'doksanlı yılların sonuydu aylardan eylül ben seni bir sonbaharda kaybettim.'M.A.G. eylül biricik aşkımı trafik kazasında kaybettiğim ay..................... 'Yüreğin artık yüreğimde yaşayacak söz verdi sana bu can, yıllar geçse de bu kalp seni unutmayacak....'
Bir hüzün çöker insana Eylül de... Bir burukluk,bir durgunluk... Gözler anlamsız, nedensiz buğulanır... Bir düşünce alır başını gider. Cevabı bulunamayan sorular, kararı verilemeyen düşünceler.... Zaman durur.Geçmek bilmez. Ya ayrılık vakti gelmiştir yada kavuşma zamanı...İşte buna karar verilemez! ! !
'o hala grinin mavi olacagına inanır saf gibi... daha vakit var, umut var sanır... sakın borun pazarı geçti demeyin hırçınlasır... eylul pazarın toplandıgı aydır..':(
kelimeler kar etmez artık aldırmazcasına yagan yagmur geceye inat gec kalınmıs bir hayat yalnızlık çöker sensizliğe inat eylül..yapraklar fısıldar kulagına,haberi gelir sensizliğn makamına..
benim ayım...heleki 13'ü...bi başka olur hava.... hemide satanist bayramı...hemide benim doğum günü... bazı arkadaşlara duyurulur... bilemiyorum yanii....
eylül ' Bu nisan gününün akşama doğru başlayan yağmuru yarım saat sonra dinmişti; yaş bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lacivert gökyüzü titriyor, toğrağın, ağaçların ıslak soluğu her şeyin içine işliyor! ' Mehmet RAUF
Yine geldi 9 Eylül Eylülüm. Doğum günün. Bilirim ve hiç unutmam ama elimden de bir şey gelmez. Ben istemezmiyim yanında olmayı, pastalar getirip mum ları üfletmeyi, dudaklarını öpüp seni seni hala seviyorum demeyi. Evet doğru seni hala seviyorum ama bunu sana söyleyemiyorum. Haykırıyorum ama duyuramıyorum.
Seni hala seviyorum Eylül'üm Doğum günün kutlu olsun.
Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı.Yazarı Mehmet Rauf. Bu romanda erkek kahramanlardan birinin adı Süreyya iken,kadın kahramanlardan birinin adı Suat idi.Sınıfta kitabın özetini okurken kimin kim olduğunu anlamamız bir hayli zamanımızı almıştı.
ben o kitabın kendisini okudum, evet haklısın belkide bende bitiremedim ama benim bitiremediğim bu kitap bana acı veriyor, ne kadar isterdim biliyormusun o kitabı ömrümün sonuna kadar okumayı ezberlemeyi, kutsal kitap gibi ibadet etmeyi
Dokunma bana eylül
rüzgarınla kopacak yaprak gibiyim
şimdi dostum ismini bile bilmediğim diyarlarda...
dokunma bana eylül
yağdırma bana yalnızlığımı hatırlatan yağmurlarını...
şimdi dostum çok uzaklarda
yolunu bile bilmediğim isimsiz diyarlarda...
o yanımda yokken dokunma bana eylül...
ona dokunma.........
sonbaharın en güzel çocuğu.
hüznün yüzü...
mehmet rauf'un unutulmaz romanı
sokaklarımı hüzne boyayan sarışın
bütün başaklar birleşiiin :) (tabi 23 eylüle kadar olanlar)
Nisan gençliği, eylül de yaşlılık dönemini çağrıştırır.
Bugün itibariyle eylül ayınada girmiş bulunuyoruz artık....
Sevinmeli mi,üzülmeli mi belli değil :)
'doksanlı yılların sonuydu
aylardan eylül
ben seni bir sonbaharda kaybettim.'M.A.G.
eylül biricik aşkımı trafik kazasında kaybettiğim ay.....................
'Yüreğin artık yüreğimde yaşayacak
söz verdi sana bu can, yıllar geçse de
bu kalp seni unutmayacak....'
