İnsanlar Vardır Canım, Kardeşim insanlar Elleri Ellerinin Sıcaklığındadır Gözleri Gözlerinin İçindedir Tamam Dersin Buldum Dersin Dostum Dersin Değildir Bilemezsin
'Kelimelerin kiymeti nedir ki, kalp kabindan hikmet olarak damlamadiktan sonra? Sozden ote sevgiyle soyleyebilmeyi bilmek; bilmelerin en zor ogrenilenidir. Ve bazen susmayı bilmek de en buyuk erdemdir...'
ne bilirsin? .. bunu masal mı sandın etkilemez ölüm beni inan hiç kalpten düştü yaşama sevincim inan oyun mu sandın hileni ancak kendine yedirirsin sevdim mi sandın tarzımın yönünü sen ne bilirsin sen neyi bildin ki yönümü bileceksin
Bir kere bilmek kabûldür ve makbûl olan.... Ya ikinci kere bilmek; o da inkârdır belkide isyan... .... Bildiysen bir kere; bu ikinci kere bilmek niye...
bana tanıdığım ve kendisinden emin olduğum kişiler hakkında kötü şeyler söylendiğinde asla kulak asmam. hatta onun hakkında neyi kötü biliyorsunuz diye bile sormam. gerek yok.
namazın hangi ayetlerde, ne şekilde, nasıl farz kılındığını bilmeden namaz kılmak, (oruç vs. için de aynı şey geçerli) türbanın altındaki felsefeyi bilmeden, idrak etmeden başını kapamak, Kur'an'ın anlamını bilmeden okumak(sadece okumak) ......
yeterli mi? niye etrafımdaki herkes böyle yapıyor? bir de inanmayanlara dil uzatıyorlar!
Bir gün...evet bir gün....yarım kalacaktı her şey...yarım kalacaktı adını koyamadığım yaşanmamışlıklar.. Biliyordum..yine yetişemeyecek, yakalayamayacaktım o tatmadığım hissi.. önce korkumdan...kaçışım bucak bucak...sonra zaman daralacak...ve sen gidecektin.bunu hissediyordum ve bekliyordum. Biliyordum gideceğini...ancak erken gittin be dost yürek...hani kış gelirken; 'sizi üşüteceğim' mesajları verir gelmeden yavaş yavaş...önce serin rüzgarlar, ardından yağmurlar..fırtına..ve kar. kışın kış olarak dahi beni üşütmek için bu kadar acelesi yoktu. Sen erken üşüttün beni.....neydi acalen? hangi bahara yetişmen gerekliydi? Biliyordum gideceğini...geleceğin günü bilmeden de biliyordum bunu. aradığım ancak bulmaktan da korkup kaçtığım his bana hem çok yakındı hem çok uzak... yağmurlu bir günde sırılsıklam ıslanırsın...yağmuru çok sevmene rağmen üşür bir kuytu köşeye kaçar güneş istersin.. güneşi görünce de 'ne güzeldi yağmur, neden daha fazla ıslanmadım' der, bu defa da gölgeye kaçarsın ya... yüreğim yağmur yağdırır diye korku şemsiyemi açmıştım. Yağmur...yoğun değilmiş...ya da şemsiye açmayanları ıslatmayı seviyormuş! Birden geldi..geldiği gibi gitti...çiseleyip geçiverdi. zannettim ki uzun sürecek...şemsiyem de olsa öyle sağanak yağacak ki...ister istemez korkularımın sığınağından alıp beni sürükleyecek gittiği yöne...sevda mevsimine. yanıldım...Bir Yaz Yağmuruymuş....diğerleri gibi. belki de yağmur beni değil ben yağmuru üşüttüm. belki o yağmak istedi, ben kaçtım. ama bir şimşek..tekrar ve tekrar...usanmadan devam etseydi....zaman zaman yağsaydı..gitmeseydi... belki beni şemsiyesiz yakalayabilirdi bir gün. hem ıslanır, hem ıslanmanın utancıyla ısınır, hem kaçar,hem bekler,hem tutardım avuçlarımda koca yağmuru.. biliyordum gideceğini..Hissediyordum ıslanmadan bu yağmurun dineceğini...biliyordum o sıcak, şefkatli,sabırlı,sevgi dolu damlaların yüreğimi yıkamadan gideceğini.. Sığdıramadın bu küçüğü koca yüreğine..zamanlı gelmiştin ancak zamansız gittin. kaçışlarımın arttığı yağmur yüreklerdir benim yüreğimi hem yıkayacak hem yoracak olan...bilemedin...acele ettin... oysa sık sık yağmalıydın, şimşek olup gürlemeliydin arada ki...yüreğim üstünde bulut olmalıydın ki....kaçacak yerim kalmasındı...dı.. biliyordum gideceğini....ki gittin!
