aşk gerçek..ne kadar çok şey beklıyoruz herşeyden..aşk harıka bır duygu..ınsana yaşadığı hıssettıren bır duygu..herşeyde var aşk ve umarım herkes yaşar..
Aşk insan olmanın geregi,aramak,yanmak,yanarkende olmak.aşık olan aşkından herşeyi terk eder.mecnun leyla layla derken aradıgı neydi acaba.Mecnunluk da bazen az gelebilir daha ilerisi de vardır.Ancak sözün özü ne olursan ol gel ümitsizlik yok hayatta, büyük zorluklar büyük belalar evliyaya gelir. enbüyük aşk sabır etmek sevmek dir.Bu gün herkez birbirini sevsin kusur arayanlarımız aynaya baksın.Selam ve dua ile
aşk.... bence onu ilk gördüğünden beri onu aklından çıkaramamak.hergün onu düşünmek ve düşündüğünde kalbinde garip bir sıkışma olması.her gece yattığında onu düşünüp gözünden gözyaşları gelmesi ve sanki gözyaşların dindiğinde o yanında olacakmış gibi olması ama sabah uyandığında onun olmadığını görünce gerçekten ama gerçekten üzülmek keşke sende olsaydın dediğin zaman aşkı tanımlıyosun bence...
AŞK; bir çiçeğe,anneye,dağlara ve elbete sevgiliye duyulan en güzel dugulardır..fedakarlık,özlem ve sabır isteyen,içten gelen tarifi zor bir o kadar da güzel ve haz dolu bir duygudur..(sahte,geçici ve çıkarlı sevgiler hariç :))
Aşık Olmak Bilirmisin Yanlızlığı? Bilirmisin Göz yaşlarımı? Dokunabilirmisin Duygularıma? Hissedebilirmisin Göz Yaşlarımı? Hayal Edebilirmisin Sana Olan Aşkımı?
Seviyorum Seni...
Kalbimde Bir Başka Boşluk Kalmayacakkadar Kadehimde Bir Yudum Aşk Bırakmayacakkadar Hayat Sahnemde Seni Başrol, Beni ise Hizmetci yapacakkadar Senin kapında Sana Tapan Bi Cocuk gibi seni Ağlatacakkadar...! ! ! !
Aşığım Sana
Yağmur Damlaları altında Sırıl sıklam.. Kar taneleri içinde Yapayalnız. Çölün ortasında Suzuz Ama sensizz.. Aşığım sana Benden Uzaklaştıgınkadar..! !
Hüzün Dolu Bu Gönül Başka birşey düşünemez Oldu Sana Aşık Oldugum Zaman.. Her tarafımda.. Sen.. Sen.. Sen....
Gözlerimi Kapatıp hayallere Dalmak istediğimde O güzel yüzün.. O bakışların cıkıyor karşıma Bir an dalıyorum o dunyalara Seninle dolaşıp Sarmaş Dolaş olan Umutları görüyorum..
Üşüyorum..
Gelip Saracakmısın beni? Seni Seviyorum Diyerek Unutturacakmısın tenimi? Yoksa ben Avutuyormuyum kendimi?
Gell Lütfen Bana Gell...
Güveninin içine saf kalbimi koyayım Gönlündeki Tahta Bırak ben oturayım.. Senin Kollarında Bırakta ben uyuyayım Bırak Düşlerinde bende olayım...
Gözyaşlarım damlıyor Yerlere Harab Oluyor Sevgim Hayallere Hayatt Seni Anlatıyor dertlere Bir haykırış Yükseliyor Göklere...
Seni Seviyorum Benimle Ol Aşkım Diyor İnatlaşmış Herşeye..
Bir kere olsun bakk bana aşkım Yüzümdeki Hasreti Sil sevginle Gözlerimdeki Umudu Al eline Bak senin için Oda Ağlıyor...! ! ! !
Bir Umut Oldun Bu kalbime Yaşama sebebim sensin Sor Şahitlere...
Aşk mı? ? Hiçbirşeyle herşeyin eşitlendiği bişey olsa gerek. İster sevgi ister acı ama bir son kesin vardır. Her son bir başlangıç diye düşünürsek. Aşk biter yerini ya sevgiye yada acıya bırakır kendini.
