BEN ABDURRAHİM KARAKOÇ U ÇOCUKLUĞUMDA TANIDIM.SONRA BİYGRAFİSİNİ OKUDUM.ÇOK ETKİLENDİM.BAKIN BİR YERDE NE DİYORDU.BEN İLK OKULDAN SONRA OKUMADIM.OKUDUDA ADAM OLDU DEMESİNLER DİYE.YANİ OKUMADAN ADAM OLUNACAĞININ EN MÜMTAZ ÖRNEĞİ SAYIN KARAKOÇ.SONRADAN OĞLUNUN ADININ- BUNU BİZZAT KENDİNDEN DİNLEDİM-TÜRK İSLAM OLDUĞUNU ÖĞRENDİM.O ZAMAN AYAĞA KALKIP ÖNÜMÜ İLİKLEDİM.BU ADAM SEVİLMEZMİ.BU ADAMA SAYGI DUYULMAZMI.SENİ SEVİYORUM SAYIN KARAKOÇ RABBİM SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN.UZUN ÖMÜRLER VERSİN SANA
A.KARAKOÇ: Şöyle düşünüyorlar: Yahu böyle güzel şiirleri bizim solcular yazması gerekirken nasıl oluyor da bu adam yazmış. Kıskanıyorlar. Nebil Özgentürk, bilirsiniz. Şiir, edebiyat çevirisi yapıyor. Bir gün yazmış, “Abdurrahim Karakoç’un değilmiş bu şiir” diye. Bu şiir Kahramanmaraş’ın Arguvan ilçesinde yüz elli yıldan beri söylenirmiş. Ben de cevap yazmıştım, “Nebil ne bilsin” demiştim. “Bir kere Kahramanmaraş’ın ‘Arguvan’ diye bir ilçesi yok, onu bilmiyorsun.” “Bak ben sana söyleyeyim” demiştim, “Arguvan, Malatya’nın kazasıdır. Ve orası tam Alevî’dir. “Sende de o var mı? ” dedim. “Öyle olsaydı onu bilirdin. Yüz elli yıllık, 1961′ den önce o şiiri bir yerde bul, ‘yazılmış, söylenmiş’ diye. Ben de sanatı terk ederim” dedim. “Sen de haklısın, bu şiiri sağ görüşlü birisinin yazması senin ağrına gidiyor” dedim. Sizin Marksistler, Lenistler, Stalinciler olsaydı severdin” dedim. “Bu seni kızdırıyorsa kızdırmasın” dedim
aslen k. maraş Elbistanlı olup, yakından gördüğümde dişlerindeki sigara lekesinden ürperdiğim, günümüzün en büyük halk ozanı benim diyecek kadar kendine güvenen (ki haklı olarak) , doğru bildiğini korkmadan ifade edebilen, şiirlerindeki yalın güzelliği bir başkasında yakalayamadığım, Üstad'ın 'saf çocuğu masum anadolu'nun' tabirinin de çok isabetli bir şekilde tarif ettiği, ender şahsiyet... en byük krokularımdan bir tanesi, ebedi aleme irtikalinden önce değerinin yeterince anlaşılamamasıdır..
Siirlerinde,kaleme yansimis koskocaman bir yüregi yansitiyor bana. Bazilari meydanlarda hava atarken,bazilarida gercek yureklerini insanlik icin harcayip (siir) ile dunyaya meydan okuyorlar.Bunlardan bir tanesidir.!
geçenlerde sözde yahudi soykırımını övmüş ve hitlerin keşke bütün yahudileri gebertseydi diyen cesur şair ve yazar yahudi dallamalarıda tepki göstermişlerdi
Adam gibi adamı, halk şairliğinin son dönemdeki en güçlü halkasını, mertliği, dürüstlüğü... Kısaca Anadolu coğrafyasında - geçmişten geleceğe- güzel olan herşeyi çağrıştırıyor. O, döneminin şair ve şiirciliğinin lokomotifidir.Yalnız eleştirimi de yapacağım.Bir gazetede köşe yazarlığı yapması ve şiir adına eski üretkenliğinden uzaklaşması ne kadar doğru? O makalelerin hiç biri ortalıkta kalmadığı zaman, insanın ruhunu doyuran şiirleri, Yunus, Mevlana,Karacaoğlan,Pir Sultan vb. gibi gelecek nesilleri de aydınlatacak...Bence, bütün gücünü (bu güç onda var) şiirden yana kullanmalı...Saygılarımla...
Okumadan da adam olunabileceğini....
babamın ağzından düşürmediği şiirlerini mısra mısra okuduğu kulağıma aşina olan şiirlerin sahibine Allahtan rahmet diliyorum
Cumhuriyet dönemi şairleri içinde en beğendiğim şairler arasında.Mekanı cennet olsun.Mihriban halen unutulmuyor,unutulmayacak.
Aşk Hikayesi
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!
Yasaklı Rüyalar(sh.60)
Abdurrahim Karakoç
Ayıp
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Sanma ki garibi eller düşündü.
Bebekler evlendi, yollar aşındı
Kozalaklar çınar oldu gel gayrı.