İnsanlar Vardır
Canım, Kardeşim insanlar
Elleri Ellerinin Sıcaklığındadır
Gözleri Gözlerinin İçindedir
Tamam Dersin
Buldum Dersin
Dostum Dersin
Değildir Bilemezsin
Mehmet Güven
ne kadar bilirsen bil,söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadadır...
'Kelimelerin kiymeti nedir ki, kalp kabindan hikmet olarak damlamadiktan sonra?
Sozden ote sevgiyle soyleyebilmeyi bilmek;
bilmelerin en zor ogrenilenidir.
Ve bazen susmayı bilmek de en buyuk erdemdir...'
Bilmek, her şeyi kendinizin bir parçası yapmak demektir.
Seneca
bilmek O lmaktır
Hissettiğiniz acı anlayışınızı çevreleyen kabuğun kırılmasından başka bir şey değildir...........
insanı çatık kaşlı düşük omuzlu ve hayli yorgun kılıo...
bildiğini sanmak...bu günlerde avuntular üzerine inşa ettim herşeyi..
bildiğin yaşadığına denk ise bilmenin getirdiği huzuru ve mutluluğu duyabilir insan. ikisi birbirine denk düşmeyince karanlıkların hükmü sürüyor hep.
ne bilirsin? ..
bunu masal mı sandın etkilemez ölüm beni inan hiç
kalpten düştü yaşama sevincim inan
oyun mu sandın hileni ancak kendine yedirirsin
sevdim mi sandın tarzımın yönünü sen ne bilirsin
sen neyi bildin ki yönümü bileceksin
Anlamaktan daha öte olan şeydir bilmek*
insanın bilmek istemeyeceği o kadar çok şey var ki..
BEN HİÇ BİR ŞEY BİLMEM.SADECE HADDİMİ BİLİRİM.BİRDE HERŞEYİ BİLENİ BİLİRİM
ey bilinen ve noksan sıfatlardan tenzih ettiğim Rabbim....seni hakkıyla bilemedik....
Insanlarin bilmeleri yetmez, gözleriyle görmeleride gerekir.
Michel Foucault, Hapishanenin Dogusu
en güzeli 'kendini'bilmek...
bildiğin yaşadığına denk ise bilmenin getirdiği huzuru ve mutluğu duyabilir insan. ikisi birbirine denk düşmeyince karanlıkların hükmü sürüyor hep.
sen bilir misin sevdiceğim,
sensizliğin çıkmazlarında çırpınan çaresizliğin resmini
bilginin efendisi olmak için,çalışmanın uşağı olmak şarttır.Balzac..
bilmek yapa'bilmek'tir der Cemil Meriç..
bilmiyorum efendim..
anladım şimdi...
bilmek...
aslında bilmemek...
Bir kere bilmek kabûldür ve makbûl olan....
Ya ikinci kere bilmek; o da inkârdır belkide isyan...
....
Bildiysen bir kere; bu ikinci kere bilmek niye...
senin de hakkın.
bu yüzden gerektiği kadarını söylüyorum zaten.
fazlasına gerek yok, yorma sen kendini.
sandığınızdan daha coğunu biliyorsunuz, tıpkı bilmek istediğinizden daha azını bildiğiniz gibi...
bana tanıdığım ve kendisinden emin olduğum kişiler hakkında kötü şeyler söylendiğinde asla kulak asmam. hatta onun hakkında neyi kötü biliyorsunuz diye bile sormam. gerek yok.