Aşk deyince ilk aklıma gelen gözler. Gözlerine baktığınızda o soyut kavram bi anda içinizi yakmaya başlar. Mutluluk mudur bilmem ama içiniz kıpır kıpır olur.
Çok zor bulacağınız. Bulduğunuzda kaybetmek istemeyeceğiniz. Ama eninde sonunda kaybedeceğiniz bir duygu bu. (istisnalar hariç) .
Karşınızdaki de size aşıksa ne mutlu size. Mutluyken asla sözler vermeyin birbirinize. Zamanın ne göstereceği hiç belli olmuyor bu hayatta. VE sonu acı olduğunda dünyanız kararıyor. Bunu atlatan da var atlatamayanda. Atlatan yeni bir aşka yelken atarken. Atlatamayan, zamana onsuz, sevgisiz, ilgisiz, mutsuz bir hayata, üstünden kaldıramayacağı koskocaaman bulutlarla gömülüyor.
İnce bir çizgidir AŞK... Sevdim dediğinde tamam bu dediğinde illah yaraladıkların kalır ardında..... Bir yan mutluysa bir tarafta mutsuz ettiklerin kalır. O ince çizgide yürümek cambazların işidir... Çoğu insan beceremez yapamaz bu ip cambazlığını. Sevdim deyip anında değişenler mi? istersin Yada severken ardına bakmadan gidenler mi? Sevgini kazanana kadar emek verip gönlünü çalınca eyvallah diyenler mi yoktur Yada seni yedekte tutup o olmazsa sen varsın diye seni oyalayanlarmı... Hiç aklına gelmez seni oyaladığında senden çaldıkları çünkü egosunu tatmin eder o mutludur... yaa senin mutlu olman... sevmen sevilmen önem taşırmı acaba?
Bu mektup tamamen yanmış bir evde itfayeciler tarafından en ufak ufak bir zarar görmemiş şekilde bulunmuştur.....
Gözüm duvarda duran saate ilişti yavaşça akıp giden zamana esir bir ben varım sanki koca evrende.Eski kurmalı saatlerden di duvardaki.Ufakken babam divanın tepesine çıkar itinayla raf ta saklı duran kurma kolunu çıkarır saati kurmaya başlardı roma savaş gemisinde forsalık yapanlar kadar kolu çevirdiği söylenmesede gene bayağı uğraşırdı o saati kurmak için.
Bayağı da gürültü yapardı hani.Çocukluğumun en güzel anılarının bir köşesine mutlaka o saatin sesi de işlenmişti.Ali ile kavga edip eve gelip anneanemin eski kuranını dolaptan çıkarıp -seninle bir daha konuşmayacağım kurana el basıyom ben...dediğim daha sonrada Ali ile kan kardeş olduğum zamanda o saatin sesi vardı evde İlk kez aşık olmuştum.Uyuyamıyordum geceleri yatağımda o saatin sesi vardı kulağımda.Gidip gelen tik tak lar arasında hayatın sesini dinliyordum belkide
En son ne zaman oturup hiç bir iş yapmadan boş boş saate baktık hatırlayan varmı Veya ne zaman akreple yelkovan farkını sadece zamanı anlamak için değil hayata bakmak için baktık. Gene o saatte takılı kaldı gözüm.Mahpus sanki gözlerim akan zamana bakmaya.Ne kadar sevdiğimi onu kaybedince anlamak çok kötü yapıyor insanı.Son kez elini tuttuğum anın hazzını her an duyabilmek kadar ızdırap veren bir durum yok bana şu faniyatta.Elini bir daha tutamayacağını bilmek. Oysa ne güzel düşlerimiz vardı
Nikah memuru bana sen mehmet oğlu hakan şahin kazım kızı ayşe sılaseverle evlenmeyi kabul ediyormusun diyecek ben biraz düşünecek sonra espriyi patlacaktım -Hayır diyebilmeyi çok isterdim ama felaket aşığım memur bey
