Hayatımıza gelenler,girenler için,nasıl seviniyorsak.sessizce çıkıp gidenler içinse,üzülerek de olsa uğurlamanın kaçınılmaz olduğunu kabul etmek diyebilmekteyim...
veda sana değil tüm hayata veda bütün yalınlığıyla göz yaşındaki sürgünlere veda ve aynada gördüğüm anlamsız karaltıma veda bana sana ve tüm yalnızlıklara veda...
tükenişlerimin, bitişlerimin, tâkâtimin kalmayışlarının hepsini senin sırtına yüklüyorum.. dört harflisin nice ağırlıkları kaldırdın yerinden bir ağırlık daha al sana, benden...
veda etmek için sağlam gerekçeleri olmalıydı.. aynı zamanda şöylede düşünülebilir veda kelimesinin ağırlığını o kelimeden daha ağır anlamlara sahip sağlam kalıcı birliktelik kaldırabilir.. aramızda böyle bişey olup olmadığı henüz bilinmemekte.. o yüzden veda falan etmiyorum kardeşim.. dostlarıma.. yazılarımı paylaştığım.. aralarında daha özel duruma sahip olduklarıma iletim şudurki.. suriye çöllerinde çekilmekte olan.. ve kimseye gidip izlemesini tavsiye etmediğim eve giden yol adlı türk sinema filminin çekimlerinde çalışmakta olduğumu.. çöl gecelerinde internet olmadığını.. emaneten bulduğum bu internet imkanından yararlanarak bu yazıyı yazdığımı kiminizi sevip kiminizden nefret ettiğimi kiminize kayıtsız kaldığımı belirtmek isterim iyi olur rica ederim sizde gelirseniz sizede iyi davranacağımı teyitleyerek bu aceleye gelmiş yazıntımı bitireceğimi artık ne zaman görüşeceğimizi bilmediğimi vesairemi vesairemi saygınıza sunarım...
ben de bir gün düzelir umuduyla yaşayorum. ama her gün o bir gün dediğim günden uzklaşıyorum artık bıraktım hayatla inatlaşmayı bıraktım hayat aksın aksakça kollarım bağlı soramıyoruz artık soru sorma hakkımızı elimizden aldı hayat bana belki hayat bir iki şiir verdi ben de ondan pek fazla değil ama bir kaç kelime aldım. hayatta bana ait bir şey yok daha eğer ölürsem maaşımı ailem kitaplarımı öğrencilerim şiirlerimi kitapçılar alır bana gene bir şey kalmaz
Onlar adlarını ekmege sattılar, ben adimi suya verdim. Onlar lezzet ve zevk aldilar ben ise gam ve keder. Onlar altin ve gumus sergiledirler, ben mevlana gibi sems te actim, sems te yandim. Gonul sofrasini actim, dert sergisini yaydim. Onlar ozgurluge ihanet ettiler, ben ozgurlugun kendisi oldum. Onlar gece kuluplerinde kotu kadinlarla dans ederken, ben tertemiz uzletimle, sufilerin temiz gullerini kokluyorum. Onlar elbiselerine sigmayacak kadar sismanlarken ben icim icime sigmayacak kadar asik oldum. Onlar hasta develerini saray kapilarinda zorla kurban ederlerken, ben ismail imi kabe yolunda sevkle bogazladim.onlar kalabilikta birbirlerine yabanciyken, biz yanlizlikta birbirimizi taniyoruz...onlarin altini varsa benimde askim var..onlarin evi varsa benimde mihrabim kubbem var. onlar yukselirken ben mirac a cikiyorum… onlar yeryuzunde surunurken ben goklerde ucuyorum. Onlar biterken ben daha yeni basladim.. onlarin kapikullari ve usaklari varsa benimde soylu bir onderim var.. onlar nusirevan in adalet zincirini boyunlarina vurdular ve ahirlarini bayindir kildilar, ben ise saraylari terkettim.. Kalabalik pazarlardan gecerken, dostlarimin herbirini sari tuylu develeri satarken ve gulup gecerken gordum. Ben ise kendi kendimle mesgul idim. Sari tuylu devemin yularini tuccarlarin elinden kurtarmaya calisiyordum..icimden bir ses ' satma' diyordu bana. ' iyiki satmadin! Satma sakin! Bu yolun sonunda uzak bi yerlerde birleri seni bekliyor. Satma! Al ve git! Issiz yanik, korkunc, kimsesiz bir cole varacak olursan sakin korkma! Urkme! Git..git.. yamyamlar ve sihirbazlar tuzak kurmus, yilanlar ve vampirler seni bekliyor. Ama korkma, git! sonunda bir kararti gorceksin uzaktan… Git, git.. arzu duyulan bir kale..colun genis bagrinda bir gozetleme kulesi gibi..kizgin colun bagrinda bir selvi agacini andiriyor… Allah seni ve ruhunu yaradilisin yedinci gununde halk etti. Ruhunu bir cok ilginc ve tuhaf tecellilerle susledi. Istekler,arzular, manalar cesitli sirlarla tezyin etti. Iste o gun, bu feryatsiz ve kimsesiz coldeki kuleyide yine senin icin bina etti. Onu hep senden yaratti. Simdi onu goruyorsun ki, adeta seni onda resmetmisler. Vucudu arzularin, boyu serefin, basi kivancin, projesi hayalin, agzi kalbin, basi zekan, boynu gururun, mermer renkli kapisi dinin, ayaklari sevkinin yukselen kanatlari, temeli isteklerin, kollari varligin, ortasi dusunce ve gonul inceligin, selalesi yumusak, guzel ve ulu alcak gonullulugun...daha ne kadar sayayim? Daha ne zamana kadar siralayayim? Ne yazikki olmuyor, ilmi huzuri daha fazla konusma gucu vermiyor.. Bu son yazimdi… hosca ve oylece..Allah in emri gelinceye kadar kalin..
