Ateşin böceğidir ateşi gördüğü zaman ateşten başka göremez düşünemez olur. En nihayetinde ateş onu yakar kavurur ve yokeder. Her böcek bunu görür ama yine de hepsi ateşe koşar. İnsanoğlu için durum daha vahim aileler görür anlar ama yine de kendini ateşe atar canı yanar içi parçalanır gözü kör olur ama dünya nimetleri ve güzellikleri karşısında pervaneden farksızdır.
ölümüne,ölürcesine aşkın edebiyat ve tasavvuftaki timsalidir pervane. canının yanacağını bile bile aşka dalmaktır. O aşkın içinde yanıp kül olmaktır pervane öleceğini bile bile aşık olduğu ateşin içine atar kendini artık sonsuza dek o da o ateşin bir parçasıdır, kendisidir Feda eder kendini o ateşe ki o ateş sönmesin ebediyen yansın diye
Pervane böceğinin mum alevine aşkını bilirsiniz.. Yanar ama vazgeçemez, keşke böyle olmasa ama aşk zaten acıttığı için vazgeçilmez sanırım.. Yakar ateş, acımaz pervane böceğine ama nereye kadar dayanılır ki ateşe? Mum bitti, ateş söndü, büyü bozuldu...
Bir gece Mecnun'un yaktığı Bir mumun etrafında Dönüyordu Zavallı incecik bir pervane Mumsa devrilmek istiyordu Pervane yerine Mecnun'un üstüne üstüne Sevgili mum Dedi Mecnun Sevdim seni Acıdığın için pervaneye Bende önerirdim Kader izin verseydi Beni yakmanı Onun yerine Ama acele etme vakit var Sayılıdır saatler dakikalar Azrail bile senden sabırlıdır Burada sencileyin benim de işim var Ben herkes için Değişik ve ayrı dozda Soyut bir otobiyografyayım Herkesin yaşadığı bir iç tarih Hekesin yüreğinden geçen bir coğrafya Gidip gidip varacakları Fakat ulaşamayacakları Bir panorama Kaderin zaman zaman Kabaran kanlara uyguladığı Nirengi noktaları batmış Beyaz bir karanlığa batmış Mutsuzca mutlu bir topoğrafya
Sonra gece bitti mum söndü Bu söyleşilerle tan atarken Pervane Mecnun'a Mecnun pervaneye döndü
'Aşığın elindeki kâr sadece aşk. Ve aşk yordamına sahip gönül, aşkın sürekli göçebesi. Hep yürümek zorunda o; kendinden aşka, aşktan sevgiliye. Ki aşkın yegane koşulu sevgiliyi aramaktır. Bulmakta aramaktır. Aşığın aşktan bütün nasibi, aramak..Aşk, gönül konutunu aydınlatsın, bu yeter aşığa. Can konutu kime adanmış bunu bilsin yeter. Artık gizli kanatları vardır aşığın; yâr ile arasına giren mesafelerin üzerinde, açılır kapanır gizlice. Aşk kalmamışsa kanatlar da hissedilmez. Ama aşk varsa, aşık sevgilidedir daima. Mesafeler ise aşk üzüntüsünün mecazı. Böylece bilir ki üzüntü kaldıkça aşk da var demektir. Aşkın çilesini bir can çekişmesi gibi duysa da, sevgili hayaliyle diridir o. Doğru aşk, geleceği olan aşk, böyle birbirinden can alıp veren sevgililerin aşkıdır; yaralar, ama yaralanmaz.'
Geceleyin kandil veya lambanın etrafında parvâsızca dönen kelebek.. Sevenin sevdiği için kendini bile bile ateşe atmasına, dünyanın güneşin etrafında dönmesine aşkın maşukun gözünü kör etmesine vs. teşbih edilir..
Bakışın düştü içim lal oldu Dudağımdan bal eyledim gönlüm söz oldu Gözlerin bir ateş ben pervaneyim Bıraktım kendimi ateş gül oldu Gözyaşlarım tenine bir çocuk bıraktı Kaybolan neydi ki beni böyle ağlattı Ben bende değilim ki Ben sendeki beni sevdim Bana senden gelen acıyı Gönlüme zikir eyledim..
https://music.
Ateşin böceğidir ateşi gördüğü zaman ateşten başka göremez düşünemez olur.
En nihayetinde ateş onu yakar kavurur ve yokeder.
Her böcek bunu görür ama yine de hepsi ateşe koşar.
İnsanoğlu için durum daha vahim aileler görür anlar ama yine de kendini ateşe atar canı yanar içi parçalanır gözü kör olur ama dünya nimetleri ve güzellikleri karşısında pervaneden farksızdır.
Pervanenin kanadı, uçarak gidip mumun alevini bulmaya yarar! Onu bulunca, kendini alevin içine atınca, artık ne kanat ister, ne de uçmak! ..hz.mevlana
ölümüne,ölürcesine aşkın edebiyat ve tasavvuftaki timsalidir pervane.
canının yanacağını bile bile aşka dalmaktır.
O aşkın içinde yanıp kül olmaktır
pervane öleceğini bile bile aşık olduğu ateşin içine atar kendini
artık sonsuza dek o da o ateşin bir parçasıdır, kendisidir
Feda eder kendini o ateşe ki o ateş sönmesin
ebediyen yansın diye
Pervane böceğinin mum alevine aşkını bilirsiniz.. Yanar ama vazgeçemez, keşke böyle olmasa ama aşk zaten acıttığı için vazgeçilmez sanırım.. Yakar ateş, acımaz pervane böceğine ama nereye kadar dayanılır ki ateşe?
