Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Gökhan Oflazoğlu
Gökhan Oflazoğlu

İnsan boşuna bir hevestir.

  • özgür irade26.05.2024 - 07:18

    Belki derim, güneşin ardından bakıp bakıp,
    başbaşa verip düşünsek, bir çözüm bulabiliriz,
    benim için de, onlar için de, ama, dinlemiyorlar beni,
    yaklaştırmıyorlar.

    Turan, Mistik.

  • kent24.05.2024 - 08:34

    Sen nice ki düş görürsün, düşüm ben sana,
    Nice ki sen uyarırsın, ben isteminim, ve hakanıyım
    bütün görkemlerin, ve yıldız sessizliğince, büyümekteyim,
    taa üstünde eşsiz zaman kentinin.

    RİLKE, ŞAİR, 1926, Mistik, Vahdeti Vücud, ender tarihi örneklerden.

  • Ben Sıkıntılarımdan Daha Değerliyim24.05.2024 - 08:31

    Değersiz herşey ışıktan kaçar, bu dünyada bedenin altına saklanılabilir, ölümde bu artık yapılamaz, çıplak
    olarak ışığa bırakılırız, orası duruma göre, cennet veya cehennemdir.

    Simone WEİL, Fransız Mistik Filozof, 1943

    Sühreverdi de mistik tecrubeyle yazan bir filozof olarak, ölümü, bir ışık makamı olarak tanımlar.

  • oyun24.05.2024 - 07:54

    Nasıl algılarsanız dünya o şekli alır, ama, dünya - bir - tanedir, savrulmamak için rehber.

  • yenilgi23.05.2024 - 22:28

    Şiir, kaybeden kazanıyor oyunudur. Ve gerçek şair, kazanmak için ölünceye kadar kaybetmeyi seçer. Eğer ille de şairin bağlanmasından söz edelim isteniyorsa, kendini yitirmeye adayan adamdır, diyebiliriz. Şairin hiç durmadan karşı çıktığı ve dış dünyanın araya girişinden ileri geldiğini söylediği şu kötü talihin, şu uğursuzluğun anlamı budur, ve bu şairin en köklü seçimidir, şiirin sonucu değil, kaynağıdır. Şair insani girişimin toptan başarısızlığa uğrayacağınan emindir ve kişisel yenilgisiyle, insanlığın genel yenilgisini ortaya koymak üzere, kendi öz yaşamında bozguna uğrayacak biçimde davranmaktadır. Şiir, her zaferin altında yatan gizli yenilgi adınadır.

    Jean Paul SARTRE,

    Ne kadar çok fikir var, herkes
    ben haklıyım diyor, Hayat, o
    büyük gerçek, kimseyi dinlemiyor,
    bir bakmışız başka bir boyuttayız,
    ve bir yenisi hazırlanıyor.

    gökhan, 2004

  • sayı23.05.2024 - 18:43

    Sayılar ruhu anlatmaz, ama, ruh sayıya hakimiyet kurar, sayı detaydır, ama, ruh, kapsam, Gödel henüz 27 yaşındayken, 1932 de, Viyana Üniv de matmatik kanıtlamasını makale olarak yayınladığında, büyük etki yaratır camialarında ve Princeton a davet edilir, aydınlanmanın iddia ettiği gibi aslında elimizde hiçbir kesinlik yoktur,
    belirsizlik hakimdir, kuantum gibi,ve Aristo dan sonra en büyük atılım olarak görülen hoca, son dönemlerinde İslama yaklaşır, ve artık keskin zekanın doğal sonucu da paranoid tepkiler - aptaldan paranoya çıkmaz, - vermeye başlar, zehirlenerek öldürüleceğine kanaat getirmiştir, ve yemeklerini bile eşi yapınca sadece ondan kabul eder yemeyi, ama, o da hastalanır, ve yemek yemeyince korkudan, açlıktan ölür, yani bu zeka kübü, açlıktan da ölebileceğini düşünemez, yani o kadar asılmamalı zekaya,

    Akletmez misiniz. - KURAN, KENDİ. eder misiniz.