çok yakında evlat! ....bekle ve gör! .... sahte rumuzlar, bilinçli tahrikler, var olmamış sanal destekler....izle ve gör! .....tükürdüğünü yalamanın erdem olduğunu savunanı....bak ve gör! ......? ? ?
'entry'miz...bunları görmeyi işaret eder selâmlaşanlara.....! ! ! .? ? ?
Vakit tamam, seni terk ediyorum Bütün alışkanlıklardan öteye Yorumsuz bir hayatı seçiyorum Doymadım inan, kanmadım sevgiye.
Korkulu geceleri sayar gibi Birdenbire bir yıldız kayar gibi Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sabitti gülse hiç dermedik Bul kendine kuytularda hadi dal Seninle bir bütün olabilirdik Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum Bu incecik bir veda havasıdır Parmak uçlarına değen sıcaklık İncinen bir hayatın yarasıdır.
Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında.
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım Vur kendini korkularda hadi al Sen bir suydun sen bir ilaçtın Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.
-
Bir Veda Havası
Vakit tamam, seni terk ediyorum. Bütün alışkanlıklardan öteye... Yorumsuz bir hayatı seçiyorum. Doymadım inan, kanmadım sevgine. Korkulu geceleri sayar gibi, Birden bire bir yıldız kayar gibi, Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi. Aşk sabittir gülse hiç dermedik Bul kendini kuytularda hadi dal Sen bir suydun, sen bir ilaçtın. Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum Bu incecik bir veda havasıdır Parmak uçlarına değen sıcaklık İncinen bir hayatın yarasıdır Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım Vur kendini korkularda hadi al Seninle bir bütün olabilirdik Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
Veda anıdır yüreyimi derinden sızlatan İşte bu andır, Ateşten, kordan daha çok yakan Hasret biter mi hiç, ellerini tutmadan Unutmak ne mümkün Bu can bu tenden çıkmadan
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum...
Vakit tamam seni terk ediyorum;
Bu incecik bir veda havasıdır..
benim noktam geldi.
Hayatımıza gelenler,girenler için,nasıl seviniyorsak.sessizce çıkıp gidenler içinse,üzülerek de olsa uğurlamanın kaçınılmaz olduğunu kabul etmek diyebilmekteyim...
Hoşça kalın. Şimdilik.
veda sana değil tüm hayata veda bütün yalınlığıyla göz yaşındaki sürgünlere veda ve aynada gördüğüm anlamsız karaltıma veda bana sana ve tüm yalnızlıklara veda...
tükenişlerimin,
bitişlerimin,
tâkâtimin kalmayışlarının hepsini senin sırtına yüklüyorum..
dört harflisin
nice ağırlıkları kaldırdın yerinden
bir ağırlık daha al
sana, benden...
vedalaşırken..
tutmayın ellerimi..
dokunmayın..
veda..
laşmayın..
istanbuldayım... küçük ayasofyada ney.. üsküdarda bayat bir çay..
anladım ki
haydarpaşadaki güvercinler sadece yukardan bakmamaktadırlar..
veda etmek için sağlam gerekçeleri olmalıydı..
aynı zamanda şöylede düşünülebilir veda kelimesinin ağırlığını o kelimeden daha ağır anlamlara sahip sağlam kalıcı birliktelik kaldırabilir..
