Memleketin birinde bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadıncağız yerine geçince davacı avukatı sorar: - Hanımefendi, davalı avukatını tanıyor musunuz?
Yaşlı kadın cevap verir: - Ah evet, ona dadılık yapmıştım, çocukluğundan beri tanıyorum. O zamanlar bile baş belasıydı, hala öyledir. Yalanci ve dedikoducudur. Karısını aldatır, insanların arkasından konuşur. Burnuyla oynar...
Yargıç ve avukatIar başta olmak üzere bütün salon şok olur. Bu kez davalı avukatı sorar: - Peki, davacı avukatını tanıyor musunuz?
Kadın cevaplar: - Elbette tanıyorum, çocukluğunda ona da dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Bir tek dostu yoktur. Iki kuruş için herkesi satar.Geceleri bu yaşta bile hala altına kaçırdığını biliyorum.
Yine herkes şokta... Salonu bir uğultu kaplar.
Yargıç kürsüye vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da yanına çağırır, eğilmelerini söyleyerek kulaklarına fısıldar: - Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım.
Herkese farklıdır zaman. Kimine uzun gelir gün,kimine ise kısacik bir an. Aynı yarayı açsan da insanoğluna, aynı acıyı hissetmez insan. Kimini gece gündüz süründürür bir çıban . Helak olan nice kavimde, hiçbir şeyi anlamamış insanların iman gücünden nasip etsin Rabbim bize.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve MÜCADELE ARKADAŞLARI, Cuma dualarında ONLARI yok sayan ulusal onurdan yoksun karanlık türlerin inadına her Cuma bu başlıkta anılmaktadır. Herkes davetlidir.
Memlekette muhalefet muhalefet gibi olsa; - dibe çöken ekonomiyi, - ekmek fiyatlarını, - doğalgaz ve elektrik zamlarını, - çarşı pazar pahalılığını, - 5'li müteahhit çeteyi, - bütçe açıklarını, - ülkeyi işgal etmiş suriyelileri, - göçmenlere kaptırılan işleri, - neredeyse her gün artan kiraları, - yurtsuz kalmış öğrencileri, - gittikçe yayilan işsizliği, - bulunmayan ilaçları, - randevu alınamayan hastaneleri, - zengin fakir uçurumunu... sürekli gündemde tutarak ve üstüne üstüne giderek iktidarı çoktan gönderebilirdi.
Ama, beceriksiz muhalefet ne yazık ki kayıpları oynuyor. Yani, "böyle muhalefete böyle iktidar" kaderini(!) yaşıyoruz
Elif hanim, Beni birine benzeten bir hanımın bu başlığa girdiği itham edici mesajlar üzerine, beni o benzetilen kişiyle ilgili sorguya(!) çektiğinizi unutmuşa benzersiniz :)) Demek ki karışıklık yaratan kişiler olabiliyormuş. Bir daha unutmayın olur mu :)) Ve, karşılıklı saygının önemini bir kenara not edin.
Neyse, en iyisi, şarkının dediği BOŞVERMEK :)) Saygılar.
Elif hanim, Sanirim birileri aklınızı karıştırmış. Ben bu başlığa asılsız hiçbir şey yazmadım. Tam tersine, asılsız iddialarla üstüme gelenlere karşı hakkimi savundum.. Bu basligi actigimdan bu yana yazdiklarimin tümü hala yerlerindedir ve ben hala yazdıklarımın arkasındayım. Yazdiklarini silerek tukurduklerini yalayanlarla beni karistirmayin.
Günaydın Mekan, Kent dışındayım, gecikecem. Yokum diye kaytarmayın. Döndüğünmde kahvem hazır olsun. Yoksa karışmam.haa, fena olur haa! Dağıtırım burayi haa!
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhuriyetimizin geçmiş 100 yılını bir "yıkım süreci" olarak nitelemiş.
Böylece Cumhuriyetin tüm kazanımlarını, birikimlerini, kurumlarını karşısına alan Saray’a, arayıp da bulamadığı bir seçim malzemesi vermiş.
Hatırlanacak olursa, AKP’li milletvekili Tülay Babuşçu da Cumhuriyet için “100 yıllık reklam arası” demişti.
Emperyalizmin kontrolündeki etnik milliyetçiler ile aynı kontrol icindeki din istismarcıları, maşallah nasıl da el ele, nasıl da etle tırnak gibiler...
Adamın biri demiş ki,
"Kadınların akıllı erkek aramalarına anlam veremiyorum. Zaten deli edeceksin, neyin peşindesin?"
... demiş :))
Tövbe tövbe :((
Memleketin birinde bir davada
tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadıncağız yerine geçince davacı
avukatı sorar:
- Hanımefendi, davalı avukatını tanıyor musunuz?
Yaşlı kadın cevap verir:
- Ah evet, ona dadılık yapmıştım, çocukluğundan beri tanıyorum.
O zamanlar bile baş belasıydı, hala öyledir. Yalanci ve dedikoducudur.
Karısını aldatır, insanların arkasından
konuşur. Burnuyla oynar...
Yargıç ve avukatIar başta olmak üzere
bütün salon şok olur. Bu kez davalı avukatı sorar:
- Peki, davacı avukatını tanıyor musunuz?
Kadın cevaplar:
- Elbette tanıyorum, çocukluğunda ona da dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Bir tek dostu yoktur. Iki kuruş için herkesi satar.Geceleri bu yaşta bile hala altına kaçırdığını biliyorum.
Yine herkes şokta...
Salonu bir uğultu kaplar.
Yargıç kürsüye vurup herkesi susturur
ve her iki tarafın avukatını da yanına çağırır, eğilmelerini söyleyerek kulaklarına fısıldar:
- Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız ikinizi de harcarım.
