçük toprak parçacıklarına 'Görüyor musunuz, vücudum ne kadar da heybetli, ben ne kadar büyüğüm sizden, bana saygı gösterin, yoksa sizi de vücuduma katarım' dermiş,
gel zaman git zaman, bir gun yğmurlar boşanmış, hem delicesine, yağmış yağmış yağmış ve bizim kocaman kara parçası sular altında kayboluvermiş, kala kala bir tumsek kalmış geriye...
bu tumseği görenler' orda orda' derken değişmi ve ada olmuş...
bu da benim ada masalım :))))
İstanbul şehrine bağlı Burgaz ada, kınalı ada, büyük ada, küçük ada olmak üzre dört tane adamız vardır. Bunlar her ne kadar 'bağımsızız kardeşim biz' imajı yaratsalar da bal gibi istanbulun toprağıdır işte. Bunun yanısıra sivri ve yassı adalar da sahilden görülebilir.
O ada senin bu ada benim, yelkovan kuşlarının peşisıra :)
eğer ıssız bir adaya düşerseniz '' diye bir başladı mı geyikler,sonu gelmez valla.
ada kelimesi bana sevgili Buket Uzuner'in 'Kumral ADA Mavi Tuna' kitabinin sicacik sayfarini animsatiyor.....
İlginçtir deniz yoktur ama şehrin adı Denizli'dir, bir de üstüne (hatırladığım kadarıyla) bu şehrimiz de Ada (çorap) tekstil, Hasan Tekin Ada Lisesi, Ada mağzaları, Ada köyü, Grup Ada protest muzik grubu, Ada Fuarcılık, vb. vardır.
ada deyince benim de aklıma Kuşadası gelse de çok daha değişik anlamları da vardır.
Dil bilgisinde Harf-i Cerre denir: kendinden sonra gelen ismi cerreder (kendine doğru çekmek) yani ''den başka, den gayrı'' manasına gelir. Mââdâ da ada gibi ''dan-den gayrı'' anlamına gelir.
A'da diye yazılırsa çoğul olarak düşmanlar ya da en zalim, en çok düşmanlık eden olarak da kullanılır.
Tabi bunlar eski dilimiz osmanlıcada geçerli
ve bir folk dance song....
^^kıbrıs bir ada mıdır..
cennetten parça mıdır?
kıbrısın güzel kızı
yanakları kırmızı
akdenizin yıldızı
ah kıbrısım kıbrısım....^^
ahhhhh ah benim aklıma ada denince bi tek kuşadası gelir. ne güzeldir şimdi. yazı da başka güzel kışı da. canın sıkılınca git sahile otur bi cafede. bundan güzel huzur rahatlık olur mu ya. tabi ben hep sevgilimle yapardım bunları ama o şimdi yok öldü. bu yüzden tek başıma yaparım artık. ben çok özlemişim yaaaa. buraya tıkıldık e.şehirmişmiş. iğrenç. evimi özledim. az kaldı adam geliyorum yanına.
Eskiden Denizli'de Candoğan Parkı'nın arkasında bir kumpirci vardı bu isimde. Ada Kumpir. Sonra kapandı, yerine eczane açıldı. Şimdi İstiklal Caddesi'ndeki bir müzik ve kitap mağazasını hatırladım. Tünel'e giderken sağda.
dört tarafı sularla çevrili kara parçası....