Hayalimizdeki gibi güzel bir evimiz olacaktı dışı kırmızı ya boyalı mavi pancurlu camları olan bir ev. Bahçesine güller dikecektik bide kenarı bi kümes yapıp tavuk besliyecektik hani şu iri olanlardan her gün iki yumurta veren cinsten.Bir salıncağımız olacaktı liseli aşıklar gibi orada sallanacaktık beraberce gözlerimizin içine baka baka Beş çaylarımız meşhur olacaktı bütün arkadaşlar toplanacak sokak başındaki eski atölyede çalışan sami ustaya yaptıracağımız çardağın altında oturacaktık beraberce çaylar bahane sohbet şahane diyecek ama gene çatlayana kadar çay içecektik hani.Hani kızımız olursa aslıhan oğlumuz olursada batuhan koyacaktık.Batuhan ben kendi zevkime göre giydirecek Aslı hanıda sen giydirecektin.Sonra bir gramofon alacaktık eve birde 35 lik plak akşamları onu dinliyecektik yaşlanınca ağır ağır çalsın bırak diyerek kızacaktık çocuklara Hani elele beraber ölecektik yan yana gömülecektik
Dün gibi aklımda herşey İçim içime sığmıyordu adeta.Arnavut kaldırımlı dar sokaktan kedileri kovalayarak geçtim gene.Fuat abinin çiçekçi dükkanından en sevdiğin çiçeklerden yaptırmıştım güzel ce hediye paketi olsun deyip beşiktaş muhabbetine dalmıştım yine
Adımlarımı daha da sıklaştırdım heyecandan kalbim duracaktı adeta her buluşmamda yaşadığım heyecan hissiyatını tekrar yaşıyordum.Güzelimi düşünmekten yolu göremiyordum adeta boş boş bakan bir kör gibi buluşma yerimize gidiyorum
Her zaman olduğu gibi gene kağıt helva alır yine boğaza bakan bankımıza oturur konuşmadan saatlerce dururduk öylece.Kelimelerin kifayete gelmediği yer de susardık sadece aşkın cümle kalıbına girmediği yerde.Sonra durup dururken sana yazdığım şiiri okurdum gözlerimin içine bakar her şeyi anlatırdın bana konuşmadan.
Elini tutmaya bile kıyamazdım senin saçlarını okşamaya aslında sana bakmaya bile kıyamazdım eskir o yeşil bakışların diye
Sonra belki yine o ağacın dibine giderdik.Aşkımızın 3.gününde ölene kadar yazdığım seninde gözlerimin içine bakıp o kadarcıkmı deyip gözlerin mezarım olsun yazdığın ağacın altın****ece olurdu belki orada senle otururken.Farkına varmazdık biz zamanın nasıl geçtiğinin güneş aya ve yıldızlara bırakmış olur du yerini.Ilık ılık eserdi meltem yavaşça yüzümüze vururdu.Saçların savrulurdu havada serbest çe Derin bir iç çekerdim ben en sonunda ayrılık vakti gelince
Seni ne zaman görürüm acaba deyip rüyalarımda başlardım yüzüne bakmaya doyamamalara Saat tam 12 de aya bakardık ikimizde hatırlarmısın.Aynı anda birbirimizi görüdük ayın üstünde.Şarkımızı orada söylerdik beraberce sanki duyar gibi olurdum sesini
Yavaşça geliyordum buluşma yerimize.Uzakta göründü işte parkımız Karşı kaldırıma geçerken bir kaza farkettim iki dolmuş çarpışmıştı birbiri ile etraf bayağı kalabalıktı parka oturdum ve ayşeyi beklemeye başladım bir taraftanda kaza yerine bakıyordum.Yanımdan geçen iki çocuğun konuşmasına şahit oldum
-nasıl sıkışmış oraya öyle ya ne oldu ki...dedim -abi şuradaki kazada bir kız arabada sıkışmış çıkartamıyorlar çok kan kaybetmiş ölecek diyorlar dedi gidip bakacaktım ama ayşe gelir beni bulamaz diye gidemiyordum bir türlü aradan 2 saat geçti cep telefonu çalıyor ama cevap vermiyordu