İkiliğin silmeyen,
Hakk´ı canda bulmayan,
Gaybi kendin bilmeyen,
Rabb'ın bilesi değil.
Gaybi Sunullah
namazın hangi ayetlerde, ne şekilde, nasıl farz kılındığını bilmeden namaz kılmak,
(oruç vs. için de aynı şey geçerli)
türbanın altındaki felsefeyi bilmeden, idrak etmeden başını kapamak,
Kur'an'ın anlamını bilmeden okumak(sadece okumak) ......
yeterli mi? niye etrafımdaki herkes böyle yapıyor? bir de inanmayanlara dil uzatıyorlar!
-yok ben sevmem onu..
-niye?
-ateist çünkü.
-:S
Bir gün...evet bir gün....yarım kalacaktı her şey...yarım kalacaktı adını koyamadığım yaşanmamışlıklar..
Biliyordum..yine yetişemeyecek, yakalayamayacaktım o tatmadığım hissi..
önce korkumdan...kaçışım bucak bucak...sonra zaman daralacak...ve sen gidecektin.bunu hissediyordum ve bekliyordum.
Biliyordum gideceğini...ancak erken gittin be dost yürek...hani kış gelirken; 'sizi üşüteceğim' mesajları verir gelmeden yavaş yavaş...önce serin rüzgarlar, ardından yağmurlar..fırtına..ve kar.
kışın kış olarak dahi beni üşütmek için bu kadar acelesi yoktu. Sen erken üşüttün beni.....neydi acalen? hangi bahara yetişmen gerekliydi?
Biliyordum gideceğini...geleceğin günü bilmeden de biliyordum bunu.
aradığım ancak bulmaktan da korkup kaçtığım his bana hem çok yakındı hem çok uzak...
yağmurlu bir günde sırılsıklam ıslanırsın...yağmuru çok sevmene rağmen üşür bir kuytu köşeye kaçar güneş istersin..
güneşi görünce de 'ne güzeldi yağmur, neden daha fazla ıslanmadım' der, bu defa da gölgeye kaçarsın ya...
yüreğim yağmur yağdırır diye korku şemsiyemi açmıştım. Yağmur...yoğun değilmiş...ya da şemsiye açmayanları ıslatmayı seviyormuş!
Birden geldi..geldiği gibi gitti...çiseleyip geçiverdi. zannettim ki uzun sürecek...şemsiyem de olsa öyle sağanak yağacak ki...ister istemez korkularımın sığınağından alıp beni sürükleyecek gittiği yöne...sevda mevsimine.
yanıldım...Bir Yaz Yağmuruymuş....diğerleri gibi. belki de yağmur beni değil ben yağmuru üşüttüm. belki o yağmak istedi, ben kaçtım.
ama bir şimşek..tekrar ve tekrar...usanmadan devam etseydi....zaman zaman yağsaydı..gitmeseydi...
belki beni şemsiyesiz yakalayabilirdi bir gün.
hem ıslanır, hem ıslanmanın utancıyla ısınır, hem kaçar,hem bekler,hem tutardım avuçlarımda koca yağmuru..
biliyordum gideceğini..Hissediyordum ıslanmadan bu yağmurun dineceğini...biliyordum o sıcak, şefkatli,sabırlı,sevgi dolu damlaların yüreğimi yıkamadan gideceğini..
Sığdıramadın bu küçüğü koca yüreğine..zamanlı gelmiştin ancak zamansız gittin.
kaçışlarımın arttığı yağmur yüreklerdir benim yüreğimi hem yıkayacak hem yoracak olan...bilemedin...acele ettin...
oysa sık sık yağmalıydın, şimşek olup gürlemeliydin arada ki...yüreğim üstünde bulut olmalıydın ki....kaçacak yerim kalmasındı...dı..
biliyordum gideceğini....ki gittin!
bildiğimi bildiğime sevinmeli miyim? ..
Bir Ev dolusu kadar biliyorsun..Disi biLmedigin..
Bir Dunya kadar biliyorsun..Disi biLmedigin..
Ne kadar cok biliyorsan o kadar cok bilmiyosundur..
Bilmediğini bilmek; En büyük irfandır...