Huri Çalışkan, 1978 yılında Kocaeli’nde doğdu. Çocukluğunu ve gençliğini İzmit’in sokaklarında, anne kokulu avlularda geçirdi. Hemşirelik eğitimini tamamladıktan sonra 2001 yılında yöneticilik yolculuğuna adım attı. Sağlık sektöründe uzun yıllar boyunca hem yönetici hem lider olarak görev aldı; süreç geliştirme ve kalite belgelendirme alanındaki başarılarıyla kurumlara iz bıraktı.
Ancak asıl iz, satırlarda saklıydı. Çünkü o, hayatı boyunca iyileştirmeyi sadece mesleğiyle değil, kelimeleriyle de yaptı.
Kalemiyle konuşan bu kadın için yazmak bir iç yolculuktu. Ruhunun dehlizlerinde sessizce yürüdü, en çok da yürürken gölgesinin acıdığı yerleri anlattı. Ve bir gün, sessizliğin yorganı gibi kelimelerle sardı acılarını.
Böyle doğdu ilk romanı:
“Avluda Yürüyen Gölgeler” Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
Kelimeler onun ellerinde hem bir sığınak, hem bir pusula olur; siz de o kelimelerin ruhuna dokunmaya cesaret edin.
Romanın kahramanı Sıla, yazarın yalnızca kaleminden değil, ruhundan da süzüldü.
,,Kül olmanın eşiğinden dönen bir kadındı Sıla…”
Hayatın yükünü tek başına omuzlarken, sessizliğin bile sesini duymayı öğrendi. Çığlık atmadan, sitem etmeden, bir annenin sabrı ve bir kadının iç gücüyle yürüdü. Yürümeye gücünün kalmadığını sandığında, aslında ruhunun hep yürüdüğünü fark etti.
Ve kendini değil, bir çocuğu, bir geçmişi, bir kadını, bir hikâyeyi taşıdı.
“Avluda Yürüyen Gölgeler” Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
Huri Çalışkan’ın Kaleminden: Zarafetin ve Derinliğin Buluştuğu Bir Yolculuk
Edebiyatın nabzını, doğanın sessiz müziğiyle birleştiriyorum; bu kitapta ruhun en ince titreşimlerini gözler önüne seriyorum. Her mısrada geçmişin gölgelerini, her dizede umut ışığını taşıyorum ve sizi yalnızca okumaya değil, bizzat yaşamın derinliklerine dalmaya davet ediyorum.
“Avluda Yürüyen Gölgeler”de tanıdığımız Sıla’nın içsel yolculuğu, bu seçkide farklı imgelerle yeniden doğuyor; ağaç kovuklarında saklı anılar, mahzende dinlenen duygular ve limanlarda savrulan umutlar edebi bir şölene dönüşüyor.
Kalemimin yumuşaklığıyla en keskin duyguları bile nazikçe işlerken; şairane zekâmla metni bir şiir kâğıdına dönüştürüyorum. Bu seçkide, hem duygularınıza hem de düşüncelerinize dokunan parmak izleri arayın…
— Huri Çalışkan Yazar | Şair Avluda Yürüyen Gölgeler’in yazarı
“Bazı kelimeler vardır, sahibine gider... Bu kitap, yüreğinizin bir köşesinde kendine yer bulsun, her satırında bir hatıra, her cümlede bir nefes saklı kalsın.”
Biliyordum, dünyayı sadece ziyaret eden ruhtan ibaretti. Âmâ “Ruhunu bedenine öyle güzel giymişti ki, adeta tutuldum,” diyordu Sıla, Erdem’i satırlara işlerken.
İçimde sürekli mesaisi olan inşaat işçileri barındıran biriyim.
Oysa bilirim ki mimarlarım, mühendislerim şahane yapılar kurabilecek kapasitededirler.
Emek verilmiş betonlar kurumasın diye gözyaşlarıyla sulanmıştır; binanın, korunağı olan, çatıya tam sıra geldiğinde, göğüs kafeslerinin içinde kalbi olmayanlar tarafından yeniden yıkılmıştır.
Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var! Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana görmezden geliyordum. Ve... Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...
Belki de fırtına yıkmak için değil, sizi başka bir yere taşımak içindir. Düşünceleriniz, kaderinizin rotasını çizer. Ne düşünürseniz, cevabınız da o olur; yaşayacağınız da.
Sıla’nın hikayesi, hayatın getirdiği fırtınalara karşı dimdik duran bir kadının yaşam mücadelesi. Fırtınanın sizi taşıdığı yere şahit olmak isterseniz, bu yolculuğa siz de katılın.
