Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sizce ne demek, Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? size neyi çağrıştırıyor?
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? terimi Aslı Birer tarafından tarihinde eklendi
Çok sevdiğim şairlerden o bir deha diye düşünüyorum şiirlerini her okuduğumda
Tanrı öldü
Friedrich Nietzsche
Yıllar öncesinden bu sözü ilk söylediğinde kimse anlayamadı.
Hiç tanrı ölür mü? Oysaki o insanlıkta tanrı inancı öldüğünü ve insanlığın ne olacağı telaşına düştüğü için. Demişti.
Evet bugün ben de diyorum. Allah öldü. Allah insanın yüreğinde öldü. Yoksa bu kadar kötülük sarar mıydı etrafı? Dindarı dindar değil! Maske takmış yüzüne dili Allah diyor kalbinde imanın zerresi yok!
Binbir suratıyla;
Kötücüller çok güzel yalan söyler
Hadi çıkar o beynini aşağılardan, aşağılıklardan zira taşıyamaz insan o kadar ağırlığı apış arasında.
İlgimi çekmiyor püsküllü zihniyetleriniz
Daraltılmış! kalıplaşmış! At gözlüklerinizden taşan saman alevi bakışlarınızdan mütevellit henüz ilkelliğini koruyan o bellek aman tanrım! Korkunç
Bir harabiyet korkunç mahvolmuşların karanlık gölgeleri.
Namı diğer Ata kızı
Düşünmeden, acımadan, utanmadan
kocaman yüksek duvarlar ördüler dört yanıma.Ve şimdi oturuyorum böyle yoksun her umuttan.
Beynimi kemiriyor bu yazgı, hep bu var aklımda; oysa yapacak bunca şey vardı dışarıda.
Ah, önceden farketmedim örülürken duvarlar.Ama ne duvarcıların gürültüsü, ne başka ses.
Sezdirmeden, beni dünyanın dışında bıraktılar.
Kavafis
Bekir hocam bu güzel yazınıza kavafis’ in şiiriyle cevap vermek isterim.
Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
( Çeviren: Cevat Çapan )
KONSTANTİNOS KAVAFİS
Saygılarımla...
İnsan kendinden kaçamaz, dozunda pozitivist düşünce herkesin yaşam kalitesini yükseltmesi için gerekli. Bu yüzden zaman zaman pozitivist paradigmanın bütünleştirici etkilerini modernite ederek gayet vulgarize bir dil kullanıp işliyorum. Katkılarınıza teşekkür ederim.
Radyoaktif insanlar.
Tıpkı zehirli gaz salgılayan santraller gibi insanlarla dolu etrafımız.psikolojimizi aşağı çekmeye çalışan habis ruhlu insanlar. Bunlara her yerde rastlayabilirsiniz. Sürekli kötülük üreten, yıkıcı, hastalıklı kafalar. Bu habis ruhları görmemek, duymamak ve onları kendi cehennemleriyle bırakmak en güzeli diye düşünüyorum. Bu insanları Allah’a havale edip kendi cennetinizi yaşayın. İster komşunuz, ister arkadaşınız, ister akrabanız olsun. Onlardan uzak yaşamak insanın kendine verdiği değerdir aslında. Kaç yaşında okursanız olun bu insanların ruhunuza zarar vermesine izin vermeyin.
Okuyan herkese saygı ve selamlarımla...
Deryâya erer âb-ı revân gitse yolunca
Çivisi çıkmış dünya her şey karmakarışık
Arapsaçı da laf mı? at iziyle it izi birbirine dolaşık.
A.B
Davası insanın özü olanın kararı sahih olur. Susmak her zaman suçtan değil, asaletten de olur.
Ata kızı
Kamçılı karanlıktı geldin üstüme
Bütün masalları dolaştın
Ay zeytin gece
Ay vurmuştu alnına
Perçemlerin Tokat akıtması
Yorgundu atılmış yılan derisi
Değiştirilmiş güvercin gömleği tende
Nereye gidiyorsun, dedim
Zeytinlerin arasından
Siste silinip giderken yollar
Aydı zeytindi geceydi
Korkmadım bağırdım ardından
Aydaki zeytindeki gecedeki delikanlı
Nereye böyle
Aldı rüzgar sesimi duyurmadı
Vurdu geçti durduğum yeri
Gümüşünü silkeledi yüzüme
Atının kanatları
Ben öldüm, ölüm bulunamadı
Kamçılı bir karanlıktı
Hikayemin gecesini dürdüm de
Kimse çıkamadı dışarı
Ay kaldı zeytin kaldı gece kaldı
Sis kaldı yollar kaldı
Karanlıktı.
Ben
Murathan Mungan
Doğrudur Mehmet bey hoş geldiniz sayfaya.
kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz? sorusu insanın kendisini en yalın, en sade ve anlaşılır şekilde betimlemesidir.
hayata, ölüme ve ikisinin ortasında olan herşeye meraklıyım.
kuşkuluyum, sorguluyorum, sonsuz gibi görünen bir yoldayım!
hissettiren, hayal ettiren ve düşündüren...
yürüdükçe uzayan ama yürüme isteğini her defasında uyaran...