Mum bitti, ateş söndü, büyü bozuldu...
Her pervane böceğinin sonu aynıdır.
Her pevane, aşık olduğu ateşin içine dalıp yanar,
sevgisine sadfıkk kalmayan insana ders verircesine.
Ateşe sevdalı uçuşlar.
anladım sanırım lafları kezzaptan araklıyorsun :)
yahu ben çok fenayım kiminle dans ettiğini ne zaman anlıycaksın!
itina ilen...
pişkinlik ilen...
Ateşe sevdalı olan,
sevdasının sonunda yanmak olduğunu bildiği halde,
ölüme doğru kokusuzca, terdütsüz gidiş.....
ölümüne sevdalı
Ateşe koşan
Lâlim lâlezârında lâlelerle
Melâlim lâl renginde hâlelerle
Hilâlim helâldir tüm nalelerle
Durmam dönerim hep pervânelerle
Lâlinle melâlim hilâline helâldir
Bütün nâlelerim yüzünün hâlesinde
Yorgun yorgun yorgun bir pervaneyim…
'aşkına pervaneyim pervane gerektir bana' pervane öyle bir böcektir ki yanacağını bile bile ışığın etrafında döner durur :)
Hep ben
Pervane ve ateş
Yanan da benim,yakan da
Acıyan da ben, acıtan da..........
baskasına bırakmam
Bir gece Mecnun'un yaktığı
Bir mumun etrafında
Dönüyordu
Zavallı incecik bir pervane
Mumsa devrilmek istiyordu
Pervane yerine
Mecnun'un üstüne üstüne
Sevgili mum
Dedi Mecnun
Sevdim seni
Acıdığın için pervaneye
Bende önerirdim
Kader izin verseydi
Beni yakmanı
Onun yerine
Ama acele etme vakit var
Sayılıdır saatler dakikalar
Azrail bile senden sabırlıdır
Burada sencileyin benim de işim var
Ben herkes için
Değişik ve ayrı dozda
Soyut bir otobiyografyayım
Herkesin yaşadığı bir iç tarih
Hekesin yüreğinden geçen bir coğrafya
Gidip gidip varacakları
Fakat ulaşamayacakları
Bir panorama
Kaderin zaman zaman
Kabaran kanlara uyguladığı
Nirengi noktaları batmış
Beyaz bir karanlığa batmış
Mutsuzca mutlu bir topoğrafya
Sonra gece bitti mum söndü
Bu söyleşilerle tan atarken
Pervane Mecnun'a
Mecnun pervaneye döndü
Sezai Karakoç
Ateşe Yazgılı Pervaneler
'Aşığın elindeki kâr sadece aşk. Ve aşk yordamına sahip gönül, aşkın sürekli göçebesi. Hep yürümek zorunda o; kendinden aşka, aşktan sevgiliye. Ki aşkın yegane koşulu sevgiliyi aramaktır. Bulmakta aramaktır. Aşığın aşktan bütün nasibi, aramak..Aşk, gönül konutunu aydınlatsın, bu yeter aşığa. Can konutu kime adanmış bunu bilsin yeter. Artık gizli kanatları vardır aşığın; yâr ile arasına giren mesafelerin üzerinde, açılır kapanır gizlice. Aşk kalmamışsa kanatlar da hissedilmez. Ama aşk varsa, aşık sevgilidedir daima. Mesafeler ise aşk üzüntüsünün mecazı. Böylece bilir ki üzüntü kaldıkça aşk da var demektir. Aşkın çilesini bir can çekişmesi gibi duysa da, sevgili hayaliyle diridir o. Doğru aşk, geleceği olan aşk, böyle birbirinden can alıp veren sevgililerin aşkıdır; yaralar, ama yaralanmaz.'
(Alıntı)
lâ kılıcını kabzası....
Bendemin Bendesi
selçuklu devleti zamanında bi nevii tapu kadastro işleriyle uğraşan kişilere verilen ad
Geceleyin kandil veya lambanın etrafında parvâsızca dönen kelebek..
Sevenin sevdiği için kendini bile bile ateşe atmasına,
dünyanın güneşin etrafında dönmesine
aşkın maşukun gözünü kör etmesine vs.
teşbih edilir..
Bakışın düştü içim lal oldu
Dudağımdan bal eyledim gönlüm söz oldu
Gözlerin bir ateş ben pervaneyim
Bıraktım kendimi ateş gül oldu
Gözyaşlarım tenine bir çocuk bıraktı
Kaybolan neydi ki beni böyle ağlattı
Ben bende değilim ki
Ben sendeki beni sevdim
Bana senden gelen acıyı
Gönlüme zikir eyledim..
Pervaneyim pervane
Gözlerim hep tanyerinde
Kızıla dönsün artık küreyi Alem
Kızıla dönsün karanlık gece
Yansın yansın da kavrulsun
Çıranın içine dönsün
Kerime Nadir'in çok severek okuduğum bir kitabının ismi..
Gel artık aldanma divane gönül;
Pişman olup yoksa ağlayacaksın.
Oldun bir hayale pervane gönül,
Belki bu hayalle hep yanacaksın...!
Herkes gönlünde ışığına koşmayı bekleyen bir pervane bulur,kah yanar,kah vuslat olur...
Yansımaların son albümü...
Önce sarsar sonra elemden yana ne varsa silkeler...
Aşk için yanmanın adı...
Bendeki suz-i dil varmıdır acep
Tutuşup can veren pervanelerde...
Rıza Tevfik