Hayat fırtınalarla dolu, evet... Ama unutmayın, o fırtınada size şemsiye tutan insanlar da var.
Sıla için bu yazılanlar bir sosyal mesaj değil; yaşadığı sahnelerin perde arkasından değil, bizzat içinden yükselen bir ses. Çaresizliğin nasıl yakıcı bir şey olduğunu bilen Sıla, size yalnızca umudu değil, mücadeleyi ve sabrın gücünü anlatıyor.
Bu kitap, asla pes etmeyen bir kalbin ve inançla hayata tutunan bir ruhun hikayesidir. Çünkü düşüncelerimizi olumlu tuttuğumuzda, en sert fırtınada bile güneş doğar.
,, Aşk, her adımda ruhu saran, melodilerde derinlik bulan bir dans,
kalplerin sessizce konuştuğu, hislerin en derinlerde yankı bulduğu o
anlarda, zaman sadece bir anıya dönüşürken kendini bu büyülü anlara teslim eder . "
_________Ben sana rast gelmeden önce ayaklarımı kauçuklarla sarardım, zarar almamaları için. ___Senin yollarına rast gelince taşlar pamuk yumuşaklığına dönüştüler
Nasıl başlasam acaba, bu kutsal yazının ilk sözlerine? “ Gözleri desem mesela, hangi denizci cesaret edebilir o engin okyanusta kaybolmaya? Hele çatınca o kaşlarını, deli dalgalar dövmeye başlar ya insanın o kıyılarını işte o zaman çivi gibi çakılıp kalırsın olduğun yere.
Hani yağmur sonrası soğuktan titreyen serçe misali, yerlerde sürünürcesine...’’
"Gündüzleri yüzündeki duru güzelliğini düşünüyorum, seninle konuşmak, sesini duymak için zamanın halatı olsa var gücümle çekmeye çalışır , sana kavuşur, sana koşarım . Seni seviyorum Sıla..."
Yazar Hakkında:
Huri Çalışkan, 1978 yılında Kocaeli’nde doğdu. Çocukluğunu ve gençliğini İzmit’in sokaklarında, anne kokulu avlularda geçirdi. Hemşirelik eğitimini tamamladıktan sonra 2001 yılında yöneticilik yolculuğuna adım attı. Sağlık sektöründe uzun yıllar boyunca hem yönetici hem lider olarak görev aldı; süreç geliştirme ve kalite belgelendirme alanındaki başarılarıyla kurumlara iz bıraktı.
Ancak asıl iz, satırlarda saklıydı.
Çünkü o, hayatı boyunca iyileştirmeyi sadece mesleğiyle değil, kelimeleriyle de yaptı.
Kalemiyle konuşan bu kadın için yazmak bir iç yolculuktu. Ruhunun dehlizlerinde sessizce yürüdü, en çok da yürürken gölgesinin acıdığı yerleri anlattı. Ve bir gün, sessizliğin yorganı gibi kelimelerle sardı acılarını.
Böyle doğdu ilk romanı:
“Avluda Yürüyen Gölgeler”
Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
Kelimeler onun ellerinde hem bir sığınak, hem bir pusula olur; siz de o kelimelerin ruhuna dokunmaya cesaret edin.
sevgilerimle
Sıla: Bir Kadının Sessizlikten Doğuş Hikâyesi
Romanın kahramanı Sıla, yazarın yalnızca kaleminden değil, ruhundan da süzüldü.
,,Kül olmanın eşiğinden dönen bir kadındı Sıla…”
Hayatın yükünü tek başına omuzlarken, sessizliğin bile sesini duymayı öğrendi.
Çığlık atmadan, sitem etmeden, bir annenin sabrı ve bir kadının iç gücüyle yürüdü.
Yürümeye gücünün kalmadığını sandığında, aslında ruhunun hep yürüdüğünü fark etti.
Ve kendini değil, bir çocuğu, bir geçmişi, bir kadını, bir hikâyeyi taşıdı.
“Avluda Yürüyen Gölgeler”
Küllerinden değil, kalbinden doğan kadınların romanı.
İnsan bazen bir cümlede saklar bütün çocukluğunu...
Bir ses, bir koku, bir bakış yeter de artar o eski evin kapısını aralamaya.