aramızda böyle bişey olup olmadığı henüz bilinmemekte..
o yüzden veda falan etmiyorum kardeşim.. dostlarıma.. yazılarımı paylaştığım.. aralarında daha özel duruma sahip olduklarıma iletim şudurki.. suriye çöllerinde çekilmekte olan.. ve kimseye gidip izlemesini tavsiye etmediğim eve giden yol adlı türk sinema filminin çekimlerinde çalışmakta olduğumu.. çöl gecelerinde internet olmadığını.. emaneten bulduğum bu internet imkanından yararlanarak bu yazıyı yazdığımı kiminizi sevip kiminizden nefret ettiğimi kiminize kayıtsız kaldığımı belirtmek isterim iyi olur rica ederim sizde gelirseniz sizede iyi davranacağımı teyitleyerek bu aceleye gelmiş yazıntımı bitireceğimi artık ne zaman görüşeceğimizi bilmediğimi vesairemi vesairemi saygınıza sunarım...
sevgiyle, selametle, roxy...
ben de bir gün düzelir umuduyla yaşayorum.
ama her gün o bir gün dediğim günden uzklaşıyorum
artık bıraktım hayatla inatlaşmayı
bıraktım hayat aksın aksakça
kollarım bağlı
soramıyoruz artık
soru sorma hakkımızı elimizden aldı hayat
bana belki hayat bir iki şiir verdi
ben de ondan pek fazla değil ama bir kaç kelime aldım.
hayatta bana ait bir şey yok daha
eğer ölürsem
maaşımı ailem
kitaplarımı öğrencilerim
şiirlerimi kitapçılar alır
bana gene bir şey kalmaz
iki haftalığına antolojiye veda...
iyi eğlenceler ;))
eeee vakit,
yavaş yavaş toplanma vakti
datça yolu çağırıyor
biraz hüzün biraz heyecan..biraz bilmem ne..
ilk sevgili gibi.......
Onlar adlarını ekmege sattılar, ben adimi suya verdim. Onlar lezzet ve zevk aldilar ben ise gam ve keder. Onlar altin ve gumus sergiledirler, ben mevlana gibi sems te actim, sems te yandim. Gonul sofrasini actim, dert sergisini yaydim. Onlar ozgurluge ihanet ettiler, ben ozgurlugun kendisi oldum. Onlar gece kuluplerinde kotu kadinlarla dans ederken, ben tertemiz uzletimle, sufilerin temiz gullerini kokluyorum. Onlar elbiselerine sigmayacak kadar sismanlarken ben icim icime sigmayacak kadar asik oldum. Onlar hasta develerini saray kapilarinda zorla kurban ederlerken, ben ismail imi kabe yolunda sevkle bogazladim.onlar kalabilikta birbirlerine yabanciyken, biz yanlizlikta birbirimizi taniyoruz...onlarin altini varsa benimde askim var..onlarin evi varsa benimde mihrabim kubbem var. onlar yukselirken ben mirac a cikiyorum… onlar yeryuzunde surunurken ben goklerde ucuyorum. Onlar biterken ben daha yeni basladim.. onlarin kapikullari ve usaklari varsa benimde soylu bir onderim var.. onlar nusirevan in adalet zincirini boyunlarina vurdular ve ahirlarini bayindir kildilar, ben ise saraylari terkettim..
Kalabalik pazarlardan gecerken, dostlarimin herbirini sari tuylu develeri satarken ve gulup gecerken gordum. Ben ise kendi kendimle mesgul idim. Sari tuylu devemin yularini tuccarlarin elinden kurtarmaya calisiyordum..icimden bir ses ' satma' diyordu bana. ' iyiki satmadin! Satma sakin! Bu yolun sonunda uzak bi yerlerde birleri seni bekliyor. Satma! Al ve git! Issiz yanik, korkunc, kimsesiz bir cole varacak olursan sakin korkma! Urkme! Git..git.. yamyamlar ve sihirbazlar tuzak kurmus, yilanlar ve vampirler seni bekliyor. Ama korkma, git! sonunda bir kararti gorceksin uzaktan…
Git, git.. arzu duyulan bir kale..colun genis bagrinda bir gozetleme kulesi gibi..kizgin colun bagrinda bir selvi agacini andiriyor…
Allah seni ve ruhunu yaradilisin yedinci gununde halk etti. Ruhunu bir cok ilginc ve tuhaf tecellilerle susledi. Istekler,arzular, manalar cesitli sirlarla tezyin etti. Iste o gun, bu feryatsiz ve kimsesiz coldeki kuleyide yine senin icin bina etti. Onu hep senden yaratti. Simdi onu goruyorsun ki, adeta seni onda resmetmisler. Vucudu arzularin, boyu serefin, basi kivancin, projesi hayalin, agzi kalbin, basi zekan, boynu gururun, mermer renkli kapisi dinin, ayaklari sevkinin yukselen kanatlari, temeli isteklerin, kollari varligin, ortasi dusunce ve gonul inceligin, selalesi yumusak, guzel ve ulu alcak gonullulugun...daha ne kadar sayayim? Daha ne zamana kadar siralayayim? Ne yazikki olmuyor, ilmi huzuri daha fazla konusma gucu vermiyor..