  • fazıl hüsnü dağlarca22.05.2024 - 21:30

    Günler, Allahın damlayan pınarı,

    Hikmetinden sual olmaz Tanrımız.

    Ses bayrağı Türkçem,

    Arzum geleceklerden daha büyük daha tek,
    Elbet yollar bitecek ben hür kalacağım,
    Dünyanın son gününde her varlık silinecek,
    Bütün mesafelerden görünür kalacağım.

  • gizem19.05.2024 - 16:38

    Sulara gömülüyor suçsuzluk törenle,
    iyiler her türlü inançtan yoksun, oysa
    yoğun bir tutkuyla esrik kötüler, belli ki
    bir giz açıklanmak üzere.

    YEATS, İrlandalı Mistik ŞAİR, ve uyarıcı, 1919, sonra güzelliklere doyulmuyor, artık burdayız, yani çağdaşız, değil mi yoksa.

  • insan16.05.2024 - 15:54

    Tehlikeli bir kusurdur, ve dünya mükemmel bir tuzaktır. - Jean BAUDRİLLLARD, Fransız Filozof, 2007,

    İşte Osmanlı Türkleri bu engelleri aşmayı biliyorlardı, rehbere katıksız sadakatle, çalıyı dolanmadan, modern yemlere koşmadan, daha tarım toplumuyken, bu artık bireysellececek, ve kişisle kavga haline dönüşecektir, modern evrede, ama, kendi dönemlerinni sınavında, sadece kendi halkaların değil, 32 Milleti dahi uzun süre iyi
    yaşatarak bunu başarabildiler ve verdikleri kavganın sonuçlarını da hak ettiler, katıldıkları kadar ki, bugünden çok fazla olduğu kesin, işte bu gayretin fedailerine, batılı tarihçiler - Osmanlı Barışı - diyorlardı. Bugün artık bu kavga, ne kadar ciddiye aldığına, yani tamamiyle sana kalmış, artık çok daha zor, sürülmüş bir istenmiyen varlık olarak kendin, ne kadar gerekli olduğnu ispatlamak zorundasın, kulluk aynen duruyor, değişen, elinden alınanlar, yeni kavramlarla, onu yerine koyup hedefe koşmak senin işin, ya da başka, dersin olur biter..

  • sonsuzluk16.05.2024 - 15:33

    Teknik buralarda çok şey söyleyebilir, ama, sonsuzluk da söyleyebileceği hiçbir şey yoktur, oraya yüksek ahlakın ağır çilesini göze alarak girilebilir, vaatler onun üzerinden tarif edilmiştir, ve bunun kavgasını vermeyene de bir vaat den bahsetmez, dedelerimiz neden kelle koltukta ön saftaydı bir dana düşünün, bugünün rasyonalitesi, o ihtiyacı karşılayabilecek mi, ya da bugün kendini yakacak kadar tepki verip, günün akışına uymayan bir isyan bireyi, gerçekten enayi mi, ya da dedelerimiz, gerçekten dünya bir gübrelik mi, yoksa sonsuzluk da çok da cılız bir durak, bir elini görelim noktası mı, size kalmış, bu tercihle yerinin manzarası da yavaştan görünmeye başlayacaktır, anka kuşunu gören yoktur, ama, kuş vardır ve uçmaktadır, o yola, çileye girmeden de görünmeyecektir, kendi yörüngesinde uçacaktır hep, sen le bağı da hiç olmayacaktır, yani emeksiz kuşun kanatlarından fayda gelmeyecektir.

    Hiçbir kuş kendi kanatlarıyla fazla yükselemez. - William BLAKE, İngiliz Mistik ŞAİR, 1757, aynı sene İstanbul da da, Şeyh GALİB doğar.