— Kelimelerin Uykusu Kaçtığında
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı
Huri Çalışkan’ın Kaleminden: Zarafetin ve Derinliğin Buluştuğu Bir Yolculuk
Edebiyatın nabzını, doğanın sessiz müziğiyle birleştiriyorum; bu kitapta ruhun en ince titreşimlerini gözler önüne seriyorum. Her mısrada geçmişin gölgelerini, her dizede umut ışığını taşıyorum ve sizi yalnızca okumaya değil, bizzat yaşamın derinliklerine dalmaya davet ediyorum.
“Avluda Yürüyen Gölgeler”de tanıdığımız Sıla’nın içsel yolculuğu, bu seçkide farklı imgelerle yeniden doğuyor; ağaç kovuklarında saklı anılar, mahzende dinlenen duygular ve limanlarda savrulan umutlar edebi bir şölene dönüşüyor.
Kalemimin yumuşaklığıyla en keskin duyguları bile nazikçe işlerken; şairane zekâmla metni bir şiir kâğıdına dönüştürüyorum. Bu seçkide, hem duygularınıza hem de düşüncelerinize dokunan parmak izleri arayın…
—
Huri Çalışkan
Yazar | Şair
Avluda Yürüyen Gölgeler’in yazarı
“Bazı kelimeler vardır, sahibine gider...
Bu kitap, yüreğinizin bir köşesinde kendine yer bulsun,
her satırında bir hatıra, her cümlede bir nefes saklı kalsın.”
Sevgi ve ilhamla,
Huri Çalışkan
Biliyordum, dünyayı sadece ziyaret eden ruhtan ibaretti.
Âmâ “Ruhunu bedenine öyle güzel giymişti ki, adeta tutuldum,”
diyordu Sıla, Erdem’i satırlara işlerken.
Avluda Yürüyen Gölgeler
Romanı, Huri Çalışkan’ın kaleminden.
Kalbimden, sana
İçimde sürekli mesaisi olan inşaat işçileri barındıran biriyim.
Oysa bilirim ki mimarlarım, mühendislerim şahane yapılar kurabilecek kapasitededirler.
Emek verilmiş betonlar kurumasın diye gözyaşlarıyla sulanmıştır; binanın, korunağı olan, çatıya tam sıra geldiğinde, göğüs kafeslerinin içinde kalbi olmayanlar tarafından yeniden yıkılmıştır.
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman ''
seyircisiydim Gök kubbenin, damıtılmış cemre düşmeden boşluğuma.
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı
Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var!
Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana görmezden geliyordum.
Ve...
Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan
böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı
Fırtına size ne ifade ediyor?
Belki de fırtına yıkmak için değil, sizi başka bir yere taşımak içindir. Düşünceleriniz, kaderinizin rotasını çizer. Ne düşünürseniz, cevabınız da o olur; yaşayacağınız da.
Sıla’nın hikayesi, hayatın getirdiği fırtınalara karşı dimdik duran bir kadının yaşam mücadelesi. Fırtınanın sizi taşıdığı yere şahit olmak isterseniz, bu yolculuğa siz de katılın.
— Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı
Sıla'nın Mesajı
Hayat fırtınalarla dolu, evet... Ama unutmayın, o fırtınada size şemsiye tutan insanlar da var.
Sıla için bu yazılanlar bir sosyal mesaj değil; yaşadığı sahnelerin perde arkasından değil, bizzat içinden yükselen bir ses. Çaresizliğin nasıl yakıcı bir şey olduğunu bilen Sıla, size yalnızca umudu değil, mücadeleyi ve sabrın gücünü anlatıyor.
Bu kitap, asla pes etmeyen bir kalbin ve inançla hayata tutunan bir ruhun hikayesidir. Çünkü düşüncelerimizi olumlu tuttuğumuzda, en sert fırtınada bile güneş doğar.
— Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı
seyircisiydim gökkûbbenin, damıtılmış cemre düşmeden boşluğuma...
Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Roman
İnsan kendini de çekip almasını bilmeli , kalınmayacak her yerden .
Kalbini filizlendiremeyecek binalardan, bedenini hasta eden ruhlardan.
?si=Tli9ti6ytnXlU6rp
çoğu insan Çocukluğuna ait izleri, siyah boyalarla silmek ister,
bazıları iyileşmek adına psikolog, psikolog dolaşmak zorundadır,
kilitli sandıklara sessizliklerini kilitler bazılarıda, naftalin koyma gereği de duymazlar, çürümesini dilediklerinden.
_°~____?__
Sılayı bu hayatın içinde ayrı tutan neydi.?
___<____<___<_________
zamanın içinde ki ihtiyacıma göre gelen kitaplarda edindiğim, tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki;
,, okuyucu kitabı bulmaz, kitap okuyucuyu doğru zamanda bulur düşüncesinde oldum her daim."