İstemem eksik olsun
Ve diğer yanda da her zaman gerçekleşemeyecek hayaller var. Eee ama siz de olacak şeyler hayaledin. Desem, olmayacak, çünkü; hayaller sınırsızdır hayata geçtikçe makule döner. Yani siz vazgeçmeyin hayat o hayalleri kendine göre uyumlar.
Saygıyla...
Aslı Birer
Videoda anlatılanların, ne kadarı kime göre doğru? Ne kadarı kime göre yanlış?
Uçmak sadece kanat çırpmak mı? Düşünmekte bir eylemse hayallerle uçabilir insan. Sorun şu ki; hayaller gerçeğe dönüştürülemediğinde yere çakılırsınız. Uçmak, insan İçin kanat çırpmak olamayacağı için. Hayallerdir insana görünmez kanatlar takan. Ve uçmak, bazen resim çizmek, bazen yazmak bembeyaz sayfalara, başarıya ulaşmış herkesin görünmeyen kanatlarıdır, “ hayaller”
Yazan A. Birer
Her şey göründüğü gibi olsa deniz suyu mavi olurdu.
Yaşamak, tam umudun bittiği yerde başlar, belki de hiç ummadığın yerden filizlenirsin.
A.B
Rica ederim:)
En sevdiğim şiirlerden. Yüreğine sağlık Ata kızı yeniden hatırlattığın için teşekkürler.
Ne güzelsin şiir
İster dindar olun ister olmayın şu unutulmamalıdır ki; adalet bir gün herkese lazım olur.
Gandhi," Yürekten inanarak dile getirilmiş bir 'hayır', yalnızca karşındakini hoşnut etmek ya da daha kötüsü, sorun çıkmasın diye söylenmiş bir 'evet'ten daha iyidir" demiştir.
“Sorun çıkmasın diye söylenen evetlerde gizli en büyük adaletsizlik.” Bence:)
Şimdi bu ne demek sadakat kötü bir şey mi? Der gibi kimilerimiz duyar gibiyim. Sadakat dünya üzerinde sayısız canlı için çok güzel bir duygudur. İnsanın yakınlarına, arkadaşına, eşine, dostuna sadık ve güvenilir olması paha biçilmez bir haslettir. Fakat iş devlet yönetimi ve iş sektörü açısından düşünüldüğünde sadakatin yerine liyakati kadrolar seçilmeli. Bir kişiye sadık olmak sizi iyi bir insan yapar, lakin iyi yönetici ya da emekçi yapmaz. Liyakat, profesyonel olmayı işin ehli olmayı gerektirir, adil olmayı gerektirir.” Allahu Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir” (Nisâ, 58).
Hazreti Muhammed’e (s.a.v) sorulan soru ve cevap:
“–Emanet zâyî edildiği zaman kıyâmeti bekle!” buyurdular.
Bedevî:
“–Emanet nasıl zâyî olacak?” diye sordu.
Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:
“–Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyâmeti bekle!” buyurdular. (Buhârî, İlim 2, Rikak 35)[1]
“Emanetin ehil olmayan kimseye verilmesi, bilgiye, tecrübeye ve liyâkate değer vermeyip işleri ehil olmayan kişilere bırakmak demektir. Onlar da üstlendikleri vazifeleri hakkıyla yerine getirmeyip hep kendi menfaatlerinin peşinde koştukları ve pek çok haksızlıklara daldıkları için, kısa sürede her şeyin düzeni bozulur.”
Alıntı.”
Yani; buradan çıkarmamız gereken liyakat yönetim biçimlerinde vazgeçilemeyecek kadar hayati öneme sahiptir. Peki; soru şu neden liyakatli kadrolar yerine sadakatli kadrolar tercih edilmiştir..?
Bu başlı başına hatadır. Doktor hemşirenin işini yapamaz, hemşire de doktorun işini yapamaz. Ülkemizde İlerleyen toplumun temelleri atılmış devamlılığı için doğru perspektiften bakıldığında sonuçta alınacaktır. Temeli sağlam binanın inşaası da sağlam olur yeter ki olması gerektiği gibi işin ehli ustalar ve emekçiler çalışsın.
Her iyilik iyilik olmadığı gibi, her kötülük de kötülük olmayabilir. Tıpkı sadakatin de yerine göre bir topluma zarar verebileceği gibi.
Yazan: Aslı Birer
Liyakatin hak getirdiği, sadakatin kayırmacılığının zirvesi. (profesyonel açıdan)
Aslı Birer
Ruhsatsız evlere dere yataklarına kurulan yerleşim alanlarına, denetimsiz inşaatlara, göz yumsaydın
Niye bastın seccadeye?
Çalakaşık dalmak varken sofraya
Niye bastın seccadeye?
Zamlara gaz basmak varken
Niye bastın seccadeye?
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tesbih, post, seccade güzel:
Ama Tanrı kanar mı bunlara?
Ömer Hayyam
Teşekkür ederim şarkı için, seçimlerin çok hoş:)
Edebi dilin de takdire şayan.
Melisa çayı içiyorum:))) (göz kırpan emoji)
Selam :)
Y/Oktum, kendime bile...
Çok hoşbuldum seni Aslıcım...
Hep sürsün bu hallerin dilerim :)
Ayrıca, elim boş gelmedim.
Çok sevdiğim bir şarkıyı bırakıyorum...
Sevgiyle...