Bir hüzün çöker insana Eylül de... Bir burukluk,bir durgunluk... Gözler anlamsız, nedensiz buğulanır... Bir düşünce alır başını gider. Cevabı bulunamayan sorular, kararı verilemeyen düşünceler.... Zaman durur.Geçmek bilmez. Ya ayrılık vakti gelmiştir yada kavuşma zamanı...İşte buna karar verilemez! ! !
eylülden çocuk ismi oluyo da niye mayıstan aralıktan olmuyo anlamıyorum
eylül...hazan...hüzün...sararmaya başlamış yapraklar....son perde....ahirete açılan kapı....biraz son...birazda başlangıç....ben
Okulların açılma zamanı...Aptal aşık lise öğrencisine vuslat mevsimi sevdiceğiyle koklaşmak için...
Eylül; çoçukluğumun çalınan hüzünlü mevsimi
Şimdi; beni büyüten kızımın ismi
Bahar gecer, yaz ucar, hazan olur...
Döner hersey biranda viran olur...
Esen rüzgar hüzünle eser gelir...
Ve ruhlarda garip hisler belirir...
'o hala grinin mavi olacagına inanır saf gibi...
daha vakit var, umut var sanır...
sakın borun pazarı geçti demeyin hırçınlasır...
eylul pazarın toplandıgı aydır..':(
kelimeler kar etmez artık
aldırmazcasına yagan yagmur geceye inat
gec kalınmıs bir hayat
yalnızlık çöker sensizliğe inat
eylül..yapraklar fısıldar kulagına,haberi gelir
sensizliğn makamına..
Aşkların ve acıların büyük oldugu yerde,rumuz daima güldür ve zaman muzdarip elifli bir eylüldür...
yagmur zamani....
Doğduğum ay.
Yaprak dökümü başlangıcı
isim de olmaya başladın.Hadi yine iyisin.
benim ayım...heleki 13'ü...bi başka olur hava....
hemide satanist bayramı...hemide benim doğum günü...
bazı arkadaşlara duyurulur...
bilemiyorum yanii....
20.Eylul.1981
Ve insanlık bir yiğit daha kazandı
eylül
' Bu nisan gününün akşama doğru başlayan yağmuru yarım saat sonra dinmişti; yaş bir yeşilliğin üstünde şimdi altınlı incileriyle lacivert gökyüzü titriyor, toğrağın, ağaçların ıslak soluğu her şeyin içine işliyor! '
Mehmet RAUF
Bugün doğum günün birtanem. Kimbilir nerde ve kiminle kutlayacaksın, kimin hazıladığı mumu üfleyecek, kim sana sürpriz yapacak? kimbilir?
kırık kalbim darmadağınık beynimle bir doğum günün daha kutlu olsun Birtanem. Seni hala seviyorum.
Yine geldi 9 Eylül Eylülüm. Doğum günün. Bilirim ve hiç unutmam ama elimden de bir şey gelmez. Ben istemezmiyim yanında olmayı, pastalar getirip mum ları üfletmeyi, dudaklarını öpüp seni seni hala seviyorum demeyi. Evet doğru seni hala seviyorum ama bunu sana söyleyemiyorum. Haykırıyorum ama duyuramıyorum.
Seni hala seviyorum Eylül'üm Doğum günün kutlu olsun.
Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı.Yazarı Mehmet Rauf.
Bu romanda erkek kahramanlardan birinin adı Süreyya iken,kadın kahramanlardan birinin adı Suat idi.Sınıfta kitabın özetini okurken kimin kim olduğunu anlamamız bir hayli zamanımızı almıştı.
6-7 eylül (1955) olayları,
12 eylül (1980) darbesi,
11 eylül (2001) faciası.
ben o kitabın kendisini okudum, evet haklısın belkide bende bitiremedim ama benim bitiremediğim bu kitap bana acı veriyor, ne kadar isterdim biliyormusun o kitabı ömrümün sonuna kadar okumayı ezberlemeyi, kutsal kitap gibi ibadet etmeyi
ne gibi geliyor biliyor musunuz? herkes bu kitabı lisede okudu, sadece zavallı ben HALA bitiremedim...