merak daha ağır bastı ve kazaya bakmak için doğruldum yerimden bayağı kalabalıktı arabaların etrafı güç bela kalabalığı aşıp şıkışan kızın yanına doğru ilerledim yüzü bana dönük değildi yanında bir doktor vardı kalktı ve söylenerek geçti yanımdan -gitti çok kan kaybı var gitti
kurtarma ekipleri kızı kurtarmaya uğraşıyorlardı ama nafile çok fena şıkışmıştı acıdım onun bu haline tam arkamı dönüp gidecektim hayatımda duyduğum yüreğimi yaralamaya yetecek bir söz işittim sıkışıp kalan kızın ağzımdan -mehmet mehmet
kalbimden vuruldum hemen kıza doğru yönelip yüzünü bana çevirdim ekipler beni uzaklaştırmaya çalışıyordu dizleriminn üstüne çöktüm kaldım
AYŞEYDİ O KIZ AYŞE Ellerini tuttum ilk gün ki gibi sıcaktı hala başından akan kanlar kaşlarını kırmızıya boyamıştı hıçkıra hıçkıra ağlıyordum -o yazıyı hatırlıyormusun dedi ayşe -evet aşkım ama konuşma yorma kendini dedim -ben ölüyorum sen ölene kadar yazmıştın sevmeye devam edecekmisin beni..dedi ağlamaya taakatim kalmamıştı kırrmızıya bulanmış yüzünü öpüp sonsuza kadar dedim güldü derin bir iç çekti - seni bekliyordum gözlerime dikkatlice bak şimdi.... dedi baktım baktım derin derin baktım -artık ölebilirim gözlerin mezar dedi son kez ellerimi sıkıca sıktı ve boşaldı elleri bir anda..... ölmüştü çiçekler elimde yetim öylecene kala kalmıştı yüzünü örttüm çiçeklerle son kez baktım gözlerine hala gülüyor gibiydi elimle kapadım yavaşça kulağına eğildim bekle beni bekle diyerek kalktım ayağa hızlıca koşmaya başladım trafiğin yoğun olduğu yere tam kendimi bir kamyonun altına atacakken onun sesi geldi kulağıma -henüz değil bekle henüz değil aşkım aradan 1 yıl geçti saate bakıyorum hala saat yamuldu yavaşça yere düştü alevler yalamaya başladı topuklarımı artık.Alt kattaki komşunun evinde çıkmış meğerse yangın o gün duyduğum sesi tekrar duydum daha kuvvetli söylüyordu sanki haykırıyordu adeta... -işte şimdi aşkım işte şimdi artık vaktiydi hayatta aşkıyla yanmıştım şimdi yanarak ona kavuşacaktım -bekle beni kar tanem geliyorum..
En gerçeği şiirlerde var...
yagmurda şemsiyesiz kalıp ıslanmak...
aşk çorapsız kalmaktır..
aşk oldukça zor bir zanaat aslında,ama elinizde olmuyor bana heyecanı tutkuyu elbetteki onu çağrıştırıyor bide...
AŞK, sen nelere kadirsin ki; senin için yapılan yorum sayısı 5000 (BEŞBİN) i geçmiş.
Sanırım en fazla yorum yapılan terim AŞK olmuş.
Aşk..yanmadan yıkılmadan arı duru bakışlar...
aldığın nefese şükretmektir...
aşk cesaret, kendinden önce onu düşünme, hayatı onun gözünde görebilme, hiç düşünmeden hayatını ona adamaktır...
AŞKI KONUŞMAK İÇİN DUDAKLARIMI KUTSANMIŞ ATEŞLE TEMİZLEDİM, AMA HİÇBİR SÖZCÜK BULAMADIM...
akıl kırık kanadı hiçin
derdi gücü nasıl ve niçin
bağlı perçin üstüne perçin
benim gönlüm AŞK diyene
aşk gerçek..ne kadar çok şey beklıyoruz herşeyden..aşk harıka bır duygu..ınsana yaşadığı hıssettıren bır duygu..herşeyde var aşk ve umarım herkes yaşar..
AŞK + SEKS + ROMANTİZM = ORGAZM :)
Platonik AŞK...
Platonik SEKS...
Platonik ROMANTİZM...