Hesap et, gideli sen gurbet ile
Otuz ay tutuldu kolay mı dile?
Hapisler, sürgünler, esirler bile
Sılasına döner oldu gel gayrı.
Gönlüm sende, gözüm yollarda durdu,
Saat isyan etti, takvim kudurdu.
Hasret hançerini bağrıma vurdu
Yüreciğim kanar oldu gel gayrı.
Emeği boşadır yuvasız kuşun...
Nerdeyse toprağa değecek başın.
Beni düşünmezsen kendini düşün
Herkes seni kınar oldu gel gayrı.
Vur Emri(sh.66)
Abdurrahim Karakoç
Aman ha!
Kargadan kılavuz tut, Yahudi'den tutma ha!
Hastalığa selâm dur, haçlı hapı yutma ha!
Aldatıp çıkardılar ceddimizin yolundan
Geleceği kurarken geçmişi unutma ha! ..
Aile dostumuz, harika insan... Ruhun huzur dolu olsun...
Aziz Milletimizin basi sagolsun. Türk Edebiyati önemli bir degerini kaybetti.
'Baki kalan bu kubbede hos bir sada imis.'
MÜZELİK ŞİİR
Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben
Konuşan mumyalara kimden söz edeyim ben
Fikren işkencedeyim, ruhen cezadayım ben
Korkaklığın sükûtu kol geziyor her yerde
Sanki tek başımayım, tek kişilik mahşerde.
Putların gölgesinde dans eder akbabalar
Söz sokakta dolaşır, öz zindanda çabalar
Atılan ucuz safra selâmlar, merhabalar
En temiz topraklara gül eksem mantar biter
Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.
Kaybettim mesafeyi, zamandan uzaklaştım
Sevgi diye sarıldım, isyanla kucaklaştım
Ne kendimden kurtuldum, ne kendime yaklaştım
Toprağın üstü mezar, zevke dalmış ölüler
Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler.
Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar
Çamur evlât doğurur taş yürekli analar
Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar
Koşanlar, yarışanlar.. dehşet ötesi dehşet
Akıl karaya vurdu, gırtlağı geçti vahşet.
Meydanlar tıklım tıklım, caddeler salkım-saçak
Kölelik histerisi yayılmış köşe-bucak
Elli tane hokkabaz, elli milyon oyuncak
Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri
Aferine çalışır düzenin bekçileri.
Mülkü kazanan ayrı, tasarruf eden ayrı
Hisseler neden farklı, hak, hukuk neden ayrı?
Hasta yaşar deniyor, baş ile beden ayrı
Mantık yürütmek yasak, itiraz eylemek suç
Neşe-eğlence cinnet.. yatıp uyumak korkunç.
Güvenmek aldanmaktır.. ölçü-tartı izafî
Mert-namert, güzel-çirkin, eksi-artı izafî
Çoğunun cebindeki kimlik kartı izafî
Kim kimdir? Kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor
Oynanan komediye gül diyorlar, gülmek zor.
Figüran heykeller var kül tablası boyunda
Yediyüz göbek atar dakikalık oyunda
İşlenen her günaha kurtta ortak, koyun da
Kalmışım ara yerde, tozdayım, dumandayım
Kirli bir mekândayım, iğrenç bir zamandayım.
ABDURRAHİM KARAKOÇ
BEN ABDURRAHİM KARAKOÇ U ÇOCUKLUĞUMDA TANIDIM.SONRA BİYGRAFİSİNİ OKUDUM.ÇOK ETKİLENDİM.BAKIN BİR YERDE NE DİYORDU.BEN İLK OKULDAN SONRA OKUMADIM.OKUDUDA ADAM OLDU DEMESİNLER DİYE.YANİ OKUMADAN ADAM OLUNACAĞININ EN MÜMTAZ ÖRNEĞİ SAYIN KARAKOÇ.SONRADAN OĞLUNUN ADININ- BUNU BİZZAT KENDİNDEN DİNLEDİM-TÜRK İSLAM OLDUĞUNU ÖĞRENDİM.O ZAMAN AYAĞA KALKIP ÖNÜMÜ İLİKLEDİM.BU ADAM SEVİLMEZMİ.BU ADAMA SAYGI DUYULMAZMI.SENİ SEVİYORUM SAYIN KARAKOÇ RABBİM SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN.UZUN ÖMÜRLER VERSİN SANA
beğendim güzel yazmış ağzına sağlık
geldik bir fırtına gidiyoruz bir fırtına
Lambada titreyen alevi üşüttü ama suları ıslatamadı..
Bindirmişler bir gemiye Rotasından haberi yok
Korkuyor Türk'üm demeye atasından haberi yok
Ben hep seni düşünürüm şiiri beni çok etkiledi!
Şüphe başlangıçtır, karar nihayet
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden
Abdürrahim Karakoç un yazdığı son şiirleri şiir olarak göremeyiz...
A.KARAKOÇ: Şöyle düşünüyorlar: Yahu böyle güzel şiirleri bizim solcular yazması gerekirken nasıl oluyor da bu adam yazmış. Kıskanıyorlar.