Avluda Yürüyen Gölgeler Romanına denk geldiğiniz de, Sıla'ya selam söyleyin olur mu?
sizi duyacağım.!
sevgiler Huri Çalışkan
,, bakışlarda saklı olanı herkes göremez, derinlikler ise sadece hislerle anlaşılır."
evet Sıla.!
şimdi birde buradan bak geldiğin o yerlere`
Avluda Yürüyen Gölgeler
Roman
Huri Çalışkan'ın Kalemiyle `
?si=5ANf1w2793Cnbx6V
,, Aşk, her adımda ruhu saran, melodilerde derinlik bulan bir dans,
kalplerin sessizce konuştuğu, hislerin en derinlerde yankı bulduğu o
anlarda, zaman sadece bir anıya dönüşürken kendini bu büyülü anlara teslim eder . "
_________Ben sana rast gelmeden önce ayaklarımı kauçuklarla sarardım, zarar almamaları için.
___Senin yollarına rast gelince taşlar pamuk
yumuşaklığına dönüştüler
Roman
~ AvludaYürüyen Gölgeler ~
?si=pGUksKcurqxusUxF
,, biliyorduk, bir araya geldiğimizde soylu ruhlarımızın kavuşmasında ki çarpışmanın şiddetini.’’
Roman,
öyle bir gel demelisin ki;
yollar kulağıma fısıldamasın.
,, gitme!"
Roman
yüreğim, yudum yudum dolan bir su yığını, gölgesinde ise sadece senin başın var.
bazı insanlara;
şiirler, hikâyeler yazılır, şarkı bestelenir, ömür verilir.
bazıları ile ise;
dünyanın içine birlikte yürür, yaşar, birlikte bakarsın gördüklerine...
,, şimdi Sıla dön bak geldiğin yerlere "
Roman.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman
Yazar: Huri Çalışkan
"Şairlerin de söylediği gibi, o benim ruhumun yarısı."
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman'ının 2. serisi olan....... ..............., ' Roman'ından, ilk paylaşım olarak kalsın.
Nasıl başlasam acaba,
bu kutsal yazının ilk sözlerine?
“ Gözleri desem mesela, hangi denizci cesaret edebilir o engin okyanusta kaybolmaya? Hele çatınca o kaşlarını, deli dalgalar dövmeye başlar ya insanın o kıyılarını işte o zaman çivi gibi çakılıp kalırsın olduğun yere.
Hani yağmur sonrası soğuktan titreyen serçe misali, yerlerde sürünürcesine...’’
,, Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman'ından "
,, biz seninle, biz, biz seninle ''
Rutubetli bir gecede çiy damlalarının zavallı olduğu kadar zavallıydım.
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman'ından
“Gözleri desem mesela, hangi denizci cesaret edebilir o engin okyanusta kaybolmaya?
Hele çatınca o kaşlarını, deli dalgalar dövmeye başlar ya insanın o kıyılarını işte o zaman çivi gibi çakılıp kalırsın olduğun yere.
Hani yağmur sonrası soğuktan titreyen serçe misali, yerlerde sürünürcesine...”
Avluda Yürüyen Gölgeler
"Gündüzleri yüzündeki duru güzelliğini düşünüyorum, seninle konuşmak, sesini duymak için zamanın halatı olsa var gücümle çekmeye çalışır , sana kavuşur, sana koşarım . Seni seviyorum Sıla..."
Avluda Yürüyen Gölgeler
Ruhları siyahlaşmış insanlara maviler renk vermezler.
Avluda Yürüyen Gölgeler
"Belki de özgürlük denilen yaşam, bir serçenin sakar bir ağa takılmasına kadardı."
Avluda Yürüyen Gölgeler
öyle bir gel demelisin ki;
yollar kulağıma fısıldamasın.
,, gitme!"
Avluda Yürüyen Gölgeler, Roman'ından
İşte umut...
İşte yaşamak...
İşte rağmene rağmen...
İyileşmeyi bilen toprak ana geçiyor içimden çağlaya çağlaya,
özlemi Mahsuni gamında.
Sevdayı anlatıyor güneşin koynunda bir şölen.
Umut edenlere umut, aşk dileyenlere Eros yeniden doğuyor gri
bulutlar arasından.
Türkülerin söylediği, şarkıların düzleştirdiği, notaların bağırdığı dünya diyarında.
Zihnimizde depoladığımız melodilerin ezilmediği bir alanda...
,, Avluda Yürüyen Gölgeler Roman'ından "