VE PLATONİK ORRRGAZZZMMM HIMMM :)
Aşk insan olmanın geregi,aramak,yanmak,yanarkende olmak.aşık olan aşkından herşeyi terk eder.mecnun leyla layla derken aradıgı neydi acaba.Mecnunluk da bazen az gelebilir daha ilerisi de vardır.Ancak sözün özü ne olursan ol gel ümitsizlik yok hayatta, büyük zorluklar büyük belalar evliyaya gelir. enbüyük aşk sabır etmek sevmek dir.Bu gün herkez birbirini sevsin kusur arayanlarımız aynaya baksın.Selam ve dua ile
aşk.... bence onu ilk gördüğünden beri onu aklından çıkaramamak.hergün onu düşünmek ve düşündüğünde kalbinde garip bir sıkışma olması.her gece yattığında onu düşünüp gözünden gözyaşları gelmesi ve sanki gözyaşların dindiğinde o yanında olacakmış gibi olması ama sabah uyandığında onun olmadığını görünce gerçekten ama gerçekten üzülmek keşke sende olsaydın dediğin zaman aşkı tanımlıyosun bence...
saçma...
zamanında güzel...sabah kahve gece süt gibi..
Aşk, tıpkı yağmur gibi, insan gibi 'inzal olunmuş', yani yüce bir makamdan 'indirilmiş'tir.
AŞK Pınarının kaynağı Allah tan çağlar.
AŞK; bir çiçeğe,anneye,dağlara ve elbete sevgiliye duyulan en güzel dugulardır..fedakarlık,özlem ve sabır isteyen,içten gelen tarifi zor bir o kadar da güzel ve haz dolu bir duygudur..(sahte,geçici ve çıkarlı sevgiler hariç :))
aşk bir sabuğun köpüğüdür çok açbuk olur ve sönmemi için çok uğraş gerektirir
Aşık Olmak
Bilirmisin Yanlızlığı?
Bilirmisin Göz yaşlarımı?
Dokunabilirmisin Duygularıma?
Hissedebilirmisin Göz Yaşlarımı?
Hayal Edebilirmisin Sana Olan Aşkımı?
Seviyorum Seni...
Kalbimde Bir Başka Boşluk Kalmayacakkadar
Kadehimde Bir Yudum Aşk Bırakmayacakkadar
Hayat Sahnemde Seni Başrol, Beni ise Hizmetci yapacakkadar
Senin kapında Sana Tapan Bi Cocuk gibi seni Ağlatacakkadar...! ! ! !
Aşığım Sana
Yağmur Damlaları altında Sırıl sıklam..
Kar taneleri içinde Yapayalnız.
Çölün ortasında Suzuz Ama sensizz..
Aşığım sana Benden Uzaklaştıgınkadar..! !
Hüzün Dolu Bu Gönül
Başka birşey düşünemez Oldu
Sana Aşık Oldugum Zaman..
Her tarafımda.. Sen.. Sen.. Sen....
Gözlerimi Kapatıp hayallere Dalmak istediğimde
O güzel yüzün.. O bakışların cıkıyor karşıma
Bir an dalıyorum o dunyalara
Seninle dolaşıp Sarmaş Dolaş olan Umutları görüyorum..
Üşüyorum..
Gelip Saracakmısın beni?
Seni Seviyorum Diyerek Unutturacakmısın tenimi?
Yoksa ben Avutuyormuyum kendimi?
Gell Lütfen Bana Gell...
Güveninin içine saf kalbimi koyayım
Gönlündeki Tahta Bırak ben oturayım..
Senin Kollarında Bırakta ben uyuyayım
Bırak Düşlerinde bende olayım...
Gözyaşlarım damlıyor Yerlere
Harab Oluyor Sevgim Hayallere
Hayatt Seni Anlatıyor dertlere
Bir haykırış Yükseliyor Göklere...
Seni Seviyorum Benimle Ol Aşkım Diyor İnatlaşmış Herşeye..
Bir kere olsun bakk bana aşkım
Yüzümdeki Hasreti Sil sevginle
Gözlerimdeki Umudu Al eline
Bak senin için Oda Ağlıyor...! ! ! !
Bir Umut Oldun Bu kalbime
Yaşama sebebim sensin
Sor Şahitlere...
Seni seviyorum Hemde Cok...! !