Bu son yazimdi… hosca ve oylece..Allah in emri gelinceye kadar kalin..
........... sonsuz ayrılık..........
hayatı hep eksik yaşamak,
birdaha dönmemek üzere veda ettin, bilsen ardından döktüğüm
gözyaşları,
bilsen her damlasında çektiğim o ızdırapları,
bilsen birdaha göremeyecek olmanın verdiği kahreden ezikliği......
vedalar çoğaldı.. çünkü her veda bir dönüşün ardın sıra gelmekteydi..
çok yakında evlat! ....bekle ve gör! .... sahte rumuzlar, bilinçli tahrikler, var olmamış sanal destekler....izle ve gör! .....tükürdüğünü yalamanın erdem olduğunu savunanı....bak ve gör! ......? ? ?
'entry'miz...bunları görmeyi işaret eder selâmlaşanlara.....! ! ! .? ? ?
ardından el sallamak kolay da, içinden çıkıp gitmedikten sonra...
Vakit tamam, seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Doymadım inan, kanmadım sevgiye.
Korkulu geceleri sayar gibi
Birdenbire bir yıldız kayar gibi
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sabitti gülse hiç dermedik
Bul kendine kuytularda hadi dal
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
İncinen bir hayatın yarasıdır.
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında.
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Sen bir suydun sen bir ilaçtın
Hoşçakal canımın içi, hoşçakal
Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal
Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal.
-
Bir Veda Havası
Vakit tamam, seni terk ediyorum.
Bütün alışkanlıklardan öteye...
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
Doymadım inan, kanmadım sevgine.
Korkulu geceleri sayar gibi,
Birden bire bir yıldız kayar gibi,
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sabittir gülse hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal
Sen bir suydun, sen bir ilaçtın.
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
İncinen bir hayatın yarasıdır
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Seninle bir bütün olabilirdik Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
VEDA
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın!
Sizi canımda
canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın...
Resimlerdeki kuşlar gibi
dizilip üstüne kumsalın,
mendil sallamayın bana.
İstemez...
Ben dostların gözünde kendimi
boylu boyumca görüyorum...
A dostlar
a kavga dostu
iş kardeşi
a yoldaşlar a..! ! .
Tek hecesiz elveda..
Geceler sürecek kapımın sürgüsünü,
pencerelerde yıllar örecek örgüsünü.
Ve ben bir kavga şarkısı gibi haykıracağım
mapusane türküsünü.
Yine görüşürüz
dostlarım benim
yine görüşürüz...
Beraber güneşe güler,
beraber dövüşürüz...
A dostlar
a kavga dostu
iş kardeşi
a yoldaşlar a..! ! .
ELVEDA..! ! ......
gel sen ne çektiğimi birde bana sor
be veda kendime senden habersiz.
her veda, bir merhaba mukaddimesi aslında. salimen, selam ile..
..dem bu demdir..Hoşça bakın zatınıza..
her veda biraz ölüm kokar.. biraz intihar..
İÇİMDE GİZLEDİĞİM O SON BAKIŞINDA HAYKIRAMADIĞIM SEVGİ SÖZCÜĞÜ AMA SEN GİDERKEN BEN ZATEN BU HAYATA VEDA ETMİŞTİM SON SÖZÜMÜ HAYKIRAMADAN....
vedalar doğru değil..
sevgiler yalan değil..
koşarım ben bensizliğe
ağlarım yağmur....
kapı açık gir içeri..
Veda anıdır yüreyimi derinden sızlatan
İşte bu andır,
Ateşten, kordan daha çok yakan
Hasret biter mi hiç, ellerini tutmadan
Unutmak ne mümkün
Bu can bu tenden çıkmadan
vedalar doğru değil
sevgiler yalan değil
koşarım ben sensizliğe
bu son bakışta gitmek hiç mümkün değil
en incesinden yürek sızısı