Günaydın yeni sabah,
Günaydın Mekan,
Günaydın Antoloji,
Günaydın aşk,
Günaydın barış,
Günaydın sevgili varlıklarım,
Günaydın dostlarım, her şeylerim...
Keyifli bir gün dilerim :))
"Kadın, her ihtiyacını karşılayacak tek bir erkeği ister; erkek ise, tek ihtiyacını karşılayacak her kadını..." (Dostoyevski)
GÜNÜN MENÜSÜ
(Öğle kaçtı, akşam için)
Dul Avrat Çorbası
Biftek nuddle (Törkiş kıymalı makarna)
Charlotte aux fruits rouges
Crem bruleé
Amin Şule..
Güzel dilekleriniz için teşekkür ederi Turhan bey..
Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları. (Afrika)
Herkese farklıdır zaman. Kimine uzun gelir gün,kimine ise kısacik bir an. Aynı yarayı açsan da insanoğluna, aynı acıyı hissetmez insan. Kimini gece gündüz süründürür bir çıban .
Helak olan nice kavimde, hiçbir şeyi anlamamış insanların iman gücünden nasip etsin Rabbim bize.
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ve
MÜCADELE ARKADAŞLARI,
Cuma dualarında ONLARI yok sayan ulusal onurdan yoksun karanlık türlerin inadına her Cuma bu başlıkta anılmaktadır. Herkes davetlidir.
Bu güzel parça için teşekkürler Kimya hanım...
Buca ilcesi basta olmak uzere, depremin hissedildigi Izmir. Balıkesir, Manisa, Aydın ve Denizli'ye geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Sevda vazgeçmemektir Keje..
BÖYLE MUHALEFETE BÖYLE İKTİDAR
Memlekette
muhalefet muhalefet gibi olsa;
- dibe çöken ekonomiyi,
- ekmek fiyatlarını,
- doğalgaz ve elektrik zamlarını,
- çarşı pazar pahalılığını,
- 5'li müteahhit çeteyi,
- bütçe açıklarını,
- ülkeyi işgal etmiş suriyelileri,
- göçmenlere kaptırılan işleri,
- neredeyse her gün artan kiraları,
- yurtsuz kalmış öğrencileri,
- gittikçe yayilan işsizliği,
- bulunmayan ilaçları,
- randevu alınamayan hastaneleri,
- zengin fakir uçurumunu...
sürekli gündemde tutarak ve
üstüne üstüne giderek iktidarı çoktan gönderebilirdi.
Ama, beceriksiz muhalefet ne yazık ki kayıpları oynuyor. Yani, "böyle muhalefete böyle iktidar" kaderini(!) yaşıyoruz
Dünya bize babalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık. (Japon Atasözü)
Babamın Listesi
(Yılların Ötesinden)
Ölürüm aşkın için, derdim,
ben de, derdin.
Sonra o gün
öldün gerçekten.
Ama aşkımız icin değil, benim için...
KAÇIN GELİYOR!
GÜNÜN MENÜSÜ
Ayışığında pişmiş portakallı Pekin ördeği
Salatalık dilimi üstünde somon yumurtası
Şıllık (Tatlı, Şanlıurfa usulü)
Şalgam suyu (Alidede)
Afiyet olsun :)
Konuşmak yaradılıştan, susmak akıldan gelir" demiş bilim insanı Che Lehmann...
Ben de aklımı kullanıyorum ve susuyorum.
Saygılar.
Elif hanim,
Beni birine benzeten bir hanımın bu başlığa girdiği itham edici mesajlar üzerine, beni o benzetilen kişiyle ilgili sorguya(!) çektiğinizi unutmuşa benzersiniz :)) Demek ki karışıklık yaratan kişiler olabiliyormuş. Bir daha unutmayın olur mu :)) Ve, karşılıklı saygının önemini bir kenara not edin.
Neyse, en iyisi, şarkının dediği BOŞVERMEK :))
Saygılar.
Elif hanim,
Sanirim birileri aklınızı karıştırmış.
Ben bu başlığa asılsız hiçbir şey yazmadım.
Tam tersine, asılsız iddialarla üstüme gelenlere karşı hakkimi savundum.. Bu basligi actigimdan bu yana yazdiklarimin tümü hala yerlerindedir ve ben hala yazdıklarımın arkasındayım. Yazdiklarini silerek tukurduklerini yalayanlarla beni karistirmayin.
Sonuç: Ben hep buradayım. Beklerim.
Saygılar...
Günaydın Mekan,
Kent dışındayım, gecikecem. Yokum diye kaytarmayın. Döndüğünmde kahvem hazır olsun. Yoksa karışmam.haa, fena olur haa! Dağıtırım burayi haa!
Ne gibi bir fitne?
Bakla yemediyseniz, o mesajinizi neden sildiniz :))
Bekliyorum ELif hanım... BAKLAYI :))
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhuriyetimizin geçmiş 100 yılını bir "yıkım süreci" olarak nitelemiş.
Böylece Cumhuriyetin tüm kazanımlarını, birikimlerini, kurumlarını karşısına alan Saray’a, arayıp da bulamadığı bir seçim malzemesi vermiş.
Hatırlanacak olursa, AKP’li milletvekili Tülay Babuşçu da Cumhuriyet için “100 yıllık reklam arası” demişti.
Emperyalizmin kontrolündeki etnik milliyetçiler ile aynı kontrol icindeki din istismarcıları, maşallah nasıl da el ele, nasıl da etle tırnak gibiler...
"Tanı bunları, tanı da büyü!"
Dilinizin altındaki baklayı çıkaracağımız günü bekloyorum Elif hanım, :))
Nerden çıktı bu şimdi ;))
Soru çok alta düşmüş, gormedim.
Bi daha yapmam.