Gelde İnat Olsun Aleme...! !
Aşk mı? ? Hiçbirşeyle herşeyin eşitlendiği bişey olsa gerek. İster sevgi ister acı ama bir son kesin vardır. Her son bir başlangıç diye düşünürsek. Aşk biter yerini ya sevgiye yada acıya bırakır kendini.
Aşk deyince ilk aklıma gelen gözler. Gözlerine baktığınızda o soyut kavram bi anda içinizi yakmaya başlar. Mutluluk mudur bilmem ama içiniz kıpır kıpır olur.
Çok zor bulacağınız. Bulduğunuzda kaybetmek istemeyeceğiniz. Ama eninde sonunda kaybedeceğiniz bir duygu bu. (istisnalar hariç) .
Karşınızdaki de size aşıksa ne mutlu size. Mutluyken asla sözler vermeyin birbirinize. Zamanın ne göstereceği hiç belli olmuyor bu hayatta. VE sonu acı olduğunda dünyanız kararıyor. Bunu atlatan da var atlatamayanda. Atlatan yeni bir aşka yelken atarken. Atlatamayan, zamana onsuz, sevgisiz, ilgisiz, mutsuz bir hayata, üstünden kaldıramayacağı koskocaaman bulutlarla gömülüyor.
Yaşarken ölmemeniz dileklerimle! ! !
aşk ne kadar acı verse de; asla ve asla gururdan, ilkeden, dürüstlükten, güvenden ve masumiyetten yoksun olmamalı.
aşkı ve ayrılığı anlatan ve de sitemin taa derinlerine işlemiş olan kendine iyi bak sesli şiirine ait web sayfası linkini size sunuyorum.
sessiz bir ortamda lütfen sesini açarak dinleyiniz.
http://www.yazgulu.com/seslisiir/kendine_iyibak.php
Aşk...İki hasta kişiden birinin tedavi görmesi halinde biten bir olgudur... :)))
günümüzde aşk, erkeklerin cinsellik arzusu, kadınlarınsa aptallığıdır...
GÜNÜMÜZDE aşk, erkeklerin cinsellik arzusu, kadınlarınsa aptallığıdır...
GÜNÜMÜZDE aşk, erkeklerin cinsellik arzusu kadınlarınsa aptallığıdır...
AŞK hesapsızdır söz dinlemez
Plan program tanımaz.AŞK cesurların işidir... birde kocaman bir yürek işi
AŞK cesurların işidir...
İnce bir çizgidir AŞK...
Sevdim dediğinde tamam bu dediğinde illah yaraladıkların kalır ardında.....
Bir yan mutluysa bir tarafta mutsuz ettiklerin kalır.
O ince çizgide yürümek cambazların işidir... Çoğu insan beceremez yapamaz bu ip cambazlığını.
Sevdim deyip anında değişenler mi? istersin
Yada severken ardına bakmadan gidenler mi?
Sevgini kazanana kadar emek verip gönlünü çalınca eyvallah diyenler mi yoktur
Yada seni yedekte tutup o olmazsa sen varsın diye seni oyalayanlarmı...
Hiç aklına gelmez seni oyaladığında senden çaldıkları
çünkü egosunu tatmin eder o mutludur...
yaa senin mutlu olman... sevmen sevilmen önem taşırmı acaba?
Ölümsüz Aşk [Yangında bulunan bir mektup]...
Bu mektup tamamen yanmış bir evde itfayeciler tarafından en ufak ufak bir zarar görmemiş şekilde bulunmuştur.....
Gözüm duvarda duran saate ilişti yavaşça akıp giden zamana esir bir ben varım sanki koca evrende.Eski kurmalı saatlerden di duvardaki.Ufakken babam divanın tepesine çıkar itinayla raf ta saklı duran kurma kolunu çıkarır saati kurmaya başlardı roma savaş gemisinde forsalık yapanlar kadar kolu çevirdiği söylenmesede gene bayağı uğraşırdı o saati kurmak için.
