Rusya'ya esir düştüğünde gelen komutanın önünde herkes ayağa kalktığı halde 'Müslüman kafirin önünde ayağa kalkmaz' diyerek kalkmayan, davası uğruna her cefaya göğüs geren...
'İman hem nûrdur hem kuvettir. Hakiki imanı bulan adam kâinata meydan okuyabilir ve hadisatın tazyikatından kutulabilir'
Her insan kadar insan... İstiklal harbimizde omuzomuza savaştığımız, aynı kurşunla vurulup aynı kırbadan su içtiğimiz kardeşlerimiz.
Heyhat ki son zamanlarda yok edilmek isteniyor. Dünyayı bir yılan gibi saran Siyonizmanın baş aktörleri ABD ve İsrail tarafından... Bir de Fikir denen mefhumdan nasiplenmemiş sözde Türkçüler tarafından...
Kadın, mahlukatın ince mefkuresi... O, bir sır... Bir ruh... Mücerret ve bir kalıba sığdırılamaz. Nazarımızda kadın Müşahhas ve şehvani bir hayvan değil, madde üstünde bir şey.
O, sokakta yürüdüğünde erkeğin salyalarını akıtarak izleyeceği bir cinsel obje değil, şiir gibi gizli bir mefhum. Tüm varlığı sırrında olan kadın, bir gül misali açıldıkça çürür, çirkinleşir. İnsansa güzeldir ve yalnız güzeli sever... Gülün kapalısını sever bülbül...
İcabı düşünüldü: Tüm kabiliyeti en züppece kelimeleri yanyana getirmek olan ve insan ruhunu makina tıkırtılarında aramak gafletine düşen bu zatı şahane, siyonizmin gayrı sahih evladı komünizmayı savunarak yazdığı mektuplarda aleni olarak sovyet taraftarlığı güttüğü anlaşıldığından isminin Türklük tarihinden kazınmasına, edebiyatta işgal ettiği mevkiden hal'edilmesine karar verildi...
Türk Milleti adına, mukaddesat savunucusu Büyük Doğu
Rusya'ya esir düştüğünde gelen komutanın önünde herkes ayağa kalktığı halde 'Müslüman kafirin önünde ayağa kalkmaz' diyerek kalkmayan, davası uğruna her cefaya göğüs geren...
'İman hem nûrdur hem kuvettir. Hakiki imanı bulan adam kâinata meydan okuyabilir ve hadisatın tazyikatından kutulabilir'
Eserlerini daima nefsine yazan ve en evvel nefsine dinleten Büyük alim, büyük mazlum, son devrin kahramanı.
Her insan kadar insan... İstiklal harbimizde omuzomuza savaştığımız, aynı kurşunla vurulup aynı kırbadan su içtiğimiz kardeşlerimiz.
Heyhat ki son zamanlarda yok edilmek isteniyor. Dünyayı bir yılan gibi saran Siyonizmanın baş aktörleri ABD ve İsrail tarafından... Bir de Fikir denen mefhumdan nasiplenmemiş sözde Türkçüler tarafından...
İlahi emir:
-Örtününüz!
Kadın, mahlukatın ince mefkuresi... O, bir sır... Bir ruh... Mücerret ve bir kalıba sığdırılamaz. Nazarımızda kadın Müşahhas ve şehvani bir hayvan değil, madde üstünde bir şey.
O, sokakta yürüdüğünde erkeğin salyalarını akıtarak izleyeceği bir cinsel obje değil, şiir gibi gizli bir mefhum. Tüm varlığı sırrında olan kadın, bir gül misali açıldıkça çürür, çirkinleşir. İnsansa güzeldir ve yalnız güzeli sever... Gülün kapalısını sever bülbül...
Bana şeytanı getir deseler onu getiririm...
Yağız Türk delikanlısından ayrılıyor. Ayetlerle övdüğü Denizse onu kafasından atmış görünüyor.
Hokkabaz, düzenbaz, üçkağıtçı, soyguncu, hortumcu, mafya kelimelerinin anlamını çağrıştırıyor...
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz hayat süren leşler sizi kim diriltecek!
İcabı düşünüldü:
Tüm kabiliyeti en züppece kelimeleri yanyana getirmek olan ve insan ruhunu makina tıkırtılarında aramak gafletine düşen bu zatı şahane, siyonizmin gayrı sahih evladı komünizmayı savunarak yazdığı mektuplarda aleni olarak sovyet taraftarlığı güttüğü anlaşıldığından isminin Türklük tarihinden kazınmasına, edebiyatta işgal ettiği mevkiden hal'edilmesine karar verildi...
Türk Milleti adına, mukaddesat savunucusu Büyük Doğu
Hayy ve lâ yemut