Nebil Özgentürk, bilirsiniz. Şiir, edebiyat çevirisi yapıyor. Bir gün yazmış, “Abdurrahim Karakoç’un değilmiş bu şiir” diye. Bu şiir Kahramanmaraş’ın Arguvan ilçesinde yüz elli yıldan beri söylenirmiş. Ben de cevap yazmıştım, “Nebil ne bilsin” demiştim. “Bir kere Kahramanmaraş’ın ‘Arguvan’ diye bir ilçesi yok, onu bilmiyorsun.” “Bak ben sana söyleyeyim” demiştim, “Arguvan, Malatya’nın kazasıdır. Ve orası tam Alevî’dir. “Sende de o var mı? ” dedim. “Öyle olsaydı onu bilirdin. Yüz elli yıllık, 1961′ den önce o şiiri bir yerde bul, ‘yazılmış, söylenmiş’ diye. Ben de sanatı terk ederim” dedim. “Sen de haklısın, bu şiiri sağ görüşlü birisinin yazması senin ağrına gidiyor” dedim. Sizin Marksistler, Lenistler, Stalinciler olsaydı severdin” dedim. “Bu seni kızdırıyorsa kızdırmasın” dedim
HATIRLATMA
Mektup derken şiir oldu bak gene
Darılırsan ben ölürüm unutma...
Taze sarmaşığım hoyrat bedene
Sarılırsan ben ölürüm unutma...
Bir gün güneş olur göle doğarsın
Bir gün yağmur olup yola yağarsın
Bir gün çiçeklerden koku sağarsın
Yorulursan ben ölürüm, unutma...
Kılıç ağzı yoldur ok ucu meydan
Dikkat etsen benim canımsın ey can
Koyakta kekliksin kayada ceylan
Vurulursan ben ölürüm unutma...
Aşk denince aklı bırak deli ol
Işık ışık gökten inen dolu ol
Boz-bulanık akan yağmur seli ol
Durulursan ben ölürüm unutma...
Dinlemek zor, anlatmak zor yar beni
Göreceksin dertte gamda gör beni
Gönül toprağıma yaptım türbeni
Dirilirsen ben ölürüm, unutma...
...Abdurrahim Karakoç
Hayak kırıklığı nedir bilmediğim, gerek gazete yazılarıyla gerekse şiirleriyle takip ettiğim yazar.....
Türk kültürü nü Türk şiirindeki lezzeti kültürlü kişinin duyguları yansıtmadaki ustalığını çağrıştırıyor...teşekkürler
aslen k. maraş Elbistanlı olup, yakından gördüğümde dişlerindeki sigara lekesinden ürperdiğim, günümüzün en büyük halk ozanı benim diyecek kadar kendine güvenen (ki haklı olarak) , doğru bildiğini korkmadan ifade edebilen, şiirlerindeki yalın güzelliği bir başkasında yakalayamadığım, Üstad'ın 'saf çocuğu masum anadolu'nun' tabirinin de çok isabetli bir şekilde tarif ettiği, ender şahsiyet...
en byük krokularımdan bir tanesi, ebedi aleme irtikalinden önce değerinin yeterince anlaşılamamasıdır..
Ben Sezai KARAKOÇ'u şair olarak tercih ederim.
Siirlerinde,kaleme yansimis koskocaman bir yüregi yansitiyor bana.
Bazilari meydanlarda hava atarken,bazilarida gercek yureklerini insanlik icin harcayip (siir) ile dunyaya meydan okuyorlar.Bunlardan bir tanesidir.!
geçenlerde sözde yahudi soykırımını övmüş ve hitlerin keşke bütün yahudileri gebertseydi diyen cesur şair ve yazar yahudi dallamalarıda tepki göstermişlerdi
Vakit gazetesinde yazan.Dahi adamdır kendileri.Milliyetçi muhafazakar olan üstad isim vermekten kaçınmaz.(Vakit; mutlaka okuyun)
Adam gibi adamı, halk şairliğinin son dönemdeki en güçlü halkasını, mertliği, dürüstlüğü... Kısaca Anadolu coğrafyasında - geçmişten geleceğe- güzel olan herşeyi çağrıştırıyor. O, döneminin şair ve şiirciliğinin lokomotifidir.Yalnız eleştirimi de yapacağım.Bir gazetede köşe yazarlığı yapması ve şiir adına eski üretkenliğinden uzaklaşması ne kadar doğru? O makalelerin hiç biri ortalıkta kalmadığı zaman, insanın ruhunu doyuran şiirleri, Yunus, Mevlana,Karacaoğlan,Pir Sultan vb. gibi gelecek nesilleri de aydınlatacak...Bence, bütün gücünü (bu güç onda var) şiirden yana kullanmalı...Saygılarımla...
Süper bir şair...Yüregini mertçe satırlara döküyor...
güzelliği ve yiğitliği çağrıştırıyor, mert cesurkılıç yerine kalemiyle
güzelliklerin engüzeline layık bir şairimiz
o bir şair
ben herkese şair demem yalnız
P p