Bayağı da gürültü yapardı hani.Çocukluğumun en güzel anılarının bir köşesine mutlaka o saatin sesi de işlenmişti.Ali ile kavga edip eve gelip anneanemin eski kuranını dolaptan çıkarıp
-seninle bir daha konuşmayacağım kurana el basıyom ben...dediğim
daha sonrada Ali ile kan kardeş olduğum zamanda o saatin sesi vardı evde
İlk kez aşık olmuştum.Uyuyamıyordum geceleri yatağımda o saatin sesi vardı kulağımda.Gidip gelen tik tak lar arasında hayatın sesini dinliyordum belkide
En son ne zaman oturup hiç bir iş yapmadan boş boş saate baktık hatırlayan varmı
Veya ne zaman akreple yelkovan farkını sadece zamanı anlamak için değil hayata bakmak için baktık.
Gene o saatte takılı kaldı gözüm.Mahpus sanki gözlerim akan zamana bakmaya.Ne kadar sevdiğimi onu kaybedince anlamak çok kötü yapıyor insanı.Son kez elini tuttuğum anın hazzını her an duyabilmek kadar ızdırap veren bir durum yok bana şu faniyatta.Elini bir daha tutamayacağını bilmek.
Oysa ne güzel düşlerimiz vardı
Nikah memuru bana sen mehmet oğlu hakan şahin kazım kızı ayşe sılaseverle evlenmeyi kabul ediyormusun diyecek ben biraz düşünecek sonra espriyi patlacaktım
-Hayır diyebilmeyi çok isterdim ama felaket aşığım memur bey
Hayalimizdeki gibi güzel bir evimiz olacaktı dışı kırmızı ya boyalı mavi pancurlu camları olan bir ev.
Bahçesine güller dikecektik bide kenarı bi kümes yapıp tavuk besliyecektik hani şu iri olanlardan her gün iki yumurta veren cinsten.Bir salıncağımız olacaktı liseli aşıklar gibi orada sallanacaktık beraberce gözlerimizin içine baka baka Beş çaylarımız meşhur olacaktı bütün arkadaşlar toplanacak sokak başındaki eski atölyede çalışan sami ustaya yaptıracağımız çardağın altında oturacaktık beraberce çaylar bahane sohbet şahane diyecek ama gene çatlayana kadar çay içecektik hani.Hani kızımız olursa aslıhan oğlumuz olursada batuhan koyacaktık.Batuhan ben kendi zevkime göre giydirecek Aslı hanıda sen giydirecektin.Sonra bir gramofon alacaktık eve birde 35 lik plak akşamları onu dinliyecektik yaşlanınca ağır ağır çalsın bırak diyerek kızacaktık çocuklara
Hani elele beraber ölecektik yan yana gömülecektik
Dün gibi aklımda herşey
İçim içime sığmıyordu adeta.Arnavut kaldırımlı dar sokaktan kedileri kovalayarak geçtim gene.Fuat abinin çiçekçi dükkanından en sevdiğin çiçeklerden yaptırmıştım güzel ce hediye paketi olsun deyip beşiktaş muhabbetine dalmıştım yine
Adımlarımı daha da sıklaştırdım heyecandan kalbim duracaktı adeta her buluşmamda yaşadığım heyecan hissiyatını tekrar yaşıyordum.Güzelimi düşünmekten yolu göremiyordum adeta boş boş bakan bir kör gibi buluşma yerimize gidiyorum
Her zaman olduğu gibi gene kağıt helva alır yine boğaza bakan bankımıza oturur konuşmadan saatlerce dururduk öylece.Kelimelerin kifayete gelmediği yer de susardık sadece aşkın cümle kalıbına girmediği yerde.Sonra durup dururken sana yazdığım şiiri okurdum gözlerimin içine bakar her şeyi anlatırdın bana konuşmadan.
Elini tutmaya bile kıyamazdım senin saçlarını okşamaya aslında sana bakmaya bile kıyamazdım eskir o yeşil bakışların diye
Sonra belki yine o ağacın dibine giderdik.Aşkımızın 3.gününde ölene kadar yazdığım seninde gözlerimin içine bakıp o kadarcıkmı deyip gözlerin mezarım olsun yazdığın ağacın altın****ece olurdu belki orada senle otururken.Farkına varmazdık biz zamanın nasıl geçtiğinin güneş aya ve yıldızlara bırakmış olur du yerini.Ilık ılık eserdi meltem yavaşça yüzümüze vururdu.Saçların savrulurdu havada serbest çe
Derin bir iç çekerdim ben en sonunda ayrılık vakti gelince
Seni ne zaman görürüm acaba deyip rüyalarımda başlardım yüzüne bakmaya doyamamalara
Saat tam 12 de aya bakardık ikimizde hatırlarmısın.Aynı anda birbirimizi görüdük ayın üstünde.Şarkımızı orada söylerdik beraberce sanki duyar gibi olurdum sesini
Yavaşça geliyordum buluşma yerimize.Uzakta göründü işte parkımız
Karşı kaldırıma geçerken bir kaza farkettim iki dolmuş çarpışmıştı birbiri ile etraf bayağı kalabalıktı parka oturdum ve ayşeyi beklemeye başladım bir taraftanda kaza yerine bakıyordum.Yanımdan geçen iki çocuğun konuşmasına şahit oldum
-nasıl sıkışmış oraya öyle ya
ne oldu ki...dedim
-abi şuradaki kazada bir kız arabada sıkışmış çıkartamıyorlar çok kan kaybetmiş ölecek diyorlar dedi
gidip bakacaktım ama ayşe gelir beni bulamaz diye gidemiyordum bir türlü aradan 2 saat geçti cep telefonu çalıyor ama cevap vermiyordu
merak daha ağır bastı ve kazaya bakmak için doğruldum yerimden bayağı kalabalıktı arabaların etrafı güç bela kalabalığı aşıp şıkışan kızın yanına doğru ilerledim yüzü bana dönük değildi yanında bir doktor vardı kalktı ve söylenerek geçti yanımdan
-gitti çok kan kaybı var gitti
kurtarma ekipleri kızı kurtarmaya uğraşıyorlardı ama nafile çok fena şıkışmıştı acıdım onun bu haline tam arkamı dönüp gidecektim hayatımda duyduğum yüreğimi yaralamaya yetecek bir söz işittim sıkışıp kalan kızın ağzımdan
-mehmet mehmet
kalbimden vuruldum hemen kıza doğru yönelip yüzünü bana çevirdim ekipler beni uzaklaştırmaya çalışıyordu dizleriminn üstüne çöktüm kaldım
AYŞEYDİ O KIZ AYŞE
Ellerini tuttum ilk gün ki gibi sıcaktı hala başından akan kanlar kaşlarını kırmızıya boyamıştı hıçkıra hıçkıra ağlıyordum
-o yazıyı hatırlıyormusun dedi ayşe
-evet aşkım ama konuşma yorma kendini dedim
-ben ölüyorum sen ölene kadar yazmıştın sevmeye devam edecekmisin beni..dedi
ağlamaya taakatim kalmamıştı kırrmızıya bulanmış yüzünü öpüp sonsuza kadar dedim
güldü derin bir iç çekti
- seni bekliyordum gözlerime dikkatlice bak şimdi.... dedi
baktım baktım derin derin baktım
-artık ölebilirim gözlerin mezar dedi
son kez ellerimi sıkıca sıktı ve boşaldı elleri bir anda..... ölmüştü
çiçekler elimde yetim öylecene kala kalmıştı yüzünü örttüm çiçeklerle
son kez baktım gözlerine hala gülüyor gibiydi elimle kapadım yavaşça kulağına eğildim
bekle beni bekle diyerek kalktım ayağa
hızlıca koşmaya başladım trafiğin yoğun olduğu yere tam kendimi bir kamyonun altına atacakken onun sesi geldi kulağıma
-henüz değil bekle henüz değil aşkım
aradan 1 yıl geçti
saate bakıyorum hala saat yamuldu yavaşça yere düştü alevler yalamaya başladı topuklarımı artık.Alt kattaki komşunun evinde çıkmış meğerse yangın
o gün duyduğum sesi tekrar duydum daha kuvvetli söylüyordu sanki haykırıyordu adeta...
-işte şimdi aşkım işte şimdi
artık vaktiydi hayatta aşkıyla yanmıştım şimdi yanarak ona kavuşacaktım
-bekle beni kar tanem geliyorum..